/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 71.
    0
    Rez aldım.
    ···
  2. 70.
    +3
    Derya

    Diğerlerinden müsade isteyip eğitimime geçtim. Beyaz yanımda duruyor ve hata yapmayayım diye her zamanki hoca tavrıyla duruyordu. Daha sonra bir ayak sesi duydum. Buraya doğru geliyordu. Gözlerimi açtım ve gelen Reyna'ydı.

    Beyaz-"Anne. Gözlerini neden açtın? Boşver konuşsun seni sinir etmesine izin verme." Gitgide yaklaşıyordu. Yanıma geldi ve oturdu.

    Reyna-"Imm. Şey. Senden özür dilemeye geldim. Ve ejderhandan da." Özür mü dilemeye geldi? Aman kabul edeyim de gitsin eğitimime devam edeyim diye düşündüm ve

    Derya-"Tamam. Özrünü kabul edi... "

    Reyna-"içten kabul etmediğini anlayabiliyorum. Yakın zamanda La-Ateh'in kardeşimin kafasını koparışını gözümün önünde izledim. Onun için bu kadar stresliyim. Ve stres atmak için de gelene geçene çatma gibi bir huyum var. O yüzden sizden özür diliyorum." Kardeşinin kafası koparken mi izlemiş? Gerçekten hayal dahi edemiyorum.

    Derya-"Gerçekten üzüldüm ve dediğim gibi önemli değil. " Daha sonra Reyna'nın yüzünde biraz tebessüm oldu ve sordu.

    Reyna-"Ne yapıyorsunuz?"

    Beyaz-"Anneme Ktum kullanmasını öğretmeye çalışıyorum."

    Reyna-"Ktum ne demek?"

    Derya-"Yaraları iyileştirmeye yarayan bir sözcük. Ama dokunman da lazım."

    Reyna-"Çok merak ettim bir denesene."

    Beyaz-"Göstereyim... "

    Reyna-"Sen değil Beyaz. Bırakalım Derya göstersin." Ne yapmaya çalıştığını anlamış gibi tamam işareti yaptı. Daha sonra gözlerimi kapattım. Ve odaklanmaya başladım. Odaklandıktan sonra doğanın enerjisini içime çekmeye başladım. Nedense doğa enerjisini içime çekerken normalde katı olurdu ama bu sefer sanki sıvıydı ve akışkandı. Çok rahat geldi bu sefer. Hazır olduğumu düşündükten sonra gözlerimi açtım.

    Reyna-"Ahan Kolumda bir yara vardı. La-Ateh bizi tekneye atarken kolumu kesmiştim ve izi kalmıştı. izleri de geçirebilir mi denesene." dedi. Ben ise ona döndüm ve

    Derya-"Ktum." dedim. O yara lekesinden eser kalmamıştı.

    Reyna-"Ayyy. Çok güzel bir yetenek bu. Bana da öğretsene?"

    Beyaz-"Normal bir insanın öğrenmesi çok uzun sürer. Ama yeteri kadar eğitim yaparsan 18-20 yıla kadar temellerini öğrenebilirsin."

    Reyna-"Ohoo. O kadar sabredemem ben. Neyse bana göre değilmiş. Size iyi çalışmalar." dedi ve gitti. Gerçekten bu kadar olay yaşamasına rağmen normal davranabiliyordu. Bir Bine , Ti-an veya Beyaz ölse kendimi toparlayamazdım herhalde. Saatler süren eğitimden sonra akşam oldu ve uyuduk. Sabah uyandığımızda Ti-an ve Bir Bine de gelmişti. Artık tekrar yola çıkmaya hazırdık. Zaten eve varmamıza bir şey kalmamıştı.

    EDiT: YATIYORUM BEYLER KENDiNiZE iYi BAKIN. YARIN GÖRÜŞÜRÜZ
    Tümünü Göster
    ···
  3. 69.
    +5
    Bir Bine (Rüyamdaki kız kim)

    Reyna-"Arabayla devam edemez miydik? Çok yoruldum."

    Bir Bine(R)-" Bu tümsekten araba mı çıkar? Hem her yer sık ağaçlık."

    Beyaz-"Metal tenekelerin ile doğaya zarar vermenize izin vermezdim zaten."

    Reyna-"Zaten zarar verirken canavarlardan izin almazdım."

    Derya-"Doğru konuş. O canavar değil. O ejderha ve bir adı var. Beyaz."

    Reyna-"Aman ne kadar yaratıcı bir isim. Bunu bulurken çok mu düşündün yoksa aman ne olacak zaten canavar rastgele isim koyayım mı dedin?" Derya'nın sabrına hayran kalmıştım. Ama avucunu yumruk şeklinde sıktığını görüyordum.

    Bir Bine(E)-"Adet döneminde falan mısın? Eğer kavga istiyorsan ejderha tarafı biziz. Güçlü taraf biziz yani."

    Ti-an-"Baba. Bu insanlarla savaşmamıza gerek yok." Reyna gülmeye başladı. Ciddiye almak zorunda mıydı lafımı?

    Reyna-"Yok savaşacak değiliz ama senin sahibin... "

    Kübra-"Yeter. Reyna neden kavga çıkarmaya çalışıyorsun? Sana yardım etmeye çalışıyorlar. Kardeşinin intikdıbını alabilesin diye."

