-
101.
+1başlarda kızla aramızdaki muhabbet çok seviyeli bi şekilde ilerliyodu. şirketin içerisinde belli bi kadrolaşma meydana gelmişti. resmi olmayan bi kadrolaşma. onun kendi elemanları , benimde bana sadık olan ve yanımda yürümeyi benimsemiş kendi elemanlarım vardı. o işlerini onlara , bende işlerimi benimkilere yaptırıyodum. ama benimkilerin yeri , tıpkı benim gibi sağlam değildi. çünkü karşıda bi patron kızı , onların başında ise sıradan bi yönetici ibo vardı artık. benim arkamda tecrübe ve başarılı bi özgeçmiş , onun arkasında ise sarsılmaz bağlarla bağlanmış bi aile bağı vardı. güçlü bi vurgun vurmalıydım. biliyodum ki bu sessiz bekleyiş bu şekilde sürmeyecekti. ilk fırsatta kızın ezici üstünlüğü altında ezilmeye başlayacaktım. ama buna izin vermeyecektim tabikide. ben o taşakları şeker torbasında taşımaya büyütmedim amk. amerikada yediği zenci taşaklarına benzemez bizim taşaklar. önümüzde güzel bi ihale vardı. çok fazla umut bağladığım bi ihale. karşı taraftaki adamlarla çok az bi samimiyetim vardı. ihale merciindeki adamlarla eğer bir bağlantınız varsa, işin sizde kalma olasılığı bi kat daha artar. bu ihale işleri paraya baktığı gibi saygınlığa da bakar. aynı zamanda transfer gibi düşünün beyler. her iş bonservisi o şirkette olan bir yabancı futbolcu gibidir. o yüzden karşı tarafı ikna edip kendi tarafınıza çekerek bi iş daha eklemeniz gerekir kendi şirketinize. o yüzden karşı tarafta ne kadar tanıdığınız ne kadar söz geçirebildiğiniz adam varsa o kadar yükselir şansınız. benimde önceki işlerden güzel intiba bıraktığım bi kaç tane yüksek kademe vardı karşıda. bu esnada ben planlarımı işi benim sayemde almalıyız tarzında kurarken kızın kafasında çok daha farklı şeyler dönüyomuş meğerse. dediğim gibi vurgunları beklemediğiniz yerlerden vuruyolar. biliyosunuz artık az çok beni. hiçbi zaman öyle makam mevki otorite meraklısı otorite delisi binlerden olmadım. koltuk sevdasına düşmedim. ama kız otoritesini paylaşabilecek bi kız değildi. babasıyla ben çıktıktan sonra defalarca kez tartıştılar bu konuda. bendeki yetkileri kıskanıyodu kız. kendisi kadar yetkili olmamı çekemiyodu. patronda bendeki yetkileri alıp şirketi tamamen kızın idaresine bırakmayı göze alamıyodu. sonuçta dışardan yeni gelmiş bi kızdı. işi biliyodu ama değişen çok şey vardı. piyasa içinde yer edinmesi gerektiği için biraz zaman alacaktı. bu zamanıda en iyi benim gibi tecrübeli bi elemanla yapabilirdi. patronun aklındaki ben kızdan , kızda benden bişeyler öğrenir tarzındaydı. ama kızın kafası esti. bir gün patronla inanılmaz büyük bi kavga ettiler benim yüzümden. patronun kafasında beni korumak gibi bana düşkün olup kızından bile kıymetli olmam durumu kesinlikle olamazdı. ama kendisininde bi otoritesi vardı. ve sırf kızı istedi diye benden yetkileri alırsa bu sefer kızının sözü patronun otoritesinin önüne geçmiş olacaktı. bi nevi kız patronu parmağında oynatıyo diyeceklerdi. bu nedenle ne pahasına olursa olsun bendeki yetkileri almak istemiyodu. hal böyle oolucna kızla kavgaların haddi hesabı kesilmedi. bi gün hep beraebr patronun odasında bu konuları tartışırken ben artık isyan ettim. yeter artık dedim. patron bu kadar sorun oalcaksa benim için sıkıntı değil alın yetkilerimi kızınızda şımarıklığıyla istediği gibi at koştursun şirkette koltuk meraklısı değilim sonuçta dedim. patronda sen karışma ibo. bu senlik bi durum değil. burada patron benim. ve benim kurduğum düzene hepiniz itaat etmek zorundasınız. bu benim şirketim. sizin değil. bunu hepiniz bileceksiniz. buna uyacaksınız. işinize geliyosa. kzım bile olsanız bu böyle dedi. böyle ağır konuşunca kızda kalktı. tamam o zaman dedi. seni çok iyi anladım ben dedi. sen yıllarca beni okuttun gönderdin. sonrada yerime şu serseri bozmasını getirip şimdi benle aynı seviyede olduğunu ve buna itaat etmem gerektiğini söylüyosun. otorite falan hikaye baba dedi. ama nası bağırıyo amk kızı. sanki içine ciguli kaçmış. iyice çingenleşti. söylesene baba dedi. sana güvenemiyorum desene. şirketi batıacağından korkuyorum desene. bana inanmadığını itiraf et hadi dedi. kız böyle üsteleyip durdukça patronda dayanamadı. ve eee yeter lan. korkuyorum evet dedi. şirket sen gittikten sonra çok büyük yol katetti. değişen piyasaya ayak uydurman gelir gelmez çok zor. o açıdan kendini alıştırana kadar biraz iboyla takılacaksın. onla tecrübe edinecek piyasayı tekrar eline alacaksın. bu kadar gurur ypamayacaksın falan diye anlatıyodu ki kız baba yeter dedi. anladım ben seni dedi. göreceksin sana avrupada öğrendiklerimi göstericem. tamam şirket ben giderkenki gibi değil. farkındayım. ama unuttuğun ve kabullenemediğin bişey var. bende giderkenki gibi değğilim. bende çok yol katettim. bunu hepinize göstericem dedi. kapıyı vurdu çıktı.Tümünü Göster
-
102.
+1http://www.incisozluk.com...%C3%BC%C5%9F%C3%BC-devam/
Beyler hikayemizin yepisyeni linkini sizlerle paylaşmaktan gurur duyarım. burdan devam edeceğiz. -
103.
