-
10.
+2haftalar boyunca artık kızın çöp atma saatlerini falan belirledim. bi kaç farklı zamanda çöp atmaya çıkıyodu. akşam saatlerinde genel olarak. eğer ben evlerinin önünden giderken terlikleri ayakkabıları falan yandaki o siyah ayakkabılığa dizmişse , bir daha dışarıya hiçkimse çıkmıyodu. bi kahverengi ayakkabı vardı. en üstte duran. muhtemelen babasının ayakkabısıydı. o ayakkabı orda olduğu zamanlarda eve girip çıkan olmuyodu hiçbi şekilde. eğer ayakkabı orda değilse , ya ben eve girdikten yarım saat bir saat içerisinde çıkıp çöpünü atıp geri geliyodu. bide bazen salı günleri sabah 10 gibi dışarda bir bardak çay içerken görüyodum. kapının önündeki yükseklikte o bir küçük ince belli bardakta çayını içip direk içeriye kaçıyodu. kızın yüzünde belli belirsiz bir olgunluk vardı. belli belirsiz bir masumiyet. yani bakınca kızda dünyada yaşanmaya değecek bişeyler olduğunu görüyodunuz. amk öyle bişey ki bütün umutlarım sönse , yüzünü bi kere seyretsem. bi kere güldürebilsem yüzünü inan umutla dolarım. öyle böyle bi beyazlıkta değil. ay gibi parlıyo resmen. fena kapılmıştım ama yanına gitmemin hiçbir yolu yoktu. en nihayetinde aklıma bi fikir geldi. bizim alt komşuları falan ispitledim. zaten karılarla aram iyidir. ev hanımları sever beni. alt katta sevim teyze falan var. onlara dedim yeni gelmişler gitmemiz icap eder. yok mu sizin öyle gidip konuşmuşluğunuz falan. bi hoşgeldine gidelim güzide mahallemize falan diye. dedi yok oğlum benim ne işim olur bilmiyorum tanımıyorum falan dedi. tamam gidelim tanışalım falan dedim. ben öyle ısrar edince hayırdır ibo bi hal var sende dedi. ya dedim ne olcak panikledim amk. saçmalama dedim koca kadına. öyle aklıma esti iyi insanlara benziyolar tanışalım istiyorum falan dedim. kadına bi ton yemek yaptırdım. pasta börek falan bişeyler hazırladı bu. akşama konuştuk. eve haber salmış. zaten sevim teyzeninde kocası yok. arada sırada marketten ben alırım ihtiyaçlarını. o yüzden sever beni. tontiş bi kadındır. düzcedeki annem gibidir. yeri geldi benim ütülerimi yaptı gömleklerimi dikti. yeri geldi evimi ocağımı süpürdü temizledi. çok ilgilidir böyle kadınlar. bide bi kurabiye yapıyo abi. ya yaşlı kadınların kurabiyesinde bişey var amk. öyle böyle değil. kadının kuraabiyesini ağzına atıyosun. karnın doyuyo lan bildiğin. böyle bi güzellik yok. içine yılların tecrübesini mi katıyosun napıyosun. yeminle yeni nesil kızların elinde şöyle tat yok. birsürürüsnden aklınızın hayalinizin alamayacağı mutfakların yemeklerini yedim ama. o kadının kurabiyesindeki tat zerresinde yoktu. yani birisi karşıma çıkıp şöyle kurabiye yapacak olsa hiç düşünmem o an basarım nikahı diyodum. gülüyodu bizimkide. ilahi yavrum ne var kurabiye yapmakta sen içinin güzelliğine bak hayırlısı olsun de falan diye dua ederdi devamlı. neyse abi gündüzden kadınla konuşmuş. oğlumla gelcez falan demiş bide. tontiş. akşam oldu eve geldim. üstümü başımı değitşirdim. güzelce giyindim kuşandım damatlık gibi. dışarı çıktım sevim teyzemin kapısına yapıştım. bu ne olum bari oraya giderken doğru dürüst bişeyler giyetdin kız istemeye mi gidiyoruz dedi. heycandan donuma sıçacaktım. zütüm ağzıma gelmiş bi pozisyonda kimbilir belki bi gün oda olur diye saçmaladım. ahaha diye güldü. tamam belli oldu senin derdin şimdi dedi. kalktık. kapılarına geldik. dizlerim falan inanılmaz titriyo. kahverengi ayakkabı ayakkabılıkta. kızın ayakkabılarını arıyorum gözümle. hangisi acaba falan diye düşünüyorum. ayakkabısını öpüp koklarım onun amk. o dereceyim. ona ait bişey olsun yeterki. kafayı yedirir bana o . ellerimizde borcamlar falan kapıda tir tir titrerken sevim teyze kısacık boyuyla bastı zile. ve artık bütün sesler kesildi. nefesimle beraber. kapının açılmasını beklerken donup kalmıştım o şekilde.Tümünü Göster
-
9.
