-
51.
+2Fatih
Abimin arabasından indikten sonra bir kafede oturdum ve dediklerimi düşündüm. Yaşadıklarımı da. Haklıydım. O yeteneğiyle rahat yaşarken ben niye işten atılarak yaşıyordum ki? Ben de yeteneğimi kullanabilirdim istersem. Ama abime söz vermiştim. Çünkü o zamanlar gençtim. Gücüm olmadan da başarabileceğime inanıyordum. Ama bu güç bana aitti. Beni ben yapan şeylerden biriydi. Melike de yeteneğini kullandı ve şimdi CotAll firmasının yöneticisi. Ben ise yeteneğimi kullanmadığım için işsizim. Parayı ödeyip kafeden çıktım ve eve doğru yürümeye başladım. Kafam doluydu zaten. Daha sonra bir grup ayyaş karşımda belirdi. Bana doğru geliyorlardı. Sağ tarafa geçeyim dedim onlar da sağ tarafa geçiyorlardı ve bana bakıp gülüyorlardı. Karşımda durdular ve biri bıçak çekti.
Ay1-"Cebindeki bütün parayı ver yoksa şişlerim seni."
Fatih-"Param yok ben... "
Ay2-"Kapat çeneni ve paranı ver. Yoksa tutmam şişler seni. Zaten kenar mahalle burası. Cesedin çöp kamyonunda dolaşıp durur." Gözlerimi kendimi savunma amaçlı da kullanabilirim. Bunu için bir söz vermedim. Zaten versem de kullanırdım. Gözümü açtım ve
Fatih-"Hangi şiş?" dedim. Adam eline baktı ve şiş yoktu.
Fatih-"isterseniz arkanıza bakın. Daha büyük bir bela var başınızda." dedim. Arkalarına döndüler ve karşılarında kocaman bir böcek vardı. Sonra tekrar önlerine dönüp kaçmak istediklerinde ise beni kocaman görmüşlerdi. Evet. Onlar sanki küçülmüşler gibi görüyorlardı kendilerini. Böceklerini etrafını ve tam saldıracakken hayali bozdum. Amacım zarar vermek değildi zaten. Arkamdan bir ses geldi. Alkışlama sesiydi.
La-Ateh-"Çok güzel gidiyordun. Neden durdurdun?" -
52.
+2La-AtehTümünü Göster
Takip ediliyorduk. Biliyordum. Hem de başından beri. Aramızdaki mesafeyi gitgide kapatıyorlardı. Artık önemli değil. Sonunda ulaşmıştım. Karşımda duruyordu. Dünya Ağacı. Hiçbir ağaca benzemiyordu. Ve her ağaca benziyordu. Sadece bakmasını bilen kişi onun bir Dünya Ağacı olduğunu anlayabilirdi.
Fatih-"Ağaç bu mu?"
Salih-"Hangisi? Hepsi aynı gözüküyor." Fatih'i seçmekte doğru kararı vermiştim. O da görüyordu. Tek yapmam gereken dünya ağacına dokunmak. Daha sonra bana yapmam gerekeni söyleyecekti. Tam dokunacakken ağaç konuşmaya başladı.
Dünya-"La-Ateh, Fatih, Salih. Buraya neden geldiğinizi biliyoruz. Hepinizin içinden geçenleri okuduk. Hepinizin yaşadıklarını gördük ve yaşamanıza izin verdik. Ama yaşayacaklarınız daha bitmedi. izleyici geliyor. Çok yakın. Onunla savaşamazsanız. O da sizinle savaşamaz. Fatih gibi tanrının kanından içen 2 kişi daha geliyor. La-Ateh'in kanını taşıyan bir kız ve 2 tane de ejderha ile duygusal bağ kurmuş çocuk. Ve onların ejderhaları. izleyici sizi izleyecek ve savaşın sonucuna karar verecek." Hışımla Salih'e döndüm.
Salih-"Salih. BU NE DEMEK OLUYOR? 2 TANE EJDERHA VAR. HANi SON EJDERHA ÖLMÜŞTÜ?"
Salih-"Yemin ederim ölmüştü. Cesedini kendim yaktım."
La-Ateh-"Yumurtalarını kontrol etmedin mi?"
Salih-"Başka bir ejderha ile duygusal bağ kurmadan yumurtlayamazlar. insanla nasıl duygusal bağ kurdular ki?"
La-Ateh-"Eğer ki geri çekilmek zorunda kalırsak ejderhalar yüzünden o zaman kendini savaş alanında ağacı besleyen kandan biri olmak için dua et. Yoksa ellerimde eziyet çeke çeke öldürürüm seni." Salih bembeyaz olmuştu.
La-Ateh-"Fatih. Tanrının suyuna sahip olan 2 kişiyi sen alacaksın. Özelliklerini biliyor musun?"
Fatih-"Biri hayvanların özelliklerini kullanabiliyor diğeri ise zihin okuyabiliyor ve gelecekte yapabileceğin hamleleri tahmin edebiliyor." Zihin okuma ve hamleleri tahmin eden kişi sıkıntı olacak bize.
La-Ateh-"Sadece hamle tahmin edeni durdursan bile yeter. Bana bakmasına izin verme."
Fatih-"Nasıl isterseniz." Ağaca dokunamıyordum. Tam yanımda fakat ağaca dokunamıyorum. Onları beklemekten başka çarem yok. Ve izleyiciyi de. Eğer onların kazandığını söylerse direk öldürürüm izleyiciyi olur biter. Belli bir süre sonra karşımda bir grup belirdi. En önde tek kollu, tırnakları uzun tam bir hayvan gibi bir adam vardı. Gözleri mavi mavi yanıyordu. ilk tanrı kanı içen o olmalıydı. ikinci ise arkasından tekerlekli sandalye ile bir adam geldi. Onların da arkasında Beyaz bir ejderha ve ejderhanın üzerinde Kübra vardı. Yanında ise tanımadığım bir kız. Onun yanında ise siyah ejderha vardı. Gözleri gece kadar karanlıktı. Ve onun yanında da bir çocuk vardı. Ejderha sahiplerinin yaşı küçüktü. Bu bizim için avantajdı. En arkasında Reyna'yı gördüm.
La-Ateh-"Yoksa sen... "
Reyna-"Evet. izleyici benim." -
-
1.
0Skshsjd
-
1.
-
53.