+1şirketteki işlerimi bitirdikten sonra dışarı çıkıyım biraz dolanıyım şöyle dedim. çarşının içinde gezdim biraz dolandım. avm ye uğradım şöyle bi yeni kıyafetlere bakayım diye. ikinci yada üçüncü katta tam sağ tarafta kahverengi tabelalı bi yer vardı. adını unuttum. açılalı çok fazla olmamıştı. oraya girdim. bakalım ne var ne yok diye. amk çalışanların alayı kız. tam bir hatunlar hamamı içerisi. ve hepsi genç. orta yaşta kimsecikler yok. arka taraflara doğru ilerledim. önce sahayı kontrol ediyodum nasıl diye. ortamı ayarlıyorum yani. şöyle bi inceledikten sonra arkalara doğru süzülüp erkek reyonuna geçtim. deri montlara bakıyodum. bi tanesi çıktı geldi buyrun efendim ne bakmıştınız diyerek. kocaman gözleri vardı kızın ama. yaşı çok ufaktı bana göre. gülümsedim. dedim deri mont bakıyorum varmı elinizde güzel bi deri. olmaz mı efendim şöyle bakın dedi mavi bitane çıkardı. yok dedim. kahverengiyle bordo bi tane çıkardı onlarada yok dedim. inceden kak gibtir git amcık havasında bi de şu var diye bi ceket çıkardı. cekette normal blazer ceket dirseklerde deri var sadece. bu ne bu bildiğimiz ceket dedim. neresi deri bunun dedim. olur mu efendim bakın şurda dedi dirsekleri gösterdi. baktım suratına dalgamı geçiyosun sen diye. küçük olduğu için böyle çocuğum yaramazlık yapmışta şirin şirin bana bakıyomuş gibi geldi. gülümseyip durdum. kızda iş mi atıyorum sandı ne bilmiyorum. bi ilgi bi alaka anlatamam. neyse dedim pek fazla bişey yokmuş sizde anlaşılan diye çıkıyodum. kız dedi evet dedi yeni açıldığımız için bide sezon daha başlamadı daha gelcek ürünler falan dedi. peki dedim geldiği zaman tekrar uğrarım ben dedim. eşyaları düzeltirken yandan yandan bakışlar attı uğrayın tabii ki dedi. git kızım yakma kendini dedim içimden :D manyak kız küçücük yaşına fındık kadar memiktolarına bakmadan iş atmaya çalışıyo kıyamadım. neyse mağazalarda biraz dolandıktan sonra hava kararmış farketmemişim. üst katta yemek falan yedim. uzun zaman sonra tekrar eve gideceğim için alışveriş yapayım biraz dedim. avm nin en alt katında bi market var. markasını vermeyim şimdi bilen bilir. oraya girdim. mağazanın elemanlarıda toplanmışlar. vakit öldürüyolar. müdür yardımcısı falanda varmış oralarda ben farketmedim. orda toplanmış bi kalabalık görünce merak ettim. girdim aralarına.Tümünü Göster
-
104.
+1sonra sen çıktın ortaya. garip bi çekimin var kadınlar üzerinde. bunun farkındasın. bilmiyorum neden ama. sana karşı içimde bi kin bi öfke bi sinir oluşmaya başladı. ilk başlarda herkes gibi düşmandım sanada. öfke duyuyodum sadece. yaptıklarından , yapacaklarından. o takımlarla falan ortada geziyodun ya sürekli. öyle sinir bozucu geliyodu ki hallerin tavırların anlatamam. günler geçtikte alışırmıyım diye zorladıkça kendimi olmadı. zaten çok kısa bi süre içinde birbirimizle didişip kavga ederek ayrıldı yollarımız. sonrada rakip olduk birbirimize. yıllar sonra ilk defa birisiyle böyle rekabet ediyorum ben. ve ilk defa rakibime saygı gösteriyorum. ben ilk defa birisine saygı duyuyorum ibo dedi.amk anlattıkça şok oluyodum. kız bana en olmadık özelini açıyodu. konuşma nereye gidecek çok merak ediyodum. sonu gelsin artık saçma sapan yerlere bağlamayalım diye dua ediyorum. çünkü kıza benimde ister istemez duyduğum bi saygı var. rakip sonuçta amk. şimdi tutup o güçlü o cesaretli o hırçın kız karşımda saygıyla eğiliyorum ve sana karşı hissettiklerimi söylüyorum dediğinde ben hem ne diyeceğimi bilemeyecektim. hemde bütün o saygı falan kaybolacaktı. artık çantada keklik olacaktı. ne ben onu ciddiye alabilecek nede o bana saygı duymaya devam edebilecekti. samimiyet girdiği zaman araya çok rahat gibtir çekemezsiniz. o yüzden mesela ben ev sahipleriyle falan asla samimiyet kurmam. ki olası bi ters durumda kolaylıkla lan gibtir git böyle iş mi olur amk diyebileyim. öbür türlü hatır giriyo araya gönül giriyo falan. uğraş dur.
-
105.
+1neyse çayımı içerken usta çıktı geldi. karşıma geçti. söyle abi dedi. dedim sen napıyosun ? ne yapıyorum abi dedi. böyle atarlı atarlı konuşuyo. bak dedim. burda bbu iş benim işim. bugün sen bırakır gidersin ben senin yerine on tane daha usta , bu işçilerin yerine 100 tane daha işçi bulurum. ama senin adın bu usta şurdaki işi yarım bırakıp kaçmış diye piyasaya bi duyulursa , sen bi daha sittin sene iş bulamazsın. pazarda el arabacılık yaparsın. burdaki işçilerin sebzelerini taşırsın dedim. abi ayıp oluyo ama işçilerin ortasında flan dedi. kaldırdım attım bardağı. dedim ayıp mayıp değil birader. burda iş yapıyoruz. hepiniz koca koca adamlarsınız diye bağırmaya başladım. ulan inşaat mı yaptırıyoruz , erkek yurdu mu işletiyoruz belli değil. bi gün yemek yüzünden kavga ediyosunuz. bi gün duvar yüzünden bi gün tuvalet yüzünden bi gün işi bırakıp gidiyosunuz. yapacaksanız bi işi adam gibi yapın. yapamayacaksanız eğer , söyleyin bana. biz bi gibten anlamıyoruz abi diyin. şu yaşımıza geldik hala sorumluluk denen şeyden bi haberiz diyin. abi biz erkek gibi sözümüzde duramayacaz diyin. karşıma geçin bunları söyleyin. zütümüz yemedi deyin. bende sizin düzcede yiyecek ekmeğiniz yok diyip gönderiyim. ha unutmayın. bugün burada benim işimi yarım bırakıp gittikten sonra , düzcede ekmek yiyebileceğini düşünen bi babayiğit varsa da gelsin tanışalım onla. tarihe geçer. dedim. hepsi başını öne eğdi. dedim burda hiçbiriniz bana küsmesin. hiçbiriniz bana tavır almasın. bugün hangi biriniz derdi olduğunda başı sıkıştığında eli sıkıştığında abi diye kapıma geldi de ben geri çevirdim ? hanginizin derdini giblememezlik ettim ? hanginize böyle gelip patronluk tasladım ? ben size insan gibi davranmaya çalıştıkça siz bana abi biz hayvan gibi muamele yapılmayı azarlanmayı istiyoruz diye çığlık atıyosunuz resmen dedim. turgut kolumdan tuttu. ibo yavaş istersen biraz diye fısıldadı. karışma turgut dedim. işçilerle girme arama. bende çok işte çalıştım amk. bende biliyorum. benim babam zengin değil. benim babam fabrikatör falan da değil. bende bunlar gibi insanım amk. bende sizin gibi yerlerden geldim buralara. sizin kafaları çok iyi biliyorum yani. kimse kimseye gurur yapıp fakir edebiyatı oynamasın. şimdi karşımda işi yapacak olan varsa buyursun çalışsın. yapmayacak olan da varsa erkek gibi geçsin yapmıycam abi desin. bende elini sıkayım göndereyim. karı gibi bi gün öyle bi gün böyle davranıp kıvırmayın bana dedim. hepsi bi an durakladı. abi kusura bakma falan dedi usta. geldi yanıma. tokalaştık. hallettik mevzuyu. işçilere falan dedim hadi beyler hadi herkes işinin başına falan dedim. genede bu olay oldu diye herşey bozuldu artık yüzümüz yok falan demeyin yani hala ben iboyum. abinizim. gelin ne ihtiyacınız derdiniz sıkıntınız varsa , olursa gene bana anlatın dedim. saol abi dediler. canla başla çalışmaya başladılar. kriz yönetimi dediğim olaylar tamda bunlardan ibaretti işte.Tümünü Göster
-
106.