+2işler gayet tıkırında giderken ben gibim taşağıma denk geziyodum. leylanın işi bitmişti artık. önümde bi engel değildi. piyasayı onun gibi bi kancıktan temizlemiştim. leylanın girdiği depresyon bizim patronuda kötü etkiledi. odasına falan çekildi. yıkılmış baronlar gibi sabah akşam orda takılıyodu. bazen hiç şirkete gelmediği bile oluyodu. belli bi yaşa gelmiş adam. artık saadetin parada marada olmadığının farkında. aile şefkati aile huzuru istiyo ama. zamanında yediği taklar yüzünden çok önce kaybetmiş onları. o yüzden leylayıda böyle dellendirince iyice tek başına kaldı adamcağız. koca şirketin idareside tabiki gene ibonun omuzlarına düştü. baya bildiğin şirketim var gibiydi amk. hergün imzalar , toplantılar bilmem neyler böyle yardırıyorum. baya şirketi benimsedim. yatırım yapacağımız alanları falan seçiyorum. iş öyle oldu ki gerçekten şirketin başında patrondan çok ben duruyodum. zaten çalışanlarda ondan çok beni sevdikleri için kimse yadırgamadı durumu. bu arada o baş döndüren güzelliği unutmamıştım. akşam eve giderken onların evin önünden geçiyodum devamlı. belki dışarı çıkarda görürdüm diye. kimdi o kız neydi neciydi. ismi neydi. kendi neydi. hiçbişey hatırlamıyodum. hiçbişey bilmiyodum. o kızla nasıl konuşabilirdim. nasıl ayarlardım. nasıl yan yana gelirdim. o kadar zor o kadar imkansız bişeydi ki benim için. bildiğin evde saklanmış bi güneşten bahsediyoruz beyler. onunla oturup yüzünü seyredebileceğim bi saat için tüm mal varlığımı verirdim yani o derece etkilenmiştim kızdan. kızı sadece denk getirebilirsem balkonda falan sigara içerken dışarı bakıyosam eğer o arada denk gelirse, çöp atmaya falan çıkardı. koşa koşa aşağıya iniyodum. bakıyodum böyle dönüşte yakalamya çalışıyodum. hiç farketmiyodu beni. zaten yakındı çöpleri. hemen atıp geliyodu. sırf biraz daha uzun görebileyim diye çöp kutusunu geceleyin gizlice sokağın başına kadar çekmiştim. oraya kadar yürüsün de gelirken biraz daha fazla görebileyim diye. yanına gitmeye cesaretim yoktu. konuşmaya cesaretim yoktu. neler diycektim neler hissedecektim hiç bilmiyorum. çünkü ona o kadar yakından bakabileceğimi düşündüğümde beynim dönüyodu. babası falan ne iş yapar onlarıda bilmiyorum.
-
8.
+1Yaz ibocugum yazzz. La amk şu Adami dinleyin hikayeyi ulaşın lan kaçmaz böylesi sırf bunun için giriyorum sozluge
-
7.
