-
26.
+3turgutla buluşup doğruca inşaata gittik. deli gibi ortalıkta koşuşturuyoruz. sağa baktık sola baktık yok. bi ton demir kaybolmuş inşaattan. tek gecede. yerinde yeller esiyo. inşaatta bekçi yok mu diyorum aval aval suratıma bakıyolar. takımlarda falan ekgib varmı kaybolan başka bişey varmı diyorum yok diyolar. inşaata girip demirleri alıp çıkmış herifler. ulan nasıl olur. koca inşaata girip çıkanı kimse mi görmez. gören duyan eden bir Allahın kulu yok. demire o kadar masraf ettik bide. şimdi yeniden demir alıcaz desek , bi ton masraf çıkacak. bide bütçe belli. bi yere kadar yani. bunu adamlara açıklamam mümkün değil. kendim karşılayım desem, ne ben nede şirket böyle bi şeyi karşılayamaz. o demirlerin bulunması lazım. ama faili meçhul bi cinayet gibi ortada duruyo suç. nerden nasıl bulacağım konusunda zerre fikrim yok. en nihayetinde aklıma leyla geldi. ulan dedim yapmaz heralde. yapamaz yani. bu kadarına cesaret edemez. hırsızlık lan bu. bi polise gitsem bişey yapsam , öğrenise hayatı kayar. belkide ömrü geçer hapislerde belli mi olur. ihtimal vermiyorum yani. hem o yapmış olsa bile nasıl kanıtlıycam ki bunu. ne kamera var ne bi gören duyan var. geçtim şirkete kara kara düşünüyorum. ne yapsam ne yapsam diye. hayır gidip kapısına dayansam. ver lan demirleri sen çaldın biliyorum desem. bu sefer haklıyken haksız duruma düşeceğim. sonuçta hırsızlıkla itham ediyosun yani birisini. elinde hiçbir delil yok. bana delil lazımdı. kendime delil üretmeliydim. bi yerlerden bişeyler bulmalıydım. demir falan kaybolunca inşaat durdu zaten. işçiler falan yatmaya başladı. adamların haberi olmadan bu işi hemen çözmem gerekiyodu yani. yarını yoktu bu işin. aklıma dahiyane bi fikir geldi. madem kanıt yoktu. bende kendi kanıtımı kendim üretirdim. sonuçta leyla bu demmirleri burdan çalmıştı. adım gibi biliyorum. o kadar demiri ordan kaldırıp züterecek , züt ve imkan sadece onda vardı. zaten onları çalacak sebepte sadece ondaydı. ondan başkası neden çalsın inşaatımdaki demirleri. bu işi yapsa yapsa bizim şirketteki şef yapardı. çünkü leyla oraya bizzat gelip bu demirleri çalacak değildi. bunu yaptırmaya bi adam lazımdı. ve o adamda şeften başkası olamazdı. şefin tarzı klagib yaltakçılık. ne pahasına olursa olsun güçlü olanın yanında duruyum da bana bişey olmasın tiynetinde bi herif. yani ne karakteri var ne haysiyeti ne onuru. sadece güçlü olan var. ve o güçlünün yanında olmak zorunda. karaktersizlikte olsa bunun bedeli namussuzlukta olsa yapar. binlikte bir dünya devi haline gelmiş katili aradım. hemen bana bi bilgisayarcı falan bul dedim. ekibi topla acil bi işimiz var dedim. inşaatın karşısına bi kamera yerleştirdim. demirlerin olduğu noktayı gören. adamlardan birini şef gibi giydirdik. bi kaç tanesini de yanında verdik. yola bi kamyon yanaştırdık. farazi bi hırsızlık düzeni yapıyodum yeni baştan. bi kayıt gösterecektim leylaya. ve boş atıp dolu tutturacaktım. öbür türlü hiçbir şansım yoktu. çok felaket bi risk vardı ama. ani hareket edip düşünme fırsatı vermeyecektim. kaydı birden bire izletip panik anında üstüne giderek itiraf etmesini sağlayacaktım. başka bi şansım yoktu. kayıt başladı. katil bana bi bebenin numarasını verdi. bebeyle görüştüm. yapacağımız işi anlattım. yaparız kolay iş dedi. artık fotoşop mu yapacaktı başka bişey mi bilmem. ama internette bazı siteler var bobiler falan. oralara monte sallayan çocuklardan birisi. çok sağlam monteleri var bu arada. neyse abi. biz kaydı tamamladık. oraya demirleri ekleme işi , monteleme işi , o şefin suratını falan oraya koyma işi ondaydı. zaten gece çekimi olduğu için çok bişey görünmeyecekti. sadece uzaktan baktığımız zaman şef olduğunu tanımlayabilecek bişey olmasını istiyodum. bakan gören birisi şefi tanıyosa oha şef değil mi lan bu diyebilecekti yani. yeşilli gece görüşlü bişey. zaten inşaat amk. ışıklandırma falan da yok. neyse abi. kaydı tamamladık. çocuk üstünde baya bi uğraştı. epey bide para verdik. en sonunda tamamladı gönderdi videoyu. baktım izledim. baya şahane olmuştu. bildiğin şef ve adamları gelip kamyonu yanaştırıp o demirlerin alayını ordan toplayıp uzaklaşıyolardı. gayet inandırıcıydı. çocuk kaydı teslim edip parasını aldı. ve dedi ki bundan sonrası sende abi. ben bu kaydı görmedim duymadım bilmiyorum. sende benim adımı bilmiyosun yerimi ve telefonumu bilmiyosun. biz senle hiç karşılaşmadık tamam mı dedi. tamam koçum merak etme hadi dedim teşekkür ettik ayrıldık. bu kaydı leylaya satmalıydım. odasına girip herşeyi bildiğimi söylerek onu paniklettirmeliydim. sağlam bi tiyatro oynamam lazımdı anlıyacağınız.Tümünü Göster
-
-
1.
0sen ne zeki adamsın aminakoyim takdir ettim
-
1.
-
27.
