/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 126.
    +2
    kızı ufaktan çözmeye başladığımda davranışlarımı ve hareketlerimi ona göre ayarlamaya başladım. ibo yu hemen o şekilde şekillendirip karizmamı daha ön plana çıkardım. hareketlerimi durgunlaştırıp , tatlılıktır aşktır sevgidir cikstir onları arka plana göndererek daha çok iş , patronluk ve ağırlık coolluk ön planda olması gerektiği için , onlara yüklenmeye başlayım dedim. kahveler bitene kadar sohbete devam ettik. yurtdışındaki hayatından bahsetti. babasından falan bahsetti. annesinden çok söz etmedi. genelde kız çocukları babaya daha düşkün olurlar diye bende sormadım hiç. mekandan çıktık. geç olmuştu. yürüyelim hadi ne tarafta evin dedim. ggiderim ben kendim ya falan dedi. ne tarafta ? dedim mimiklerimle sadece. konuşmadım. iyi gel dedi. yanımda kollarını birleştirdi önünde. ve yürümeye başladık. gece boyunca o anlatmıştı ben dinledim. adımlarını kısa kısa ve yavaş yavaş atıyodu. bu tür detaylar önemlidir. eve gitmek istemiyodu muhabbet sarmıştı çünkü onu. ama tadında kalması açısından evine bırakmam lazımdı. peki ya sen dedi. efendim ? dedim. gece boyunca kukuman kuşu gibi oturdun karşımda. tek bi laf etmedin. hep benden konuştuk. sen kimsin ? necisin ne işler peşindesin kendinden hiç bahsetmedin dedi. güldüm. bilmiyorum çok fazla anlatılacak bişey değildir diye belkide. belkide başka bir buluşmaya kalsın diye anlatmamışımdır. zeki adamım sonuçta planlamış olabilirim dedim. güldü. tabi canıım baya zekisin dedi. evet dedim. bu arada gerçekten odadan planları çalma fikri güzelmiş. o değilde o gerizekalı şefe neden güveniyosun ki sen dedim. ya valla çok utanıyorum gerçekten onun için falan dedi. bilmiyorum oda yapabilecek kapasitede birisi gibi duruyodu. önceden onunla çok iş yapmıştık biz baya güvendiğim sadık birisidir falan dedi. ooo dedim tamam. madeni bulduk hacı. şefede yanaşmam gerekecek. artık muhabbet biraz ilerlemiş diyebilirdik. evinin önüne gelmiştik. kapıda durduk. içeri girmek için döndü arkasını kapıya. yzü bana dönük. aşağıya eğdi kafasını. noldu ? dedim. biraz durakladı. teşekkür ederim dedi utanarak çekinerek. gerçekten çok gururlu bi kızdı. teşekkür etmeyi bile kendisine yediremiyodu. yüzünden tutup kaldırdım. gözlerine baktım. ulan deniz mavisi gözlerinde küçücük bi balık gibi hissettim kendimi. o şekilde biriki saniye kaldık öyle. o sessizlikte aklımdan neler geçti neler. çok tereddütte kaldım. normalde 3-5 adım sonrasını hesap etmiş olurdum. eğer öpmem gerekiyosa bunu çok önceden biliyo olur orda direk dudaklarına yapışırdım. tereddütüm olmazdı. ama oraya gelene kadar bunun olup olmayacağını hiç kestirememiştim. kız benden ne kadar etkilendiyse bende onun o soğuk duruşundan falan o kadar etkilenmiştim. aynı soğukluğun bi anda karşımda masum bi kedi gibi durup teşekkür ederim demesi. nası etkilenmeyim amk. gönlüm karardı resmen. gözlerine baktım. baktım. baktım. sonra sessizlik uzadı. baktım işler karışacak. henüz çok erkendi bişeyler olması için. saçma sapan bi hareket yapmamak için , hadi içeriye geç üşüme dedim. kafanı toplamana yardımcı olduysam ne güzel. konuşalım gene. hem daha kendimden hiç anlatmadım. onları anlatıcam dedim. gülümsedi yorgunca. peki tamam ayarlarız dedi. iyi geceler dedim. sanada diyerek geçti içeriye. arkamı apartmana döndüm. bi kaç saniye daha az önce neler olduğunu düşündüm. kızdan etkileniyomuydum acaba. ilginç bi çekim vardı aramızda evet. hani büyük aşklar kavgayla başlar daki kavga kısmı gibi bi ilişki vardı zaten aramızda. ince bi çekişme vardı yani. tatlıda geliyodu kavga etmek. ama işler duygusala gelip aşk mevzularına gelince bi yok lan o kadarda değil oluyodum. çünkü eğer aşk girerse işin içine kaybolacaktı o tartışmalar o kavgalar o çekişmeler falan. onlar kaybolunca da bi saatten sonra normal bi ilişki gibi gelip sıkacaktı ikimizide. o kavgaların kaybolmaması lazımdı. içimde olup biteni bilmiyodum. neden yüzünü tutmuştum. neden tutmama izin verdi. neden teşekkür etti. neden oda kaldı öyle yüzüme bakarak. biraz önceki anın neden yaşandığı konusunda zerre fikrim yoktu anlayacağınız. görecektik. bakacaktık ve görecektik. sert kız , ihaleler , oyunlar ve entrikalar hayatıma neler katacaktı. neler olacaktı. bende sizler gibi merak içerisinde bekliyecektim ve görecektim. yarın gene buralarda olacağız dostlar. bekliyorum hepinizi ha. üşüşün. hadi öpüldünüz.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 127.
    +1
    beyler burda olanlara selam ederim. takriben 4 dakika 37 saniye sonra başlıycam yazmaya.
    ···
  3. 128.
    +2
    leylayı evine bırakıp kendi evime döndüm. gidene kadar yolda düşündüm. leyla ile aramızda tatlı bi rekabet vardı beyler. benim için leyla sadece bir işti. yapıp bitirecektim. yani başarıyla sonlandıracağım bi projeden farksızdı. öyle kapı önünde gözlerine bakıp kalakalmalar falan planın dışında gerçekleşen olaylardı. o yüzden böyle şeylerin neden olduğu çok kafama takılır benim. biliyosunuz böyle kara kaşlardan kara gözlerden falan etkilenen de bi insan değilimdir. ama orda o an cidden aramızda bi çekim oluştu. galiba anın büyüsünden olsa gerek dedim. ve üstünde durmamak için kendimi geçiştirdim. boşver olum ya büyütme bu kadar diyerek. eve gelip kahveyle bi sigara içtim. ve uyudum. ertesi gün işime gidip leyladan gelecek hamleleri beklemeye başladım. işe konsantre olmuştum tamamen. leylanın bişeyler yapabileceği gerçekti. ama dünki olaydan sonra bi yandan da diyodum ki lan çok güzel bakıyodu yani. yapmaz heralde. hani böyle düşmanınla bi yakınlık kurduğun zaman onunda insani bi yanını gördüğün zaman falan senin gibi düşündüğünü iyi birisi olduğunu falan sanırsın. mesela lisedeyken çok olurdu bunlar. o puşt müdürler gelir böyle ders olmadığı zamanlarda en yakın kankan gibi davranırlar. biz o sıralarda gösteriler falan hazırladığımız için severlerdi bizim gibi gitar mitar çalan bebeleri. oturur konuşur sohbet eder çay içerdik birlikte. okul günü geç kaldığımızda da ulan müdür var anasını satıyım nolacak bizede terso yapacak değil ya anlatırız insan gibi anlar falan diye güvenirdik. ama konuşturmazdı binler. herkes gibi bizede girişir gönderirlerdi. inceden bi güvenmek ile güvenmemek arasında kalmıştım leylayla ilgili. ama bu bir işti. ve leyla da bir riskti. o açıdan bütün ihtimalleri göz önünde bulundurmak mecburiyetindeydim. gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra bi kaç müteahhit ile görüşmeler başladı. piyasada tanıdığım ve iş yaptırabileceğim , önceden de beraber çalıştığımız bi kaç firmayla irtibata geçtim. bu tür işlerde yer tutmak ve belli bi kadro oluşturmak önemlidir. heriflerle bi anlaşma sağlayıp gayet uygun bi fiyata anlaştık. taşeronları tek tek birlikte belirleyecektik. işçileri falan zaten kendisi biliyodu bizim turgut. onunda ismini hiç sevmem. turgut diye isim mi olur amk. küfür eder gibi.