+3leyla girdiği ihalelerde kendisine yer bulamayacak hale geldi. çünkü bir kaç iş kaybettikten sonra hem kendi özgüveniniz düşer. hemde şirketinizde ki likitide azalır. böyle olunca çevreye verdiğiniz güvende azalır. ayrıca ihale merciileri iş verecekleri adamlara baktıkları zaman hiç adı sanı duyulmamış , yada en son yaptıkları iş aylar öncesine ait olan pasif bi firmayı seçmek yerine , piyasada aktif olarak faaliyette olan durumu iyi olan ve yakın zamanlardaki işlerde gösterdikleri performansla güven verecek piyasa takibi iyi olan firmaları tercih ederler. hal böyle olunca leyla kısa süre içerisinde çapını çok daha fazla düşürmek zorunda kaldı. yurtdışındaki sistemlere benzemiyodu burası. bende yurtdışındaki adamlara benzemiyodum. öyle bi hal aldı ki şirketi , çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemeyecek hale geldi. elinde kalan üç beş işi bitiremediği için para alamadı. bankalara bir sürü borcu oldu. patronda ondan bütün desteğini çekti. çünkü kendisine rakip olacak bi firmayı kendi elleriyle beslemek ona da aptalca geliyodu. bide tabi o otorite mevzusu var. patronun takıntılı olduğu konular. leylanın çöküşünü izlemeye geçtik. kurdğu kibritten bi şirketti. ve ben sadece ufacık bi kıvılcım bıraktım üstüne. henüz bütün yapacaklarımı bile yapmamıştım. ufak tefek işleri elinden almam bile yetmişti ona. kendisine yer bulamadı piyasada. borçlarında gün geçtikçe artmasından mütevellit şirkette fesih kararı aldılar. şirketini feshetmek böylece en azından devlete oluşacak aylara yaygın borçlarını kapatmak istedi. sıkıcı konuular olduğu için buraları hızlandırıyorum. uzun lafın kısası , leylanın zütü yemedi beyler benle uğraşmaya. üstüne gönderdiğim ekiple ne rekabet edecek gücü kuvveti ve kudreti vardı. nede parası namı şanı şöhreti. leyla kendisini çok fazla büyütmüştü. ve ben o kalkmış popişini aniden indirdim aşağıya. çok felaket bi pgibolojik bunalıma girdi bu. evinden hiç çıkmıyodu. en son karşılaşmamızda bu çöküş evresindeydi. bana baya bi küfürler saydırıp seninle bi gün görüşeceğiz , ve o görüşmeden hiç memnun kalmayacaksın falan dedi de çokta giblememiştim açıkçası. leyla ufaccık bi sivilceydi gözümde büyüttüğüm. sırf patronun kızı diye üstüne gitmediğim bi ayrıntıydı sadece. can sıkan bi sivrisinek gibiydi. amk pgibomanyağı. tek hamlede şah mat olmuştu. çünkü yanlış adama, yanlış şekilde kafa tutmuştu. erken yanıp . erkenden sönmüştü leyla. bense leylanın ardından piyasadaki yerimi baya oturtmuştum. patron son zamanalrdaki bu inşaat işlerinden sonra yoğunluğu biraz bu sektöre kaydırmak istiyodu. personeli bu yönde baya bi nitelikli hale getirmiştim zaten. tek korkum önceki şirketlerdeki gibi zütü kalkıpda boyumuzdan büyük işlere sürüklememesiydi bizim. şirkette baya benim borum öter bi hal vardı. patron sadece bana söz geçiriyodu ve sadece benden haftalık yada aylık raporlar halinde iş takibi yapıyodu. ben her sabah şirketin sahibi gibi erkenden gelip şirkette günlük işleri planlıyodum. ekiple oturup toplantılar yapıyodum. işlerin nasıl yürüyeceğini planları falan anlatıyodum. daha sonrasında da patronla oturup gidişatı konuşuyoduk. planlarımı tabikide önce patrona anlatıyodum. patronun yaptığı tek şey sadece beni dinlemekti. bişey yapılacaksa sadece bana o konuşmalarda söylüyodu. bende toplantılarda herkese bu şekilde olacak diye anlatıyodum. şirkette herkes beni patron bilmişti. ben klagib patronlar gibi oturup bi köşeden sen şunu yap sen bunu yap diye herkese ne yapacağını söylemem beyler. benim işim daha çok liderliktir. işin başıında durur , herkesten çok ben çalışır herkesten çok ben uğraşırım. beni gören elemanlarda benimle birlikte çalışmaktan zevk duyar hale gelirler. düşünsene olum. bi iş yapıyosun. ve patronunla birlikte omuz omuza yapıyosun amk. ekip ruhu denen şeyi hat safhada yaşıyodu benim elemanlarım. o yüzden bişey yapılacaksa canla başla ellerinde ne varsa herşeyi koyuyolardı ortaya. çünkü gözlerinin önünde elinde ne varsa herşeyini ortaya koyan bi patronları bi iboları vardı. rahattı ya şirketin içi. yani oturup hep beraber öğle arasında çay koyup içiyoduk elemanlarla. severim böyle şeyleri. seviyeli bi şekilde samimiyet olsun isterim yani. bi gün birinin doğum günü oluyodu mesela. öyle kasım kasım kasılmaya gerek yok. bazen pastayı mumları ben yakıp elimde iyiki doooğdun falancaaaa diye giriyodum şirketten içeriye. çok aşırı seviyodu çalışanlarım beni. işler felaket derecede tıkırındaydı.Tümünü Göster
-
6.