+2Bir Bine(E)-"Ti-an uçamıyorum. düşersem ölürüm." deyince durdu. Kuyruğunu kaldırdı kafasına doğru. Ağırlık yokmuş gibi hissediyordu herhalde kuyruğunda. Beni sırtına attı.
Ti-an-"O zaman nasıl uçuyordun?"
Bir Bine(E)-"Derya yardım etti. Rüzgar kontrolüyle."
Ti-an-"Haa. O zaman şimdi aşağı iniyoruz... "
Bir Bine(E)-"Hayır inmiyoruz. Nedenini bana anlatana kadar inmek yok."
Ti-an-"Neden o dövüşü ciddiye almadın? Orada ölebilirdin. Ölseydin bizim üzülmemiz umrunda olmayacaktı. Biliyordum. Aynısını Serdar denen çocukta da yaptın. Onun kolunu kopardığımda bana kızdın. Oysaki seni korumaya çalışıyordum. Neden seni koruduğumda bana kızıyorsun ki?" Vücudumdaki bütün enerji bir anda gitmiş gibi Ti-an'nın sırtına yattım.
Bir Bine(E)-"Bende kendimi bunu soruyorum. Neden Mustafa'yı öldürmek istemedim? Neden senin de onu öldürmeni istemedim? Bunun nedeni Mustafa'yı arkadaş gibi görmemdi. Onunla sadece antreman yapmak istemiştim. Öldürmek değil. O ise bana her şeyiyle saldırdı. Ben ise fanusu bile kullanmadım. Senden özür dilerim. Belki de haklıydın. Hala savaşa hazır değildim." Aşağıdan Mustafa abi bağırdı:
Mustafa-"Hiçbirimiz hazır değiliz. Sadece yapmamız gerekeni yapıyorduk. Senin de yapman gereken karşında duran kişiye acımak değil avlamak olsun."
Reyna-"Tam bir hayvanın söyleyeceği söz. insanlarda vicdan var. Sen anlamazsın." diye laf soktu oradan Reyna. Reyna birden bembeyaz oldu ve ağzından şu kelimeler döküldü.
Reyna-"Vardılar. Acele etmeliyiz."
Mustafa-"Durduklarını hissedebiliyorum. Eğer vardılarsa ağaca zarar verebilirler. Acele etmeliyiz." dedi ve hızlıca koşmaya başladı. Arkasından hemen var gücümüzle koşmaya (Tekerlekli sandalyeyeyle ilerlemeye) başladık. -
54.
+2Ti-an'nın yanına gitmedim ilk baş. Sinirliyse biraz düşünsün toparlanır dedim. 2 saat sonra yanına gittim veTümünü Göster
Bir Bine(E)-"Ta-ar neler oluyor?" dedim. Genellikle kızdığım zamanlar Ta-ar yani evladım derim. O ise bana döndü ve
Ti-an-"Sen bencilsin." dedi. Yoluna devam etti. Çok sinirlendim ve bir ağaca yumruk attım. Elim ağacı deldi geçti. Normalde gelişmişim diye sevinip Ti-an'a söylerdim ama bu sefer öyle olmadı. Ne sevinebildim, ne de Ti-an'nın yanına gidebildim. Neden böyle olmak zorundaydı ki? Orada ölmek üzereyken bile bu kadar acı çekmedim. Bana soğuk davranması hoşuma gitmiyordu. 2 saat sonra dinlenmeye karar verdik. Hava da kararmıştı. Reyna Beyaz'ın yanına gitti ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Beyaz'ın gözleri faltaşı gibi açıldı. Hemen Kübra'nın yanına gitti ve ona meditasyon teknikleri gösterdi Nedeni benim için önemli değildi. Aklımda tek Ti-an vardı. Ti-an yanına gideceğimi düşündüğünden dolayı yukarı uçmuştu. Benimle konuşmak istemiyordu. Umurumda bile değildi. Bu gece aramızdaki mesele çözülecekti. Derya'nın yanına gittim.
Bir Bine(E)-"Derya. Beni uçurabilir misin?"
Derya-"Uçurabilir misin derken?"
Bir Bine(E)-"Beyaz anlatmıştı. Sen havayı kontrol etme eğitiminde kendini uçuruyordun. Beni Ti-an'nın yanına uçurabilir misin?"
Derya-"Tamam ama 2 dakika tutabiliyorum sadece. Yine hastanelik olmayasın? Eğer ki tutamayacağımı düşünürsem seni aşağıya indiririm."
Bir Bine(E)-"Tamam." dedi ve odaklanmaya başladı. Hava akımını hissedebiliyordum. Ayağım yerden kesildi ve havalandım. Kendim kontrol edemiyordum uçacağım noktayı. Derya beni Ti-an'nın yanına uçurdu ve
Bir Bine(E)-"Ti-an. Seninle konuşmam lazım." Ti-an korkarak arkasını döndü.
Ti-an-"U u uçuyorsun." dedi. Şaşırmıştı.
Bir Bine(E)-"Eğer bana o şekilde davranacaksan nedenini sormak için uçmasını bile öğrenirim. Bana böyle davranman canımı yakıyor." dedim. Fazla açık sözlü bir cümle olmuştu. Daha sonra Ti-an yine sinirli bir bakış attı ama bu sefer içinde biraz nazlı bir bakış da vardı.
Ti-an-"Konuşmak istemiyorum." dedi ve uçup tam gidecekken kuyruğunu tuttum. Onunla beraber uçunca Derya'nın rüzgar kontrolü bozuldu ve Ti-an'nın kuyruğunda asılı kaldım.
Ti-an-"Baba beni rahat bırak."
Bir Bine(E)-"Hayır bırakmayacağım. Bana nedenini söyleyene kadar olmaz."
Ti-an-"Söylemeyeceğim." dedi ve hızlıca sağa sola uçmaya başladı. Zar zor tutuyordum kuyruğunu. Bu sefer kesin öldüm. 20 bin ejderha gelip Ktum atsa da dirilmezdim artık. Eğer kuyruğunu bırakırsam duyacağım şey "Ti-an wins. Flawless Victory. Fatality." -
-
1.
0kitap ayracı*
-
1.
-
55.
+2Bir Bine(E)-"Bu takım olayı pek iyiye gitmiyor gibi."
