-
1.
+21 -3Herkese merhabalar. Sonunda yeni hikayeme başlayabiliyorum.
Bu 'Ti-an'ın Yükselişi' serisinin 4. hikayesidir. Tüm hikayeler için bir bine bende binem hikaye serisi
O zaman hadi başlayalım.
La-Ateh (Sri Lanka)
Sonunda ölmüştü. Üstelik kendi isteğiyle öldü. Sırf arkadaki iki kızı koruyabilmek için. Ne kadar da aptaldı. Arkadan kızlar ağlıyordu. Kübra silahını çekti ve bana ateş etmeye başladı. Artık hiçbir mermi bana işlemezdi. Zaten işlemiyordu biraz sızlatıyordu önceden ama artık hiç hissetmiyordum. Kübra'ya doğru döndüm. Zaten gözlerimi görünce otomatik olarak silah elinden düştü.
Kübra-"Nasıl yaparsın?" kısık bir sesle söylemişti.
La-Ateh-"Bana katılmanı söylemiştim kızım. Sen ise beni karşına aldın. Şimdi bunun bedelini ödüyorsun. Bir Bine'ye söz verdiğim için size dokunmayacağım. Ama eğer bir daha karşıma çıkarsanız ben size dokunmam ama adamlarım için aynısını söyleyemem" dedi ve gitti. Giderken arkasından manastırın öğrencileri ve usta peşinden gittiler.
Usta-"Dur La-Ateh. Kibrin ve öfkenin nedenini biliyoruz. Dur yoksa seni durdururuz."
La-Ateh-"Farkında değilsin galiba. Ben artık eski La-Ateh değilim. Bir tanrıyım ve bana adımla seslenmeye nasıl cürret edersiniz. Pis ölümlüler."
Usta-"Her ne kadar kendine kendine tanrı desen de sende bir insansın La-Ateh." Bana insan demişti. Bu beni resmen aşağılamaktı. insanlar kadar düşük canlılar değildim. Onlar kadar aptal da değildim. Ama görünüşüm benziyor diye bana insan demişlerdi. Onlara bir tanrının gücünü gösterme vaktim gelmişti.Ama ilk baş sözümü tutmalıydım. Kızları sırtıma aldım alır almaz
Kübra-"Bırak bizi hayvan."
Reyna-"Bırak bizi" şeklinde kadın dırdırı yapmaya başladılar. Arkadan da ustaları
Usta-"Onları bırak La-Ateh. Kavgan bizle" şeklinde konuşuyordu. Onları küçük bir tekneye attım ve arkalarından yavaşça ittim. Yavaşça itmem bile bayağı bir uzaklara zütürmüştü onları. Ne sanmışlardı? Rehin aldığımı falan mı? Onlara dokunmayacağıma söz verdim. Ama Sri Lanka'ya değil.
La-Ateh-"Tövbe etmeniz için geç değil. Bana gelin ve sizi affedeyim."
Usta-"Asla öyle bir şey olmayacak. Sen bir insansın." "insansın" "insansın" Kafamda bu sözcük yankılanıyordu. Bana 2. sefer insan demişti.
La-Ateh-"Bu kadar yeter. Şimdi size göstereceğim. Artık af dilemeniz de bir işe yaramaz." dedim ve elimi yumruk yapıp yere serte vurdum. Vuruşumun etkisiyle manastır, binalar, Kısacası tüm Sri Lanka yıkıldı. Kendimi kahkaha atarken buldum.
La-Ateh-"Sonunda, BEN ARTIK BiR TANRIYIM." Kahkaham her yerde yankı yapıyordu. Ama yaşayan kimse yoktu artık. Sri Lanka dünya haritasından silinmişti. Geçmişimden kurtulmuştum sonunda.
-
2.
0What are you doing?
-
3.
0Djaakaka hdajja jdjsjaj
-
4.
0başla panpa ama hızlı hızkı yaz
-
5.
0incide en son hikayeyi 2012 de okudum o muallakse yarım bıraktı amk
-
6.
0çok uzundu okuyasım kaçtı bidahakine özet geç evlat
-
7.
0Rozorvod
-
8.
0bu ne lan başlama amk
-
9.
+5La-Ateh (Geçmişte Sri Lanka)
10 yaşımdaydım. Babamla yeni tanışmıştım. Gözleri çok garip biriydi. Ama onu görünce korkabilirsin diyen annem için korkmaktan ziyade bayağı kanım kaynamıştı babama. ilk kez gözlerimi o şekilde gören annem "zamanı geldi" diyip beni buraya getirmişti. Babamın yanına. (La-Ateh'in babasına T, annesine LaA diyeceğim.)
T-"Neden çocuğu getirmek için 10 sene bekledin?"
LaA-"Senden korkar diye düşündüm. Onun için sana getiremedim."
La-Ateh-"Baba. Köydekiler anneme kötü davranıyorlar. Neden?"
LaA-"Sana babanın yanında bunu söylememeni söylemiştim."