+3telefonu açınca "kankaaa" dedi sevinçli bi sesle. moralinin düzgün olması iyidir. tripli bi kızla uğraşmak istemezsiniz. tamamen pür dikkat kızı izliyodum. böyle zamanlarda kızın konuşmasından karakterine yönelik tespitler yapabilirsiniz. bunu nasıl yapacağınızı zamanla öğrenirsiniz. bazı kızlar konuşurken kelimelerini seçer gibi konuşur. onların konuşmaları ve tonlamaları gayet düzgündür. kullandığı kelimeleri kitaplardan öğrendiğini çok düzgün konuşmasından anlarsınız. böyle çok okuyan kızlar genelde hızlı konuşan kızlardan değillerdir. gayet orta tonda orta hızda konuşurlar. genelde fazla beklemezler kelime düşünmek için. bu tür okuyan kızları tavlamak için gireceğiniz damar kültür damarıdır. yani yanına gidip konuşacağınız zaman bir kaç ortak noktada onunla buluşan kelimeler ve cümleler kurmuş olmanız gerekir ki kız sizde kendinden bişeyler bulabileceğini ve sizinle konuşurken sıkılmayıp bişeyler paylaşabileceğini düşünsün. temel motto bunun üzerine kurulu. o yüzden bunları aklınızdan çıkarmayın derim ben. kız bu bahsettiğimiz kategoriye girmiyodu tabikide. gayet sıradan halk ağzında konuşuyodu. bazen konuşmalarında ufak tefek şiveler farkediliyodu. anlaşılan o ki laz kökenli bi kız olmalıydı. bu tür kültürel lezzetleri her zaman tatmak isterim ve çok severim. bunların çok sağlam kırmızı çizgileri olur beyler. sadece laz kızları için demiyorum. herhangi bir şiveye sahipse bir kız aldığı şivenin kültürel yapısından da bir hayli etkilenmiş demektir. bunun için o kültürel yapıyı bilmeniz ve ona göre davranmanız gerekir. geriye kalan taşları kendiniz oturtmalısınız. bunu okuyan bazı arkadaşlar oha lan bu kadar zormu bu amk ne kastın sende diyebilir. eğer kendi denginizde okul önlerinde süt dişlerini bırakıp yeni yeni 20 lik dişlere sahip memeleri bile olgunlaşmamış taze gençleri zütürmekten bıkmadıysanız henüz bunlara devam edersiniz. ama bu dediklerimi yapabilecek kapasiteye sahip olmadan asla playboy olup kızları tavlayacak niteliklere erişemezsiniz. fotoğraflarının altına girip fake lan bu amk yazdığınız kızlardan bahsediyorum tabi. evet o manken gibi olanlardan. kim gibiyo lan bunları dediklerinizden. neyse abi. gerekli tahlilleri yaptıktan sonra kıza biraz otoriter bir giriş yapmak istedim. salatasını bitirdikten sonra masasınagittim. sandalyeyi çektim. oturdum. çatalı salatanın içinde dururken gözlerini kaldırıp bana doğru bi baktı şöyle. şaşırmış bi ifadeyle. napıyo bu amkodumun der gibi. sigaramı burada içebilir miyim dedim. gayet olgun ve ciddi bir ifadeyle. böyle söyledim ki kız taşak geçiyorum sanıp hayır tabikidee modlarında beni yollamasın. böyle bi öksürür gibi oldu kız. şaşırdı baya. nasıl anlamadım dedi. tek başıma sigara içmeyi sevmiyorum. eğer sizin içinde büyük bir mahsuru yoksa sigarayı burada sizinle içmek istiyorum. dedim. kız başta bi telefonunu falan toparladı. adisyonunu aldı. ayaklanıyodu. bu kadar sığ fikirliyken nasıl yaşıyosunuz gerçekten hayret ediyorum dedim. öyle diyince oturdu tekrar. beyefendi siz iyimisiniz dedi. evet. siz iyimisiniz dedim. neden masama gelip böyle bişey yapma gereği duydunuz anlamıyorum. nerden alıyosunuz bu cesareti. kendinizi ne sanıyosunuz anlamadım ki dedi. öyle diyince bende bi sinirlendim haliyle ama. tam istediğim kıvama geldiği için. oyuna başlama vakti gelmişti. ses etmedim.Tümünü Göster
-
-
1.
0Cıkarıp vursaydın masaya bunu görüyon mu bunu diye daha çok ile yarardı
-
1.
-
28.
+3neyse abi yeni işime başladıktan sonra iş yerindeki nizamı ve düzeni kendi düzenime oturtmam gerekiyodu. zaten bunu önceden defalarca kez yaptığım için artık benim için rutin bi ritüel olmuştu. bu seferkini biraz daha farklı yaparak çalışanlarla fazla yüz göz olmayım dedim. önceki şirketteki gibi onu şurda zütürüyüm bunu burda bitiriyim tarzı şeyler olmasını istemiyodum burda. şirket sadece çalışma alanı olsun. oyun parkımı biraz daha dışarılara taşıyarak artık biraz daha global düşüneyim diyodum. bu yüzden çalışanlara kısa öz ve gayet ciddi bi konuşma yaparak kendimi tanıttım. benim pozisyonumu anlattım. şirkette kendilerinden tam olarak ne istediğimi ve onların benden ne isteyebileceklerini , hedeflerimizi , amaçlarımızı , vizyonu misyonu belirleyip çıktım salondan. tabii ki her şirket konuşması gibi buda pek fazla sallanmadı. ilk konuşmalar genelde çok fazla gibe takılmaz. çünkü prosedür gereği yapılan bir konuşma olduğu aşikardır. aslında ne ben onlarla tanışmak istiyorum. nede onlar beni tanımak istiyolar. ama adet yerini bulsun diye yapılmış bi konuşma olduğu için ben konuşuyorum onlarda dinliyolar işte. şirkette bu şekilde bi girizgah yaptıktan sonra yoğun tempoya ilk günden atıldım. öncelikle şirketin benimle birbirine bağlanması için gerekli evrakları imzalamam gerekiyodu. aşağı yukarı 100 tane kağıda ayrı imza attım. daha sonra noter evrakları hazırlandı. onlar bunlar şunlar derken yetkiydi imzaydı sirküydü ebeydi amdı falan. kağıt kürek işleriyle günü yarıladık. öğleden sonrası için şirketin benimle bi planı yoktu. yanıma bi asistan yetiştirmemi ve işlerimde bana yardımcı olmasını istediler. ayrıca ben yokken işleri takip edecek birilerinin olmasının şirket menfaatleri içinde iyi olacağını söylediler. iyi tamam dedim benim için hava hoş. ama bu nitelikteli bi asistanı nerden bulacaksınız dedim. biz değil sen bulacaksın dediler. amk aklıma ilk gelen katildi. ama katil böyle bi pozisyonda çalışmaz. mümkün değil. ne kendi kabul eder. nede bu işi becerebilir. şirket içinde birilerini seçsem desem onuda yapamam. kimseyi tanımıyorum. tamam deyip geçiştirdim. sonraki günler için ikili bi çalışma ortağı olacaktı. çok fazla sıcak bakmıyodum aslında bu fikre. sonuçta elinde not defteriyle sürekli zütünüzde dolaşan birisi olacak amk reyon elemanı gibi. nefret ederim.Tümünü Göster
-
29.
