/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    +2
    çok geçmedi. bi takım suriyeli güruh geldiler. şirket kurmak istediklerini , bunun içinde şirkete bi hesap numarası verilmesi gerektiğini talep ettiler. şirketler kurulmadan önce bankaya zütürülüp sermayenin dörtte biri yatırılır beyler. bu para banka tarafından bloke edilir. şirket bağlı bulundukları ticaret odasına tescil edildikten sonra , ticaret odası başkanlığı bloke kaldırmak için bi yazı verir. bu yazıyla gelip blokeyi kaldırdıktan sonra parayı çekebilirler. ama bizim hesap açmamız için şirketin bi vergi numarası alması gerekiyo. bu vergi numarasıda vergi dairesinden olması lazım. o kolay iş ama adamlar suriyeli. oturma izinleri bile yok. sadece burda bi şirket kurup gidecekler. gitmelerine kalmış 4 gün falan. şimdi arzu diyo ki ibo bey bizim bu şekilde kayıt yapmamız mümkün değil. bu adamların ikametleri yok. bizim burda mutlaka bi adres yazmamız ve bunların şirketlerinin potansiyel değil aktif olarak bi vergi numarasına sahip olmaları gerekmekte. öbür türlü hesap açılmaz. potansiyel vergi numarası dediğimiz olayda vergi dairesinin bi formatı beyler. vergi dairesi yeni kurulacak her hangi bi şirket için 10 haneli bi vergi numarası belirler ve adına potansiyel vergi numarası der. Buuradaki potansiyel demek , yani olması muhtemel , müstakbel , henüz kurulmadı ama kurulacak anlamında. şimdi öyle sarmal bi durum varki anlatamam size. o numara olmadan hesap olmuyo. tescil olmadan vergi dairesi numarayı aktif edemiyo. para bloke olmadan da ticaret odası tescil edemiyo. yani adamlar "el haci el haci" diye diye ellerinde tomarla parayla yüzüme bakıyolar. kaldım amk ne yapsam ne yapsam diye.
    ···
  2. 52.
    +2
    kız önce şöyle tabiki canım onların hepsi ayarlandı düşünüldü falan diye bocaladı. ihalenin sahibi reyis de anın büyüsünden çıkıp büyük fotoğrafa bakabildi nihayet. bunları öne sürebileceğimi düşünmüyodu kız. o sanıyodu ki benim fikirlerimi söylediğinde ben salak gibi kalıcam. lan benim fikirlerim bunlar diyip şok olucam. ve kız sözünü bitirdiğinde adam bana dönecek ve siz ne öneriyosunuz dediğinde hiçbişey diyemiycem ve böylelikle kız ihaleyi kapacak ve diğer çalışmaları ayarlamak için haddinden fazla zamanı olacak. ama tabiki karşısındakinin ne tür bi ibo olduğunun farkında değil. kız baktı saçmalamaya başlayacak. hemen çirkefleşerek bana döndü. peki ya siz ? siz ne öneriyosunuz henüz sizin teklifinizi dinlemedik sadece eleştirdiniz dedi. gülümsedim. bakın dedim. yeni bir şirket olarak heyecanınızı anlıyorum. gerçekten güzel bir başarıya imza atabilirsiniz. fakat oyun oynamıyoruz burda. işlerin ciddiyetinin farkına varılması için söylediklerim mühim şeyler. beyefendide söylediklerime katılıyorsa eğer beni dinlemek isterlerse kendi fikirlerimi sunmaya başlayayım dedim. eliyle buyrun dedi. ayağa kalktım. buraya tek başıma geldim dedim. üniversite hayatımdan sonra bir çok şirkette çalıştım. düzcede ismimi tanımayacak , dükkanına girdiğimde çayını içemeyeceğim , kapısını çaldığımda misafir olamayaccağım yada herhangi bir sektörde tanıdığımın olmayacağı bir an bir yer bir kişi yada insan yoktur. çünkü ben işlerimi diğer katı şirketler gibi kağıtlar ve rasyonellik üzerine değil gerçekçilik ve insan faktörü üzerine kurarım. olayların merkezinde kendim olduğum sürece işlerin bütün idaresi buradadır diyerek kafamı gösterdim. ekibim yok diye beni biraz tuhaf karşıladınız ama hepinize benim ismimi öğreten , beni bu sektörde başarılı diye anmanızı sağlayan koca ekibim işte tamda burada diyerek tekrar kafamı gösterdim. zamanında çalıştığım şirketlerin birinde önemi anlayamayacak çalışanlar yüzünden işimden ayrılmak zorunda kaldım. hal böyle olucna şirket bir kaç hafta içerisinde batmak konumuna geldi. ve tekrar dönüp çalışmamı onları o çukurdan kurtarmamı istediler. gidip eski mahvolmuş düzene yeni bir düzen , mecazen çökmüş osmanlıya yepyeni bir cumhuriyet kurmam gerekiyordu. bir kaç küçük muhasebeci hamlesi ve ticari oynamalar sayesinde şirket bir kaç ay içerisinde eski yerini almayı başardı. girdiğim başka bir şirkette ise kurtuluşumuz bir tane ihaleye bağlıydı. bunun içinde gerekli kazancımız yoktu. insanlara sunacağımız büyük bir kazancımız olması gerekiyordu. ihale gününe kadar kazançları ikiye katlamak ve masrafları minimuma düşürmek için bütün parayı reklama ve ufak standlara yerleştridim. iş gücünü kullanabilmek içinde kendi arkadaşlarım , yakın çevrem ve tabiki düzcenin kalbini attıran öğrencileri kullandım. bunlar bize hem düşük bütçeli iş gücü hemde ufak çaplı bir istihdam sağladı. minimum maliyet ile maksimum kar elde etme mottosuyla yola çıkıp gene bir kaç ay içerisinde sürümden kazanma taktiğimiz ile küçük standlardan dev marketler zincirleri inşa etmeyi başardık. ihaleleri şirket liderleri alır ve ekipleriyle birlikte onlar yöneterek bitirirler. ve iyi bir lider işini en iyi yapan olmakla beraber , yönetici vasfının yanı sıra kriz yönetiminde en sakin olup en iyi kararlar verebilendir. ticarette sizi başarılı yapan şey işler iyiye giderken verdiğiniz kararlardan çok , işler en kötü zamanında seyrederken , kelimenin tam manasıyla imkansızlıklar silsilesinde çizeceğiniz kurtuluş yollarıdır. karşınızda düzcenin en ihtimalsiz denilecek firmalarının hisse senetlerini 3 veya 4 ay kadar kısa bir sürede paha biçilemez senetlere dönüştüren bir sihirbaz, batmakta olan şirketleri doğru kararlarla piyasa yöneticisi haline çevirebilen bir kriz yöneticisi duruyor. ve ben sizin aksinize , tüm bu ihale için hem şirketimin sermayesi ve imkanlarını , hemde karşınızda duran bu ticari zeka ve tecrübeyi sunuyorum. şunu da söylemeden edemeyeceğim. benim ihale için konuşma yaptığım ihale masasının üzerinde , bir dönem üretimi durma noktasına gelmiş, ve sayemde tekrar şahlanarak ürünlerine kalite , lüks , prestij katarak ticari hayatına seyreden bir şirketin kuru pastaları duruyor. söylediklerim eğer sizi tatmin etmediyse, buyrun hep birlikte pastalarımızı yiyelim. dedim. ve oturup sabahtan beri kestiğim o üstünde kırmızı damlalı duran beyaz kuru pastayı ağzıma attım. hatır hutur yemeye başladım. ortamda bi ölüm sessizliği. karşımdaki kız afallamış yeni sıçılmış manda taku gibi kalmıştı. patron söylediklerimden hayliyle etkilenmişti. sıç takunu yiyim abi denecek pozisyona gelmişti. böyle adamları etki altına aldığınız zaman kimin patron olduklarını unuturlar. ve söylediklerinizi harfiyyen yapmak , karşılığında başarı buldukları sürece onlara gurur ve onur verir. ne çıkar ki diyerek masadaki pastadan bi tane de o zütürdü. artık emindim.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    +2