Bir Bine(R)-"Farkındayım ama elimden de bir şey gelmiyor. Reyna neden böyle davranıyor bilmiyorum. Onu tam tanımıyorum ama hep mi böyleydi yoksa sonradan mı oldu onu Kübra bilir." dedim ve biz de dışarı çıktık. Herkes ayrı ayrı duruyordu birbirinden.
Bir Bine(E)-"Vakit kaybetmememiz lazım. Mustafa abi. Takip edebilirsen nereden gideceğiz söyleyebilir misin? Biz Derya ile havadan devam edeceğiz. Onları bulur bulmaz size döner haber veririz."
Mustafa-"Tamam. Şu yönden dümdüz devam edin. Ama sakın bizsiz onlara gözükmeyin."
Bir Bine(E)-"Tamam." dedik ve ormana doğru yola çıktık.
Reyna-"Bekle Derya. Ben de sizle geliyorum. Sana söylemem gereken önemli bir şey de var zaten." Gerçekten mi? Önemli şey ne merak ettim.
Derya-"Önemli şey neyse burada söyle. Yukarı yükseldikçe hava sıcaklığı düşüyor. Orada hemen üşürsün."
Reyna-"Tamam o zaman yaklaş." dedi ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Gözleri faltaşı gibi açıldı Derya'nın.
Derya-"Güzel bir fikir. Eğer zor durumda kalırsam kullanırım. Teşekkürler." dedi.
Reyna-"Tamam gidebiliriz. Mustafa yolu göster." dedi. Biraz ciddileşmişti. Mustafa mavi gözlerini açtı ve 4 ayak üzerinden durdu. Dişleri sivrileşmiş, tırnakları büyümüştü.
Mustafa-"Buradan" dedi ve hızlı adımlarla 4 ayak üzerinde gitmeye başladı.
Reyna-"Hah. Şimdi de koşacağız desene." Arkasından takip etmek gerçekten zordu. -
56.
+2Bir Bine (Ejderha'nın Mağarası)Tümünü Göster
Az daha yakalanıyorduk. Fazla yukarıda uçmam iyi olmuştu. Kuş sanmışlardı. Zaten Derya bizim 1-2 km arkamızdan seyrediyordu. Onları tehlikeye atamazdım fazla yakın olmalarını. Daha sonra önümde önümde Fatih belirdi. Hasgibtir. Yakalandık.
Fatih-"Bu kuş türleri burada yaşamaz. Hiç biyoloji bilgin yok mu senin? Neyse fazla vaktim yok. Dünya ağacına gidiyoruz. Onlara da haber ver. Son savaşımız orada olacak. Salih de orada olacak. Ve bir ejderha da bizimle birlikte. O kaya benzeri parçaların ejderha yumurtası olduğunu biliyordum. En azından anlamıştım. Şimdi bunu git ve grubuna yetiştir." dedi ve yok oldu. Ne oldu daha yeni? Fatih bize yardım mı etmişti? Hemen tüm hızımla geri döndüm ve Derya'ya da geri dönmesi için işaret yaptım. O da benimle beraber geri döndü. Yolda grupla karşılaştık ve hemen yanlarına indik. Mustafa çok garip gözüküyordu ve gözleri mavi mavi yanıyordu. Aşağı iner inmez
Bir Bine(R)-"Bulabildiniz mi?"
Bir Bine(E)-"Bulduk. Hatta fazlasını da bulduk. Kardeşin benimle konuştu. Onların tarafında bir ejderha varmış ve Dünya ağacı denen bir yere gidiyorlarmış."
Bir Bine(R)-"Onların tarafında ejderha mı varmış? Hani son ejderha sizinkilerdi?"
Bir Bine(E)-"Bilmiyorum. Belki Ejderha Ateşi Birliği'nden bahsediyordur. Eğer gerçekten bir ejderha varsa taraflarında büyük bir sorun. Hemen yola çıkmalıyız."
Reyna-"Evet hemen yola çıkmalıyız geç kalmadan."
Kübra-"Biliyoruz Reyna sakin ol."
Reyna-"Anlamıyorsunuz. Dünya ağacı çok önemli bir ağaç. Eğer o ağaç zarar görürse bütün dünya bedelini öder."
Mustafa-"Sen Dünya Ağacı'nın bu kadar önemli olduğunu nereden biliyorsun?"
Reyna-"Mitolojiden. Ejderhalarla tanıştığımdan beri aklımdan bütün mitolojiyi geçiriyordum. Orada dünya ağacı dünyayı bir arada tutan ağaç diye geçiyor. Eğer doğruysa ağaç zarar gördüğünde dünya parçalara ayrılabilir."
Kübra-"Ben de polisliği zor meslek sanardım."
Bir Bine(R)-"Aynen. Ne kadar çok mitoloji var şu şeyde. Güçlerim olmadan önce daha rahat bir hayatım vardı."
Kübra-"Benim güçlerim yok ama sizinle aynı durumdayım. Haline şükret." dedi.
Bir Bine(E)-" Hadi gidelim artık." demesiyle beraber sohbeti bıçak gibi böldüm. Artık nerede olduklarını biliyorduk dünya ağacı nerede bilmiyorduk.
Reyna-"Tamam gidelim. Mustafa zaten takip ediyordu onları. Mustafa sayesinde Dünya Ağacı'nı bulabiliriz. O şekilde devam edeceğiz. Onlar bizi dünya ağacına zütürecek." Mustafa gülümsemeye başladı.
Reyna-"Hem sana teşekkür falan etmiyorum. Yani işimize yarıyorsun diye... "
Mustafa-"Tamam tamam. Anladım." dedi ve koklamaya devam etti. Biz de onu izlemeye devam ettik. -
57.
+2Bir Bine (Ejderha'nın Mağarası)
Kararımı verdim. Bunca şeyin beni engellemesine izin vermeyecektim. Kendimi test etmem lazımdı. Ve fanusu da tabiki. Bana en iyi rakip Mustafa abi gibi duruyordu. Zaten biri tekerlekli sandalyede diğerleri ise güç bakımından fazla iyi değildi. Mustafa abinin yanına gittim.
Bir Bine(E)-"Mustafa abi. Benimle dövüşür müsün?"
Mustafa-"Neden böyle bir şey yapayım?"
Bir Bine(E)-"Çünkü burada tek güçlü kişi sensin. Yeteneklerimi test etmem lazım."