    ···
  4. 129.
    +2
    işçiler ayarlandı. turguta işe başlamak için gerekli finansman sağlandı. ihaleyi aldığımız kesinleşti. artık karşıdan para çekmeye falan başladık. bütün para işlerine ben bakıyodum. o yüzden çetele gibi her giden masrafı her gelen parayı falan tek tek ince ayrıntılarına kadar tutuyodum. belediyeden gerekli izinler , ruhsatlar sgk işleri falan derken. herşey halloldu ve inşaat başladı. zaten projesi falan hazırdı. sadece yapacak birileri gerekiyodu. biz o birileriydik işte. ilk temeller falan atıldı. merasimler düzenlendi. derken. inşaat artık resmen başlamış oldu. sonrasındaki günler benim için oldukça koşuşturmalı geçti. aklınız varsa inşaat işine bulaşmayın beyler. ben bu işe başladım başlayalı inşaattan da soğudum. insanlardan da soğudum. amk yerinde adının başında usta geçen kim varsa nefret eder oldum. birisi ben mahmut usta diyince bi gerilmeye başladım amk. ustalar çok gıcık herifler. sanki bana atomu parçaladı amk herif. bi havalar bi havalar görmen lazım. ofiste oturuyorum. turgut arıyo. nooldu turgut ? la ibo şantiyede problem var. acele gel. gidiyoruz bakıyoruz. ustalar kavga etmişler. o ne olum ney derdiniz ? duvarcılarla tesisatçılar kavga etmişler. neymiş ilk duvarcılar işlerini bitirecekmiş. sonra tesisatçılar girecekmiş. tesisatçılarda yok ilk bizim girmemiz lazım. öbür türlü duvarlar kırılacak. yeniden bi ton masraf bi ton uğraş çıkacak. önce biz yok önce biz derken ustalar zaten çok kompleksli herifler olduğundan hemen bi kavgaya meyilliler. kazmayı küreği savurmuşlar kenara. hadi yapmıyom amk kim yapıyosa yapsın diyip bırakmışlar. dıbına koyum zaten leylanın bi tak yapmasına gerek kalmadan ustalar işçiler falan bitirdi bizi. onu hallediyoruz. bi ton dil döküyoruz . ahkam kesiyoruz falan. ertesi gün turgut arıyo gene. noldu turgut ? ustalardan birisi işi bırakmış gene gitmiş. nereye gitmiş ? birilerine borçlanmış çevreden. bizdende ödeme alamamış. etraf sıkıştırınca ek işler yapmaya başlamış. bizim inşaatı bırakmış başka bi yere boyaya mı gitmiş badana ya mı artık neye gittiyse. hem bizim inşaatta hemde başka yerlerde dışarı işlerinde çalışıyomuş. amk dedim öyle iş mi olur. bi orda bi burda. mesai nerdeyse orda çalışacaksın. onu yarım yamalak yap. bunu yarım yamalak yap. iki yarımdan bi doğru çıkarmaya çalış. varmı öyle bişey. zaten usta böyle savsaklayınca diğer işçilerde iyice boşluyo falan. gittik ki şantiyeye her biri ayrı bi yerde uzanmışlar. biri çay içiyo. birisi telefon kurcalıyo. birisi sigara tüttürüyo falan. lan dedim bu ne hal amk. gibtirin gidin kalkın işinizin başına dönün. bunlara bi azar çalmışım orda. bi azar çalmışım. dedim şu ustanın telefonunu verin bana. usta dediğiniz adam inşaatta karizması asla çizilmemesi gerek , işçilere emri veren o muallakdir beyler. hani spartacus izleyeniniz varsa eğer , ben batiatussem o de doctore dir. öyle düşünün. verin lan şunun telefonunu dedim. ama nası dellenmişim. açtı telefonu buyur abi diyerek. dedim nerdesin ? abi dışardayım falan filan cart curt. bırak işini gücünü inşaata gel çabuk yarım saat içinde bekliyorum seni burda dedim. abi nası lbırakıyım flaan dedi. dedim bizim işi nasıl bırakıp oraya gittiysen , o işide bırak buraya gel. dedim. abi etme falan diyodu. usta uzatma , sana buraya gel diyorum. buraya gel dedim. usta anladı. oda dellendi zaten. nası konuşuyo bu bana böyle falan gibisinden. işçilere dedim bi çay getirin bakıyım. getirdiler. oturduk toplandık gölgelik bi yere. turgut diyo olum inşaattayız bak , alayı işçi , bide usta geliyo. damarlarına basacan kazma kürek girecekler bize sıçacaklar ağzımıza falan diye yusuf yusuf atıyo. oda olabilir beyler. herkesin harcı değildir yani. ustaya inşaatta fırça ataccaksın da , azarlıycaksında falan , çok taşak isteyen işler yani. zaten benim taşaklar zaten artık hepinizin malumu. hiç anlatmayım.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 130.
    +1
    neyse çayımı içerken usta çıktı geldi. karşıma geçti. söyle abi dedi. dedim sen napıyosun ? ne yapıyorum abi dedi. böyle atarlı atarlı konuşuyo. bak dedim. burda bbu iş benim işim. bugün sen bırakır gidersin ben senin yerine on tane daha usta , bu işçilerin yerine 100 tane daha işçi bulurum. ama senin adın bu usta şurdaki işi yarım bırakıp kaçmış diye piyasaya bi duyulursa , sen bi daha sittin sene iş bulamazsın. pazarda el arabacılık yaparsın. burdaki işçilerin sebzelerini taşırsın dedim. abi ayıp oluyo ama işçilerin ortasında flan dedi. kaldırdım attım bardağı. dedim ayıp mayıp değil birader. burda iş yapıyoruz. hepiniz koca koca adamlarsınız diye bağırmaya başladım. ulan inşaat mı yaptırıyoruz , erkek yurdu mu işletiyoruz belli değil. bi gün yemek yüzünden kavga ediyosunuz. bi gün duvar yüzünden bi gün tuvalet yüzünden bi gün işi bırakıp gidiyosunuz. yapacaksanız bi işi adam gibi yapın. yapamayacaksanız eğer , söyleyin bana. biz bi gibten anlamıyoruz abi diyin. şu yaşımıza geldik hala sorumluluk denen şeyden bi haberiz diyin. abi biz erkek gibi sözümüzde duramayacaz diyin. karşıma geçin bunları söyleyin. zütümüz yemedi deyin. bende sizin düzcede yiyecek ekmeğiniz yok diyip gönderiyim. ha unutmayın. bugün burada benim işimi yarım bırakıp gittikten sonra , düzcede ekmek yiyebileceğini düşünen bi babayiğit varsa da gelsin tanışalım onla. tarihe geçer. dedim. hepsi başını öne eğdi. dedim burda hiçbiriniz bana küsmesin. hiçbiriniz bana tavır almasın. bugün hangi biriniz derdi olduğunda başı sıkıştığında eli sıkıştığında abi diye kapıma geldi de ben geri çevirdim ? hanginizin derdini giblememezlik ettim ? hanginize böyle gelip patronluk tasladım ? ben size insan gibi davranmaya çalıştıkça siz bana abi biz hayvan gibi muamele yapılmayı azarlanmayı istiyoruz diye çığlık atıyosunuz resmen dedim. turgut kolumdan tuttu. ibo yavaş istersen biraz diye fısıldadı. karışma turgut dedim. işçilerle girme arama. bende çok işte çalıştım amk. bende biliyorum. benim babam zengin değil. benim babam fabrikatör falan da değil. bende bunlar gibi insanım amk. bende sizin gibi yerlerden geldim buralara. sizin kafaları çok iyi biliyorum yani. kimse kimseye gurur yapıp fakir edebiyatı oynamasın. şimdi karşımda işi yapacak olan varsa buyursun çalışsın. yapmayacak olan da varsa erkek gibi geçsin yapmıycam abi desin. bende elini sıkayım göndereyim. karı gibi bi gün öyle bi gün böyle davranıp kıvırmayın bana dedim. hepsi bi an durakladı. abi kusura bakma falan dedi usta. geldi yanıma. tokalaştık. hallettik mevzuyu. işçilere falan dedim hadi beyler hadi herkes işinin başına falan dedim. genede bu olay oldu diye herşey bozuldu artık yüzümüz yok falan demeyin yani hala ben iboyum. abinizim. gelin ne ihtiyacınız derdiniz sıkıntınız varsa , olursa gene bana anlatın dedim. saol abi dediler. canla başla çalışmaya başladılar. kriz yönetimi dediğim olaylar tamda bunlardan ibaretti işte.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 131.
