liberalizm

kendi ideolojilerinde bulunmayan "özgürlük" kavrdıbını anlamayan insanlar gelmiş tak atıyorlar. herkes aynı türküyü tutturmuş "parası olan daha özgür oluyor, paran yoksa özgür olsan neye yarar... " para da para.

lan parası olan adama gökten yağmadı ya o paralar(liberal ülkeler için söylüyorum). herif yıllarca çalışmış çabalamış veya aklına dahiyane bir fikir gelmiş, kurmuş şirketini, üretmiş ürününü, kazanmış parasını. liberal ülkelerde insanların böyle bir özgürlüğü var işte. kimse kimsenin para kazanmasını, hayat standartlarını geliştirmesini engellemiyor. "madem ben kazanamıyorum, sen de kazanmayacaksın. eşit olacaz." diyenleri engelliyorlar...

cebinde parası olmadan dünya'nın en liberal ülkesine gitmiş zamanında milyonlarca kişi. şimdi adamlara gibe gibe "dünya'yı yönetiyorlar" diyorsun. kafan çalışıyorsa veya şansın yaver gittiyse "dünyanın en liberal ülkesi"nde zengin olabilirsin.

ama "dünyanın en eşit ülkesi"nde zütünden kan alırlar adamın. sen 9'dan akşam 5'e kadar devlet baba için çalışacaksın. devlet baban da senin üretimine katkıda bulunduğun şeylerin bir kısmıyla senin ihtiyaçlarını karşılayacak. geri kalanı da devlet propagandasına, orduya harcayacak. ama ordu ve devlet çok önemli, çünkü bunlar toplumun özgürlüğünü koruyor emperyalist güçlere karşı. "emperyalistler halkın beyinini yıkamasın diye" devlet dış dünya ile ilişkilerini kesecek, kesecek ki halkı gönül rahatlığı içersinde "oh biz de baya özgürüz" desin. halkın içinde uyutulamayanlar duvarı aşıp gerçek özgürlüğe kaçmaya çalışırken özgürlüğünü savunan devleti tarafından öldürülecek. 50 sene sonra halk tamamen uyanacak ve sistemi yıkacak. ama bu sefer de onlarca yıl halkın sırtından geçinen tipler petrol milyarderi olup çıkacak. sonra da bazıları, 21. yy sosyalistlerinin "eşitlik, özgürlük, bedava elektrik su" sözlerini dinleyip gaza gelecek ve liberallerin savunduğu özgürlüğe "yeaa kendinizi özgür sanıyonuz" diye tak atmaya çalışacak.

3. ideolojiyi savunanlara zaten laf söyleyemem, anlamaz. kafası düzgün çalışıp da onu seçtiyse bir pgibologa filan görünsün derim.

onun bunun cocukların savunduğu ipnem gibim puşt gibim bir şey işte..
para para para serbestlik serbestlik diye zütü büyük para babalarının zütüne avuc acıp bi parca tak koparmaya calısırlar..

beni sal ki vatandasi daha rahat gibeyim anlamina geliyor

ekonomide ve piyasadaki rekabete devletin karismamasi kafasinin olanin parasi, parasi olanin gucu oldugu sistemlerden biri

kapitalizmle karistirani giberler ona gore

"kendi ideolojilerinde bulunmayan "özgürlük" kavrdıbını anlamayan insanlar gelmiş tak atıyorlar." buyrulmuş.

"... anlamayan insanlaaaarrr... "

bilmeyenler, öğrensin: kendini çok akıllı zannetmek, bir liberal hastalığıdır. çünkü insanlar "işini kaybetme" korkusuyla bu adamların karşısında sustukça, bunlar kendilerini akıllı zannediyorlar. "hem diğerleri akıllı olsalar, köle olurlar mı hiç?" bir de "nasıl uyutuyoruz milleti var ya, demek ki akıllıyız lan biz." diye düşünenleri var.

---

liberalizm'i "ideolojik olarak", "savunmaya çalışan" kişilerin sürekli yaptığı "akıl oyunları" var.