Mustafa-"Test etmek istiyorsan benimle dövüşmeni tavsiye etmem. Seninle tek bir şartla dövüşürüm. Gerçekten öldürmek istercesine dövüşürsen. Çünkü ben öyle yapacağım. Ve ejderhanı da kullan. Bir Bine." diye bağırdı arkadaşına.
Bir Bine(R)-"Ne oldu?"
Mustafa-"Benim yapacağım hamlelere bak ve onun zihnine aktar."
Bir Bine(R)-"iki yeteneği beraber en fazla 3 saat kullanabilirim. O kadar sürer mi?"
Mustafa-"Fazla sürmez." Ne yani beni o kadar kolay yenebileceğini mi düşünüyordu?
Bir Bine(E)-"Bir Bine abi yardım etmene gerek yok." dedim. "Ne yani sana dokunamayacağımı falan mı düşünüyorsun?"
Mustafa-"Hayır. Sadece aramızdaki farkları görebiliyorum. Ve fanusunu da kullan. Beyaz. Eğer ölüme yakın olursa onu iyileştirebilir misin?"
Beyaz-"Evet ama ölme ihtimali de var."
Mustafa-"Tamam o zaman. Ölürsen sorumluluk bana ait değil." Daha sonra ulumaya başladı.
Mustafa-"Ben hazırım. Başlayalım." dedi ve gözleri mavi mavi yanmaya başladı. -
-
1.
0Çıldırıyorum süper Warcraft kadar sardı AMK kitabını falan çıkar bunun
-
1.
-
58.
+2içimden bildiğim bütün duaları okuyarak sırtına bindim. Ben bindiğim anda daha dengemi sağlayamadan koşmaya başladı. Ha bu arada. Bilirsiniz çocuklarınızla atçılık oynamak diye birşey var. At olmayı tek seven çocuk oydu. (Ejderha da olabilir.)Tümünü Göster
Ti-an-"Baba hazırlan uçmaya başlıyoruz." dedi ve kanatları açtı. Ben ise ölmeden önce Kelime i Şahadet getirirsem kabul olur mu yoksa tam düştüğümde mi getirsem diye düşünüyordum. Daha sonra zıpladı kanatlarını biraz çırptı. Ama biraz uçtu sonra yere indi. Koşmasını hızlandırdı. Hayatım gözümün önünden geçiyordu. Hep bilgisayar, okul, ev. Mağarayı bulduktan sonra da mağara okul ev. Pek güzel bir hayatım olmamış derken bir daha zıpladı ve uçmaya başladık. Havada süzülüyorduk. Çok yüksekte değildik ama yine de korkuyordum. Biraz daha yükselmişti. Hasgibtir hasgibtir diye içimden geçirirken gördüğüm manzara konusunda dilim tutuldu. Çok güzeldi. Ve rüzgar serin serin tenimden geçiyordu. Her bir noktada bunu hissedebiliyordum. Bütün sıkıntım bir çırpıda yokolmuştu. Kendimi manzaranın güzelliğine bırakmıştım.
Ti-an-"Nasıl baba? Güzel uçuyor muyum?" Ona doğru eğildim ve
Bir Bine(E)-"Çok güzel uçuyorsun. Bunu daha sık yapmalıyız" dedim ve kafasına yaklaşıp öptüm. Kafasından öpünce bir anlığına dengesini kaybetti ve yere düşmeye başladık. Mallık bende. Uçmayı yeni öğreniyor ne mal mal gidip öpüyon. Ti-an'a sımsıkı tutundum.
Ti-an-"Tamam baba hallettim" dedi ve ani bir hareketle sert düşüşten sıyrılıp sert bir konuş gerçekleştirdi. Tabi ani konması benim Ti-an'nın sırtından uçup yere düşmeme neden oldu. Hemen yanıma koştu ve
Ti-an-"Baba iyi misin?" dedi ve birkaç sıyrığı yalamaya başladı. Ben de sakinleştirmek için
Bir Bine(E)-"Önemli değil birşey yok. Sadece ufak bir sıyırık hepsi bu. Zaten sen yalayınca da geçti." dedim. O ise yere kendini atmakla yetindi.
Ti-an-"Çok yoruldum. Uyuyacağım." dedi. Ben ise bugün bir değişiklik yapıp Ti-an'nın sırtına yattım.
Ti-an-"Baba. Ne yapıyorsun?"
Bir Bine(E)-"Yatıyorum. Ben de uyuyacağım."
Ti-an-"Baba üstümde uyuman güzel de ya yan döner seni ezersem?"
Bir Bine(E)-"Ben bu kadar ezilmeyle zarar görmem korkma. Sadece uyuyalım. Bugün ikimiz de güzel bir gün geçirmedik ne de olsa. Biraz Ta-ar'ım ile uyumak bana iyi gelecek. Hadi tatlı rüyalar." dedim ve kafasından öptüm.
Ti-an-"Sana da baba" dedi ve yüzümü yaladı. Sonra da uyuduk. -
59.
+2(Geçmişte Sri Lanka)Tümünü Göster
Tennar'ın evine gittim. Kapıyı çaldım ve kapıyı babası açtı. (Tennar'ın babası TB)
TB-"Ne istiyorsun bin? Defol git dayağımı yeme." O zamanlar kelimelerimin anldıbını bilmiyordum.
La-Ateh-"Kızınızın benimle gelmesini istiyorum. Pazartesi gelecek kervanda beraber gideceğiz tabi siz de izin verirseniz." Bunu demem ile birlikte Tokadı vurdu yere yapıştırdı. Daha sonra beni tekmelemeye başladı. Yanındaki süpürge sopasını alıp sırtıma doğru tüm gücüyle vurup arada tekme atıyordu. Sopa sırtımda kırılmıştı. Hıncını alamamış olacak ki yanında duran odunla dövmeye başladı. Annem o arada bana doğru koşuyordu.
LaA-"Ne yapıyorsun oğluma?"
TB-"Sen sus huur" diyip geçirdi annemin yüzünün ortasına odunu. Annemin yüzünün yarısı morarmış yatıyordu yerde. O anda içimde dalga dalga öfke yayılmaya başlamıştı. "Vahşet" diye fısıldamıştım.
TB-"Birşey mi dedin bin seni."
La-Ateh-"Evet "dedim. "Ölümünü söyledim. Ve öleceksin." Annem kolumdan tuttu ve gözlerimi kapattı.