    dedim ki öncelikle projeniz gayet güzel. özgün ellerle hazırlandığı aşikar. fakat aklıma bi kaç soru takıldı. maliyetleri düşürmek için güvenlikten feragat ediyosunuz. ve orta kesimdeki insanlara site yönetiminden daha çok apartman yönetimini öneriyorsunuz. ve adına bir yaşam alanı diyorsunuz. ve bununla piyasadaki diğer rakiplerinize nanik yapacağınızı söylüyorsunuz. amacı piyasada farklı bir şekilde yer edinmek isteyen bir proje için fazla basit gibi geldi bana. bir ikincisi , şirketinizi araştırdım. piyasa değerinizi biliyorum. şöyle hesap etmek gerekirse bizim ortaklarımızdan en düşük pay sahibinin sermaye payı, sizin şirketinizin ana sermayesini karşılamakla beraber aynı zamanda sizin bütün şirketteki çalışanların 3 aylık maaşlarını karşılayabiliyor. böyle olunca , yani sermayesiz bir şirket olarak , duvarlarda çalışacak işçilerin , bahsettiğiniz taşeronlarla maliyeti azaltma işleminde elde edilecek paraların , herşeyi bir kenara bıraktığımızda karşınıza çıkacak herhangi bir ekstra maliyetin kim tarafından karşılanacağı açıkçası merakımı cezbetti. bilmiyorum kredi kartınızın limiti sanırım tüm bunları karşılamaya yetmeyecektir. kağıt üzerinde güzel bir proje. tabiki kağıtlar insanlara sadece rakamlar ve bazı hesaplamalar verir. işi yapan kağıtlar değil başında duran insanlardır. öz geçmişinize şöyle bir baktığım zaman bu sektörde yapacağınız ilk iş bu olacak. haliyle bir kaç defa kazıklanma ihtimaliniz olacak. bazı yatırımları yapacak ama karşılığında iş alamayacaksınız. aynı zamanda vadeli çalışmak sizin için geçerli olmayacaktır. inşaat işi aynen kuyumculuk gibi sermayesiz yapılmayacak bir iş. böyle olunca taşeronlara ve diğer işçilere günübirlik yapacağınız ödemeleri hesap etmişsinizdir mutlaka. fakat işçilerin kaytaracaklarını , parayı alıp uzayacaklarını yada işi istediğiniz gibi yapmadıklarında başınıza açacakları ek masraflarını düşündünüz mü ? gerçekten başımıza daha önceki işlerde çok fazla geldi. bilmiyorum bu tür bir kriz yönetimini daha önce yaşadınız mı ama. bütün bu kötü olasılıkları düşündüğünüz vakit , bunları halledebilecek özgüveninizden başka ihale merciine sunabileceğiniz bir kaynağınız , yada tecrübeniz var mıdır ? neye dayanarak size güveneceğiz , orta sınıf olarak bizler ? dedim ve sustum.
    ···
  4. 54.
    +2
    kızı ufaktan çözmeye başladığımda davranışlarımı ve hareketlerimi ona göre ayarlamaya başladım. ibo yu hemen o şekilde şekillendirip karizmamı daha ön plana çıkardım. hareketlerimi durgunlaştırıp , tatlılıktır aşktır sevgidir cikstir onları arka plana göndererek daha çok iş , patronluk ve ağırlık coolluk ön planda olması gerektiği için , onlara yüklenmeye başlayım dedim. kahveler bitene kadar sohbete devam ettik. yurtdışındaki hayatından bahsetti. babasından falan bahsetti. annesinden çok söz etmedi. genelde kız çocukları babaya daha düşkün olurlar diye bende sormadım hiç. mekandan çıktık. geç olmuştu. yürüyelim hadi ne tarafta evin dedim. ggiderim ben kendim ya falan dedi. ne tarafta ? dedim mimiklerimle sadece. konuşmadım. iyi gel dedi. yanımda kollarını birleştirdi önünde. ve yürümeye başladık. gece boyunca o anlatmıştı ben dinledim. adımlarını kısa kısa ve yavaş yavaş atıyodu. bu tür detaylar önemlidir. eve gitmek istemiyodu muhabbet sarmıştı çünkü onu. ama tadında kalması açısından evine bırakmam lazımdı. peki ya sen dedi. efendim ? dedim. gece boyunca kukuman kuşu gibi oturdun karşımda. tek bi laf etmedin. hep benden konuştuk. sen kimsin ? necisin ne işler peşindesin kendinden hiç bahsetmedin dedi. güldüm. bilmiyorum çok fazla anlatılacak bişey değildir diye belkide. belkide başka bir buluşmaya kalsın diye anlatmamışımdır. zeki adamım sonuçta planlamış olabilirim dedim. güldü. tabi canıım baya zekisin dedi. evet dedim. bu arada gerçekten odadan planları çalma fikri güzelmiş. o değilde o gerizekalı şefe neden güveniyosun ki sen dedim. ya valla çok utanıyorum gerçekten onun için falan dedi. bilmiyorum oda yapabilecek kapasitede birisi gibi duruyodu. önceden onunla çok iş yapmıştık biz baya güvendiğim sadık birisidir falan dedi. ooo dedim tamam. madeni bulduk hacı. şefede yanaşmam gerekecek. artık muhabbet biraz ilerlemiş diyebilirdik. evinin önüne gelmiştik. kapıda durduk. içeri girmek için döndü arkasını kapıya. yzü bana dönük. aşağıya eğdi kafasını. noldu ? dedim. biraz durakladı. teşekkür ederim dedi utanarak çekinerek. gerçekten çok gururlu bi kızdı. teşekkür etmeyi bile kendisine yediremiyodu. yüzünden tutup kaldırdım. gözlerine baktım. ulan deniz mavisi gözlerinde küçücük bi balık gibi hissettim kendimi. o şekilde biriki saniye kaldık öyle. o sessizlikte aklımdan neler geçti neler. çok tereddütte kaldım. normalde 3-5 adım sonrasını hesap etmiş olurdum. eğer öpmem gerekiyosa bunu çok önceden biliyo olur orda direk dudaklarına yapışırdım. tereddütüm olmazdı. ama oraya gelene kadar bunun olup olmayacağını hiç kestirememiştim. kız benden ne kadar etkilendiyse bende onun o soğuk duruşundan falan o kadar etkilenmiştim. aynı soğukluğun bi anda karşımda masum bi kedi gibi durup teşekkür ederim demesi. nası etkilenmeyim amk. gönlüm karardı resmen. gözlerine baktım. baktım. baktım. sonra sessizlik uzadı. baktım işler karışacak. henüz çok erkendi bişeyler olması için. saçma sapan bi hareket yapmamak için , hadi içeriye geç üşüme dedim. kafanı toplamana yardımcı olduysam ne güzel. konuşalım gene. hem daha kendimden hiç anlatmadım. onları anlatıcam dedim. gülümsedi yorgunca. peki tamam ayarlarız dedi. iyi geceler dedim. sanada diyerek geçti içeriye. arkamı apartmana döndüm. bi kaç saniye daha az önce neler olduğunu düşündüm. kızdan etkileniyomuydum acaba. ilginç bi çekim vardı aramızda evet. hani büyük aşklar kavgayla başlar daki kavga kısmı gibi bi ilişki vardı zaten aramızda. ince bi çekişme vardı yani. tatlıda geliyodu kavga etmek. ama işler duygusala gelip aşk mevzularına gelince bi yok lan o kadarda değil oluyodum. çünkü eğer aşk girerse işin içine kaybolacaktı o tartışmalar o kavgalar o çekişmeler falan. onlar kaybolunca da bi saatten sonra normal bi ilişki gibi gelip sıkacaktı ikimizide. o kavgaların kaybolmaması lazımdı. içimde olup biteni bilmiyodum. neden yüzünü tutmuştum. neden tutmama izin verdi. neden teşekkür etti. neden oda kaldı öyle yüzüme bakarak. biraz önceki anın neden yaşandığı konusunda zerre fikrim yoktu anlayacağınız. görecektik. bakacaktık ve görecektik. sert kız , ihaleler , oyunlar ve entrikalar hayatıma neler katacaktı. neler olacaktı. bende sizler gibi merak içerisinde bekliyecektim ve görecektim. yarın gene buralarda olacağız dostlar. bekliyorum hepinizi ha. üşüşün. hadi öpüldünüz.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 55.