T-"Bırak konuşsun. Oğlum, insanlar kendini büyük hissetmek ister. Onun için de annen gibi iyi niyetli insanları ezerek kendilerini üstün görürler. Oysa ki alçalıyorlar da farkında değiller."
La-Ateh-"Bana hiç öyle gelmiyor ama. Ne zaman dışarı çıksak anneme huur diye sesleniyorlar. Ve bana da bin (Nick entry uyumu) diyorlar. Ne anlama geldiklerini bilmiyorum ama her gece annem ağlıyor. An... "
LaA-"Daha fazla konuşma La-Ateh. Biliyorum sana güzel bir hayat sağlayamıyorum ama babana her şeyi anlatamazsın."
T-"Anlatabilirsin oğlum. Aklından geçen her şeyi. Sar-ab sen neden korkuyorsun ki? Neden anlatmasından bu kadar korkuyorsun? Senin iç güzelliğini göremeyen onlar. Ve oğlum. Onların sana veya annene ne dedikleri önemli değil. Önemli olan senin ne yaptığın. Öfke daha çok öfke doğurur.Sen sadece sakin kal. Eğer gerçekten zor bir durumda kalırsan yeteneğini kullan."
LaA-"Hayır. Asla kullanmayacaksın La-Ateh. O senin insanlığını yokediyor."
La-Ateh-"insanlık dediğin senin gibi kadınları aşağılayıp küçük görmek mi anne? O zaman bütün insanlığım gitsin. Geriye hiçbir şey kalmasın." Annem gelip bana bir tokat attı. Yüzyıllardır asla unutmadım o tokadın manevi acısını. Daha sonra yüzümü tutup kendine doğru çevirdi ve
LaA-"insanlar her zaman iyi olmaz oğlum. Ama eğer iyi biri olmazsa bu dünya dönmez. insanlar her zaman böyledir. Onları değiştirebilirsin ama. Buna inanarak ilerlersen başarırsın." dedi. O an bu sözün benim gözümde hiçbir anlamı yoktu. Sadece annem saçmalıyordu. Anldıbını daha sonra anlayacaktım.
Edit: Beyler biraz bekleyin de diğerlerini de çağırayım. Mesaj atacaktım diğer hikayeyi bekleyenlere. Hemen dönerim. -
10.
+5(Geçmişte Sri Lanka)Tümünü Göster
Köyde bir kız vardı.Çocuklar arasında bir tek o benimle konuşuyordu. Adı Tennar'dı. Benimle yaşıttı. Her gün bahçesinden meyve koparıp gizlice bize getirirdi. Köyde kimse sevmezdi annemi. Çünkü ben doğmuştum. Babamın kimse kim olduğunu bilmiyordu. Ve bu da milleti rahatsız ediyordu. Annem bana
LaA-"Gel pazara gidelim" dedi. Benim doğru dürüst dışarı çıkabildiğim tek zaman pazara gittiğimiz zamanlardı. Dedemin arazisinde yetiştirdiğimiz ürünleri satıyorduk. Dedem ölmeden önce dayıma bırakmıştı. Dedem bile bizden nefret ederdi. Dayım da ölünce arazi bize kaldı. Annem ve ben de neredeyse her gün oraya gidip araziyi işliyor, malzemeleri satıp para kazanıyorduk az da olsa. Tabi köylülerin çoğu bizden almıyordu. Sadece kimsede kalmamışsa bize geliyorlardı ve biz de ucuza satıyorduk zaten. Çoğu zaman pazarımızda ne var ne yok diye bakmaz geçer giderlerdi pazar kapanmasına az kala da birkaç adam gelir:
"Bunlar sizin burada yaşama kiranız" deyip elimizde kalan son malzemeleri alıp zütürüyorlardı. Parasını bile vermeden. Annem ise hiçbir şey demez verirdi. Yakında bir kervan geçecekti buradan. Annem hep hayalini kurardı. Bir gün buralardan gitmenin. Ama kervan en son 14 sene önce gelmişti ve yakın zamanda buradan büyük bir kervan geçeceği duyurulmuştu. Tennar'ı da alıp gidecektik. En azıdan ben öyle düşünüyordum. Anneme sorduğumda
LaA-"Tennar'ı alamayız oğlum. Onun bir ailesi var."
La-Ateh-"O da benimle gelmek istiyor. Ailesi her gün ona zulüm ediyormuş. Sabah saat 4 te kalkıp tarlaya gidiyormuş. Babası eğer topladığı mahsül azsa veya ektiği mahsülleri beğenmezse dövüyormuş. Bir de yemek yapması gerekiyormuş. Gece babası içki içip geliyor ve onu dövüyormuş. Geçen gün sırtının tamamı morarmıştı. Ve annesi bile iş yapmıyor Tennar'a yüklüyor bütün işleri. Anne lütfen."
LaA-"Oğlum biliyorum. için acıyor ama alamayız onu. Alırsak suçlu biz oluruz."
