/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 7.
    +1
    Aq niye kimse okumuyor

    edit:Bende okumAdım
    ···
    1. 1.
      0
      ben kafama estikçe yazarım okuyan okur.
      ···
  2. 6.
    +1
    ilk bölüm üçüncü kısım
    eve gittiğimde kapıda ablam ben şok tabi. dakikalarca somurttum onu istemediğimi belirttim(söylemedim) bana dedi "istemiyorsan giderim" diyemedim "gibtir git" diye dedim "kal" nasıl olsa iki güne giderdi. ama ertesi gün elinde dershane kitaplarıyla gelince ağır şoka uğradım. aklımdan bağırmak çağırmak geçti ama bağıramadım, çünkü ağzıma edilebilirdi. gene korktum.

    tabi bu arada mta san andreas'a geri döndüm. hani gta sa'nın multisi. orada cit2 serverında oynuyordum. buraları anlamayanlar olacaktır olsun. bir aralar dışlandığım yere kavgacı biri olarak dönüyordum. gerçek hayat umrumda değildi mta sa'da girdiğim ağız dalaşları çok iyiydi. oyun oynamasam ağız dalaşına girerdim. sağolsun babamın kırdığı bilgisayarın harddiskinde ne kadar güvende loglar(yazı dökümleri) hiç bilmiyorum.

    gene pazartesi oldu, o günden itibaren okulda hayatım zorlaşıyordu. barıştan bahsetmiştim ya, o beni laf yarışına sokup sonra bana sokuyordu. ben ise öyle gib gib laflar ediyordum. çok uğraşıyordu benimle. hatta o yıllardan beri sölenter, semender gibi tek hücreli isimleri takardı bana, çok alınırdım ama artık pek alınmıyorum. o zamanlar güçsüzlüğün getirdiği bir acziyetti belki alınganlık.

    tabi barışla biraz baş edebilsem yan sınıfta idris cemal ve hakan laf sokar sırrı kardeşim ise uf uf çekerdi. öğretmenlerden yediğim laflar aklıma geldi bir de. uyuma, uyuma, en sonunda umursamadılar uyu bana ne aq dercesine. hep derdim "böyle mi öğretmenlik oluyor az ilgilen aq" diye. o zamanlar ilkokulda okuduğum bir baltaya sap olamayan insanları bir öğretmen çıkıp adam ediyordu ve çok iyi insanlara dönüşüyorlardı. bana öyle bir dokunuş 3 yılda hiç olmadı. bu yıl olur gibi oldu ama o da olmayacak. zaten benim hatam birinin kurtarmasını beklemekti bu hataya hala daha düşüyorum.

    eve döndüğümde bilgisayar başında kavgalar ederdim. ahmet kaya hala dinlerdim. bir ara soba kurulumu için boru lazım oldu benim de boruyu tutmam lazım oldu, onu hallettik işte benim bir günüm orada harcandı ama aynı evde olsam aynı sobayı kursam keşke diyorum şimdi. insan geçmişinin değerini şimdi iken değil geçmiş iken anlıyor. bari siz yapmayın akıllanın vaktinizin değerini bilin diyecem de size göre de değeri bilinecek bir şeyi yoktur belki.

    ilk bölümün üçüncü kısmını da bitirdim.
    ···
  3. 5.
    0
    yalnız beyler baştan diyim ben bunu iki kız hikayesi diye anlatmıyorum. tamam bunu yazdıran şey bir değil bir kaç kız oldu o sümeyra da o günlerde kalsa bile asla o günlerde kalmadı izlerini hala daha taşıyorum. hiç dokunmadan bende bir parça iz bıraktı. belki de ben şıpsevdiyim bilmiyorum ama... neyse ileride yorumunuzu yaparsınız ama kesinlikle tek kız üzerine kurulu bir hikaye beklemeyin. bunu bekleyip de bana sövecek olan varsa şimdiden gitsin.
    ···
  4. 4.
    0
    ilk bölüm ikinci kısım
    çarşamba günü okulda ilk günümdü. girdim içeri hocam ben yeniyim dedim. herkes en arkalara kurulmuştu. yıllar sonra alayı en öne geçecek ve beni arkada bırakacaklardı, ve bunu arkadaş dediklerim yapacaktı. haberim yoktu. geçtim en öne öğretmen sırasına. bu sırada çok ecel terleri dökecektim hoca hepimizi gezecek ilk beni azarlayacak diye. aşırı yüreksizdim ve korkaktım.