    Reyna-"Öyle mi Kübra sence? O zaman sana anlatayım kimlerin ne peşinde olduğunu. Tekerlekli sandalyedeki bir bine kardeşi için, "Ejderhanı nasıl eğitirsin?" filminin setinden çıkıp ejderha eğiten şu çocukar ateş birliği midir nedir onun peşinde ve sen kardeşinin intikamı peşindesin. Zaten Mustafa köle." Mustafa Haylaus'un selamı var dediğinden beridir arkasını dönüp Reyna'nın yüzüne bakmıyordu.

    Kübra-"Evet ama senin amacına da hizmet ediyor bu yaptıklarımız."

    Bir Bine(R)-"Tamam. Burada dinlenelim. Yarın yolculuğa devam ederiz. Şimdilik sakin olalım. Muhtemelen yorgunluktan dolayı sinirleriniz bozuk."

    Reyna-"Zihnimizi okuyarak mı gördün bunu? Ayakkabım hep taş oldu." Tam bir sinir bozma aracı. Ama sakin kalmaya çalışıyordum.

    Ti-an-"Ben alanı kontrol edeceğim. Eğer bir şey görürsem haber veririm."

    Bir Bine(E)-"Bende seninle geliyorum. Bu hormonu fazla kaçmış kadının yanında durursam kafayı yerim." dedi ve ejderhasının sırtına atladı. Ve havalanıp gittiler.

    Reyna-"Gelince hesabını sorarım ben ona." Bir ejderha gördük. EJDERHA. Ben hala şaşkınlığı üstümden atamamışım Reyna işin dalgasında. Nasıl bir kız anlayamadım.
    ···
  4. 68.
    0
    Rezerv e
    ···
  5. 67.
    0
    Rezervasyon
    ···
  6. 66.
    +3
    Fatih

    Dünyada ejderhaları bir efsane sanırdım. Birini karşımda görene kadar. Çok büyük birşeydi. Sadece onun yanında tırnağı gibi kalıyordum. (Büyük Ti-an'a Ti-an(B) diyeceğim.)

    Ti-an(B)-"Anlaşmayı kabul ediyorum La-Ateh. Ama bu çocuk çok sıska. Herhangi bir savaş yeteneği de yok. Zaten Salih Ateş birliğinden kovulmuştu. Onu biliyorum. Bana gücünü göstersin. Ben de onu kabul edeyim. Eğer beğenmezsem onun derisi buradan çıkamaz." La-Ateh gülmeye başladı.

    La-ateh-"iyi sen istedin." dedi. Benim ise içimde bir korku vardı. Ona özel bir şey düşünmeliydim. Umarım ejderha beyni ilüzyondan etkileniyordur. Yerden bir çakıl taşı aldım. Küçücük bir taş. Ben dahi zar zor görüyordum.

    Fatih-"Elimdeki taşı görüyor musun?"

    Ti-an(B)-"O kadar küçük bir şeyi sen bile zor görürsün."

    Fatih-"Ama seni nasıl görüyorum o zaman." dediğim anda Ti-an'a göre o çakıl taşının dağlar kadar boyu var gibi görmeye başladı.

    Ti-an(B)-"Bu da ne? Bir bedeni mi küçültebiliyorsun sadece? Bu büyülerimden kurtulmanı sağlamaz."

    Fatih-"Hayır. Sadece beden küçültmüyorum. Arkana bak." Arkasını döndü ve her tarafta ejderhalar vardı.

    Ti-an(B)-"Bunlar gerçek ejderha değil. O zaman ilüzyon yapıyorsun. Kai ıtg kaar." Birşey olmasını beklermiş gibi söylemişti.

    Ti-an(B)-"Neden ilüzyonun bozulmadı. Yoksa düşündüğüm yetenek mi bu?"

    La-Ateh-"Tam da düşündüğün yetenek. Gerçekliği değiştirebiliyor. Ama onu öyle bırakamıyor sadece. Yorulunca veya kendisi bırakınca eksi haline dönersin ama verdiği fiziksel veya pgibolojik zararları hissetmeye devam edersin. Etkisi ne kadar büyükse o kadar süre." Bunu ben bile bilmiyordum. Daha sonra gözümü kapadım ve Ti-an bana döndü.

    Ti-an(B)-"Seni yanıma kabul ediyorum insan."

    La-Ateh-"Sen yedek plansın. Eğer olur da işler ters giderse seni çağıracağız. Bize yardım edeceksin."

    Ti-an(B)-"Çok güçlü olduğunu sanıyordum. Benden neden yardım isteyesin ki o kadar güçlüysen?"

    La-Ateh-"Ben bu zamana kadar hep 2 adım ilerime bakarak geldim. Seni ise gerektiğinde çağıracağım. Şimdi ise tek yapmam gereken dünyayı yönetmek için yer bulmak. Dünya ağacından daha iyi bir yer düşünemiyorum." Ti-an kahkaha atmaya başladı.

    Ti-an(B)-"Dünya ağacının seni kabul edeceğini mi düşünüyorsun?"

