/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 151.
    +1
    baharla olan konuşmalar falan git gide acayip bi yere gitmeye başladı. ipleri ufak ufak elimden kaçırdığımı farkediyodum. kendimi biliyosunuz bu konularda son zamanlarda baya büyütür olmuştum. yani playboy falan triplerine giriyodum. giberim atarım falan filan. şimdi aşk meşk işlerinde baya ezik gibi durur oldum. özgüvenim kalmamıştı. baya oltaya gelmiş balık gibi hissediyodum. konuşmalarda falan böyle laf gönderiyodu bana. orta açıyodu mesela ben çakamıyodum kafayı. halbuki önceden hiç affetmezdim. baya leyla olmuştum anlayacağınız. bunun farkındaydım ama düzeltemiyodum. daha önce başıma hiç gelmemişti çünkü. amk noluyo lan bana demekten başka bişey gelmiyodu ve baharda bunun farkındaydı. işler sarpa sarmaya ramak kalmıştı. ya bi ilişki başlamadan bitecekti. çünkü bahar aynı benim gibiydi. bende hemen oltaya gelen balığı sevmem. bi kız direk tav oluyosa direk öküz gibi atlıyosa falan ona bakmam. bakamam. giblemem yani. uğraşamam onun tavırlarıyla. şimdi ben oltaya gelmiş balıktım ve bahar ya beni sallayacaktı tekrar denize küçükmüş bu diye. yada çekip tadıma bakacaktı. ikiside bana uymayacaktı her türlü. bir an evvel bi çeki düzen verip silkelenip kendime gelmem lazımdı. neyse geç oldu lan. yarın devam ederim. iyi geceler cümleten.
    ···
  2. 152.
    +1
    Secimden sonra buralar gene basi bos kalmis anlasilan. Neyse. Ben yaziyimda okuyan okusun. Secim icinde biriki cumle yazmak istiyorum. Ben hicbir partiyi tutmuyorum. Oy da vermedim. Takim bile tutmam. Kardemirkarabuk e bi sempatim vardir. Ismi tekerleme gibi oldugundan dolayi. Bide real madride. Onun disi hicbiseyim yok. Secimlerden sonrada kim iktidar kim degil onuda bilmiyorum o kadar uzagim. Ama yapilan kutlamalara , milletin haline , sokaktaki liseli heriflere falan baktikca , gelen nesli falan tanidikca , 2000lileri falan gordukce hayatimizda daha fazla , ozellikle sosyal medyadaki isgallerini gordukce diyorum ki keske turk olmasaydim. Keske turk diye bi millet olmasaydi. Gercekten yillar sonra bizdede malum sahsin belgeselleri falan yapilcak hitler gibi. Onunda fiyalari meydana dokulcek millet o zaman vah babaaam vah vah vah geberdi alcak diycek ama. Malkocoglu coktan gitmis olcak. Orasi ayri. Ama cidden su 2000 li neslin buyudugunu gormek beni gercekten cildirtiyo. Sokaktaki halleri, sosyal medyadaki tavurlari o gicik hareketleri cekilmez tafralari yeminle varya. Turkiye cok daha fazlasini hakediyo. Gercekten yok olmali bu millet. Turklugumden utaniyorum. Turklugumu sevmiyorum. Turkiyeden ve turklerden de nefret ediyorum. Kulturumuzden bahsetmiyorum bak. Umarim anlayabilirler benide burdaki arkadaslarda ama. Gercekten nefret ediyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      Zamanında dünyayı yönetmemizi sağlayan özelliklerimizi öyle ustalıkla öyle mükemmel bir şekilde kullandılarki şimdi acınacak bir haldeyiz
      ···
      1. 1.
        0
        valla ben şuan hiçbir türk gencinin kendinin de milletinin de tarihinin de farkında olduğundan şüphe ediyorum. öyle bir şey ki ne aşkları aşk , ne gönülleri gönül , ne akılları akıl. bomboş bir nesil yetişmiş. bütün duygularını küfürle ifade eden bir nesil. ve bunlar ileride yeni bakkallar olacak. yeni market sahipleri , belki yeni işletmeciler ,yeni tarla sahipleri , yeni başka bişey. yeni düzeni bunlar kuracaklar. gerçekten içler acısı.
        ···
  3. 153.
    +1
    ulan eski başlıklarımı gördükçe gözlerim doluyor şerefsizim. napıyosunuz lan keraneciler ? özlediniz mi amk beni? ben sizi çok özledim be olum. yakında burdayım amk. bütün başlıklarıma yazıyorum. toparlanın. yakında tekrar başlıycaz. bomba gibi şeyler anlatıcam size. özleştik amk da.
    ···
  4. 154.
    +1
    hikaye burdan devam edicek beyler. arzu eden gelebilir.

    http://www.incisozluk.com.tr/e/164370927/
    ···
    1. 1.
      0
      panpa bu capsler açılmıyo şuan gördüm daha uzun zamandır yoktum malum iş güç neden açılmıyo ki ya laa
      ···
    2. 2.
      0
      canım kardeşim. capsler sistemde sonsuza dek kalmıyo. upladıktan kısa bi süre sonra düşüyolar netten. müsait bi zamanda tekrar uplar atarım. yada özelden whatsapp ver ordan yollayım.
      ···
  5. 155.
    +1
    beyler hikayenin devam versiyonunu yazmaya karar verdim. başlığını bugün açıcam. sonra müsait zamanlarda part part atıcam. şimdiden oralara rezler alınır. ortalığı düzeltin işte. burdan oraya bişeyler alın zütürün. ayarların işte orayıda gene mekanımızı kurun biliyonuz. hadi öpüyorum hepinizi selamlar.
    ···
  6. 156.
    +1
    beyler bekleyen herkese capsleri tek tek uplayıp özel mesajdan yolladım. ellerine ulaşanlar yazar. ulaşmayanlarda gene yazsın onlarada tekrar uplarım geceleyin. yollarım tekrar. öpüyorum hepinizi.
    ···
  7. 157.
    +1
    huur COCUGU WIE ADAM GiBi ADAM IBO NABER YENI BAHAR VAY UTANGAC ISO PATRONUN GENC KARISI ELIFE SELAMLAR.
    ···
    1. 1.
      +2
      Hahaha :D amk senin. Cok ipne bi adam olacan amk buyudukce.
      ···
  8. 158.
    +1
    wie ben gittikten sonra yavaşça titreyerek açtı ona verdiğim mektubu. mektup hikayenin başından beri herşeyi özetleyen bir niteliğe sahipti. ve hikayemin sonunu müsaadenizle bu dizelerle yapmak istiyorum. hoşçakalın dostlarım. kendinize çok çok iyi bakın. belki katille olan hikayelerimi gene anlatırım buralarda bilemiyorum. ama benim hikayem işte tamda bundan ibarettir. o günden sonrasını anlatmaya lüzüm yok. hikayem böyle bitsin istiyorum. son dizeler..
    ···
  9. 159.