La-Ateh-"Almazsak da vicdansız biz oluruz" dedim ve dışarı çıktım. Nasıl kabul etmezdi. Anlamıyorum. Annem ise arkamdan koştu. Kolumdan tuttu ve kendine doğru çevirdi.
LaA-"Oğlum. Bana bak. Şöyle düşün. Eğer seni benden alsalar ben ne yapardım? Ben de seni tarlada çalıştırıyorum. O zaman ben de mi kötü bir anneyim? Babasının yaptığı iyi değil ama Tennar'ın bir kardeşi var. Kardeşini bırakıp nasıl gitsin? Annesi var. Eğer onlardan alırsam onlar da üzülmez mi?" diyince bana mantıklı geldi.
La-Ateh-"O zaman ne yapacağız anne?"
LaA-"Bizim elimizden bişey gelmez oğlum. Haftaya pazartesi kervan gelecek. O zamana kadar eğer ailesi ikna olursa gelsin. Eğer olmazsa kalır." Kabul etmiştim. Deneyecektim. -
11.
+2(Geçmişte Sri Lanka)Tümünü Göster
Tennar'ın evine gittim. Kapıyı çaldım ve kapıyı babası açtı. (Tennar'ın babası TB)
TB-"Ne istiyorsun bin? Defol git dayağımı yeme." O zamanlar kelimelerimin anldıbını bilmiyordum.
La-Ateh-"Kızınızın benimle gelmesini istiyorum. Pazartesi gelecek kervanda beraber gideceğiz tabi siz de izin verirseniz." Bunu demem ile birlikte Tokadı vurdu yere yapıştırdı. Daha sonra beni tekmelemeye başladı. Yanındaki süpürge sopasını alıp sırtıma doğru tüm gücüyle vurup arada tekme atıyordu. Sopa sırtımda kırılmıştı. Hıncını alamamış olacak ki yanında duran odunla dövmeye başladı. Annem o arada bana doğru koşuyordu.
LaA-"Ne yapıyorsun oğluma?"
TB-"Sen sus huur" diyip geçirdi annemin yüzünün ortasına odunu. Annemin yüzünün yarısı morarmış yatıyordu yerde. O anda içimde dalga dalga öfke yayılmaya başlamıştı. "Vahşet" diye fısıldamıştım.
TB-"Birşey mi dedin bin seni."
La-Ateh-"Evet "dedim. "Ölümünü söyledim. Ve öleceksin." Annem kolumdan tuttu ve gözlerimi kapattı.
LaA-"Özür dileriz bir daha olmaz" dedi ve koşar adımlarda beni yanında sürükleyerek zütürdü. Gözlerim hala kapanmamıştı. Anneme döndüm ve
La-Ateh-"Neden anne neden? O adam beni dövdü. Baksana üstüme başıma. Neden onu öldürmeme izin vermedin?" Annem bir tokat attı.
LaA-"Bir insanı öldürmek senin için normal bir şey mi gibi gözüküyor?"
La-Ateh-"Hayır ama onu öldürmek öyle. O bir insan değil. O bir hayvan. Zıvanadan çıkmış, ahıra kapatılması gereken bir hayvan."
LaA-"Bir daha onların evine gitmeyeceksin."
La-Ateh-"Ama Tennar... "
LaA-" Tennar bizimle gelemez. Anlamıyor musun? Kimse evladından öyle kolay vazgeçmez. Şimdi hazırlan. Son kez pazara çıkacağız bugün. Ondan sonra evdeyiz. Arazileri sattım. Artık yolculuk için yeterince paramız var." Çok sinirliydim. Ve hala gözlerimi kapatamamıştım.
LaA-"Sakinleş La-Ateh. Her şey düzelecek. Sadece şu yolculuğa çıkalım. Bak neler olacak. Orada bir sürü arkadaşın olacak, Buradan kervanı takip edip gemiyle devam edeceğiz. Denizi daha önce gördün mü?" Gözlerim kapanmıştı.
La-Ateh-"Babamın mağarasından görmüştüm. Masmavi bir yerdi."
LaA-"işte oraya gideceğiz. Oradan da gemide yolculuk yapacağız. Daha sonra orada bir ev bulacağız ve orada yaşayacağız. Orada okuma yazma öğreten yerler varmış. Ve matematik tabiki de. Oralarda eğitim göreceksin ve büyük bir adam olacaksın gelecekte." Dedemin arazisini çok iyi bir paraya satmıştık. Bize başka bir yerde orta halli yaşamak için yeterdi. Belki de biraz lüks. Daha sonra kapımız çaldı. Hayatımda hiç kapımızın çaldığını hatırlamıyorum. Gelen pazarda son kalan eşyalarımıza para vermeyen adamdı: (Adama P diyeceğim. Çünkü o tam bir bin) -
12.
+4(Geçmişte Sri Lanka)
P-"Duyduğuma göre evi boşaltıyotmuşsun. Hayırdır nereye gidiyorsun?"