    +2
    usta daha sonra ofistede gelip bi ton anlattı bana. abi şöylede böylede karımla aramız bozukta evde işler sıkıntı da da o yüzden ben böyle şeyler yaptımda bi daha böyle şeyler olmayacakta falan da filanda diye. neyse dedim olur böyle şeyler dedik kapattık mevzuyu. inşaat işinde en önemli olaylardan birisi demirdir beyler. demir inşaatın en pahalı maddesidir. ve en gerekli en kıymetli madenidir. demir olmadan hiçbişey olmaz. o yüzden demir piyasası çok acayiptir yani. demirciler giber adamı. turgutla gittik. düzcede dolaşmadığımız yer kalmadı. herkesten bi fiyat alıyoruz. herkesle bi pazarlık yapıyoruz. herkes kafasına göre bi fiyat çekiyo. birinin 3 dediğine diğeri 5 diyo. 3 diyene geri dönüyoruz. 6 oldu diyo. 5 e gidiyoruz 8 diyo. amk kafayı yedirdi pekekentler bize. turgutla ordan oraya ordan oraya huur gibi savrulduktan sonra artık nihayet bi yerle anlaştık. ilk etabın demirlerini ordan aldık. akşam üzeri 4-5 gibi falan getirip yıkacaklardı şantiyeye. işçiler ordaydı zaten. onlar indirecekti. turgutta başlarında duracak. demirleri soteye bi yere çekip inşaata bıraktıktan sonra , adamlara paralarını verip gönderecek herkes işine dönecekti. akşam üzeri aradım turgutu eve giderken. naaptınız lan hallettiniz mi demir işini falan dedim. he ibo hallettik soteye zulaladık hepsini. üstünü falan örttük. yarın bakacaklar işte ustalar şöyle olacak böyle olacak diye anlattı. iyi tama mbi sorun yok demi dedim. yok dedi. iyi kardeş görüşürüz dedim kapattık. ertesi gün sabahın altısında ustalardan birisi arayıp duruyo zır zır zır. noluyo dıbına koyum diye kalktım. uykulu uykulu açtım telefonu. efendim usta ne oldu dedim. abi demir gelmedimi dün gece dedi. geldi dedim. turgutla falan indirdiler işte noldu hayırdır dedim. ha tamam abi depoya falan zütürdüyseniz diye şeyaptıydım ben dedi. olum ne deposu lan inşaata bıraktılar işte demiri dedim. abi nereye bıraktını zdedi burda demir memir yok dedi. irkildim kalktım yataktan dedim ne diyosun oluum bi ton demir var orda. abi dedi yok yani ne diyim şimdi sana dedi. dedim iyi bakın oralardadır. abi yok çay bardağı mı bu göremeyelim bi sürü demirden bahsediyoruz yani dedi. burda olsa görürüz yok burda dedi. ya anasını gibecem dedim. tamam kapat arıycam ben seni dedim. turgutu aradım. dedim olum dün indirmediniz mi demiri ? hee indirdik. çektiniz soteye üstünü örttünüz falan. demir yok diyo herifler dedim. ne demek olum nası olmaz dedi. lan ibo çalınmış olmasın dedi. tepemden aşağı kaynar sular döküldü.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 132.
    +1
    sahurdan sonra devam ederiz beyler. vaktim olursa yazmaya çalışıcam.
    ···
  8. 133.
    +3
    turgutla buluşup doğruca inşaata gittik. deli gibi ortalıkta koşuşturuyoruz. sağa baktık sola baktık yok. bi ton demir kaybolmuş inşaattan. tek gecede. yerinde yeller esiyo. inşaatta bekçi yok mu diyorum aval aval suratıma bakıyolar. takımlarda falan ekgib varmı kaybolan başka bişey varmı diyorum yok diyolar. inşaata girip demirleri alıp çıkmış herifler. ulan nasıl olur. koca inşaata girip çıkanı kimse mi görmez. gören duyan eden bir Allahın kulu yok. demire o kadar masraf ettik bide. şimdi yeniden demir alıcaz desek , bi ton masraf çıkacak. bide bütçe belli. bi yere kadar yani. bunu adamlara açıklamam mümkün değil. kendim karşılayım desem, ne ben nede şirket böyle bi şeyi karşılayamaz. o demirlerin bulunması lazım. ama faili meçhul bi cinayet gibi ortada duruyo suç. nerden nasıl bulacağım konusunda zerre fikrim yok. en nihayetinde aklıma leyla geldi. ulan dedim yapmaz heralde. yapamaz yani. bu kadarına cesaret edemez. hırsızlık lan bu. bi polise gitsem bişey yapsam , öğrenise hayatı kayar. belkide ömrü geçer hapislerde belli mi olur. ihtimal vermiyorum yani. hem o yapmış olsa bile nasıl kanıtlıycam ki bunu. ne kamera var ne bi gören duyan var. geçtim şirkete kara kara düşünüyorum. ne yapsam ne yapsam diye. hayır gidip kapısına dayansam. ver lan demirleri sen çaldın biliyorum desem. bu sefer haklıyken haksız duruma düşeceğim. sonuçta hırsızlıkla itham ediyosun yani birisini. elinde hiçbir delil yok. bana delil lazımdı. kendime delil üretmeliydim. bi yerlerden bişeyler bulmalıydım. demir falan kaybolunca inşaat durdu zaten. işçiler falan yatmaya başladı. adamların haberi olmadan bu işi hemen çözmem gerekiyodu yani. yarını yoktu bu işin. aklıma dahiyane bi fikir geldi. madem kanıt yoktu. bende kendi kanıtımı kendim üretirdim. sonuçta leyla bu demmirleri burdan çalmıştı. adım gibi biliyorum. o kadar demiri ordan kaldırıp züterecek , züt ve imkan sadece onda vardı. zaten onları çalacak sebepte sadece ondaydı. ondan başkası neden çalsın inşaatımdaki demirleri. bu işi yapsa yapsa bizim şirketteki şef yapardı. çünkü leyla oraya bizzat gelip bu demirleri çalacak değildi. bunu yaptırmaya bi adam lazımdı. ve o adamda şeften başkası olamazdı. şefin tarzı klagib yaltakçılık. ne pahasına olursa olsun güçlü olanın yanında duruyum da bana bişey olmasın tiynetinde bi herif. yani ne karakteri var ne haysiyeti ne onuru. sadece güçlü olan var. ve o güçlünün yanında olmak zorunda. karaktersizlikte olsa bunun bedeli namussuzlukta olsa yapar. binlikte bir dünya devi haline gelmiş katili aradım. hemen bana bi bilgisayarcı falan bul dedim. ekibi topla acil bi işimiz var dedim. inşaatın karşısına bi kamera yerleştirdim. demirlerin olduğu noktayı gören. adamlardan birini şef gibi giydirdik. bi kaç tanesini de yanında verdik. yola bi kamyon yanaştırdık. farazi bi hırsızlık düzeni yapıyodum yeni baştan. bi kayıt gösterecektim leylaya. ve boş atıp dolu tutturacaktım. öbür türlü hiçbir şansım yoktu. çok felaket bi risk vardı ama. ani hareket edip düşünme fırsatı vermeyecektim. kaydı birden bire izletip panik anında üstüne giderek itiraf etmesini sağlayacaktım. başka bi şansım yoktu. kayıt başladı. katil bana bi bebenin numarasını verdi. bebeyle görüştüm. yapacağımız işi anlattım. yaparız kolay iş dedi. artık fotoşop mu yapacaktı başka bişey mi bilmem. ama internette bazı siteler var bobiler falan. oralara monte sallayan çocuklardan birisi. çok sağlam monteleri var bu arada. neyse abi. biz kaydı tamamladık. oraya demirleri ekleme işi , monteleme işi , o şefin suratını falan oraya koyma işi ondaydı. zaten gece çekimi olduğu için çok bişey görünmeyecekti. sadece uzaktan baktığımız zaman şef olduğunu tanımlayabilecek bişey olmasını istiyodum. bakan gören birisi şefi tanıyosa oha şef değil mi lan bu diyebilecekti yani. yeşilli gece görüşlü bişey. zaten inşaat amk. ışıklandırma falan da yok. neyse abi. kaydı tamamladık. çocuk üstünde baya bi uğraştı. epey bide para verdik. en sonunda tamamladı gönderdi videoyu. baktım izledim. baya şahane olmuştu. bildiğin şef ve adamları gelip kamyonu yanaştırıp o demirlerin alayını ordan toplayıp uzaklaşıyolardı. gayet inandırıcıydı. çocuk kaydı teslim edip parasını aldı. ve dedi ki bundan sonrası sende abi. ben bu kaydı görmedim duymadım bilmiyorum. sende benim adımı bilmiyosun yerimi ve telefonumu bilmiyosun. biz senle hiç karşılaşmadık tamam mı dedi. tamam koçum merak etme hadi dedim teşekkür ettik ayrıldık. bu kaydı leylaya satmalıydım. odasına girip herşeyi bildiğimi söylerek onu paniklettirmeliydim. sağlam bi tiyatro oynamam lazımdı anlıyacağınız.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      sen ne zeki adamsın aminakoyim takdir ettim
      ···
  9. 134.