"otomatiğe bağlanmış" bir çarpıtma şu:
eğer liberalizm'i eleştirirsen, "senin sisteminde o da yoook." derler?

yani senin bir sistemin var, komünistsin. etiketin hazır yani.
sanki dünya'da liberalizm karşıtı olan sadece komünizm'miş gibi.
diğerlerini görmezden, bilmezden gelirler.
"onlar mı? aman boşver ya, komikler onlar. pgiboloğa görünsünler. konuşmaya bile değmez."
satır aralarını iyi okumak lazım, demek ki komünizm konuşmaya değiyormuş.

laf hemen "rusya'daki sistem kötüydü. iyi olsa yıkılmazdı."ya getirilir.
liberal ekonomi, 80 yılda bir yıkılıyor. (1929'da ve 2008'de yıkıldı. resesyon'u saymadım.)

demek ki rusya'daki sistem kötü olunca, liberalizm "otomatikman" iyi oluyormuş.
"liberalizm, iyidir. çünkü; komünizm, kötü olduğu için!" süper mantık!
bu yönetemle, kendi sistemlerini aklamaya çalışıyorlar.
sen bırak komünizm'i de, kendi zütünü ört!

bir de o kadar eminler ki kendi sistemlerinin "özgürlük" olduğundan.
liberalizm'deki "özgürlük", ideolojik!
yani türkçe'deki "özgürlük" kelimesinden anladığın anlamda değil, farklı bir anlama gelir.

kucağıma "koltuk" adını verip, milleti kucağıma oturtmaya çalışsam,
liberallerin yaptığı kelime oyununun aynısını yapmış olurum.

ben liberal olsaydım, bir tartışmada kölelik mevzusundan - imasından bile - özellikle kaçınırdım.

doğru, diğer sistemlerde liberalizm'deki gibi "yalandan" bir özgürlük anlayışı yok.
mesela kölelikte hiç değilse kölene kalacak yerini verir, karnını doyururdun.
liberalizm'de, o da yok! "bırakınız, gebersinler!" çünkü özgürlük var.

yalandan bir özgürlük uydurup, diğer sistemleri "yalan söylemiyorlar diye" eleştirir liberaller.

liberalizm'in "özgürlük" dediği nedir, anlatalım:

kölelik sistemi üzerinden örnek verelim ki liberalizm ile köleliğin farkı,
liberalizm'in ne kadar da özgürlükçü bir sistem olduğu daha kolay anlaşılsın.

düşün ki, ben toprak ağasıyım ve sen liberal, benim kölemsin.
sen "bana" hizmet ettin, ben de sana kalacak yerini verdim, karnını doyurdum.

şimdiyse sana özgürlüğünü veriyorum, bu ödülü hak ettin.

git hadi. özgürsün. bakalım nereye gidebileceksin?
kalacak yerin yok, yemeğin yok, üretim yapacak tarlan bile yok!

ipinle kuşağın, gibinle taşağın var!
ha bir de özgürlüğün.
özgürsün. süper bişey bu. diğer sistemlerde yok.
ee, gitsene. niye duruyosun?

gidemezsin!
çünkü özgür değilsin.
sen her durumda, kölesin.
sana özgürlüğünü bu şekilde vermem de aslında ödül değil, ceza.

acaba "özgürlükçü" liberaller, bunun farkında değiller mi dersiniz?
olmaz olurlar mı hiç, savundukları bu zaten.

bu durumda yapacağın tek şey var: başka birine gidip "köle lazım mı abi?" diye sormak.

oysa liberalizm hiç de böyle değil!, deyip komiklik de yaparım, hep beraber güleriz.
ama liberaller gülmezler çünkü onların mizah anlayışları biraz farklı.
genelde özgürlükle ilgili "eşek şakaları" yapmayı severler kendileri.

işte liberalizm'in "özgürlük" diye yutturmaya çalıştığı şey bundan ibaret.

yani insanlar özgür falan değil, sadece azad edilmiş kölelerdir.
liberallerin işlerine gelmeseydi, hiç şüpheniz olmasın hiçkimseyi azad falan da etmezlerdi.
artık sizin barınma ve yiyecek derdinizle uğraşmıyorlar.
bu nedenle özgür(!)sünüz. ne tak haliniz varsa görün.

diğer sistemlerde böyle bir özgürlük, zaten olmasın.
çünkü, bu insanlık suçu olmalı! ama kanunları da liberaller yapıyorlar. o yüzden, bu, suç değil.

ama şimdilik.