LaA-"Özür dileriz bir daha olmaz" dedi ve koşar adımlarda beni yanında sürükleyerek zütürdü. Gözlerim hala kapanmamıştı. Anneme döndüm ve
La-Ateh-"Neden anne neden? O adam beni dövdü. Baksana üstüme başıma. Neden onu öldürmeme izin vermedin?" Annem bir tokat attı.
LaA-"Bir insanı öldürmek senin için normal bir şey mi gibi gözüküyor?"
La-Ateh-"Hayır ama onu öldürmek öyle. O bir insan değil. O bir hayvan. Zıvanadan çıkmış, ahıra kapatılması gereken bir hayvan."
LaA-"Bir daha onların evine gitmeyeceksin."
La-Ateh-"Ama Tennar... "
LaA-" Tennar bizimle gelemez. Anlamıyor musun? Kimse evladından öyle kolay vazgeçmez. Şimdi hazırlan. Son kez pazara çıkacağız bugün. Ondan sonra evdeyiz. Arazileri sattım. Artık yolculuk için yeterince paramız var." Çok sinirliydim. Ve hala gözlerimi kapatamamıştım.
LaA-"Sakinleş La-Ateh. Her şey düzelecek. Sadece şu yolculuğa çıkalım. Bak neler olacak. Orada bir sürü arkadaşın olacak, Buradan kervanı takip edip gemiyle devam edeceğiz. Denizi daha önce gördün mü?" Gözlerim kapanmıştı.
La-Ateh-"Babamın mağarasından görmüştüm. Masmavi bir yerdi."
LaA-"işte oraya gideceğiz. Oradan da gemide yolculuk yapacağız. Daha sonra orada bir ev bulacağız ve orada yaşayacağız. Orada okuma yazma öğreten yerler varmış. Ve matematik tabiki de. Oralarda eğitim göreceksin ve büyük bir adam olacaksın gelecekte." Dedemin arazisini çok iyi bir paraya satmıştık. Bize başka bir yerde orta halli yaşamak için yeterdi. Belki de biraz lüks. Daha sonra kapımız çaldı. Hayatımda hiç kapımızın çaldığını hatırlamıyorum. Gelen pazarda son kalan eşyalarımıza para vermeyen adamdı: (Adama P diyeceğim. Çünkü o tam bir bin) -
60.
+2Bütün hikayeyi görmüştüm. Haklıydı. Gerçekten bir tanrı ile savaşmamız gerekebilirdi. Gözlerini gördüm ve birden zihin okumamı bozdum. Sanki ölecekmişim gibi hissetmiştim. Aynı Leyla'nın uçurumdan düştüğünü hissettiğim gibi. Kübra da yanıma geldi veTümünü Göster
Kübra-"iyi misiniz? Yüzünüz bembeyaz oldu. Ve o gözleriniz de neydi öyle?" Kübra şaşırmıştı ama korkmamıştı. Haklıydı da korkmamakta. ismi La-Ateh'di o gözlerin sahibi. Abisini öldürmüştü. Her şeyi görmüştüm.
Bir Bine(R)-"Şimdi daha iyiyim. Zihnini okudum. Her şeyi gördüm. Başımız ciddi bir belada."
Kübra-"Zihnimi mi okudunuz? Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Demek o yüzden siz bu mevkiye... "
Bir Bine(R)-"Şu an bunu en son duymak isteyeceğim kişi sensin." dedim ve susturdum.
Bir Bine(R)-"Şimdi bir plan yapmamız lazım. Peki La-Ateh'in amacı ne? Zihninide göremedim."
Kübra-"Önceden amacı Tanrı olmaktı. Ama şimdi bilmiyorum. Amacı ne ise iyi bir şey olmadığı kesin. Gördünüz. Sri Lanka'yı sadece yere vurarak dünya haritasından sildi. Ona karşı bir şansımız yok. Sizden de onun yerini bulmanızı isteyecektim."
Bir Bine(R)-"Peki onu bularak ne yapmayı düşünüyorsun?"
Kübra-"Ona da bakmadınız mı?"
Bir Bine(R)-"Sadece gerekli olan yerlere bakıyorum. Her şeyine baksaydım bu beni kötü biri yapardı." Kübra ise anladım der gibi kafasını salladı.
Kübra-"Babamı bulunca belki konuşarak durdurabilirim. Mermi işlemiyor. Bombanın falan işleyeceğinden emin değilim. Ve çok hızlı hareket ediyor. Onu durdurmanın bir yolu varsa o da konuşmak. Aklıma gelen tek şey bu. Belki kızıyım diye sözümü dinler."
Bir Bine(R)-"Evlatlarının sözünü dinleyecek biri olsa abini öldürmezdi."
Kü-"Abimi güç için öldürdü. Benim ise hiç gücüm yok. Belki beni içinde küçücük bir yerlerde seviyordur."
Bir Bine(R)-"Seni sevecek olsa bile durmayacaktır. Binlerce evlat katili ile karşılaştım. Hiçbiri durmadı." Bu sözden pek hoşnut olmamıştı.
Kübra-"Peki ne yapacağız? Siz söyleyin. Dünya tehlike altında ve bunu bilen kişiler sen, ben ve Reyna. Başka kimse yok. Sizden başka gücü olan da yok ve onu zihin okuyarak durduramazsınız."
Bir Bine(R)-"Öyleyse ben de hareketlerini öngörürüm" dedim ve kırmızı gözü açtım.
Kübra-"Hareketlerini öngörmeniz de işe yaramaz. Umarım Tanrı yokeden gözünüz vardır."
Bir Bine(R)-"Sanmıyorum. Benim yeteneklerim sadece savunma amaçlı. Ama saldırı amaçlı bir arkadaş tanıyorum."
Kübra-"Peki kim? La-Ateh'i öldürebilir mi?"
Bir Bine(R)-"Denemeden bilemeyiz. Adı Mustafa." -
61.
+2Dışarı çıktık ve arabama bindim. Engelli olmanın tek iyi yanı araban rahat ve park edecek yer sıkıntın olmaması. Zaten polislikte de işlerim bayağı iyiydi. Saygı duyulan birisiydim. Fatih de yanıma oturdu ve işe merkeze doğru sürmeye başladım.Tümünü Göster
Fatih-"Arabayı hala değiştirmemişsin. Senin şimdiye bmw falan aldığını düşünmüştüm." Arabam Doğan SLX di. Zamanında dedem hikayesini çok anlatırdı. Almak istemişti ama alamamıştı. Benim de küçüklüğüme heves olmuştu şimdiye kadar bunu almıştım. Hikayesi bu yani.