    +4
    cd yi alıp çıktım ofisten apar topar. moda girmiştim. koşa koşa leylanın ofisine gittim. kapıyı çaldım açtılar. nerde o ? nerde o diyerek daldım içeriye. bi kaç tanesi tuttu beni. savurdum ileriye. çekilin lan başımdan. onunla görülecek bi hesabım var dedim. gürültüleri duyunca açtı kapsını oda noluyo ya burda diyerek. görünce gözlerim döndü. gerçekten öfkelenmiştim. zaten biliyodum onun çaldığını. cd yalan yanlış olsada görünce öfkem öyle bi arttı ki. etrafımdakilerin alayını savurup bi hışımla soktum bunu odasına. napıyosun sen ya falan diye bağırmaya başladı. kapıyı kapatıp kitledim arkadan. şaşırdı. inceden korktu. kolundan tuttum. bilgisayarın başına oturdum. ibo , ibo yapma napıyosun. ne yaptığını sanıyosun iboo falan diyo bana. sus lan dedim. sus kes sesini izleyeceksin bunu dedim. taktım cd yi bilgisayara. ya neyi izliycem ne diyosun sen hiçbişey anlamıyorum falan dedi. lan kes dedim. açtım videoyu. bizim inşaatı görünce bi an şaşırdı. kaldı böyle. gece çekimi falan. bende tam ayrıntıları farketmesin diye sürekli araya giriyorum. bak lan. bak işte adamın bak senin adamın şef. bak işte burdan gelmiş. böyle çalmış inşaattaki demirleri. bak bak, baksana lan nası alıyo. bak zütürüyo şimdide falan dedim. yutkunuyo falan ama hiçbişey diyemiyo böyle. nasıl titriyo. böyle durdu. kegib kegib bi ya ne malum ki benim çaldırdığım falan dedi. masaya vurdum. lan gerizekalı. alıp kaydı direk buraya mı geldim sanıyosun dedim. o şef salağınıda öttürdüm merak etme. herşeyi bülbül gibi şakıdı. ne sanıyodun işler dara girince aman leylam canım leylam diye seni mi savunacaktı. sır mısaklayacaktı o yavşak. zütü sıkışınca bülbül gibi öttü. şimdi ikinizide bitiricem dedim. tıpış tıpış geri dönmek isteyeceksin geldiğin yurt dışına ama. yapamayacaksın dedim. bekle dedim. şimdi arıyorum polisi. buraya gelecek polis. onların karşısında itiraf edeceksin herşeyi. ve şirketinde çalışanlarının gözü önünde gibtir olup gideceksin burdan dedim ama nasıl bağırıyorum. nası telşalanıyo. telefonu çıkardım. ses kaydedicisini açtım. böyle sakin sakin duruyo. gözleri falan doldu baya bi şok oldu. başarmıştım amk. zokayı yuttu karı. böyle konuşacağım tam. ibo yapma nolursun yapma diye elime sarıldı. neyi yapma lan bırak. sen çalmadın mı demirleri , girip aldırmadın mı ordan ? saklamadın mı gizli soteye falan diye bağırdım. ya tamam yemin ederim tamam. evet ben çaldırdım. ama nolrsun yapma böyle. halledebiliriz. veririm size demirleri tekrar. yemin ederim çıkmam bi daha karşına nolursun arama polisi dedi. bende ses kaydını kapattım. gülmeye başladım. şaşırdı bi an. gözlerini falan sildi. geriye çekildi. ben katıla katıla gülüyorum karşısında. durdu. ne gülüyosun ya dedi. cd yi aldım bilgisayardan. telefonu masanın üstüne koyup kaydı açtım. dinledi. başından aşağı dökülen o suları göremesemde hissettim. öyle bi mal oldu öyle bi yerin dibine girdi ki anlatamam. yani tam manasıyla züt oldu. bende karşısında sigaramı yakıp thug life pozumu veriyodum. telefonu kapattım. sigaramı bitirdikten sonra , akşam üzeri demirleri inşaata zütürürsün. giderken de yanında içecek bişeyler zütür. soğuk olsun. işçilerle beraaber içersiniz. eğer ki yarın inşaatta o demirler olmazsa leyla , sabah buraya gelip , aynı şeyleri tekrar konuşmam söyleyim. bu zütünü ikinci indirişim. emin ol o popişini mahvederim senin üçüncüde. o yüzden benim gibi birisinden , o güzel popişi uzak tut tamam mı ? dedim. ve haydarinna rinna rinna rinanay müziği havasında çıktım odadan.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 135.
    +3
    beyler başlıyoruz. burda olanlar ses versin. olmayanlara haber versin. minderleri atın yere. geldim buralardayım. muhttemelen sahura kadar falan yazarım.
    ···
  11. 136.
