/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    +2
    Evet beyler. Hazırsanız Bankanın politikasını anlatıyorum. iyi dinleyin. Hiç bi işinize yaramasa bile en azından bilin. Hiç olmadı bi ortamda anlatır hava yaparsınız .Yoksa da bilin olum bilinçli olun. Normal bi piyasada mal veya hizmet karşılığı para verirsiniz. Yani ortada ya aldığınız bi mal vardır. Ekmek gibi su gibi , dildo gibi vibratör gibi falan. yada hizmet alırsınız. masaj , diş muayenesi, gibiş vebenzeri. Para piyasasında işler değişik işler. Ne mal alırsınız. Ne hizmet. Ama başkasının parasını alır kullanır bunun karşılığında hem aldığınız parayı hem aracı kurumlara kesilen prim ve komisyonları öder , eninde sonunda zararlı her zaman siz çıkarsınız. Şöyleki banka mantığında işleyiş basittir. Banka kasasını açar ve vatandaşların getirip para koymasını bekler. Ahmet getirir 100 lira koyar. Mahmut gider ve 300 lira koyar. Suriyeli kardeşimiz abdusselam bin hayret de gider 1000 dolar koyar. Banka bu paraları alır almaz faize yatırır. Gider ihalelere girer. Devletin tahvillerini alır. Şirketlere ortak olur. Yani sizin paranızla iş yapmaya başlar.3 gün sonra ahmet gidip hacı bizim 100 lirayı ver dediği zaman abdusselamdan aldığı 1000 doların içinden ahmete bi 100 lira para verirler. ahmetin parası devletin elinde faizde beklemektedir çünkü. yeni bir suriyeli kardeşimiz resul bin hattap bankaya gelip 300 lira kredi çekmek istediğinde mahmutun 300 lirasını resule verirler. Resul ihtiyacını görür ve aylık ödemeleri yapmaya başlar. bu paranın üzerinden aylık olarak faiz hesaplanır. taksitlere böler parayı kolay öde diye güya. ilk ödediğiniz taksidin %90 ı bankanın koyduğu faiz oranıdır. ikinci taksidir %80 i.
    Yani bankanın ödeme önceliğinde her zaman faiz vardır. Çünkü faiz kendi parası , ana para mahmutun. Anlaşıldı mı ? O yüzden kredi ödeme tablosuna baktığınız zaman önce faiz azalır. Daha sonra ana para biter.
    ···
  2. 52.
    +2
    Değerli panpalarım. Canlarım. günlerden bir gün gene işten yorgun argın çıktığım bi gündü. Tam tarihi hatırlamıyorum ama. Çok fazla geçmiş tarih değil. Eve gidicem ama kafam nası bulanık anlatamam. iş çıkışı bi sigara yakmışım gene her zamanki gibi. Montu omzuma atmışım falan. Seyrek seyrek yürüyorum sokakta. Eve doğru yollanıyorum ufaktan. Yol üzerinde bi fırın gördüm. içerde de güzel bi hatun duruyo kasada. Dedim şurdan bi ekmek alıyım. Hatunla falan işim yoktu aslında. Hatun için girmedim. Evde kendime bi yumurta pişirecektim. Bide güzel film falan bişey açarım evde biraz keyif yaparım amk diyodum. Düşün ki keyif anlayışım tek başına film açıp yumurta yiyerek izlemek. hala fazlasına gidemedim amk bundan aşırıya kaçamadım. Bazen kendimi şımartayım diyip 3 tane yumurta kırıyorum. Hatta bazen para bende değil mi amk diyerek yanına peynir falan da doğradığım oluyo. Düşün. Hem yumurta hem peynir yiyorum. Gerçi yemek konusunda ben pek fazla arayan bi adam değilim. Kıyafet olsun iş olsun ortam olsun onları daha ön planda tutarım genelde. Yemek her gün yumurta yiyomuşum aman böyle de hayat olur muymuş falan pek bana göre değil onlar takılmam oralara. Neyse abi girdim içeri merhaba kolay gelsin dedim. Saolun buyrun dedi kız eline poşet eldiven geçirirken. Dedim bi tane ekmek alabilir miyim ben. tabi dedi geçti kasanın ordan dolanıp ekmeklerin yanına. Bi tane seçti. Poşetledi uzattı. Bende dalgınım ekmeklere bakıyorum bi yandan. Gayri ihtiyari bi şekilde ne kadar diye sordum. Oda durdu 1 lira dedi. Sonra da ekledi ayy ekmeğin fiyatını bilmiyomusunuuuuğğğz diyerek. amk gibermisin sabaha mı bırakırsın der gibi bi surat ifadesi aldı suratımı. Ulan sanane dıbına koyum nerden geliyo bu samimiyet bu lauballik bu ipnelik. Sanane. Kaç liraysa ver. Ben mecburmuyum senle muhabbet etmeye tırrek. Hadi onu boşver. Sana ben atom çekirdeğinde kaç tane nöron pötron tötron takron var diye sormadım ki amk. ne kadar diye fiyat sormuşum. Sanki böyle abartı çok abes bişey sormuşum gibi bi şaşırmalar bi şeyler. Farzet ki bilmiyorum sanane yani. sinir oldum orda bi. Hiçbişey yapmadım. Suratına bakıp tok bi ses tonuyla biliyorum dedim. 1 lira bıraktım kasaya çıktım direk. Eve gidene kadarda kendi kendime aynen burdaki gibi sanane diye diye söylenerek gittim.
    ···
  3. 53.
    +2
    Evet sevgili dostlarım. Yazmaya değer şeyler çıktıkça sizlerle paylaşıyorum. Merak etmeyin siz buralardayım ben devamlı. Sizleri takipteyim. Yorumlarınızı görmekteyim okumaktayım. Yorumları gönderin amk ben onları çok dikkate alıyorum. Sizlere bikaç adımda nasıl günlük hayatı renklendirebileceğinizi son zamanlarda yaşadığım bir olayla örnek olması da açısından anlatıcam. Umarım faydası da olur eğlenirsinizde hepsi birden işte. Hadi bakalım başlıyoruz.
    ···
  4. 54.
    +2
    Şirketler arasında zaman zaman bazı ihale durumları olur. Yani beraber çalışmak için kısa süreli ortaklıklar kurarlar diye anlatmıştım daha önce. Bizimki daha çok birimler arası ortaklık gibi olduğu için benim çalıştığım birimle başka bi büyük firmanın birimi aynı işin farklı kollarında çalışmak üzere birleştik. Bazen onlar bizim ofise geliyolar orda çalışmalar yapıyoruz bilgi alışverişi falan filan. Bazen biz onların oraya gidiyoruz falan derken. iyice git gel git gel haftasonları karıları gibi giderken kısır zütürmelere falan başladık. Ulan orda eskilerden bi hatun var bunların şirkette. Onların şirketteki departman başı gibi. Bizim şirketin temsilcisi benim onlarınkide o karı. Öyle düşünün yani. Neyse bu karıyla orda sohbet muhabbet ederken benim sohbetimden tarzımdan biraz etkilendi. Dediki bana ben sizin şirketten daha önceki gelen arkadaşlarla da konuştum. Daha önceki çocuklardan da ceo lardan da böyle muhabbete girdiğim oldu falan ama daha sonra muhabbetin rengi hep değişti. Bak senle güzel bi arkadaşlık kuracağımızı hissediyorum Kafa adamsın. Bunu mahvetme sana olan hiçbi davranışımıda yanlış anlama samimi olursak falan dedi. Dedim merak etme ben öyle her göz kırpanı aha bana mı yavşıyo diyip paçaları sıvayacak türde bi erkek değilim. Zaten tipimde değilsin dedim içimden ama. Şeyapma yani şüphen olmasın benden yana aramızdaki ilişki arkadaşlığın ötesine geçemez dedim. Harbiden iyi kızdı. ismide türkan kızın. Buna türkan şarkısını falan söyler öyle dalga geçerdim. çok komik kızdı. Hani beyler şöyle düşünün. Bi iş yerinde sıkıcı işlerin arasında troll bi espri yapıyosunuz ve trollüğünüze trollükle karşılık verecek bi kız var. Kezbanlık yapmayacak ve ayy bana yavşıoo .s .s yapmıyo. Olum mükemmel bişey değil mi amk. On numara kafaydı yani.