Bir Bine(R)-"Benim arabam iyidir. Hiç yarı yolda bırakmadı beni."
Fatih-"Bir zahmet bırakmasın. O kadar bakım yaptırdın. Engelli arabası haline getirdin. Tek buttonla Doğan SLX motorunu çalıştıran tek araba herhalde seninki."
Bir Bine(R)-"Araba aşkı bu başka birşey değil. Neyse sen bana evde seninle konuşacaklarım var demiştin. Ne diyecektin?"
Fatih-"Abi hatırlıyor musun? Ben sana giderken bir iş bulduğumu söylemiştim. işte o işten atıldım."
Bir Bine(R)-"Ne? Ne oldu da atıldın?" Çok ani bir tepki vermiştim.
Fatih-"Abi sakin ol çarpacaz şimdi. Neyse anlatmaya devam edeyim. işten atılmamın nedeni benim sekretere yavşadığımı söylediler müdüre. Hatta cinsel taciz ettiğimi. Sekreter de şahitlik verince işten attılar beni. Her yerde kameralar var. izlemelerini söyledim. Ama beni dinlemediler bile. Yalan yere işten atıldım. Sana verdiğim sözü bozmayıp yeteneğimi kullanmadım. Daha sonra başka bir işe girdim. Bir firmada servis elemanıydım. Sertifikam ve üniversite projem saolsun işe rahat girdim. Ama orada da tutunamadım. işyerinde 25 gün çalıştım ama maaşımı vermediler 30 gün değil diye. işten de çıkardılar. Nedeni ise küçülme kararı almışlar. Ve yeterli süre çalışmadığım için tazminat da alamadım. En son çaycılık yaptım. Orada da fazla kalmadım zaten ben çıktım buraya geldim." Arabayı durdurdum ve kenara çektim.
Bir Bine(R)-"Bana bunları neden söylemedin? O kadar zamandır ne yapıyordun? Başına bu kadar iş geldiyse bana söyleseydin sana yardım ederdim."
Fatih-"Abi, senin arkana saklanamam artık. Neden bu yetenekler bizde varken kullanamıyoruz? Ama sen kullanıyorsun ve gazetelerde her gün boy boy resimlerin çıkıyor. Ben neden kullanamıyorum?"
Bir Bine(R)-"Ben niye mi kullanıyorum. Sence ben şan şöhret için mi kullanıyorum? Kendi iyiliğim için mi kullanıyorum yeteneğimi? Birçok masum kişiyi kurtarıyorum. "
Fatih-"Her gece yatağına girereken kendini böyle mi avutuyorsun? Kaç kişi senin yüzünden işte yerini değiştirdi hatırladın mı? Çünkü sen mükemmeldin ve polislerin çoğuna gerek bile kalmadı. Hepsi ailelerinden uzak yerlere postalandılar. Peki nasıl polis oldun? Hem de engelli koltuğunda? Direk cinayet bürosuna gittin? Hepsi yeteneğin sayesinde değil miydi? Peki ben neden işe gireceğim zaman bana yeteneğimi kullanmamam için söz verdirdin? Ben de yanlış anlaşılmayı düzeltebilirdim." Sessiz kaldım. Sinirlenmiştim. Ama haklıydı. Arabayı çalıştırdım fakat Fatih kapıyı açıp arabadan indi.
Fatih-"Zaten burada inecektim. Akşam görüşürüz." dedi. Bunlar aklıma takıla takıla yola devam ettim. -
62.
+2Edit: Geldim beyler ve bayanlar. Devammm
Kübra-"Ne dedi gelecek mi?"
Bir Bine(R)-"Babasını öldürmeye bu kadar istekli kızla ilk kez karşılaşıyorum."
Kübra-"O benim babam değil. Yani artık değil. Sadece onunla son bir kez daha konuşacağım ve eğer ki doğru şeyi yaparsa affedeceğim. Yapmazsa artık benim için ölür."
Bir Bine(R)-"Ya da biz ölürüz." dedim. Sessizlik hakim olmuştu ortalığa. Daha sonra saate baktım. Evrakları tamamen unutmuşum ve müdüre zütüreceğim evraklar 1 saati geçmiş bile. ilk kez 1 saat geç evrak zütürüyordum.
Bir Bine(R)-"Benim hemen çıkmam lazım. Şu evrakları verdikten sonra izin alacağım ve babanı arayacağız. Muhtemelen yaz iznimi kullanacağım."
Kübra-"Yazı görememe ihtimalimiz de var. Sizi yanına çekmeye çalışacaktır. Sakın kanmayın. Bende de denedi."
Bir Bine(R)-"Teklif etti ve red mi ettin yani? Kabul etseydin ya babanın yanında olur istediğin kadar ikna edebilirdin."
Kübra-"O abim ölmeden önce söylemişti. Şimdi ise istesem de almaz. Ve karşısına çıkmamamız konusunda kesin dille tehdit etti. Ne yapacağımı bilmiyorum artık."
Bir Bine(R)-" Evrakları verip izin aldıktan sonra Mustafa gelene kadar beklememiz lazım. Muhtemelen birkaç gün sürer."
Kübra-"O zaman buyurun telefon numaram. Gelince beni ararsınız. Benim de Reyna'yı almam lazım."
Bir Bine(R)-"Reyna ne alaka? O kız güçlü değil ki. En azından gördüğüm kadarıyla."
Kübra-"Benim de özel yeteneklerim yok ama ben de elimden geleni yapıyorum. Eğer bu işe gireceksek onun yardımı lazım."
Bir Bine(R)-"Arkadaşını böyle bir tehlikeye atmak istediğinden emin misin?"
Kübra-"O tehlikelerle başa çıkabilen birisidir. Gelince kesin beni arayın." Zaten başka şansım yok.
Bir Bine(R)-"Tamam arayacağım" dedim ve evrakları müdürün odasına doğru çıkardım. -
63.
+1iyi yazion amk
-
-
1.
0Saol panpa
-
1.
-
64.
+1Yeni hikaye geldi mi lannn bunu bekliyordum Rez.