LaA-"Kervanlarla gideceğim. Yeni bir yerde yaşamaya başlayacağım. Lütfen artık rahat bırakın beni" Annemden soğuk soğuk terler akıyordu.
P-"Tabiki bırakacağız kalan paranı verirsen neden olmasın? Bu köyden gitmenin ücreti bu." Kalan paramızı mı istiyordu? Nasıl insanlardı bunlar?
LaA-"Hayır veremem paramı rahat bırakın artık." dedi ve tam kapıyı kapatacakken adam itti kapıyı ve annem yere düştü. Ben zaten direk annemin önüne koştum.
La-Ateh-"Dokunma ona" dedim ama bir çocuğun konuşması önemsizdi. Beni itti ve anneme vurmaya devam etti.
P-"Ver. Şu .Parayı huur" diye dövüyordu. En sonunda dayanamadım ve "Vahşet" diye haykırdım ve adamın kafasını tuttum.
P-"NE yapıyorsun ço... " Kafası kopmuştu bile. Annem bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Ben de zaten her yeri kanlı görüyordum. Annem kolumdan tuttu ve mağaraya sürükledi. Babama zütürdü ve
LaA-"Oğlumu eski haline çevir."
T-"Sakin ol ne oldu?"
LaA-"Bir adamın kafasını kopardı."
La-Ateh-"Ama anne seni dövüyordu" derken annemin bakışı beni korkutmuştu. Gözlerim ise hala açık.
T-"Seni korumak için öldürmüş. Ben bunda sorun göremiyorum. Hem istesem de onu düzeltemem. Onda benim de ruhum katılı. Ondan bu ruhu çıkarmak demek onun ölmesi demek ki zaten çıkartamam da."
LaA-"O zaman bizi bu son görüşündü" dedi ve beni kolumdan sürükleyip köye doğru sürüklemeye başladı. Köye vardık ve eve girdik. Evde ceset duruyordu ama başında biri vardı. Pazarda bizim malzemelerimizi alan diğer adam. Anneme ani bir hareketle boğazına bıçağı soktu. Ve annemi yere düşerken izledim. içimdeki canavarı ilk kez o zaman hissettim. Annem yere düşerken zaman durmuştu. Arkamdan bir el dokundu ve dokunan kişiye döndüm. Ve kendimdim.
"Onu öldürmek istiyorsun değil mi?"
La-Ateh-"Evet. Hem de çok istiyorum."
"O zaman kendini bana bırak. Merak etme Tennar denen kıza dokunmayacağım."
La-Ateh-"Tamam" dedim ve sonrasını hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda bütün köy yanıyordu. Her yerde cesetler vardı. Ben böyle olsun istememiştim. Sadece o adam ölmeliydi. Bütün köy değil. Sırtımda bir ağrı oluştu. Birden hissetmiştim bu acıyı. Arkamı döndüğümde Tennar elinde bir bıçak tutuyordu. Bana doğru ve kanlıydı. -
13.
+3(Geçmişte Sri Lanka)Tümünü Göster
Sırtımdan bıçaklamıştı. Daha sonra "vahşet" dedim ama bu seferki açtığımda başıma bir sancı girmişti. Çok fazla kullanmıştım. Artık yaram o kadar da acımıyortu. Tennar çıldırmış gibi bıçağı bana sallıyordu.
La-Ateh-"Tennar dur." Durmadan devam ediyordu saldırmaya. En sonunda yavaşça vurmama rağmen geriye doğru savruldu ve elindeki bıçak yere düştü. Elimle yüzünü kavradım ve sıkmak istedim. Ama yapamıyordum.
Tennar-"Yap hadi."
La-Ateh-"Neden bana saldırdın? Köy yüzünden mi? Gerçekten kendimde değil... " elini ağzıma zütürdü. Ve kapattı ağzımı daha fazla söz söylemememi istermiş gibi.
Tennar-"Eğer bunu 1 saat önce yapmış olsaydın, seninle beraber kaçardım buralardan. Ama artık olmaz. Bir saat önce babam "Sen köye huur olacağına başını eve bağlarım daha iyi" diyip tecavüz etti." Bunları söylerken ağlıyordu. Benim de gözümden yaşlar gelmeye başladı. 10 yaşında çocuktu sadece. Neden bunu yapardı ki?
Tennar-"Ölmeden önce son kez yapmak istediğim ve söylemek istediğim şeyler var. Bana söz vermeni istiyorum. Ben öldükten sonra iyi bir insan olacaksın. Kötü insanları affetme. Ben babamı yüzlerce kez affettim annem ısrar etti diye. Ama babam beni dövmekten vazgeçmedi. Bu son yaptığı ise... artık bu utançla yaşayamam. Ve seni seviyorum" dedi ve dudaklarımdan öptü. O zamanlar dudaktan öpmek evliyken bile çok kötü görülen bir şeydi. Hatta evlenmeden öpüşmek idam sebebi oluyordu bazı zamanlar. Ve bana bu hediyeyi tüm kalbiyle vermişti. Bu çok büyük bir hediyeydi. Ben bunu haketmiyordum.
