/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
Bu entry silinmiştir
  1. 1.
    -1
    Ay oha be
    ···
  2. 2.
    +1





    ···
  3. 3.
    +3
    Evet beyler sanırım birkaç kişi var devam ediyorum.
    ---
    Bulunduğum okuldaki derslerimin düşüşünden ve devamsızlığımdan dolayı düzenlediğim sosyal faaliyetlerin yetkileri elimden alınmıştı. ilkokuldan beri beni saplantı haline getirmiş olan Gülçin; bu durumdan faydalanıp bana komplo kurmuştu.

    Sınav haftasından önce sınav sorularını ve cevaplarını benim dolabıma koydu. Nasıl ele geçirmişti, nasıl dolabımın kilidini kırdırmıştı bilmiyordum ama zaten pgibolojim pek iyi olmadığı için beni okuldan atmışlardı.

    Normalde bir insan böyle bir olayda okuldan atılır, anlıyordum fakat diğer hiçbir okulun beni kabul etmemesine şaşırıyordum. Ama hakları vardı, o birkaç ayda gerçekten bambaşka biri olmuştum. Halamlar bana yardımcı olmasalardı annemin, babamın ve kardeşimin kaybından sonra tekrar ayaklarımın üstünde durabilir miydim bilemiyordum.

    iyi arkadaşlıklarım, (el ele tutuşmanın ötesine bir türlü geçiremediğim, ruhsuz ama iyi günlerimde yanımda olan) bir sevgilim ve ailem vardı. Kazadan sonra hiçbiri bana destek olmadılar. Hastanede üç yerden kırılmış bacağımla yatarken, pgibolojik destek alırken ve dostlarıma ihtiyacım varken tek bir kez bile aramamışlardı.

    En azından Arda beni bırakmamıştı. Yeşil gözleri, kumral saçları ve siyah kemik çerçeveli gözlükleriyle her gün yanımda olmuştu. Bana iyi gelen şey onun çaldığı gitardı.

    Çocukluktan arkadaşım olan Arda'yla okullarımız lisede ayrılmıştı ama dostluğumuz asla kopmamıştı. Ailelerimiz birbirlerini tanırdı ve bu dünyada beni benden iyi tanıyan tek bir kişi varsa,o da Arda'ydı...
    ···
  4. 4.
    +3
    Ailemi kaybetmiştim, sağlığım yerinde değildi ve kesinlikle ama kesinlikle ben çok kötüydüm.Çökmüştüm. En yakınım dediklerim bile beni unuttuğunda o zaman benim de onları unutmam gerektiğini anlamıştım.

    Bütün bunları müzik dinleyerek, pgibolojik destek görerek, kitap okuyarak ve sezon sezon yabancı dizi izleyerek atlattığımda gittikçe daha da güçlendiğimi hissettim.Önce alçı çıktı, çizikler ve morluklar iyileşti. Kendime geldim. Uzun sarı saçlarımı biraz kestirdim. Gözlerime artık daha az kızaracaklarına dair söz verdim ve artık devam edecektim. Eğitim, eski okulumda yönettiğim aktiviteler, sahte dostluklar... Hayır.

    Yaşamaya devam edecektim. Gerçek arkadaşlarla ve müzikle.

    Alarm çalmaya başladı, zaten uyanıktım bu yüzden kalkmak zor olmadı. Dolabıma doğru yürüdüm ve aklıma bugün başlayacağım okulun bir formasının olmadığı, serbest kıyafetle gideceğim geldi. Düz lise de olsa bir liseydi. Neden forma olmadığını sadece merak ettiğim için oraya gidince öğrenecektim.

    Altıma koyu lacivert dar kot pantolonumu, üstüme beyaz askılı bluzumü giydikten sonra ceketimi ve kot rengindeki çantamı alarak odamdan çıktım. Önceki gece yıkadığım için saçlarımın durumu fena değildi. Biraz taradım.