+3beyler hikayeye dönücem tabikide. buraya bi ayraç bölüm olarak bi part atmak istiyorum. öncelikle kafamda belli bi plan var. bi projeyi hayata geçiriyorum şuan. tamamen kendime ait bi karıkız projesi. onun içinde belli bi yer var çalıştığım. orda takılırken birisiyle tanıştım. sürekli gelip giden esrarengiz bi tip. şimdilik nerde çalıştığımı ne yaptığımı falan söylemiyorum. onların hepsini anlatıcam. projem çok kapsamlı bişey. ama inanılmaz eğlenceli keyifli. ona sonra dönücez. bu adamın hikayesini yazıcam bugün buraya. yeminle ağzım açık kaldı herife.
-
-
1.
0reserved burda kaldım sayfa 1
-
1.
-
30.
+3beyler başlıyoruz. burda olanlar ses versin. olmayanlara haber versin. minderleri atın yere. geldim buralardayım. muhttemelen sahura kadar falan yazarım.
-
31.
+3ama kadınında bu oyundan zevk aldığı aşikardı. ben bu işleri bayadır yapabiliyorum bi sıkıntı olmuyo dedi. öyleyse iyi ne güzel sorun yok dedim. kadın devam etti. o yüzden muhasebeciye pek ihtiyaç olmuyo. ama isterseniz reyon elemanı olarak alabiliriz sizi dedi. şahsen ben daha iyi bi vuruş beklerdim öyle bi kadından. demekki laflarım çok ağırına gitmiş olmalı ki öfkeyle çok fazla düşünme fırsatı bulamadan böyle malca bişey söyleyerek yetindi. bundan iyisini düşünemedi muhtemelen. şöyle bi baktım mağazaya. yok burda reyon elemanı olunmaz dedim. neden dedi. siz müdür yardımcısı olduğunuza göre burada bir de müdür var dedim. ve ben muhasebe gibi önemli bir departmanı müdür yardımcısına yaptırıp işleri savsaklayan bi müdürün altında reyon elemanlığı yapamam. bunları yapan bir müdür kimbilir sizin gibi nitelikli bir hanıma daha ne saçma sapan işler yıkıyodur. size o işleri yıkan müdür reyon elemanı olduktan sonra bana hangi işleri yıkar kimbilir. o yüzden dedim. cevabım kadının hoşuna gitti. ahaha diye kısa süreli bi kahkaha attı. iş yerindeki elemanlar kadının daha önce hiç güldüğünü görmemiş olmalılar ki hayretler içerisinde bize baktılar. kadın birazcık eğildi ve alçak sesle ne yalan söyleyim hak vermemek elde değil dedi. dikkatimden ve ayrıntılı cevabımdan oldukça hoşnut kalmıştı kadın. aldıklarımı kasadan geçirdim. ve çıkarken müdür lazım olursa eğer çağırın. sizinle beraber çalışmak zevkli olur benim için dedim. beraberi birazcık baskın söyledim ki o milf amı biraz gıcıklansın kahpenin. aynen öyle gıcıklandı. oda bana tabii ki sizinle birlikte çalışmak hoş olurdu dedi. gülümseyerek ayrıldım dükkandan. böyle bi iş atma beklemiyodum ama. kısa günün karıydı benim için.
-
32.
+3sert bi mizacı vardı. aslında içinde her kız gibi onunda bir kız çocuğu saklıydı. defalarca söyledim. her kız dışardan göründüğünde sert durur havalı durur ulaşılmaz durur karizma çizer kendi kendine ama. aslında akşam evine gittiğinde pijamaları çekip kanka naaaptın ya öküz gibi uykum var diye telefonda kankalarıyla konuşur. her kızın mutlaka biriki tane whatsapp grubu vardır. belli bi kız anlayışı her zaman mevcuttur beyler. unutmayın bunları. ilk aşamayı atlattıktan sonra her kız kendini salar ve o aşamada ona istediğiniz kadar yakınlaşabilirsiniz. kızın kalkanlarını indirmesini bekliyodum ama. çok kapalı bi kızdı. ona ulaşmamı, duygusal bi bağ kurmamı falan çok engelliyodu. kesinlikle attığım hiçbir zarfı yemiyo , hiçbir şekilde duygularını belli etmiyo. içinden geçenleri okumanız çok güç bi kız. zordu yani. zor kızı oynuyodu. bu kıza mesela duygu kozunu oynayamazdım. duygusal bi biçimde kızı etkileyemezdim. bu kızın önceliği aşk değil prestij ve yükselme idi. o açıdan benim sözümü dinleyebilmesi için bana aşık değil saygı duyması gerekiyodu. saygısını yükseltmem gerekirdi bana karşı. prestijime aşık olabilirdi. ancak o şekilde etkilenebilirdi çünkü. kızların tercihleri farklı farklıdır. hepsi aslında aynı şeyi ister ama. aşk lafının altında hep bir tek anlam yatar. kimisine göre aşk duygudur. onlar masum ilişkilerin kadınıdır. ve içinde masumiyet olan herşeyinize aşıktır. kimileri ciks kadınıdır. fanteziler ve ciksi şeyler ile beslemenizi ister duygularını. tahrik edilmek ister. arkasından koşmanızı kelepçeli sözlerinizle gönlünü okşamanızı ister. heyecan ister. atraksiyon ister. kimileride böyle sert ve cool kadınlardır. belli bi elitlikte olmanızı , belli bi karizmada olmanızı ve saygın bir kişiliğe sahip olmanızı ister. onu ancak saygın kişiliğiniz , ve kararlı erkeksi duruşunuz etkileyebilir. who is your daddy ? demenizi ister. onu o aşamaya getirmenizi ister. patronun kim olduğunu gösterebilecek karizmayı sağlamanızı ister.