"... anlamayan insanlaaaarrr... ", anlayacaklar.

liberal sistemden de bir örnek verelim:

düşün ki, evin yok, kiradasın ve kendine bir ev almak istiyorsun.
maaşın 800 asgari ücret, çünkü bu sistemin insanlara layık gördüğü bu.
fazlası kurtarmıyormuş, vallahi olmazmış, olsa dükkan seninmiş.
kiran 400. faturalar ve diğer masraflar 200.
kaldı 200 liran. ev, 100.000 lira. yeri: varoş.

kaç ay çalışacaksın biliyor musun? bilmezsin, 500 ay!
kaç yıl eder biliyor musun? 41 yıl! (kırk bir yıl!)

ve "liberalizm, özgürlük demek! diğerlerinde o da yok!"
yersen!

diğer sistemlerle arasında çok büyük fark yok lan aslında.
ha komünizm'de köle olmuşsun, ha liberalizmde.

tek farkı, 41 yılda anca biriktirdiğin sermayenle,
ev almak yerine kendi işini de kurabilirmişsin.
bu özgürlüğün var. bu harika bir şey, ama 56 yaşındasın! ömrün bitti.

şimdi liberaller diyecekler ki, "tek kişi misin sen?"
sana ne kardeşim? demek 100 kişi olsam daha az vereceksin!
benim kalabalık olmamı bile sömüreceksin.

sinin olan ne varsa sömürüyorlar. mesela evin varsa kira ödemezsin.
bu da demektir ki, kira ödeyen birine göre daha ucuza çalışırsın.
senin sahip olduğun ev bile, liberal'in, patronun cebine yarar!

yani "mülkiyet'in" bile, sömürü malzemesi.
sahi bu adalet, hangi mülkün temeliydi?

liberalizm'e hoş geldiniz!
artık, "devlet baba" için değil "patron baba" için çalışacaksınız.
ve babayı alacaksınız.

liberal sistemden bir örnek daha verelim:

madem gerçekten özgürlükçüsünüz, - hani ideolojinizdeki anlamıyla değil de, türkçedeki anlamıyla özgürlükçü - ekmeğin fiyatını ucuzlatsanıza?

ucuzlatamazsınız!

neden mi?
adına özgürlük dediğiniz o kölelik düzeni bozulur.
çünkü "yavan ekmekle yaşarım, yine de bu şartlarda çalışmam!" diyen insanlar olacak.

ve siz, bunu adınız gibi biliyorsunuz.
yani sisteminizin, kölelik oldunu!

ve içiniz içinizi yiyor: "yan gelip yatıyorlar. bizi zengin etmiyorlar!"
çalışana verdiğiniz bir ekmek parası! yan yatan da bir, zütünü yırtan da.

ve milyon yıl da geçse, liberalizm'in bu gerçeği değişmeyecek.
yıldızlar arası seyahat edebileceksin ama ekmek asla ucuzlamayacak!
liberalizm'in gücü, özgürlüğe yetmez.

liberalizm, özgürlükmüş!

evet, üretimi yapan insanları karın tokluğuna çalıştırıp emeklerini sömürebilme özgürlüğü!
daha bitmedi, aynı insanlar kendi ürettikleri ürünleri satın alırken,
aldığı ürünün fiyatı içindeki "kar" yolu ile bu kez de kazancını sömürme özgürlüğü!

yani hem "üretim" hem "piyasa" ayağında çapraz sömürü var.

sömürmekte ve sömürülmekte, özgürsünüz!

