Tamam Lamiya teyze doğru soyluyorsun ben gidiyorum afiyet olsun diyerek kalktım. Kafasını çevirdi ve saçıyla oynayarak yine dışarı izlemeye başladı. Bir sey demesini bekliyordum. içten içe bir şeyler yaşamak için de can atıyordum ama bu umursamaz tavırları beni sinirlendiriyordu. Kapıya yöneldim ve kolu çevirdim. Açılmasını hic istemiyordum. Lamiya ile kalmak istiyordum. Ve öyle de oldu. Kapı açılmıyordu. Biraz zorladım ama kilitlenmişti. Gel gel diye seslendiğini duydum. Lamiya teyze anahtarı verir misin dedim. Veremem teyzecim otur güzel vakit geçiriyoruz ben kalmani istiyorum dedi. Böyle demesi beni mutlu etmişti ama belli etmiyordum. Bana niye böyle davranıyorsun hem öpüyorsun beraber uyuyoruz agladiginda sarılmamı istiyorsun sonrasında gözümü senin yanın yerine koltukta açıyorum soğuk davranmaya başlıyorsun ben anlayamıyorum seni dedim. Şefkatli bir gülümseme sardı yüzünü. Yanıma gelip kafamı göğsüne bastırdı ve saçımla oynamaya başladı. Kadinlar hassastirlar böyle durumlarda hoş görmen ve yaptiklarini dile getirmemen gerekir teyzecim deyip beni okşamaya devam etti. Sonra çenemden tutup başımı kaldırdı. Beni seviyor musun diye sordu durgun bir surat ifadesiyle. Kirpikleri ve kaşları gözlerini daha da susluyordu. Burnu ve dudakları oldukça bicimliydi. Yuzlerimiz arasında on santim ancak vardı. Birbirimizin nefesi tenlerimize çarpıyor carptikca içimizdeki ateş daha da alevleniyor ve soluk alış verişlerimiz gittikçe daha da hizlaniyordu. Evet Lamiya dedim seviyorum. Lamiya ne? Dedi. Duraksayip cümlemi tekrarladım. Teyze... Lamiya teyze..

Cümlemi bitirir bitirmez dudaklarımız birbiriyle kavuştu. Dilini sık sık kullanıyordu ve sürekli hissediyordum. Bu daha da çok hoşuma gidiyordu. Yine elimden tutup o koltuğun başına zütürdü. Beni iterek oturtturdu. Üstündekini yavaş hareketlerle sıyırıp çıkardı. içinde sütyen yoktu. Bacaklarını iki yana ayırıp kucağıma oturdu. Bacaklarını kasıklarına doğru okşamaya başladım. Göğüslerini göğsüme dayadı ve beni öpmeye devam etti. Ellerim kalçasına doğru süzüldü. Nefes alışverişleri hızlanmış ve titremeye başlamıştı. Kalçasını okşamaya devam ederken elimi eşofmanından içeri doğru zütürdüm. Nefesi artık daha da hızlandı. Bir an için geri çekildi. Gözleri nemlenmiş ve suratı asılmıştı. Seni çok sevdiğimi ve hep beklediğimi biliyorsun değil mi dedi. Kafa salladım. Başkası olmadı hiç hep sen vardın diye ekledi. Ardından yine öpücüklerine devam etti. Odak noktam cümleleri değil kalçasıydı çünkü artık eşofman üstünden değil direkt olarak teni üstünden kalçasına dokunuyordum. Ellerimi öylesine dolduruyordu ki.. yumuşaklığı avuçlarımı daha da sıkmama neden oluyordu. Ben sıkıca sıktıkca derinden sesler çıkarıyor, kıvranıyor ve canımı acıtıyorsun diyordu. Canımı acıtıyorsun dedikçe ellerimi gevşetiyor hayır devam et deyişiyle yeniden sıkıyordum. Eşofmanı iyice sıyrılmış kasıkları iyiden iyiye görünür hale gelmişti. Elini göğsümün üstünde gezdirdikten sonra aşağı doğru indirdi. Kemerimi gevşetip pantolonumun içine daldırıp sıkmaya başladı. Sertçe kavrıyor ve yavaşça sıvazlıyordu. Yüzündeki buğu ara ara göze çarpıyordu ancak mutlu gibiydi. Bacaklarımın kasıldığını görünce sakin ol erken bitmesini istemiyorum dedi. Ellerim kalçasının altına ulaşmaya çalışıyordu ama kucağımda olduğu için rahat hareket edemiyordum. Eliyle kalçasının üstünde gezen elimi tutup ortaya sürükledi. iki parmağımı tutup üstünde gezdir dedi. Bulmak istediğim yere ulaşmamda yardımcı olmuştu. içeri doğru değil üstünde gezeceksin kuzum diyerek gülümsedi.

