0
94 YILINDAKi VURULMA OLAYI
- Bizi Quad Stüdyosundaki o geceye geri zütürebilir misin?
Vurulduğum geceye mi? Tabii. Ron G. New Yorkta bir DJ. Bana evine gelip gelemiyeceğimi sordu. Bir şarkı yapmamı istedi. Beni tabi gelirim dedim. Eve ben Stretch ve birkaç arkadaş gittik. Şarkıyı yaptıktan sonra Booker isimli adamdan telefon aldım. Bana Little Shawn'un kaseti için bir şarkı yapmamı söyledi. Ben de "peki bana 7000 dolar verin yaparım" dedim. "Param var gel" dedi. Biraz ot içtim, beni yine aradı. "Nerdesin niye gelmiyorsun?" dedi. Ben de "Geliyorum bekle" dedim.
- Onu tanıyor muydun?
Onunla birkaç arkadaş aracılığıyla tanışmıştım. Artık kirli işleri bırakmak istiyordu bu yüzden ona iyilik yaptığımı sanıyordum. Onu yönü sormak için aradığımda "param yok" dedi. Ben de "paran yoksa gelmiyorum" dedim. Telefonu kapattı ve yine aradılar. "Andre Harrel'i arıyacağım parayı alıcağını kesinleştiriceğim ama parayı kendi cebimden vereceğim" dedi. Ben de "peki geliyorum" dedim. Binaya doğru giderken biri üst kattan bağırdı. Lil Ceasar'dı. Biggie'nin arkadaşı. Bu yüzden rahatladım.
- Yani binaya girmek...
Korktum çünkü bu adam kavga ettiğim birini tanıyordu. Polise söylemek istemedim ama bütün dünyaya söyleyebilirim. Nigel beni Booker'la tanıştırmıştı. Herkes paramın az olduğunu biliyordu. Bütün konserlerim iptal ediliyordu kasetlerden aldığım paralar avukatlara gidiyordu filmlerden aldığım paralarda ailem için gidiyordu. Bu yüzden millet için rap yapıyodum ve para kazanıyordum.
- Nigel denen kişi kim?
Above The Rim çekimlerinde bütün gün onla eğlenirdik. Bana geldi ve "sana bakacağım artık başın belaya girmeyecek" dedi.
- Nigel'in diğer adı da Trevor değil mi?
Evet Trevor diye biri var ama Nigel her iki adı da kullandı. Onlara yakınlaştım. Beni alışverişe zütürdüler Rolex saat ve mücevherler aldım. Beni olgunlaştırdılar. Brooklyn'deki tüm gangsterlerle tanıştırdılar. Nigel'in ailesiyle tanıştım çocuğunun doğum günü partisine gittim. Ona güvendim. Anlıyor musun? Nigel'i de filme almaya çalıştım ama istemedi. Bu çok garip geldi bana. Hiç bir film de oynamak istemeyen zenci görmemiştim.
- Vurulma gecesine dönelim mi yanında kimler vardı?
Arkadaşım Stretch, adamım Fred, kız kardeşimin erkek arkadaşı Zayd. Korumam yok zaten. Stüdyoya gittiğimizde dışarda asker kıyafetli biri vardı. Şapkası yüzünü kapatıyordu kapıya gideken bakmadı. Hiç bir zencinin kıskançlıkla ya da saygıyla bana selam vermediğini görmemiştim. Bu adam sadece kim olduğuma baktı ve yine kafasını indirdi. Lobide bana bir şey olabileceğini hiç düşünmemiştim. Kapının açılmasını beklerken de içerdi bi adam vardı o da hiç bakmadı.
- Bunların ikisi de siyahi?