    ···
    1. 1.
      0
      reserved sayfa 3
      ···
  5. 55.
    +2
    zaman ilerledikçe rakipler çoğalmaya başlamıştı. bir müddet köşelerimize çekilip taksör edasıyla biraz mola vermiştik. o kendi arkadaşlarıyla birazdan konuşmanın 2.etabına hazırlanıyodu. bende biraz önceki o peynirli şeyin peşine düşmüştüm. amk ne zaman böyle güzel bi yerde onu görsem dayanamam. bide sınırlı şeylerden hep daha fazlasını alma hastalığı var. düğüne giderim herkese bi dilim pasta verilir. ben zaten sırf pastasına giderim düğünlerin. ben mutlaka o mutfağa sızıp ikinci dilim pastayı gömmeliyim. o verilen meyve sularından doyasıya içmeliyim. makinadan kağıt havluyu verdiği kadar değil istediğim kadar almak için çekiştirmişliğim var benim. garsonların peşine düşüp tepsileri gözlemeye başladım. ne kaddar ciddi bi iş te olsa napıyım amk duramam ben o kadar. masaların arasında takılırken sotede takılan bi garsonu gördüm. bi eliyle tepsisini tutuyo. diğer elinde de telefonuyla konuşmaya çalışıyo gizli gizli. aha dedim ibo yürü olum tam zamanı. amk yerinde bi tepsi koca peynirli börek mi desem kanepe mi desem ne desem o beni bekliyodu işte. küçükken yediğimiz alman pastaları gibi kıymetliydi benim için onlar. yanına gittim. hemen telefonu saklama çalıştı. ben o arada bi tane peynirli kanepe salladım içeri. dovom ot dovom soktor ot saklan şuraya konoş falan dedim ağzım dolu dolu. kız arkadaşıyla mı tartışıyodu ne. bi yandan kapatmaya çalışıyo bi yandan da ikna etmeye çalışıyo aşkım çalışıyorum ama konuştum nolur görcekler falan diye. ulan o da öyle bi güzel olmuş ki. epeydir uzak kaldığımdan nası canım çekmiş. bi gömüldüm ki kendimi kaybetmişim. bir iki üç beş derken ağzımın nerdeyse hepsini doldurdum amk. bi an üniversitede evde kalırken katille yemekleri doldurduğumuz geldi ağzımıza. amk biniyle yemekleri ağzımıza basar basar çiğner iğrenç bi hale getirince birbirimize döner ağzımızdakini göstererek iğrençlik yapar zütüm zütüm gülerdik. o gelince kafayı kaldırıp yayık yayık güldüm amk dolu ağzımla. bi baktım ki karşıda ihalenin sahibi o binle , patronun kızı yan yana bana bakıyolar. amk ne biçim yakalanmıştım. öyle bi utandım ki anlatamam. kafamı nereye sokacağımı şaşırdım. hagibtir falan diye arkamı döndüm. fırsatını buldu ya kızda parmağıyla beni gösterip bişeyler anlatıyodu hala adama. hemen kaçtım ordan arka taraflara. toparlanıp yanlarına gittim. tekrar merhaba falan diye ama. o görüntüden sonra beni pek fazla iplediği söylenemez herifin. çok ters bi pozisyonda yakalandık çok. içimden sövüyorum. amk ibosu seni bi tutamadın mideni falan diye. ibo bey açsanız eğer garsonlara söyleyelim bi masaya bişeyler getirsinler böyle ayak üstü olmaz falan diye üstüme geliyo. adamda kif kif gülüyo bıyık altından. bişey de diyemiyorum. ağzının üstüne bi tane çakıp zillerini patlatırım senin bak diye kızasım geliyo zilliye ama. yapamıyorum amk. neyseki laf üstünde çok daha iyiydim. adam ikimizde karşısına alıp dedi ki gerçekten bizim için projenin ne kadar önemli olduğunu anladığınızı varsayıyorum. ilerleyen günlerde ihaleden önce şirkette sadece bi kaç firma için proje için teklifleri kabul edip incelemeye alacağız. ihalenin kaderini belirleyecek bu. umarım sizde ciddiyeti farketmişsinizdir. o açıdan sizleride o değerlendirmede görmek isterim. böyle ayak üstü fizibilite çalışmalarından çok orada sunacağınız ciddi şeyleri dinlemek isterim dedi. tabiki ne demek gurur duyarız falan dedik ikimizde. hadi eğlenmenize bakın şimdi keyfini çıkarın gecenin diyerek gidiyodu. tam arkasını dönmüştü ki aklına bi binlik geldi. ha unutmadan diyerek döndü. lütfen karnınızı doyurup gelin. yada benide çağırın. birlikte yiyelim. diyerek bin gülümsemesini attı. ve beni bir fil taku gibi yapıştırdı masanın üstüne. kızda pıksırlamalarıyla deşeledi üstümü. amk kulağımda sinek vızıldamaları vardı resmen. vızır vızır etti bütün gece boyunca. neyse ki kağıtlarımın gücüne çok daha fazla güveniyodum. bi kaç gün benim için gayet ideal bi çalışma fırsatıydı. onun çalışmalarını da merak ediyodum. sunacağı teklifler bizim için önemliydi. sonuçta ilk intibada karizmayı biraz zedeledik peynirli kanepeler uğruna. ikinci karşılaşmayı şansa bırakamazdım.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 56.
    +2
    ulan böyle böyle anıların arkasındaki arkadaşlık işte. Saçma sapan yerlere geldi. Kızla çorbaları içip eve doğru yollanıyoruz. Evlerinin önüne geldik. Daha önceki geç çıktıklarımızda bi kaç kere gene ben zütürmüştüm evlerine. Bu seferde aynı yerde lambanın altında durdum. Hadi git annen falan görmesin şimdi yanlış anlar diye hep orda duruyorum ben. gene durdum. Hadi git gene görüşürüz dedim. buda gidiyodu. Döndü tekrar yoldan. Hayırdır deidm. ee şey falan dedi. ne dedim. böyle bakıyo gözüme gözüme. Bende bakıyorum gözüne. Lan öyle salak bi durum ki ne yapacağımı bilemedim. bi kaç dakika baktık öyle. Bişey dediği yada bi hareket yaptığı da yok. Öylece bakıyo kız. ne dedim. Ya bi dakka dur falan yaptı. Tamam dedim bakıyorum. Beş dakka daha bakıyoruz. Yav niye duruyoruz salak gibi dedim. Ya bi dakka falan yapıyo hala bişey söyleyecekde söyleyemiyo gibi. En sonunda bi girdi mevzuya. ben... dedi sustu böyle. ya şey ben... dedi. bu klagib sahneyi hepiniz dizilerden yediyüz kere seyretmişsinizdir. En azndan ben seyrettim ve nefret ederim bundan. Direk dedim ki allah aşkına o topa hiç girme. O cümlenin sonunu hiç getirme. Hadi biz efendi gibi dağılalım olaysız bi şekilde. Gidelim evlerimize yatalım . Hiç gerek yok şimdi ona güzel bişeyi mahvedecek gibi bişey gelecek sanki öyle hissediyorum dedim. Biraz baktı güldü falan. hınzır bi gülüşle. Hadi falan dedim. Neyyyyse dedi gülerek. ve gitti.