+4leyla girdiği ihalelerde kendisine yer bulamayacak hale geldi. çünkü bir kaç iş kaybettikten sonra hem kendi özgüveniniz düşer. hemde şirketinizde ki likitide azalır. böyle olunca çevreye verdiğiniz güvende azalır. ayrıca ihale merciileri iş verecekleri adamlara baktıkları zaman hiç adı sanı duyulmamış , yada en son yaptıkları iş aylar öncesine ait olan pasif bi firmayı seçmek yerine , piyasada aktif olarak faaliyette olan durumu iyi olan ve yakın zamanlardaki işlerde gösterdikleri performansla güven verecek piyasa takibi iyi olan firmaları tercih ederler. hal böyle olunca leyla kısa süre içerisinde çapını çok daha fazla düşürmek zorunda kaldı. yurtdışındaki sistemlere benzemiyodu burası. bende yurtdışındaki adamlara benzemiyodum. öyle bi hal aldı ki şirketi , çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemeyecek hale geldi. elinde kalan üç beş işi bitiremediği için para alamadı. bankalara bir sürü borcu oldu. patronda ondan bütün desteğini çekti. çünkü kendisine rakip olacak bi firmayı kendi elleriyle beslemek ona da aptalca geliyodu. bide tabi o otorite mevzusu var. patronun takıntılı olduğu konular. leylanın çöküşünü izlemeye geçtik. kurdğu kibritten bi şirketti. ve ben sadece ufacık bi kıvılcım bıraktım üstüne. henüz bütün yapacaklarımı bile yapmamıştım. ufak tefek işleri elinden almam bile yetmişti ona. kendisine yer bulamadı piyasada. borçlarında gün geçtikçe artmasından mütevellit şirkette fesih kararı aldılar. şirketini feshetmek böylece en azından devlete oluşacak aylara yaygın borçlarını kapatmak istedi. sıkıcı konuular olduğu için buraları hızlandırıyorum. uzun lafın kısası , leylanın zütü yemedi beyler benle uğraşmaya. üstüne gönderdiğim ekiple ne rekabet edecek gücü kuvveti ve kudreti vardı. nede parası namı şanı şöhreti. leyla kendisini çok fazla büyütmüştü. ve ben o kalkmış popişini aniden indirdim aşağıya. çok felaket bi pgibolojik bunalıma girdi bu. evinden hiç çıkmıyodu. en son karşılaşmamızda bu çöküş evresindeydi. bana baya bi küfürler saydırıp seninle bi gün görüşeceğiz , ve o görüşmeden hiç memnun kalmayacaksın falan dedi de çokta giblememiştim açıkçası. leyla ufaccık bi sivilceydi gözümde büyüttüğüm. sırf patronun kızı diye üstüne gitmediğim bi ayrıntıydı sadece. can sıkan bi sivrisinek gibiydi. amk pgibomanyağı. tek hamlede şah mat olmuştu. çünkü yanlış adama, yanlış şekilde kafa tutmuştu. erken yanıp . erkenden sönmüştü leyla. bense leylanın ardından piyasadaki yerimi baya oturtmuştum. patron son zamanalrdaki bu inşaat işlerinden sonra yoğunluğu biraz bu sektöre kaydırmak istiyodu. personeli bu yönde baya bi nitelikli hale getirmiştim zaten. tek korkum önceki şirketlerdeki gibi zütü kalkıpda boyumuzdan büyük işlere sürüklememesiydi bizim. şirkette baya benim borum öter bi hal vardı. patron sadece bana söz geçiriyodu ve sadece benden haftalık yada aylık raporlar halinde iş takibi yapıyodu. ben her sabah şirketin sahibi gibi erkenden gelip şirkette günlük