-
33.
+3leylayla çıktık onların şirketten. nereye zütüreceğimi biliyodum. hep takıldığım yerler vardı düzcede hatırlarsınız. hala yerli yerinde durup unutulmaya yüz tutmuş sakin kaliteli yerlerim. kafelerimden bi tanesine zütürdüm. çayın beş liraya yakın bi paraya satıldığı elit sayılabilecek bi yerdi. çayından ziyade kahvesine bayılırdım oranın. kendine has bi ortamı vardı. girdik içeriye. oturduk masaya ama. yaptığımdan pek hoşnut değildi leyla. morali bozuktu. yenilmişti bi kere. kaybetmişti. sinirliydi hala. ve benim onu ezip dalga geçeceğimi , zaferimi kutlayacağımı falan sanıyodu galiba. bi gerginlik vardı. hadi yapta bitsin der gibi bi hali vardı. dedim o kadar kötü değil ya asma bu kadar suratını dedim. ne ? dedi. alt tarafı birlikte bişeyler içip evlerimize gidicez bu ne surat böyle dedim. valla hiç halim yok ibo gerçekten yorgunum. ne yapmaya çalışıyosun bilmiyorum ama sırf uğraşmaya takatim olmadığı için geldim. biran önce evime gitmek istiyorum dedi. elimle çağırdım garsonu. geldi buyur abi diye. bize iki tane orta kahve getir genç dedim. kendisi ağzını açıp sipariş vermeye hazırlanıyodu ki ben kendim söylemiş bulundum. tekrar yerine döndü. hafiften doğrulmuştu sipariş veriyim diye. başüstüne abi diyerek gitti çocuk. rahatla biraz , merak etme dedim. yanımda mutsuz olan kadın görmedim henüz dedim. kaşları falan kaldırım hıııı salak kesin öyledir bakışı attı. teaallahım dedim içimden. niye bu kadar aksisin sen ya dedim. ne diyosun be dedi. ne ne diyosun be dedim. tanıştığımızdan beri sürekli bi gerginlik sürekli bi regl havası. nedir yani bu havalarının sebebi bu gerginliğinin sebebi falan dedim. ufff çünkü sürekli etraftasın. çünkü sürekli sinir bozuyosun. ve gerçekten çok gıcık bi tipin var ya sana bakınca böyle suratının ortasına bi tane patlatasım geliyo. yani gerçekten çok itici bi halin var geriyosun beni ya falan diye anlatıp duruyo .halleri gülümsetti. sözünü yarıda kesip neye gülüyosun sen dedi. yok bişey dedim. hayır hayır söyliyceksin neye gülüyosun ? komik bişey mi söylüyorum falan dedi. ya hayır sadece gerçekten insani yanlarını görünce tuhaf oldum biraz dedim. senin içinde de bi insanın olduğunu görmek gerçekten değişik hissettirdi gülümsetti yani dedim. allahalla ne sanıyosun acaba beni falan dedi. ne biliyim sürekli içinde ejderha varmış gibi davranıyosun da. ağzından ateş çıkıcak falan diye tırsıtıyosun insanları farketmiyomusun falan dedim. haaayır be salak diyerek güldü böyle. o sırada kahveler geldi. hiç arkadaşın falan yokmu buralarda dedim. yurtdışından gelmişsin. ordadır heralde tüm arkadaşların falan dedim. ya yok orda da pek fazla arkadaşım yoktu dedi. anlattı. bu kız bayadır yurt dışında yaşıyomuş beyler. bazı sebeplerden ötürü olduğunu tahmin ettim ama söylemedi tabikide. üstü kapalı geçti oraları. anladım tabiki reis olarak. pek fazla arkadaş canlısı değil. zaten biraz soğuk sert bi kız. çok açık oynayan bi kız değil. vicdan merhamet aşk , duygusallık falan çok ikinci hatta üçüncü planda onun için. karakterini tahlil etmeye başlamıştım anlattıklarından. playboylukta belli bi seviyeye geldikten sonra kullandığı kelimelerden bile bazı çıkarımlar yapabilirsiniz.Tümünü Göster
-
-
1.
0burda kaldım sayfa 5
-
1.
-
34.
+2Evet beyler. Hazırsanız Bankanın politikasını anlatıyorum. iyi dinleyin. Hiç bi işinize yaramasa bile en azından bilin. Hiç olmadı bi ortamda anlatır hava yaparsınız .Yoksa da bilin olum bilinçli olun. Normal bi piyasada mal veya hizmet karşılığı para verirsiniz. Yani ortada ya aldığınız bi mal vardır. Ekmek gibi su gibi , dildo gibi vibratör gibi falan. yada hizmet alırsınız. masaj , diş muayenesi, gibiş vebenzeri. Para piyasasında işler değişik işler. Ne mal alırsınız. Ne hizmet. Ama başkasının parasını alır kullanır bunun karşılığında hem aldığınız parayı hem aracı kurumlara kesilen prim ve komisyonları öder , eninde sonunda zararlı her zaman siz çıkarsınız. Şöyleki banka mantığında işleyiş basittir. Banka kasasını açar ve vatandaşların getirip para koymasını bekler. Ahmet getirir 100 lira koyar. Mahmut gider ve 300 lira koyar. Suriyeli kardeşimiz abdusselam bin hayret de gider 1000 dolar koyar. Banka bu paraları alır almaz faize yatırır. Gider ihalelere girer. Devletin tahvillerini alır. Şirketlere ortak olur. Yani sizin paranızla iş yapmaya başlar.3 gün sonra ahmet gidip hacı bizim 100 lirayı ver dediği zaman abdusselamdan aldığı 1000 doların içinden ahmete bi 100 lira para verirler. ahmetin parası devletin elinde faizde beklemektedir çünkü. yeni bir suriyeli kardeşimiz resul bin hattap bankaya gelip 300 lira kredi çekmek istediğinde mahmutun 300 lirasını resule verirler. Resul ihtiyacını görür ve aylık ödemeleri yapmaya başlar. bu paranın üzerinden aylık olarak faiz hesaplanır. taksitlere böler parayı kolay öde diye güya. ilk ödediğiniz taksidin %90 ı bankanın koyduğu faiz oranıdır. ikinci taksidir %80 i.