    ···
  7. 57.
    +2
    o an anladım ki bişeyler olacaktı. Saçmalayacaktı bu kız bi zaman sonra. Ve bu güzel arkadaşlığın kankiliğin taku çıkacaktı. Yani ben normalde kızlardan arkadaş yapmam biliyosunuz beyler. Kızla erkeğin arkadaş olamayacağı kanaatindeyim. Tezimide doğrular nitelikte binlerce örnekten bir tanesi olarak bu kızı sunuyorum. Daha sonraki günlerde ben bu kızla arama birazcık mesafe koydum. ama çok değil yani öyle çok samimide olmadım yanlış anlar belki diye. Çok resmi de durmadım durduk yere tavır koyar gibi. gerek yoktu yani. Neyse abi. sonrasında biz bu kızla gene konuşuyoruz herşey iyi güzel sohbet muhabbet arkadaşça devam ediyo. Bir gün gene evine bıraktığım zamanlardan birinde şeylerden konuşuyorum böyle işte bak şu bankadaki çalışan varya sarışın tam senlik varya aklına girsen erik gibi kütür kütür zütürüsün falan diyorum. Espriyle karışık. Oda devam ediyo böyle muhabbete katılıp dalga geçiyoruz falan. Evlernin önüne gelince buna gene bi baba sarıldı. Tutturdu ille sarılalım. Ya nerden çıktı şimdi bu diyorum. Yok bi kere sarıl bana daha önce hiçbir erkekten böyle bişey istemedim diyo. Ya yapmayalım diyorum bak. ben istemiyorum sarılmak falan neden sarılıyoruz diyorum. Anlamıyo. Sevgilim var benim başka birini seviyorum bunu ona yapamam dedim. Bi durdu. Bu ikisini birbirine karıştırma bu arkadaşça bi sarılma falan dedi. Aslında bende oda biliyo bunun arkadaşça bi sarılma olmadığını. zaten bende onun için sarılmadım. Yoksa hani ayrılırken hadi görüşürüz diyip bi ülkücü selamı çakmanın hiçbir sakıncası yok. Yaparım yapmasına. Ama bu kızın istediği bu tarz bi sarılma değildi o açıdan ben sarılıpta işleri mahvetmek arkadaşlığı bi adım öteye taşımak istemedim. Bozulsun istemedim. Bide kızla asla sevgili olmak istemem biliyosunuz aynı iş yerinden yada okuldan yada sınıftan böyle sevgili yapmaya karşıyım ben. Prensip icabı yapmam yani. Ne gerek var. Kız illa sarıl diye üstüme üstüme gelmeye başladı. iş iyice inada bindi. Bu sefer bende sarılmamak için elimden geleni yapmaya başladım. Hava karanlık sokakta kimse yok kız üstüme geliyo ben kaçıyorum. Gelme bak falan yapıyorum. Bi yandan komik Bi yandan saçma bi durum var ortada. Ya sarılalım bi kez falan yapıyo sürekli. biz böyle sokakta 15 dakka boyunca tavşan kaç tazı tut oynar gibi saçma sapan haller içinde kovalaştık durduk. Sonrasında kız pes etti camlardan bakanları falan görünce. Öyle olsun falan diye başını öne eğdi vicdan yaptırmaya çalışarak çekti gitti.
    Tümünü Göster
    ···
  8. 58.
    +2
    Kaldığımız yerden devam edecek olursak çok fazla geriye gitmem gerekecek. Geçmişe dönerek olayları bağlıycam beyler. Biriki şeyi anlatmam gerek unutmadan. Geçtiğimiz günlerde bizim şirketin ve diğer şirketlerinde katıldığı seminer tarzı bişey oldu. Büyük firmaların bir araya gelip o filmlerde gördüğümüz konferans salonlarında birbirlerine en güçlü silahlarını falan gösterip "bak benim adamım böyle" falan gibisinden hareketler yaparak sidik yarıştırdığı bi ortam düşünün. işin özü bu yani. öyle şatafatlı kelimelere gerek yok. Herkes takımları çekiyo. Sonra teker teker sahneye çıkıyo şirket sahipleri. Şirketteki söz sahipleri , en önemli silah diye bahsettiğim ar-ge ciler vizyon misyon cular falanlar filanlar. yardırıyo işte. buralar genellikle arge geliştirme kapsamında olan yerlerde yapıldıkları için yeni yüksek bütçeli projeler için heleki iş fikirleri için inanılmaz fırsatlar. o nedenle bütün şirketler buralara gelirken hummalı bi çalışma yaparlar. ve çok fazla ciddiye alırlar. ben genelde buralarda söz almam. daha öncekilerde almamıştım. Bizim şirkette tabiki diğer şirketler gibi büyük bi çalışmaya girdi. Ben işin kağıt kürek işlerini bi kaç gün içinde hallettim zaten. Bizim kağıt üstünde görünüşümüzde hiçbir sıkıntı yoktu. Gayet güzel gayet gelecek vaat eden, yatırım yapıldığı zaman yatırımın boş dönmeyeceği hissini fazlasıyla yatırımcılara hissettirecek bi tablomuz vardı benim açımdan. benim işim bittiği için geride oturup öyle onun bunun işine salça oluyodum ofiste. onun masasına gidip napıyosun , onu niye yapıyosun bunu yapmasan olmaz mı falan diye diye iş aralarında kendimce trollüyodum milleti. napıyım amk ofisteki eğlenceler bu minvalde gidiyo. neyse hazırlıklar yapıldı. koşuşturmalar bitti. kağıtlar slaytlar konuşmalar hazırlandı falan filan derken büyük gün geldi çattı. biz hepimiz şirkette hazırlandık giyindik kuşandık. gittik toplantının yapılacağı salona. herkes ufaktan yerini aldı. sahneye işte önce protokol çıktı , saygı duruşuydu şuydu buydu derken şirket temsilcileri teker teker çıkmaya başladı. biri çıkıyo anlatıyoda anlatıyo. kimi elini cebine atıyo. özgüvenli görünüyüm derken pantolon geriliyo farketmiyo. çatal belli oluyo arkadan. kimi gömleği bile içine doğru dürüst verememiş ceketi çıkarmaya falan kalkıyo. gövde gösterisi amk. bildiğin sidik yarıştırmanın daha prestijli görünümü yani başka bişey değil. anlatıyo "işte bizim şirketimiz böyledir. vizyonumuz böyledir. yeni dönemde şu şekilde hedeflerimiz vardır. bu hedeflere ulaşmak için şunları şunları kaynak olarak alırsanız karşınıza şu bilgiler çıkar. elinizdeki kağıtlarımıza bakarsanız " falan falan yardırıyo millet. bende düşünüyorum bizimkilerde konuşsalarda gibtir olup gitsek şurdan diye. neyse abi. konuşmalar falan derken sıra bizim şirkete geldi. alkış kıyamet falan. sonra sahnedeki kız demesin mi şimdide konuşmalarını yapmak üzere şu şirketi temsilen ibo beyi sahneye davet ediyoruz falan diye. amk ben ilk başta baya şoka uğradım. hiç benden bahsettiklerini falan anlamadım. helal olsun diye bağırdım gene trolleyerek. alkışa vuruyorum kendimi. gülüyorum orda kendi kendime falan. sonra bi baktım sahneye kimse çıkmıyo. millet bana doğru dönmüş bakıyolar falan. bizim patron kaşıyla gözüyle yürüsene yarraam ne bekliyon demeye çalışıyo. lan bana mı patladı şimdi kabak diye kaldım kısa bi süre öylece. kolay değil amk koskoca bi ssalon dolusu adam. aylarca buna hazırlanıp milleti nasıl kandıracağının planlarını yapmış bir sürü adam. bunların arasında güçlü bir görünüm sergileyip belkide şirketin bi senedeki bütün işlerini etkileyecek bi konuşma yapmam gerekiyo o an. ve bende zerre hazırlık yok. bana haber bile verilmedi ki hazırlanayım. o ana kadar bilmiyodum amk bizimkkilerin böyle bi binlik yapacağını. neyse kalktım çıktım sahneye.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 59.