    La-Ateh-"Kabul etmezse bu dünya ile birlikte yokolur." dedi ve hışımla çıktı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      panpa hikayeleri birleştirmen güzel olmus o konuda tereddutum olmasin
      ···
  7. 65.
    0
    Rez ilgimi çekti
    ···
  8. 64.
    +6
    Edit: Geldim beyler. 2-3 part atıp yatacağım. Yarına bitirme ihtimalim var. Bu arada size bir sorum olacak. Sizce bu hikeyeleri birleştirme, seri haline sokma meselesi iyi mi? Yani 3 hikaye okumanız lazım falan oluyor ya onun için sordum? Yani bir sonraki yazacağım hikayede bu hikayelerden bağımsız yeni hikaye mi yazayım yoksa bu seri üzerinden devam mı ettireyim?

    Beyaz'ın gelmesi uzun sürmedi. Birkaç otu ağzının içine aldı ve çıkartık biraz ateşle tutuşturdu. Etrafıma dizdi.

    Beyaz-"ilk sen başla anne" dedi.

    Derya-"Uf alj neah" dedi ve bana doğru üfledi. Vücudum yeşil yeşil parlamaya başladı. Kendime baktığımda bütün iç organlarım gözüküyordu. Midem bulandı ve kafamı kaldırdım. Bazı yerlerim açık kırmızıydı.

    Derya-"Hmm. Normal hastalıkların dışında bir sorun yok. Şeker hastalığına daha 3 yıl var. Eğer bu şekilde devam edersen bitebilir bile. Ondan sonra prostat... "

    Bir Bine(E)-"Sen daha önce de mi baktın vücudum içine? Ve prostat mı?"

    Derya-"Denemek için biri lazımdı ondan sen uyurken üzerinde denedim. Güzel kısmı kırmızı noktaları sanki doktor gibi bakarak anlıyorum. Hiç öğrenmeme gerek kalmadan."

    Bir Bine(E)-"Lütfen bir daha denemek istediğinde benden izin alır mısın?"

    Derya-"Erkek arkadaşımdan izin mi alacağım içine bakmak için?"

    Bir Bine(E)-"Evet?" Sorar gibi söylemiştim.

    Derya-"Aman. Tamam. Koluna bakayım" dedi ve kolumda da hiçbir sorun yoktu.

    Derya-"Kolu iyi durumda. Hatta biraz fazla iyi. Neredeyse ktum kadar güçlü bir şekilde iyileşmiş. Farkı anlamak zor." Kız tıpı yaladı yuttu 6 ayda. En azından geleceği açık olacak.

    Beyaz-"Tamam anne ben de ruhuna bakayım o zaman." dedi ve birkaç ot fırlatıp üzerime

    Be-"Uf diğ rahn" dedi ve bu sefer de beyaz beyaz parlamaya başladım. Ne alengirli işlere girdik amk. Asosyal biriyken bana bunlar çok fazla. Bir çocuğum var lan. Hem de bir ejderha. Yıllarca ot çeksem bu kafada olamazdım. Ama şu an bu olayları yaşıyorum.Ve normal geliyor. Şöyle uzun uzun baktı ve

    Beyaz-"Ruhunda da bir sorun gözükmüyor. Sadece birkaç yara var o kadar. O da pgibolojinden dolayı." Daha sonra sonunda üzerimdeki ışıklar söndü. Ayağa kalktım ve

    Bir Bine(E)-"Sorun yoksa artık gidebilir miyim?"

    Beyaz-"Tamam git ama eğer yine öyle bir şey olursa ona bakıp Dilsj de. Bir parçasını balona hapsedecektir. Ne olduğunu öğrenebiliriz."

    Bir Bine(E)-"Tamam." dedim ve yere yattım. Uykum vardı zaten. Yattım ve uyudum. Uyandım ve bir grupla karşılaştık. Bu gruba tam güvenemezdik ama bize Ejder Ateşi Birliği'ni bulmamızda yardım edebilirlerdi. (Ejderhanın mağarasındaki final bölümü.)
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Hangisi senin için kolaysa
      ···
  9. 63.
    +1
    Geldim Panpa
    ···
    1. 1.
      0
      hg panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Hosbulduk
      ···
  10. 62.
    +4
    Beyaz orada tek başına oturuyordu.

    Bir Bine(E)-"Beyaz. Derya nerede?"

    Beyaz-"Yukarıya bak." dedi. Hasgibtir. hasgibtir hasgibtir. Derya havada süzülüyordu. Lan. Uçabilir miyiz istersek? Hasgibtir. Fena heyecanlandım. iyiki o mağaraya girmişim amk. iyiki o Melisa huursu ile ayrılmışım amk. Çok fena sevindim.

    Bir Bine(E)-"Derya. Uçuyor musun. inanamıyorum." diye bağırdım.

    Beyaz-"Hayır uçmuyor. Sadece havayı yönetiyor. Kendini kaldırmak için yönettiği hava onu en fazla 2 dakika tutar. Zaten ondan sonra da enerjisi biter. Dayanamaz. Havayı yöneterek enerjisini verimli kullanmasını öğretiyorum. Çünkü saniyede en fazla enerji kullanan şey havayı kontrol etmektir." Prof. Dr. Beyaz'ın açıklamasını dinledikten sonra Derya yavaş yavaş yere inmeye başladı. Nefes nefeseydi.

    Derya-"1 dakika 47 saniye." Sanki maratonda koşmuş gibiydi.

    Derya-"Bir bine. Senin durum nasıl gidiyor?" Ne diyeyim sizce? Ateşimi hapşuruk ile karıştırınca inanılmaz bir ateş saçma saldırısı öğrendim mi? Hayır.