Yani bankanın ödeme önceliğinde her zaman faiz vardır. Çünkü faiz kendi parası , ana para mahmutun. Anlaşıldı mı ? O yüzden kredi ödeme tablosuna baktığınız zaman önce faiz azalır. Daha sonra ana para biter. -
35.
+2Hasan ister istemez tırstı biraz. Hacı dedi bak. para meselesi sorun değil. Daha öncede yaptık gene yaparız. Yüklü miktarıda ayarlarız. Krediler genel merkezden onayla gelir beyler. Müdürde olsanız , genel müdürde olsanız ordinaryus müdürde olsanız genel müdürlük red onayı bastımı 1 lira bile alamazsınız. O nedenle hasanın bazı işleri hiçbir müdürün haberi olmadan yapması gerekiyo bu işlerde. Bazı yerleri fazla ayrıntıya girmeden anlatmaya çalışıyorum. Nolur nolmaz amk durduk yere züte gelmeyelim. Neyse abi. Hasan kem küm etti biraz ama abiniz ısrar etti ve ikna etti tabikide. Zamanında oluyo tabi bunlar baya önceki olaylar. Benim anlatacağım olayla alakasız. Hasanla biz planı kurduk. Ben bunlardan spot kredi olarak bi kaç gün üst üste kredi kullanacaktım. ve sonra ertesi gün tekrar ödeyecektim. Hareket bu şekilde gözüktükten sonra ben malları sevk aşamasına gelene kadar kendim yürütecektim. Bütün taşeronlarla anlaşıp peşin peşin çalışmam ve varış noktasına gelmeden önce karşı taraftan illaki bi para almam lazımdı. dediğim gibi bankada para olmadan olmaz. Hasanın elindeki bütün parayı alıp şubeyi bi kaç günlüğüne resmen boşaltacaktım. O bi kaç gün içerisinde hasana kasayı ben açmam gerekiyodu. Yani şöyle birisi para çekmeye bankaya gittiğinde hasanın bankadaki gişe memuru kasadan gelmiş parasını alır. Sayar ve verir. Atm lere de aynı şekilde sabah sayılır konur. Akşam sayılır alınır. Hasanın şubesinde ben parayı çektikten sonra kuruş para kalmayacağı için bi kaç gün burdaki şerefsiz gavatlar ne çekerse benim cebimden çekecekti.
-
36.
+2Bizim hasan. Filanca bankanın müdürü. Bunun bankadan biz sayısız kredi aldık. Ki karşılığında bunlara devasa paralar ödedik. O yüzden bizim firmamız bunların baş tacıdır. Hiçbi işlemimiz yarıda kalmaz. Piyasada bunların bankadan yapılacak hiçbir çekimiz geri çevrilmez. Hiçbi kredi başvurumuz cevapsız kalmaz. Kesinlikle sıra beklemeyiz ve devamlı iletişim halindeyiz. Bizim bu hasanla takılıyoruz. Sayısız badireler atlattık bunla. Bu bize nakit akışında yardımcı olacaktı. Gireceğimiz önemli işlerde ben bunla oturur uzun uzun konuşurdum. Bankada herhangi bi şubede yüklü bi şekilde para çekimi yapılamaz beyler. Gişeye gelip kendi hesabınızdan 25.000 lira çekemezsiniz. Kendi paranızı alamazsınız yani. Müdürün onayı gerekir. yanılmıyosam 15.000 falan olması lazım belli bi sınırın üstü müdürün önüne gider. Ve müdür onay verirse siz o parayı çekebilirsiniz. Ki bizim çektiğimiz paralar kaç 15 bin. Bunla önemli işler öncesinde para için konuşurdum ben. Şirket için önemli oluşlarımın bi sebebide budur. Kime nasıl ve ne kadar iş yaptıracağımı çok çok iyi bilirim. Hasana dedim ki bi gün hacı bizim acayip bi iş var. Anlat bakalım gene kimin ocağını batıracaksınız dedi. Şakayla. dedim olum o sizin işiniz. dıbına koyum bi 3 lira kredi verip iliğine kadar soyuyonuz milleti. La bırak makarayı dedi anlat. Dedim böyle böyle. Yüklü bi iş var. Büyük bi ihaleye girecek şirket. Ülke bazında. Dış ticaret. ihracattan kalacak parayı geçtim sadece alacağımız vergi iadesi ile senden çektiğimiz kredinin faizini öderiz biz dedim. istediğim meblağ çoğunuzun hayatı boyunca göremeyeceği kadar çok para. ki ben bile böyle bi ihaleye girmemiş olsam göremezdim o parayı yani. Ama riskli iş beyler. Dış ticaret her zaman risklidir. Neden diye soracak olursanız , mallar kara yoluyla taşınırsa tırlarla , deniz yoluyla taşınırsa gemiyle gider. Uçakla mal göndereni hiç görmedim. Genellikle gemi tercih edilir. Limandan limana gidiştir olay. Satıcı malları limana kadar getirir. Ya limana , ya geminin yakınına , ya güverteye, yada varış noktasına kadar zütürür ve sorumlulukları orda biter. Gemiye mallar yüklenip ebesinin dıbına kadar gidecek. Denizde lodos çıkmayacak . Hava koşulları iyi olacak. Somalili korsanlar yağma yapmayacak. Mallar batmayacak ta sizde sağ salim paranızı alabileceksiniz. iş sanılandan daha fazla riskli. işin taşağı bi yana harbiden var o gibtiğimin korsanları. dıbına koduklarım zütlerinde don yok. Ellerine milattan kalmış palaları alıp beyaz dede donlarıyla mavi denizlerde terör estirmeye çalışıyolar. Hoş 1-2 ay sürüyo yada sürmüyo efsaneleri. Sonra noluyosa birleşik devletler bunları bulup gibiyo mu napıyo meçhul. Ama yok oluyo gavatlar. Sonra başkası çıkıyo. Suriyeli gibi gavatlar. Bitti diyemiyosun hemen bi tane daha çııkıyo amk.Tümünü Göster
-
37.