işleri planlıyodum. ekiple oturup toplantılar yapıyodum. işlerin nasıl yürüyeceğini planları falan anlatıyodum. daha sonrasında da patronla oturup gidişatı konuşuyoduk. planlarımı tabikide önce patrona anlatıyodum. patronun yaptığı tek şey sadece beni dinlemekti. bişey yapılacaksa sadece bana o konuşmalarda söylüyodu. bende toplantılarda herkese bu şekilde olacak diye anlatıyodum. şirkette herkes beni patron bilmişti. ben klagib patronlar gibi oturup bi köşeden sen şunu yap sen bunu yap diye herkese ne yapacağını söylemem beyler. benim işim daha çok liderliktir. işin başıında durur , herkesten çok ben çalışır herkesten çok ben uğraşırım. beni gören elemanlarda benimle birlikte çalışmaktan zevk duyar hale gelirler. düşünsene olum. bi iş yapıyosun. ve patronunla birlikte omuz omuza yapıyosun amk. ekip ruhu denen şeyi hat safhada yaşıyodu benim elemanlarım. o yüzden bişey yapılacaksa canla başla ellerinde ne varsa herşeyi koyuyolardı ortaya. çünkü gözlerinin önünde elinde ne varsa herşeyini ortaya koyan bi patronları bi iboları vardı. rahattı ya şirketin içi. yani oturup hep beraber öğle arasında çay koyup içiyoduk elemanlarla. severim böyle şeyleri. seviyeli bi şekilde samimiyet olsun isterim yani. bi gün birinin doğum günü oluyodu mesela. öyle kasım kasım kasılmaya gerek yok. bazen pastayı mumları ben yakıp elimde iyiki doooğdun falancaaaa diye giriyodum şirketten içeriye. çok aşırı seviyodu çalışanlarım beni. işler felaket derecede tıkırındaydı.Tümünü Göster
-
-
1.
0sendeki daşşak kimsede yok amk
-
1.
-
5.
+3planım leylanın sahip olduğu herşeyi elinden almaktı. çünkü şirketi , az çok o elinde bulundurduğu parası , kendi çapındaki prestiji olmadan leyla bi hiçti. ötüp durabilirdi. düzcedeki herhangi birisiydi. olur olmaz ortamlarda sinek gibi mide bulandırıp duruyodu ve gerçekten canımı sıkmaya başlamıştı. zütten bacaklı karı çok oldu yani. kolları sıvadım. leylanın şirketinin uğraştığı ve girdiği işler bizim şirketin para ve zaman harcamaya değmez dediğimiz ufak çaplı ve çok fazla kar getirmeyecek dediğimiz işlerdi. yani çapı bizden en az üç dört gömlek küçük bi şirketten bahsediyoruz. piyasaları gruplandırdığımız zaman biz süper ligde oynarken , o baya mahalle takımı gibi bişeydi. şimdi onun girdiği ihalelere girmek bizim şirket için akıl karı değildi. çünkü etik olarak doğru değildir beyler. eğer çok büyük bi şirketseniz gidip küçük ufak tefek ihalelerde boy göstermeye başlarsanız prestijiniz düşer. çevreden derler ki koskoca şirkete bak ufacık piyasaya tekel olmaya çalışıyo. hani 18 yaşındaki bi bebenin gidip ilkokuldaki bi çocuğu dövdüğünü görürseniz ne dersiniz ? şirketler içinde aynı şey söz konusu. o yüzden leylanın bu piyasada para kazanmasını istemiyodum. ama bunu bu şirketle yapamazdım. çevredeki eş dost tanıdıklarla iletişime geçtim. kendilerine ufak çaplı işlerde yardım edeceğimi ve onlara bi kaç iş vereceğimi bunları yaparlarsa eğer prestij kazanacaklarını , ve yeterince bu