    +3
    beyler yoğun sıcağın etkisiyle eriyene kadar yazacam. amk bu ne biçim sıcak lan. gibtğimin yerinde saat başı yarım kilo veriyorum. neyse beyler. leylayı o biçim züt ettikten sonra şirkete döndüm. ve olup bitenlerden habersiz olan şefe yanaştım. dedim ki ne yaptığını biliyorum. o pekekentinde ayağını denk alması gerekiyodu artık. bu arada farkettiyseniz leyla ile birazcık yakınlaştık evet. ama işler baya değişmişti. yani leyla ummadığımız yollara başvurmaya başladı. yani onla aramızda olacak rekabet daha çok hani maç öncesinde aldım verdim yapar birimiz birimizin ayağına basınca kazanırdık da ilk seçim hakkı basanın olurdu ya. o tarz geçecek sanıyodum ben. bu bildiğin çirkefçe ve acımasızca oynuyodu. ve takdir etmek gerekirdi ki baya bir korkusuz. ulan inşaattan gece vakti demir çalmak nedir. nasıl bir belaya bulaştığını anlamıştı leyla evet. ama ben ? ben nasıl bi belayla uğraştığıma eminmiydim acaba. az çok emindim diyebilirim. ama yapabilecekleri tabiki bununla sınırlı kalmayacaktı. neyse. şefi kenara çektim. dedim ne yaptığını biliyorum. şirkette baya zütü kalkık dolanıyodu o sıralar ama ben öyle diyince biraz geriye çekildi. nası naapmışım ki ben ibo bey falan dedi. gözlerine baktım. ses vermedim. ha o şeyi diyosanız o kahve makinasını ben bozmadım. ben kahve alacakken zaten bozuktu alamamdım falan dedi. baktı tepki vermiyorum. evet onu demiyosunuz. gerçekten anlamıyorum ibo bey ne yapmışım ki ben dedi. ulan itiraf etse çaldım lan yarraaam dese bişey demiycem gerçekten bu kadar zoruma gitmiycek. ama gelip şöyle inkar ediyo salağa yatıyo ya kan beynime sıçrıyo. Gel lan buraya sen dedim. kolundan tutup çektim odaya. ibo bey bi saniye napıyosunuz siz falan dedi ama sertleşti biraz. güya korkucam gerizekalıdan. ulan sen kimsin at yarra. senin toynaklarını deve taşşağıyla giber ağzına veririm lan. zütü taklu yavşak bana kulak arkasına osbir çektirtecek güya. kapıyı kapattım. buraya gelmeden önce leylanın yanına gittim dedim. ama üstüne yürüyorum böyle. ibo bey sakin olun falan diye sakinleştirmeye çalışıyo. eline ayağına vuruyorum sürekli indir lan elini yavşak seni diyerek. yaptığını biliyorum. geceleyin kancık gibi inşaata girdiniz. teker tekr kamyona yükleyip kaçırdınız o demirleri. ikinizinde ne tak yediğini biliyorum. hiçbirinizin aklına gelmedi ordaki güvenlik kamerası. su yüzündeki ördek gibi kaldınız şimdi avcuma düştünüz ikinizde. merak etme . hayatını bu kadarcık bi şeyle karartmıycam senin. ama akıllı ol aslanım. bak bu inşaat bi şekilde biter. herhangi bi şekilde ben zorda olsa kolayda olsa bu işi yaparım. eninde sonunda ne ben nede leyla bişey kaybetmeyiz. ama arada sen huur olursun. ve adını bi kere huurya çıkarırsam eğer , düzcede zütünün rengini körler bile bilir. şimdi tarafını seç diye yanıma çekmiycem seni. şeytana bile senden daha çok güvenirim. leylanın yanında olma da demiycem. ama evli barklı adamsın. nası bi karaktersiz nası bi haysiyetsizsin bilemiyorum öğreniyorum yavaş yavaş. sonuçlarına katlanacağını bil istedim. attığın adımlara dikkat et. ensende beni hisset. hatta içinde hisset. attığınız her adımdan haberdarım. aldığınız her nefesi an ve an izliyorum diye kolpa yapıyorum ama nası yiyo ikiside üstlerine gidince. bi kere yakalandılar ya. zütleri tutuştu. sağlam blöf yapıyorum gavatlara. dedim bundan sonraki adımlarınıza ikinizde dikkat edin. bu oyunun kurallarını ben belirlemedim. ben insan gibi işimi yapmaya çalışıyorum. ama siz züt olmak istiyosunuz. ederim. eğer ki işler çirkinleşir ve kan akmasını isteyecek kadar ileri giderseniz istediğiniz olur. bi kan akar , ama o benim kanım olmaz. gibtir git şimdi dedim itekledim odadan.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 137.
    +1
    işlerin çığırından çıkacağının bi işaretiydi bu. bir sonraki hamlesi daha büyük bişey olacaktı. inşaatta belli bazı tedbirleri aldım bu kez. bekçisinden güvenliğine , kamerasından ışığına kadar ışıl ışıl yaptım inşaatı. artık uçan kuştan haberdar olacaktım. o inşaata bir daha benden izinsiz dişi inşaat ustası bile giremeyecekti. gerçi erkekte giremez amk. giberler. sadece kızı değil. ikisinide. neyse. olayların üstünden biraz vakit geçtikten sonra leyla beni aradı. açtım telefonu şaşırdım. efendim dedim. ibo müsaitmisin dedi. evet söyle ne var dedim. akşam bi işin var mı bi yerlere gidelim konuşmamız yarım kalmıştı dedim. gidelimde gene yarım kalacak o konuşma biliyosun demi dedim. evet de gidelim yani bu bi engel değil dedi. iyi tamam o zaman çıkışta gelirim yanına ordan kaçarız nereye istiyosan dedim. peki tamam dedi kapattık. benim olayların başında yaptığımı şimdide o bana yapmak istiyodu anlaşılan. ha beni tanıyarak bana yakınlaşarak falan ne yapmaya çalışacak yada ne düşünüyodu hiç bilmiyorum ama. belkide işleri aşk meşk işlerine getirip saçmalayacaktı. sonuçta onu ve ekibini ikinci kez hardcore bi biçimde züt ediyodum. başta bahsettiğimiz saygıyı köküne kadar hissediyodu bana karşı. ne kadar uyuz olsada. akşam oldu gittim bunların şirketine. kapının önünden aldım. ne yaptın falan hoş beş. arada gene bi soğukluk var tabi. giblemiyorum pek. seni bugün özel bi yere zütürmek istiyorum dedi. allahalla dedim. sesinde bi ciddiyet gereksiz bi solgunluk vardı kızın. nereye dedim. gidince öğrenirsin dedi. tamam o zaman yürü gidelim dedim. bi yandan da kafamda kuruyorum. ulan acaba gibtirecek mi beni. zütürüp elalemin önüne atıp kurşunlatacak mı falan diye aklımdan binbir türlü senaryo geçiyo. beyler gülmeyin amk olabilir. sonuçta inşaattan gece vakti demirleri çaldırmış bi kız. hırstan gözü dönmüş artık. belki daha da sinirlendi ağzıma sıçtıracak. herşey olabilir yani. neyse abi. gidiyoruz yolda. bi lokantanın önünde durduk. eski bi lokantaydı. eski derken , köklü yani. bin dokuz yüz bilmem kaçtan beri yazan bi levhası var. önüne gelince şöyle bi durakladı. sesindeki hüzün vücuduna dağıldı. geniş bi nefes alıp ıııııh ıııh dedi içinden iç geçirdi. kapıyı açtı. kapıda kaldım. gelsene ne bekliyosun dedi. dalmışım amk. geliyorum dedim. korkma bişey olmayacak sana gel tırsma bu kadar benden dedi. ses vermedim. arkasında takip ediyodum. yürüyo ama bastığı yerler önceden basmayı planladığı yerler. yani nereye nasıl adım atacağını hangi masaya oturacağını , neler konuşacağını falan çok önceden planlamış. kafaya koyulmuş bişey bu. rastgele gelişmiş bişey değil. kendinden emin ve kararlı yaptıklarında. herşeyin farkındayım. yürüdük. o masaya geldik ve oturduk. karşısına geçtim. bir dakika kadar falan