    +2
    leylayı evine bırakıp kendi evime döndüm. gidene kadar yolda düşündüm. leyla ile aramızda tatlı bi rekabet vardı beyler. benim için leyla sadece bir işti. yapıp bitirecektim. yani başarıyla sonlandıracağım bi projeden farksızdı. öyle kapı önünde gözlerine bakıp kalakalmalar falan planın dışında gerçekleşen olaylardı. o yüzden böyle şeylerin neden olduğu çok kafama takılır benim. biliyosunuz böyle kara kaşlardan kara gözlerden falan etkilenen de bi insan değilimdir. ama orda o an cidden aramızda bi çekim oluştu. galiba anın büyüsünden olsa gerek dedim. ve üstünde durmamak için kendimi geçiştirdim. boşver olum ya büyütme bu kadar diyerek. eve gelip kahveyle bi sigara içtim. ve uyudum. ertesi gün işime gidip leyladan gelecek hamleleri beklemeye başladım. işe konsantre olmuştum tamamen. leylanın bişeyler yapabileceği gerçekti. ama dünki olaydan sonra bi yandan da diyodum ki lan çok güzel bakıyodu yani. yapmaz heralde. hani böyle düşmanınla bi yakınlık kurduğun zaman onunda insani bi yanını gördüğün zaman falan senin gibi düşündüğünü iyi birisi olduğunu falan sanırsın. mesela lisedeyken çok olurdu bunlar. o puşt müdürler gelir böyle ders olmadığı zamanlarda en yakın kankan gibi davranırlar. biz o sıralarda gösteriler falan hazırladığımız için severlerdi bizim gibi gitar mitar çalan bebeleri. oturur konuşur sohbet eder çay içerdik birlikte. okul günü geç kaldığımızda da ulan müdür var anasını satıyım nolacak bizede terso yapacak değil ya anlatırız insan gibi anlar falan diye güvenirdik. ama konuşturmazdı binler. herkes gibi bizede girişir gönderirlerdi. inceden bi güvenmek ile güvenmemek arasında kalmıştım leylayla ilgili. ama bu bir işti. ve leyla da bir riskti. o açıdan bütün ihtimalleri göz önünde bulundurmak mecburiyetindeydim. gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra bi kaç müteahhit ile görüşmeler başladı. piyasada tanıdığım ve iş yaptırabileceğim , önceden de beraber çalıştığımız bi kaç firmayla irtibata geçtim. bu tür işlerde yer tutmak ve belli bi kadro oluşturmak önemlidir. heriflerle bi anlaşma sağlayıp gayet uygun bi fiyata anlaştık. taşeronları tek tek birlikte belirleyecektik. işçileri falan zaten kendisi biliyodu bizim turgut. onunda ismini hiç sevmem. turgut diye isim mi olur amk. küfür eder gibi.
    ···
  6. 56.
    +2
    işçiler ayarlandı. turguta işe başlamak için gerekli finansman sağlandı. ihaleyi aldığımız kesinleşti. artık karşıdan para çekmeye falan başladık. bütün para işlerine ben bakıyodum. o yüzden çetele gibi her giden masrafı her gelen parayı falan tek tek ince ayrıntılarına kadar tutuyodum. belediyeden gerekli izinler , ruhsatlar sgk işleri falan derken. herşey halloldu ve inşaat başladı. zaten projesi falan hazırdı. sadece yapacak birileri gerekiyodu. biz o birileriydik işte. ilk temeller falan atıldı. merasimler düzenlendi. derken. inşaat artık resmen başlamış oldu. sonrasındaki günler benim için oldukça koşuşturmalı geçti. aklınız varsa inşaat işine bulaşmayın beyler. ben bu işe başladım başlayalı inşaattan da soğudum. insanlardan da soğudum. amk yerinde adının başında usta geçen kim varsa nefret eder oldum. birisi ben mahmut usta diyince bi gerilmeye başladım amk. ustalar çok gıcık herifler. sanki bana atomu parçaladı amk herif. bi havalar bi havalar görmen lazım. ofiste oturuyorum. turgut arıyo. nooldu turgut ? la ibo şantiyede problem var. acele gel. gidiyoruz bakıyoruz. ustalar kavga etmişler. o ne olum ney derdiniz ? duvarcılarla tesisatçılar kavga etmişler. neymiş ilk duvarcılar işlerini bitirecekmiş. sonra tesisatçılar girecekmiş. tesisatçılarda yok ilk bizim girmemiz lazım. öbür türlü duvarlar kırılacak. yeniden bi ton masraf bi ton uğraş çıkacak. önce biz yok önce biz derken ustalar zaten çok kompleksli herifler olduğundan hemen bi kavgaya meyilliler. kazmayı küreği savurmuşlar kenara. hadi yapmıyom amk kim yapıyosa yapsın diyip bırakmışlar. dıbına koyum zaten leylanın bi tak yapmasına gerek kalmadan ustalar işçiler falan bitirdi bizi. onu hallediyoruz. bi ton dil döküyoruz . ahkam kesiyoruz falan. ertesi gün turgut arıyo gene. noldu turgut ? ustalardan birisi işi bırakmış gene gitmiş. nereye gitmiş ? birilerine borçlanmış çevreden. bizdende ödeme alamamış. etraf sıkıştırınca ek işler yapmaya başlamış. bizim inşaatı bırakmış başka bi yere boyaya mı gitmiş badana ya mı artık neye gittiyse. hem bizim inşaatta hemde başka yerlerde dışarı işlerinde çalışıyomuş. amk dedim öyle iş mi olur. bi orda bi burda. mesai nerdeyse orda çalışacaksın. onu yarım yamalak yap. bunu yarım yamalak yap. iki yarımdan bi doğru çıkarmaya çalış. varmı öyle bişey. zaten usta böyle savsaklayınca diğer işçilerde iyice boşluyo falan. gittik ki şantiyeye her biri ayrı bi yerde uzanmışlar. biri çay içiyo. birisi telefon kurcalıyo. birisi sigara tüttürüyo falan. lan dedim bu ne hal amk. gibtirin gidin kalkın işinizin başına dönün. bunlara bi azar çalmışım orda. bi azar çalmışım. dedim şu ustanın telefonunu verin bana. usta dediğiniz adam inşaatta karizması asla çizilmemesi gerek , işçilere emri veren o muallakdir beyler. hani spartacus izleyeniniz varsa eğer , ben batiatussem o de doctore dir. öyle düşünün. verin lan şunun telefonunu dedim. ama nası dellenmişim. açtı telefonu buyur abi diyerek. dedim nerdesin ? abi dışardayım falan filan cart curt. bırak işini gücünü inşaata gel çabuk yarım saat içinde bekliyorum seni burda dedim. abi nası lbırakıyım flaan dedi. dedim bizim işi nasıl bırakıp oraya gittiysen , o işide bırak buraya gel. dedim. abi etme falan diyodu. usta uzatma , sana buraya gel diyorum. buraya gel dedim. usta anladı. oda dellendi zaten. nası konuşuyo bu bana böyle falan gibisinden. işçilere dedim bi çay getirin bakıyım. getirdiler. oturduk toplandık gölgelik bi yere. turgut diyo olum inşaattayız bak , alayı işçi , bide usta geliyo. damarlarına basacan kazma kürek girecekler bize sıçacaklar ağzımıza falan diye yusuf yusuf atıyo. oda olabilir beyler. herkesin harcı değildir yani. ustaya inşaatta fırça ataccaksın da , azarlıycaksında falan , çok taşak isteyen işler yani. zaten benim taşaklar zaten artık hepinizin malumu. hiç anlatmayım.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    +2