+1Bana burda bıraktın deme panpa
-
-
1.
+1bırakmadım kanka. yazıyorum sürekli. bomba gibi bi bölüm hazırlığındayımda. onun için bazı çalışmalar yapıyorum.
-
1.
-
107.
+1Tabiki rez
-
-
1.
+1gececi tayfalarım toparlanıyo. güzeeeel. güzeeel. ^^
-
1.
-
108.
+1Herzaman bebeğim * )))
-
-
1.
+1selamlar ciğerim.
-
1.
-
109.
+1sahurdan sonra devam ederiz beyler. vaktim olursa yazmaya çalışıcam.
-
110.
+1neyse abi. böyle bi beyin amcıklaması yaşadım yesem mi yemesem mi dur yiyim yadaa yok dur lan yemeyim falna diye saçmaladım. elimden tutup çatalı yere bıraktırdı. allahalla dedim. yav noluyoruz dedim. efendim ? dedi. bilmiyorum sormamı falan mı bekliyosun ama nedir yani ne yapıyoruz şuan bu gergin ortam bu şekiller falan bu tiyatral havalar noluyoruz yani dedim. sakin ol anlatıcam dedi. bi zahmet konuya girde bende anlayım neler olup bittiğini dedim. bak dedi. ben doğduğumda hayatıma gözlerimi babamla birlikte açtım. hiçbir zaman beni öyle evde oturacak ev kızı olacak bi tipte yetiştirmedi babam. öyle oyuncakla oynayıp sindy bebek besleme evrelerine bile girmedim ben. kendimi bildim bileli şirkette kendimi bildim bileli işlerin içindeyim. babam hayatımda en çok saygı duyduğum kişiydi benim. tam bir iş adamıydı. hele de ben çocukken. toplantılara falan gittiğinde ben gizlice dışardan izlerdim. sunumlar yapardı. iş adamlarıyla tokalaşırdı. bazen ülkeler arası bazen ülke içinde anlaşmalar yapar akşam bazen geldiğinde bana anlatırdı. masal yerine iş konuşurdum babamla. o derece severdim onu. o derece saygı duyardım ona. gecesini gündüzüne katar devamlı çalışırdı. belli bi yaşa geldikten sonra şirkette dha çok varolmaya başladım. hayatı öğrenmeye kendi başıma yaşamaya dışarıya çıkmaya gezmeye tozmaya başladım. ufak çaplı işlerine yardım ediyodum babamın. kendimi o sırada bi yönetici asistanı gibi falan görüyodum. bir gün babamla şirkette mesaiye kaldık. işlerimiz çok yoğundu. şirkette bazı sıkıntılar vardı ama her zaman olan şeylerdi bunlar. üstesinden gelebileceğimiz halledilebilecek ufak tefek sorunlar. bilirsin dedi. kafamı salladım evet manasında. babam devamlı kağıtlara bakıyo devamlı işlerini kontrol ediyo devamlı bişeylerin ters gittiğini düşünür gibi ordan oraya ordan oraya gidip bi türlü rahat olamıyodu. içinde bi sıkıntı vardı. nedenini anlayamadığım. işle alakalı değildi belli ki. evde de bi sorunumuz yoktu. belli ki başka bi şey vardı. beni eve zütürmesi için çalışanlardan birisini görevlendirdi. kendisi başkabi yere gideceğini biraz kafa dağıtacağını söyledi bana. işkillendim. zeki bi kızdım. ve babamı kimsenin tanımadığı kadar çok tanıyodum. çünkü gecem gündüzüm babamla geçerdi benim. pimpiriklendim. tabikide eve gitmedim. ve babamı takibe başladım. arkasından gizlice gittim. neler olup bittiğini öğrenmek istiyodum. gecenin bi yarısı buraya geldi babam. bu kapıdan içeriye girdi. doğruca bu masaya geldi. bi köşeye sinip gizlice onu izlemeye koyuldum. masada başka bi kadın vardı. 3 tane bardak vardı. ortada aynen böyle bi salata. aynen böyle bi et istedi babam. kadın o sırada aynen böyle bi çorba içiyodu. konuştular. bir müddet konuştuktan sonra ikiside yemeğine dokunmadan kavga etmeye başladılar. kadın babamın yüzüne parmağından çıkardığı yüzüğü falan fırlattı. babam sinirlendi. kadının kollarından tutup iteklemeye başladı. arbede çıkınca garsonlar falan araya girip ayırdılar. kadın babama tehditler savurarak çıktı lokantadan. babamda sinirlenip masadaki suyu içti. ve çıktı lokantadan. bir müddet gerginlik sürdü. ben gizlendiğim yerden çıkarak masadaki herbir şeyi tek tek hafızama attım. çorbayı ezberledim. eti ezberledim. salatayı, karabiberi, domateslere kadar herbirşeyi ezberledim. babam annemi aldatıyodu. ve ne kadar süredir bunu yapıyodu bilmiyodum. beni , annemi salak yerine koyup yıllarca bu kadınla yatmış kalkmıştı belli ki. ciddi bişeyler vardı aralarında ve kadın bazı istekleri yerine gelmediğinden ötürü sinirlenmişti. bütün gerginliği ailemizden ayrı tuttuğu bu ilişkideki ters giden şeylerdi. benim için çok ağır bişeydi bu. yıllarca saygı duyduğum tam bir iş adamı dediğim ve karakterine hayran olarak içimde türlü duygular beslediğim babam bi anda aşağılık bi zamparaya dönüşmüştü gözümde. yıkılmıştı içimde bişeyler. bişeyler sönmüştü. buralarda kalmak istemedim. babamla aynı evde yaşamak istemedim. yurt dışına kaçmak istedim. ve beni apartopar yurt dışına göndermeleri için ısrar ettim. zaten imkanımız vardı. gönderdiler. orda eğitim alacak biraz kendimi toparlayacaktım. neler olacağı konusunda bi ikrim yoktu o zamanlar .ama babamdan uzak kalmak istiyodum o an sadece. ve kaldım. o süre zarfında bilmiyorum annem olayları mı öğrendi yoksa babam dayanamayıp kendisi mi söyledi ama boşandılar. davalarına bile gelmedim. o masanın halini ezberledikten sonra benim bi ailem bi annem bi babam yoktu artık. benim bi kahramanım yada saygı duyduğum , duyabileceğim bi erkek yoktu. olamazdıda. hayatım boyunca olmadı çünkü. ailemiz dağıldı. yıllarca yurt dışında neler çektim. ne sınavlardan geçtim. kendimi nasıl tek başıma teskin ettim tahmin bile edemezsin. yıllar geçtikten sonra acısı geçti olayın. babama saygı duymuyodum eskisi kadar ama. eskisi kadar da nefret etmiyodum. sadece bi iş adamıydı benim için o . sadece bi iş adamı. artık sadece kendime saygı duyuyo sadece kendime hayran kalıyodum. yurtdışındaki hayatımı artık sonlandırmam gerektiğinide buraya gelmeden hemen önce anladım. biletimi alıp doğruca buraya geldim. artık babamdan işleri devralıp kendi hikayemi yazmalıydım. berbat hayatıma burda devam etmeli , en azından kazanacağım başarılarla kendimi tatmin etmeliydim. çünkü burda kimse saygı duyulmayı , kimse iyi davranılmayı , yada kimse benden gelecek herhangi bi iyiliği haketmiyodu. tıpkı benim yaşadıklarımı haketmediğim gibi. dedi ve sustu.Tümünü Göster
-
111.