    Bir Bine(E)-"iyi gidiyor. Şu son zamanlarda ateş atmasını öğrenmeye çalışıyorum."

    Beyaz-"istersen sana kendini iyileştirmeyi öğretebilirim? Ti-an'nın da yüzünü yalamak için kendi antremanını ekmesine gerek kalmaz."

    Bir Bine(E)-"Ktum mu öğreteceksin?"

    Beyaz-"Hayır. Onu biz çok yaralı kişiler için kullanıyoruz. Sana "Thil" öğreteceğim. Kullanması çok basit. Bizim ejderhalar gibi aynı mantık. Salyan seni iyileştirmeye yarıyor. Ama bizim salyamız kadar iyi değil. Ama seni idare eder."

    Bir Bine(E)-"Çok iyi olur." dedim. Daha sonra tırnağını derime sürttü ve küçük bir yara açtı.

    Beyaz-"Şimdi aklından o yaranın kapandığını geçir. Thil de ve yala. Bu kadar." Dediği gibi yaptım. Aklıma yaranın kapandığını düşündüm. Ve daha sonra Thil dedim ve yaladım. Hiçbir şey olmadı.

    Beyaz-"Tekrar dene." dedi. Gözlerimi kapattım. Odaklanmaya çalıştım. Zihnim bir anda beni sanki bu kelimeyi söylemeye zorluyor gibi hissettim. "Raish nu ıng" ve söyledim de. Yine bomboş bir yerdeydim. Göremiyorum. Duyamıyorum ve hissedemiyorum. Ama bu sefer korkmadım. Ne olacağını biliyordum çünkü. Neden bu kelime zihnimde dolaşıyordu? Aklımda olan soru buydu. Belki söylersem işe yarar diye düşündüm ama olmadı. işe yaramadı. Kollarım kendi kendine hareket ediyordu. Muhtemelen Derya, beyaz falan kollarımla uğraşıyordu. Durmalarını söyledim. Cebimdeki fanusu çıkardım ve tekrar eski halime döndüm.

    Beyaz-"O söylediğin kelime de neydi?"

    Bir Bine(E)-"Bilmiyorum. Ne zaman ruhuma odaklansam bu kelime beni tutuyor. Onu söylemem için."

    Beyaz-"Bunu ilk kez duyuyorum. O lanetli kitapta bir bilgi var mı bununla ilgili?" Lanetli kitap dediği Ejderha'nın üzerinde yapılan deneyleri ve çıkarılan sonuçları konu alan kitabım.

    Bir Bine(E)-"Hayır. Hiçbir bilgi yok."

    Beyaz-"Atam burada olsa belki öğrenebilirdik."

    Bir Bine(E)-"Bunun anldıbını kendim çözmem gerekebilir." Derya bir adım geri çekildi.

    Derya-"Ko koluna bak." dedi. Siyah bir alev yanıyordu yaramın üzerinde ve yaram tamamen kapandı. Ti-an arkadan olanları izledi ve

    Ti-an-"Bana niye söylemedin baba?" dedi.

    Bir Bine(E)-"Sadece önemli bir şey olmadığını düşündüm. Önemli olduğunu düşünseydim söylerdim." Ti-an siyah ateşle kapanan yeri yaladı ve

    Ti-an-"Herhangi bir iz yok."

    Beyaz-"Niye direk yaladın ki? Ya sana da bir şey olsaydı."

    Ti-an-"Babama olacağına bana olsun." dedi ve konuyu kapattı.

    Derya-"Bir bine. Senin vücudunu ben tararım. Ruhunu nasıl tarayacağımı bilmiyorum. Onu da sen halledersin değil mi Beyaz?"

    Beyaz-"Evet. Bekle burada. Ben birkaç ot bulup geliyorum. Ruhunu taramam için lazım."

    Bir Bine(E)-"Tamam bekliyoruz." dedim ve Beyaz uçarak gitti.

    Edit: Beyler biraz ara vereceğim. Fazla sürmez. Geldiğimde birkaç part daha atar yatarım.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    +4
    Bir Bine (Ejderhanın Mağarası) (Şimdiki zamana birkaç gün kala)

    Günüm kitabı okumak, antreman yapmak ve yatıp uyumakla geçiyordu. Ti-an yanıma geldi.

    Ti-an-"Baba. Baksana bana bir." dedi. Ben de izledim. Boyu bayağı büyümüştü. Hızlı uzuyordu. Havaya doğru üfledi ve ateşle kendi adını yazdı.

    Ti-an-"Nasıl. Güzel mi?"

    Bir Bine(E)-"Eh işte idare eder." dedim. Dalga geçmek istemiştim ama yanıma geldi ve normal çocukların diyeceği bir sözü dedi. Böyle davranması hoşuma gitmedi değil. Bir anlığına insan gibi hissettirmişti kendini.

    Ti-an-"O zaman sen daha iyisini yapsana baba."

    Bir Bine(E)-"Tamam ağzımda ateş oluşturuyorum. Ateş de değil kıvılcım. Ama atınca dudaklarım yanıyor hatırlarsan. Daha nasıl kullanacağımı bilmediğim için böyle şeyler yapmamam daha iyi olur."

    Ti-an-"Sen yap ben iyileştiririm." Off. Başımdan gitmeyecek değil mi?