    usta daha sonra ofistede gelip bi ton anlattı bana. abi şöylede böylede karımla aramız bozukta evde işler sıkıntı da da o yüzden ben böyle şeyler yaptımda bi daha böyle şeyler olmayacakta falan da filanda diye. neyse dedim olur böyle şeyler dedik kapattık mevzuyu. inşaat işinde en önemli olaylardan birisi demirdir beyler. demir inşaatın en pahalı maddesidir. ve en gerekli en kıymetli madenidir. demir olmadan hiçbişey olmaz. o yüzden demir piyasası çok acayiptir yani. demirciler giber adamı. turgutla gittik. düzcede dolaşmadığımız yer kalmadı. herkesten bi fiyat alıyoruz. herkesle bi pazarlık yapıyoruz. herkes kafasına göre bi fiyat çekiyo. birinin 3 dediğine diğeri 5 diyo. 3 diyene geri dönüyoruz. 6 oldu diyo. 5 e gidiyoruz 8 diyo. amk kafayı yedirdi pekekentler bize. turgutla ordan oraya ordan oraya huur gibi savrulduktan sonra artık nihayet bi yerle anlaştık. ilk etabın demirlerini ordan aldık. akşam üzeri 4-5 gibi falan getirip yıkacaklardı şantiyeye. işçiler ordaydı zaten. onlar indirecekti. turgutta başlarında duracak. demirleri soteye bi yere çekip inşaata bıraktıktan sonra , adamlara paralarını verip gönderecek herkes işine dönecekti. akşam üzeri aradım turgutu eve giderken. naaptınız lan hallettiniz mi demir işini falan dedim. he ibo hallettik soteye zulaladık hepsini. üstünü falan örttük. yarın bakacaklar işte ustalar şöyle olacak böyle olacak diye anlattı. iyi tama mbi sorun yok demi dedim. yok dedi. iyi kardeş görüşürüz dedim kapattık. ertesi gün sabahın altısında ustalardan birisi arayıp duruyo zır zır zır. noluyo dıbına koyum diye kalktım. uykulu uykulu açtım telefonu. efendim usta ne oldu dedim. abi demir gelmedimi dün gece dedi. geldi dedim. turgutla falan indirdiler işte noldu hayırdır dedim. ha tamam abi depoya falan zütürdüyseniz diye şeyaptıydım ben dedi. olum ne deposu lan inşaata bıraktılar işte demiri dedim. abi nereye bıraktını zdedi burda demir memir yok dedi. irkildim kalktım yataktan dedim ne diyosun oluum bi ton demir var orda. abi dedi yok yani ne diyim şimdi sana dedi. dedim iyi bakın oralardadır. abi yok çay bardağı mı bu göremeyelim bi sürü demirden bahsediyoruz yani dedi. burda olsa görürüz yok burda dedi. ya anasını gibecem dedim. tamam kapat arıycam ben seni dedim. turgutu aradım. dedim olum dün indirmediniz mi demiri ? hee indirdik. çektiniz soteye üstünü örttünüz falan. demir yok diyo herifler dedim. ne demek olum nası olmaz dedi. lan ibo çalınmış olmasın dedi. tepemden aşağı kaynar sular döküldü.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    +2
    Allahtan tam zamanında farkettim de. asıl oyunun nasıl oynanacağını onlara gösterme fırsatını yakaladım. amk yılların kurdu lan bu. ibo amk bu ibo. yeni yetme karılara papuç mu bırakacaktık. gidip terasta hiçbişey olmamış gibi sigaramı ve kahvemi içtim. çok geçmeden şefte geldi yanıma .bozuntuyada vermiyo. havada çokgüzel falan diye yanaşıyo. biraz muhabbet ettik orda. güya ağzımı aradı. renk vermedim. takıldık öyle. dıbına koycam onun o görcek falan diye böyle kibar kibar takılmış gibi hırslı hırslı anlattım. sonra sen devam et hadi benim çalışmam lazım diye gittim. kapının oraya saklandım. hemen aradı efendisini. efendim diye diye konuşuyo ya bide amk kızına. ulan kaç aydır şurda takılıyorum gelip bi kere efendim dememiş ibo bey ibo bey diye kırıtmış dıbına koduğumun adamı. kız gelir gelmez nerdeyse topuklu ayakkabsının topuklarına deepthroat çekecek. bütün çalışmaları gönderdim size dedi. çok hırslı gece gündüz çalışıyo. hazırladıklarının bütünü burada falan diye rapor verdi. meğer içerden ayarlamış kız bunu. gizli gizli benden bilgi aktarıyomuş ona. güya bi adım ilerde olacak benden. onun yürüdüğü yolları ezberlediğimi bilmiyo tabi benim. odaya geldim. masaya bi on dakika falan baktım. günlerdir hazırladığım bütün çalışmalar birer çöp olmuştu artık. yepyeni bişey hazırlamam yepyeni bişey sunmam gerekiyodu artık onlara. ama yeniden başlayıp yeniden raporlar yapmaya ne zaman ne de takatim vardı. zaten mükemmel fikrimde çöpe gitmişti ki bitmiş gibiydim. bi kaç gün içerisinde sıfırdan başlamama imkan yoktu. oturup düşünmeye başladım. ne yapabilirim ne yapabilirim diye. düşündüm düşündüm. daha sonra farkettim ki o benim atacağım bütün hamleleri biliyodu. daha doğrusu o adımları atacağımı sanıyodu. ve dolayısıyla bende artık onun benim kağıtlarıma bakarak çalışmalarıma nasıl karşılık vereceğini biliyodum. yani orada sunacağı şeyleri beni çürütmek için kullanacaktı. ve az çok onun çalışmalarınıda teklifinide kestirebilirdim. en azından sunacağı şeyi artık biliyorum diyebilirdim. bu benim içinde büyük avantajdı. yerimden fırladım. masanın üstündeki kağıtların hepsini bi çırpıda yuvarladım attım oraya. beni ibo yapan şeyler vardı. bütün o ihaleleri almamı sağlayan şeyler. hatırlarsınız. batmakta olan şirketleri sermayeyi tabana yayarak bi anda ayağa kaldırmış ve piyasada yer tutmasını sağlamış bi adamdan bahsediyoruz biz. arkadaşlarımla koskoca standlar zinciri kurarak bir hafta içerisinde milyonlarca lira katlamış bir ticari zekadan bahsediyoruz. bankacılık sektörü de dahil olmak üzere bir çok mağazanın başında durup hepsini tek tek kontrol ederek , standdan mağazalar zincirine yükselişi kutlayan bi liderden söz ediyoruz. böyle böyle kendimi şişirdikçe şişirdim. ve artık sunacağım şeyleri kafamda tamamen oturtmuştum. o kız bunların hiçbirisini bilmiyodu. ve elime kağıdı alıp iboyu ibo yapan şeyleri birer birer yazmaya başladım. ihale günü suratının alacağı şekli inanılmaz derecede merak ediyodum.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    +2
    zaman ilerledikçe rakipler çoğalmaya başlamıştı. bir müddet köşelerimize çekilip taksör edasıyla biraz mola vermiştik. o kendi arkadaşlarıyla birazdan konuşmanın 2.etabına hazırlanıyodu. bende biraz önceki o peynirli şeyin peşine düşmüştüm. amk ne zaman böyle güzel bi yerde onu görsem dayanamam. bide sınırlı şeylerden hep daha fazlasını alma hastalığı var. düğüne giderim herkese bi dilim pasta verilir. ben zaten sırf pastasına giderim düğünlerin. ben mutlaka o mutfağa sızıp ikinci dilim pastayı gömmeliyim. o verilen meyve sularından doyasıya içmeliyim. makinadan kağıt havluyu verdiği kadar değil istediğim kadar almak için çekiştirmişliğim var benim. garsonların peşine düşüp tepsileri gözlemeye başladım. ne kaddar ciddi bi iş te olsa napıyım amk duramam ben o kadar. masaların arasında takılırken sotede takılan bi garsonu gördüm. bi eliyle tepsisini tutuyo. diğer elinde de telefonuyla konuşmaya çalışıyo gizli gizli. aha dedim ibo yürü olum tam zamanı. amk yerinde bi tepsi koca peynirli börek