+1ben şirkete dönmeden ihalenin haberi çoktan ulaşmış bizim şirkete. benim uşaklar pastayı böreği hazırlamış beni bekliyolar. patron milletin önünde elinde limonatayla karşıladı. vaay aslanım benim vay koçum benim bee gel buraya aslanım gel gel diyerek babacan tavırlarla hulusi kentmene dönüştü bi anda. paranın kokusuyla bana bi sarıldı ki sormayın. yapacağını biliyodumlar falan. gırla gidiyo. havamdan geçilmiyo. sauronun yanındaki zehirli bin gibi bakıyo ordan şef. ellerini ovuştura ovuştura. gel lan buraya gel bin diye çağırdım. dedim niye uzakta duruyosun şef. gel pasta ye börek ye limonata iç. iyi gelir. serinlersin al dedim tutuşturdum eline. bin bin gitti köşesine tebrikler diyerek. kutlamamızı yaptık ama zorlu bi çalışma olacağını bi tek ben biliyodum. ofisin içerisinde bu iş için ayrı bi ekip oluşturdum. herkese farklı bölümler verdim. aklınızda olsun. eğer komplike bi iş yapıyosanız işi planlı bi şekilde bölün. yani koskoca bi ekibi işin tamdıbına yönlendirirseniz veriminiz azalır. ama işi parçalara bölüp , elemanları sadece küçük bir parçanın üzerinde yoğunlaşmaya gönderirseniz daha başarılı olursunuz. bende aynen öyle yaptım. gerekli taşeronlarla iletişimi bi gruba verdim. altyapı için gerekli malzeme temini falan onları başka bi gruba. haricen çalışacak işçilerin teminini başka bi gruba. şantiye alanında ilgilenecek ve konuşacak halkla ilişkiler grubunu başka bi tarafa falan. böyle gruplar halinde çalışıyoruz. iki üç günde bir de sürekli olarak herkes bi araya geliyo ve çalışmalarını karşılaştırıyo. burada da belli bazı yöntemler vardır beyler. balık kılçığı yöntemidir , beyin fırtınası yöntemidir falan o tarz yöntemlerle fikirlerimizi geliştirip beyin fırtınasına açıyoruz ki daha değişik daha yaratıcı şeyleri bulabilelim. çalışmalar böyle devam ediyo ama benim içimdeki kuşku bitmedi. her zaman benimsediğim bi fikir vardır bilirsiniz. dostunu yakın tut , düşmanını daha yakın. kızla ilgili hiçbir gelişmeden haberdar değildim. nerden nasıl bir plan ile geleceğini bilmiyodum. o açıdan kızla ilgili biraz istihbarata ulaşmam gerekiyodu. en azından kıza biraz yakınlaşmam nasıl birisi olduğunu öğrenmem , hiç yoktan yapabileceklerini tahmin edebiliyo olmam lazımdı ki hazırlıklı olabileyim. hasarı çok büyük olmasın. zaten bi kıza yanaşma işi tamamen benim işimdi. biliyosunuz. tüm gruplar iş üstünde. benimde kendi işimde olmam gerekiyodu. işler renkleniyo amk alıyomusunuz bob amcanın kokusunu ? birazdan buralara küçük şirin playboylar çizecceğiz.Tümünü Göster
-
112.
+1"benim için rüya gibi günlerdi. bir gece ansızın bir olay meydana geldi. kimsenin bilmediği görmediği bir evimiz ve hayatımız vardı. ondanda benden de kimsenin haberiTümünü Göster
yoktu. görev icabı hiçbir belgede adım geçmiyordu. hiçbir kayıtta yerim izim belli olamazdı. kimseyle bir husumetim de keza aynı şekilde. ama nasıl olduğunu
anlamadığım bir şekilde evimize bazı adamlar geldi. kapının çalındığını duyunca işkillendim zaten. hemen vaziyet alıp beklemeye koyuldum. onu odadan çıkarmak ve
biran önce oradan uzaklaştırmaktı niyetim. fakat buna bile fırsat vermeyecek kadar profesyoneldiler. evimin her yerini avuçlarının içi gibibiliyorlardı. zaten giriş
katta olan evimizde biriki tane gizli kaçış mekaniği kullanıyordum. acil durumlar için gerekli prosedürlerden birisiydi. hepsi balçık gibi bir madde ile kapatılmıştı.
hamile karım ile evin içerisinde kalakalmıştık. çok geçmeden kapıyı zorlanmadan açtılar. neler olduğuna anlam veremiyordum. kısa süreli bir çatışma meydana geldi.
çok fazla kişiyle içeriye daldılar. bir kaçını yaralamayı başardım. onlarda bana kurşun atıyolardı ama ölmüyordum. garip bir şekilde. silahları normal silahlar
değildi. içeriye girdiklerinde ne yapacaklarını çok iyi biliyorlardı. üzerime çullanıp üç dört kişi beni odadan çıkarmaya çalıştılar. karşı koydum. onlara karşı
koymaya çalışırken biriki tanesi direk onun olduğu odaya gittiler. onu buldular. odadan çıkarırken çığlıklarını duydum. karım kim olduğunu bilmediğim adamların
kollarında bas bas bağırıyordu. karnında çocuğumuzla. gerçekten hayatımda bundan daha büyük bir acı yaşamadım. herşeyin üstünden gelebilecek niteliklere sahip
birisiydim o zamanlar. onca şeye rağmen adamların önünde diz çöküp yalvardım ağlayarak. ne olur yapmayın. ne olur ona bişey yapmayın diyerek yalvardım. gözümün
önünde karıma üç kurşun sıktılar. kanları duvarlara sıçradı. yere düşen bedeniyle irkildim. haykırıyodum sadece. hayvan gibi bağırıyodum evin içinde onlar çıkarken.
sadece onu öldürüp çıkıp gittiler. yanına koştum. cansız bedenine sarıldım. karnı param parça olmuştu. yaşaması mümkün değildi. rastgele sıkılmış kurşunlar değildi.
rastgele gelişen bi baskında değildi bu. tamamen planlı ve bilen birisi tarafından olduğu aşikardı. çabukça çözebilirdim herşeyi. o gece gözyaşlarımı karımın ve
karnındaki çocuğumuzun kanları ile sildim. sabaha kadar ağladım. " -
113.