    beyler benim üstümde o zamanlar devasa bir asosyallik vardı. bu yüzden kimseyle ben tanışmadım herkes benimle tanıştı. zamanla oldu ama güzel oldu.

    cuma günü bizim cemal benimle çok uğraşırdı, ben de dedim bak uğraşma. hala daha gıdıklıyor ulan huylanıyorum yapma dıbına kodum. bir anda suratına tokadı geçirdim sonra o da bana geçirdi ben de ona o bana ben ona derken tahtaya bir itti sonra bana tip tip baktı. dedim bu beni gibecek. köşeme çekildim ve gittim, o ise benimle daima(lise 1'in sonuna kadar işte) uğraşacaktı.

    sonra yapayalnız evime gittim tabi yol arkadaşım bi maruftu. çocuk elazığlıydı ve zekiydi. ben beynimi yemiştim o ise yememişti çok çalışkandı. zehir gibiydi. b39'a biner dikkaldırımda inerdik. sonra ben 10 dklık yolun ardından eve varırdım. tabi eve gitmeden önce param oldukça muhakkak dönerimi yaptırırdım. evde yerdim. ayranla beraber çok güzel gidiyordu be kardeşim. şu an yutkundum bunu yazarken.

    sonra işte bir pazar günü, tabi bir de o zamanlar ablamla beraber leyla ile mecnunun son sezonunu tekrar izlemiştik(ben bir tek o sezonu izledim), son bölümündeki bitmeyen senfoni midir nedir hani erdalın çocuğu ölüyor nurten de ölüyor sonra ismail dayanamıyor denize atlıyordu ya, orada çalan müzik benim iç hatlarımı tahriş etmişti. çok duygusaldım. üstüne bir de 2 temmuz 93 sivas madımak belgeselini izleyince bir anda herkes kanatlanıp bir bir uçuyormuş gibi geldi gözüme. tüm sevdiklerim. böyle salakça bir ruh halindeydim.

    pazartesi oldu, hoca tak tak bir şeyler anlatıyor ders anlatıyor sanırım hiç dinlemiyorum. kafayı koyuyorum yatıyorum onlar bunu hakediyordu, ama ben bunu haketmiyordum dersi dinlemem gerekti. nasıl olsa yata yata çözüyordum ama lisede o işler öyle dönmeyecekti.

    (edit:pazartesi günü seçmeli ders vardı son iki ders. bu dersi bilirsiniz hani kimisi hz. muhafazidin hayatını seçer kimisi işletme ama tek numarası işte boş ders olmasıdır hiç bir şey olmaz. ablam gerçekten ders işlenir sanıyordu :d

    o gün barışla tanıştım, kendisi çok iyi bir çocuktu. beraber muhabbet ettik tam olarak ne konuştuk hatırlamıyorum ama aynı fikirlerdeydik. tek fark o günlerde ben komünisttim o ağır türkçüydü. yalnızlığım ufaktan ufaktan orada gideriliyordu)

    eve döndüm, 5 günüm evde boştu. ablam bandırmaya gitmişti pazar günü. ahmet kaya dinlerdim, uludağ sözlüğe girerdim, sonra inci sözlüğe kayıt oldum, selamımı verdim. abiler dedim çünkü 4 yıllık o müessesede bildiğim hep abilerim vardı. bense bir küçük bebeydim beni kabul ederler diye. çok hakaret yedim ama hepsi güzeldi. "geçmişse güzeldir".

    sönmez dayıyla burada tanıştım mesela. o eski swfler falan çok güzeldi. hepsinin tadı damağımda. damağımda tadı olan başka bir şey varsa da, o da okulda aç kalıp cebime bıraktığım 5 liraya döner ayran alıp evde onları lüp lüp zütürmekti.

    perşembe günü oldu ben bir gece ahmet kaya tedirgin'i dinlerken. içim ürperdi dedim anne içim ürperiyor korkuyorum. annem de bunu yanlış anlayıp ablamı eve çağırmış hiç istemediğim halde. ben bir iki gün bile kalmasına tahammül edemiyorum.