    Bir Bine(E)-"Tamam tamam bir dakika odaklanayım." dedim ve sıcaklığa odaklandım. Ağzımda biriktiğine ve yoğunlaştığını odaklandım. Kıvılcımları hissedebiliyordum. Sadece püskürtmesi kaldı. O anda hapşurasım geldi ve Ti-an'ın yüzüde doğru hapşurdum. Hapşuruğum kıvılcımlar ile birleşince ormana da kıvılcım sıçradı. Ti-an'ın yüzü zaten hepten yanıyor.

    Ti-an-"Eğer insan olsaydım çoktan ölmüştüm." dedi ve yüzünü sildi. Ejderhaların derisine böyle küçük ateşler işlemiyordu. Kitap saolsun. Ama benim dudak ve çenemin bir kısmı yanmıştı. Ti-an ormana yayılmadan ateşi söndürdükten sonra yüzümü yalayarak yanıkları geçirmişti.

    Bir Bine(E)-"Tamam. Kabul ediyorum. Çok güzel olmuştu. Kıskandım o yüzden öyle dedim."

    Ti-an-"Baba. Sen de birgün yapacaksın. Hem de daha iyisini. Ben öyle hissediyorum." Bunu diyeceğimi tahmin etmiyordum ama

    Bir Bine(E)-"Daha senin önünde uzun binyıllar var. Benim ise en fazla 50-60 yıl. Sen daha iyi olacaksın. Eğer bana bir şey olursa bana söz ver. Üzülmek yok. Hayatına devam edeceksin."

    Ti-an-"Baba.Bu konuyu açma. O aşamaya gelince cevap vereceğim."

    Bir Bine(E)-"Tamam." dedim. Fazla uzatmak da istemedim. Derya'ların yanına gideyim bari dedim kendi kendime. Oraya doğru gittim.
    ···
  12. 60.
    0
    Rez okuncak
    ···
  13. 59.
    +3
    Bir Bine(R)-"Gerçekten koluna ne oldu?."

    Mustafa-"Anlatmayı isterdim ama sana anlatamam. Zihnime de boşuna bakma göremezsin." Gerçekten de göremiyordum. Nasıl ama? ilk kez bir şeyi göremiyordum. Sadece kurtlarla dağa çıktığını görüyorum sonrası yok. Ondan sonra kolu yok.

    Mustafa-"Bunu kimseye anlatmayacağım konusunda anlaşmam var diyim sen anla. Peki olay nedir bana bir işin detaylarını açıklasana." Bildiğim her şeyi anlattım. Fatih de dahil.

    Mustafa-"Neden onu bu kadar sıkıştırdın ki zamanında? Bak hepimiz yeteneklerimizi kullanarak bir yerlere geldik. Hata etmişsin."

    Bir Bine(R)-"Evet haklısın ama korktum en başta. Başka insanlara zarar verirse diye. Yanlış bir işe girerse diye. isterse olmayan parayı bile var gösterebilirdi."

    Mustafa-"Bu onun seçimiydi. Senin değil. Her neyse. Şimdiki planımız nedir?"

    Bir Bine(R)-"Kübra ile buluşup La-Ateh nerede onu bulmaya çalışacağız. Bulduktan sonra bir plan yapmaya başlarız."

    Mustafa-"Eğer adam dediğin kadar güçlüyse bulsak da nasıl yeneceğiz. Adı üstünde ölümsüz. Silah bile işlemiyor."

    Bir Bine(R)-"O konuda biraz sana güveniyoruz. Tek saldırı amaçlı yeteneği olan sensin. Hem dediğim gibi daha planım yok." Buluşacağımız yere geldik. Kızları beklemeye başladık. ikisi de uzaktan gözüktüler. Reyna'nın gözlerini görünce birine çok aşırı benzettim ama kime? Geldiler.

    Reyna-"Mustafa bu mu?"

    Mustafa-"Evet benim. Beğenemedin mi?"

    Reyna-"Dili de bozukmuş bunun."

    Kübra-"Daha yeni geldik Reyna. Hemen kavga etmeye adam arıyorsun." Biraz homurdandı.

    Kübra-"Tanıştığıma memnun oldum Mustafa."

    Mustafa-"Bende." dedi ve el sıkıştılar.

    Reyna-"Bende memnun oldum." dedi ve sağ kolunu uzattı.

    Kü-"Bilerek mi yapıyorsun?"

    Reyna-"Aaa kolu yokmuş görmedim." dedi. Bu kız cidden hasta falan olmalı. Mustafayı sinirlendirmeye çalışıyor sanki. Mustafa da tepki vermedi fazla zaten.

    Bir Bine(R)-"Kübra. Babanı nerede bulabiliriz hiçbir fikrin var mı?."

    Kübra-"Malesef yok. Sadece yakın zamanda tüm dünyaya savaş açacak onu biliyorum. Yanına adam topluyordur muhtemelen. Çünkü bizi adadan yollarken ben sizi öldürmeyeceğim ama adamlarım sizi öldürürse karışmam demişti."

    Bir Bine(R)-"Kardeşim Fatih de o zaman onun askeri oldu."

    Reyna-"Ne? Onun gitmesine nasıl izin verirsin?"

    Bir Bine(R)-"Elimde olan bir şey değildi. Bana söylemeden gitti. Ben çok sonra anladım. Onun yeteneği halisülasyon yaratıyor. Gerçek olmadıklarını bilseniz bile üzerinizde kullandığınızda işe yarıyor. Ona bakıp bakmamanız önemli değil."