Evet 30 yaşlarında siyah adamlar. Ben de "bu adamlar Biggie için güvenlik heralde" diye düşündüm çünkü asker giysilerinden Brooklyn'li oldukları belliydi. Sonra "Biggie'nin arkadaşları bile beni seviyor bu adamlar niye hiç bakmıyorlar" diye düşündüm. Asansörün düğmesine bastım. Bu arada içeri 9mm'lik tabancalarla birileri girdi. "Kimse kıpırdamasın herkes yere ne takunuz varsa verin" dediler. Ne yapmalıyım dedim kendi kendime. Stretch'in kavga ediceğini sanıyordum çünkü Stretch onlardan çok daha uzundu. Zenciler soyguna gittiklerinde ilk en büyük zenciyi vururlar ama Stretch'e dokunmadılar hemen bana doğru geldiler. Herkes patates gibi yere düştü ben donup kaldım. Cesur olduğumdan filan değil sadece yere inemedim. Beni aramaya başladılar silahlımıyım diye. "Mücevherlerini çıkar" dediler. Çıkarmadım. Açık derili adam benim üstümdeydi gazete okuyan adamda Stretch'in üstündeydi ve benim üstümdeki adama "vur o..spu çocuğunu s..tir et" dedi. O zaman biraz tırstım çünkü adam silahı mideme tutuyordu. Tüm düşündüğüm sidik kesemdi. Silahı biraz yana itmek için elimle hamle yaptım ateş etti ayağımda hissettim. T.şaklarımdan vurulduğumu bilmiyordum. Yere düştüm. "Pac ölü taklidi yap" diye düşündüm. Beni tekmelemeye başladılar. Ateş etmeyin demedim hiç sesimi çıkartamadım. Eşyalarımı ben yerdeyken kapmaya başladılar. Gözlerim kapalıydı ama titriyordum durum beni titretiyordu. O sıra kafamın arkasında çok kuvvetli bir şey hissettim. Beni tekmelediler veya silahın arkasıyla vurduklarını sandım. Her şey beyazlaştı, bembeyaz. Hiçbir şey duymuyordum hiçbir şey hissetmiyordum. içimden bilincimi yitirdim dedim ama bilinçliydim. Onu bir daha hissetim. Şimdi duyabiliyordum görebiliyordum. Bilincim yerine gelmeye başlamıştı. Bir daha yaptılar yine bilincimi yitirdim her şey beyaz oldu bana vurdular yine bilincim yerine geldi.
- Konuşurken adlarını söylemediler mi hiç?
Hayır ama beni tanıyorlardı, yoksa aramazlardı. Bana çok kızmış gibiydiler; tekmelemelerini hissettim başka hiç kimseye vurmadılar. Ben de "ohh o..spu çocuğu oh ahh" diyordum. Çok sert tekmeliyorlardı. Bilincimi yitirdiğimde kafamda kan filan hiçbir şey hissetmiyordum tek hissettiğim karnımın çok pis acımasıydı. Kız kardeşimin erkek arkadaşı ben çevirdi ve "iyi misin" dedi. Ben de "vuruldum vuruldum" dedim. Fred de vurulduğunu söylüyordu ama o kurşun benim bacağım içinden geçen kurşundu. Ayağa kalktım ve kapıya doğru yürüdüm orda duran bir polis arabası gördüm. "polis geliyo ben daha üst kata çıkmadım" dedim. Topallıyordum hiçbir şey hissetmiyordum. Uyuşmuştum. Üst kata çıktığımızda çevreme batım ve çok korktum.
- Neden?
Çünkü Andre Harrel ordaydı, Puffy, Biggie. Nerdeyse 40 zenci vardı. Hepsinin üzerinde mücevherler vardı benimkilerden fazla. Booker'ı gördüm. Yüzü beni gördüğüne şaşırmış gibiydi. Neden ki? Ben zile basıp üstte çıkacağımı söylemiştim. Little Shawn ağlamaya başladı. Kontrolsüzce ağlıyordu. "Aman Tanrım Pac oturmalısın" dedi. Garip hissediyordum. Acaba niye oturmamı istiyorlar diye düşündüm.
- Çünkü 5 el vurulmuştun.
