hastalıktan gibim bile kalkmıyor

iyileştim

son 2 gündür mutsuzum beyler. fakat değişik mutsuzum böyle

ne evden çıkıyorum, ne yemek yiyorum doğru dürüst, ne de spor yapıyorum

hava da çok sıcak zaten, bunalıyorum

cengiz kurtoğlu - duvardaki resmin dinliyorum şu an saat 3 buçuk

kız arkadaşımla sürekli gittiğimiz bi sandviççi vardı. adam bizi her gördüğünde halimizi hatırımızı sorar, muhabbet ederdi. gayet samimi ve sohbeti güzel bir insan.

ilk defa bugün ben oraya yalnız gittim . "hayırdır bugün yalnızsın galiba" dedi. evet abi dedim. "biz sizi birlikte görmeye alışmıştık" dedi. kız arkadaşım başka şehirde kalıyor her gün buluşamıyoruz abi dedim.

çünkü aramız bozuk diyemedim. ara verdik diyemedim. artık görüşmüyoruz da diyemedim. üzüldüm içten içe. birlikte sandviç yediğimiz günler geldi aklıma, hüzünlendim.

sonra bi tavuklu karışık sandviç aldım. 3 tl zam gelmiş. ulan ülke nereye gidiyor dıbına koyim dedim.

bugün akşam üzeri çıkıp bi kaç tur atıyım dedim arabayla. tek başıma. pek biri olmaz zaten yanımda. insan görürüm, hava alırım, değişiklik olur falan.

spotify'dan radyoyu açmışım rastgele müzikler çalıyor, dinleye dinleye dolanıyorum. yeni çalmaya başlayan şarkının sözlerine kulağım takıldı ansızın. "It's nine o'clock on a Saturday" diye bi giriş yaptı adam. hasgibtir lan dedim bugün cumartesi. hoşuma gitti böyle denk gelmesi.

sonra döndüm bi de saate bakıyım dedim. saat tam 9'u gösteriyordu o vakit. 21:00. ne bir dakika ekgib, ne bir dakika fazla.

böyle bir şeyin denk gelebilme ihtimalini düşündüm bir süre, müziği falan dinleyemedim. afalladım. evrenin bana vermeye çalıştığı bir mesaj mı var acaba diye sorguladım kendi kendime.

sonra dedim ki ulan hayat senin ta dıbına koyiyim ben

ara vermemize rağmen her gün konuşuyor, mesajlaşıyoruz ben anlamadım bu nasıl ara vermek dıbına koyayım

arkadaşlığın bir üstü sevgililiğin bir altıyız sanırım şu an anladığım zaman yazıcam yine

saçlarımı kestim çok yakıştı

allahım ne olur karşıma hayırlı birini çıkar

ben artık mutlu olmak istiyorum bu hayatta

sevmek istiyorum, sevilmek istiyorum

ne olur çok görme bana bunu

son zamanlarda hayat bayağı koyuyor

a harfleri şapkalı olacak

yani herkese salak aptal falan diyorum ama esas salak olan benim galiba.

takıntılıyım, bir konu üzerine gereğinden fazla düşünüyorum. bazen gereksiz konuları bile abarttığım oluyor kafamda, gece kolay kolay uykuya dalamıyorum. düşündükçe düşünüyorum işte. hiçbir şeyi kafamdan atamıyorum.

unutamıyorum. yaşanmışlıkları unutamıyorum. artık hayatımda olmayan insanlarla geçirdiğim o güzel hatıralar aklıma geliyor, üzülüyorum. aslında hiç hak etmeyen insanlar için yas tutuyor, kendimi boş yere üzüyorum.

az önce gecenin bir vakti kafama esti, bindim arabaya eski kız arkadaşımın evinin yolunu tuttum. bir sürü yaşanmışlık var orada. değerli hatıralar var hiç unutulmayacak olan. evin önünden geçtim sessizce, pencerelere falan baktım. salonun ışığını açık gördüm, şaşırdım. pazarları evde olmaz çünkü genelde. "acaba evde mi lan?" diye düşündüm, tedirgin oldum. 3-4 tur attım böyle, sonra bastım gittim.

peki neden yapıyorum bunları? aptalım çünkü. ne yaşadığımı ben biliyorum. günlüğe de an be an yazdım her şeyi. 10 gün sonra ayrılmamızın üzerinden tam 3 ay geçmiş olacak. neden hala üstesinden gelemiyorum yaşadıklarımın? aptalım çünkü. ayrıca çok da yalnızım...

eski kız arkadaşımı gördüm bugün, hüzünlendim yine.