- peki ya sömürüyü ortadan kaldırmakta özgür müyüz?
- asla, işte onda özgür değilsiniz!
çünkü o zaman, gerçekten özgür olursunuz! buna izin veremeyiz.
köleler olmadan biz mahvoluruz!
biz, sizin yerinize de özgür oluruz.

kendisi sormuş: "parası olan daha özgür oluyor, paran yoksa özgür olsan neye yarar."
kendisi cevaplamış: "ay, üff yaa, hep para da para!"

cevap bu (:
ah pardon, meğer kendi aklınca bizi eleştiriyormuş. (:
ama yine de, cevap bu yani (: yalan diyememişler.

bu sistemde "özgür" olan sadece;
- para,
- ve piyasadır.

para, insanların (daha çok kölelerin) ayaklarına vurulan "görünmez" bir prangadır.
insanlar "o ürünü alacak kadar param yok." derler, ama "o ürünü alamayacak kadar köleyim." demezler.

ve para çift yönlü çalışır; hem özgürlüğün sınırlarını belirler, hem de köleliğin.

1) aldığın maaş ile, ipini uzatıp kısaltabilirler!
nereye gidebileceğin, orada ne kadar kalabileceğin belli.

2) fakirlerin kredi almasını, paranın faizi artırıp ödenmesini zorlaştırarak engelleyebilirler.
böylece, o kredi ile anlınacak şeyler (araba, ev, makineler), daha zenginlerin kullanımına ayrılmış olur.
yani, neleri alıp neleri alamayacağını belirleyebilirler ve belirliyorlar.

3) parayı piyasadan çekerek, borçlarınızı ödemenizi engelleyebilirler.
herkes, borçlarını ödeyebilmek için birbirinden alacaklarını bekler hale gelir.
ama icra memurları beklemez. ("mortgage" olayı ile bunu yaptılar.)
yani, sahip olduklarını da elinden alabilirler.

hala kendini özgür, liberalizm'i özgürlük sananlar varsa (devdıbını liberal'den alıntılayalım:) "zaten laf söyleyemem, anlamaz. kafası düzgün çalışıp da onu seçtiyse bir pgibologa filan görünsün derim."

şimdi siz "özgürlüğü" savunan liberallere, ak züt ile kara zütü belli edecek çok güzel bir soru sorayım.

bakalım sizin liberalizm'den anladığınız gerçekten "özgürlük" mü, yoksa "sömürü"den mi yanasınız, ortaya çıksın.
bu soruyu siz kendinize sorun, ben cevabı hiç merak etmiyorum açıkçası.

soru şu: siz, piyasanın özgür olması gerektiğini savunanlar, patronlarla ne zaman mücadele edeceksiniz?
anlaşılmadı, tekrar soruyorum: siz liberaller, patronları piyasadan ne zaman kovacaksınız?

soru saçma, komik ve anlamsız mı geldi?

---

burada piyasadaki özgürlüğü,
- hem üretim aşamasında,
- hem piyasa aşamasında,
- hem "insanların sahip olduğu mülkiyet"ler üzerinden, kendine yontan bir sınıf var.

- üretim aşamasında, çalışana en düşük ücreti verip piyasaya para akışını kısarak ve,
- piyasa aşamasında, ürünlerdeki kar yoluyla sermayeyi kendi ellerinde biriktirmeye çalışarak "özgürlüğü kısıtlamaya" çalışıyorlar.

ve siz, özgürlükçüsünüz.

şimdi soruyu bir kere daha soruyorum:
siz, piyasanın özgür olması gerektiğini savunan liberaller, gerçtekten liberal yani özgürlükçü iseniz, patronlarla ne zaman mücadele edeceksiniz?

bu soruyu sizin o muhteşem liberal düşünürlerinizin sorması gerekirdi ama, akıl edememişler mi acaba?
yok canım, zaten liberalizm, bu demek.

liberal'i cennete koymuşlar:

- "böyle sistem mi olur lan!" demiş "havva! elmayı yedikten sonra çekirdeklerini sakın atma, dünya'ya eker tak gibi para kazanırız!"

http://www.incicaps.com/resimler/anlat-panpa.swf

@32 özet geçmiş beyler,

işte liberalizm ve liberaller iş başındalar.