+2yani bizim paramızı bize işleterek aramızda komisyonculuk oynar banka. Ve faiz oranlarıda bizim paramıza kendi paramıza koyduğu faiz oranıda %2.50 lara varan fahiş oranlardır ki bu oranlara gelemez amk bu. Ama devlet sırf paranın değeri ve ekonomik dengelerin bozulmaması için özel piyasalara müdehale etmez. Eğer çok riskli bi döneme , enflasyona yada krize yol açacak bişey olursa piyasadaki parayı çeker ve bekler. Daha sonra tahviller çıkarır ve satar. Böylece parça parça bi dalga yaratır. Eğer devlet özel sektöre müdehale ederse tekelleşme diye bişey söz konusu olamaz. Ve büyük şirketler sizin bizim gibi vatandaşların zütünü gibemezler. Hal böyle olunca devlet tekel olur ve devlet sizin bizim gibi vatandaşların yanı sıra onlar gibi para babalarının da dıbına koyarlar. Bunuda hiçbirisi istemediği için devleti özel sektöre karıştırtmazlar. anlaşılıyo mu bunlar ? açın gözünüzü amk. açın.
-
-
1.
0vay AMiNAKOYiM
-
1.
-
38.
+2beyler sahurdan sonra bikaç part daha atıcam. isteyen rezleri alsın şimdiden.
-
39.
+2ulan eve geldim. Kıytırık kız içime dert oldu. söyleniyorum söyleniyorum. Amaaan boşver falan diyorum beş dakka sonra gene fitil oluyorum. Orda çünkü bi laf sokmuş gibi triplere girdi daşşağını geçti kendi çapında. Ben yorgundum bişey diyemedim ya içimde kaldı amk. Dayanamadım. illa bişey yapmalıyım havalarına girdim. Dedim bunu benimde bi gıcık etmem lazım. illaki bişey bulmam lazım. Lanet olasına kıza haddini bildirmem lazım. Öyle aklınıza bişey gelmesin ha afeti derya bi kız falanda değil. Potansiyel bi kız işte. Hatta benim standartlarıma göre çirkin bile sayılabilir. Şöyle söyleyim derecesini , şu derece çirkin diyecek olsak , göz kapağı üstüne beyaz far, onunda üzerine fıstık yeşili sim atılmış çirkinliği diyebiliriz. Burunda yağlı tabi. ıyy. Harbi çirkinmiş lan karı. neyse. yani sadece ayarımızı verecektik biz. Başka bi niyetimiz yoktu bunun altını çizmek mahiyetinde söyledim. Ertesi gün işte bütün gün aklımdaydı bu. Ne yapmalıydım. Ne yapıpta bende onu züt etmeliydim. Ne yapıp o günü kurtarmalı o günün altında kalmamalıydım. Düşündüm düşündüm. Aklıma çok bi binlik gelmedi. En sonunda tam işten çıkarken dedim gene ordan ekmek alıyım falan derken. Planı kurdum. ordan geçerken her gün ordan bi tane ekmek alacaktım. Ve hergün ne kadar diye soracaktım. Ve 1 lira bırakıp çıkacaktım. On numara bi plandı bu benim için. Başlangıç için yeterliydi. Daha sonra ben olaylara göre şekillendirirdim nasıl olsa. neyse abi. girdim gene içeriye. Hoşgeldiniiiiiz dedi gene yayvan bi ağız ile. Hoşgördük dedim. 1 tane ekmek alabilir miyim diye ekledim. Tabi dedi gitti gene aynı şekilde aldı. Tezgaha koydu. Bi saniye es verip sordum. Ne kadar ? diye . önce söyleyecekti gayri ihtiyari bi şekilde. Sonra dünkü olayı hatırlayıp gülümsedi mh diyerek. sonra 1 lira dedi gülerken. verdim oraya büyük bi ciddiyetle 1 liramı. Kolay gelsin diyerek ayrıldım. Ama nası mutluyum. Bişey diyecekti ama sırf o çalışan ben müşteri olduğum için diyemedi. O tezgahın arkasında olduğunun ve benim ön tarafta olduğumun altını bir kez çizmiş oldum. Ve daha sonraki günlerde yerimizi bileceğimizi günden güne daha çok ona yerini hatırlatacağımı düşünerek eve öyle bi gittim ki anlatamam size.
-
40.
+2ama kafamda bi soru işaretiydi leyla. kafası normal değildi. yani pgibolojik destek alması muhtemeldi. şizofren falan olabilirdi. gerçekten akıl karı değildi yaptıkları. kafayı bozmuştu yıllarca kız. belkide yurt dışına bu yüzden gönderdi onu babası. belkide hakkaten öldürmüştür birisini bilemiyorum. anlatsalar inanırım yani. ha tırstım mı tabikide hayır. ben ne tırsacam amk. bi canımız var zaten onuda ha ona vermişiz ha evde osbir çekerken ölmüşüz. ne farkı var. gerçi birisi zevkü sefa içinde olur ama. neyse artık. zevkini çok sürdük birazda cefasını çekelim demi. evime gidip kahvemi falan aldım. internette dolanmaya başladım. sözlüğe falan girdim biraz film falana izledim. epeydir kendime vakit ayıramıyodum. biraz gitar falaan çaldım. o sıralar benim evin karşısında tek katlı müstakil bi ev vardı. ufak tefek şirin bişey. bahçesinde elma ağaçları falan var ama nasıl güzel bi ev. bahçesi falan bakımsız ama. birisi girse içine yaşayan olsa baksa çekse çevirse şöyle villa gibi olur amk ev. dışardan böyle gürültüler patırtılar geldi. çıktım baktım şöyle camdan dışarıya. bi kamyon yanaşmış. yeni birileri taşınıyo eve. vaay kim tutmuş lan burayı falan dedim. aşağıya indim. kamyonun yanında herkes haldır huldur eşya taşıyolar falan. kamyoncuyla falan oo hacı naber hoş beş ettik. sonra ev sahibi herif geldi içerden ter su içinde. selamun aleyküm dedim. aleykümselaaam dedi böyle babacan bi tavırla. hoşgeldiniz hayırlı olsun dedim. saool güzzel kardeşim teşekkür ederiz dedi. geldik el sıkıştık. orta yaşlarda gayet halim selim bi adamdı. otoriter olduğu belliydi. beni pek sevmeyeceği kesindi. böyle emekli orgeneral tipi vardı. saçlar maçlar böyle kep altı kesilmiş. subay traşı. nerden geldiniz nası ettiniz nerde çalışıyosunuz bende şu karşı apartmanda oturuyorum falan derken biriki dakka ayak üstü muhabbet ettik. yardıma ihtiyaç varmı dedim yok saol biz hallediyoruz dediler. iyi ben işinizden alıkoymayım tekrar hoşgeldiniz dedim. tam çıkıyodum ki içerden eşarbını düzelterek bi kız çıktı. tam böyle