    +1
    hatırlarsanız bir gün kübrayla konuşurken kübra sormuştu neden bütün bunlar ? gerçekten ciks mi mesele falan diye. bende demiştim bunu size şimdi anlatmıycam. ama sonra anlatıcam. ve bana eskisi gibi bakamayacaksınız artık diye. ve sonra hikayeyi bitiricem demiştim. şimdi o evredeyiz beyler. son bölüm. başlangıç bölümü. herşey nasıl başladı. ben nasıl playboy oldum. ben nasıl bu yola girdim. ve ben nasıl bu kadar öfkeli bu kadar kızgın bi şekilde bütün kızlardan intikam alırcasına daldım içlerine. bütün bunlar yıllar önce başladı. bende hepiniz gibi masumane bi çocuktum. içimde hiçbir kötülük yoktu. bende ergenlik atlattım. bende ilkokul okudum. ve bende ilk aşk dediğimiz o unutulmaz aşkı yaşadım. ilkokuldayken, sekizinci sınıftayken daha doğrusu bizim bi alt sınıftan bi kız vardı. bu kızı okula gelir giderken sürekli görürdüm. kapıda falan rastlaşırdık. ben o zamanlarda müzikle falan ilgiliydim. hocalarım bana türkü falan söylettirirdi derslerde. yıl sonu müsamerelerinde falan filan. vardır ya okulun yetenekli çocukları. her yerden çıkarlar. bende aynı öyle. nerde bizim okulun ismi geçiyosa mutlaka benim bi sahnem vardı orda. o yüzden herkes beni tanır bilir hayranlıkla takip ederdi. güzel söylerdim şimdi Allah var. ama hiç bi zaman zütü kalkıklık etmedim. havalara girmedim. küçük çocuk olarak girmem normal karşılanabilirdi ama girmedim. aksine daha da mütevazi daha da ezik bi halim vardı. böyle sürekli saolun abi saolun abi teşekkür ederim yok abi iyi söyleyemiyom ki abi falan yapardım herkese. herneyse bu kızı görürdüm ben. ve uzaktan uzaktan seyrederdim. o zamanlar aşk denen mefhumun ne olduğundan bi haber olduğum için sadece seyretmenin güzel olduğunu bilirdim. ne kadar güzel bişey seyretmek derdim. onu seyretmek ne kadar güzel. beden dersinde herkes top oynar ben onların sınıfın camlarının altında beklerdim. belki cam kenarında otururdu. görebilirdim. seyrederdim ders boyu. kımıldamadan. ona bakardım. tenefüslerde ilk ben çıkar en son ben girerdim. sırf onu daha fazla seyredebilmek için. seyretmekti benim zevkim. konuşmayı hiç düşünmedim. sonra bizim bin arkadaşlardan bazıları kanıma girdi. oolum sen neyi seyrediyon lan falan filan diye. mesele ortaya çıktı. ben it gibi utandım tabi neyinden utanıyosam. sanki gizli bi ayıbım ortaya çıkmış gibi utandım sıkıldım. saklamaya çalıştım. bunlar bana anlattılar. işte şöyledir böyledir aşk böyledir. konuşursun elini tutarsın. zütürürsün gezersin. gizli yaparsın herşeyi falan diye. ben her cümlede daha da sıkıldım. ve her cümle daha da fazla aşık etti. ve ben o andan sonra anladım ki onu seyretmek değil onu sevmek güzeldi. onu seyretmeyi güzel yapan şey kalbimde ona olan sevgiydi. sonra o bizim okuldan gitti. bi sınav vardı. lise için. ona girdik hepimiz. ve o burslu bi yeri kazandı. il dışındaydı. oraya gitti. ben tabi hiç konuşamadım onunla. nereye gittiğini hocalardan öğrendim. arkadaşlarından sordum. gizlice sevdim. söyleyemedim hiç. daha sonra sınav puanımı falan yükseltmek istedim. bende onun gittiği yere gideyim dedim. ama olmadı. yapamadım. bi kere giriliyodu sınava. ve ben ankaraya gitmek zorundaydım. üniversite sınavı gibi değildi. o başka bi yerdeydi. ismini yazıpta hikayeye her girdiğimde tribe girmek istemiyorum. o şehrin ismini ne zaman görsem içim bunalıyo. içim kararıyo. neyse. lise boyunca hiçbir kızla çıkmadım. hiçbir kıza da sevgili gözüyle bakmadım. devamlı onu bekledim. aklımda o vardı. yıllar boyunca. izini sürdüm. lisede çevredeki işlerde çalışarak paramı kazanmayı bildim. benim gerçi bütün hayatım boyunca para olayında sıkıntım olmadı. sürekli bi şekilde kazandım parayı. lisede de bi ara büfede çalışıyodum. öyle param vardı. bi ara sayım yapıyodum marketlerde öyle param vardı. bi ara garsonluk yapıyodum öyle param vardı falan derken bi yığın işte çalıştım işte. param vardı her zaman her türlü. neyse onun olduğu şehre gittim. okula gittim. sordum soruşturdum. amacım bir kez daha görmekti onu. ama ben geldim seni görmeye diye çıkamazdım karşısına. diyemezdimde zaten. sadece uzaktan seyretmekti. tabi sapık gibi günlerce takip edip arkasında ağaçların falan arkasına gizlenerekte yapamazdm bunu. o ara bunun bi kafede çalıştığını öğrendim. kafede fal bakıyomuş insanlara. ve bayada ün yapmış orda. wie'nin mekanı diye mekanı var. bilmiyorum duyan bilen varmı ama wie diyolardı. bende o gün bugündür ona wie diye seslenirim zaten. kafeye gittim. ama nasıl heycanlıyım. ne kadar zaman sonra ilk defa onu görcektim. cebimde artık o ara hangi işte çalışıyosam onda kazandığım üç beş kuruş para var. ve büyük ihtimal nerdeyse yarıdan çoğunu ona vericem. kalanını bilet parası yapacaktım. ama umrumda değildi. onu görmek yetecekti bana. o kadar gün sonra onu görmek benim için dünyalara bedeldi. odası vardı bi tane kafenin içinde. daha doğrusu köşesi vardı. böyle büyük kemerli bi kapı vardı orda. kapı yoktuda kemer vardı. kemerden aşağıya sarkan bu ahşap boncuklar varya. ismi ne onların bilmiyorum. onlardan vardı. ordan geçip bunun masasının önüne geliyodunuz. bi masa iki tabure vardı. karşısına oturuyodunuz. elinizi avuçlarına alıp el falınıza bakıyodu. ücretinizi verip gibtir olup gidiyodunuz. bu zaten öyle bişeyden anladığı yokta adamlarla sohbet muhabbet ediyo girişte çaktırmadan. sonra adamın söylediklerine göre sallıyo bişeyler. adamda vaaay amuğa goyum diyip inanıyo işte buna. vardı öyle kokoşlar. benim gibi devamlı müşterileri. her hafta geliyolardı buna. soyulup gidiyolardı. iyi para yapıyodu amk. neyse. baya bekledikten sonra içeri girdim. bunu orda gördüm kahvesini içerken. öylesine güzel öylesine narindi ki gene. anlatamam. ilk günki güzelliğinden zerre bişey kaybetmediği gibi , aşırı derecede güzelleşmişti. ben günden güne çirkinleşiyodum halbuki. o güzelleşiyodu. çok harika bı kızdı bana göre. kusursuzdu. gerçekten hayatımı adayacağım bi kadındı. tüm yönleriyle. öyle bakıyodum en azından o dönemler. karşısına oturdum. hoşgeldiniz dedi. hoşbulduk dedim. nasılsınız falan dedi. iyiyim seni sormalı dedim. bende iyiyim. okuyomusun çalışıyomusun dedi. hem okuyorum hem çalışıyorum dedim. tabi tamamen bi sarhoşlukta söylüyorum bunu. biliyosunuz anlatmıştım daha önce. aşırı heycan yaptığım dakikalarda bende bi ölüm soğuk kanlılığı oluyoki sormayın. amk heycandan altıma sıçıyorum ama dışardan bakıldığında sanki her gün her saat yaptığım bi işi yapıyorum. o derece rahat görünüyorum. neyse muhabbete devam ettik. kızlardan sordu. birisin iseviyorum dedim. günlerdir seviyorum haftalardır. ama hiç sevdiğimi söyleyemedim. belkide elini tutmadan , gözlerine bakmadan ölüp gidicem. ama uzaktan uzağa seyrediyorum şimdilik. o bile çok memnun ediyo beni dedim. tabi bu esnada kendisinden bahsettiğimden zerre kadar haberi yok.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 160.