Tennar-"Şimdi. Lütfen öldür beni."
La-Ateh-"Yapmak istemiyorum." Bana sarılmıştı.
Tennar-"Zaten dayanamıyorum bu dünyadan ayrılmaya La-Ateh. Senden ayrılmaya dayanamıyorum. Ama belki de karnımda onun çocuğunu taşıyacağım. Bunun olacağına ölürüm daha iyi. Lütfen." dedi ve ben de bir elimle ona sarılıp diğer elimle de kalbini deştim.
Tennar-"Te... şekkür... ler... " dedi ve öldü. Artık babamdan nefret ediyordum. Sadece mağarasında uzanan işe yaramaz birinin tekiydi. Bütün bu olaylar olmuşken beni durdurmadı. Beni geçtim Tennar'ın bunları yaşamasına engel olmadı. Sadece mağarasından izliyordu. Zaten hemen sonra kervan geldi. Onlara da haydutlar saldırdı diye bahane uydurdum ve beni de alıp gittiler. Evdekilerin bütün parasını almıştım. Bütün köyün parasını. Zaten artık işlerine yaramazdı. Ondan sonrasını sağda solda geçirdim, parayı dikkatli kullandım, büyüttüm belli bir yılda en zengin insanlardan biri bendim. Parayla kötülüğü durdururum diye düşünüyordum ama olmadı. Kötüler beni bildikleri için iyi gibi davranıyorlardı ve kötüler saklanıyorlardı. Ben ise fakirlere katıldım ve paramı sağa sola dağıttım. O şekilde de olmadı. Bu sefer de iyi insanlar kötülerin arkasına saklanıyorlardı. Öyleyse bu dünyayı ele geçirecektim.(bunlar tabi yüzlerce yıl arayla yaşanıyor.) Ama önce normal bir hayat yaşamak istiyordum. Ve evlendim. 2 tane de çocuğum oldu. Kübra ve Bir Bine. Öyle de bugünlere kadar geldim. -
14.
+5Bir Bine (Rüyamdaki kız kim) (Geçmiş Aylarda)Tümünü Göster
Edit:Şimdiki zaman (bkz: Ejderhanın mağarası)'ndaki finalde buluştukları zaman olacak.
Edit2:"Her hikayenin karakterine parantez içinde hikayesinin baş harfini koyacağım. Örnek: Bir Bine(R)-“Nabersiniz.”
(R): Rüyamdaki Kız Kim?
(V): içimdeki Öldürme Hissi Vahşet
(E):Ejderhanın Mağarası."
Uyandığımda yataktan kalkmam fazla uzun sürmedi. Normalde 5 dakika kadar tavanı izler o gün ne yapacağımı düşünürdüm. Ama bu sefer öyle olmadı. Direk kalktım ve kendimi tekerlekli sandelyeme attım. Daha sonra odadan çıktım ve
Bir Bine (R)-"Günaydın hayatım."
Merve-"Sana da günaydın. Gel kahvaltı hazır. Bak bir de süprizim var." Süpriz mi? Çok merak ettim şimdi. Mutfağa girdim ve mutfak harabeye dönmüş.
Bir Bine (R)-"Bu nasıl süpriz böyle? Mutfağın hali ne?" Her yer simsiyahtı. Tavanlar yanmış ve masalar falan hep kırılmış. Merve daha sonra oraya doğru döndü ve
Merve-"işte süpriz." dediği anda mutfak eski haline döndü ve Fatih oturuyordu orada. Yeteneği kullanmış amk. Ödüm koptu mutfak gitti diye.
Bir Bine(R)-"Fatih, beni bir gün öldüreceksin."
Fatih-"Aman be abi. Sanki buraya çok sık uğruyorum. Yıllardır şehir dışındayım şaka da mı yapmayayım?" dedi ve sırıttı.
Bir Bine(R)-"Gelsene lan sarılayım sana. Abini ayağa kaldırma." dedim ve güldüm. Ama bir tek ben güldüm yani.
Bir Bine(R)-"Ben bu halime alıştım. Sorun yok yani gülseniz de." dedim.
Fatih-"Komik değildi. Yani cidden o kadar iyi genetiği bir kişi alınca böyle oluyor. Abi sen ön deneme gibi bir şeysin herhalde. Denemişler olmamış, bir üst model beni yapmışlar." dedi ve gülmeye başladı. Merve de kendini zor tutuyordu.
Bir Bine(R)-"Saol hayatım sen de gülmesen." dedim alaycı bir ses tonunda. Saate baktım. Saat 07.30'du.
Bir Bine(R)-"işe geç kalacağım bu gidişle. Kahvaltımı yapacak vaktim yok. Hemen bir tasa koysana işte yerim." dedi.
Fatih-"Abi seninle bir konu hakkında konuşacaktım. istersen seninle işe geleyim. Birkaç gün buralardayım."
Merve-"Ve burada kalıyorsun."