Kafamdan vurulduğumu daha bilmiyordum. Hiçbir şey hissetmedim. Pantolonumu açtım Karl Kani(bi giysi markası) pantolonumun üstünde barutu ve deliği görebiliyordum. Pantolonumu indirmek istemedim çünkü s*kimin orda olup olmadığını bilmiyordum. Sadece bir delik gördüm ve "bana biraz ot yuvarlayın" dedim. Kız arkadaşımı aradım ve "vuruldum annemi ara ve ona da söyle" dedim. Kimse bana yaklaşmadı hatta bakmıyorlardı bile. Andre Harrel bakmıyordu. Son 2-3 gün onla yemeğe çıkardım. New York Undercover çekimlerine beni davet etmişti bana iş bulacağını söylemişti. Puffy de arkada duruyordu. Puffy'i de tanıyordum. Biggie çıkmadan ona ne kadar yardım ettiğimi bilir.
- Ordakiler üzerindeki kanları gördüler mi?
Bana "başın! başın kanıyor" demeye başladılar. Ben silahla kafama vurdular sandım. Sonra ambulans ve polisler geldi. ilk gördüğüm polis taciz davasında bana karşı kürsüyü alan polisti. Yüzü gülüyordu ve t*şaklarıma bakıyordu. "Ne var ne yok Tupac nasıl gidiyor" dedi.
Belleuve Hastanesine vardığımızda doktor "Aman Tanrım" dedi. Ben de "ne, ne var" diyordum. Diğer doktorlara "şuraya bakın şurdaki barut" kafamdan bahsediyorlardı. "şurası giriş yarası şurası da çıkış". Öyle yaptığı zaman delikleri hissettim. Bayıldığım noktalar oralardı. Kendi kendime "s*ktir beni kafamdan vurmuşlar" dedim. "Ne kadar şanslısın bilemezsin 5 kere vurulmuşsun" dediler. Bu çok garipti. inanmak istemedim. Ben sadece ilkini hatırlayabiliyordum sonra her şey beyazlaşmıştı.
- Hiç öleceğini düşündün mü?
Hayır yemin ederim ki. O zencilerin silahı ilk çekişlerinden beri Tanrı'nın beni koruduğunu hissettim. Beni tek inciten şet Stretch'in ve diğerlerinin yere yatmalarıydı. Kurşunlar acıtmadı. Aslında iyileşene kadar hiçbir şey acıtmadı. Yürüyemedim kalkamadım ve elim s*kilmişti. Gazetelere bakıyordum ve hepsi hakkımda yalan söylüyordu.
- Seni en çok sıkan haber hangisiydi?
Ben en çok sıkan şey olayı benim planlamış olmamdan bahseden bir herifti. Onu okuduğumda bebek gibi, kancık gibi ağlamaya başladım. inanamadım. Beni parçaladı. Sonra haberler üzerimde silahımın ve otumun olduğunu söylüyorlardı. Kurban ben olduğum halde olayı ben yapmışım gibi gösteriyorlardı.
- O zamana kadar çok ağrın oldu mu?
Evet başım ağrıyordu, bağararak uyanıyordum. Kabuslar görüyordum. Rüyalarımda hala beni vuruyorlardı. Tek gördüğüm şey o zencilerin silah çekişleri ve adamın "o o... pu çocuğunu vur" demesiydi. Sonra çok pis terlemiş olarak kalkıyordum ve başım ağrıyordu. Bellevue'deki pgibiyatrist buna travma-sonrası stres dedi.
- Hastaneden ne zaman taburcu oldun?
Diğer gece. Bana yardım ediyorlardı ama ben bilim tasarısıymışım gibi hissettim. içeri gelip s*kime bakıp duruyorlardı. Bu da pek iyi bir durum değildi.
Belleuve'den ayrıldım ve New York'a gittim. Bana bir telefon verdiler ve "burda güvendesin kimse burda olduğunu bilmiyor" dediler. Sonra telefon çaldı ve biri "Hala ölmedin mi" dedi. Bu o... pu çocuklarının hiç insafı yok. Ailem beni güvenli bir yere zütürdü. Onlar New York'ta benimle ilgilenen tek kişi.
Tümünü Göster