    +2
    işçiler ayarlandı. turguta işe başlamak için gerekli finansman sağlandı. ihaleyi aldığımız kesinleşti. artık karşıdan para çekmeye falan başladık. bütün para işlerine ben bakıyodum. o yüzden çetele gibi her giden masrafı her gelen parayı falan tek tek ince ayrıntılarına kadar tutuyodum. belediyeden gerekli izinler , ruhsatlar sgk işleri falan derken. herşey halloldu ve inşaat başladı. zaten projesi falan hazırdı. sadece yapacak birileri gerekiyodu. biz o birileriydik işte. ilk temeller falan atıldı. merasimler düzenlendi. derken. inşaat artık resmen başlamış oldu. sonrasındaki günler benim için oldukça koşuşturmalı geçti. aklınız varsa inşaat işine bulaşmayın beyler. ben bu işe başladım başlayalı inşaattan da soğudum. insanlardan da soğudum. amk yerinde adının başında usta geçen kim varsa nefret eder oldum. birisi ben mahmut usta diyince bi gerilmeye başladım amk. ustalar çok gıcık herifler. sanki bana atomu parçaladı amk herif. bi havalar bi havalar görmen lazım. ofiste oturuyorum. turgut arıyo. nooldu turgut ? la ibo şantiyede problem var. acele gel. gidiyoruz bakıyoruz. ustalar kavga etmişler. o ne olum ney derdiniz ? duvarcılarla tesisatçılar kavga etmişler. neymiş ilk duvarcılar işlerini bitirecekmiş. sonra tesisatçılar girecekmiş. tesisatçılarda yok ilk bizim girmemiz lazım. öbür türlü duvarlar kırılacak. yeniden bi ton masraf bi ton uğraş çıkacak. önce biz yok önce biz derken ustalar zaten çok kompleksli herifler olduğundan hemen bi kavgaya meyilliler. kazmayı küreği savurmuşlar kenara. hadi yapmıyom amk kim yapıyosa yapsın diyip bırakmışlar. dıbına koyum zaten leylanın bi tak yapmasına gerek kalmadan ustalar işçiler falan bitirdi bizi. onu hallediyoruz. bi ton dil döküyoruz . ahkam kesiyoruz falan. ertesi gün turgut arıyo gene. noldu turgut ? ustalardan birisi işi bırakmış gene gitmiş. nereye gitmiş ? birilerine borçlanmış çevreden. bizdende ödeme alamamış. etraf sıkıştırınca ek işler yapmaya başlamış. bizim inşaatı bırakmış başka bi yere boyaya mı gitmiş badana ya mı artık neye gittiyse. hem bizim inşaatta hemde başka yerlerde dışarı işlerinde çalışıyomuş. amk dedim öyle iş mi olur. bi orda bi burda. mesai nerdeyse orda çalışacaksın. onu yarım yamalak yap. bunu yarım yamalak yap. iki yarımdan bi doğru çıkarmaya çalış. varmı öyle bişey. zaten usta böyle savsaklayınca diğer işçilerde iyice boşluyo falan. gittik ki şantiyeye her biri ayrı bi yerde uzanmışlar. biri çay içiyo. birisi telefon kurcalıyo. birisi sigara tüttürüyo falan. lan dedim bu ne hal amk. gibtirin gidin kalkın işinizin başına dönün. bunlara bi azar çalmışım orda. bi azar çalmışım. dedim şu ustanın telefonunu verin bana. usta dediğiniz adam inşaatta karizması asla çizilmemesi gerek , işçilere emri veren o muallakdir beyler. hani spartacus izleyeniniz varsa eğer , ben batiatussem o de doctore dir. öyle düşünün. verin lan şunun telefonunu dedim. ama nası dellenmişim. açtı telefonu buyur abi diyerek. dedim nerdesin ? abi dışardayım falan filan cart curt. bırak işini gücünü inşaata gel çabuk yarım saat içinde bekliyorum seni burda dedim. abi nası lbırakıyım flaan dedi. dedim bizim işi nasıl bırakıp oraya gittiysen , o işide bırak buraya gel. dedim. abi etme falan diyodu. usta uzatma , sana buraya gel diyorum. buraya gel dedim. usta anladı. oda dellendi zaten. nası konuşuyo bu bana böyle falan gibisinden. işçilere dedim bi çay getirin bakıyım. getirdiler. oturduk toplandık gölgelik bi yere. turgut diyo olum inşaattayız bak , alayı işçi , bide usta geliyo. damarlarına basacan kazma kürek girecekler bize sıçacaklar ağzımıza falan diye yusuf yusuf atıyo. oda olabilir beyler. herkesin harcı değildir yani. ustaya inşaatta fırça ataccaksın da , azarlıycaksında falan , çok taşak isteyen işler yani. zaten benim taşaklar zaten artık hepinizin malumu. hiç anlatmayım.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 60.
    +2
    usta daha sonra ofistede gelip bi ton anlattı bana. abi şöylede böylede karımla aramız bozukta evde işler sıkıntı da da o yüzden ben böyle şeyler yaptımda bi daha böyle şeyler olmayacakta falan da filanda diye. neyse dedim olur böyle şeyler dedik kapattık mevzuyu. inşaat işinde en önemli olaylardan birisi demirdir beyler. demir inşaatın en pahalı maddesidir. ve en gerekli en kıymetli madenidir. demir olmadan hiçbişey olmaz. o yüzden demir piyasası çok acayiptir yani. demirciler giber adamı. turgutla gittik. düzcede dolaşmadığımız yer kalmadı. herkesten bi fiyat alıyoruz. herkesle bi pazarlık yapıyoruz. herkes kafasına göre bi fiyat çekiyo. birinin 3 dediğine diğeri 5 diyo. 3 diyene geri dönüyoruz. 6 oldu diyo. 5 e gidiyoruz 8 diyo. amk kafayı yedirdi pekekentler bize. turgutla ordan oraya ordan oraya huur gibi savrulduktan sonra artık nihayet bi yerle anlaştık. ilk etabın demirlerini ordan aldık. akşam üzeri 4-5 gibi falan getirip yıkacaklardı şantiyeye. işçiler ordaydı zaten. onlar indirecekti. turgutta başlarında duracak. demirleri soteye bi yere çekip inşaata bıraktıktan sonra , adamlara paralarını verip gönderecek herkes işine dönecekti. akşam üzeri aradım turgutu eve giderken. naaptınız lan hallettiniz mi demir işini falan dedim. he ibo hallettik soteye zulaladık hepsini. üstünü falan örttük. yarın bakacaklar işte ustalar şöyle olacak böyle olacak diye anlattı. iyi tama mbi sorun yok demi dedim. yok dedi. iyi kardeş görüşürüz dedim kapattık. ertesi gün sabahın altısında ustalardan birisi arayıp duruyo zır zır zır. noluyo dıbına koyum diye kalktım. uykulu uykulu açtım telefonu. efendim usta ne oldu dedim. abi demir gelmedimi dün gece dedi. geldi dedim. turgutla falan indirdiler işte noldu hayırdır dedim. ha tamam abi depoya falan zütürdüyseniz diye şeyaptıydım ben dedi. olum ne deposu lan inşaata bıraktılar işte demiri dedim. abi nereye bıraktını zdedi burda demir memir yok dedi. irkildim kalktım yataktan dedim ne diyosun oluum bi ton demir var orda. abi dedi yok yani ne diyim şimdi sana dedi. dedim iyi bakın oralardadır. abi yok çay bardağı mı bu göremeyelim bi sürü demirden bahsediyoruz yani dedi. burda olsa görürüz yok burda dedi. ya anasını gibecem dedim. tamam kapat arıycam ben seni dedim. turgutu aradım. dedim olum dün indirmediniz mi demiri ? hee indirdik. çektiniz soteye üstünü örttünüz falan. demir yok diyo herifler dedim. ne demek olum nası olmaz dedi. lan ibo çalınmış olmasın dedi. tepemden aşağı kaynar sular döküldü.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    +2
