1. 26.
    0
    birader saat 1de film bitiyo dışarı çıkıyonuz dürümcüye derken saat 1.30 oluyo ve seyyar dürümcü buluyosunuz ha ?
    fazla fantastik olmuş
    ···
  2. 27.
    0
    meslek lisesinde sarışın mavi gözlü melisler olmaz panpa. yanlış gelmişin sen.
    ···
  3. 28.
    0
    Oo rez alirim bi dal
    ···
  4. 29.
    0
    Reserved
    ···
  5. 30.
    0
    reservvv
    ···
  6. 31.
    0
    reserved
    ···
  7. 32.
    0
    rezerveeeed
    ···
  8. 33.
    0
    reserved ulan.

    gibiş yok ama olsun.

    ordaki melise çok tav oldum..

    iddaalıyım o kızı bağlar yüz üstü bırakır yada giber yüzüstü bırakırdım.

    birşeyler yapardım öyle kılsa.

    en sinir olduğum hareketler.

    tabiii gerçekse..

    okulda kalma falan pek inandırıcı değil ama..
    ···
  9. 34.
    0
    up up up
    ···
  10. 35.
    0
    reserved
    ···
  11. 36.
    0
    hakan yavaşça yerden kalktı. gidip sigortaları düzeltti ve, 3-4 dk. sonra tekrar yanımıza geldi. ve özge'nin yanına gitti. özge koltukta oturuyordu. hakan tam ağzını açıp bir şeyler söylüyordu ki, özge tokadı patlattı suratına.

    +özge: hayvan herif. kalpten gidiyordum burada !
    -hakan: çok özür dilerim. sadece şaka yapmıştım. affet beni.
    +özge: hayır affetmiyorum seni. defol git yanımızdan.
    -hakan: ya şimdi geri mi döneyim. gelmişim o kadar yol bu karanlıkta.
    +özge :beni ilgilendirmez. defolll ya.
    -melis: hadi hakan uza buradan. adam gibi gelseydin, alırdık seni aramıza.
    +hakan: enes, sercan siz bir şeyler söyleyin bari. kovuyorlar beni.
    -ben: valla bu gece, buranın müdiresi melis. o ne derse, o olur...
    +özge: ayaklarımı kapansın, öpüp özür dilesin, affederim hakan'ı.
    -hakan: yok artık, ya. abartma özge.
    +melis: çabuk özge'nin ayaklarına kapan, öp ve özür dile hakan. yoksa az önceki tekmenin daha sertini yersin ! (bağırarak söyledi)

    hakan bu lafların üzerine. özgenin ayakkabıları çıkardı. sonrada çoraplarını. ve
    özge'nin ayaklarını öpmeye başladı.
    +özge: üstünü değil, altını öp hakan !

    hakan baya bir utanarak özge'nin ayaklarının altını öpmeye başladı...

    +özge: aferin... işte böyle.
    -hakan: tamam mı, oldu mu?
    +özge: ben sana kes demedim, devam et... (gülerek söyledi)

    bizde gülerek seyrettik olanları. hakan işte böyle 45 sn. falan öptü özge'nin ayaklarını...

    özge: tamam yeter. bu sana iyi bir ders olmuştur.
    sonrasında hakan ayağa kalktı. yüzü kıpkırmızıydı.
    +melis: bu kadar gerilimin üzerine, bu eğlence güzel geldi ya.
    ben: aynen. ama benim karnım acıktı. kantinden bir şeyler hazırlayalım mı?
    -özge: evet, ya iyi olur.
    +melis: hadi inelim kantine o zaman.

    bu arada hakan gelirken playstation getirmiş. enesle beraber kurup oynamaya başladılar.
    bizde; melis, özge ve ben üçümüz kantine indik... tost falan hazırlayacaktık. sonra sabaha kadar tost bize yetmez diye düşündük... benim bildiğim bir dürümcü vardı. geceleri de açık oluyor. ama okulun baya bir uzağında. yani yürüyerek yarım saat falan sürüyor.

    +ben : bildiğim bir dürümcü var kızlar. gidelim isterseniz. hem bu gece baya bir gerildik. dolaşırız biraz kafa dağıtırız.
    -özge :gece gece başımıza bir şey gelmesin bu saate?
    +ben: dürümcü çok yakın bir yerde zaten melis var yanımızda. siyah kuşak karateci. korur bizi

    melis bu laftan sonra ufak bir tebessüm gösterdi. ve bizde dışarı çıkmaya karar verdik. enes'e de msj attık dürümcüye gidiyoruz diye...

    okulun kapısının önünde güvenlik kamerası olduğu için, okulun arkasındaki duvardan tırmanarak atlayacaktık.
    duvarın önüne geldik. duvar 1.50 metre yüksekliğinde, üzerinde de 75 cm falan demir parmaklık var. parmaklığın üzerinde de dikenli teller vardı, ama biz daha önce okuldan kaçarken, dikenli telleri yan keskiyle halletmiştik

    neyse, ben sırtımı eğdim, ikibüklüm duruyorum. önce melis sırtına basıp duvara tırmandı. ardından özge'de aynı şekilde...
    daha sonra da ben tırmandım duvara. ve kızlardan önce aşağıya atlayıp, yine onlara merdiven görevi yaptım. onlarda indi aşağıya.