Kuru sayılabilecek bir deliğin üstünde iki parmağımı gezdirmeye devam ediyordum. Sanırım bu asıl hedeflediğim delik değildi ama o bunu istiyordu ve devam ediyordum. Elleri hala sıkıca kavramış halde sıvazlamaya devam ediyordu ancak daha fazla dayanamayacaktım. Bekle diyerek durmasını istedim. Acele etme sevgilim diyerek ayağa kalktı. Yarıya kadar sıyrılmış eşofmanını aşağı indirdi. Lamiya her şeyi ile karşımda dikiliyordu. Koltuktan ben kaldırıp sırt üstü uzandı. Bacaklarını ayırdı ve pürüzsüz hazinesini bana sundu. Hemen yapmak için yanaştım ama beni yavaşça itti. Bana bir borcun var eğil, benim yaptığım gibi dedi. Eğildim ve bir an için tereddüt ettim. Ağzımı uzatmaya çekindim. Uzanıp eliyle kafamı arkadan tutup hazinesine bastırdı. Umduğum gibi bir koku yoktu. Lamiya'nın beni sarhoş eden kokusu oradan da yayılıyordu. Dilini istiyorum üzerinde gezdir dedi. Dediğini yapıyordum. Kısa bir süre sonra kivranmaya başladı. Derinden gelen inlemeleri odanın içini dolduruyordu. Dilimde ıslaklık hissetmeye başladığımda kendimi geri çektim. Borcun ödendi diyerek gülümsüyordu. Ben de içeri girmek istiyordum. Tam da bunu yapmak için yeltendigimde yanlış yere girmeye çalışıyorsun diyerek ıslatıp yumuşattığım yerin aksine kuru kalmış, parmaklarımı üstünde gezdirmemi istediği deliği gösterdi. itiraz etmeye çalışmadım. Daha girmeye çalışmadan aşkım komidinin ikinci çekmecesindeki N ile başlayan kremi getirir misin dedi. Dediğini yaptım. Kremi kuru kalmış deliğine sürerek masajvari hareketler yaptı ve gülümsedi. Bana dönüp her şey hazır devam edebiliriz dedi..

FiNAL

Çok kolay şekilde içeri girdim. Lamiya derinden sesler çıkarmaya başlamıştı. ileri ve geri gidişlerimde yavaş olmaya çalışıyordum. Gözlerine baktığımda acı görüyordum. Dişlerini sıkarak böyle değil hızlı olman gerek dedi. Dişlerini sıkıp kıvrandıkça ben daha da hızlandım. inlemelerinin şiddeti artıyordu. Artık çığlık denilebilecek derecede bağırıyordu. Lamiya sus diye sertçe uyarıyordum ama o gözlerini benim arkama dikmiş karışma daha hızlıca devam et diye inliyordu. Ben daha da hirslaniyor ve bastırıyordum. Lamiya'nın gözlerinden yaşlar akıyor gözleri kan çanağına dönüyor ve dişlerini sıkıyordu. Gözlerini arkama dikmiş hiç ayırmıyordu. Yüzünde ilk başlarda beliren zevk ifadesinden eser kalmamış sadece acı ve hüzün görünür hale gelmişti. Gözünden akan yaş yanağını ıslattıkca devam etmekte tereddüt ediyordum ama o beni devam etmem için zorluyordu. Suratının aldığı ifade beni iyiden iyiye korkutmaya başlamıştı. Acı ve pişmanlık görünüyordu. Bembeyaz yanakları ağlamaktan pempeleşmiş gözleri kan çanağına dönmüş ve yüzünün göz yaşlarından islanmamis yeri kalmamıştı. Buna devam edemezdim. Kendimi geri cekmemle o da oturup bacaklarını geri çekti ve yüzünü dizlerinin arasına alıp hüngür hüngür ağlamaya başladı. Şaşkınlık içinde onu izliyordum. Ve korkuyordum. Başardık dedi yüzünü kaldırıp. Ne dedim. Gözleri hala arkama dikiliydi. intikam demiştim ya aldık dedi. Arkamda hafif bir çat sesi duyuldu. irkilip arkamı döndüğümde beyaz gömlekli hafif kır saçlı bir adamın gözlerinden akan yaşları ve yere düşmüş bir demet çiçeği gördüm. Öylece dikilmiş bize bakıyordu. Donup kalmış halde sadece izliyordu. Odayı ölüm sessizliği almış duyulan tek ses içini çeken Lamiya'nın ıstırap ve huzun dolu sesiydi.

Yıllar önce kendisini başka bir kadınla o koltuk üstünde yakalayan Lamiya, pişman olan ve kendisine dönmesi için yalvaran eski eşini arayıp konuşmak istediğini söyleyerek çağırmış ve kapıyı aralık bırakmıştı. Tıpkı Lamiya'nın onu izlediği gibi o da Lamiya'yı izlemişti.