    orda ağzımın içine inleye inleye benimle öpüşürken tamamen kendinden geçmiş bi vaziyetteydi. onu eve atmak için bir plan yapmam gerekiyodu. düşünün. kızla aramda 1mm bile yok. öpüşüyoruz. ağzımın içine içine ımh ımh diye inliyo öpüşürken. benim kafadan geçen planlara bak amk. eğer öpüşmeyi bitirirsem eve gelmesi için bir bahane bulmam gerekecek. ve muhtemelen hava karanlık olduğundan evime gelmek istemeyecek. çünkü ilk günden kötü bi imaj çizmek istemeyecektir. az çok bunu hesap edebilecek bi kız. eğer sağlam bi bahane bulamazsamda beni sırf onu eve atıp gibmek için eve davet ettiğimi sanacaktı. benim için büyük bi sorumluluktu bu. o yüzden öpüşmeyi bitirmeden bu işi halletmem gerekiyodu. ordan eve kadar da öpüşerek gidemezdik. o nedenle aklıma gelen ilk şeyi yaptım. belinden tutup okşarken yan tarafından gıdıkladım. ağzıma yüzüme doğru püskürerek güldü. bende güldüm. kahkahalar atarak ve bana vurarak "ya köpekk " falan diyerek kovalamaya başladı beni. işe yaramıştı. kızı eve zütürmek için belli bi nedenim vardı artık. çünkü öpüşme bitmişti. eğer hemen öpüşmenin ardından deseydim "ön sevişmeyi yaptık hadi gibişe geçelim" gibi olacaktı. böyle olunca "galeyana geldik öpüştük. hadi gezelim. aa evin ordayız gel bize çıkalım" tarzında bişey yapacaktım. çaktınız mı gavatlar ? umarım anlıyosunuzdur amk o kadar pgiboanaliz yapıyorum işin beyin kısmı hakkında. sonra vay efendim ben niye ayarlıyamıyom ben niye yapamıyom falan demeyin amk.
    ···
  12. 62.
    +2
    önlerden rez

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  13. 63.
    +2
    uzun zamandır kimsede böyle şeylere rastlamadığımdan adamı takibe almaya başladım. o adam geldiği zaman yanına sürekli bizim kızlar üşüşürdü. sevgili olmaya falan çalışırlardı ama bi türlü adam yüz vermezdi. hiçbirsini giblemezdi. lan derdim olum hiçkimseyimi lan . tamam bu kızları bende olsa yüz vermem ama. taş gibi karılarda geliyo adamın yanına. üstüne üstlük benim gönderdiğim çok sağlam hatunlar bile oldu. ama adam hiçbirisine yüz vermedi. gay gönderdim. onada pas atmadı. neyse en sonunda bi geldiğinde adamın masasına oturdum. selam verdim çöktüm karşısına. bütün mevzuyu anlattım. dedim kardeş böyle böyle. seni ne zamandır takip ediyorum. belli bi geçmişin var. saygı duyduğum bi tarza sahipsin. tarzlarımız birbirine yakın. stil sahibi insanları severim. bunun yanında kadınların hiçbirisine pas vermedin. bakıyorum evli veya nişanlı değilsin. bi sevgilin olduğunu yada sevgiline bu denli bağlı olduğunu da düşünmüyorum. o tarz bi stil değil bu. gay de değilsin. dini sebeplerden ötürü yanaşmadığınıda sanmıyorum. nedir bu iş anlat şunu valla çıldırıcam yoksa dedim. güldü. şaşırdı. samimiyetime güvendi. tamam dedi ne zaman çıkıyosun diye sordu. dedim 11 gibi çıkarım. tamam o zaman 11 de seni alırım burdan. gideriz bi yerlere takılırız anlatırım dedi. iyi tamam o zaman dedim. saat 11 oldu. iş yerini kapatıp çıktık. çıkışa geldi. biz iki sap gittik içmeye. oturduk bi bara. sağdan soldan sohbet muhabbet derken biriki duble sonra anlatmaya başladı.
    ···
  14. 64.
    +2
    şöyle biraz kestim hiçbişey demeden. kendi aralarında bi daire oluşturmuşlardı. bende öyle araya girince noluyo amk diye hepsi birden döndü bana baktı. bende bi an tedirgin oldum. kısa süreli bi beyin amcıklamasından sonra ben müşteriyim dedim. ne alakaysa amk. onlarda suskunluklarına devam ettiler. amk sanki ben gelmeden önce mitin özel sırlarını konuşuyolardı da gelince bi sana noluyo amk havasına girdiler. ne amk sanki fındığı nereye dizsek makarnaları nereye koysak muhabbeti yapıyodunuz işte ne var sanki bana. neyse ben öyle diyince müdür yardımcısı biraz önce çıktı şöyle. ben bilmiyodum o kadının müdür yardımcısı olduğunu. ama kadın tam bir milf. dolgun göğüsler. çirkin bir suratı güzelleştirmek için yapılmış aşırı bi makyaj. sarkmış göz kapaklarını kaldırma çabalarıyla kendini yitimiş pudralar bilmem neyler. şaaşalı ayakkabılar. inceden de büyük bir tabakalı züt. 2 saniye içinde göz ucuyla süzdükten sonra kadın bi baktı bana şöyle. kapatcaz da dakikanın dolmasını bekliyoruz dedi. hmm vakit öldürüyosunuz desene dedim. aynen öyle dedi ellerini beline atarak. iyi dedim madem beraber kapatalım. ben öyle diyince kadın bi döndü baktı. sizde mi burda çalışıyosunuz dedi. içimden zütümle güldüm kadına. ama dedim duuuur. tamam şimdi biraz oyun vakti hadi. yok burda çalışmıyorum ama iş arıyorum dedim. öylemi dedi. ne iş yapıyosunuz dedi. muhasebeciyim dedim. eğer muhasebeciye ihtiyacınız varsa gelip başvurayım dedim iyi çalışırım falan diye trollüyorum kadını. kadında yok dedi. muhasebeciye ihtiyacımız yok dedi. neden varmı muhasebeciniz dedim. hayır dedi. kim yapıyo o zaman muhasebe işlerini dedim. ben yapıyorum dedi. muhasebe işlerini yapıyorum. mal kabul alıyorum. diğer evrak işleriyle ilgileniyorum. aynı zamanda buranın müdür yardımcısıyım diye ekledi. böyle konuşurken zütü havalara kalkmaya başladı tabi. bende lafımı koymak için gerildim. zor işler tabi canım dedim. iyiymiş te bu işleri neden siz yapıyosunuz dedim. nasıl yani dedi. yani siz muhasebecimisiniz dedim. elemanlardan biriki tanesi pıskırdı. kadın bakınca ellerini ağızlarına kapatarak gittiler öteye yana doğru. kadın biraz bozulmuştu buna. kollarını kavuşturup hayır değilim. ama muhasebeninde öyle çok fazla bilincek bi tarafı yok dedi. ooo dedim. tamam. kadında bana vurmaya başladı. bu oyun zevkli geçecekti. ki ben gayet zevk alıyodum zaten. öyle demeyin dedim. eğer öyle olsaydı ben boşuna okumuş olurdum ve siz bile muhasebeci olabilirdiniz dedim. amk öyle diyince kalan elemanlarda gitti. kadın bu kez ellerini beline koydu. ve dudaklarını ısırarak gülümsedi. hani böyle ımınakıydığımıncıcığı diye küfür edersin de dilin dudağın bi büzülür ya böyle içine içine. aynen o şekildeydi amk :D acayip komikti.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    +2