tarz işi yaptıktan sonra büyük işlerinde geleceğini falan söyleyerek birer birer yanıma şirketleri çekmeye başladım. leyla kimle uğraştığını bilmiyodu. o benim üstüme cahil cühela üç beş garibanı doldurup doldurup yolluyodu ama. ben onun üzerine koskoca bi şirketler ordusu yollayacaktım. ve gerçekten altında ezilip kalacaktı. zaten şirket sahiplerinin çoğu tanıdıklar. ufak tefek işlerle hayatlarını devam ettirmeye çalışan rutinlerini bozmaktan çok haz etmeyen adamlar. arkalarında benim gibi bi güvence olmasa asla yerlerinden kıpırdamaz tuttukları çeşmenin başından ayrılmak istemezler. leylanın girebileceği bütün ihaleleri teker teker seçtim çıkardım. isteyebileceği bütün işleri birer birer aldım. hepsini önüme koyup iletişimde olduğum bütün şirketlere birer birer verdim. ihale onlarda kalsın diye bomboş şirketlerin içini öyle bi doldurdum ki anlatamam. kendi şirketimin yanı sıra leyla ile uğraşacak şirketleride yönetir konuma geldim. teker teker banka hareketlerini düzenledim hepsinin. piyasadaki konumunu güçlendirdim. hepsine birer isim , hepsine birer nam , hepsine öne sürebilecekleri güçlü şirket kağıtları hazırlamalarında yardımcı oldum. bunlar benim için kolay işlerdi. ve hepsi yasal amk. şimdi burdan tutuklanıp gitmeyelim durduk yere. yasak olan hiçbişey yok herşey regal boyutlar çerçevesinde gelişti beyler. buraya nnot düşeyim.Tümünü Göster
-
4.
+5evet beyler. aranızdayım tekrar. hiç vakit kaybetmeden devam edelim zaman çok sınırlı. inşaat boyunca leyla ile aramızda türlü şeyler geçti. sürekli olarak bi sorun çıkarma çabasında olduğu için. sürekli olarak ordaki işi sekteye uğratacak şeyler yapıp duruyodu. zaten nerden nasıl bi şey bulup çıkarırsa kafadan 2 hafta kesin ona uğraşıyodum yani. bi gün işçiler pohpohlanıp benim ofise çullanıyodu. bize para ver diye yollanıyolardı. bi gün şantiyede kavga çıkıyo işçilerin arasında türlü taklar çıkıyo ben onla çalışmam o benle çalışmasın falan tarzı çocuk çocuk şeyler çıkıyodu. lan bi inşaata haftada 3 gün kesintisiz olarak denetlemeye gelinir mi amk ? bi gün sigortadan bi gün maliyeden şikayet üzerine geldik diye gelip gelip denetliyolar. ensemde sürekli leyla gibi büyük bi sivilce var. ve kaşınıp duruyo pis pis. bi türlü kurtulamıyosun. genel hatlarıyla anlatıyorum. leyla bu iş için kendini çok heder etti. bunu bana yaptırmamak için elinden ne geliyosa yaptı. başaramadı tabikide. o inşaatı alnımın akı ile bitirdim. ve ihale sonuçlandı. bende zaferlerime bi zafer daha ekledim. inşaat sektöründe gerçekten güzel bi adımdı bizim şirketimiz açısından. cv kabardıkça kabarıyodu. ha o kadar şeyden sonra tadı kaldı mı ? tabikide kalmadı. ama düzcede baya baya tanınan ve bilinen bi adam olmuş oldum. okullardan üniversite öğrencilerine söyleşi yapmak için çağırıyolar falan. odalardan toplantılara katılıyoruz. bankacılar ofisimize gelip şirketimizle alakalı hesaplar açmak krediler kullandırmak falan istiyolar. çek verelim bizden yaz şu kadara kadar günlük