hiçbişey demeden oturduk. o gözlerini dikmiş bana bakıyodu. bende etrafa bakıp dekorları falan inceliyodum. nezih aile evi gibi bi yerdi. masalarda falan masa örtüleri var böyle evde yıkanıp gelmiş gibi. bildiğin evde yemek yediğiniz masalar yani. öyle peçetelik falanda yok. adam sanki evinin salonuna bi kaç masa daha atıp lokantaya çevirmiş gibi. bir dakika kadar sonra falan bi garson geldi. belliki orayı evi bellemiş. rahat tavırlarla buyrun efendim hoş geldiniz ne ikram edelim size dedi. ben daha ağzımı açmadan , dedi ki bana bir tane tavuk çorbası getir. üzerinde ve içinde hiçbişey olmasın. beyefendiye de az pişmiş bi pirzola getirin. kemiği alınmış sadece et şeklinde olsun. getirmeden önce üçe bölün. parçaları eşit şekilde ayarlayın. masaya 3 tane su bardağı , bi tanede kara biber bırakın ve masadaki diğer şeylerin hepsini alın zütürün dedi. garson biberlikleri falan kaldırdı. tuzlukları falan zütürdü içeriye. o arada bi tanede salata istedi. çok iyi hatırlıyorum bak salatanın içinde sadece domates ve marul istedi. sirkesiz , bol limonlu. hatta domateslerin jülyen usulü olmasını dahi hatırlıyorum bak. ayrıntıların anasını gibti çünkü. her bir ayrıntısını zerresine kadar hatırlıyorum. neyse abi. bişeyler dönüyodu. kafasında bi plan vardı ve direk sadede gelsin diye ağzımı açmıyorum. yemekler gelene kadar hiçbişey söylemedik. hiçbişey konuşmadık. masa tam istediği gibiydi. bardakların duracağı yerleri falan bile tek tek ayarladı. masayı kafasında kurduğu şekle gelinceye kadar kurcaladı. garson siparişleri getirip başka bi isteğiniz varmı dediğinde masaya göz gezdirdi şöyle. teşekkürler dedi ve bana döndü. garson gittikten sonra yüzüme bakmaya devam etti. bende ete dalacaktım ki. baktım gözlerini hiç çekmiyo. bakıp duruyo. lan gibtir et yiyim dedim. çatalı batırdım. rahatsız oldum. geri çektim. sonra bi daha yiyim diye öteledim. ulan ne garip bi duygudur birisi size öylece bakarken yemek yemek. bide ben öyle çekinen eden bi adamda değilim. gördüm mü dalarım yemeğe falan. yada tuvalette böyle çekinen insanlar vardır. o tuvalete girdiği zaman illaki suyu açar. öksürür içerde falan. ses çıkarır zütünün sesi duyulmasın diye. koku çıkana kadar beklemeye falan çalışır kendi kendine bi saçmalar. kuvvetli osurunca bi utanır falan. ulan tuvalet orası. oraya osurmaya ve sıçmaya girersin yani. içerde yemek yersen ayıplanman gerekir. yada ne biliyim müzik dinlersen uyumaya çalışırsan falan garipsenir. sıçarken ne olacaktı yani illaki osuracaksın. o ses çıkacak ve orası kokacak yani bunu büyütmenin gizlemeye çalışmanın falan manası ne. sal gitsin. rahatına bak. ben ofiste falan da beyler çocukluktan beri pantolonu falan çıkarmadan sıçamam. garip takıntılarım vardır benim. asla tam saatlere alarm kurmam mesela. yani 8 de kalkacaksam. 08:00 a kuramam o alarmı. ya 7:43 falan o tarz buçuklu kurarım. yada 8:02 falan. 8:00 olmaz o. yada mesela odada kapıya ve odaya sırtım dönük uyuyamam. illaki yüzüm odanın kapısına ve odaya doğru olmalı. duvara yüzümü dönüp uyuyamam kesinlikle. nedense amk çocukluktan beri böyledir. bizim katil falan dalga geçerdi bana. tuvalette çıkarır pantolonu asardım o arka tarafa. ibo o ney amk falan diye gülerdi bana. rahatlık başka bişey amk. rahat rahat sıçamayacaksam ne anlamı var sıçmanın. niye kasıyoruz kendimizi sıçarken. neyse sıçma muhabbetini bırakalım artık.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 138.
    +1
    neyse abi. böyle bi beyin amcıklaması yaşadım yesem mi yemesem mi dur yiyim yadaa yok dur lan yemeyim falna diye saçmaladım. elimden tutup çatalı yere bıraktırdı. allahalla dedim. yav noluyoruz dedim. efendim ? dedi. bilmiyorum sormamı falan mı bekliyosun ama nedir yani ne yapıyoruz şuan bu gergin ortam bu şekiller falan bu tiyatral havalar noluyoruz yani dedim. sakin ol anlatıcam dedi. bi zahmet konuya girde bende anlayım neler olup bittiğini dedim. bak dedi. ben doğduğumda hayatıma gözlerimi babamla birlikte açtım. hiçbir zaman beni öyle evde oturacak ev kızı olacak bi tipte yetiştirmedi babam. öyle oyuncakla oynayıp sindy bebek besleme evrelerine bile girmedim ben. kendimi bildim bileli şirkette kendimi bildim bileli işlerin içindeyim. babam hayatımda en çok saygı duyduğum kişiydi benim. tam bir iş adamıydı. hele de ben çocukken. toplantılara falan gittiğinde ben gizlice dışardan izlerdim. sunumlar yapardı. iş adamlarıyla tokalaşırdı. bazen ülkeler arası bazen ülke içinde anlaşmalar yapar akşam bazen geldiğinde bana anlatırdı. masal yerine iş konuşurdum babamla. o derece severdim onu. o derece saygı duyardım ona. gecesini gündüzüne katar devamlı çalışırdı. belli bi yaşa geldikten sonra şirkette dha çok varolmaya başladım. hayatı öğrenmeye kendi başıma yaşamaya dışarıya çıkmaya gezmeye tozmaya başladım. ufak çaplı işlerine yardım ediyodum babamın. kendimi o sırada bi yönetici asistanı gibi falan görüyodum. bir gün babamla şirkette mesaiye kaldık. işlerimiz çok yoğundu. şirkette bazı sıkıntılar vardı ama her zaman olan şeylerdi bunlar. üstesinden gelebileceğimiz halledilebilecek ufak tefek sorunlar. bilirsin dedi. kafamı salladım evet manasında. babam devamlı kağıtlara bakıyo devamlı işlerini kontrol ediyo devamlı bişeylerin ters gittiğini düşünür gibi ordan oraya ordan oraya gidip bi türlü rahat olamıyodu. içinde bi sıkıntı vardı. nedenini anlayamadığım. işle alakalı değildi belli ki. evde de bi sorunumuz yoktu. belli ki başka bi şey vardı. beni eve zütürmesi için çalışanlardan birisini görevlendirdi. kendisi başkabi yere gideceğini biraz kafa dağıtacağını söyledi bana. işkillendim. zeki bi kızdım. ve babamı kimsenin tanımadığı kadar çok tanıyodum. çünkü gecem gündüzüm babamla geçerdi benim. pimpiriklendim. tabikide eve gitmedim. ve babamı takibe başladım. arkasından gizlice gittim. neler olup bittiğini öğrenmek istiyodum. gecenin bi yarısı buraya geldi babam. bu kapıdan içeriye girdi. doğruca bu masaya geldi. bi köşeye sinip gizlice onu izlemeye koyuldum. masada başka bi kadın vardı. 