leyla ile mecnun

bu dizi ekibi öyle bir ekiptir ki, hiç sevmediğim haz etmediğim mesut yar kişisinin bile progrdıbını tam 1.5 saat aralıksız seyrettirmiştir bana. program 23.55 sularında başladı ve 01.30da bitti. tek bir reklam dahi girmediler, yalnızca bir ara 3-4 dk lık kliplerden koydular. tuvalete gidemedim sırf bu yüzden *

programın başlarında leyla ile mecnunun farklılığının nedeni olarak cengiz abi, bizim mizahımız kahkaha efektsiz mizah tarzında bir şey söyledi ve mesut yar o sırada hafif bir bozuldu. çünkü o samimiyetsiz herif de sürekli kahkaha efekti kullanan biri. zaten ilerleyen dakikalarda ekip de kendi arasında gene dalga geçti ve biz kendi kahkaha efektimizi kendimiz veririz diyerek sürekli "hahaha" "hueheheaha" şeklinde güldüler. gönlümü bir kere daha fethettiler.

programda telefonla canlı yayına bağlanan bir bayan burak aksak'a soru sormak istedi. burak aksak bayanla konuşurken bir yerde durdu ve kusura bakmayın ya alışık değilim böyle boşluğa konuşmaya diyerek cebinden telefonunu çıkarıp kulağına koydu ve konuşmaya başladı, orada çok güldüm gerçekten.

bir ara klip girdiler araya ve tekrar stüdyoya dönüldüğünde ise herkes yerini değiştirmişti. burak aksak ile cengiz bozkurt, osman sonant ile zeynep çamcı. ve ondan sonrası mükemmeldi. çünkü mesut yar burak aksağa bir soru yönelttiğinde, daha önce yerinde cengiz bozkurt oturduğu için, onun taklidini yaparak cevap veriyordu. öyle öyle herkes birbiri olmuştu. en güzelini de osman sonant, zeynep çamcının utangaç tavırlarını sergileyerek yaptı, yarıldım orada. hatta leyla ile mecnunun bir bölümünde de yapmışlardı böyle bir şeyi herkes birbirinin yerine geçmişti. hem o bölümde hem de geçen akşamki canlı yayında bir kere daha ne kadar kaliteli oyuncu olduklarını göstermiş oldular böylelikle.

mesut yar, dizide iskender ile mecnunun diyaloglarının iyi olmasından ötürü burak aksak'a, senin babanla aran çok iyi galiba diye bir soru yöneltti ve burak aksak da, benim babam 12 yaşındayken vefat etti ama o zamana kadar iyiydi dedi. yemin ederim o an sanki çok yakın bir arkadaşımmış gibi üzüldüm, donakaldım bir an. ve zaten sevmiyor olduğum mesut yar'a da iyice kıl oldum. programdan önce konuklar ile ilgili araştırma yaparken zeynep'in arkadaşları arasında göz falı yaptığı gibi en fuzuli bilgiyi bile öğreniyorsun da bunu mu öğrenemedin. çok sinir oldum çok.

zeynep demişken, daha önce buraya zeynep'i kötüleyen bir entry yazmıştım. tavırları davranışları falan doğal olarak adlandırılıyor ama bana göre doğal gözükmeye çalışan bir yapmacıklığı var demiştim. zibilyon kez pişman oldum kendisini canlı yayında izledikten sonra. bir insan daha doğrusu bir bayan gerçekten nasıl böyle doğal, samimi, cana yakın olabilir anlayamadım.o sorulara cevap veremeyişleri bakışlarını kaçırması falan, salak bir tatlılığı vardı cidden.

mesut, osman sonant'a "yer yarılsa da içine girsem dediğiniz an oldu mu" sorusunu yöneltti ve osman, "bir gün çok sevdiğim eşimle evlilik aşamasına kadar gelmişken büyük bir salaklık ettim saçmaladım biliyorum ama vazgeçelim demiştim. sorumluluk almaktan korkmuştum açıkçası. o sıralar öyle bir salaklık etmiştim ve eşimi üzmüştüm. işte o an yerin dibine girmeyi istemiştim, sonradan çok pişman oldum ve tekrardan eşimden özür diliyorum onu çok seviyorum. şuan 4 aylık bir kızımız var ve çok mutluyuz" diyerek gönüllerimizi fethedip, o gönüllerde kendi cumhuriyetini kurmuştur.

serkan keskin ve ahmet mümtaz taylan'a diyecek laf yok zaten.ne desem boş ne desem hep bir noksanlık olur. onları da canlı görmek isterdik ama şartlar sebebiyle telefonla bağlandılar, ama gene de sohbetlerinin samimiyetile stüdyodaki yokluklarını hissettirmediler.

genel itibariyle tüm ekip çok iyiydi. aralarındaki o muhabbetin sıcaklığı, dostane tavırları her şeyi boşvermişlikleri falan gerçekten imrenilecek biçimdeydi. en ufak bir ciddiyete yer yok. biri ciddi konuşma yapmaya başladığında diğerleri hemen türlü şakalar yapıp gırgıra vuruyolardı. keşke ben de o ekibin bir parçası olabilsem, denilecek kadar aile havası vardı aralarında.

piiiiiiiii gene at gibi yazmışım. vallahi ben olsam kendi yazım olduğu halde tekrar okumam. neyse programı izleyemeyenler ya da izlemeye üşenenler için özet geçmiş olalım.