    direk onun ağzından yazıyorum. " ben ilkokulda çok zeki bir çocuktum. daha o zamanlardan belli bi gelecek vaat ettiğim belliydi. babam polis emeklisiydi. ama onun için polis ve devlet işleri hala bitmiş değildi. sıradan bi polis olmadığını o zamanlar bilmesem de babamı ve polisliği çok seviyodum. ilkokulda bazı başarılar almaya başladığım zaman babamın arkadaşları tarafından fark edilmeye başladım. o zamanlar aklım yetmiyodu ama evimize tanımadığım adamlar gelmeye başladı. babam onlar geldiği zaman beni odadan çıkarıyodu. zaten bende ezik bi çocuktum o zamanlar. kimseyle işim olmazdı. bıraksalar ölünceye kadar kendi odamda kimse bişey söylemese öylece yaşar giderdim. tabi son sınıfta bi kızı görünceye kadardı herşey. onu tanıdğımda birden bire hayatıma renk geldi. herşeyim oldu. bütün suskunluğumu bozdu. bana aşkı yaşamayı gülmeyi kadınları öğretti. bana herşeyi o öğretti. (tıpkı benim gibiydi amk aşkı) bayılıyodum ona. hergün koşarak gidiyodum okula. ayaklarım yere basmıyodu. uzaktan uzaktan seviyodum onu. rüyalarımda gördüğümde kendimden geçerek uyanıyodum. gördüğüm zaman bayılacak gibi oluyodum. yüzüne baktığım zaman seyretmeye doyamıyodum. tabi her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bununda bir sonu geldi. babamın arkadaşları nihayet benimle görüşmeye başladılar. tanımadığım takım elbiseli adamlardı. babama sürekli benimle ilgili bişeyler soruyolardı. babam hiçbir zaman onlarla görüşmemi istemiyodu. yaş ilerledikçe gençliğin heyecanıyla bende ortalığa atlamaya ateş gibi parlamaya başlamıştım. babama artık soruyodum onların kim olduğunu .sorguluyodum. bir gün geldiklerinde onlarla birlikte oturup konuştuk. bana bazı şeyler sordular. bütün sorularına cevap verdim. daha sonra beni yanlarına alıp gitmek istediklerini söylediler. o zamanlar çok cevval bi genç olduğum için aileden ayrılmak falan hiç koymazdı bana. babamın yüzüne baktım. kararı bana bıraktığını gösteren bi işaretle kafa salladı sadece. adamların iç güvenlikten olduğunu o zaman öğrenmiştim. devlet için bazı projelerde yer almak üzere zütüreceklerdi beni. kabul ettim. "
    ···
  16. 66.
    +2
    merak etme diyerek devam etti. bütün bunları sana neden anlatıyorum bilmiyorum. sadece anlatmak istedim hepsi bu. yani benim gidipte karşısına oturup dedikodu yapabileceğim bi arkadaşım , çekiştirebileceğim birisi , konuşabileceğim bi dostum falan hiçbi zaman olmadı. hiçbi zamanda olmayacak diyodum ki sana içimden bunları anlatmak geldi. rahat hissettim. ve anlattım. ha hemen havalara girip herşeyin düzeldiğini aramızın iyi olduğunu falan düşünme. hiçbişey değişmedi. hala karşındayım. hala ezeli rakibinim senin. ama dertleşmek için seni bulabileceğimide biliyorum. istemezsen anlatmam dedi. ya yok benim için problem değil dedim. birazcık şaşırdım sadece. bide belli bi noktadan sonra benim yüzüme benim dedikodumu yapacaksın gibi geliyo yani. oturup burda ibo bugün naaptı biliyomusun falan diye beni bana anlatacaksın gibi bi his var içimde. dedim. güldü. ya ne kadar salaksın falan diyerek. bende güldüm. yemeğimizi falan yedik gayet güzel sohbet ederek. yalnız tebrik ederim. güzel oyuncusun dedi. valla henüz bişey görmedin diyebilirim dedim. hemen girme havalara dedi. yo yo hava değil. farkındayım ben senin gerçek yüzünü ve yapabileceklerini asla anlayamıycam. daha türlü türlü işler açacaksın başıma. inceden saykodelik bi tavrın olduğunuda düşünmüyo değilim. ama sende bil benimde görmediğin yüzlerim vvar. yapabileceklerimi sende tam manasıyla asla çözemiyceksin dedim. evet biliyorum bugün bi kez daha farkettim dedi. yemeğimizi falan yiyip çıktık lokantadan. kapıda ayrılmayı düşünüyodum. bi an yeltendim şöyle diğer yöne doğru. döndü baktı. gelmiyomusun? dedi böyle. geleyim mi dedim. bilmem yani böyle davet eder gibi oldu ama. yani ne biliyim. gelirsin diye düşünüyodum dedi. kolundan tutup çevirdim yola ve yanyana yürümeye başladık. gene kollarını kavuşturup ağır adımlarla yürümeye başladı. hala kendini hiç anlatmadın dedi. belki başka bi buluşmaya dedim. yada hakkımda ne kadar az şey bilirsen senin için o kadar iyi küçük bayan falan diyip moda giriyomuşum böyle falan diye tatlılıklar yaptım. güle güle öldü. aramızdaki şey çok farklı bişeydi. yani gerçekten tam şizofren işi. sabahları gayet gırtlak gırtlağa çökmüş iki düşman oluyoruz. akşamları bi şey esiyo ikimizden birisine. oturup birbirine dert anlatan iki dost oluyoruz. hayır bunları yaşadığımızın ertesi günü gidip inşaattan demir çalıyo dıbına koduğum ya. nasıl bi beyin nasıl bi duygu seli yaşıyo içinde nası bi deli anlamadım ki.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +2
    dikkat ettiğim devamlı müşteriler var. sürekli gelip giden sürekli aynı siparişleri verenler falan. bi tanesi var gerçekten tarzını sevdiğim birisi. tıpkı benim gibi giyinen kendine ait bi tarzı olan halinden hareketlerinden de belli bi karizması ve geçmişi olduğu anlaşılan birisi. kadınlar üzerinde yeterli etki bıraktığınız zaman size bunun bi geri dönüşü olur. görünmeyen hissedilmeyen ve sadece diğer kadınlar tarafından hissedilen bi point gibi düşünün bunu. yani şöyle anlatayım. herkesin hayatında belli bi dönem bütün kızların kendisine ilgi duyduğu bi an olmuştur. yani yalnız takılırsın takılırsın takılırsın. sonra birden bi kız senden hoşlandığını falan söyler. sen şaşırırsın noluyo lan falan diye. sonra bi tanesi daha çıkar. sonra bi tanesi falan derken etrafın üç beş kız tarafından sarılır bi anda. az birazböyle devam ettikten sonra birden bire eksilmeye başlarlar. sonunda bi bakarsın ki yanında kimse kalmamış. ve sonra aylarca yalnızlığa devam edersin. işte o yüzden herkes der "gelince herşey birden geliyo gidince hepsi birden gidiyo" falan. onun sebebi şudur. bir kadın sizden hoşlandığı zaman haliniz hareketleriniz ve tabi etrafa yaydığınız titreşim mi diyim hava mı diyim ne derseniz artık ona işte o değişir. diğer kadınların ilgisini çekersiniz ister istemez. bunlar hoşlantı yükü diyebileceğimiz şeyler gibi üzerinizde birikir. kadınlar sizden hoşlandıkça siz üstünüzde kadın yükü biriktirirsiniz. kadın point gibi. ve diğer kadınlar sizi gördüklerinde bunu hissederler metafizik bi şekilde. o yüzden dönüp bakarlar ilgilerini çekersiniz. ve farkında olmadan onlarda üstünüze belli bir yük bırakırlar. diğer kadınların dikkatini çekecek. tabi bunları anlayabilirmisiniz bilmiyorum ama sözün özü adamda da aynen bunun gibi kendimde hissettiğim o yüklerden bir sürü vardı. zaten bu yükleri hissettiğiniz adamları hemen aklınıza getirebilirsiniz. hani bi ortama birisi girer. kadınlar derler " haaa senin sevgilin vardır zaten lan sen hiç boş gezermisin şerefsiz seni söyle bakalım kaç kızın canını yaktın hayın " falan diye. işte onların sebebi hep bu yüklerdir.