+1evet beyler. acikli vede kirkalti santim damarli hikayemizide gectikten sonra artik soyle bir donelim istiyorum. o zamanlarda bir kizla tanismistim. ismini hatilamiyorum. beyaz yuzlu siyah sacli boyle kani cekilmis ruslar gibi duran. boyle kocaman gozlu bi hatundu. yuksek butceli insanlarin katildigi bi kokteyl tarzi bisey duzenlenmisti davetiye uzerine geliniyodu. fakat bazi davetiyeler karaborsada satisa sunulmus vaziyetteydi. yani davet edilmediyseniz ve bu tur zengin piclerin arasinda fink atmak istiyosaniz ve bi kagit parcasina bilmem kac yuz lira verip iceri girmeye razi gelirseniz alabiliyodunuz. o tur biseydi. ben birisinin misafiri olarak gitmistim. orada dikilirken sunumlar falan yapildi boyle igibli gosteriler bilmem neyler aptal saptal sevmedigim tarzda. bi hatunla kesisiyorum. iste o bahsettigim hatun. oyle buyuk oyle siyah gozleri varki yani anlatamam. o derece harika. lan kestane gibi goz mu olur amk. kiz erik gibi kutur kutur diycemde erik merik degil bildigin manav bu amk catur cutur yani. ulan dibim dustu deyimini yasadim yani. kiz bakislariyla deldi. bende bakislarimla yonttum o tasi. en nihayetinde yanina gidip konusma vakti gelmisti. nedense bu yanina gidip konusma olayi falan cok zor geliyo bazi arkadaslara. nedenini arbiden anlayamadim hic. o kadar zor degil olum bunlari tavlamak. neyse gittim yanina. gorebildin mi bari dedim baktigi tarafa bakarak. kolum hafiften koluna degiyodu masadan. bu cok onemlidir. ilk konusmada mutlaka fiziksel bir temas kullanmalisiniz. elinizi omzuna atmak gii. falan. ama tamamen dogal olmalk. ve hissettirmemeli. yani napiyosun lan ayi demesin kiz. sadece hani arkadasinla konusurken farkinda olmadan omzundan falan tutarsin. o tarz bisey olmali. ve butun her zerreniz ayni seyi dusunmeli. sadece onu tavlamayi. yani gozleriniz ona bakarken elleriniz salak gibi durmamali. onlarda gorevini yapmali. gogsunuz yeterince ilerdemi geridemi duracagina karar vermeli. kiz erenize bakarsa baksin ayni seyi gorebilmeli yani. neyse bu inceligi gecelim. neyi dedi. bilmem icime icime bakiyosunda aradigin bisey olmali mutlaka dedim. burada kiza farkinda olmadan cevaplamak zorunda biraktigim bir soru yonelttim. boyle bi soru sorarsaniz kiz asla cevapsiz birakmaz. onu cevap vermeye zorlamayan bi soru aslinda. hakkinda bir onyargi dogurmayan biseyde ayni zamanda. asla kizlarin ne dusundugunu tahmin ettiginizi falan soylemeyin. bu onlari cok rencide eder hemen gurur yapar kalkanlari indirirler. yani bi kizla iki saat bakisir gulusursun boyle. ulan artik gozlerinle sevisme noktasina gelirsin yani o derece belirgindir. gidip cok belli hoslandigin. cok hosuma gidiyo bu dersen. ne hoslanmasi be gerizekali der carpar suratina tokadi. yapmayin sakin. kiz soyle kasini bi kaldirdi bana dogru bi gulumsedi. bilmem. neyi bulmam gerekiyodu ki. yada ne bulabilirim ki dedi. bilmem dedim bende. belki her kadinin ihtiyac duydugu seylerden bulursun. belkide ise yaramaz pisligin teki oldugumu falan ispitler icimden yaramaz birileri dedim. guldu. hmmm varmi oyle yaramazlar dedi. vardir mutlaka guzel kizlara her zaman sir verirler. cok capkinlar. onlerine gecemiyorum dedim. gulumsedi. oylemi. bana verecekleride bi kac sir varmi acaba dedi. muhabbet ne kadar dengeli gidiyo farkedigomusunuz ? pgibolog degilim amk surekli analiz yapmami beklemeyin benden. sansini dene bence bu guzellik bosa gitmemeli dedim. kafasini salladi onune donerek. muhabbetten buyuk keyif almistim. biliyosunuz beni. tam benim kalemlerim.Tümünü Göster
-
114.
+1işlerin çığırından çıkacağının bi işaretiydi bu. bir sonraki hamlesi daha büyük bişey olacaktı. inşaatta belli bazı tedbirleri aldım bu kez. bekçisinden güvenliğine , kamerasından ışığına kadar ışıl ışıl yaptım inşaatı. artık uçan kuştan haberdar olacaktım. o inşaata bir daha benden izinsiz dişi inşaat ustası bile giremeyecekti. gerçi erkekte giremez amk. giberler. sadece kızı değil. ikisinide. neyse. olayların üstünden biraz vakit geçtikten sonra leyla beni aradı. açtım telefonu şaşırdım. efendim dedim. ibo müsaitmisin dedi. evet söyle ne var dedim. akşam bi işin var mı bi yerlere gidelim konuşmamız yarım kalmıştı dedim. gidelimde gene yarım kalacak o konuşma biliyosun demi dedim. evet de gidelim yani bu bi engel değil dedi. iyi tamam o zaman çıkışta gelirim yanına ordan kaçarız nereye istiyosan dedim. peki tamam dedi kapattık. benim olayların başında yaptığımı şimdide o bana yapmak istiyodu anlaşılan. ha beni tanıyarak bana yakınlaşarak falan ne yapmaya çalışacak yada ne düşünüyodu hiç bilmiyorum ama. belkide işleri aşk meşk işlerine getirip saçmalayacaktı. sonuçta onu ve ekibini ikinci kez hardcore bi biçimde züt ediyodum. başta bahsettiğimiz saygıyı köküne kadar hissediyodu bana karşı. ne kadar uyuz olsada. akşam oldu gittim bunların şirketine. kapının önünden aldım. ne yaptın falan hoş beş. arada gene bi soğukluk var tabi. giblemiyorum pek. seni bugün özel bi yere zütürmek istiyorum dedi. allahalla dedim. sesinde bi ciddiyet gereksiz bi solgunluk vardı kızın. nereye dedim. gidince öğrenirsin dedi. tamam o zaman yürü gidelim dedim. bi yandan da kafamda kuruyorum. ulan acaba gibtirecek mi beni. zütürüp elalemin önüne atıp kurşunlatacak mı falan diye aklımdan binbir türlü senaryo geçiyo. beyler gülmeyin amk olabilir. sonuçta inşaattan gece vakti demirleri çaldırmış bi kız. hırstan gözü dönmüş artık. belki daha da sinirlendi ağzıma sıçtıracak. herşey olabilir yani. neyse abi. gidiyoruz yolda. bi lokantanın önünde durduk. eski bi lokantaydı. eski derken , köklü yani. bin dokuz yüz bilmem kaçtan beri yazan bi levhası var. önüne gelince şöyle bi durakladı. sesindeki hüzün vücuduna dağıldı. geniş bi nefes alıp ıııııh ıııh dedi içinden iç geçirdi. kapıyı açtı. kapıda kaldım. gelsene ne bekliyosun dedi. dalmışım amk. geliyorum dedim. korkma bişey olmayacak sana gel tırsma bu kadar benden dedi. ses vermedim. arkasında takip ediyodum. yürüyo ama bastığı yerler önceden basmayı planladığı yerler. yani nereye nasıl adım atacağını hangi masaya oturacağını , neler konuşacağını falan çok önceden planlamış. kafaya koyulmuş bişey bu. rastgele gelişmiş bişey değil. kendinden emin ve kararlı yaptıklarında. herşeyin farkındayım. yürüdük. o masaya geldik ve oturduk. karşısına geçtim. bir dakika kadar falan hiçbişey demeden oturduk. o gözlerini dikmiş bana bakıyodu. bende etrafa bakıp dekorları falan inceliyodum. nezih aile evi gibi bi yerdi. masalarda falan masa örtüleri var böyle evde yıkanıp gelmiş