    ertesi gün tuncel kurtizden bahsediyordum okulda, o gün tuncel kurtiz ölmüş. facebooka "ccc üşüyorum tuncel reyiz ccc" yazmışım. sonra annem aramış nasılsın. ablam aramış nasılsın. babam aradı "EEEEEEEEEE AQ" diye bağırdım. beni acemlere çağırdı. orada bekliyorum, buskinin oradaymış meğersem. acemlerden buskinin olduğu tarafa geçmek için üst geçit var ama oradan geçecek züt yok bende. sonra babam geldi beni aradı kesin bağırıcak diye korktum nasıl inip çıktığımı hatırlamıyorum. yolcular bir buçuk dk meşgul oldu. sonra babam saat 8'e kadar esir aldı bana 9d ile nilüferi gezdirdi. ablamın geldiğinden haberim yok. o gün atatürk stadyumunda(şimdi maltepenin yıktırdığı stad, benim 3 yılım yıkıldı orada onun bunun belediyecisi) maç vardı o kalabalığın içinden sıyrılıp b39'a bindim eve gittim.

    ilk bölümün ikinci kısmı bitti herhalde.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 3.
    +1
    Sümeyra'yı gibecek rez alın
    ···
  6. 2.
    +1
    Devam tutar
    ···
  7. 1.
    +1
    beyler şuraya bir boşluk ayırıp aşağıdan devam edeceğim:
    ---boşluk---
    doldurulacak
    ---boşluk---

    ilk bölüm:eksi sonsuzdan geldim.
    dün gece deftere yazmaya başlamıştım sonra bıraktım yorulduğum için, sayfaların da yapışkanı gitmesin diye yazamadım öyle kaldı. buradan başlıcam tekrar.

    şimdi eksi sonsuzdan geldim dedim çünkü ben geçmişe dair pek çok şeyimi unuttum. bandırmadan bursaya taşınınca dershanede yaptığım espriler falan her şeyi unuttum ama bir o kızı, yani sümeyra'yı asla unutamadım. yıllar geçti ve o kızı ret yediğim bir sürü kıza rağmen hala unutamadım.

    çok fazla tartıştım evde ailemle. tonlarca oyun oynadım ahmet kaya şafak türküsü albümü dinledim ruhi su dinledim komünistlik yaptım, sümeyra'yı hatırlayıp şirinamın dinledim. wikipedia'da öyle nick almıştım hatta.

    o zamanlar çok kiloluydum. çok sıkıntı çektim mesela doğru düzgün arkadaşım olmadı ama bu kilomun getirdiği asosyallikten ötürüydü çünkü dershanede behram diye bir çocuk vardı o benden daha şişmandı ama bir ortamı vardı. neyse, bursa'ya dönüşümden önce tek anlatacağım şey, sümeyradır. gerisini boşverin. bana bu satırları yazdıran iki kızdan biridir hatta. görür inşallah.

    ramazan ayları saat 10'a kadar uyumazdım, saat 6'da uyanır 7 buçukta da ezan okunurdu ve yemeğimizi yerdik annem tavuk yapardı çok güzeldi. sonra bayram günü geldi ve ben gün boyu uyumuşum, saat öğlen 3'ten gece 1'e kadar ara ara uyanmalar, sonra sabah 9 oldu ve ağustos ayı geldi, sıcakladı havalar, bayıyordu. ablamla çok tartışırdım bolca ağzıma ederdi. 8. sınıf bitmiş liseye geçiyorum ya, tercihlere baktık ahmet vefik paşa çıktı onu kaydetmeye gittik, sonra yedeklerden değiştirmeye kalktık. işte okulların açıldığı hafta ilk gün ben okula gitmedim. yedeklere baktık ablam annem ve ben. sonuç şu: ilk üçünü kazanamamıştım ama avpden daha iyi bir liseye gitmiştim. ertesi gün işte apartopar uyandırıldım, öğrenci kartı için fotoğrafım alındı o fotoğrafta böyle saçlarım dimdik tipimse sinirli çocuk. yani işte öyle tak gibi bir haldeydim. gittik o halde yeni okula kaydı aldırdık avpdeki kayıt düştü. sonra o zamanlar şişman olduğum için(1.70m 95kg) bana xxl tişört ve kazak alındı okulun. sonra da pantolon bakmaya gittik ama anca terzide bulabildik. xxxxxxxxxxxxxxxxxl pantolonlar yaramıyormuş battal boy dediler. aldık biz de. bir iki tost bir şey yedikten sonra annemle beraber eve döndük.

    ilk bölümün birinci kısmı bitti.
    Tümünü Göster
    ···