    ···
    1. 1.
      +1
      bir nevi pre selection gibi. kadınlar başka kadınlar tarafından seçilmiş erkeklere ilgi duyar otomatik olarak... ulan bunu karılar seçiyo demek ki bişi var .s.s.s.s.s
      ···
  18. 68.
    +2
    inciden bir panpamız benim çok yakın bir kardeşim bana bi hediye göndermişti. sizler bilmezsiniz. hediyeyi bırak hal hatır sorduğunuz yok amk. neyse bana bir playboy kartviziti yaptırdı. bilmem kaç yüz tane kart. inanılmaz derece güzellikte bi kartvizit oldu. artık işlerimde bu kartviziti kullanacaktım. biriki defa ismailin mekanda bu kartı biraz denedim. bi gün ismailin dükkanda oturuyoruz. hava sıcak. ortalık güneşli. askılı giymiş bi hanım ablamız girdi içeriye. hanım abla dediğime bakmayın. hatun seni beni amıyla çiğner. o derece. dar gri bi tayt üstünede siyah bi askılı giymişti. askılının üstünde bi tanede salaş panço vardı. içeriye girdikten sonra pançoyu sıyırdı şöyle. vücudu ortaya çıktı. sadece askılı ve taytla kalınca ortada inanılmaz derecede ciksi görünmüştü gözüme. aslında o gün böyle normal yemek yiyim oturuyum takılıyım gibi planlarım vardı. hiç böyle hatuna yazılıyım biraz piyasaya giriyim falan düşüncelerim yoktu. resmen gül gibi uyuyan yılanı uyandırmıştı kız. öyle olunca hemen kendime bir kahve söyledim. sigaramı çıkarıp bir tane sigara yakarak hatunu inceleme başladım. ilk görüşte hatunları incelemek çok önemlidir beyler. öncelikle kendimizi ve sınırlarımızı bilmeliyiz. sonra hatunun sınırlarını bilmeliyiz. damarı iyice arayıp bulmalıyız ki boş atıp dolu tutturma gibi bir şansımız olsun. unutmayın. bu şekilde bir mekandan hiç tanışmadığınız bi kızı kaldırmak istiyosanız tanışırken ilk anda sadece bir şansınız vardır. sınıftaki arkadaşı tavlamaya benzemez bu. ilk tanışmada o ilk anda elinde ne varsa sırasına göre ve profesyonelce kullanmalısın. bu olmadı ya bi dahaki karşılaşmamızda daha iyi oynarım diye bişey yoktur. hatun dar giymişti. üstündeki bluzu falanda tamamen slim fit dar kesim olarak kesilmişti. şöyle bi kalitesine baktığım zaman taytı ve askılı bluzu pek bi kaliteli bişey değildi. ama saçlarına baya özen göstermişti. harika sarılıkta saçları vardı. gayet güzel bir kuaför tarafından kesilmiş olmalıydı. öyle ufak tefek mahalle berberi tadındaki bi yer değildi. belli ediyodu kesimi. ve kadının saçına olan ilgisi ve davranışlarından da bunu farkedebiliyodunuz. geçip ayakkabılara baktığımızda parlak çift tabanlı ayakkabılardan giyiyordu. normalde bu tarzı sevmem. ama buna yakışmıştı. anlaşılan o ki kız çok zengin bi aile kızı değildi. akşam olunca tüm bu göstermelik kazanova havalarını bir kenara bırakıp gene ailesiyle oturduğu apartman dairesinde eşortmanlarını çekip oturuyodu belli ki. parmaklarında yüzük yoktu. sipariş vermek için garsonu çağırdığında sadece salata istediğini söyledi. formuna dikkat ettiği belliydi. fakat yanlarından sarkan göbek parçaları spor yapmadığını gösteriyodu. telefonunu eline alıp bi numara çevirdi. burada potansiyel bi erkek sevgilisini aramasın lütfen sevgilisi olmasın diye dua eder normalde. beni bilirsiniz. benim için sevgilisinin olması problem değildir. o onun sorunu. sonuçta onun sevgilisi benim değil. hep söyleriz. yeni gelenlerde bilsin. kalede kaleci var diye gol atmayalım mı yani ?
    Tümünü Göster
    ···
  19. 69.
    +2
    hanfendi dedim. kendimi bişey sandığım yok. ama sizde kendinizi arşıdük kızı falan sanmayın yani dedim. beni o arkanızda gezip laf atarak salyaları akarak taciz eden sapıklarla karıştırmayın. birlikte oturup bir kahve bir sigara içmek için yıllarca mazimizin olması yada tanışmış olmamız yada bir yerlerde birlikte çalışıyor olmamız gerekmez. yani beş dakika beraber sohbet ederek bir sigara ve bir kahve içeceğiz alt tarafı dedim. bunun keyfini çıkaracaksınız. ve daha sonra arkanızı dönüp gideceksiniz. ve ne beni nede bu anı bir daha asla hatırlamayacaksınız. bunun için bu kadar konuşmaya değer mi sadece keyfini çıkarmaya baksanız ? ne kaybedersiniz ki. dedim. ben öyle diyince kız eli ağzında ağzı açık bi şekilde dinledi dinledi. kafasını salladı. saçlarını tutarak başını masaya doğru eğdi. garsonu çağırdım. bize iki tane kahve getirir misin dedim. gitti. bi sigara çıkardım. kız kafasından kendi kendine bunu yaptığıma inanamıyorum diye kızıyodu. şaşırıyodu. bi yandan da sonraki olacakları merak ettiği için kalkıp gidemiyodu. heycanını okuyabiliyodum. ikimizinde aynı şekilde kalpleri atıyodu. kesinlikle ters bişey söylenip ters bi hareket yapılmadığı için ikimizde kızıp sinirlenip bırakmıyoduk muhabbeti. masada kahveler gelene kadar bi sessizlik oldu. sigara uzattım. bi tane aldı başını kaldırmadan. yüzünü görmemem için saklar gibi önüne eğmiş gözlerine girmemesi için iki eliyle saçlarını tutuyodu. bense gayet rahat ve soğuk tavırlarla sigaramı yakmaya hazırlanıyodum. kahveler geldikten sonra sigaramı yaktım. çakmağı yoktu. aslında kalkana kadar bana bişey söylemeyi düşünmüyodu. sadece kahvesiyle sigarasını içip gitmekti planı. çakmağı aranırken olmadığını gördü. o zaman çakmaksızlıktan dolayı duyduğu o endişeden anlayabilirdiniz sizde bunu. benden çakmak istemeyi yediremedi kendine. gülümsedim. benim güldüğümü görünce iyice öfkelendi kendine. kızdı. çok tatlı bi hal aldı suratı mimikleri falan. bozmak istemedim. gurur yapıyodu kendi kendine. çakmağı konuşmadan uzattım. aldı. aslında o kadar da kötü bi insan olmadığımı anlamıştı yavaş yavaş. ilk andaki soğukluğu yoktu yüzünün. sigarayı yaktıktan sonra bu sefer tek eliyle tutmaya başladı başını. diğer eliyle sigarasını çekiyodu. bir yandanda kahve içiyodu. parmaklarının en uç noktasında tutuyodu sigarayı. hareketlerinde belli düzeyde bir asalet vardı. yani kız karizması diyim. taktan bi kenar mahalle varoşu gibi değildi yani. kendine göre bir tarzı stili olduğu açıktı. sessizlik uzamakla