mi desem kanepe mi desem ne desem o beni bekliyodu işte. küçükken yediğimiz alman pastaları gibi kıymetliydi benim için onlar. yanına gittim. hemen telefonu saklama çalıştı. ben o arada bi tane peynirli kanepe salladım içeri. dovom ot dovom soktor ot saklan şuraya konoş falan dedim ağzım dolu dolu. kız arkadaşıyla mı tartışıyodu ne. bi yandan kapatmaya çalışıyo bi yandan da ikna etmeye çalışıyo aşkım çalışıyorum ama konuştum nolur görcekler falan diye. ulan o da öyle bi güzel olmuş ki. epeydir uzak kaldığımdan nası canım çekmiş. bi gömüldüm ki kendimi kaybetmişim. bir iki üç beş derken ağzımın nerdeyse hepsini doldurdum amk. bi an üniversitede evde kalırken katille yemekleri doldurduğumuz geldi ağzımıza. amk biniyle yemekleri ağzımıza basar basar çiğner iğrenç bi hale getirince birbirimize döner ağzımızdakini göstererek iğrençlik yapar zütüm zütüm gülerdik. o gelince kafayı kaldırıp yayık yayık güldüm amk dolu ağzımla. bi baktım ki karşıda ihalenin sahibi o binle , patronun kızı yan yana bana bakıyolar. amk ne biçim yakalanmıştım. öyle bi utandım ki anlatamam. kafamı nereye sokacağımı şaşırdım. hagibtir falan diye arkamı döndüm. fırsatını buldu ya kızda parmağıyla beni gösterip bişeyler anlatıyodu hala adama. hemen kaçtım ordan arka taraflara. toparlanıp yanlarına gittim. tekrar merhaba falan diye ama. o görüntüden sonra beni pek fazla iplediği söylenemez herifin. çok ters bi pozisyonda yakalandık çok. içimden sövüyorum. amk ibosu seni bi tutamadın mideni falan diye. ibo bey açsanız eğer garsonlara söyleyelim bi masaya bişeyler getirsinler böyle ayak üstü olmaz falan diye üstüme geliyo. adamda kif kif gülüyo bıyık altından. bişey de diyemiyorum. ağzının üstüne bi tane çakıp zillerini patlatırım senin bak diye kızasım geliyo zilliye ama. yapamıyorum amk. neyseki laf üstünde çok daha iyiydim. adam ikimizde karşısına alıp dedi ki gerçekten bizim için projenin ne kadar önemli olduğunu anladığınızı varsayıyorum. ilerleyen günlerde ihaleden önce şirkette sadece bi kaç firma için proje için teklifleri kabul edip incelemeye alacağız. ihalenin kaderini belirleyecek bu. umarım sizde ciddiyeti farketmişsinizdir. o açıdan sizleride o değerlendirmede görmek isterim. böyle ayak üstü fizibilite çalışmalarından çok orada sunacağınız ciddi şeyleri dinlemek isterim dedi. tabiki ne demek gurur duyarız falan dedik ikimizde. hadi eğlenmenize bakın şimdi keyfini çıkarın gecenin diyerek gidiyodu. tam arkasını dönmüştü ki aklına bi binlik geldi. ha unutmadan diyerek döndü. lütfen karnınızı doyurup gelin. yada benide çağırın. birlikte yiyelim. diyerek bin gülümsemesini attı. ve beni bir fil taku gibi yapıştırdı masanın üstüne. kızda pıksırlamalarıyla deşeledi üstümü. amk kulağımda sinek vızıldamaları vardı resmen. vızır vızır etti bütün gece boyunca. neyse ki kağıtlarımın gücüne çok daha fazla güveniyodum. bi kaç gün benim için gayet ideal bi çalışma fırsatıydı. onun çalışmalarını da merak ediyodum. sunacağı teklifler bizim için önemliydi. sonuçta ilk intibada karizmayı biraz zedeledik peynirli kanepeler uğruna. ikinci karşılaşmayı şansa bırakamazdım.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 60.
    +2
    Neyseki alinin cezası bitmeden evlenmedi. Çünkü ali son sözünü söylemeden evlenseleri çok kötü olacaktı. Dışarı çıktığında bişeyler olacağını bildiğim için çıkacağı zaman alinin yanına gittim. Çıktığında aşırı sakindi ali. Çok morali bozuk bitikti ama olgunluğu hat safhadaydı. Içerde resmen çile çekmiş, tam bir çilehaneden geçmiş ve ermişti amk resmen. Boşver be ibo dedi. Son sözümü söyleyeceğim. Onla vedalaşacağım. Ve bi daha ömrümün sonuna kadar yüzünü görmeyeceğim dedi. Iyi dedim lan korktuğum gibi değilmiş amk. Ali değişmiş. Ben sanıyorum ki çıktığı zaman ali dellenecek. Gidecek kızın evini başına yıkacak. Kızı kaçıracak falan böyle deli divane şeyler yapacak. Ama ali olgunluğun dibine vurmuş durumdaydı o zaman gözümde. Iyi o zaman dostum dedim. Bi kaç gün bunu kendi haline bıraktım. Özgürlüğünün tadını çıkarsın diye. Evine falan gittim yardım ettim yerleştirdim tekrar. Içerden çıkan adamın normal hayata alışması biraz zaman alır. O bi kaç günde yardımcı oldum. Biraz vakit geçirdik. Içtik sıçtık biraz. Kendine geldi ali. Tamam dedi ibo sağolasın hacı ben biraz yalnız kalayım artık yarım kalan işlerimi ayarlayımda görüşürüz gene hadi dedi. Gönderdi beni. Bi kaç gün görüşmedik aliyle. Daha sonralardan haberi geldi. Böyle bişey olacağını tahmin etmemiştim. Aklımın ucumdan bile geçmezdi. Bi gece vakti ali herşeyini hazırlamış. Evini ocağını herşeyini kapatmış. Evden çıkmış. Yanına bi tanede bıçak alıp doğruca kızın evinin yolunu tutmuş. Kızın kapısını çalmış. Çıkmış kız dışarı. Aliyi görünce şok olmuş tabi. Tir tir titremeye başlamış. Ali demişki seni sevdim. Korkma buraya sana zarar vermeye gelmedim. Duydum bi başkası ile evlenecekmişsin. Tüm hayallerimizi bi başkası ile yaşayacakmışsın. Sen hayatına bensiz devam edecekmişsin. Canın saolsun. Ama bunu yapmazsam ölürdüm. Senle konuşmadan gidemezdim. Sana bi elveda diyeceğim demiş. Kızı almış. Bunların hep buluştuğu bi park vardı. Oraya zütürmüş. Üniversitedeyken orda buluşur ders falan çalışır o ağacın altında takılırlardı. Bunların özel mekanı gibi bişeydi. Onların ağacıydı yani orası. Ağacın altına zütürmüş. Elini tutmuş kızın. Elindeki bıçağı kızın eline vermiş. Iki eliyle tutup tam kalbine saplattırmış kıza. Son nefesini vermeden de , inan şu bıçak senin yaktığın kadar yakmadı canımı demiş. Kıza ölümünü kendi elinden yaşattırmış. Ölümünü izlettirmiş karşısında. Bunların hepsini yazmış. Evine gittiğimde gördüm. Daha sonra kız zaten kafayı yedi. Delirdi bildiğin. Hala düzen tutmadı. Tam olarak tımarhanelik olmadan önce kızlada konuşmuştum. Alinin son mektubunu onada zütürmüştüm. Zaten onuda görünce kafayı yedi iyice tırlattı. Oda anlattı olanları. Alide anlatmış yazdığı kağıtta. En son cümleside şu olmuş. " işte sevdiğim , artık destansı ve anlatılacak bir aşk hikayem var. Ama senin asla böyle bir hikayen olmayacak."
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      vay vay vay aminakoyim
      ···
  11. 61.
    +2
    Beyler bugün sizlere bi küçük anekdot gecesi yapıcam. Varsa burda olanlar yada olacaklar. buyursun gelsin. bi yarım saate kadar falan başlarım. yoksa okursunuz zaten. bi ayraç gecesi olacak. sevdiğim bi arkadaşımın anısına. onun hikayesini bilin istiyorum.
    ···
  12. 62.
