bugün tek başıma sinemaya gittim. genelde böyle sosyal aktiviteleri yalnız başına yapan biri değilim. bu da ikinci oldu zaten. daha önce bohemian rhapsody'ye gitmiştim tek başıma, şimdi de glass filmine gittim. yanımda sürekli konuşan 3 kişilik arap arkadaş grubunu ve arkamda çatır çutur patlamış yiyen siyahi kızları saymazsak güzel bir tecrübeydi. film de efsaneydi ayrıca.

yalnızlık eskisi kadar yormuyor beni. zaten sabaha karşı 6 gibi yatıyor, öğleden sonra 4 gibi kalkıyorum. gün bitmiş oluyor. spora gidiyorum işte düzenli. tek sosyal aktivitem spor. bi de arkadaşlarla counter atıyoruz sürekli.

sinemadayken görevli kızın biri içerisinin sıcaklığını düşürmek istedi. içerde biraz sıcak aldı millet, uyardı görevliyi. kız da klima soğuk moddayken dereceyi yükseltirse daha soğuk olur mantığıyla ısıyı yükseltiyor sürekli aq. halbuki düşürmesi lazım. başka bir görevli arkadaşı ne kadar anlattıysa anlamadı bir türlü olayın mantığını. sıcak moddayken ısıyı düşürünce ortamın soğuduğunun, artırırsa ısındığının farkında fakat soğuk moddayken artırdığı zaman daha soğuk olacağını düşünüyor. harbiden aq bu klimalarda soğuk ve sıcak mod ne alaka lan? yap tek modlu işte millet ona göre ayarlasın sıcaklığı

ikizler burcu bir kadını seviyorum

her dinlediğim şarkıda seni düşünüyorum. seni düşlüyorum.

gündüzleri o kadar hayal kurar oldum ki günümü yaşayamaz oldum. yaşadığım günlerden zevk alamaz hale geldim.

ve inan bana, dinlemem için attığın o şarkıları dinlerken acı çekiyorum artık. bazı şarkıları geçiyorum hatta o kadar dayanılmaz bir hal aldı bu durum.

dayanamıyorum ben.

ne olur söyle bana, bu kadar yakındayken nasıl bu kadar uzakta olabiliyorsun?

yok arkadaş yok. hak etmeyen insanlar için çaba sarf etmek yok artık.

sana değer vermeyen, seninle birlikte olmak istemeyen insanları zorla kendine çekemezsin; ben bunu anladım bu gece.

yaptığın planları kendine göre yapacaksın. hak etmeyen insanları kendi planına ortak etmeyecek, etmiş olsan dahi bu planlar için öyle çocuk gibi heveslenmeyeceksin.

çünkü insanlar bencil. insanlar umursuz ve empati kurmaktan yoksun.

bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirirseniz, ilk vazgeçeceği insan siz olursunuz demişler. ne kadar da doğru söylemişler...

2020'ye girdiğimiz şu günde bana muhteşem bir hayat dersi kazandırdığın için sana teşekkür ederim... artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

şimdiye kadar kimden hoşlandıysam benden hoşlanmadı

ya niye her seferinde böyle oluyor deli olucam artık ben ne kadar gerizekalıyım lan

hoşlandığım kadından en ufak bir ilgi gördüğüm zaman hemen gelecek hayalleri kurmaya başlıyorum. birlikte olsak ne kadar güzel olurdu... şunu yapardık buraya giderdik. böyle sürprizlerle şaşırtırdım, mutlu ederdim kendisini gibi hayallere dalıyorum geceleri.

e mutlu oluyorum tabi bunun sonucunda. böyle güzel hayallerle uykuya dalmak mutlu ediyor beni. geceleri iple çekiyorum hatta böyle hayaller kurmak için

sonra ekmek çıkmıyor bana o kapıdan, hüsranla sonuçlanıyor bütün hayaller... çıkmaz sokağın başında olduğumu biraz geç anlıyorum.

ne kadar aptal olduğumu sorguluyorum ta ki yeni bir kadından hoşlanana kadar...

korona morona bilmem ama benim yokluğum kor ona

delirmenin eşiğindeyim

saat 6 buçuk, sen yoksun...

düzeliyorum yavaş yavaş

tam 4 gündür hastayım ve bu durum daha böyle devam edicek gibi gözüküyor

yemek yiyemiyorum, yemekten tat alamıyorum şu an.

spora gidemiyorum. hatta sporu bırak 4 gündür dışarıya adımımı atmadım. çok üzgünüm.

geceleri zor uyuyor, sabah yataktan zor kalkıyorum. her yerim ağrıyor.

öksürüyorum, hapşırıyorum, burnum yarı tıkalı yarı akıyor, her öksürüp hapşırdığımda da başım ağrıyor ayrıca.

normalde ilaç kullanmayı veya doktora gitmeyi sevmem, hastalığın geçmesini beklerim ama bu çok kötü vurdu beni yarın doktora gideceğim.

kimin gözü değdiyse ben onun ta anasını zütünden gibiyim.

canım sıkkın bu şehirde

saat 6, sen yoksun...

yaklaşık bir yıldır yalnızım, duygularım çok karışık.

eski sevgilimi mi özlüyorum yoksa onun bana olan sevgisine, o sevilme duygusuna mı hasret kaldım bir türlü çözemiyorum.

yalnızım, kafayı yemek üzereyim...

* *