    +1
    Beyler toplasin yaziyorum. Sahura kadar acigiz. Gececi tayfalar el kaldirsin amuda kalksin davul vursun yapsin biseyler burdayiz desin.
    ···
  11. 161.
    +1
    ikimizde ellerimiz havada öylece kalakaldık. Ne olduğunu dahi anlamamıştık. Zaten wie dedikten sonra benim içim dışım bir olmuştu. kendime gelememiştim. tren çarpmışa dönmüştüm. Ne olduğunun farkında bile değildim. Baharda öyle. Tesbihin parçalanıp büyünün bozulduğunu anlayınca kaderlerin bir araya geldiğini anlayıp boynuma atladı bahar ağlayarak. sarılamadım bile. hala şokun etkisindeydim. Ağzımı açıp konuşmak istiyodum ama konuşamıyodum. uzuuuun zaman sonra wie'yi bir kez daha yaşıyodum. bir kez daha duyuyodum. hiç beklemiyodum böyle bişey olacağını. inanın hiç beklemiyodum. sonuçta beklenebilir bişey değil. kimin aklına gelebilir anasını satıyım. uzunca sarıldıktan sonra bahar geriye çekildi. biliyodum dedi. içimde sana doğru koşup giden şeylerin , bütün bu raslantısal olayların falan tamamen bi raslantıdan ibaret olmadığını biliyodum dedi. ben hala salak salak yüzüne bakıyorum. kolumdan tutup hafifçe silkeledi beni bahar. iyimisin ? dedi. yüzüne baktım. yerdeki tesbih tanelerine baktım. eğilip bir tanesini elime aldım. hiçbir özelliği olmayan tahtadan bi tesbihti. tamda biraz önce hiçbirşey yapmamışken biz kendi kendine tuzla buz olur gibi paramparça oldu ellerimizde. iyi değilim ben bahar dedim. iyi değilim kusura bakma. gitmek istiyorum. lütfen dedim. arkamı dönüp gittim kendi evime. bahar hala arkamdan ama ? ama ibo falan diyip duruyodu. ama o benim kadar yıkılmamıştı eminim. içindeki sevinç ona yeterdi. bütün kederleri biraz önce o tesbihle birlikte tane tane , boncuk boncuk dökülmüştü yere. ama ben. ben onun kadar neşeli değildim ne yazık ki. benimde kalbim ve kalbimle birlikte bütün hüzünlerim aynı o tesbih gibi boncuk boncuk döküldü yerlere. ne yapacağımı bilemiyodum. üzerimden bi tır geçmiş kadar yorgundum. kolum kanadım kırıldı. ağlayım belki rahatlayım diye geçiriyodum içimden. ama ağlayamıyodum bile. gözlerim bomboş etrafa bakıyorum duvarlara bakıyorum. ellerime, elimde getirdiğim o tesbih tanesine. sonra öfkeyle fırlattım o tesbih tanesini duvara. sekti gitti bi yerlere. hıncımı alamadım. etraftaki şeyleri birer birer fırlatmaya başladım duvarlara. rastgele. evi berbat ettim öfkeyle. bağırarak. çağırarak. birazcık sakinleşince oturdum yatağa. sinirden ağlamaya başladım. bi sigara yaktım. çabucak bitti. peşine bi sigara daha tutuşturdum aynı sigaranın ateşiyle. gözüm masaya ilişti. benim şiir masasına. kendime gelen masaya. içimde wie nin ateşi tekrar yanmaya başlamıştı. lisedeyken wie dedikleri zaman içimde bi ateş yanardı. göğsümün tam ortasında bişeyler tutuşurdu. yakı diye bişey vardır bileniniz varmı bilmiyorum. böyle yapışkanlı bi kağıt gibidir. kış aylarında falan bazı romatizmal hastalıklar için falan kullanılırdı küçükken biz. yapıştırırsınız bi yere. orayı inanılmaz derecede ısıtır. yanar orası. o yüzden yakı denir. çıkardığınızda kıpkırmızı olur yakı vurulmuş yer. aynen öyle olurdu göğsüm. wie dedikleri zaman bana. göğsümde kalbimde bi yakı alevi yanardı aniden. yanar dururdu. gördüğüm zaman ki hali sormayın bile. sesler soluklar aniden kesilir. başımdan aşağıya doğru hücrelerim çekilir. ellerimi falan hissedemez olurum. mahoş bir hal gelir üstüme. düşünemem biriki saniye .göremem. duyamam. etkisi öyle büyüktü bende. aynı yangını tekrar göğsümde hissetmek aşağılayıcıydı. öfke vericiydi. bütün bir kız alemine haddini bildirdikten sonra , herkesten intikamımı aldıktan sonra ve herkesten bir bir acısını çıkarıp kendimi bulduğuma inandıktan sonra tekrar wie nin hiçbirşey yapmadan sadece ismi ile göğsümde ateş yakabilmesi , öfkeyle dolduruyodu beni. inanılmaz sinirlendiriyodu. gittim masama. ve yazdım.bi şiir yazdım. sizi bu şiirle başbaşa bırakıyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 162.
    +1
    ibo züt oldu kisaca
    ···
    1. 1.
      +1
      iftar sonrası ilk sigara etkisi yaptı kanka.
      ···
  13. 163.
    +1
    abi agzim acik kaldm suan nas felak okuyom
    ···
  14. 164.