-
65.
+1Hemen ona doğru koştum ve yumruk salladım. Yumruğumdan hemen sıyrıldı. Birden boğazımı keseceğini gördüm ve geri çekildim. Bir Bine abi bana bakıyordu. Bir gözü sarı, bir gözü de kırmızı yanıyordu.Tümünü Göster
Bir Bine(E)-"Yardım etmemeni istemiştim."
Mustafa-"Başka yere odaklanma." dedi ve karnımdan vurdu. Çok fazla acımıştı.
Mustafa-"La-Ateh seni beklemeyecek. Belki de direk öldürecek. Hem beni daha yenemezken Bir Bine'yi yenmen mümkün değil. La-Ateh'i nasıl yeneceksin peki?"
Bir Bine(E)-"Bir Bine abi senden güçlü mü?" dediğim anda tekrar karnıma vuracağını gördüm ve Ti-an'nın üzerine sıçardım. Ti-an da ani tepki ile güvenli bir mesafeye uçtu.
Mustafa-"Senin vurduğun yumruğun gücü önemli değil. Önemli olan nasıl vurduğun. Bir Bine beni çoktan yendi bile. Ama sen hala anlamadın."
Bir Bine(E)-"Nasıl yan... " derken etrafımı yarasalar sardı. Toplu bir yarasa grubu aynı anda bana vurdu ve Ti-an'nın üzerinden düştüm. Tam yere düşecekken Mustafa abi beni boğazımdan tuttu. Boynum bir an kırıldı sandım. O şiddetle düşerken beni tutması fazla tehlikeliydi ve yaptı da. Nefes almam zorlaştı. Ama beni bırakmıyordu.
Kübra-"Mustafa ne yapıyorsun?"
Bir Bine(R)-"O işini bilir. Sen karışmamaya çalış." diye uyardı. Kübra da sessizce izlemeye devam etti. O anki can havliyle tekme attım ve tekmem işe yaramış olacak ki bayağı uzağa uçtu. Birkaç ağaç bile yıkıldı. Sonunda tam rahatlamışken kurtların üzerime atlayacağını ve şahdamarımı hedef aldıklarını gördüm. Ani anda eğildim ve saldırılarından kaçtım.
Bir Bine(E)-"Bu biraz fazla değil mi?" diye bağırdım.
Mustafa-"Seni uyardım. Öldüresiye dövüşeceğiz diye." dedi ağzından kan süzülürken. Tek kolu yok ama benim 2 katım dövüşüyordu. Bir anda üzerime doğru koştu ve Ti-an son anda onu kolundan yakaladı. Havaya doğru fırlarttı ve yanına uçtu. Havadayken kafasıyla Mustafa abiye vurdu. Yere sertçe çakıldı.
Bir Bine(E)-"Ti-an. Ne yap... "
Mustafa-"En azından Ti-an olay... ah. Anladı. Ama sen hala anlayamadın. Tek vuruşta ölmek istemiyorsan benimle tüm gücünle savaş. La-Ateh sana acımayacak. Salih de."
Bir Bine(R)-"Ve Fatih de." diye ekledi. Mustafa abi biraz hüzünlendi. Tam o anda Ti-an kuyruğu ile Mustafa abinin boynuna doladı ve yerden yere vurmaya başladı. Ben Ti-an'a durması gerektiğini söyleyecekken bir kurt boğazımı ısırdı. Odaklanmadığım için görememiştim geleceğini bu sefer. Elimi boynuma attığımda boynum kanıyordu. Ve sonra ani anda Beyaz yanıma uçtu ve Ti-an Mustafa abiyi bırakıp yanıma koştu. Ve sonrası karanlık. -
66.
+1Geldim Panpa
-
-
1.
0hg panpa
-
2.
0Hosbulduk
-
1.
-
67.
+1Telefonu çıkardım ve rehberden "Mustafa Acil Durum" yazan yerdeki numarasını aradım. Kendisi beni aramamasını ve sadece acil durum olursa bu numarayı aramamı söylemişti. Dünyayı yokedecek kadar güçlü biriyle dövüşmek de acil durum arasına giriyordur umarım. Uzunca bir süre çaldı ama sonunda açtı. Açtığında bir havlamayla karışık hırlama sesleri geldi.
Bir Bine(R)-"Mustafa? Orada mısın?"
Mustafa-"Haa Bir Bine sen miydin? Ben de başkası sandım." Başkası mı sandın? Are you seriously? Telefonunda benden başka kayıtlı numarası yok ve bana hırlaya havlaya konuşuyor.
Bir Bine(R)-"Hangi kurtun aramasını bekliyordun ki seni telefonla?"
Mustafa-" Yahu dalgınlık işte. Senelerdir insan dilini kullanmıyordum. Yardım mı lazım." Yok canım ne yardımı. Keyfimden aradım zaten. Hani orada işler nasıl gidiyor diye. Kendisi bana telefonu verdi acil durumda arayayım diye ve yaptığına bak.
Bir Bine(R)-" Evet ama uzun hikaye gelmen lazım."
Mustafa-"Tamam. Geleyim de sürümden uzun süre uzakta kalamam. Ne kadar sürecek?"
Bir Bine(R)-"Bilmiyorum. Çok uzun sürebilir. Sürün ile konuşamaz mısın?"
Mustafa-"Bu durumda alfaların alfasından izin almam lazım. Eğer ki gelemezsem bilin ki ya ölmüşümdür ya da alfaların alfasına şaka yaptığımı söyleyip sürüme geri dönmüşümdür." Hay hayvanlar aleminin...
Bir Bine(R)-"Tamam geleceğin zaman haber ver."
Mustafa-"Tamam. Gelirsem eğer bana kıyafet ve balta ile traş eden berber de bulsan iyi olacak. Pek insan gibi değilim şu anda." Düşünmek bile midemi kaldırmaya yetmişti.
Bir Bine(R)-"Tamam tamam. Gel hallederiz." dedim ve telefonu kapattım. Gerçekten eskisi gibi değildi. Tam anlamıyla salaklaşmış ve hayvanlaşmış.
Edit: Üniye geçiyorum beyler akşam görüşürüz. Bu arada bu hikaye KESiNLiKLE YARIM KALMAYACAK. FiNAL HiKAYESi LA BU BORU DEĞiL :D Akşama görüşürüz. -
68.
