+2
Ola ki ilk katil Kabil’in de anasıdır; insanın cennetten kovuluşunda da parmağı vardır, Havva’nın baştan çıkarılışı ile ilgili tasvirlerde kadına yasak elmayı sunarken görülen yarı kadın yarı yılan yaratığın Lilith olması kuvvetle muhtemeldir. Belden yukarısı uzun siyah saçlı güzel bir kadındır, belden aşağısı ise insana benzemez. Bu konuda da rivayet muhtelif; kimi kaynaklara göre ateştendir, kimilerine göre yılan kuyrukludur, kimi yerde de keçi gibi kıllı ve çirkin olduğu belirtilir. Saba Melikesi kılığına girerek Süleyman Peygamberi baştan çıkarmaya bile çalışır, ama eteklerini kaldırdığında kıllı bacakları (yoksa keçi ayakları mı?) görününce foyası meydana çıkar.
Efsanenin bir diğer versiyonu ise şöyle;
Tanrı Adem adını vediği ilk insana yaşayan her canlının adını öğretir, ve dişi, erkek olarak iki cins olduklarını gösterir. Adem birer çift olan canlıların birbirlerine duyduğu aşkı kıskanmaya başlar ve Tanrı’ya bu haksızlığı gidermesi için yalvarır. Tanrı ilk kadın Lilith’i yaratır. Onu da Adem gibi oluşturur ama bu kez saf toprak yerine Adem’de arta kalan tortuları kullanmıştır. Adem ile Lilith hiç bir zaman barış içinde olmamıştır. Adem ne zaman Lilith’le yatmak istese reddedilmiştir. Çünkü Lilith yere uzanmak istemez ve ”Niçin seninle yatmalıyım? Ben de topraktan yaratıldım ve seninle eşitim” der. Adem ona zor kullanınca da öfkeyle karşı koyar veTanrının adını kullanarak göğe yükselip onu terkeder. Melekler Lilith’e gecikmeden Adem’e geri dönmesini söylerler. Lilith ise;”Tanrı beni yeni doğmuş çocuklara yaşam vermekle görevlendirdi. Yemin ederim onları esirgeceğim”der. Lilith’in sözü kabul edilir.
Öyle ya da böyle efsanelerde bile kadın ile erkek arasında yaratılıştan beri süregelen bir çatışmanın varlığı yadsınamaz. Belli ki itaatkar ve uyumlu kadın Havva yaratılınca asi ve sözünü esirgemeyen Lilith’i unutturmanın faydası farkedilip, zaman içinde efsaneler buna göre düzenlenmiş (!)
Lilith çağımızda da süregelen birçok batıl inanışın başlıca kaynaklarından biri. Hamile, loğusa kadınların ve bebeklerin üzerlerine ve çevrelerine nazarlıklar takma, muskalar yazma; aynaların kullanılmadığı zamanlarda yüzü duvara çevrili tutulması; erkeğin normal ve yasal sayılan cinsel ilişkiler dışındaki sperm üretiminin hala bu kadar utanç, korku ve suçluluk kaynağı olması; evlilik ve cinsellikle ilgili sayısız adet, gelenek ve tabu bu eski inanışların günümüzde de süren kalıntılarıdır. Musevi dininde erkek çocukların doğduktan sekiz gün sonra sünnet edilmesi de Lilith’den korunmak için bir önlemdir, sünnetin Lilith’e karşı bağışıklık kazandırdığına inanılmaktadır. Lilith çağlar boyu kadınlara atfedilebilecek bütün olumsuz sıfatların taşıyıcısı olmuştur: Baştan çıkarıcı, fahişe, cadı, vampir, cinlerin başı, gece canavarı ‘unvan’larından bazılarıdır. Saf, edilgen, cinselliği ancak yasak meyvayı tadınca öğrenen (böylece Adem’i kandırabilecek kadar kurnaz ve baştan çıkarıcı da olabilen) Havva’nın tersine başından beri gücünün ve cinselliğinin bilincindedir ve yeri gelince de kullanmaktan çekinmez.