    Kübra-"Bizde olsaydı La-Ateh'i durdurabilirdik."

    Reyna-"Peki şuradaki adamın yeteneği ne?"

    Bir Bine(R)-"Hayvanlarla konuşabiliyor ve onların yeteneğini kullanabiliyor."

    Reyna-"Haa. Yani hayvan taklidi yapabiliyor."

    Mustafa-"Benimle bir sorunun mu var senin?"

    Reyna-"Haylaus'un selamı var. Sözünü tutmaya bak." Bunu dedikten sonra birden bambeyaz oldu. Soğuk soğuk terler dökmeye başladı.

    Bir Bine(R)-"Ne oldu Mustafa? Haylaus kim?"

    Mustafa-"Boşverin. Nerede bulabiliriz bu La-Ateh midir nedir o adamı?"

    Kübra-"Reyna. Haylaus kim? Neden sen onu söyleyince Mustafa korktu?"

    Mustafa-"Kızı zorlamayın. Aramızda bir şey. Size söylemem. O da söyleyemez. Sadece plana odaklanın." Kübra ve ben şaşırdıktan sonra "Tamam" demekle yetindik ve Yola çıktık. Şimdilik bir ormanda eskiden gittikleri bir ev varmış. Ormanın ortasında bir kasaba varmış. O kasabaya doğru yola çıktık.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 58.
    +3
    Bir Bine (Rüyamdaki kız kim) (Şimdiki zamana 1 hafta kala)

    Fatih'in zihinin gizliden gizliye okumuştum. Ama anlam verememiştim. Gittikten çok sonra anladım.Ne kadar da aptalmışım. Başına gelenlerden hiç haberim yoktu. Sadece salak gibi "Yeteneğini kullanma" demiştim ve o da kullanmamıştı. Şimdi ise kendi ellerimle bir canavar yarattım. La-Ateh'le çalıştığını öğrenmem uzun sürmedi. Telefonda konuşurken "Gidiyoruz" diye bir ses geldi. Ben de bu sesi tarattım ve eşleştiği kişi La-Ateh'di. Burada ismi farklıydı fakat onu daha önce Kübra'nın zihninde görmüştüm. Şimdi ise yaptığım hatayı telafi etmem gerekiyordu. Kapı çaldı. Çok sık misafirim olurdu ama yakın zamanda gideceğimi herkes biliyordu. Belki Merve'nin bir arkadaşıdır dedim ve eşyalarımı toplamaya devam ettim. Merve kapıyı açtı, çığlık attı. O anda sandalyeyi nasıl döndürüp gittiğimi ve sarı gözlerimi açtığımı hatırlamıyorum. Kapıya vardım ve insan demeye bin şahit ister bir yaratık vardı. Adı da Mustafa.

    Mustafa-"Merve benim Mustafa tanımadın mı?"

    Merve-"Hayvan çocuk. Bu ne hal? iğrenç gözüküyorsun." Gerçekten de öyleydi. Her tarafından kıllar fışkırıyordu. Bir kıyafet bulmuş bir de pantalon anca geliyordu.

    Bir Bine(R)-"Gel gidiyoruz." dedim Mustafa'yı kolundan çektim. Bir kolu yoktu. Ama bunu soracak kadar mide kalmamıştı bende. ilk baş berbere zütürdüm. Berber Mustafa'ya uzun uzun baktı.

    Berber-"Abi. Tamam beni kurtardın sayende suçsuz olduğum kanıtlandı ama bu... "

    Bir Bine(R)-"Başka tanıdığım kişi yok. Tek elimde sen varsın berber tanıdık. Hadi bak şu ana kadar senden bir şey istemedim. Sadece bu seferlik şunu adam et."

    Berber-"Tamam abi. Nasıl istersen." dedi ve operasyona (buna en uygun kelime bu olurdu) başladı. Sadece saçlarını kesmek için çırak 8 kere gelip yeri temizledi. Tamam hayvansın da bu kadar olma amk. işlem bittiğinde adam olmuştu sonunda. Adama 100 tl uzattım ve

    Bir Bine(R)-"Kalanını daha sonra getiririm." dedim ve güldüm. Artan parayı verecekken

    Bir Bine(R)-"Gerek yok." diyip tersledim parayı. Israr etse de kabul etmedim.

    Mustafa-"Saolasın usta. Sayemde kedime geldim." dedi berbere.

    Berber-"Rica ederim kardeşim. Bir bine abi benim öz abim gibi severim. Kıymetini bil onun. Kürkünü kesmeden öncede fark edemedim. Neden bir kolun yok. Koluna ne oldu?" dedi. Mustafa ise

    Mustafa-"iş makinesine kaptırdım." Ciddi misin bakışı yaptım o da sonra anlatırım bakışı attı.

    Bir Bine(R)-"Tamam kardeşim sağlıcakla kal" dedik ve sonunda berberden çıktık.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 57.
    +5
    Bir Bine(R)-"Gitmem gerek Merve anlamıyor musun? Bu yetenekler bana verildiyse bir nedeni var. Belki bugün içindir."