    Dış görünüşümle ilgili tek sevdiğim şey olan mavi gözlerimi ön plana çıkartmak için siyah göz kalemi kullanmayı düşündüm.

    Kimi kandırıyordum ki? Gözlerimin altındaki dün gece uyuyamamanın verdiği morluklardan çok ilgiyi başka tarafa çekmeye çalışıyordum.

    Göz kalemi fikrinden vazgeçtim ve uğraşmamaya karar verdim. Son kez aynaya baktıktan sonra odamdan çıktım ve halamların yanına gittim.

    Günaydın.
    ···
  5. 5.
    +3
    Kahvaltıdayken Mert'e bir şeyler yedirmeye çalışan halamı izledim. Yorgundu. Uzun zamandır diplerini boyatmaya fırsat bulamadığı sarı saçları at kuyruğu şeklinde topluydu.

    Ebru Halam her zaman bana çok yakındı. Belki teyzem olmadığı için böyle düşünüyordum ama hayatımın bu evresinde yanımda olduğu için şanslıydım.

    Kahvaltıdan sonra ben evden çıkarken yumuşak ama endişelerini belli etmemeye çalışan sesiyle bana Oraya ait değilsin Güneş,biz... eniştenle elimizden geleni yapmaya çalıştık ama--- derken onun sözünü kestim.

    Hayır hala, çok teşekkür ediyorum. Sonuçta başka seçeneğimiz yok. Dedim ve sarıldım.

    Keşke elimden daha iyisi gelseydi... Annen, Hale, bunu isterdi. Dediği anda sesi kırılmıştı.

    Gözlerimi sıkıca kapattım ve bir kaç saniye sonra açtım. Sarılmak yüzümüzü, hissettiklerimizi,düşüncelerimizi saklayabilmemiz için harika bir eylemdi ve açıkçası bir kaç aydır fazlasıyla işime yarıyordu.

    Oraya ait olmadığımı ben de biliyorum,ama elimdeki tek şans bu ve bu şansımı kullanacağım. Kaybettiğim şeyler kazandıklarımdan fazla diye eğitimi ve yaşamayı bir kenara atamam. Dedim ve onunla vedalaştım.

    Pek de uzun sürmeyen bir otobüs yolculuğunun ardından okulun girişine geldiğimde kulaklıklarımı çıkarttım. Kötü sonuçlarla biten araştırmalarıma rağmen okul gerçekten de büyüktü ve görkemliydi. Tamam,kabul ediyorum,bir Hogwarts değildi ama eski okulumdan daha büyük bahçesi vardı.

    Kötü sonuçlarla biten araştırmalarım derken... Atagül Lisesi okuduğum ve duyduğum şeylerden öğrendiğim kadarıyla 'Hiçbir yere kabul edilemeyenlerin gittiği okul'du. içerisindeki öğrencilerin karakterleri hakkında az çok internetten bilgi sahibi olabilmiştim fakat okuduklarım beni rahatsız etmeye başlayınca kendimi anında durdurmuştum..
    ···
  6. 6.
    +3
    Önyargı... işte yeni hayatımda sahip olmak istemediğim bir şeydi.

    Okulun geniş kapısından içeri yürüdüm. Dört güvenlik görevlisi vardı. Biraz fazla değil miydi?

    Bahçeye adımımı attığım anda çevreme bakındım. Hayatımda bu kadar farklı tipte insanı bir arada görmemiştim. Eski okulumda giysem anında ceza alacağım kıyafetler ve makyajlar vardı. Kızlar ve erkekler... Herkes farklıydı. Duvarlar sanırım bir zamanlar sarı ile boyanmıştı fakat sprey boyalarla duvarları siyaha boyadıkları belli oluyordu.

