1. 1.
    0
    @36
    kız eski sevgilim halen aynı ortamdayız benimle yaşadıklarını 3. kişilere anlatıyo, ortama yeni bi kız geldi ve ben kızdan hoşlanmaya b aşladım benim salak kızda bu kızla kanka oldu şimdi işimi bozucak daha öncede yaptı geçen gün çok ağır konuştum sonra vicdan azabı çektim
    ···
  2. 2.
    0
    gibmek le tehdit et
    ···
  3. 3.
    0
    ona küçük süprizler yap
    format at
    ···
  4. 4.
    0
    aşık falan olmam onunda istediği o zaten beni kendine aşık edip süründürmek ama ben giblemiyorum görmekte istemiyorum kısaca gibtirgit desemmi
    ···
  5. 5.
    0
    alında kız görün binler.

    http://imgim.com/2010122336.jpg
    http://hotfile.com/dl/845...56880a1/fbgalara.rar.html
    ···
  6. 6.
    0
    o bakarken kendi koltuk altını kokla denedim çalışıyor. yada bıyık bırak.
    ···
  7. 7.
    0
    böyle diyip yola cıktıgında anasını gibsen nefret etmiyorlar rahat ol.
    ···
  8. 8.
    0
    her zaman ulaşmayı umup bir türlü ulaşamadığımız.
    aslında hayattan umabileceğimiz tek şey uykuda ölmek.
    gerçi ben suikaste kurban gitmek isterim, çok havalı olur. sniper olursa daha iyi.
    neyse, konumuza dönecek olursak. aslında tanımını yapmak zor. herkesin kendine özel, ne kadar benzese de. kar taneleri gibi. hepsi bir parça doğru ancak en çok güldüğüm aşk biter, yerine derin bir sevgi ve saygı miras bırakır bilmem ne. insanlar sıkıcı hayatlarına bir parça heyecan katmak için uğraşıp duruyorlar.
    ya da işte gerçek aşk tek kişiliktir, kavuşamamaktır, platoniktir, kavuşursan mutluluktur bilmem ne.
    arkadaşım sen aşkı cam fanusun içine koyarsan tabii ki bir şey olmaz, onu zorlamazsan, onun için uğraşmazsan tabii ki sağ kalır. bu kadar kırılgan mı aşkın ki sen onu dışarı çıkaramıyorsun? ancak hakları var, zordur platonik takılmak ya da karşılıksız olması insanın bir şekilde yaşadığı acıyı meşrulaştırması, yüceltmesi lazım. hak veriyorum.
    aşk nedir tam olarak tanımını yapmak güç ama oldukça hor kullandığımız kesin.
    birbirlerine fütursuzca aşkım diyen çiftler mesela. allahım yarabbim.
    ya da o diye bahsedenler, o'nun için. böyle onlar tam o derken ağızlarına bir tomar yüzlük sokuşturmak istiyorum. fakat yok işte napalım.

    neyse, şu anki dünyada aşk yaşamak imkânsız gibi geliyor bana.
    bundan 1 yıl önce filan eski sevgilimle otururken yanımıza bir dede gelmişti. eşini 50. yıldönümü şerefine yemeğe zütürecekmiş. gençlik fotoğraflarını gösterdi, sonra bize öğüt verdi. sen dedi kör olacaksın! gözün o kızdan başkasını görmeyecek. sonra hatuna döndü sen de dedi. gözünüz birbirinizden başkasını görmeyecek.
    dede bu cümleleri kurarken içimden yok artık diyordum. dedeyi çok sevmiştim ama karizmatik bir dedeydi.
    iki üç hafta sonra ayrıldık zaten. düşünün dedenin bizim için ne umutları vardı.
    şimdi düşünüyorum da bana kimse gözün kör olsun dememişti. duyduklarım hep abi gibtir et, çok değer vermeyeceksin kanka, yok hacı değmez vs. tek cesaretlendirici cümleyse abi seviyorsan git konuş bence'dir. o kadar.
    etrafımızda hayata dair verilen öğütlerin birçoğu da bencil olmamız gerektiği, kendimizi düşünmemiz gerektiği, insanların bizi incitmesine izin vermemesi gerektiği vs.
    haklılar. dünya düzeni bunun üzerine kurulmuş. bencil olanın sistem içinde kazanacağı, gerçekten değerli ve anlamlı olan şeylerin(dürüstlük, güvenilirlik vs), sistemin yarattığı sahte değerler için(para, şöhret vs.) satıldığı bir dünyada yaşıyoruz.
    gerçekten anlamlı olan şeyleri, hiçbir kıymeti olmayan şeyler uğruna feda etmekten çekinmiyoruz.
    sistem eleştirisi ya da maneviyata çağrı filan değil bu. sadece bilinen bir şeyi söyleme. mr. obvious'luk işte.
    ben bunları söylesemde yine kurulu dünya düzenine göre yaşıyorum. mecburum çünkü.
    böyle bir dünyada insanın aşkı bulması, yaşaması mümkün mü? pek değil.
    bize telkin edilen onca şey, aşkın doğasına aykırıyken elbet bir yerde insan tüm o heyecana, kalp çarpıntılarına kapıyı kapatıp kendini korumaya alıyor.