Fatih-"Size rahatsızlık vermek iste... "
Merve-"Sen çocukken hatırlarsın bir kere laf etmiştin bana. Ben seni dövmüştüm. Merdane ile hatırladın mı? O olayı tekrarlamak istemiyorum."
Fatih-"Tamam abla bu kadar ısrar ediyorsan."
Merve-"Hah şöyle. Yola gel."
Bir Bine(R)-"Ne ablası lan. O senin yengen."
Merve-"O ne öyle yenge falan demesin. Sanki 80 yaşındaki karılar gibi." Fatih ve ben şaşkın şaşkın bakıyorduk Merve'ye. Yenge mi yaşlı gibi gösteriyor? Fatih'in aklından ferre isimleri geçirdiğini anlamak için zihin okumama gerek yok çünkü ben de o hataya düştüm.
Merve-"Hadi sizin başka işiniz yok mu? Gidin hadi evi temizleyeceğim."
Bir Bine(R)"Tamam hadi görüşürüz hayatım."
Fatih-"Görüşürüz yenge."
Merve-"Yenge deme... " derken Fatih kapıyı kapattı. -
15.
+1Yeni hikaye geldi mi lannn bunu bekliyordum Rez.
-
16.
+2Dışarı çıktık ve arabama bindim. Engelli olmanın tek iyi yanı araban rahat ve park edecek yer sıkıntın olmaması. Zaten polislikte de işlerim bayağı iyiydi. Saygı duyulan birisiydim. Fatih de yanıma oturdu ve işe merkeze doğru sürmeye başladım.Tümünü Göster
Fatih-"Arabayı hala değiştirmemişsin. Senin şimdiye bmw falan aldığını düşünmüştüm." Arabam Doğan SLX di. Zamanında dedem hikayesini çok anlatırdı. Almak istemişti ama alamamıştı. Benim de küçüklüğüme heves olmuştu şimdiye kadar bunu almıştım. Hikayesi bu yani.
Bir Bine(R)-"Benim arabam iyidir. Hiç yarı yolda bırakmadı beni."
Fatih-"Bir zahmet bırakmasın. O kadar bakım yaptırdın. Engelli arabası haline getirdin. Tek buttonla Doğan SLX motorunu çalıştıran tek araba herhalde seninki."
Bir Bine(R)-"Araba aşkı bu başka birşey değil. Neyse sen bana evde seninle konuşacaklarım var demiştin. Ne diyecektin?"
Fatih-"Abi hatırlıyor musun? Ben sana giderken bir iş bulduğumu söylemiştim. işte o işten atıldım."
Bir Bine(R)-"Ne? Ne oldu da atıldın?" Çok ani bir tepki vermiştim.
Fatih-"Abi sakin ol çarpacaz şimdi. Neyse anlatmaya devam edeyim. işten atılmamın nedeni benim sekretere yavşadığımı söylediler müdüre. Hatta cinsel taciz ettiğimi. Sekreter de şahitlik verince işten attılar beni. Her yerde kameralar var. izlemelerini söyledim. Ama beni dinlemediler bile. Yalan yere işten atıldım. Sana verdiğim sözü bozmayıp yeteneğimi kullanmadım. Daha sonra başka bir işe girdim. Bir firmada servis elemanıydım. Sertifikam ve üniversite projem saolsun işe rahat girdim. Ama orada da tutunamadım. işyerinde 25 gün çalıştım ama maaşımı vermediler 30 gün değil diye. işten de çıkardılar. Nedeni ise küçülme kararı almışlar. Ve yeterli süre çalışmadığım için tazminat da alamadım. En son çaycılık yaptım. Orada da fazla kalmadım zaten ben çıktım buraya geldim." Arabayı durdurdum ve kenara çektim.
Bir Bine(R)-"Bana bunları neden söylemedin? O kadar zamandır ne yapıyordun? Başına bu kadar iş geldiyse bana söyleseydin sana yardım ederdim."
Fatih-"Abi, senin arkana saklanamam artık. Neden bu yetenekler bizde varken kullanamıyoruz? Ama sen kullanıyorsun ve gazetelerde her gün boy boy resimlerin çıkıyor. Ben neden kullanamıyorum?"
Bir Bine(R)-"Ben niye mi kullanıyorum. Sence ben şan şöhret için mi kullanıyorum? Kendi iyiliğim için mi kullanıyorum yeteneğimi? Birçok masum kişiyi kurtarıyorum. "
Fatih-"Her gece yatağına girereken kendini böyle mi avutuyorsun? Kaç kişi senin yüzünden işte yerini değiştirdi hatırladın mı? Çünkü sen mükemmeldin ve polislerin çoğuna gerek bile kalmadı. Hepsi ailelerinden uzak yerlere postalandılar. Peki nasıl polis oldun? Hem de engelli koltuğunda? Direk cinayet bürosuna gittin? Hepsi yeteneğin sayesinde değil miydi? Peki ben neden işe gireceğim zaman bana yeteneğimi kullanmamam için söz verdirdin? Ben de yanlış anlaşılmayı düzeltebilirdim." Sessiz kaldım. Sinirlenmiştim. Ama haklıydı. Arabayı çalıştırdım fakat Fatih kapıyı açıp arabadan indi.