    +1
    wie ile hesabımız aşırı derecede yarım kalmıştı. onun hayatını söndürecektim. daha önceki hiçbir kızda beni bu kadar öfkeli görmediniz. gözü kara da değildim. herkes hakettiği kadarını aldı çünkü. bu kızın hayatıyla oynayacaktım. ve bunu ustalıkla yapabilecek beceriye sahiptim. wie nin hayatta sahip olduğu ve tek kıymet verdiği şey ünüydü. ünü sayesinde zaten buralara kadar gelmişti. ve o çok güvendiği ün , pamuk ipliğine bağlıydı. farkında bile değildi. ilk iş sahip olduğu en değerli varlığını elinden almak oldu. pazarlamadaki ekibimi biliyosunuz. onların hepsini bir bir örgütledim. zaten çoğu can ciğer arkadaşım gibi olmuştu artık. çok kıymetli bi ekiptir. öyle ki önüne koysam yüz bin dolarlık projeyi bi haftada üç katına çıkarırlar. her türlü işe girilir o ekiple. bu ekibe gerektiği kadar brifing verdim. wie nin adresini falan öğrettim hep. dedim herkes hafta içinde bir gününü ayıracak ve gidecek. o gün size benden izin. hepiniz hangi güngideceğinizi kararlaştırın ve bildirin. ona göre izinleriniz ayarlansın. gidin. fallarınıza bir bir baktırın. ve bütün falların yanlış çıktığını söyleyin. hiç bi şekilde memnun olmayın.ve çıkarkende paranızı geri almak istediğinizi söyleyin. tamam mı dedim. tamam dediler. herkes oraya gidecek. ve wie nin aslında koskoca bi sahtekar olduğunu, ününün uydurma olduğunu , tamamen kendi adamları tarafından şişirilmiş bi ün olduğunu falan söyleyecekti. öylede oldu. adamlarım bir bir wie nin karşısına geçip bilgiç bilgiç konuşmalarını dinlediler. ve hepsi rezillik çıkarıp birer birer mekanı terkettiler. wie'nin kendine güveni sarsılmış olmalıydı. mekan sahibinin onu bilerek isteyerek ve peşinden koşarak çağırdığı belliydi. tepkilerin bu şekilde olmasından rahatsızolması an meselesiydi. çevredeki kafeleri , restoranları wie nin çalışabileceği her türlü ortamı tek tek dolaştım. ve hepsiyle böyle sohbet muhabbet tarzında konuşurken ya bu aralar burda bi şarlatan türemiş haberiniz varmı kafelerde falan fal bakıyorum ayağına vuruyomuş kazzığı gördünüz mü hiç falan dedim. yoo hiç rastlaşmadık dediler. ama ben gerekeni vermiştim. inneyi vurdum. ününü çok duydum. yalancı sahtekarın tekiymiş falan diye doldurdum herkesi birer birer. zaten tepkiler hafta içerisinde çoğalınca mekan sahibi wie yi mekanda durdurmadı daha fazla. çıkardı kovalayarak. wie boşta kalınca sana mı kaldım edalarıyla burnu havalarda tahmin ettiğim ve planladığım üzere çevredeki mekanları gezmeye başladı. ve mekan sahipleri benden aldıkları gazda dolayı wie'yi mekanlarında barındırmak istemediler. iş bulamayınca wie ortada kaldı ve alışmış olduğu lüks hayatından vazgeçmek zorunda kaldı. bunu aslında sefilleşsin sokaklarda it gibi titresin falan diye yapmadım. bunu mecbur kalması için yaptım. fight club'ta bi söz vardı herkes bilir mutlaka. herşeyini kaybetmeden , herşeyi yapabilecek kadar özgür olamazsın diye. herşeyini kaybettirip bana mecbur kalmasını , herşeyi yapabilecek kıvama gelmesini istedim. ki geldi. bizim ismailin mekanı biliyosunuz. daha önceden bahsetmiştim. biriki defa olayım geçmişti orda. sık sık anlatırım. sık sıkta giderim. hikayeyi takip edenler bilir. ismaille konuştum. dedim böyle böyle bi kız var ortada. onla benim bi işim var. ona burda böyle bi köşe ver. bırak getirisini falan kendi maaşını çıkartır o. maliyetini çıkarır kalanda sana kar kalır. ama benim için bunu yapmanı istiyorum senden yaparmısın iso dedim. olum ne diyon la sen dükkan senin amk al istediğin yere yapıştır kızı burda gibme yeter dedi. amk ne gibmesi dur dedim. ibo gidip kızla konuştu. wie ile hiçbir münasebetim olmadı henüz. sadece uzaktan uzaktan kendi mekanıma , onu avlayacağım araziye çektim onu. büyük yeleli aslanlar gibi sinsice planımı yaptım. ve kendi mekanımda kendi alanımda bitirecektim hayatını onun. wie ismailin mekanda çalışmaya başladı. bende bıyık bırakmaya başlamıştım. daha wie'nin lafını duyup o tesbih parçalandığı dakkadan itibaren o bıyıkları bırakmaya başlamıştım. ki kendine geliyodu yavaş yavaş. plan dahilinde harika bi şekli olacaktı. karadayı gibi geziyodum zaten ortalıkta. iş yerindekiler falan malkoçoğlu2 diye lakap takıyolardı bana. hoşumada gitmiyo değildi tabi. bu sene tekrar bırakmayı düşünüyorum. neyse o başka konu. bıyık şarttı. çünkü benim gelipte onu orda öpüşürken yakaladığım huur çocuğuda bıyıklıydı.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 165.
