+66
-155
üst edit:gelen nicke basıyor eksiyi. çüğü nicke değil entrye verilir. bilin istedim. nicke eksi vermek emek hırsızlığıdır. ciddi bişey yazdık şurda sizde az ciddi olun lütfen. sonrada tokmak şöyle böyle diyorlar. sözüm onlara, gibtirin ordan amk salakları.
bundan 6 yıl önceydi.o zaman köyde oturuyduk. köyde okumama rağmen şehirdeki en iyi anadolu lisesini kazanmıştım.155 cm boylarında küçük ve zayıf bi çocuktum. bide köyden geldiğim için hep kendimi ezik hissediyordum. durumuzda iyi değildi.
okulun 2. haftasıydı. artık sınıftaki herkesi tanımaya başlamıştım. işte bu 2. haftada da yine beden eğitimi dersi vardı yine. sınıftaki erkekler kendi aramızda maç yapacaktık.
neyse indik spor salonun soyunma odasına. herkeste 10 numara kramponlar, eşofmanlar formalar falan. bende ise sıradan bi eşofman vardı, üst için eski bi tişört. ayakkabım ise normalde kullandığım 10 veya 15 liralık üzerinde nixe yazan çakma bi ayakkabıydı. kramponum yoktu tabiki. onla oynayacaktım mecbur. bende diğerleri gibi giyindim salonda.
bide sınıfta sırık gibi bi çocuk vardı. adı anıl olsun. anılın ailesi oldukça zengidi. kendide ayı gibi bişeydi amk. neyse bu yeni bi krampon almış.ama krampon dediğim öyle çivili falan değil. salon futbolu için. resimdekine benzer gümüş rengi bir ayakkabıydı işte.
tabi herkes soyunma odasında bunu konuşuyor. herkes üstünü giymişiti bir kaç kişi dışında. topluca spor salonuna doğru giderken anıl ın yanına yaklaştım ve:" anıl ayakkabın güzelmiş" dedim. bana soğuk bi şekilde dilinin ucuyla, sağol dedi sadece.
işte merak ediyom ne kadar falan diye. dedim anıl peki ne kadara aldın?.
anıl bana ters ters baktı ve, "napacaksın ne kadara aldığımı, sülaleni satsan alamazsın bu ayakkabıyı ama merak ediyorsan söyleyeyim, 85 liraya aldım" dedi.
hayatım da hiç o kadar ezilmemiştim.ama cevap dahi veremedim. sadece arkamı döndüm ve soyunma odasının lavabosuna doğru ilerledim. tuvalete girdim ve 5 dakka boyunca hüngür hüngür ağladım... ağlayordum ama bu bişeyi değiştirmeyecekti bu.
5 dakika sonra çıkıp elimi yüzümü yıkadım. gittim salona doğru. sınıfımızda 15 erkek vardı, bir baktım 7 ye 7 başlamışlar maça.
bi arkadaşa seslendim ve beni de alın bende oynayayım dedim.oda tamam bize geç ama kaleci olacaksın dedi.
kabul ettim ben kaleye doğru ilerliyordum ki, rakipteki anıl bini:"oooo siz 8 kişi oluyosunuz böyle olmaz falan" diyordu. beni bir kez daha ezmişti.bir kaç kişi daha onu onaylayınca
dışarı çıkmak zorunda kaldım.
soyunma odasına doğru ilerledim, üzerimi değiştiryiyorum yalnız ama hâlâ hüngür hüngür ağlıyorum. içimden şu duayı ettim:"allahım ne olursun bu fakirliği üzerimden al, beni bunlara ezdirme yarabbi, yemin olsun ki bende çok çalışacağım" diye dua ettim.
o yılı ise 1 arkadaşım dışında hep tek başıma yalnız geçirdim. hukuk okumak istediğim için ise 10. sınıfta eşit ağırlık bölümünü seçtim ve anıl şerefsizinin yüzünü 3 sene boyunca görmemiştim.
lisedede hep çok çalıştım, denemelerde il birincilğim bile var. lise boyunca dersaneyede gittim ama hep burslu idi. sadece 1 defa 500 tl ödemiştim 4 yol boyunca.
şimdi mi?.şimdi hukuk fakültesi 2. sınıfı bitirmeme 1 ay kaldı yalnızca. maddi durumumuz allah çok şükür daha iyi. herşeyi alamıyoruz belki ama eskisi gibide değiliz. okulu bitirdiğimde ise daha iyi olacak inşallah. babama destek olacağım bitirince.
ama ben ne o ezilmemi unutacağım, nede o anıl şerefsizini...
kamu spotu notu:
sözlükte bir çok liseli kardeşim var bunu biliyoruz.siz beni sevmesenizde ben sizi uyarayım. lütfen iyi çalışın arkadaşlar.iyi çalışınki kimseye kendiniz ezdirmeyin. bide ailenizede güvenmeyin çok. onlarda bi yerden sonra desteğini kesecek çünkü, ondan sonra ise patronlarınız ezer sizi demedi demeyin... vesselam..
Tümünü Göster