+1Bir Bine (Ejderhanın Mağarası)Tümünü Göster
Ormanda yaşayalı 3 ay geçmişti bile. Artık daha alışmıştım babamın ölümüne ve diğer herşeye. Tabiki hayatımı ormanın ortasında geçirmiyordum. Ama neredeyse tamamı ormanda geçiyordu. Eve bile uyumaya ayda yılda bir gider olmuştum. Daha çok vaktim ormanda kendimi eğitmekle geçiyordu. O Fatih, Ejder Ateşi, Salih bir de sadece ismini duyduğum La-Ateh'e karşı kendimi hazırlamalıydım. Derya ise ilk 2 ay böcekler, yemeklerin kötülüğü ve saçını hergün yıkayamama ile derdi vardı. Ama artık o da alışmıştı ortama. Ti-an uçma antremanları yapıyordu. işin garip tarafı şu ki Beyaz uçmayı çok hızlı öğrenmişti. Ti-an ise yarım yamalak uçabiliyordu daha. Konuşması en azından düzelmişti.
Beyaz-"Anne. Dikkatini dağıtma."
Derya-"Deniyorum ama çok zor."
Beyaz-"Anne bak bir kere Ktum yaptın. Tekrar yapabilirsin. Ama ruhuna gelen enerjiye odaklanman lazım."
Derya-"Tamam tamam. Dikkatimi dağıtma." Evet. Evladı anasına bir şeyler öğretiyordu. Ejderhaların kendi kendine öğrenme becerileri sayesinde bizim bilgimizi bile geçmişlerdi. Ben Ti-an ile güç ağırlıklı antremanlar yaparken Beyaz ve Derya ise zihinsel antremanlar yapıyorlardı. Şu anlık her şey yolundaydı.
Beyaz-"Anne. Niye nefes alışverişini değiştiriyorsun?"
Derya-"Bilerek yapmıyorum. Ben ne yapayım ki? Deniyorum ama dikkatim dağılıyor."
Bir Bine(E)-"Beni mi düşünüyorsun yoksa?"
Derya-"He he ne demezsin."
Beyaz-"Annemin dikkatini dağıtma. Zaten zar zor odaklanıyor."
Bir Bine(E)-"Senin annen bir şey öğrenemez. Harcadığın vakite yazık." dedim ve güldüm. Derya ise
Derya-"Kai dauben ish" dedi ve sustum. Konuşamıyordum. Ha. Bu arada bu susturma. Bir canlıyı susturmak için kullanılan başlangıç bilgilerinden biriymiş. Ve tabiki konuşamıyorum.
Derya-"Şimdi odaklanabilirim." gözlerini kapattı ve odaklanmaya devam etti. Beyaz'a işaret yapıyordum ama görmemezlikten geliyordu. Hay ben sizin amk. Şimdi Ti-an'ı beklemem lazım. Birkaç tane kelime biliyor o da. Beyaz kadar geniş kelime daracığı yok. Ama susturmayı açmayı biliyor. Uçma antremanı yaptığı yere gittim ve orada yoktu.
Ti-an(k)-"Baba. Uçuyorum" diye bağırdı. Havaya baktım ve gerçekten uçuyordu. Ona susturulduğumu söylemek için işaret yaptım ama anlamadı.
Ti-an-"Sevinmedin mi yoksa?" Hala işaret yapıyorum ama anlamamakta ısrar ediyor.
Ti-an-"Baba. Cevap versene bir şey mi oldu yoksa?" Yere yazdım artık. Haa. Bu arada insan dilini bilseler bile okumayı bilmiyorlar. Ti-an biraz öğrendi, tahmin edersiniz ki Beyaz yaladı yuttu.
Ti-an-"Derya be ni sufturdu." Sufturdu mu? O kadar emeğimin boşa gitmesine yanmış bir halde yere yazı yazdım. "Boşver. Ne yaparsan yap." yazdım ve yazıyı
Ti-an-"Boş ver. Ne yalarsan yap. Baba ne demek istedin? Konuşarak söylesene." derken ben ise ormanın içine doğru girdim bile. Kendi kendime kelimeyi tekrar ediyordum. "Kai dauben ash, Kai dauben ash, Kai dauben ash, Kai dauben ash" işe yaramadı. Gözlerimi kapattım ve odaklanmaya başladım. Onları o kadar dinlemiştim. Belki işime yarardı. Ruhuma odaklanmaya çalıştım. Ama denildiği kadar zordu. Gerçekten bayağı problemdi. Ama daha sonra bir boşluk yakaladım. Bomboş hissettim. Hemen aklıma gelen sözcüğü söyledim. "Kai dauben ash" Ama içimden geçen "Raish nu ıng" di. Konuşabiliyordum. Ama bir sorun vardı. Göremiyordum. -
69.
+1Mükemmel bir hikayeydi sonrakini sabırsızlıkla bekliyorum fazla bekletme amina kodugum
-
-
1.
0Finaller bitince direk işe başlayacam... Vakit buldukça yazarım panpa. Sıkıntı yok. Özeline mesaj atarım yeni başlık açınca.
-
1.
-
70.
+1Tek kelimeyle mükemmeldi
-
-
1.
0desteğin için teşekkürler panpa. (Bu gidişle zütüm kalkacak ama hadi hayırlısı :D)
-
2.
+1Bende ondan korkuyorum :D
-
3.
+1Özgüven iki ucuda keskin olan bir mızraktır. Eğer kullanmasını bilirsen çok güçlü bir silah olur ama zütünü kaldırıp ego kasarsan mızrağın iki ucuda sana girer
-
-
1.
0Panpa ego kasmak istesem durmadan şuku nick6 falan isterdim. Bu başlık trende bile girmedi. Bu hikayeleri eğlence amaçlı yazıyorum. Yani çok büyük bir şey olmadığı sürece kolay kolay değişmem. Hem mızrak uclarının zütüme girmesini istemem :P
-
2.
+1Biliyorum panpa zaten bende sadece eğlencesine yusuf amcanın sözünden esinlenerek yazdım. Kolay kolay zütü kalkıcak birine benzemiyosun başka birisi olsa rez alın derdi durmadan up atardı şuku atın derdi nick6 girin derdi falan ama sen hiçbirini istemedin adamsın panpa
diğerleri 0 -
1.
diğerleri 1 -
1.
başlık yok! burası bom boş!