gibi. bildiğin evde yemek yediğiniz masalar yani. öyle peçetelik falanda yok. adam sanki evinin salonuna bi kaç masa daha atıp lokantaya çevirmiş gibi. bir dakika kadar sonra falan bi garson geldi. belliki orayı evi bellemiş. rahat tavırlarla buyrun efendim hoş geldiniz ne ikram edelim size dedi. ben daha ağzımı açmadan , dedi ki bana bir tane tavuk çorbası getir. üzerinde ve içinde hiçbişey olmasın. beyefendiye de az pişmiş bi pirzola getirin. kemiği alınmış sadece et şeklinde olsun. getirmeden önce üçe bölün. parçaları eşit şekilde ayarlayın. masaya 3 tane su bardağı , bi tanede kara biber bırakın ve masadaki diğer şeylerin hepsini alın zütürün dedi. garson biberlikleri falan kaldırdı. tuzlukları falan zütürdü içeriye. o arada bi tanede salata istedi. çok iyi hatırlıyorum bak salatanın içinde sadece domates ve marul istedi. sirkesiz , bol limonlu. hatta domateslerin jülyen usulü olmasını dahi hatırlıyorum bak. ayrıntıların anasını gibti çünkü. her bir ayrıntısını zerresine kadar hatırlıyorum. neyse abi. bişeyler dönüyodu. kafasında bi plan vardı ve direk sadede gelsin diye ağzımı açmıyorum. yemekler gelene kadar hiçbişey söylemedik. hiçbişey konuşmadık. masa tam istediği gibiydi. bardakların duracağı yerleri falan bile tek tek ayarladı. masayı kafasında kurduğu şekle gelinceye kadar kurcaladı. garson siparişleri getirip başka bi isteğiniz varmı dediğinde masaya göz gezdirdi şöyle. teşekkürler dedi ve bana döndü. garson gittikten sonra yüzüme bakmaya devam etti. bende ete dalacaktım ki. baktım gözlerini hiç çekmiyo. bakıp duruyo. lan gibtir et yiyim dedim. çatalı batırdım. rahatsız oldum. geri çektim. sonra bi daha yiyim diye öteledim. ulan ne garip bi duygudur birisi size öylece bakarken yemek yemek. bide ben öyle çekinen eden bi adamda değilim. gördüm mü dalarım yemeğe falan. yada tuvalette böyle çekinen insanlar vardır. o tuvalete girdiği zaman illaki suyu açar. öksürür içerde falan. ses çıkarır zütünün sesi duyulmasın diye. koku çıkana kadar beklemeye falan çalışır kendi kendine bi saçmalar. kuvvetli osurunca bi utanır falan. ulan tuvalet orası. oraya osurmaya ve sıçmaya girersin yani. içerde yemek yersen ayıplanman gerekir. yada ne biliyim müzik dinlersen uyumaya çalışırsan falan garipsenir. sıçarken ne olacaktı yani illaki osuracaksın. o ses çıkacak ve orası kokacak yani bunu büyütmenin gizlemeye çalışmanın falan manası ne. sal gitsin. rahatına bak. ben ofiste falan da beyler çocukluktan beri pantolonu falan çıkarmadan sıçamam. garip takıntılarım vardır benim. asla tam saatlere alarm kurmam mesela. yani 8 de kalkacaksam. 08:00 a kuramam o alarmı. ya 7:43 falan o tarz buçuklu kurarım. yada 8:02 falan. 8:00 olmaz o. yada mesela odada kapıya ve odaya sırtım dönük uyuyamam. illaki yüzüm odanın kapısına ve odaya doğru olmalı. duvara yüzümü dönüp uyuyamam kesinlikle. nedense amk çocukluktan beri böyledir. bizim katil falan dalga geçerdi bana. tuvalette çıkarır pantolonu asardım o arka tarafa. ibo o ney amk falan diye gülerdi bana. rahatlık başka bişey amk. rahat rahat sıçamayacaksam ne anlamı var sıçmanın. niye kasıyoruz kendimizi sıçarken. neyse sıçma muhabbetini bırakalım artık.Tümünü Göster
-
115.
+1beyler burda olanlara selam ederim. takriben 4 dakika 37 saniye sonra başlıycam yazmaya.
-
116.
+1kızla bi süre bu şekilde sohbet ettikten sonra sigara uzattım. gelsene der gibi kafamla işaret ettim. balkona çıktık. sigarasını yaktıktan sonra kendi sigaramı yaktım. eğer yanınızda bi bayan varsa ilk önce onun sigarasını yakın. hayvanlık yapmayın. sigarasını yaktıktan sonraki ilk nefesi harikaydı. o duman hüzmesi önce ağzından hafifçe dışarıya doğru sarktı. sonra bütün dumanı tek seferde dudaklarının üstünden kaydırarak içeriye çekti. ve üfürmeye başladı. bi anda true blood'ın girişindeki ablamız geldi aklıma. yanılmıyosam orda da aynen bu şekilde bi ruj üstü duman fantezisi vardı. neyse kendi sigaramı da yaktıktan sonra kızla iyice muhabbete koyulduk. asıl önemli noktayı geçtiğim için artık yavaş yavaş çözülmeye başlıyodu. tek yapmam gereken birlikte burdan kaçmak istemekti. bunuda gayet doğal bir şekilde yaptım. küçük ve yaramaz bir çocuk gibi ilk önce sağdan soldan gelip giden garsonların elinden üç beşbişeyler arakladım. napıyosun sen der gibi hem gülerek hemde yapma herkes bize bakıyo diyerek engellemeye çalıştı. şımarıklıklarım bittikten sonra kravatımı birazcık gevşettim. aşağıya doğru saldım. elimi cebime atıp çok sıkıcı değil mi sencede falan yaptım. oda aynı şekilde yanımda dikilmeye başladı. harbiden he amma kasıntı herifler dedi. oha içindeki cennet mahallesi ortaya çıktı resmen dedim. hahaha diye kahkahayla güldü koluma vurarak. şaka yapıyorum falan diyerek şirinlik kozumuda oynadım. ya yürü gidelim burdan boşver bunları burda çedar peyniriyle şarap tatmaya devam etsin bu moronlar dedim. kolundan tuttum. ya yavaş falan diye eteğini çekiştiriyodu. düşe kalka çıktık mekandan ama çıkana kadar gülmekten öldü. bu hoyrat tavırların hoşuna gideceğini daha ilk dakikadan anlamıştım. kafamda onun beğeneceği erkek modelini çizip anında o erkek oldum. ve oynadım. tabikide başarı. her zaman başarılı olamazsınız tabi. bazen mal gibi bi portre canlanır gözünüzde. oynarsınız. ama kız hoşlanmaz. salak gibi ortada kalırsınız. rezil oldum diye düşünmeyin. bu playboyluğun şanındandır. olur böyle şeyler. neyse ordan çıktıktan sonra koluma girdi "ay valla öldüm gülmekten ya" falan diyerek yaslandı bana. bende kolumda onunla mayhoş bi şekilde kendimden geçmişçesine " he ya ne güldük öyle " falan yaptım. biraz böyle güldükten sonra. gülüşler yavaşlama başladı. sonra biraz teklemeye. ve en son durdu. durunca koluma girdiğini farketti. kolunu çekti önce. göz göze geldik. bi baktı şöyle dudakları titreyerek. kolunu çektiği için yanlış anladığımı falan düşündü heralde. bakıyodu sadece bana eli havada. omuzlarından tuttum. biraz önce gülümseyerek gerginleşmiş yüzü kendini bırakmıştı artık yavaş yavaş. tamamen ciddi bi hal ile bana bakıyodu. ve gerçekten o anın büyüsünü yaşıyodu. dirseklerimden tuttu. gerdanından gelen parfüm kokusuyla bende artık havaya girmiştim. yavaşça dudaklarına eğildim. gözlerinin kapandığını gördüm. bu çok önemlidir. öpüşmede kesinlikle gözler açılmaz beyler. gözü açık öpüşmeyin eşşek gibi. ve onunda gözlerinin kapalı olduğundan emin olun. bu zevk meselesidir. eğer gözleri kapalıysa kendinden geçmiyodur. zevk almıyodur. yada hoşlanmıyodur falan filan. olmuyodur yani. orası çok çok çok mühim bi nokta.Tümünü Göster
-
117.