bitmek arasında bir yere gelmişti. böyle durumlarda hep aynı şey olur beyler. eğer iki tarafta gerginse masada böyle bir sessizlik hakim olur bir müddet. bu sessizlik belli bi süre iki taraf içinde normal karşılanır. kimse masada bi sessizlik olduğunu dahi farketmez. daha sonra iki tarafta lan biz iki saattir hiçbişey konuşmuyoruz der içinden. ve sessizlik ortaya çıkar. işte o an ya bişeyler söylenip sessizlik bozulmalıdır. yada o sessizlik uzar. uzadıkça bişey söylemek imkansızlaşır. bu sefer istesenizde bişey söyleyemezsiniz. bunu defalarca kez yaşamışsınızdır. sonra bundan sıkılıp sırf nefes almak için boğulmamak için birşeyler söylersiniz. o zaman söylediklerinizde sessizliğin içinde boğulur gider. o sessizliği artık bozamazsınız. ben bu sessizliği yönetmeyi uzun zaman önce öğrenmiştim. sanıldığı gibi kendiliğinden olan bir sessizlik değildi bu. biraz önce benim onu incelediğim gibi o da beni incelemeliydi. ve sınırlarını çizmeliydi. kafasında belli bi imaj kurup benden onları tamamlamamı beklemeliydi. onun içinde bu sessizliğe ihtiyacı vardı. yeterince bekledikten sonra aslında o kadar da kötü değilmiş demi. dedim. dalmışta yeni farkediyomuş gibi kafasını kaldırdı pardon ne dedin dedi. aslında çokta kötü değilmiş değil mi dedim. gülümsedi. kafasını sallayarak gerçekten bunu nasıl yaptığımı bilemiyorum dedi. bende gülümsedim. bunu neden bu kadar büyüttüğünü anlayamadım dedim. hayır ya öyle değil dedi. normalde şu hareketi başka birisi yapmış olsa yani normalde benim burdan kalkıp gitmem yada sana tokatı patlatıp bi daha suratına bakmamam gerekir ama oturmuş burda senle kahve içiyorum şaşırıyorum kendime dedi.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 70.
    +2
    ama kafamda bi soru işaretiydi leyla. kafası normal değildi. yani pgibolojik destek alması muhtemeldi. şizofren falan olabilirdi. gerçekten akıl karı değildi yaptıkları. kafayı bozmuştu yıllarca kız. belkide yurt dışına bu yüzden gönderdi onu babası. belkide hakkaten öldürmüştür birisini bilemiyorum. anlatsalar inanırım yani. ha tırstım mı tabikide hayır. ben ne tırsacam amk. bi canımız var zaten onuda ha ona vermişiz ha evde osbir çekerken ölmüşüz. ne farkı var. gerçi birisi zevkü sefa içinde olur ama. neyse artık. zevkini çok sürdük birazda cefasını çekelim demi. evime gidip kahvemi falan aldım. internette dolanmaya başladım. sözlüğe falan girdim biraz film falana izledim. epeydir kendime vakit ayıramıyodum. biraz gitar falaan çaldım. o sıralar benim evin karşısında tek katlı müstakil bi ev vardı. ufak tefek şirin bişey. bahçesinde elma ağaçları falan var ama nasıl güzel bi ev. bahçesi falan bakımsız ama. birisi girse içine yaşayan olsa baksa çekse çevirse şöyle villa gibi olur amk ev. dışardan böyle gürültüler patırtılar geldi. çıktım baktım şöyle camdan dışarıya. bi kamyon yanaşmış. yeni birileri taşınıyo eve. vaay kim tutmuş lan burayı falan dedim. aşağıya indim. kamyonun yanında herkes haldır huldur eşya taşıyolar falan. kamyoncuyla falan oo hacı naber hoş beş ettik. sonra ev sahibi herif geldi içerden ter su içinde. selamun aleyküm dedim. aleykümselaaam dedi böyle babacan bi tavırla. hoşgeldiniz hayırlı olsun dedim. saool güzzel kardeşim teşekkür ederiz dedi. geldik el sıkıştık. orta yaşlarda gayet halim selim bi adamdı. otoriter olduğu belliydi. beni pek sevmeyeceği kesindi. böyle emekli orgeneral tipi vardı. saçlar maçlar böyle kep altı kesilmiş. subay traşı. nerden geldiniz nası ettiniz nerde çalışıyosunuz bende şu karşı apartmanda oturuyorum falan derken biriki dakka ayak üstü muhabbet ettik. yardıma ihtiyaç varmı dedim yok saol biz hallediyoruz dediler. iyi ben işinizden alıkoymayım tekrar hoşgeldiniz dedim. tam çıkıyodum ki içerden eşarbını düzelterek bi kız çıktı. tam böyle açmış eşarbı kapının önünde. tekrar bağlıyodu. saçlarının kızıllığını ve yüzünün beyazlığını görebildim. amk bi saniye kadar öyle şebek gibi kaldım orda. öyle bi şey yok. kalbim öyle bi attı ki anlatamam size. kızın temizliği masumluğu güzelliği resmen yüzüne vurmuştu. ula nbi kızın yüzü ay gibi parlar mı? yeminle yan yana gelip aya baksak , ay onu seyreder. o derece bi güzellik. hemen apar topar başörtüsünü takıp içeriye kaçtı. bende farkettirmemek için böyle elim ayağıma dolaşmış salak salak önüme döndüm. Allahtan babası o sıra kanepeyi yükleniyodu da farketmedi beni. kız çok acayip bişeydi. ulan o neydi bee diyerek eve geldim. elim ayağım titriyodu. ilk defa hissettiğim şeyler. biliyosunuz beni. en son baharda bu kadar kendimi kaptırmıştım ben bi kıza. o bu kadar etkilemişti beni. ondan sonra zaten zar zor düzen tuttu hayatım. o gün bugündür ne playboyluğa nede karıya kıza öyle asılıyodum. işime odaklanmış arada ufak kaçamaklar yapıp playboyluk defterini sıcak tutuyodum hepsi bu. hani eskimesin diye. çünkü ara verdiğiniz zaman unutursunuz beyler. spor gibidir. başladığınızda herşey güzeldir. ilk başlarda sancılı , daha sonra meyvelerini almaya başladığınızda gayet güzel gelir. zorlaşmaya başlar öğrendikçe. öğrenmekte zor gelmeye başlar. sonrasında artık oldum yeaa diye havalara girip bırakırsanız eğer bi süre sonra aynen vücut yapmış abilerin bıraktığında vücutlarını salmaları gibi sizde playboyluğu salar geriye dönüşü çok zor yaparsınız. en başlara dönmek zorunda kalırsınız. o yüzden sıcak tutuyodum günlüğü. neyse eve geldim elim ayağım tir tir titriyo. gittim banyoya bi elimi yüümü yıkadım. soğuk suyla. yok geçmedi. yatağa yattım böyle nefes nefeseyim. kalbimi tuttum. inanılmaz atıyo. ulan bu ne dedim. ölüyomuyum falan diye bi ara telefona sarılıp ambulansı arama fikri bile geçti içimden. ama acayip bi huzur vardı kalbimde. sırf onun huzuru yüzünden bırakabildim zaten telefonu. o kısacık 1 saniyelik an yok mu. gece boyunca aklımdan çıkmadı. sabaha kadar uyuyamadım.
    Tümünü Göster
    ···