3 tane bardak vardı. ortada aynen böyle bi salata. aynen böyle bi et istedi babam. kadın o sırada aynen böyle bi çorba içiyodu. konuştular. bir müddet konuştuktan sonra ikiside yemeğine dokunmadan kavga etmeye başladılar. kadın babamın yüzüne parmağından çıkardığı yüzüğü falan fırlattı. babam sinirlendi. kadının kollarından tutup iteklemeye başladı. arbede çıkınca garsonlar falan araya girip ayırdılar. kadın babama tehditler savurarak çıktı lokantadan. babamda sinirlenip masadaki suyu içti. ve çıktı lokantadan. bir müddet gerginlik sürdü. ben gizlendiğim yerden çıkarak masadaki herbir şeyi tek tek hafızama attım. çorbayı ezberledim. eti ezberledim. salatayı, karabiberi, domateslere kadar herbirşeyi ezberledim. babam annemi aldatıyodu. ve ne kadar süredir bunu yapıyodu bilmiyodum. beni , annemi salak yerine koyup yıllarca bu kadınla yatmış kalkmıştı belli ki. ciddi bişeyler vardı aralarında ve kadın bazı istekleri yerine gelmediğinden ötürü sinirlenmişti. bütün gerginliği ailemizden ayrı tuttuğu bu ilişkideki ters giden şeylerdi. benim için çok ağır bişeydi bu. yıllarca saygı duyduğum tam bir iş adamı dediğim ve karakterine hayran olarak içimde türlü duygular beslediğim babam bi anda aşağılık bi zamparaya dönüşmüştü gözümde. yıkılmıştı içimde bişeyler. bişeyler sönmüştü. buralarda kalmak istemedim. babamla aynı evde yaşamak istemedim. yurt dışına kaçmak istedim. ve beni apartopar yurt dışına göndermeleri için ısrar ettim. zaten imkanımız vardı. gönderdiler. orda eğitim alacak biraz kendimi toparlayacaktım. neler olacağı konusunda bi ikrim yoktu o zamanlar .ama babamdan uzak kalmak istiyodum o an sadece. ve kaldım. o süre zarfında bilmiyorum annem olayları mı öğrendi yoksa babam dayanamayıp kendisi mi söyledi ama boşandılar. davalarına bile gelmedim. o masanın halini ezberledikten sonra benim bi ailem bi annem bi babam yoktu artık. benim bi kahramanım yada saygı duyduğum , duyabileceğim bi erkek yoktu. olamazdıda. hayatım boyunca olmadı çünkü. ailemiz dağıldı. yıllarca yurt dışında neler çektim. ne sınavlardan geçtim. kendimi nasıl tek başıma teskin ettim tahmin bile edemezsin. yıllar geçtikten sonra acısı geçti olayın. babama saygı duymuyodum eskisi kadar ama. eskisi kadar da nefret etmiyodum. sadece bi iş adamıydı benim için o . sadece bi iş adamı. artık sadece kendime saygı duyuyo sadece kendime hayran kalıyodum. yurtdışındaki hayatımı artık sonlandırmam gerektiğinide buraya gelmeden hemen önce anladım. biletimi alıp doğruca buraya geldim. artık babamdan işleri devralıp kendi hikayemi yazmalıydım. berbat hayatıma burda devam etmeli , en azından kazanacağım başarılarla kendimi tatmin etmeliydim. çünkü burda kimse saygı duyulmayı , kimse iyi davranılmayı , yada kimse benden gelecek herhangi bi iyiliği haketmiyodu. tıpkı benim yaşadıklarımı haketmediğim gibi. dedi ve sustu.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 139.
    +1
    sonra sen çıktın ortaya. garip bi çekimin var kadınlar üzerinde. bunun farkındasın. bilmiyorum neden ama. sana karşı içimde bi kin bi öfke bi sinir oluşmaya başladı. ilk başlarda herkes gibi düşmandım sanada. öfke duyuyodum sadece. yaptıklarından , yapacaklarından. o takımlarla falan ortada geziyodun ya sürekli. öyle sinir bozucu geliyodu ki hallerin tavırların anlatamam. günler geçtikte alışırmıyım diye zorladıkça kendimi olmadı. zaten çok kısa bi süre içinde birbirimizle didişip kavga ederek ayrıldı yollarımız. sonrada rakip olduk birbirimize. yıllar sonra ilk defa birisiyle böyle rekabet ediyorum ben. ve ilk defa rakibime saygı gösteriyorum. ben ilk defa birisine saygı duyuyorum ibo dedi.amk anlattıkça şok oluyodum. kız bana en olmadık özelini açıyodu. konuşma nereye gidecek çok merak ediyodum. sonu gelsin artık saçma sapan yerlere bağlamayalım diye dua ediyorum. çünkü kıza benimde ister istemez duyduğum bi saygı var. rakip sonuçta amk. şimdi tutup o güçlü o cesaretli o hırçın kız karşımda saygıyla eğiliyorum ve sana karşı hissettiklerimi söylüyorum dediğinde ben hem ne diyeceğimi bilemeyecektim. hemde bütün o saygı falan kaybolacaktı. artık çantada keklik olacaktı. ne ben onu ciddiye alabilecek nede o bana saygı duymaya devam edebilecekti. samimiyet girdiği zaman araya çok rahat gibtir çekemezsiniz. o yüzden mesela ben ev sahipleriyle falan asla samimiyet kurmam. ki olası bi ters durumda kolaylıkla lan gibtir git böyle iş mi olur amk diyebileyim. öbür türlü hatır giriyo araya gönül giriyo falan. uğraş dur.
    ···
  15. 140.
    +2
    merak etme diyerek devam etti. bütün bunları sana neden anlatıyorum bilmiyorum. sadece anlatmak istedim hepsi bu. yani benim gidipte karşısına oturup dedikodu yapabileceğim bi arkadaşım , çekiştirebileceğim birisi , konuşabileceğim bi dostum falan hiçbi zaman olmadı. hiçbi zamanda olmayacak diyodum ki sana içimden bunları anlatmak geldi. rahat hissettim. ve anlattım. ha hemen havalara girip herşeyin düzeldiğini aramızın iyi olduğunu falan düşünme. hiçbişey değişmedi. hala karşındayım. hala ezeli rakibinim senin. ama dertleşmek için seni bulabileceğimide biliyorum. istemezsen anlatmam dedi. ya yok benim için problem değil dedim. birazcık şaşırdım sadece. bide belli bi noktadan sonra benim yüzüme benim dedikodumu yapacaksın gibi geliyo yani. oturup burda ibo bugün naaptı biliyomusun falan diye beni bana anlatacaksın gibi bi his var içimde. dedim. güldü. ya ne kadar salaksın falan diyerek. bende güldüm. yemeğimizi falan yedik gayet güzel sohbet ederek. yalnız tebrik ederim. güzel oyuncusun dedi. valla henüz bişey görmedin diyebilirim dedim. hemen girme havalara dedi. yo yo hava değil. farkındayım ben senin gerçek yüzünü ve yapabileceklerini asla anlayamıycam. daha türlü türlü işler açacaksın başıma. inceden saykodelik bi tavrın olduğunuda düşünmüyo değilim. ama sende bil benimde görmediğin yüzlerim vvar. yapabileceklerimi sende tam manasıyla asla çözemiyceksin dedim. evet biliyorum bugün bi kez daha farkettim dedi. yemeğimizi falan yiyip çıktık lokantadan. kapıda ayrılmayı düşünüyodum. bi an yeltendim şöyle diğer yöne doğru. döndü baktı. gelmiyomusun? dedi böyle. geleyim mi dedim. bilmem yani böyle davet eder gibi oldu ama. yani ne biliyim. gelirsin diye düşünüyodum dedi. kolundan tutup çevirdim yola ve yanyana yürümeye başladık. gene kollarını kavuşturup ağır adımlarla yürümeye başladı. hala kendini hiç anlatmadın dedi. belki başka bi buluşmaya dedim. yada hakkımda ne kadar az şey bilirsen senin için o kadar iyi küçük bayan falan diyip moda giriyomuşum böyle falan diye tatlılıklar yaptım. güle güle öldü. aramızdaki şey çok farklı bişeydi. yani gerçekten tam şizofren işi. sabahları gayet gırtlak gırtlağa çökmüş iki düşman oluyoruz. akşamları bi şey esiyo ikimizden birisine. oturup birbirine dert anlatan iki dost oluyoruz. hayır bunları yaşadığımızın ertesi günü gidip inşaattan demir çalıyo dıbına koduğum ya. nasıl bi beyin nasıl bi duygu seli yaşıyo içinde nası bi deli anlamadım ki.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 141.