    +2
    Değerli panpalarım. Canlarım. günlerden bir gün gene işten yorgun argın çıktığım bi gündü. Tam tarihi hatırlamıyorum ama. Çok fazla geçmiş tarih değil. Eve gidicem ama kafam nası bulanık anlatamam. iş çıkışı bi sigara yakmışım gene her zamanki gibi. Montu omzuma atmışım falan. Seyrek seyrek yürüyorum sokakta. Eve doğru yollanıyorum ufaktan. Yol üzerinde bi fırın gördüm. içerde de güzel bi hatun duruyo kasada. Dedim şurdan bi ekmek alıyım. Hatunla falan işim yoktu aslında. Hatun için girmedim. Evde kendime bi yumurta pişirecektim. Bide güzel film falan bişey açarım evde biraz keyif yaparım amk diyodum. Düşün ki keyif anlayışım tek başına film açıp yumurta yiyerek izlemek. hala fazlasına gidemedim amk bundan aşırıya kaçamadım. Bazen kendimi şımartayım diyip 3 tane yumurta kırıyorum. Hatta bazen para bende değil mi amk diyerek yanına peynir falan da doğradığım oluyo. Düşün. Hem yumurta hem peynir yiyorum. Gerçi yemek konusunda ben pek fazla arayan bi adam değilim. Kıyafet olsun iş olsun ortam olsun onları daha ön planda tutarım genelde. Yemek her gün yumurta yiyomuşum aman böyle de hayat olur muymuş falan pek bana göre değil onlar takılmam oralara. Neyse abi girdim içeri merhaba kolay gelsin dedim. Saolun buyrun dedi kız eline poşet eldiven geçirirken. Dedim bi tane ekmek alabilir miyim ben. tabi dedi geçti kasanın ordan dolanıp ekmeklerin yanına. Bi tane seçti. Poşetledi uzattı. Bende dalgınım ekmeklere bakıyorum bi yandan. Gayri ihtiyari bi şekilde ne kadar diye sordum. Oda durdu 1 lira dedi. Sonra da ekledi ayy ekmeğin fiyatını bilmiyomusunuuuuğğğz diyerek. amk gibermisin sabaha mı bırakırsın der gibi bi surat ifadesi aldı suratımı. Ulan sanane dıbına koyum nerden geliyo bu samimiyet bu lauballik bu ipnelik. Sanane. Kaç liraysa ver. Ben mecburmuyum senle muhabbet etmeye tırrek. Hadi onu boşver. Sana ben atom çekirdeğinde kaç tane nöron pötron tötron takron var diye sormadım ki amk. ne kadar diye fiyat sormuşum. Sanki böyle abartı çok abes bişey sormuşum gibi bi şaşırmalar bi şeyler. Farzet ki bilmiyorum sanane yani. sinir oldum orda bi. Hiçbişey yapmadım. Suratına bakıp tok bi ses tonuyla biliyorum dedim. 1 lira bıraktım kasaya çıktım direk. Eve gidene kadarda kendi kendime aynen burdaki gibi sanane diye diye söylenerek gittim.
    ···
  13. 63.
    +2
    ben böyle şaha kalkıp ağzının payını verince diliyle yanağını ittirdi. ehem dedi böyle pis pis gülerek. biraz gelirmisin benimle diyerek ayağa kalktı. nereye gidiyoruz dedim. gel dedi. kalktım yerimden. elinde kahvesiyle sakin sakin böyle kırıta kırıta gitti. bizim bölümün şefi var orda. şunu şuraya alın bunu buraya alın falan diye söylediğimiz. onun yanına gittik. merhaba şef kolay gelsin dedi. saolun leyla hanım buyrun hoş geldiniz diye golluma dönüştü dıbına koduğumun herifi. ibo beyi tanırsınız heralde dedi. evet dedi. yokluğumda odamı ve işlerimi ona emanet etmişsiniz anlaşılan. ndıbını ve haberlerini duydum. yerimi iyi idare etmiş diyemiyeceğim fakat yerimin ona kattığı şeyleri görebiliyorum dedi. amk ben şok oldum. ibo beye eşyalarını taşımasında yardımcı olunda yeni odasına hemen taşınıp alışsın. ve bundan sonra işleri ne şekilde yürüteceğimizden bahsedin kendisine. yada durun. ben babişkomla tek başına konuşur daha sonra ibo beyi çağırırım. bizatihi kendisi anlatır. değil mi ibo bey ? diyerek yüzüme baktı. amk tek kelime edemedim. dıbına koduğumun kızı babişkosunun taşaklarıyla yüzüme yüzüme vurdu resmen. tak gibi kaldım afedersiniz. dumanı üstünde tak gibi serildim oraya. zaten şu iş hayatında aile bağlarından çektiğimi kimseden çekmedim. amk kızları sürekli benimle uğraşmaktan zevk alıyolar. yada çok uğraşılası bi adam tipi var heralde. devamlı zütümde devamlı peşimde bi rahat huzur vermiyolar.
    ···
  14. 64.
    +2
    Şirketler arasında zaman zaman bazı ihale durumları olur. Yani beraber çalışmak için kısa süreli ortaklıklar kurarlar diye anlatmıştım daha önce. Bizimki daha çok birimler arası ortaklık gibi olduğu için benim çalıştığım birimle başka bi büyük firmanın birimi aynı işin farklı kollarında çalışmak üzere birleştik. Bazen onlar bizim ofise geliyolar orda çalışmalar yapıyoruz bilgi alışverişi falan filan. Bazen biz onların oraya gidiyoruz falan derken. iyice git gel git gel haftasonları karıları gibi giderken kısır zütürmelere falan başladık. Ulan orda eskilerden bi hatun var bunların şirkette. Onların şirketteki departman başı gibi. Bizim şirketin temsilcisi benim onlarınkide o karı. Öyle düşünün yani. Neyse bu karıyla orda sohbet muhabbet ederken benim sohbetimden tarzımdan biraz etkilendi. Dediki bana ben sizin şirketten daha önceki gelen arkadaşlarla da konuştum. Daha önceki çocuklardan da ceo lardan da böyle muhabbete girdiğim oldu falan ama daha sonra muhabbetin rengi hep değişti. Bak senle güzel bi arkadaşlık kuracağımızı hissediyorum Kafa adamsın. Bunu mahvetme sana olan hiçbi davranışımıda yanlış anlama samimi olursak falan dedi. Dedim merak etme ben öyle her göz kırpanı aha bana mı yavşıyo diyip paçaları sıvayacak türde bi erkek değilim. Zaten tipimde değilsin dedim içimden ama. Şeyapma yani şüphen olmasın benden yana aramızdaki ilişki arkadaşlığın ötesine geçemez dedim. Harbiden iyi kızdı. ismide türkan kızın. Buna türkan şarkısını falan söyler öyle dalga geçerdim. çok komik kızdı. Hani beyler şöyle düşünün. Bi iş yerinde sıkıcı işlerin arasında troll bi espri yapıyosunuz ve trollüğünüze trollükle karşılık verecek bi kız var. Kezbanlık yapmayacak ve ayy bana yavşıoo .s .s yapmıyo. Olum mükemmel bişey değil mi amk. On numara kafaydı yani.
    ···
    1. 1.
      0
      reserved sayfa 3
      ···
  15. 65.
    +2
    Gittim yanlarinadikildim hemen adisyonla. Bu ne boyle ya dedim gulumseyerek. Bakti soyle bi sey ya su kaplumbagasi dedi. Allahalla. Baya ilginc ilk defa goruyorum dedim. Neden su kaplumbagasi anlatsana biraz dedim. Oyle gulustuk kisa bi sure. Sonra siparis aldim. En son kaplumbagaya dondum. Siz ne alirsiniz beyfendi dedim. O bisey yemez diyerek gukdu kizlaf. Bende sipsris vermis gibi bi porsiyon ton baligi. Anladildi hemen geoiyo dedim. kizlar gene guludtu kendi aralarinda. Benim usaga servis actircam. Kizlarin duyacagi sekilde dedim gel bakim buraya yegenim hanimlarinmasasina iki servis goturuyosun. Birer tane kola ver soyle yakigibli olsun. Bana benzeyen. Bir de hayvan sevgsi tamam mi canim hadi bakim diyerek indim ben siparisleri almaya. Kizlar arkamdan guluduyolsrdi. Gittim siparisleri aldim getirdim verdim. Yediler ictiler gene muhabbet ederek cikip gittiler. Daha sonraki gunlerde bu kizlar benim bolgelerin mudavimi oldular. Haftada bi kac gun mutlaka veliyolardi. Ilk geldiklerinde tanimadim bunlar espri yapiyolar falan. Ben anlamayinca tanimadin mi beni falan dedi. Yok dedim tanimadim. Oyle diyince ya nasi tanimazsin gecen haftalarda gelmistik surda oturuyoduk. Yanimda su kaplumbagasi falanda vardi hatta dedi. Haaa sen su kaplumbagaci kizsin dedim. Kablumbagaci kiz mi dedi patlatti kahkahayi. Amk iyice kaplumbaga terbiyecisi muamelesi cektik kiza istemeden. Bi an pidecinin verdigi rahatlikla bos buludum.