    Bahçenin en köşesindeki uçta yaklaşık 6 erkek ve 4 kızdan oluşan bir grup oturuyordu. Bazılarının ellerinde sigara, bazılarının bira.. Ortalarında oturan ve ülke ortalamasının fazlaca üstünde bir yakışıklılığa sahip olan siyah saçlı, siyah deri ceketli, kolunda dövme olan çocuk, kucağında bir kızla oturuyordu. Kabul etmeliydim ki kız çok güzeldi.

    Siyah deri ceketli olan kolunu kaldırdı ve kucağında duran kızın ağzındaki sigarayı aldı. Kendisi içmeye başladığında kıza bir şey söyledi ve kız ayağa kalkıp yürümeye başladı. Nedense mutlu görünüyordu.

    Güvenlik görevlisine gidip Pardon,bu okulda sigara ve içki yasak değil mi? diye sorduğumda amacım ispiyonlamak falan değildi. Sadece onların neden bu kadar rahat olabildiklerini anlamaya çalışıyordum.

    Olay çıkartmadığın ve kimseyi bıçaklamadığın sürece istediği yap ,sadece bahçenin ortasında biriyle sevişme yeter. Okulun içinde bolca alan var... diye bana karşılık verdikten sonra tekrar diğer güvenlik ile sohbetine döndüğünde şok olmuştum.

    Bahçenin ortasında biriyle sevişmek mi?

    Bıçaklamak mı?

    Ciddi değildi... Di mi?
    ···
  7. 7.
    +3
    Sağ tarafıma baktığımda etekleri neredeyse görünmeyen üç tane kız gördüm. Neye bakıyorsun öyle sarı? diye bana laf atınca hemen önüme dönüp hızlı adımlarda müdürün odasına doğru gitmeye başladım. Bulmak zor olmadı.

    Güneş Sedef. Hoşgeldin,ben okulun müdürü Çağatay. Tanıştığıma memnun oldum. Diyip benimle tokalaştı, ardından masasının karşısında duran üçlü koltuğa oturmamı işaret etti.

    Uzun boylu ve kahverengi saçlıydı. Gri bir takım elbise giyiyordu. Gençti. En fazla otuzlarındaydı. Böyle bir okulda nasıl otorite sağlıyordu?

    Acaba öğrencilerinden haberi var mıydı bu adamın?

    ''Dosyanı inceledim, buraya istanbul'un ilk 10 okulundan birinden geldiğin yazıyor.Bu gerçekten doğru mu?diye sorduğunda bunu ilk okuduğunda yaşadığı şaşkınlığın aynısını yansıtmayı denedi ama pek başarılı olamadı. Gülümseyerek başımı evet anlamında salladım.Pek konuşmak istemiyordum, açıkçası neden gülümsediğimin de farkında değildim. Belki de akademik anlamdaki son şansımın bu okul oluşu beni zorla gülümsemeye itiyordu.

    Not ortalamalını karşılaştırdım Güneş ve ayrıca rehberlik ofisinden gelen siciline de baktım. Fazla masum görünüyorsun.'' Dediğinde ne demek istediğini anlayamamıştım.

    Sicilim yüzünden okulumdan atılmıştım ve gittiğim okullar beni almamışlardı. Tamam, benim bir suçum olmasa bile dosyamdakiler ortadaydı ve bunun masumluluğu ne kadardı?
    ···
  8. 8.
    +3
    Cevap vermediğimde sessizliği bozan yine o oldu:

    Buraya çok sık öğrenci gelmez, fakat geldiğinde de bir kaç yıl kalmaya devam ederler,biz onların artık buradan mezun olup gitmeleri için elimizden geleni yaparız... diye konuşurken bana okulu anlatmaya çalıştığını anlamıştım.

    Gözüm pencereden dışarı,o çocuğa kayıyordu. Etrafındaki kızlar ondan ilgi bekliyorlardı ama o sanki farklı bir dünyada yaşıyordu. Çevresindeki kızlar da onun yaşadığı o farklı dünyaya bir saniye bile dahil olabilmek için yapabilecekleri fedakarlıkları hazırlamışlardı bile.