    +1
    wie'yi çok iyi tanıyodum. gelecek bütün müşterilerine sağılacak inek gözüyle bakardı. hepsinin damarını bulur aç kalmış vampirler gibi bütün kanını emerdi. ve ona aşık olan gerizekalılarıda (tıpkı benim gibi ) damızlık gibi kullanmaktan geri çekilmezdi. bu karakterde bi kız için bu kadar kötü bi durumdayken tutunacak bi dal gerekiyodu. şuan yana döne gelen bütün müşterilerine aynı gözle bakıyo olmalıydı. hepsine ateş gibi sarılıyodu. hepsini tavlamak kendinden hoşlanmasını sağlamak , biraz daha sağabilmek , referans olarak kullanabilmek için herşeyi yapıyodu kahpe. biliyodum. ama onun dıbına koyacak o dal bendim. ve onu budaklı budaklı dallayacaktım. bıyıklar yeterince olgunlaştıktan sonra wie ile karşılaşma vakti gelmişti. beni tanımasının imkanı yoktu. lisedeki halimin aynısıyla gitsemde tanımazdı zaten. lisedeyken bile her hafta gitmeme rağmen her hafta yeniden tanışıyomuşuz gibi haaa iki kardeşmiydiniz siz falan yapıyodu. neyse. o bölümler çok geride kaldı artık. ulan yazarken bile sinirleniyorum işe bak. takımlarımı çekip akşam üzeri loş vakitlerde wie'nin karşısına gitmek üzere evden çıktım. ismailin mekana geldim. ismail çıkıyodu zaten o saatlerde. çocuklara iyice tembihledim dedim içeriye kimseyi almayın. direk pat diye girdim wie'nin odasına. içerde aynada kendine bakıyodu. liseden beri çok az değişmişti. hala abartılı düz bi saç, abartılı ve garip bi yüz makyajı , dudakları öne çıkarak ve iki kat sürülmüş gibi kıpkırmızı bir ruj , ve yayvan konuşmalarıyla zerre değişmemiş wie. hoşgeldin otursana diycekti tam. direk oturdum. çocuklardan bi çay istedim. elimle işaret ettim sende içermisin der gibi. ilgisini çekmiştim. çok basit bi kızdı aslında. üstünlük taslayan tavırlarının altında aslında yönetilmeyi bekleyen aciz bir kız yatıyodu. o sıralar onu farkedememiş olduğumdan kullanıldım. hani gaylerde de vardır bu. adam gaydir mesela. belli etmemek için aşırı maço davranır. ama aslında içinde ayyy yaaa kıyamammmm diyen bi heriftir amk. aynen onun gibi. sert görünüyodu dışarıya. bütün erkekleri kilodumda sallarım bende böyle bi çıtırım falan tarzında sert hardcore imajları veriyodu. ama taşşağı masaya koyup seninki mi benimkimi dediğim zaman aynen böyle , eğilip öpmekten başka bişey yapamıyodu. çayımı yudumlarken bi sigara içtim karşısında. ismin ne dedim. wie diyolar bana. seninki ne dedi. öğrenirsin dedim. ününü duydum. bakabiliyomusun dedim. elbette neyi merak ediyosun dedi. neyi görebiliyosun dedim. kaşınıkaldırdı vaaaaay der gibi. geriye doğru yaslandı. neyi merak ediyosan dedi. ne görüyosan anlat bakalım dedim. şöyle inceledi beni bi. baktı baktı baktı. bişeyler söyledi kendi kendine. kaşları gözleriyle mal mal hareketler yaptı. gülecektim kendimizor tuttum. beyin özürlüsü gibi geliyodu hareketleri. ben buna nasıl baktım dıbına koyum diyodum içimden. sonra elimi istedi. verdim. ellerimi tuttu. gözlerime baktı. el ele tutuşmamızdan etkilenmemi istiyodu. hiç gibime bile sallamayıp sigaradan çekip yüzüne üfledim. kafasını eğip işine baktı. dedi ki baya varlıklı birine benziyosun. görünene göre çok acayip işlerpeşindesin. bi ihaleye girmeye hazırlanıyosun. ama arkanda güçlü bi kadının yok maalesef. içindeki ekgiblikte bundan kaynaklı. hep içinde kalan ekgibliği dolduracak güçlü bi kadına ihtiyacın var dedi. o kadın seni şuan olduğundan daha başarılı bi geleceğe zütürecek dedi. dıbına koduğumun kahpesi. al beni yamacına demesen şaşardım zaten. tipimden ve tavırlarımdan paramın olduğunu anlaması zor değildi zaten. paranın kokusunu yüzbin metre öteden alırdı bu. baya etkileyici dedim. ama kadınlar ve güçlü kelimesini yanyana düşünemiyorum çok fazla komik dedim. neden dedi. ünü dağları aşmış bilge ve geleceği gördüğünü iddia eden bi kadının bile karşımda titrediğini gördükten sonra hangi kadının güçlü olduğuna inandıracaksın ki beni dedim. öyle diyince bi züt oldu tabi. bence bu kadar emin olma kendinden dedi. dışarda görüşmek istermisin dedim. tabi ama konuşmam lazım patronla dedi. konuşma kimseyle ben seni alırım istediğim zaman dedim. parasını verip çıktım ordan.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 166.
    +1
    bi kaç gün geçtikten sonra planımın ikinci kısmına geçme vakti gelmişti. ismailin zaten wie ile ilgili bi planı olmadığından istediğim gibi çıkarabilirdim dükkandan. verdiği para da bişey değildi zaten. baktığı fallardan yada onun için gelen müşterilerin içtiği çaydan kahveden kitliyodu ismail millete. ordan çıkarıyodu onun parayı. bişey kaybetmedik yani hiçbirimiz. olan sadece wie'ye oluyodu. kendi kendine yeni bir başlangıç yaptığını sanıyodu garibim. wie yi o hafta bi kaç kez dışarı çıkardım. dışarda biyerlere zütürdüm. benimle buluşacağı zamanlar o garip gurip kahin elbiselerinden arınıp insan kıyafetlerine bürünüyodu. garip bide makyaj anlayışı vardı. japonların temiz makyaj dedikleri olay varya doğal makyaj mı diyolar neyse artık adı. onun gibibişey yapardı dışarda benle buluştuğu zamanlarda. ama diğer zamanlarda çalışırken falan tam bir oz büyücüsü. gandalfın çırağı gibi dolanırdı. neyse. dışarda buna yanımda gezdirdiğim köpek gibi davranıyodum sürekli. birlikteydik. beraberdik. istediğim herşeyi yapabilme gibi bi özgürlük hissediyodum üstümde. ben istediğimi diyebiliyodum. istediğim gibi kızıp istediğim gibi trip atabiliyodum. ama o asla. ne dersem yapıyodu. ve nasıl dersem öyle davranıyodu. bişey söylemeden önce yediyüz kere düşünüyodu. bazen küçücük şeylere bile sinirlenip hayvan gibibağırıyodum buna. hakettiği muamele buydu çünkü. bu şekilde ezilmeyi ve it gibi eşşek gibi muamele görmeyi hakediyodu. şuan için sağabileceği tek inek ben olduğum için hiçbişeye ses çıkarmıyodu. bi yandan da etkilendiğini gizlemek için salak salak