+1sağda solda elinden tutarak biriki şirin serserilik yaptıktan sonra yavaş yavaş eve doğru çekiyodum kızı. en nihayetinde vakit ilerlemişti. evinde önüne kadar gelmiştik. gene bir serserilik peşindeymişim gibi direk eve doğru adım attım. dış kapının anahtarını geçirdiğimde elimi bıraktı. napıyosun sen dedi. döndüm. yüzümdeki gülümseme silindi bi anda yüzünü öyle görünce. napıcam eve giriyorum dedim. ben nolucam dedi. kulağına eğildim. sessizce fısıltıyla "bak şimdi ben yukarı çıkarım. eve girerim. sonra gizlice anahtarı sana atarım. sende girersin tamam mı? napıcan lan sende gelcen işte benle yürü " dedim sonuna doğru gülerek. "ya salak" diye güldü oda. ve çıktık yukarıya. içeriye girdiğinde üstündeki ürkekliği anlamıştım. bu nedenle gerginliğini almam gerekiyodu. eve çok uğramadığım için fazla bi derli topluydu. incinlık yoktu. zaten dağıtacak kadar çok yaşayamadım hiç. iyiki sürekli kahve falan gibi ufak tefek şeyler devamlı bulunuyo evimde. evimde derken normal bi evim yok benim. bi şehire gittiğimde üç beş günlük bir ev ayarlıyorum kendime. ve devamlı aynı evi kullanıyorum. görüştüğüm bazı kişiler var. sürekli evleri elinde tutanlar. ev bizatihi benim gibi bişey yani. mülkiyeti bana ait olmasada sürekli gelip gittiğim bi kaç şehirde tamamen içi dışı ve kullanımı bana ait olan bi kaç tane ev var. neyse. bi kahve yaptım. gel içeriye keyfine bak dedim. koltuğun üstüne ceketi açıp mutfağa döndüm ben. oda ağır adımlarla içeriye gelip mobilyalara dokunmaya falan başladı. yavaşça yaklaşıp beni izlemeye koyuldu. kadınlar için takım elbiseli bi adamın kahve yapması yada tezgahta bişeylerle uğraşması yemek yapması kadar ciksi bişey olamaz. karşıma geçip dudaklarına dokunarak izlemeye başladı. bi kaç kez bi ona bi kahveye bakarak göz teması sağladım. göz göze geldik. ya ne bakıyosun dedim. ne dedi. bakma biri bakarken yapamıyorum dedim. gülümsedi gene. kahveleri hazırladıktan sonra uzattım birisini ona. diğerini kendime aldım. ve gene sohbet ederken kahvelerimizi içmeye koyulduk. hep böylemisin dedi. nasıl yani dedim. böyle partilere gelip gözüne kestirdiğin bi kıza böyle oyunlar düzenleyip buraya mı getirirsin dedi. gülümsedim. ben arka planda binbir türlü oyun düşünürken hanfendide boş durmamış. zaten durmayacaktıda belliydi kafasında bişeyler kurduğu. oda az değildi hani. belli eder böyle kızlar kendilerini. az çok kızın playgirl ü gibi bişey yani. tam olarak o kadar taşaklı olmasada malda değil. öyle mi görünüyo dedim. biraz. ama tebrik ederim tarzını beğendim dedi. öylemi dedim. tabi dedi. daha önce bi kaç başarısız girişimciylede bu tarz bişey yaşamıştım. ama hiçbirisi oyunu buraya kadar getiremedi dedi. hmm dedim kahvemden içerek. aklıma dahiyane bir gibişe geçiş cümlesi geldi. şimdi kahveleri yudumlarken bildiğin poker oynuyoduk. kadınlarla gibiş için konuşurken belli sınavlardan geçersiniz beyler. ilk sınav orda öpüşürkendi. gıdıklayarak ayrılmamız tamamen bir sınavdı. eğer onda bahsettiğim diğer iki şıktan birisi meydana gelmiş olsaydı en güzel ihtimalle bana numarasını verip ara beni görüşelim falan diycekti. ama öyle olmadı. ilk sınavı geçtik. kapının önünde ikinci sınava başladık. kadınların sınavları çoğunlukla konuşarak ve konuşturaraktır. kapı önündeki muhabbetimiz anahtar davası falanda aynen öyle bir sınavdı. ve onuda küçük tatlı bir şakayla başarıyla tamamladım. üçüncü olarak burada kahve aşamasına geldik. ve şimdi onunla muhabbet ediyoduk. hani o tebrik ederim tarzını beğendim konuşmaları falan alayı son aşamadan ibaret. eğer yarak kürek cevaplar verip " ne sandın kızımmm kırk yılın playboyu duruyo karşında" falanvari saçma sapan bi cevap verecek olursam o kızla o gece hiçbişey yaşayamacaktım. örneği biraz bariz verdim ki anlayabilesiniz diye. anladınız demi olayı. kız hiç kimse bu aşamaya kadar gelememişti diyince şah mat yapmak için bekledim. sustum. sadece kahvemi içerek gülümsedim. kısa süreli bi sessizlik oluşturdum. cevap vermemi bekliyodu. benim cevabımın daha doğrusu benim hamlemin ne olacağı kısmı zaten onu öyle heycanlandırıyodu. zevke getiriyodu. dayanamayacak raddeye gelene kadar devam ettirmek istiyodum sessizliği. en sonunda bozacaktı nasılsa onu. ve bozduda. "ne düşünüyosun?" dedi. beklediğim soruydu bu. yerimden hafifçe doğruldum. ona doğru yaklaştım. ve dizi dizime değecek kadar yakındı. dizimin üzerinden parmaklarım dizlerine doğru temas ediyodu hafifçe. ağır hareketlerle yaptım bunu. yüzümü yüzüne yaklaştırıp "oyunun son bölümünü" dedim. kaşının birisini kaldırarak gülümsedi. genelde cevapları beğendiği zaman bunu yapıyodu. sabahtan beri sizde anlamışsınızdır mutlaka. ellerini şöyle bi toparlayıp dizimdeki ellerime zütürdü. ayağa kalktı ve benide ayağa kaldırdı. "bana ne düşündüğümü sormayacakmısın" dedi. "ne düşünüyosun" dedim. yatak odasının yerini dedi. son bölümüde başarıyla tamamlamış bulundum. ertesi sabah uyandığımızda yatakta yatıyoduk ikimizde. hemen hemen aynı şekilde uyandık. ve aynı hareketleri yaparak başladık güne. ve sonrasında gelişecek olaylar o kızın bi kaç parça sözüne baktı. o sözler ve sonrasında gelecek olaylar öyle olaylar oldu ki "leblancdemarco anlatıyor 2 " hikayesinin özünü başlatan da işte tamamen bu oldu. en büyük projelerimden birisine başlamama sebep oldu. hazır olun dostlar. bomba kısımlara başlıycam yakında.Tümünü Göster
-
118.