Fatih-"Zaten burada inecektim. Akşam görüşürüz." dedi. Bunlar aklıma takıla takıla yola devam ettim. -
17.
+5Evet bazı konularda haklıydı. Polislerin pozisyonunun değiştirilmesi benim yüzümdendi. Direk cinayet bürosuna gitmem de yeteneğim sayesindeydi. Polis olmam için sadece mülakata girdim ve polis oldum. Ben bu kadar bedava bu mesleğe sahip olmuşken o başı boş kalmıştı. Bir de yakın zamanda yeteneği ile başa çıkması gerekecekti. Yaklaşıyordu. Ölebilir veya içindeki yaratık onu ele geçirebilirdi. Bu kadar stres ona fazlaydı. Eve gidince özür dileyecektim. En iyisi bu olmalı. Ama gerçekten dedikleri canımı yakmıştı. Gerçekler miydi bu kadar acıtan yoksa onun söylemesi mi bilmiyorum. Yolculuğum sona erdi ve polis merkezine vardım. Her zamanki gibi bir nöbetçilerden biri arabadan inmeme ve tekerlekli sandalyeme binmeye yardım etmişti. Sandalyeye bindim ve asansöre bindim. Büroma çıkmıştım. Büroma girdiğimde bir kız oturuyordu. Beni bekliyor gibiydi.
Kübra-"Günaydın efendim. Adım Kübra. Buraya yardımcınız olarak yeni atandım." Yardımcım mı? Bana hiçbir zaman yardımcı gelmezdi ki? Neden şimdi gelmişti? Baş komiser ile konuşmam gerekecekti.
Bir Bine(R)-"Sana da günaydın. Normalde yardımcın olmasına pek alışık değilimdir. Neden buraya atanmak istedin?"
Kübra-"Size atanmak istediğim için geldiğimi söylediğimi hatırlamıyorum." Yeteneğimi kullanmıştım ama derinlere inmemiştim. Sadece neden geldiğini öğrenmiştim. Saliseler içinde sarı gözü açıp kapayarak bilgi alabiliyordum. Çoğu insanın gözünden kaçardı. Hatta neredeyse her insanın.
Bir Bine(R)-"Sadece bir tahmindi." diyip geçiştirdim.
Kübra-"Buraya sizden yardım istemeye geldim. La-At... " Kapı çalındı ve
Bir Bine(R)-"Girin" dedim. Polis içeri girdi ve
Polis-"Komiserim haberleri duydunuz mu? Kanal 75'i açın."
Bir Bine(R)-"Önemli bir konuşmanın ortasındaydım bir haber için mi rahatsız ettin?"
Polis-"Komserim bu sıradan bir haber değil. Sri Lanka'yı dünya haritasından silindi. Üstelik hangi ülkenin yaptığı da bilinmiyor." -
18.
0Gzgxgdggshsysusuususususuy
-
19.
+3Bu gerçekten ciddi bir olaydı.
Bir Bine(R)-"Peki çıkabilirsin" dedim ve çıktı. Kübra yumruklarını sıkıyordu. Kanal 75'i açmama gerek bile kalmamıştı. Bütün kanallar bundan bahsediyordu. Sri Lanka dünya haritasından silindi. Hiçbir yerde radyasyon izi yok. Atom bombası veya nükleer bomba değil o zaman. çok fazla barut ve bir fünye ile patlatmak da tam bir saçmalık. Hidrojen bombası olabilir mi? Evet. ihtimali var ama gidip görmem gerekirdi. Bir ülkede yaşayan bütün insanların yokolması hiçbir zaman iyi bir haber olmamıştı. Bütün ülkeler zaten kıvılcım bekliyordu savaş çıkarmak için. Ve bazı ülkeler Türkiye'yi suçluyordu. Fazla bir ülke değil. Sadece birkaç küçük ülke. Bizi işid görenler. Ama farkına varamadıkları birşey vardı. Neden işid veya herhangi bir terör örgütü Sri Lanka'yı dünya haritasından silsin? Aklımda daha çok sorular dolaşıyordu. Kübra
Kübra-"Müsadenizle." dedi. Ben ise
Bir Bine(R)-"Bir dur bakalım." dedim ve bana doğru döndüm. Bir şeyler biliyordu. Zihnine kısa sürede girip çıktığım için pek birşey göremiyordum. Ama Sri Lanka'nın havaya uçuşunu bir tekneden izlediğini gördüm. Çok hızlı gidiyordu tekne. O ve yanında birisi vardı. Yüzünü net görememiştim ama izliyorlardı.
