+1
-11
birebir tanışmaya fırsat bulamadığım adam, fakat kızıyla tanışma fırsatımız oldu bir gün.
şimdilerde yurtdışında yaşamakta olan ve eğitime çok önem veren bir hocaefendinin cemaatinin davetlisi olarak polonya'nın krakow ilinde bir seminere davet edilmiştim. çok kıymetli hocaların katıldığı bu seminer gecenin geç saatlerine kadar devam etti. gece 2'de seminerden çıkıp şeytanın hükmündeki sokakları ibret almak vasıtası ile gezmeye başladım.
ibret dolu seyahatim karanlık bir sokaktan gelen "allahım sen yardım et" hıçkırıkları ile kesildi. hemen koştum, sokağın başında, yarı çıplak bir halde yerde yatan hıçkırıklara boğulmuş kızı gördüm. hemen koşup yerden kaldırdım, ceketimi giydirdim, mendilim ile yüzünü sildim. ağlaması biraz hafiflemişti.
"türk müsün bayan?" diye sordum. "evet" dedi. "müslüman türk kızına göre değil buralar" diyip koluna girip krakow'daki tanıdık öğrenci ablalarının bulunduğu eve zütürüp teslim ettim.
aradan yıllar geçti ve bu olay aklımdan çıktı gitti, ta ki geçen cuma'ya kadar.
sabah işyerine gittiğimde kapımın önünde bekleyen bir hanım gördüm, "ilker bey siz misiniz?" diye sordu. "evet, buyrun benim, fakat sizi hatırlayamadım" dedim. "normaldir" dedi, "beni son gördüğünüzde nefesi alkol kokan, yarı çıplak gezinmeyi çağdaşlık sanan, alkol, uyuşturucu ve zina batağına düşmüş biri idim, şimdi allahıma bin şükür elbise giymemenin hayvanlara özgü olduğunu anlamış, dünyaya iniş sebebini kavramış bir mümineyim."
sonra başladı anlatmaya, krakow'da bıraktığım evdeki dinibütün hanım arkadaşların nasıl gönül gözünü açtıklarını, evine geri döndüğünde laik babası ile başörtüsü yüzünden nasıl kavga ettiklerini, erasmus, interrail gibi saçmalıklarda ömür tüketmek yerine umreye gitmeye karar verdiğini, ömründeki bu güzel değişikliklere sebep olduğum için benden helallık istemeye geldiğini söyledi durdu.
"dur" dedim, "seni doğru yola çeken allahtır, benim gibi aciz bir kulu sadece vesile kıldı."
"yine de" dedi, "benim erasmus'a gitmeme sebep olan laik babamdan daha kıymetli bir insansınız, umreye gitmeme vesile oldunuz."
gözlerim dolmuştu, genç hanıma bunu belli etmemeye çalıştım. etrafımızda artık çok sık duyuyorduk bu tarz doğru yolu bulan insanların hikayelerini ama bu bize yetmezdi. şeytanın elinde kalan diğer kızlarımız da kurtulana kadar bize rahat yoktu.