liberalizm iyimidir degilmidir kisiden kisiye degisir ama durusttur bence
herkes esit olacak yalanini atmaz en azindan
herkes ozgurdur der devlet karismasin biz aramizda halledicez der
gucluyse ezer
insanlar hirslanip guclenmeye calisir
kisi kendini dusunur ilk basta
eger kendi guclenirse dolayisiyla ulke de guclenir
dolayisiyla durusttur

liberalizmi sevsen de sevmesen de doganin kurali bu
guclu gucsuzu ezer
bu yuzyillardir boyledir
sen istedigin ideolojiyle ustunu kapatmaya calis
gene de temel olay liberalizmdir kapitalizmdir

gelip de burda klavye delikanliligi yapmanin anlami yok

liberallerden delikanlılık öğrenecek değiliz.

fransız ihtilalinin sloganı şu: "özgürlük, eşitlik, kardeşlik"
yani liberalizm "eşitlik" yalanını atmıştır. köprüyü geçene kadar.

ayrıca siz liberaller çok önemli bir noktayı gözden kaçırıyorsunuz.
zaten sizin gözünüzü de o oyacak. temel olay liberalizm değil, "insan"dır.

insan öldürmenin de iyi olup olmadığı kişiden kişiye değişiyor. katiller de kendilerini haklı ve doğru görüyorlar. sen istediğin kadar liberalizmin cinayetlerini özgürlük, dürüstlük, doğa kanunu diye süslemeye çalış.

- "herkes ozgurdur der devlet karismasin biz aramizda halledicez der"
bunu der, ama önce insanları patronlara muhtaç ettikten sonra der bunu.

biz de seninle aynı şeyi söylüyoruz ama senin söylemediğin bir şeyi daha ekleyerek: "devlet piyasadan çekilsin. çalışanları korumasın, ama, patronları da korumasın. biz patronlarla aramızda halledicez."

çalışanların, kendi aralarında (mesela sendikalar aracılığıyla veya başka şekilde) sermaye biriktirirek,
- patron olmayan şirketler kurup,
- patrona değil, doğrudan kendilerine çalıştıkları,
- emeklerini patrona satarak değil, "ürünlerini" piyasaya satarak geçimlerini sağladıkları,
- piyasadan elde ettikleri gelirleri "patron beslemek zorunda olmadan" kendi aralarında paylaştıkları,
- üretim aşamasında emek sömürüsü olmayan "özgür şirketler" kurmaları ve ticaretle uğraşmaları "kanunlarla yasaklanmıştır!"

yani liberalizm, kanunlarla korunuyor. nasıl doğa kanunuysa bu.

hem devlet, kanunlarıyla yasaklarıyla çalışanlar karşısında senin liberal zütünü koruyacak, sonra çıkıp devletin etekleri arkasına saklanıp "var mı lan yan bakan, klavye delikanlıları sizi." diyeceksin, "devlet patronlara karışmasın, biz yavan ekmeğe adam çalışıtırıcaz!" diyeceksin. pardon, "biz çalışanlarla aramızda halledicez!" diyeceksin.

bu şu demek: adamın biriyle kavgaya giriyorsun. liberale her şey "özgür" ama karşındakinin yumruk atması yasak! tekme atması yasak! adamın eli kolu bağlanmış, sonra çıkıp "siz karışmayın! ben döverim artık bunu." diye erkekleniyorsun. sen liberalsin galiba?

yukarıda birileri delikanlılıktan falan bişeylerden bahsediyordu.

daha yazarım, şimdi işim var.

abd'de ülkenin yarısını karşılarına alıp sağlık reformunu yasalaştıran insanlar pis, çıkarcı, sömürücü liberallerdir.

not olarak düşülsün dedim de...

en yanlış anlaşılan görüşlerden biridir. seviye düşürücü: am züt meme.

az önce çöktü beyler :( backup da almamış kimse, bu sefer sistem taku yedi. yarın komünizme geçiyoruz. yok yok faşizme geçelim. hem insan sayısını makul bir seviyeye indiririz, ekmekler ucuzlar :(((

kapitalizm öldürür liberalizm süründürür

ulusalcılar pek sevmez bunları