    Fatih-"Abi. Neden gidesin? Tekerlekli sandalyede ne işine yarayacak yeteneğin? Dediğin kadar varsa sana vurmasıyla ölmen bir olur." Abimin olaya girmesine izin veremezdim. Abimi karşıma alamazdım.

    Bir Bine(R)-"FATiH. Sri Lanka'yı yoketmesinde bir neden varsa demiştin. Nasıl böyle düşünebilirsin? Sri Lanka yerine Türkiye de olabilirdi. O zaman ne yapacaktın?" Konuyu değiştirmeliydim.

    Fatih-"Abi sorumu boşver de oraya gidemezsin. Gitmemelisin. Yeteneğini kullansan bile tepki süren yetmez kaçmaya. Bu intihar olur resmen."

    Bir Bine(R)-"Eğer gitmezsem de dünyaya ne olacağını bilmiyoruz. Ben gideceğim ve kararım da kesin. ister gel ister gelme."

    Fatih-"Abi. Senin bu huyundan nefret ediyorum. Kendini kahraman gibi görmeyi bırak artık. Bu dünyada KAHRAMANLARA YER YOK." Bunu söylememin nedeni bunu da yaşamış olmam. Bir çocuk vardı. Araba çarpmak üzereyken üzerine atladım ve kurtardım. Ama ailesi dükkandan çıkınca çocuğa sarılmış yere yatarken görünce polise şikayette bulundular. Neymiş tecavüz ediyormuşum. Milletin ortasında mı yani? 6 saat kadar hapiste durduktan sonra bir vatandaş olanları anlatmış da öyle çıkabildim hapisten. Taa 6 saat sonra. Ve hiçbiri manşetlerde yer almadı. Sadece 6 saat hapis sürem ve çocuk tacizcisi olduğum için yan hücredeki adamın tehditlerini yedim kaldım. Bunu söyledikten sonra zaten hışımla evden çıktım. Zaten küçük bir valizim vardı. Eşyalarımı da aldım çıktım gittim. Dediğimiz gibi buluşma yerine geldim. La-Ateh de oradaydı. Yanında da bir çocuk vardı.

    Fatih-"Kim bu?" diye sordum. La-Ateh bana döndü ve

    La-Ateh-"Artık bu senin koruman. Adı Salih. Şimdi size bir görev veriyorum. Salih, senin yaşadığın yerin orada bir mağara var. Orada son bir ejderha yatıyor. Onu öldüreceksin. Planlarımıza engel olmasıan izin veremem."

    Fatih-"Ejderha mı? Onlar gerçek mi yoksa?"

    Salih-"Şimdi bunu mu koruyacağım ben. Daha ejderhalardan haberi yo... "

    Fatih-"Ne oldu? Bir şey mi diyordun?" Nefes alamıyordu. Yere düştü. Kıvranıyordu. Sadece pgibolojik bir saldırıydı. Daha sonra ölmeden bozdum ve tekrar nefes almaya başladı.

    Fatih-"Bir daha benimle konuşurken dikkatli ol." Hemen toparlandı.

    Salih-"Dediğin kadar güçlüymüş. Daha ona saldırma fırsatı bile bulamadım."

    La-Ateh-"Seni uyarmıştım." dedi ve yolculuğumuz Salih ile başladı. Şimdi yapmamız gereken mağaraya gidip ejderha'yı öldürmekti. (Devam olaylar ejderhanın mağarsında yazıyor. Bir Bine ve Derya'nın Salih ve Fatih ile karşılaşmaları.)
    Tümünü Göster
    ···
  16. 56.
    0
    Rezerve
    ···
  17. 55.
    +2
    Eve doğru yürüyordum. Bütün olanlar neydi? Dünya'nın kralı olmak falan? Acaba o gözleri görerek fazla mı hızlı karar vermiştim? Neden böyle birşey yapmak istiyordum ki? Aklım çok karıştı. Abime söylemediğim kısımlar vardı. Günlerce sokakta yattığım, abimin yanına gelmek için nasıl yol parası bulduğum ve daha birçoğu. En azından her sorunda zihnimi okuyan biri değil. Evin kapısının önündeydim. Abimin arabasını gördüm. O da eve geliyordu. Çok erken değil miydi gelmesi için? Saat daha 4 tü. Abim arabadan indi ve beni görünce

    Bir Bine(R)-"Eve mi giriyordun?"

    Fatih-"Evet. Senin işin bitti mi ki hemen eve geldin?"

    Bir Bine(R)-"izin aldım. Sana anlatmam gereken bazı şeyler var." Yine nutuk mu çekecekti yoksa? Bir nutuğu daha kaldıracak takatim yoktu.

    Fatih-"Abi ben gidiyorum. Eşyalarımı almaya geldim. Yeni bir iş fırsatı çıktı."

    Bir Bine(R)-"Daha bugün geldin. Bir gece kal. Sonra gidersin. Hem işinden de bahsedersin. Hem sana daha anlatmam gereken bir olay var."

    Fatih-"Tamam ama geceye kalmam. Akşama çıkmam lazım." Biraz homurdansa da teklifimi kabul etti. Eve girdik. Abim de eve girdi ve

    Bir Bine(R)-"Biz yukarıdayız. Haberin olsun."

    Merve-"Niye erken geldiniz birşey mi oldu?"

    Bir Bine(R)-"Sana daha sonra anlatırım" dedim ve yukarı çıktık. Bana doğru döndü ve olanları anlatmaya başladı.