Bir Bine(R)-"Sen Sri Lanka'da mıydın?" diye direk sordum. Zaten o da çok aşırı şaşırmış olacak ki
Kübra-"Nereden biliyorsun? Evet oradaydım. Durum sandığından daha kötü. Dünya tehlike altında." Ne kadar klişe bir laf amk. Dünya neden tehlike altında olsun ki? Biri dev bir robot yapıp üzerimize salmıyorsa (Ki pek sanmıyorum) sorun yok. Ben fazla küçük düşündüğümü bu sözünden anlayacaktım.
Bir Bine(R)-"Neden dünya tehlikede olsun."
Kübra-"Size anlatsam da inanmazsınız. Babam bir tanrı oldu ve dünyadaki her insandan intikam almak istiyor." istemsizce güldüm amk.
Kübra-"Demiştim inanmazsınız diye." Niye inanmadım ki amk? Ben zaten başlı başına bir anormal durumum. Kübra tam çıkarken
Bir Bine(R)-"içeriye geç ve kapıyı kapat." Dediğimi yaptı.
Kübra-"Neden beni tutuyorsunuz ki? Zaten inanmadınız bana. "
Bir Bine(R)-"Sana inanmam için bir tek yol var. Gözlerime bak." dedim ve Leyla'nın eskiden yeteneği olan sarı gözleri kullanmaya başladım. Yalan söylüyorsa zaten hafızasını silerdim. Gözlerimi görmüştü ama sorun olmazdı yani. -
20.
+2Bütün hikayeyi görmüştüm. Haklıydı. Gerçekten bir tanrı ile savaşmamız gerekebilirdi. Gözlerini gördüm ve birden zihin okumamı bozdum. Sanki ölecekmişim gibi hissetmiştim. Aynı Leyla'nın uçurumdan düştüğünü hissettiğim gibi. Kübra da yanıma geldi veTümünü Göster
Kübra-"iyi misiniz? Yüzünüz bembeyaz oldu. Ve o gözleriniz de neydi öyle?" Kübra şaşırmıştı ama korkmamıştı. Haklıydı da korkmamakta. ismi La-Ateh'di o gözlerin sahibi. Abisini öldürmüştü. Her şeyi görmüştüm.
Bir Bine(R)-"Şimdi daha iyiyim. Zihnini okudum. Her şeyi gördüm. Başımız ciddi bir belada."
Kübra-"Zihnimi mi okudunuz? Artık hiçbir şeye şaşırmıyorum. Demek o yüzden siz bu mevkiye... "
Bir Bine(R)-"Şu an bunu en son duymak isteyeceğim kişi sensin." dedim ve susturdum.
Bir Bine(R)-"Şimdi bir plan yapmamız lazım. Peki La-Ateh'in amacı ne? Zihninide göremedim."
Kübra-"Önceden amacı Tanrı olmaktı. Ama şimdi bilmiyorum. Amacı ne ise iyi bir şey olmadığı kesin. Gördünüz. Sri Lanka'yı sadece yere vurarak dünya haritasından sildi. Ona karşı bir şansımız yok. Sizden de onun yerini bulmanızı isteyecektim."
Bir Bine(R)-"Peki onu bularak ne yapmayı düşünüyorsun?"
Kübra-"Ona da bakmadınız mı?"
Bir Bine(R)-"Sadece gerekli olan yerlere bakıyorum. Her şeyine baksaydım bu beni kötü biri yapardı." Kübra ise anladım der gibi kafasını salladı.
Kübra-"Babamı bulunca belki konuşarak durdurabilirim. Mermi işlemiyor. Bombanın falan işleyeceğinden emin değilim. Ve çok hızlı hareket ediyor. Onu durdurmanın bir yolu varsa o da konuşmak. Aklıma gelen tek şey bu. Belki kızıyım diye sözümü dinler."
Bir Bine(R)-"Evlatlarının sözünü dinleyecek biri olsa abini öldürmezdi."
Kü-"Abimi güç için öldürdü. Benim ise hiç gücüm yok. Belki beni içinde küçücük bir yerlerde seviyordur."
Bir Bine(R)-"Seni sevecek olsa bile durmayacaktır. Binlerce evlat katili ile karşılaştım. Hiçbiri durmadı." Bu sözden pek hoşnut olmamıştı.
Kübra-"Peki ne yapacağız? Siz söyleyin. Dünya tehlike altında ve bunu bilen kişiler sen, ben ve Reyna. Başka kimse yok. Sizden başka gücü olan da yok ve onu zihin okuyarak durduramazsınız."
Bir Bine(R)-"Öyleyse ben de hareketlerini öngörürüm" dedim ve kırmızı gözü açtım.
Kübra-"Hareketlerini öngörmeniz de işe yaramaz. Umarım Tanrı yokeden gözünüz vardır."
Bir Bine(R)-"Sanmıyorum. Benim yeteneklerim sadece savunma amaçlı. Ama saldırı amaçlı bir arkadaş tanıyorum."
Kübra-"Peki kim? La-Ateh'i öldürebilir mi?"
Bir Bine(R)-"Denemeden bilemeyiz. Adı Mustafa."