Din ve ahlak kurallarını yaratanlarca oluşturulmaya çalışılan uysal, söz dinleyen, erkeğe bağımlı, çilekeş, kanaatkar ‘iyi’ kadının tam tersidir. Kendi başına buyruk, zaptedilemez, denetlenemez olduğundan özellikle tektanrılı din bilgelerinin sürekli baskı altına almaya çalıştığı kötülük kaynağı kadının bir örneği, erkeğin kadına ve cinselliğe duyduğu korkunun bir simgesidir aslında. Doğallıkla da, ölümlü insanların arasında yeri yoktur, yeri bütün bilinmeyen, açıklanamayan kötülüklerin geldiği karanlık güçlerin dünyasıdır
Lilith tipolojik olarak Yunan mitolojisinde yer alan Lamia ve Emposa ile ilişkilidir ve dorudan doğruya Babil mitolojisindeki Lilitu’dan alınmıştır.
Van der Goes Hugo’nun ilk günah(Temptation) adlı eseri 1470 Kunsthistorisches Museum, Viyana. 1481’de Köln’e yaptığı bir yolculukta delilik krizi geçirdiği söylenen sanatçı ertesi yıl ölmüştür. Lilith’i resmeden sanatçı resmi tamamladıktan tam 11(!) yıl sonra ölmüştür.
Bu bölüme ismini verdiğim “Lilith’s Embrance” Ancient’ın “The Cainian Chronicle” adlı üçüncü albümünün ikinci parçasının ismidir. Bu konsept albümdeki lirikler Vampire The Masquerade ile büyük benzerlik göstermektedir. Ancient’ın bu albümü Finlandiya’da yayımlanması ile birlikte, Finlandiya’da işlenen bazı cinayetlerden sorumlu tutulmuştur.
LiLTH -LiLiTH iÇiN NOTLAR:
1)Lilith’in geçmişi tektanrılı dinlerden çok daha öncesine, eski Mezopotamya uygarlıklarına kadar uzanıyor. Sümer ve Babil mitolojisinde Lilitu isimli bir tanrıça var. Ama Lilith isminin bu tanrıçadan mı yoksa Sami dillerinde ‘gece’ anldıbına gelen ‘leyl’den mi türetildiği tartışmalı.
2)Gılgamış Destanı, Kabala, Talmud, Ölü Deniz Tomarları, Tevrat gibi mitolojik ve dini metinlerde de Lilith’in ismi geçiyor. Bu metinlerde de kendisinden kötü bir cin, gece canavarı olarak bahsediliyor. Musevilik öncesi ve sonrası Yahudi mitolojisinde de Lilith’in önemli bir yeri var. Bu inanışın etkileri Hristiyanlıkta ve çok az da olsa ilkçağ mitolojilerinden en arınmış din olan islam’da da sürmektedir.
3)Tevrat’ın ilk bölümü olan ve dünyanın ve insanın yaradılışını anlatan Tekvin’in ilk iki kısımı arasında bir çelişki vardır: ilk kısmında 1.27: “Ve Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı suretinde yarattı; onları erkek ve dişi olarak yarattı” denildikten sonra ikinci kısımda 2.18: “Ve Tanrı dedi: Adamın yalnız olması iyi değildir; kendisine uygun bir yardımcı yapacağım.” 2.22: “Ve Tanrı adamdan aldığı kaburga kemiğinden bir kadın yaptı” diye yazılmış.
Yani iki kısımda da kadının yaradılışı farklı anlatılmakta. Bunun sebebi de bu iki kısmın farklı dönemlerde farklı kişiler tarafından yazılmış olmasıdır (birinci kısmın M.Ö.700 civarında ibraniler tarafından, ikinci kısmın ise çok daha öncesinden Sümerler tarafından yazılmış olduğu ileri sürülmektedir). ilk kısımda sözü edilen kadın da inanışa göre Lilith’dir ve bu konu yüzyıllardır din adamları ve araştırmacılar tarafından tartışılmaktadır.
Lilith erkek egemenliğini reddedip eşitlik mücadelesi veren bir kadın olduğundan günümüzde bazı kesimlerde bir feminist idol haline geldi. Lilith’e ‘dünyanın ilk feministi’ olarak itibarı iade edilmeye çalışılıyor. Böylesine olumsuz imaja sahip pagan dönem kökenli bir figürün yeniden öne çıkarılması kilise ve dindar çevrelerin tepkisini çekse de ABD’li Yahudi feministler ‘Lilith’ isimli bir dergi çıkarıyor; sadece kadın müzisyenlerin katıldığı ‘Lilith Fair’ isimli gezici bir müzik festivali düzenleniyor; alternatif dinler kurmaya çalışan kimi ‘New Age’ grupları kendilerine bir ‘Lilith’ kültü yaratıyor.
Tümünü Göster