tavırlara giriyodu. hala o güçlü imajı korurcasına böyle bi triplerde falan Allahım Allahım.ay zütüm dedirtmekten başka hiçbi işe yaramayan saçmalıklar. tıpkı bana davrandığı gibi davranıyodum ona. belki on kat yirmi kat daha fazla. dahasıda vardı. sonraki günlerde birazcık ipleri saldım buna doğru. ilişkiye tutunmasını istiyodum. şuan için ilişkimiz sadece çıkar çatışmasından ibaretti. onun çıkarları benimle bağdaşıyodu. bana muhtaçtı. o yüzden o iş yerinde barındığını da biliyodu. ben olmasam ne işi nede itibarı kalacaktı. onunda farkındaydı. gözüne soka soka farkettirmiştim zaten. itin zütüne soka soka bi hal etmiştim onu. ilişkide biraz kendine yer bulması , çokhafif söz hakkı sahibiolması ufak tefek bişeylerde kendine çıkarması gerekiyodu biraz duygusallık için. duygusallık gerekiyodu çünkü. öylede oldu. işteyken biriki istisna sağladım ona. istediği zaman çıkıp girebilme gibi bi hürriyeti vardı orda. takunu çıkarmadan tabi. diğer elemanlar sadece acil hastanelik falan bi işleri olduğu zamanlarda çıkabiliyodu dışarılara. ama wie istediği vakitte istediği işini halletmek için çıkıp gelebiliyodu tekrar. bu onun için bişeydi. ve ona bide yüzük aldım. gayet kaliteli abartılı taşlı falan bi yüzük. tuzluydu biraz ama gerekliydi. zaten daha sonra bu yüzüğünde sırası gelecekti. biraz kendi yerini falan bildi ilişkide ve artık ilişki sadece çıkar çatışmasından ibaret değildi. benimleyken hoş vakit geçiriyodu. tüm isteklerini domine edebilecek kadar sert ve haşin bir erkekti. ve ele elaleme karşı onu en iyi şekilde temsil edebilecek bi adamdım. o yüzden bundan iyisini mi bulucam triplerine girmişti çoktan. kızlarda böyle bi durum vardır. sevgililerinin genelde kendilerine kötü davranan ,it gibi azarlayıp kıskanan böyle koruyup kollayıcı bi imaj veren babacan erkeklerden olmasını isterler. bu erkeklere genelde hemen bağlanır uzun süreli ilişkileri bu erkeklerle düşünürler. bacağı yaralandığı zaman ay canımm yaaa kıyamam gel öpiim de geçsin yazan erkek en fazla bi kaç ay dayanır bu tür kızlara. diğer kızlarada. takunu çıkarmayın romantizmin. romantik olacaz diye iyice ılık olmayın amk. ama bacağı yaralandığı zaman yav üüüüüf çocuk gibi her gün bi yerini kırıyosun. varmı bişeyin ? diyen bi erkek her zaman daha caziptir onlara göre. ne tam olarak ilgisiz alakasız , nede aşırı ilgi ve alakaya boğmuş şekilde. tam kararında. bu belirsizlik inanılmaz çekici geliyo heralde. sayko lan bu kadınlar. valla sayko. benim böyle bi sevgilim olsa hiç acımaz basarım tekmeyi amk. ne sevdiği belli ne sevmediği. ne kaldığı belli nede gittiği. aynen böyle olacak kızlara karşı. bunu iyi korumak muhafaza etmek çok önemli.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 167.
    +1
    aslında ihalem falan yoktu. sadece geciktirmek istedim. planım için. plan dahilinde söylemesi için biraz beklemesi gerekiyodu. o aradaki zamanda biz wie ile sayısız kere birlikte olduk. ilk günki ciks ten eser yoktu. wie artık çok daha istekli çok daha şehvetli en güzel sevişmelerini çıkarıyodu benim için vücudunun tenha köşelerinden. o haftanın sonunda ailesine haber vermesi için 1 hafta kalmıştı. wie arada bir annesiyle konuşuyodu. bazen benim yanımda da arardı konuşurduk. ben gece evde olduğum zamanlar falan telefonu banada verirdi. ilk telefonumuz tanışma üzerinden olan kadınla gayet iyi hanım evladı gibi konuştum. iyi aile çocuğu imajını verdim. zaten wie kat kat abartarak anlatıyodu beni. yok şöyle güzel işi var yok şöyle şirketlerin baş müdürü şurda şöyle sözü geçiyo burda böyle falan diye. anlatıyodu da anlatıyodu. zaten işi falan temelli bırakmıştı wie. ben istememiştim çalışmasını. güya sen evde otur ben sana bakarım diyodum. bu süre zarfında farketmediği tek bişey vardı. ben daha wie ye tek bir kuruş bile yedirmemiştim. benden aldığı tek şey o altınlı falan kaliteli yüzüktü. ve o yüzüğü , iyi hatırlayanlar bilir. mutlaka tahmin edecektir. hangi yüzük olduğunu. evet. o yüzük işte. nerden nasıl olduğunu sormayın. yaptım. aynen öyle. baharın öldüğü gün pencereden attığım yüzük. çıktığım zaman ayaklarımın dibindeydi o yüzük o gün. ve inan 3 gün boyunca orda kaldı. düştüğü yerde. ve eve her gelip gidişimde o yüzüğü gördüm. atmadım. atamadım. iyi ki de atmamışım. neyse. o yüzük vardı elinde wie'nin ve ölür gibi bağlıydı bana. müstakbel eşi gözüyle bakıyodu bana. ve planımın aşamaları yavaş yavaş gerçekleşmeye başladı. bizim şirketten anlaşmalı bir doktorumuz var. kendisiyle muhabbetim iyidir. işte başvuru yapanlardan istediğimiz sağlık raporunu falan onun olduğu hastaneden alırlar. şimdi hastanesini yazıhanesini falan vermiyim burda. problem çıkmasın. onla görüştüm. dedim hafta içinde sana bi arkadaşımı getiricem. ona bi kaç uyduruk test yap. çok sağlam bi şaka yapıyoruz doğum günü için dedim. uyduruk biriki test yapıver dedim anlattım planı az buçuk. yahu olur mu olum falan dedi ama lan nolacak be olum yap bi kıyak kardeşine dedim ikna ettim. hafta içinde baharın annesini falan çağırmaya yakın dedim ki seni bi doktora zütürelim. kontrolsüz sevişiyoruz. gidip baktıralım. sürekli kontrol altında ol istemediğimiz bi durumla karşılaşmayalım durduk yere düğün arefesinde dedim. aşkım doğru söylüyosun korunsak mı artık falan dedi. saçmalama dedim. doktorum ilgilenicek seninle. ben bizzat zütürücem. sen sonra onun talimatlarını dinlersin dedim. peki tamam dedi. doktorum falan diyorum ki böyle baya zengin triplerinde, kız iyice tava geliyo. wie sanıyoki ben özel doktoru olan çok büyük bi şirkette çalışan , baya düzcenin kodomanlarındanım. yani az buçuk bi kodomanlık var mı desen. abartılacak kadar bi gelirim yok. ama sözüm geçer her yerde. elim kolum uzundur yani. orasıda yadsınamaz gerçek. sandığı kadar büyük değil ama taşşaklarım. orası