açmış eşarbı kapının önünde. tekrar bağlıyodu. saçlarının kızıllığını ve yüzünün beyazlığını görebildim. amk bi saniye kadar öyle şebek gibi kaldım orda. öyle bi şey yok. kalbim öyle bi attı ki anlatamam size. kızın temizliği masumluğu güzelliği resmen yüzüne vurmuştu. ula nbi kızın yüzü ay gibi parlar mı? yeminle yan yana gelip aya baksak , ay onu seyreder. o derece bi güzellik. hemen apar topar başörtüsünü takıp içeriye kaçtı. bende farkettirmemek için böyle elim ayağıma dolaşmış salak salak önüme döndüm. Allahtan babası o sıra kanepeyi yükleniyodu da farketmedi beni. kız çok acayip bişeydi. ulan o neydi bee diyerek eve geldim. elim ayağım titriyodu. ilk defa hissettiğim şeyler. biliyosunuz beni. en son baharda bu kadar kendimi kaptırmıştım ben bi kıza. o bu kadar etkilemişti beni. ondan sonra zaten zar zor düzen tuttu hayatım. o gün bugündür ne playboyluğa nede karıya kıza öyle asılıyodum. işime odaklanmış arada ufak kaçamaklar yapıp playboyluk defterini sıcak tutuyodum hepsi bu. hani eskimesin diye. çünkü ara verdiğiniz zaman unutursunuz beyler. spor gibidir. başladığınızda herşey güzeldir. ilk başlarda sancılı , daha sonra meyvelerini almaya başladığınızda gayet güzel gelir. zorlaşmaya başlar öğrendikçe. öğrenmekte zor gelmeye başlar. sonrasında artık oldum yeaa diye havalara girip bırakırsanız eğer bi süre sonra aynen vücut yapmış abilerin bıraktığında vücutlarını salmaları gibi sizde playboyluğu salar geriye dönüşü çok zor yaparsınız. en başlara dönmek zorunda kalırsınız. o yüzden sıcak tutuyodum günlüğü. neyse eve geldim elim ayağım tir tir titriyo. gittim banyoya bi elimi yüümü yıkadım. soğuk suyla. yok geçmedi. yatağa yattım böyle nefes nefeseyim. kalbimi tuttum. inanılmaz atıyo. ulan bu ne dedim. ölüyomuyum falan diye bi ara telefona sarılıp ambulansı arama fikri bile geçti içimden. ama acayip bi huzur vardı kalbimde. sırf onun huzuru yüzünden bırakabildim zaten telefonu. o kısacık 1 saniyelik an yok mu. gece boyunca aklımdan çıkmadı. sabaha kadar uyuyamadım.Tümünü Göster
-
41.
+2Evet sevgili dostlarım. Yazmaya değer şeyler çıktıkça sizlerle paylaşıyorum. Merak etmeyin siz buralardayım ben devamlı. Sizleri takipteyim. Yorumlarınızı görmekteyim okumaktayım. Yorumları gönderin amk ben onları çok dikkate alıyorum. Sizlere bikaç adımda nasıl günlük hayatı renklendirebileceğinizi son zamanlarda yaşadığım bir olayla örnek olması da açısından anlatıcam. Umarım faydası da olur eğlenirsinizde hepsi birden işte. Hadi bakalım başlıyoruz.
-
42.
+2yapmayın olum. kızlardan arkadaş olmaz. Bunu unutmayın. Bi kızla bi erkek arkadaş olamazlar. Eğer ki oldular , arkadaş kalamazlar. Mutlaka bi bit yeniği çıkar. mutlaka. Unutmayın bunu asla. defalarca kez başıma geldi. Halada gelmeye devam ediyo. Anlıycağınız dertliyim amk.
-
43.
+2o an anladım ki bişeyler olacaktı. Saçmalayacaktı bu kız bi zaman sonra. Ve bu güzel arkadaşlığın kankiliğin taku çıkacaktı. Yani ben normalde kızlardan arkadaş yapmam biliyosunuz beyler. Kızla erkeğin arkadaş olamayacağı kanaatindeyim. Tezimide doğrular nitelikte binlerce örnekten bir tanesi olarak bu kızı sunuyorum. Daha sonraki günlerde ben bu kızla arama birazcık mesafe koydum. ama çok değil yani öyle çok samimide olmadım yanlış anlar belki diye. Çok resmi de durmadım durduk yere tavır koyar gibi. gerek yoktu yani. Neyse abi. sonrasında biz bu kızla gene konuşuyoruz herşey iyi güzel sohbet muhabbet arkadaşça devam ediyo. Bir gün gene evine bıraktığım zamanlardan birinde şeylerden konuşuyorum böyle işte bak şu bankadaki çalışan varya sarışın tam senlik varya aklına girsen erik gibi kütür kütür zütürüsün falan diyorum. Espriyle karışık. Oda devam ediyo böyle muhabbete katılıp dalga geçiyoruz falan. Evlernin önüne gelince buna gene bi baba sarıldı. Tutturdu ille sarılalım. Ya nerden çıktı şimdi bu diyorum. Yok bi kere sarıl bana daha önce hiçbir erkekten böyle bişey istemedim diyo. Ya yapmayalım diyorum bak. ben istemiyorum sarılmak falan neden sarılıyoruz diyorum. Anlamıyo. Sevgilim var benim başka birini seviyorum bunu ona yapamam dedim. Bi durdu. Bu ikisini birbirine karıştırma bu arkadaşça bi sarılma falan dedi. Aslında bende oda biliyo bunun arkadaşça bi sarılma olmadığını. zaten bende onun için sarılmadım. Yoksa hani ayrılırken hadi görüşürüz diyip bi ülkücü selamı çakmanın hiçbir sakıncası yok. Yaparım yapmasına. Ama bu kızın istediği bu tarz bi sarılma değildi o açıdan ben sarılıpta işleri mahvetmek arkadaşlığı bi adım öteye taşımak istemedim. Bozulsun istemedim. Bide kızla asla sevgili olmak istemem biliyosunuz aynı iş yerinden yada okuldan yada sınıftan böyle sevgili yapmaya karşıyım ben. Prensip icabı yapmam yani. Ne gerek var. Kız illa sarıl diye üstüme üstüme gelmeye başladı. iş iyice inada bindi. Bu sefer bende sarılmamak için elimden geleni yapmaya başladım. Hava karanlık sokakta kimse yok kız üstüme geliyo ben kaçıyorum. Gelme bak falan yapıyorum. Bi yandan komik Bi yandan saçma bi durum var ortada. Ya sarılalım bi kez falan yapıyo sürekli. biz böyle sokakta 15 dakka boyunca tavşan kaç tazı tut oynar gibi saçma sapan haller içinde kovalaştık durduk. Sonrasında kız pes etti camlardan bakanları falan görünce. Öyle olsun falan diye başını öne eğdi vicdan yaptırmaya çalışarak çekti gitti.Tümünü Göster
-
44.