    +1
    neyse abi. yürüdük evine kadar. kapıda gene durakladık bi müddet. bu iş sandığımdan çok daha zor olacak ama. hayatımın belkide en zevkli mücadelesi olacak dedi. öylemi dedim. oynanmış bi satranç oyunu gibi mi görüyosun bunu dedim. sence o kadar insanın eviyle oynamak , o kadar insanın ekmeğiyle o kadar insanın emeğiyle parasıyla oynamak falan oyun mu sence zevkli bişey mi dedim. yaptığın hareketlerin nereye vardığının farkında değilsin. ikimizin arasında bi çekişme var doğru. ama ucunun nerelere dokunduğunun farkındamısın dedim. o kadar pgibopattı ki umrunda değildi. kazanmak için herşey mübahtı onun için. tüm o yıkıntıların üzerine çıkıp ben kazandım diyebilmek için tüm dünyayı yerle bir etse gözü görmezdi. belki can bile alırdı bu uğurda. o derece bi pgibopattı karı. söylediklerim bi kulağından girip diğer kulağından çıktı. ceketimle oynuyodu o sıra. neden sürekli takım elbise giyiyosun dedi. şöyle bi baktım halime. sonra yzüne baktım. o kadar şeyden sonra söyleyeceğin tek şey bu mu yani dedim. önemsiz detaylar anlatmışım gibi yüzüme bakıp evet dedi sadece yüzüyle. konuşmadan mimikleriyle. daha etkileyici dedim ve arkamı döndüm gitmek için. kolumdan tuttu sert bi şekilde. öyle tutup sıkınca kolumu irkildim. noluyoruz amk oldum. döndüm gene buna. yüzüne baktım hayırdır der gibi. bi kızla nasıl konuşacağını bildiğini söylediler dedi. namın sadece iş sektöründe ilerlemiyo. bunun farkındasın. şirketteki kızlardan duyduğum kadarıyla epey yakışıklıymışsın. hatta playboyluk günlüklerin bile varmış dedi. şeyapıyım mı ya dedim şurdan termosla bi çay falan koyuyum hemen şurda apartmanın önünde oturup sohbetimize çay içerek falan devam edelim ne dersin dedim. ya cıvıtma be dedi. hayır nereye varmaya çalışıyosun anlamıyorum ki dedim. beni kadınlığınla falan mı etkilemeye çalışıyosun. evde benimle yatıp cebimi falan mı boşaltacaksın gizlice dedim. tokadı yapıştırdı suratıma. aptal herif diyerek döndü gitti. ya şaka yapıyorum allahallaaa falan dedim arkasndan ama. yıldız tilbe dansı yapar gibi zütü sağa sola ata ata gitti apartmana. çokta gibimdeydi. döndüm evime gittim.
    ···
  17. 142.
    +2
    ama kafamda bi soru işaretiydi leyla. kafası normal değildi. yani pgibolojik destek alması muhtemeldi. şizofren falan olabilirdi. gerçekten akıl karı değildi yaptıkları. kafayı bozmuştu yıllarca kız. belkide yurt dışına bu yüzden gönderdi onu babası. belkide hakkaten öldürmüştür birisini bilemiyorum. anlatsalar inanırım yani. ha tırstım mı tabikide hayır. ben ne tırsacam amk. bi canımız var zaten onuda ha ona vermişiz ha evde osbir çekerken ölmüşüz. ne farkı var. gerçi birisi zevkü sefa içinde olur ama. neyse artık. zevkini çok sürdük birazda cefasını çekelim demi. evime gidip kahvemi falan aldım. internette dolanmaya başladım. sözlüğe falan girdim biraz film falana izledim. epeydir kendime vakit ayıramıyodum. biraz gitar falaan çaldım. o sıralar benim evin karşısında tek katlı müstakil bi ev vardı. ufak tefek şirin bişey. bahçesinde elma ağaçları falan var ama nasıl güzel bi ev. bahçesi falan bakımsız ama. birisi girse içine yaşayan olsa baksa çekse çevirse şöyle villa gibi olur amk ev. dışardan böyle gürültüler patırtılar geldi. çıktım baktım şöyle camdan dışarıya. bi kamyon yanaşmış. yeni birileri taşınıyo eve. vaay kim tutmuş lan burayı falan dedim. aşağıya indim. kamyonun yanında herkes haldır huldur eşya taşıyolar falan. kamyoncuyla falan oo hacı naber hoş beş ettik. sonra ev sahibi herif geldi içerden ter su içinde. selamun aleyküm dedim. aleykümselaaam dedi böyle babacan bi tavırla. hoşgeldiniz hayırlı olsun dedim. saool güzzel kardeşim teşekkür ederiz dedi. geldik el sıkıştık. orta yaşlarda gayet halim selim bi adamdı. otoriter olduğu belliydi. beni pek sevmeyeceği kesindi. böyle emekli orgeneral tipi vardı. saçlar maçlar böyle kep altı kesilmiş. subay traşı. nerden geldiniz nası ettiniz nerde çalışıyosunuz bende şu karşı apartmanda oturuyorum falan derken biriki dakka ayak üstü muhabbet ettik. yardıma ihtiyaç varmı dedim yok saol biz hallediyoruz dediler. iyi ben işinizden alıkoymayım tekrar hoşgeldiniz dedim. tam çıkıyodum ki içerden eşarbını düzelterek bi kız çıktı. tam böyle açmış eşarbı kapının önünde. tekrar bağlıyodu. saçlarının kızıllığını ve yüzünün beyazlığını görebildim. amk bi saniye kadar öyle şebek gibi kaldım orda. öyle bi şey yok. kalbim öyle bi attı ki anlatamam size. kızın temizliği masumluğu güzelliği resmen yüzüne vurmuştu. ula nbi kızın yüzü ay gibi parlar mı? yeminle yan yana gelip aya baksak , ay onu seyreder. o derece bi güzellik. hemen apar topar başörtüsünü takıp içeriye kaçtı. bende farkettirmemek için böyle elim ayağıma dolaşmış salak salak önüme döndüm. Allahtan babası o sıra kanepeyi yükleniyodu da farketmedi beni. kız çok acayip bişeydi. ulan o neydi bee diyerek eve geldim. elim ayağım titriyodu. ilk defa hissettiğim şeyler. biliyosunuz beni. en son baharda bu kadar kendimi kaptırmıştım ben bi kıza. o bu kadar etkilemişti beni. ondan sonra zaten zar zor düzen tuttu hayatım. o gün bugündür ne playboyluğa nede karıya kıza öyle asılıyodum. işime odaklanmış arada ufak kaçamaklar yapıp playboyluk defterini sıcak tutuyodum hepsi bu. hani eskimesin diye. çünkü ara verdiğiniz zaman unutursunuz beyler. spor gibidir. başladığınızda herşey güzeldir. ilk başlarda sancılı , daha sonra meyvelerini almaya başladığınızda gayet güzel gelir. zorlaşmaya başlar öğrendikçe. öğrenmekte zor gelmeye başlar. sonrasında artık oldum yeaa diye havalara girip bırakırsanız eğer bi süre sonra aynen vücut yapmış abilerin bıraktığında vücutlarını salmaları gibi sizde playboyluğu salar geriye dönüşü çok zor yaparsınız. en başlara dönmek zorunda kalırsınız. o yüzden sıcak tutuyodum günlüğü. neyse eve geldim elim ayağım tir tir titriyo. gittim banyoya bi elimi yüümü yıkadım. soğuk suyla. yok geçmedi. yatağa yattım böyle nefes nefeseyim. kalbimi tuttum. inanılmaz atıyo. ulan bu ne dedim. ölüyomuyum falan diye bi ara telefona sarılıp ambulansı arama fikri bile geçti içimden. ama acayip bi huzur vardı kalbimde. sırf onun huzuru yüzünden bırakabildim zaten telefonu. o kısacık 1 saniyelik an yok mu. gece boyunca aklımdan çıkmadı. sabaha kadar uyuyamadım.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 143.
    +1
    http://www.incisozluk.com...%C3%BC%C5%9F%C3%BC-devam/

    Beyler hikayemizin yepisyeni linkini sizlerle paylaşmaktan gurur duyarım. burdan devam edeceğiz.
    ···