    ···
  16. 66.
    +2
    inciden bir panpamız benim çok yakın bir kardeşim bana bi hediye göndermişti. sizler bilmezsiniz. hediyeyi bırak hal hatır sorduğunuz yok amk. neyse bana bir playboy kartviziti yaptırdı. bilmem kaç yüz tane kart. inanılmaz derece güzellikte bi kartvizit oldu. artık işlerimde bu kartviziti kullanacaktım. biriki defa ismailin mekanda bu kartı biraz denedim. bi gün ismailin dükkanda oturuyoruz. hava sıcak. ortalık güneşli. askılı giymiş bi hanım ablamız girdi içeriye. hanım abla dediğime bakmayın. hatun seni beni amıyla çiğner. o derece. dar gri bi tayt üstünede siyah bi askılı giymişti. askılının üstünde bi tanede salaş panço vardı. içeriye girdikten sonra pançoyu sıyırdı şöyle. vücudu ortaya çıktı. sadece askılı ve taytla kalınca ortada inanılmaz derecede ciksi görünmüştü gözüme. aslında o gün böyle normal yemek yiyim oturuyum takılıyım gibi planlarım vardı. hiç böyle hatuna yazılıyım biraz piyasaya giriyim falan düşüncelerim yoktu. resmen gül gibi uyuyan yılanı uyandırmıştı kız. öyle olunca hemen kendime bir kahve söyledim. sigaramı çıkarıp bir tane sigara yakarak hatunu inceleme başladım. ilk görüşte hatunları incelemek çok önemlidir beyler. öncelikle kendimizi ve sınırlarımızı bilmeliyiz. sonra hatunun sınırlarını bilmeliyiz. damarı iyice arayıp bulmalıyız ki boş atıp dolu tutturma gibi bir şansımız olsun. unutmayın. bu şekilde bir mekandan hiç tanışmadığınız bi kızı kaldırmak istiyosanız tanışırken ilk anda sadece bir şansınız vardır. sınıftaki arkadaşı tavlamaya benzemez bu. ilk tanışmada o ilk anda elinde ne varsa sırasına göre ve profesyonelce kullanmalısın. bu olmadı ya bi dahaki karşılaşmamızda daha iyi oynarım diye bişey yoktur. hatun dar giymişti. üstündeki bluzu falanda tamamen slim fit dar kesim olarak kesilmişti. şöyle bi kalitesine baktığım zaman taytı ve askılı bluzu pek bi kaliteli bişey değildi. ama saçlarına baya özen göstermişti. harika sarılıkta saçları vardı. gayet güzel bir kuaför tarafından kesilmiş olmalıydı. öyle ufak tefek mahalle berberi tadındaki bi yer değildi. belli ediyodu kesimi. ve kadının saçına olan ilgisi ve davranışlarından da bunu farkedebiliyodunuz. geçip ayakkabılara baktığımızda parlak çift tabanlı ayakkabılardan giyiyordu. normalde bu tarzı sevmem. ama buna yakışmıştı. anlaşılan o ki kız çok zengin bi aile kızı değildi. akşam olunca tüm bu göstermelik kazanova havalarını bir kenara bırakıp gene ailesiyle oturduğu apartman dairesinde eşortmanlarını çekip oturuyodu belli ki. parmaklarında yüzük yoktu. sipariş vermek için garsonu çağırdığında sadece salata istediğini söyledi. formuna dikkat ettiği belliydi. fakat yanlarından sarkan göbek parçaları spor yapmadığını gösteriyodu. telefonunu eline alıp bi numara çevirdi. burada potansiyel bi erkek sevgilisini aramasın lütfen sevgilisi olmasın diye dua eder normalde. beni bilirsiniz. benim için sevgilisinin olması problem değildir. o onun sorunu. sonuçta onun sevgilisi benim değil. hep söyleriz. yeni gelenlerde bilsin. kalede kaleci var diye gol atmayalım mı yani ?
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +2
    önlerden rez

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  18. 68.
    +2
    şöyle biraz kestim hiçbişey demeden. kendi aralarında bi daire oluşturmuşlardı. bende öyle araya girince noluyo amk diye hepsi birden döndü bana baktı. bende bi an tedirgin oldum. kısa süreli bi beyin amcıklamasından sonra ben müşteriyim dedim. ne alakaysa amk. onlarda suskunluklarına devam ettiler. amk sanki ben gelmeden önce mitin özel sırlarını konuşuyolardı da gelince bi sana noluyo amk havasına girdiler. ne amk sanki fındığı nereye dizsek makarnaları nereye koysak muhabbeti yapıyodunuz işte ne var sanki bana. neyse ben öyle diyince müdür yardımcısı biraz önce çıktı şöyle. ben bilmiyodum o kadının müdür yardımcısı olduğunu. ama kadın tam bir milf. dolgun göğüsler. çirkin bir suratı güzelleştirmek için yapılmış aşırı bi makyaj. sarkmış göz kapaklarını kaldırma çabalarıyla kendini yitimiş pudralar bilmem neyler. şaaşalı ayakkabılar. inceden de büyük bir tabakalı züt. 2 saniye içinde göz ucuyla süzdükten sonra kadın bi baktı bana şöyle. kapatcaz da dakikanın dolmasını bekliyoruz dedi. hmm vakit öldürüyosunuz desene dedim. aynen öyle dedi ellerini beline atarak. iyi dedim madem beraber kapatalım. ben öyle diyince kadın bi döndü baktı. sizde mi burda çalışıyosunuz dedi. içimden zütümle güldüm kadına. ama dedim duuuur. tamam şimdi biraz oyun vakti hadi. yok burda çalışmıyorum ama iş arıyorum dedim. öylemi dedi. ne iş yapıyosunuz dedi. muhasebeciyim dedim. eğer muhasebeciye ihtiyacınız varsa gelip başvurayım dedim iyi çalışırım falan diye trollüyorum kadını. kadında yok dedi. muhasebeciye ihtiyacımız yok dedi. neden varmı muhasebeciniz dedim. hayır dedi. kim yapıyo o zaman muhasebe işlerini dedim. ben yapıyorum dedi. muhasebe işlerini yapıyorum. mal kabul alıyorum. diğer evrak işleriyle ilgileniyorum. aynı zamanda buranın müdür yardımcısıyım diye ekledi. böyle konuşurken zütü havalara kalkmaya başladı tabi. bende lafımı koymak için gerildim. zor işler tabi canım dedim. iyiymiş te bu işleri neden siz yapıyosunuz dedim. nasıl yani dedi. yani siz muhasebecimisiniz dedim. elemanlardan biriki tanesi pıskırdı. kadın bakınca ellerini ağızlarına kapatarak gittiler öteye yana doğru. kadın biraz bozulmuştu buna. kollarını kavuşturup hayır değilim. ama muhasebeninde öyle çok fazla bilincek bi tarafı yok dedi. ooo dedim. tamam. kadında bana vurmaya başladı. bu oyun zevkli geçecekti. ki ben gayet zevk alıyodum zaten. öyle demeyin dedim. eğer öyle olsaydı ben boşuna okumuş olurdum ve siz bile muhasebeci olabilirdiniz dedim. amk öyle diyince kalan elemanlarda gitti. kadın bu kez ellerini beline koydu. ve dudaklarını ısırarak gülümsedi. hani böyle ımınakıydığımıncıcığı diye küfür edersin de dilin dudağın bi büzülür ya böyle içine içine. aynen o şekildeydi amk :D acayip komikti.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    +2