bir türlü atlatamadım şu ayrılığı. ne zaman onu hatırlatan bir şey görsem, onunla ilgili bir şey hatırlasam hep böyle oluyorum.

bana acilen bir karı lazım.

beni neden kimse sevmiyor lan

zaman çok çabuk geçiyor lan. yani zamanın çabuk geçtiğini fark eder duruma geldiğime göre gerçekten çabuk geçiyor yani.

gece yatıyorum, uykumu alamadan sabah oluyor. kahvaltı yapamadan öğlen oluyor. dışarı çıkayım yarım saat hava alayım diyorum, yarım saati epeyi geçiyor. bi iki maç counter atıyım diyorum akşam oluyor. anlamıyorum. nenem vefat etti bundan 10 yıl önce. 10 yıl lan koskoca 10 yıl... ve bu 10 yıl ne ara geçti anlayamıyorum, hayret ediyorum.

zaman göz açıp kapayıncaya dek geçiyor ve ben hayatı doyasıya yaşarmış gibi hissetmiyorum. üzülüyorum.

ben var ya ben, nasıl bir insan olduğumu gerçekten anlamış değilim. kız arkadaşım var fakat zaman zaman ondan hoşlanmıyorum. ayrılma planları kuruyorum.

ayran gönüllüyüm ben. her gördüğüm güzel kızdan hoşlanıyorum. sadece dış görünüşünü veya yürüyüşünü beğenerek haftalarca hayaller kuruyorum.

kimi zaman sevinçten havalara uçuyorum, çoğu zaman ise aşırı mutsuzum. insanların ne düşündüğünü çok fazla önemsiyorum ve bu beni yoruyor.

sevdiğim kızla birlikte olmadığım için üzülüyorum ve aynı zamanda şu an birlikte olduğum kızın duygularıyla oynadığımı düşünüyor daha çok üzülüyorum. bu durum da ayrıca beni yoruyor.

bazen bir baltaya sap olamayacağımı düşünüyorum, kaçıp gitmek istiyorum buralardan. her şeyi bırakıp gitmek istiyorum. imkanım da var fakat korkuyorum. beceremeyecekmişim gibi hissediyorum.

genel olarak salağım yani ben. hep salakça seçimler yaptım bu zamana kadar ve bunlar her seferinde zütüme girdi. hala giriyor, daha da mutsuz ediyor beni. yoruluyorum.

yorgunum yani...

bir kızı beğeniyordum. güzelliği etkilemişti beni ilk başlarda. boncuk gözleri, çok narin elleri vardı. dudakları da dolgun ve hoştu. burnu küçücük, kulakları kıvrımlıydı.

sonra bu kızı yakından tanımaya başladım. ses tonu çok hoşuma gitti önce. sonra konuşmasını beğendim. aynı ortamda bulundukça gülüşünün içimi ne kadar ısıttığını farkettim. davranışları, espri yeteneği beni benden aldı. hoşlanmaya başladım bu kızdan.

çok samimi olduk daha sonra. yakın arkadaşım oldu. dörtlü arkadaş grubumuzun üyelerinden biriydi. tek tek evlere misafirliğe gidiyorduk birbirimize.

az önce bu kızın evinden geldim ben. uzun zamandır içimi böyle bir his kaplamamıştı. aşık oldum ben. düşüncelerine aşık oldum. ne kadar mantıklı bir insan olduğunu öğrendim, bir o kadar daha aşık oldum. görüşlerimizin ne kadar uyuştuğunu farkettim, yüreğimi bir sıcaklık kapladı. kitap, dizi, müzik, film zevklerimizin benzer olduğunu gördüm, öldüm bittim oracıkta.

ulan aşık oldum ben aşık!! çok güzel, çok mantıklı, çok eğlenceli bir kıza aşık oldum. gülüşüne aşık oldum. yürüyüşüne aşık oldum. keşke bu kızla birlikte olsaydım dedim. kim bilir ne kadar eğlenirdik beraber...

ancak hayat bana bir tokat vurmalıydı, vurdu da. böylesine bir kızla arama mutlaka bir engel koymalıydı, koydu da. tüm bunlar olurken kızın sevgilisi vardı ve var olmaya devam ediyor.

eski kız arkadaşımla barıştık dün

hoşlandığım kız en yakın arkadaşına "sence ben güzel miyim? bu güne kadar kimse beni sevmedi" falan demiş. sahip olduğunu düşündüğü kusurlardan bahsetmiş ve dert yakınmış.

ah bir bilse onu ne kadar çok sevdiğimi. bir bilse ne kadar güzel göründüğünü. içim gidiyor dıbına koyim

hayat ne kadar değişik lan