ayrı. :D neyse. wie yi haftaiçinde bizim doktorun özel muayenehanesine zütürdüm. orda bi kaç uyduruk test yaptı. şuan için anlaşılmaz tabiki ne zamandır birliktesinzi diye sordu. valla 1 ay kadar falan oldu dedim. hmmm. peki o zaman dedi böyle düşünerek falan. tamam dedi bu hafta içinde ben bu testleri uygularım örneklere daha sonraki hafta bi kaç test daha yapmam gerekecek. o zaman kesin bişeyler söylerim dedi. o zamana wie ile bizim ikinci ayımıza geçmiş olacaktık. tamam dedik ayrıldık ordan. wie nin içini bi telaş sardı. tahmin ettiğim gibi telaşlanmaya başlamıştı. dedi inşallah hamile falan değilimdir. sus dedim kızım manyakmsın ağzından yel alsın. öyle bişeyi aklıan bile getirme falan diye o kadar keskin konuşuyorum ki sanki hamile olsa karnını kesip kendim çıkarıcam bebeği. öyle sanıyo. gariban. vakit gelmişti. anne babası geldi wie nin. wie ile uzaktan yakından alakası olmayan gayet mazbut insanlardı. onları görünce içimdeki duygular biraz alt üst olmuştu. hizmette ve hürmette kusur etmemeye çalıştım. gerçekten onları üzmemeye çalıştım. üzülmediler de çok memnun oldular hallerimden hareketlerimden. onlar evdeyken biz tamamen birbirine aşık iki genç , aşk evliliği yapmaya hazır birbirine alışmış karı koca gibiydik. hallerimiz onlarıda memnun etti. gecenin sonunda artık gitme vakitleri geldiği zaman yüzükleri falan taktık. yüzükler zaten aynı yüzüklerdi. wie parmağındaki yüzüğü çıkarıp tekrar takmış oldu yani. eller öpüldü. sarılındı kucaklandı falan. iyi dileklerle uğurlandı ailesi. ve yorgun bitkin oturduk tekrar yatağa ikimizde. gayet mazbut bi evimiz vardı. o tamamen hayallere dalıyodu. işte şöyle yaparız. burda çocuklar olur. daha iyi bi eve taşınır birlikte. orda güzel odalar yaparız. banyo yaparız birlikte. birbirimize alışırız iyice. her gün farklı bi heycan olru bizim için. çok mutlu olacağımıza inanıyorum falan diye hayaller kuruyodu. bende yanında hı hı. eveet. çok güzel yaa. çok romantik yaa falan diyodum ama kafam devamlı planın ilerleyen safhalarındaydı. sen en iyisi yeni bi ev bakmaya başla bu aralarda dedim. buna bi misyon verip tamamen kendini onunla meşgul etmesini sağladım. 3+1 bi ev bak bizim için. ben işteyken fırsatım olmuyo zaten. sen bak ara konuş fiyatları falan öğren. bi liste yap sonra akşam müzakere ederiz aramızda dedim. tamam aşkım dedi. bu işlerin biraz daha ciddiye bindiğini gösteriyodu. ki ikimiz arasındaki iletişim bile artık daha ciddi bi yere doğru gelmişti. baharla olan bütün şeyleri yaşamış gibiydik. son aşaması hariç. son aşaması çok daha fazla vurucuydu. biriki hafta daha geçtikten sorna wie ev ile baya bi uğralşmış bi düzine ev ile kocamaaan bi liste hazırlamıştı. 2 aya falan yaklaşmıştık. artık tam sırasıydı. akşamleyin doktordan aldığım fason raporla birlikte eve geldim haşmetle. planın son aşamasıydı. kapıdan bi hışımla girdim. tokadı bastım suratına. bu ne lan böyle dedim. şaşırdı tabi. yediği tokadın etkisiyle yere yapışmıştı. eli yanağında aşkım? diyebildi sadece. aşkım maşkım deme bana. aşkım falan deme valla gebertirim seni dedim. bağırdım çağırdım. bu ne lan hamileymişsin sen. dedim. ne ? dedi. ne ne al burda hepsi yazıyo al oku dedim. aldı eline. ağzını kapatarak ağlayarak okudu. Allah'ım yarabbim biliyodum başıma böyle bişey geleceğini biliyodum. kenar mahalle dilberine gönül kaptırırsan olacağı buydu. biliyodum dedim. ağlaya ağlaya bağırdı bana. ne be nee diye. tuttum ağzından. bağırma bana giberim senin o ağzını dedim. gidip elin elalemin erkeklerine gibtirmişsin kendini. hamile olarak gelmişsin bana haberin yok gerizekalı çocuk benden bile değil dedim. öyle diyince daha da şaşırdı. aşkım. aşkım yemin ederim öyle bişey yok. yemin ederim yok allah belamı versin ki yok falan diye ellerime ayaklarıma kapandı. ya gibtir git şurdan konuşma bi ya. dedim. biraz içerde deli deli döndükten sonra gözüm dönmüş gibi tuttum kolundan. kalk gidiyoruz dedim. nereye aşkım dedi. kalk lan soru sorma bana kalk dedim. sürüklenerek ağlaya ağlaya geldi mecburen. ayakkabılarını falan giydi. telefon ettim bizim ismaile. ismail açtı. birader arabayla gel işimiz var dedim. zaten biliyodu mevzuyu. atladı geldi konuşlandığı yerden. bi tek wie nin haberi yoktu plandan. onun dışındaki herkesin haberi vardı. kalktık akşam akşam wie nin anne babasının yanında geldik. kocaelinde oturuyolardı o zaman. yakındı zaten bize. wie de kendine yakın diye burayı seçmişti belkide bilemiyorum. ismailin hamilelik durumlarından yada wie ile olan geçmişimden haberi yoktu. sadece bu kızla alakalı bişeyler planladığımı ve o kızı bi yere zütürmemiz gerektiğini biliyodu. ismail öyle bi adamdı. gel derim gelirdi. soru sormazdı. çünkü zamanında bende onun çok işine koştum. o dükkan için nerelere nerelere ne isteyemedi benden. anlatsam diliniz damağınız tutulur. ne sorunlar çıktı. kardeş şurda bi sorunum var bi el atsan bile diyemezdi ismail. öyle çekingen bi adamdı. başkasına el açmayı sevmezdi. öz kardeşi bile olsan. o yüzden her neye ihtiyacı varsa daha o söylemeden hallettim ben zamanında. o yüzden ne zaman ne istesem yapardı. ailesinin yanına geldik. iso sen arabada bekle dedim. aldım bunu kolundan tutup. elimde de fason rapor. çaldım kapıyı. açtılar. attım kızı önlerine. yere yapıştı gene. dedim alın şu kızınızı amca. bu ne terbiyesizliktir. bu ne alçaklıktır. kızınız bildiğin başkasından 2 aylık hamile. bu nedir böyle dedim. ne diyosun evladım sen ağzından çıkanı kulağın duyuyomu senin geç bi içeri sakin ol bağırma kapının önünde dedi. ya bırak amca neyine sakin oluyum tamam sana hürmetim sonsuz eyvallah. ama benim bu kahpeyle daha hiçbir işim olamaz dedi. yahu evladım gel şuraya gel diyerek içeri soktu beni.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 168.