+2ulan böyle böyle anıların arkasındaki arkadaşlık işte. Saçma sapan yerlere geldi. Kızla çorbaları içip eve doğru yollanıyoruz. Evlerinin önüne geldik. Daha önceki geç çıktıklarımızda bi kaç kere gene ben zütürmüştüm evlerine. Bu seferde aynı yerde lambanın altında durdum. Hadi git annen falan görmesin şimdi yanlış anlar diye hep orda duruyorum ben. gene durdum. Hadi git gene görüşürüz dedim. buda gidiyodu. Döndü tekrar yoldan. Hayırdır deidm. ee şey falan dedi. ne dedim. böyle bakıyo gözüme gözüme. Bende bakıyorum gözüne. Lan öyle salak bi durum ki ne yapacağımı bilemedim. bi kaç dakika baktık öyle. Bişey dediği yada bi hareket yaptığı da yok. Öylece bakıyo kız. ne dedim. Ya bi dakka dur falan yaptı. Tamam dedim bakıyorum. Beş dakka daha bakıyoruz. Yav niye duruyoruz salak gibi dedim. Ya bi dakka falan yapıyo hala bişey söyleyecekde söyleyemiyo gibi. En sonunda bi girdi mevzuya. ben... dedi sustu böyle. ya şey ben... dedi. bu klagib sahneyi hepiniz dizilerden yediyüz kere seyretmişsinizdir. En azndan ben seyrettim ve nefret ederim bundan. Direk dedim ki allah aşkına o topa hiç girme. O cümlenin sonunu hiç getirme. Hadi biz efendi gibi dağılalım olaysız bi şekilde. Gidelim evlerimize yatalım . Hiç gerek yok şimdi ona güzel bişeyi mahvedecek gibi bişey gelecek sanki öyle hissediyorum dedim. Biraz baktı güldü falan. hınzır bi gülüşle. Hadi falan dedim. Neyyyyse dedi gülerek. ve gitti.
-
45.
+2merak etme diyerek devam etti. bütün bunları sana neden anlatıyorum bilmiyorum. sadece anlatmak istedim hepsi bu. yani benim gidipte karşısına oturup dedikodu yapabileceğim bi arkadaşım , çekiştirebileceğim birisi , konuşabileceğim bi dostum falan hiçbi zaman olmadı. hiçbi zamanda olmayacak diyodum ki sana içimden bunları anlatmak geldi. rahat hissettim. ve anlattım. ha hemen havalara girip herşeyin düzeldiğini aramızın iyi olduğunu falan düşünme. hiçbişey değişmedi. hala karşındayım. hala ezeli rakibinim senin. ama dertleşmek için seni bulabileceğimide biliyorum. istemezsen anlatmam dedi. ya yok benim için problem değil dedim. birazcık şaşırdım sadece. bide belli bi noktadan sonra benim yüzüme benim dedikodumu yapacaksın gibi geliyo yani. oturup burda ibo bugün naaptı biliyomusun falan diye beni bana anlatacaksın gibi bi his var içimde. dedim. güldü. ya ne kadar salaksın falan diyerek. bende güldüm. yemeğimizi falan yedik gayet güzel sohbet ederek. yalnız tebrik ederim. güzel oyuncusun dedi. valla henüz bişey görmedin diyebilirim dedim. hemen girme havalara dedi. yo yo hava değil. farkındayım ben senin gerçek yüzünü ve yapabileceklerini asla anlayamıycam. daha türlü türlü işler açacaksın başıma. inceden saykodelik bi tavrın olduğunuda düşünmüyo değilim. ama sende bil benimde görmediğin yüzlerim vvar. yapabileceklerimi sende tam manasıyla asla çözemiyceksin dedim. evet biliyorum bugün bi kez daha farkettim dedi. yemeğimizi falan yiyip çıktık lokantadan. kapıda ayrılmayı düşünüyodum. bi an yeltendim şöyle diğer yöne doğru. döndü baktı. gelmiyomusun? dedi böyle. geleyim mi dedim. bilmem yani böyle davet eder gibi oldu ama. yani ne biliyim. gelirsin diye düşünüyodum dedi. kolundan tutup çevirdim yola ve yanyana yürümeye başladık. gene kollarını kavuşturup ağır adımlarla yürümeye başladı. hala kendini hiç anlatmadın dedi. belki başka bi buluşmaya dedim. yada hakkımda ne kadar az şey bilirsen senin için o kadar iyi küçük bayan falan diyip moda giriyomuşum böyle falan diye tatlılıklar yaptım. güle güle öldü. aramızdaki şey çok farklı bişeydi. yani gerçekten tam şizofren işi. sabahları gayet gırtlak gırtlağa çökmüş iki düşman oluyoruz. akşamları bi şey esiyo ikimizden birisine. oturup birbirine dert anlatan iki dost oluyoruz. hayır bunları yaşadığımızın ertesi günü gidip inşaattan demir çalıyo dıbına koduğum ya. nasıl bi beyin nasıl bi duygu seli yaşıyo içinde nası bi deli anlamadım ki.Tümünü Göster