+1eğer ben buraya senle kahve içmeye gelmeseydim , sana kahve içmeyi teklif etmeseydim , yada sen ilk anda beni tokatlayıp buradan çıkıp gitseydin eğer biz beraber kahve içmemiş olacaktık. ve sen bu anı asla bir daha hatırlamayacaktın. çünkü sadece gelip bir salata yiyip çıkmış olacaktın. halbuki şuan bir daha asla unutamayacağın bir anı oldu. ve bir başkasıyla içtiğin kahvede geçen yarım saatten çok daha kıymetli bir yarım saat geçirmiş oldun. öyle değil mi dedim. orası öyle dedi. ama masaya otururken beni bir daha asla hatırlamayacaksın diyerek kandırdın beni dedi. gülümseyerek. kartımı çıkarıp masaya koydum. ve önüne doğru ittim. unutup unutmamak tamamen sana kalmış bişey dedim. kendine iyi bak çok teşekkür ederim beni kırmadığın için. umarım sende güzel vakit geçirmişsindir dedim. rica ederim görüşürüz diyerek uğurladı beni. kartı verdiğimi görünce içerde garsonlar falan hemen zütüme dolandılar. gözümle hareket yaptım olum durun durun görmesin kız diye. fastfood tezgahının önünde yapıştılar vaay abi artık aşmışsın kendini falan filan diye. dedim laubali olmayın lan haytalar. ipneler bütün planı bozacaklar bi çuval inciri berbat edeceklerdi. onları susturup mekandan çıktım. böylelikle incici kardeşimden hediye gelen kartvizitle ilk hatunumuda tavlamış olmuştum. tabi o an onun tekrar arayacağını bilmiyodum. bunuda ilk defa duyacak tabi o kartvizit sahibi bin. onada burdan selamlarımı iletiyim. sevgiler kısa pipili jigolo.
-
119.
+1Beyler son zamanlarda uğraştığım şu lanet olası olayıda bi anlatıyımda rahatlayım. Güzel yorumlarınız içinde teşekkür ederim ayrıca. anlatmaya değer şeyler oldukça gelip anlatıyorum. Tabi bide iş güç durumları var. müsait olamıyorum çok fazla. O açıdan hepiniz seviyorum biliyosunuz bunu. Burdakiler ses versin.
-
120.
+1Neyseki espri mahiyetinde guzel bi girisim oldu hoslarina gittiler. Orda yanlarina oturup biraz sohbet muhabbet ettikten sonra tekrar gorev yerime dondum. Sonraki gunlerde izin gunumde karsilastigimda isler cok daha farkliydi. Aksam uzeriydi. Carsidaki islerimi bitirdim. Eve dncektim. Dedim dur surda bi beles yemeeemi yiyimde oyle gidiyim. Gittim balkona ciktim oturdu. Bi baktim bunlarda orda. Hemen yan masalarina oturdum. Boyle yan yana gibi biseyiz zaten masalar cok yakin birbirine. Merhaba naber falan derken. Siparisi verdim usaklara getirdiler orda bi guzel gomdum. Ileriki masada kucuk bi erkek cocugu vsrdi bebek arabasinda. Kizlar ona bakip konusuyolardi. Bende baktim baya tatli geldi. Musterinin cocuu ama. Lan dedim yuru ibo. Kalktim gittim adamlarin masasina. Cocuga boyle agucu gugucu falan gibi sacma sapan zeyler yapmaya basladim. Sipada benle tasak gecer gibi siritip duruyo. Olum ne gukuyon diyom. Ben dedikceo gukuyo. La olum bak istiririm seni diyom. Hala guluyo. Dogustan pic amk. Boyle biriki oyun oynadim orda cocukla baya guustu millet amk. Cocugu kucagima alan aldim. Annesi babasida bisey demedi. Zaten calisirken surekli yaptigim sey. Guzel kadinlar geldimi ver sen cocugu bana rahatca yemegini ye ablacim diyip cocugu anasinin memiktolarindan koparip aluyodum. Memikto diyince masa arasinda cocuk emzirmeye calidan sarkik memeli ablalarda var ama. Onlara daha sonra gelicem. Neyse benim bu yuksek ozguvenim ve babscan tavirlarim kizlara sempatik gelmis olsa gerekki pek bi cana yakindilar tekrar masaya dondugumde. Sen heo boylemisin dedi benim ilgilendigim kiz. o kamlumbagasi olan. nasi yani dedim ona donerek. Ne biliyim cok enerjik nese dolu civil civilsin oyle gorunuyosun yani falan dedi. e yani cogunlukla dedim. Baksana sunun tipine ya nese dolmayacak gibi mi yani dedim cocugu gostererek. Aynen ya dedi. Orda biraz sohbet ettik artik adam akilli. Izinli olmadigim zamanlarda surekli calistigim icin boyle muhabbet firsatim olmuyodu bunlarla. Ne yapiyosun aslinda meslegin ne okuyomusun falan dedi. Ya caktirma aslinda ben garson falan degilim. Garsonluk yapicak adamda deigilimde gizli bi girevdeyim dedim. Boyle anladi saka yaotigimi ama oyuna ortak oldu hemen oda. Oylemiiiii ns gorevi o dedi bana yaklasti boyle fisildayarak konusuyoruz. devletin cok gizli bi projesi. Yeni nesil guzel kizlarda tespit ettikleri bi hastalik varmis. Guzel kizlarin mal gibi tipsiz erkeklere istem disi bir ragbeti oluyomus. Nedense onlari cekici bulup onlarla cikiyolarmis. Bunun sebebii ogrenip bu kizlara gereken tedaviyi uygukayarak yeni neski kurtarmam gerekiyo dedim. Bi yandan guluyo bi yandan d. Vaaaay suoermen harikaymisbya dedi. Tabi canim ne sandin dedim. Istersen sana da yardimci olabilirim. sende heba olacak bir suru ozellik goruyorum. Gidipte hodugun birinin yaninda gezip kahretme simdi beni dedim. Ahaha iyi bari cok sukur kurtuldum dedi yanindakine. Bende guldum. Uzatma hadi numarani ver diger kizlarda akin etmeden. Birazdan buralar kiz dolar imza dagitirken firsat bulamam dedim. Öfffff dedi igrenc esprime gulmeden. Numarasini aldim. Ve mekandan ciktim. Bukiz garson olarak dusurdugum ilk kizdi. Ayni zamanda su kaplumbagasi olan ilk kiz. Ve cok guzel anilarim olmustu bu kizla. Anlaticam zamanla.Tümünü Göster