    +1
    Su hikayeyi artik bitireyimde gercekten kendimden tiksinmeye basladim. Boyle boyle baya sogusledi bu kiz beni. Dolabini ceyizini muziklerini cd lerini falan fulm ben dizdim. Konserlere gonderdim. Nerelere gonderdim. Telefonlar aldim. Muzik calarlar falanlar filanlar. Ama bi kez olsun gibmedim ya na yaniyorum. Soyle iyice bi gibseydim bugun ben boyle olmazdim. Ama iyiki gibmemisim. Buralari daha fazla uzatmanin manasi yok. Kiz beni kullandi kullandi. Butun isi bittikten sonra gayet dramatik bi bicimde gibti atti beni. Ben onun yanina gittigim bi gun icerisinde bir com sey gordum. Bazi durumlar oldu o haftaicinde. Arkadaslarimin gaziyla falan ben vbiraz suphelendim hareketlerinden. Zaten soguk davranmaya falab baslamisti. Ve gizlice gidip bi hafta boyunca onu gizlice izledim. Bi cok musterisi vardi. Ama hicbir mysterisiyle disarda bulusmazdi. O hafta boyunca en az dort erkekle bulustu disarda. Elinde benim aldigim telefon , ustunde benim aldigim elbise , kulaginda benim aldigim kupeler. Hep boyle. Dedim sen ne yaptin be. Onu izledikten sonra hala salak gibi kosede bi yerlere pusup gizli gizli agliyodum. Aglarken kanima dokundu erkekligim tutty ve karsisina dikildim. Gittim mekanina. Dogrudan odasina gittim. Haber verdirmedim iceriye. Ve icerde sarmas dolastan daha ileri bi pizisyonda opusurkeb gordum bi baskasiyla. Ve uzerindeki hersey bana aitken. O an anladim ki dunyada ask denen sey o kadar masum degil. Ve o an anladim ki kadinlar gercekten bazi seyleri hakediyolar. Iyisi var kotusu var elbet. Ama cok kotusu , azcikda iyisi var. Kiza dedim ki utanmiyomusun benim aldigim seylerle benim aldigim elbiseyle bari bunlari yapma. Benim aldigim telefondan baskasina mesaj atiyosun falan diye atar yaptim. Sen kendini tek mi saniyodun aptal dedi. Seni ben ne yapiyim benim senin gibi sumsukle ne isim olur falan yapti bana. Ezdi ezdi ezdi. Laflari ondan duymak o kadar aguruma gitti ki. Anlatti bir suru sey. Ben okuz gibi calisip para gondermisim konser icin kiz gitmis elalemin erkegiyle fingirdemis orda. Ben elbise almisim ona it gibi calisip o onla baska bi erkege kendini begendirmeye calismis. Ben almisim telefonu o baska erkeklerle mesajlasmis. Ve ben o zamanlar gibis sokus islerine acayip dikkat ederdim. Bakirelik falan cok degerliydi hic bi kizla opusmem evlenene kadar falan diyen bi adamdim. Ama o benimle birlikteyken baskasiyla gibismis ya. O kadar icim yandi. O kadar icim yandi ki. Ya allah belani versin diyip ciktim ordan. Ve o zaman icimdeki bu eziklik bu merhamet bu ask bu sevgi o kadar buyuk bi ofkeye donustu ki. O kadar buyudu icimdeki bu ofke o kadar buyudu ki. Butun kizlardan nefret ettim. Butun iliskiler basitti bana gore. Ve her kiz elde edilmeyi bekleyen bir intikam araciydi. Ve o gunden sonra ben playboy oldum. Ben onu gibmedim. Iyikide gibmedim. Onun serefsizligine kahpeligine o kadar cok kiz gibtim ki anlatamam. Hepsine de ayni seyi soyledim. Kizlar neden diye sordu. Ben hep wie yuzunden dedim. Hatta kizin birisinin dovmesi vardi. Why ? For wie yazan. Bi damga gibi olmustu benim icin. Aslinda guzel fikirmis lan. Keske gibtigim her kizin gotune falan yazaydim why for wie diye. Iyi olurdu amk ne sekil yapardim. Neyse. Baslangic evresi boyleydi iste. Lanet olasi bi askin kurbani olarak ibo kardesiniz bi zamanlar boyleydi. Cok eziktim gurur duymuyorum. Ask denen mefhuma kendimi cok kaptiriyodum. O gunden sonra hicbi kiza oyle kapilmadim. Bahar haric.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 169.
    +1
    wie ye dedim ki beni hiç tanımadın değil mi.? nasıl yani der gibi baktı suratıma. seni dedim teyy liseden beri tanıyorum ben. ilkokuldan beri. belki de ilk aşkından beri. senin o ilk aşkın bendim. senin o asla tahammül edemediğin , bir türlü tamah edemediğin , kanaat getiremediğin , hiç şükretmediğin , günler haftalar aylarca kullanıp aldattığın türlü kahpeliklerle hayatını gibtiğin çocuk benim. hatırlarsın dedim. ağzı açık dinlemeye başladı. titriyodu. ağlıyodu bi yandan. hani elbiseler aldırmıştın hatırladın mı ? hani aynı odada benim aldığım telefonla mesajlaştığın adamla basmıştım seni. aha bak aynen böyle bıyıkları vardı adamın. aynen bunun gibi benim aldığım bi elbiseyi giyiyodun dedim. aynen böyle bi kahpeliğin tam eşiğindeydin gene dedim. bütün planımı tek tek anlattım. dedim bu plan tamamen senden alınması gereken bi intikamdı. ve o arada baharıda anlattım. elinde tuttuğun yüzük senin yüzünden tanıştığım kızlardan biri olan baharın yüzüğüydü. senin yüzünden gibilen hayatımın nişanesi olabilir o yüzük dedim. güle güle sakla. ömrünün sonuna kadar dedim. artık benim değil senin gibilmiş hayatının nişanesi olarak kalacak. bundan sonra ne ünün var , ne şanın şöhretin. ne bir mesleğin , ne soyup soğana çevirebileceğin bi erkeğin. ne sana aşık bir genç. ne de arkanda durup her türlü şeyinde sana destek olacak bir ailen. hiçbir şeyin yok wie. hiçbir şeyin yok. aynen benim gibi dımdızlak kaldın ortada. hiçbir şeyin yok. ve hiçbir şeyin olmayacak dedim. cebimdeki notu ona verdim. ve onu o şekilde bırakıp en sevdiğim vedalaşma cümlesiyle terkettim. hoşçakal wie. hoşçakal..
    ···
  20. 170.
    +1
    Baharla ne oldu amk bir de bahar komşu değil mi wie olayları olurken o duymadım hiç bir de devam et amk
    ···
    1. 1.
      +1
      Bro wie ile olan olaylardan haberdardi bahar. Biseyler karistirdigimi biliyodun ama ne oldugunu bilmedigi icin karismadi hic. Zaten sevgili degiliz bisey degiliz gelipte napiyon sen kime bagiriyosun falan diye gelemezdi yanima. gelse onunda agzina sicarim. Baharla olan mevzuyuda anlatmayim isterseniz. Gayet normal seyler. Baharla bi arkadas gibi daha cok bi terapist gibi duzcede kaldigi muddetce gorustum. Tekrar hayata kazandirdim bildigin kizi. Oda memnun oldu zaten. Tum herkese anlatmis beni. Arkadaslari falan kac defa aradilar. Tesekkur ederiz sana bahari bize tekrar verdin falan diye. Bahar benim sonbaharim olabilirdi elbettr ama. Ilk bahar cok kotuydu. Daha baharla isim olmaz olamazdi yani. O acidan. Yuruyen herkes yoluna gitti diyelim.
      ···