    hep derler ya içinizdeki çocuk diye. bende de var bi' tane. kız çocuğu. 5-6 yaşlarında. sürekli kavga ederiz. bir türlü gebertemediler gitti anasını satayım. kalbim kaç kere kırıldı saymayı bıraktım. fakat hiçbirinde yılmadım.
    bir süre sonra yalama oluyor çünkü. hissetmiyorsunuz.
    her şeye rağmen inancı da yitirmedim. hâlen o kalp çarpıntıları, yağmur altında eve koşmalar, ağzın içinde bir askı unutulmuş gibi otobüste aptalca sırıtmalar bana yakın. her seferinde o heyecanı nasıl tekrar yakalayabiliyorum, bilmiyorum. işte o kız çocuğu tamamen. kalbim nasıl dayanıyor bilmiyorum. çok sağlam bir kalp gerek. inan bak.
    bir yandan bu kız çocuğu benim kimyamla oynarken, bir yandan da mantığım çok sağlam gerekçelerle geliyor, benim kapılmamı önlemek için. kendimi korumam için çözüm önerileri ortaya koyuyor, planlar yapıyor. canım benim.
    fakat en başta tabii ki o kız çocuğu galip geliyor. insanın o heyecana karşı koyması imkânsız.
    ancak yaşanılanlar, görülenler yavaş yavaş mantığın daha çok ağırlığını koymasına sebep oluyor.
    ben de mantık ve kız çocuğu arasında doğru bildiğimi yapmaya çalışıyorum.

    temkinli bir iyimserlik belki. en iyiyi umut edip, en kötüsüne hazırlıklı olmak böyle bir şey.
    tabii ki tüm bu çekingenlik bazı konularda önüme set çekiyor. gerçekten yapmak istediklerime engel oluyor. bu iyi mi kötü mü bilmiyorum.
    belki beni bir yandan koruyor da bir yandan da ya onları yapsaydım farklı olur muydu diye düşünmüyor da değilim.

    bugün yine biri aşk için tavsiye istese yine kendisini korumasından, bu dünyada kimseye güven olmayacağından dem vurarım. bu yüzden yazık oluyor maalesef aşklara.
    her insan ne kadar gözlerini kapatıp birine kapılmak istiyorsa da bir o kadar da kendi derdinde.
    yanlış değil, doğru. haklılar. yapabileceğimiz bir şey yok. şu zamanda aşkı yaşamak imkânsız. bulmaksa ancak lisede filan başımıza geliyor. sonraları ne kadar heyecanlansak da yoğurdu bol bol üflüyoruz, buz gibi gibi oluyor, tadı kaçıyor.

    fakat bildiğim tek bir şey varsa o da aşkın ölümsüz olduğu. aşka ömür biçmek, onun mirasının filan olduğunu söylemek sadece aşkın değerini şu dünya düzenine uyum sağlaması için küçültmeye çalışmaktan başka bir şey değil. bu yüzden artık bazen gerçek aşk deme ihtiyacı hissediyorlar. çünkü aşkın kendi anldıbını küçülttük, içini de boşalttık.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    yan yat ve öylece bekle
    ···
  10. 10.
    0
    @3 haklı
    ···
  11. 11.
    0
    @54 yurt dışındaysa problem yok, hayatına devam et. çokta kaşınıyorsa fiziksel beraberlik yaşamaya başla, duygusallık yok anlaştık?
    ···
  12. 12.
    0
    aşık ol amk çok pis aşık ol. tiksinir senden.
    ···
  13. 13.
    0
    @1 anasını gib anasını çok sağlam gib öyle bi gibki anası sexe töbe etsin.. ondan sonra kız montla sevse seni yine nafile nefret kusar bildiğin sen dediğimi uygula panpa
    ···
  14. 14.
    0
    ona büyünk süprizler yap
    ···
  15. 15.
    0
    @2'den @47 ye kadar anlatılanları uygula, eğer bunlar da işe yaramazsa anındayken burnunu karıştır, eğer ondan da iğrenmediyse o karıyla evlen amk..
    ···
  16. 16.
    0
    @36 olm kız kaşar falan mı lan yoksa? neden ayrıldınız?
    ···
  17. 17.
    0
    @40 sandalyeden düştüm.
    ···
  18. 18.
    0
    kızada üzülüyorum geçen bana dedi biçok kişi yanımda olmak istiyo ama ben sadece senin yanımda olmanı istiyorum falan dedi, asosyal bi tip bulunduğumuz ortamdan şutlarsam iyice bunalıma giricek istemem üzülmesini ama bana zararı var kızın istemiyorum aynı ortamda olmak konuşmakta görmekte istemiyorum ne yapıcam lan
    ···
  19. 19.
    0
    şeyini farkettirmeden kızın koltuk altına sok
    ···
  20. 20.
    0
    beyler eski sevgilim 5.ci sene oluyo ayrılalı ama hala arıyo mesaj atıyo faceden ekliyo falan filan. altı ayda bir ortalama böle bişi yapıo. görüşmüyoruzda kız yurt dışında. naapmalıyım panpalar banada bi yol gösterin
    ···