    +melis: bu gece fena gerilim yaşadık.
    -özge: hiç sorma ya... kabus gibiydi. ama hakan aptalına iyi bir ders verdik.
    +melis: korkma canım kabus artık bitti. bu gece sabaha kadar eğleneceğiz. öyle değil mi sercan?
    -ben: aynen kızlar. artık rahat olun. yaşayacağımız kadar gerilim yaşadık bu gece zaten...

    i̇şte bu konuşmaların ardından, dürümcüye doğru gecenin bir yarısı yürümeye başladık. saat 12:30 tu... kızlara kabus bitti, rahat olun demiştim. ama unuttuğum bir şey vardı.

    gece daha henüz yeni başlıyordu...
    Tümünü Göster
    ···
  12. 37.
    0
    evet bodruma katına tek başıma inecektim o karanlıkta. bizimkilerin yanından ayrıldım. yavaş yavaş aşağıya iniyordum. cep telefonunun ışığı ile de önümü görmeye çalışıyordum. kafamda tek bir soru vardı. ''acaba bu elektrik kesintisi gerçekten cin'in bir işareti miydi ?i̇şte böyle düşünürken 1. kata gelmiştim.
    adımlarımı yavaş yavaş atıyordum. zemin kata yaklaşmıştım ki, aşağıdan bir ses geldi...
    olduğum yerde dona kalmıştım .
    kim var orada'' diye seslendim. ama titriyorum korkudan. ve bir ses daha geldi zemin kattan... böyle öksürük sesi gibi, boğuk bir sesti. elimden telefonu düşürdüm korkudan. ve bir anda acayip panikleyip, yukarıya bizimkilerin yanına doğru koşmaya başladım. merdivenleri ikişer üçer çıkıyorum... bizimkilerin olduğu, öğretmenler odasına direk bodoslama daldım. nefes nefeseyim...

    +melis: hani sigortaları yapmadın mı ?
    -ben : bırak sigortaları. aşağıda birileri var. sesler geliyor zemin kattan.

    bu konuşmadan sonra özge baya bir panik oldu. enes'te aynı şekilde tabi... melis yanıma geldi ve yakamdan tutarak;

    +melis: bana bak, sercan eğer yine bizi kandırıyorsan, ayağıma sürdüğün ojeleri yalatarak çıkartırım sana !
    -ben : yemin ederim melis. vallaha bodrum katından sesler geliyor.
    +özge: bu sefer şaka yapmıyor galiba melis, baksana şunun suratına, bembeyaz olmuş korkudan.

    i̇şte aramızda böyle konuşurken, panik iyice artmıştı. dördümüzde birbirimize yanaştık. bu sırada koridordan bir ses duyduk. yine boğuk bir ses...
    o andaki korkuyu ve telaşı şu anda tarif etmem imkansız... özge ağlamaya başladı birden. enes özgeye sarılıp, onu sakinleştirmeye çalışıyordu. bu sırada ben bir sandalye kaptım. melis'te aynı şekilde kaptı bir sandalye.
    o sırada kapının kolu oynadı. ve kapı yavaşça açılmaya başladı. özge iyice çığlıklar atmaya başlamıştı. kapı yavaş yavaş açılıyordu...
    kapı açıldığında birde ne görelim... gelen bizim sınıftan hakan'dı. enes film izlerken hakan'a mesaj atmış okuldayız diye. hakan'da gizlice 1. katın koridor tarafındaki penceresinden tırmanarak içeri girmiş. amacı bizi korkutmak...

    +hakan : i̇yi gecelerrrr. sizi biraz korkutayım dedim. ha, ha, ha.. nasıl tırstınız ama.
    -melis : birde gülüyorsun he. şimdi görürsün sen.

    melis, hakan'ın yanına gidip kasıklarına bir diz geçirdi... hakan direk yere yapıştı.

    +melis: bak, bende sana şaka yaptım. nasıl hoşuna gitti mi?
    -hakan: o***
    +melis: ne dedin sen? bir daha söyle çabuk.
    -hakan: tamam, özür dilerim.
    +melis : senin yüzünden korkudan ölüyorduk burada. şu özge'nin haline bak. nasıl korktu kız... defol git önce şu elektrikleri hallet, sonra gel hepimizden özür dile. en başta da özge'den tabi...
    Tümünü Göster
    ···
  13. 38.
    0
    reszzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
    ···
  14. 39.
    0
    rezzzzzzzzzzzzzzz
    ···
  15. 40.
    0
    hakan gelcek beyler onun dıbınakoyim hakanı gib melis başqn
    ···
  16. 41.
    0
    @11 h0ligan nickli yazar benim. silik yedim zamanında. ve bu hikayeyi başka bir sitede paylaşmıştım. o panpa oradan kopyalamış olması lazım.
    ···
  17. 42.
    0
    reserved
    ···
  18. 43.
    0
    http://inci.sozlukspot.co...i-payla%C5%9F%C4%B1yorum/

    hikayenin gerçekk yeri burası çalıntı yapmış
    ···
  19. 44.
    0
    yalan ama reserve

    edit:çalıntı eksi
    ···
  20. 45.
    0
    @1 devdıbını getir panpa
    ···