    Ya ben çok hayal kuruyordum, ya da içimde büyük bir Sherlock Holmes yatıyordu.

    ... Fakat inanıyorum ki sen beni hayal kırıklığına uğratmayacaksın, öyle değil mi? diye sorduğunda dikkatimi olması gereken yaştan daha genç olan müdüre verdim.

    Evet, sanırım.. Ben,bir şey sormak istiyordum. Niye okulda forma giyilmiyor? diye sorduğumda camdan dışarıyı gösterdi.

    Etrafına bir baksana! Sence uyarlar mı? dedi.

    Haklıydı.

    Ders progrdıbının fotoğrafını sınıf defterinden çekebilirsin. Ayrıca iki tane de sosyal aktivite seçmen gerekiyor. Bana sonradan haber verirsin.Şimdi iki kat yukarı çık, sınıfın 11-E. iyi dersler. Dedi ve ardından kendimi koridorda buldum.
    ···
  9. 9.
    0
    Anlat koca yurekli yazar
    ···
  10. 10.
    +4
    Sınıfın kapısından girdiğimde zil çoktan çalmıştı.Öğretmen de içerideydi.

    Ben özür dilerim, geç kaldım. Müdürün yanındaydım. Diyip kapıyı arkamdan kapattığımda sınıftan bir ıslık sesi duydum. Duyduğum yöne batım. Islık çalan çocuğun yanında oturan kızın onun suratına bir tokat yapıştırdığını gördüm. istemeden gülümsedim.

    Karşımda lacivert bir elbise giymiş, yuvarlak gözlükleri olan bayan bir öğretmen duruyordu.Komik bir şey mi vardı? diye bana sorduğunda hemen Hayır, özür dilerim. Diye cevap verdim.

    ilk günümden son şansım olan garip okulda bir sorun yaşamak istemiyordum,ki burada bulunduğum on beş dakika içinde bütün öğrencilerin son şanslarının burası olduğunu anlamıştım.iyi, yalnız değildim en azından.

    Böyle bir okuldan hiç beklemediğim şekilde otoriter olan öğretmenTamam, geç boş bir yere. Dediğinde sınıfa baktım.Her yer doluydu.Bir adım daha atıp arka tarafları inceleyecektim ki Yanım boş. Dedi kalın, farklı ve nedense o anda farklı hissetmemi sağlayan bir yabancı erkek sesi.

    Gözlerimi sesin geldiği tarafa,en arka ve en köşeye çevirdim.

    Bu o çocuktu. Bahçede gördüğüm, siyah deri ceketli ve dövmeli olandı. Gerçekten de çok yakışıklıydı.

    Yanına oturduğum zaman onu yakından inceleme şansını buldum. Spor yaptığı giydiği tişörtten ve ceketin üstüne oturuşundan belliydi. Bembeyaz bir teni vardı ve siyah saçlarıyla daha önce hiç tanık olmadığım bir uyuma sahiptiler. Üzerinde siyah hariç hiçbir şey yoktu. Pantolonundan spor ayakkabılarına, içindeki tişörte, ceketine,çantasına kadar her şeyi siyahtı. Bir tek mavi gözleri onu bu karanlıktan aykırı tutuyordu.
    ···
  11. 11.
    +1
    beyler ilgi gelirse devam ederim iyi geceler
    ···
    1. 1.
      0
      devam panpa yarım bırakma hikayeyi senin için uyumuyorum
      ···
    2. 2.
      0
      Aşırı yoruldum yazmaktan kardeş ama söz veriyorum bu hikaye yarım kalmayacak yarın devam edicem tam hızla
      ···
    3. 3.
      0
      entryi niye sildin laaaan
      ···
    4. diğerleri 1
  12. 12.
    0
    https://www.wattpad.com/4...7210-karanl%C4%B1k-lise-1 burdan alıp alıp yazıyor hikaye kendisinin değil.
    ···