spot kredi imkanı falan filan. zaten o bankacılardan gına gelmişti bi ara artık. yani taku çıktı herifler hergün geliyolar. işim gücüm var bide geldiklerinde kırk saat konuşuyoruz yok yere. gitmek bilmiyolar. neyse abi. inşaat bitti ama. leylanın işi daha bitmedi. bu seferde evlerden problemler şikayetler gelmeye başladı. evlerin güvenliğiyle alakalı sıkıntılar patlak vermeye başladı. aslında ortada hiç bi sorun yok. gayet şahane evler teslim ettik millete. herkeste güle oynaya girdiler içeri. ama işte bu amk kızı gidip gidip cingar çıkarıp ortalıkta dedikodular yaymaya ismimizi karalamaya çalışıp duruyodu. sağdan soldan garip dedikodular duymaya başladım. adımıza üç dört tane dava açıldı müşteriler tarafından. onun bunun gazına gelebilecek her türlü adamı kullanıp doldurup doldurup gönderiyodu üstüme leyla. ben bu gönderdiklerini bir bir çözmeye çalışırken bi ara canıma tak etti. dedim lan yannan kafalı ya bak hele sen. zütünün takuyla benle uğraşmaya çalışıyo. ben ona ve şirketine bulaşmamaya çalıştıkça. ha bire beni karalamaya yaptığım işlerde tat vermemek için elinden ne geliyosa yapmaya çalışıyo falan. dedim madem bitmek istiyosun. madem kaşınmak istiyosun. madem savaşmak istiyosun. o zaman bende vurmalıyım. elimiz armut toplamıyo. seni oturduğun koltuktan düşüreceğim dedim.Tümünü Göster
-
-
1.
0burdan devam sayfa 1
-
1.
-
3.
0Attığın linklerde hiçbirşey yok Açılmıyor bile
-
-
1.
+1hangi linkler o kardeşim ? eğer capslerden bahsediyosan capsler günlük olarak yenileniyo. belli bi saat sınırı var. o saatler içerisinde girip bakmazsan düşüyo o capsler. iletişime geçersen yenileriz. sıkıntı yok.
-
2.
0Gececi tayfaya anlatıcam demişsin ya o
-
1.
-
2.
+1Saçma başlıklar verilen deger şu amk hikayesine de verilsin artık okuyun laaan adam neler yazdı Okuyan yok
-
1.
+7Beyler işlerden kaynaklı bazı durumlardan dolayı biraz ara vermiştik. hikayemiz kaldığı yerden devam edicek. tanımayan arkadaşlar için kısa bi özet , adım ibo. nereli olduğumu falan geçelim. gereksiz. düzcede yaşıyorum ama bi durduğum yerde 2 günden fazla kalmıyorum. çok fazla seyahat ediyorum. iş gereği heryerdeyim. özel bi şirkette çalışıyorum. geçmişimde playboyluk anılarımı anlatmıştım. hikayenin en başından beri takip etmek isteyenler için aşağıda linkleri vericem. kısacası iyi giyinen birisiyim. en başında dediğim gibi bi brad pitt yada bi kıvanç olmadığımın bilincindeyim. ama bi erzurumlu gürel de değilim. giyime kılık kıyafete falan çok para harcıyorum. iyi giyinmeyi seven bi insanım. sizlere başımdan geçen olayları anlatıyorum. kendi hikayemi yazıyorum. dinlemek isteyen varsa elimden geldiği ve vakit bulduğum müddetçe yazıyorum her gece.
hikayenin başlangıcı :
http://www.incisozluk.com...ceci-tayfaya-anlaticam/1/
2.devam :
http://www.incisozluk.com...-anlat%C4%B1yor-capsli/1/
3.devam:
http://www.incisozluk.com...anlat%C4%B1yor-2-devam/1/
rezleri alın sahurdan sonra bi kaç part burda olacak.
başlık yok! burası bom boş!