    Bir Bine(R)-"Kübra diye bir kız geldi. Çok güçlü bir adam varmış. Tek başına Sri Lanka'yı yok etmiş. Önceden ben de yalan söyledi sandım. Zihnine bakınca gerçek olduğunu anladım."

    Fatih-"L La-Ateh mi?" inanılmazdı. Gerçekten doğruydu. Sonunda. Bütün hayatımda çektiğim çileden kurtulmamın anahtarıydı. Abimin gözlerinde bir an korkuyu gördüm.

    Bir Bine(R)-"Evet. Yoksa daha önceden tanışıyor musun?"

    Fatih-"Tabiki hayır." diye kıvırdım. "Ben de çarşıda birileri konuşurken duymuştum bu ismi." Artık kesinlikle gidecektim. Başka bir yolu yoktu. Sadece tek gereken günü atlatmaktı. Akşama gidecektim. Akşam yemeğine oturduk ve yemeği de yedik. Yeğenlerim de okuldan geldi ve onlarla da oynadım. Beni çok seviyorlardı. Hatta Halil'e akşam gideceğimi söylediğimde Leyla

    Leyla-"Yaa Fatih amca. Gitme." dedi Halil ise

    Halil-"Babam gitsin sen kal" dedi. Ben ise güldüm. Abim biraz bozuldu ama o da güldü. Merve abla ise tahmin edersiniz ki başına vurdu ve Halil ağlamaya başladı hemen.

    Fatih-"Abla vurmasaydın ya. Çocuktur. Konuşur öyle."

    Merve-"Zamanında beni babam az mı döverdi. Bak. Şimdi adam akıllı bir kız oldum. Oğlumu şimdi dövüyorsam adam olsun diye."

    Bir Bine(R)-"O zaman sen adam değilsin Fatih" dedi ve güldü.

    Fatih-"Senden fazla dayak yemişliğim var benim bir kere. Adam olmayan sensin." dedim.

    Fatih-"Abi sana bir şey soracağım. Eğer kız seni kandırıyorsa? La-Ateh Sri Lanka'yı yok etmesinde bir amaç varsa?" Abim bardağı yere düşürdü.

    Merve-"Aman dikkat et. La-Ateh kim?"

    Bir Bine(R)-"Önemli biri değil."

    Merve-"Nasıl değil. Sri-Lanka'yı yoketmiş diyorsunuz. Bütün haberler bundan bahsediyor." Abim derin bir off çekerek anlattı olayı.

    Merve-"Hayır bir bine oraya gitmiyorsun. Adam o kadar güçlüyse bacakların olmadan hiçbir şey yapamazsın. Gitmene izin veremem."
    Tümünü Göster
    ···
  18. 54.
    0
    Ooo bır bine
    ···
  19. 53.
    +2
    Fatih-"Sen de kimsin?"

    La-Ateh-"Bana La-Ateh de. Dünyanızda yeni tanrı olacak kişiyim. Peki o karşındaki kişilere niye acıdın?"

    Ay1-"Pa paranızı verin dedim." dedi ve üzerime doğru şişle atladı. Tam o anda 5 metre arkamda olan adam önümde belirdi. Şiş kendisine saplanmıştı. Ya da ben öyle sanmıştım. Şişin kırılma sesi geldi. Şişin ucu yere düştü.

    La-Ateh-"Tanrınıza saygısızlık etmenin cezasını çekeceksiniz" dedi ve adamlardan birini tuttu ve duvara fırlattı. Böcek gibi yapışmıştı duvara ve her yere iç organları savrulmuştu. Diğer ayyaşlar da aynı kaderi paylaşmıştı. Daha sonra bana döndü ve

    La-Ateh-"Bana katılmak ister misin? Dünyadaki bütün adaletsizlikleri yok edeceğim. Bütün dünya sana ait olacak. Senin yeteneğin ve benim gücümle durdurulamaz oluruz. Ben zaten durdurulamazım ama senin vicdanın var. Seni kolayca avlayabilirler isteyen kişiler. Sana bu dünyanın kralı olmayı teklif ediyorum. Teklifime cevabın nedir?" Cevabım nedir mi? Tabiki hayır.

    Fatih-"Neden kabul edeyim ki? Doğruyu söylediğini nereden bileceğim?"

    La-Ateh-"Vahşet." O anda donakaldım. O gözler normal değildi. Bizim de gözlerimiz farklı renklerde yanıyordu ama bu öyle bir şey değildi. Gözlerine baktığım anda bütün vücudumda bir baskı oluşmuştu. Nefes alışverişim zorlaşmıştı.

    La-Ateh-"Şimdi ne düşünyorsun. Kabul ediyor musun?" Konuşamıyordum. Ağzıma elimi getirene kadar salyamın aktığından haberim bile yoktu.

    Fatih-"Ka kabul ediy ediyorum." dedim. Daha sonra gözlerini kapadı ve bana baktı. Benim vücudumun o dehşet verici ağırlığından kurtulduktan sonra yere düştüm. Dizlerimin üstündeydim.

    La-Ateh-"Senin bana diz çöktüğün gibi onlar bütün insanlarda sana diz çökecek. Söz veriyorum. Şimdi git. Eşyaların falan varsa hazırlan. Gitmemiz gereken birkaç yer daha var."
    ···
  20. 52.
    0
    Rez aldım
    ···