    konuşmalar bitip artık kokteyl kısmına geçildi. burda millet genelde yiyip içip göbeklerini ovuştururken konuşmacılara göre değerlendirme yaparlar. eğer fırsatçı bi binseniz gidip birilerinin yanında arkadaşlık kurup abicilik yaparsınız. onlarda ilerde işiniz düştüğü zaman sizi tanıyıp en azından referans olurlar. eğer şirket yönetiminde bi binseniz gidip birilerine yaranır yalakalık yaparsınız. onlarda yapılacak bi işte ilk önce size gelir dıbınıza koyarlar. o kadar adamın içinden seni seçtim bak kıymetini bil diyerek araya sokarlar. güya bir lütufmuş gibi en olmayacak işleri bile yaptırmaya çalışırlar. ama kazanacağın paraları düşünüp yavşaklaşmayı düşünürsen buda bir fırsattır tabikide. bende ikisininde telaşı olmadığı için içeçekleri falan düşünüyorum. bi tane karı var. her seferinde tepsiyle geliyo. garsonlardan birisi. amk tepsinin içinde öyle güzel şeyler oluyo anlatamam. ömrümde görmediğim şeyler amk. kanepeler bilmem böyle pastalı mastalı tek atımlık şeyler. ben düğüne bile pasta yemeye giden adamım amk. bunları görünce dayanamam. kızı gözetliyorum sürekli. her seferinde salona girdiğini görüyorum. dur lan bu ipneler bitirir diye kıza doğru yönelirken bi bakıyorum tepsi boşalmış kız geri dönüyo. sonra başka yerden bi daha giriyo. oraya giderken gene boşaltıyo binler tepsiyi. amk tepsici kızın peşinde dolanıyorum falan. herkesin derdi farklı. göbekli bi patron orda omzumdan tuttu. vay delikanlı sende burdasın demek diye şöyle karşısına aldı. evet buyrun dedim gülerek. konuşmamda bahsettiğim bi kaç espriden bahsetti. evet dedim gülerek bende katıldım muhabbete. az biraz sohbet ettikten sonra şirketteki mevkiimi sordu. şirketteki ekibin lideriyim ve araştırma geliştirme sorumlusu gibi düşünün. bir nevi ceo luk gibi dedim. fazlada açmadan devam ettim. çünkü benim görevimin resmi açıklamasıyla normalde yaptığım işimin arasında dağlar kadar fark var. şirket müdürü yada muhasebe müdürü dediğin zaman basit bişey. ama yaptığım işlere kimsenin aklı fikri ermez. o derece. neyse abi konuştuk biraz derken dedi istersen seni bizim şirkette değerlendirelim. nasıl şirketinden memnun musun bizim şirketteki yerin ve maaşın hakkında konuşabiliriz istersen dedi. saolun beyefendi ama şimdilik iyiyim böyle falan diyerek geçiştirdim. amk ben tepsici kız derdine düşmüşüm. pasta börek kovalıyorum. millet peşime takılmış gel seni şuraya alalım gel seni şuraya oturtalım derdinde. gibtir ettim gavatı kibarca. sonra farkettim ki toplantının başından beri kestiğim bi kız var. böyle aşırı derecede afet bişey. o kızın kocası mı sevgilisimi neymiş herif.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      burda kaldım sayfa 2
      ···
  20. 70.
    +2
    Kaldığımız yerden devam edecek olursak çok fazla geriye gitmem gerekecek. Geçmişe dönerek olayları bağlıycam beyler. Biriki şeyi anlatmam gerek unutmadan. Geçtiğimiz günlerde bizim şirketin ve diğer şirketlerinde katıldığı seminer tarzı bişey oldu. Büyük firmaların bir araya gelip o filmlerde gördüğümüz konferans salonlarında birbirlerine en güçlü silahlarını falan gösterip "bak benim adamım böyle" falan gibisinden hareketler yaparak sidik yarıştırdığı bi ortam düşünün. işin özü bu yani. öyle şatafatlı kelimelere gerek yok. Herkes takımları çekiyo. Sonra teker teker sahneye çıkıyo şirket sahipleri. Şirketteki söz sahipleri , en önemli silah diye bahsettiğim ar-ge ciler vizyon misyon cular falanlar filanlar. yardırıyo işte. buralar genellikle arge geliştirme kapsamında olan yerlerde yapıldıkları için yeni yüksek bütçeli projeler için heleki iş fikirleri için inanılmaz fırsatlar. o nedenle bütün şirketler buralara gelirken hummalı bi çalışma yaparlar. ve çok fazla ciddiye alırlar. ben genelde buralarda söz almam. daha öncekilerde almamıştım. Bizim şirkette tabiki diğer şirketler gibi büyük bi çalışmaya girdi. Ben işin kağıt kürek işlerini bi kaç gün içinde hallettim zaten. Bizim kağıt üstünde görünüşümüzde hiçbir sıkıntı yoktu. Gayet güzel gayet gelecek vaat eden, yatırım yapıldığı zaman yatırımın boş dönmeyeceği hissini fazlasıyla yatırımcılara hissettirecek bi tablomuz vardı benim açımdan. benim işim bittiği için geride oturup öyle onun bunun işine salça oluyodum ofiste. onun masasına gidip napıyosun , onu niye yapıyosun bunu yapmasan olmaz mı falan diye diye iş aralarında kendimce trollüyodum milleti. napıyım amk ofisteki eğlenceler bu minvalde gidiyo. neyse hazırlıklar yapıldı. koşuşturmalar bitti. kağıtlar slaytlar konuşmalar hazırlandı falan filan derken büyük gün geldi çattı. biz hepimiz şirkette hazırlandık giyindik kuşandık. gittik toplantının yapılacağı salona. herkes ufaktan yerini aldı. sahneye işte önce protokol çıktı , saygı duruşuydu şuydu buydu derken şirket temsilcileri teker teker çıkmaya başladı. biri çıkıyo anlatıyoda anlatıyo. kimi elini cebine atıyo. özgüvenli görünüyüm derken pantolon geriliyo farketmiyo. çatal belli oluyo arkadan. kimi gömleği bile içine doğru dürüst verememiş ceketi çıkarmaya falan kalkıyo. gövde gösterisi amk. bildiğin sidik yarıştırmanın daha prestijli görünümü yani başka bişey değil. anlatıyo "işte bizim şirketimiz böyledir. vizyonumuz böyledir. yeni dönemde şu şekilde hedeflerimiz vardır. bu hedeflere ulaşmak için şunları şunları kaynak olarak alırsanız karşınıza şu bilgiler çıkar. elinizdeki kağıtlarımıza bakarsanız " falan falan yardırıyo millet. bende düşünüyorum bizimkilerde konuşsalarda gibtir olup gitsek şurdan diye. neyse abi. konuşmalar falan derken sıra bizim şirkete geldi. alkış kıyamet falan. sonra sahnedeki kız demesin mi şimdide konuşmalarını yapmak üzere şu şirketi temsilen ibo beyi sahneye davet ediyoruz falan diye. amk ben ilk başta baya şoka uğradım. hiç benden bahsettiklerini falan anlamadım. helal olsun diye bağırdım gene trolleyerek. alkışa vuruyorum kendimi. gülüyorum orda kendi kendime falan. sonra bi baktım sahneye kimse çıkmıyo. millet bana doğru dönmüş bakıyolar falan. bizim patron kaşıyla gözüyle yürüsene yarraam ne bekliyon demeye çalışıyo. lan bana mı patladı şimdi kabak diye kaldım kısa bi süre öylece. kolay değil amk koskoca bi ssalon dolusu adam. aylarca buna hazırlanıp milleti nasıl kandıracağının planlarını yapmış bir sürü adam. bunların arasında güçlü bir görünüm sergileyip belkide şirketin bi senedeki bütün işlerini etkileyecek bi konuşma yapmam gerekiyo o an. ve bende zerre hazırlık yok. bana haber bile verilmedi ki hazırlanayım. o ana kadar bilmiyodum amk bizimkkilerin böyle bi binlik yapacağını. neyse kalktım çıktım sahneye.
    Tümünü Göster
    ···