kızı tokatlatmış mı diye götünü açıp

Evden çıktık dediğim, daha ayakkabılarımı bağlarken gelip arkadan ellerini baklavalarıma attı.
-melis napıyosun?
-çok güzel görünüyolardı dayanamadım ihihihi

Her neyse çıktık dışarı yürüyoruz baya bi ara sokaklardan geçirmeye başladı bu beni. Travesti mahallesine gireceğiz diye korktum bi an. Bir eve geldik yepyeni bir apartman acayip lüks girdik içeri 3 . Katmış çıktık falan melis kapıyı çaldı kapıyı açanları görseniz beyler hepsi adriana lima nın kuzeni neyse merhaba ve tanışma faslından sonra geçtik içeri. Ben tuvaleti sordum melis gel zütüreyim seni dedi. Koridora girdik beni tuvalet diye bi odaya soktu içerde 3 tane zenci yannanlar ellerinde sıvazlıyolar orda sabaha kadar zütümü kanırttılar ve ertesi gün gidip travesti oldum. Kütüğümü direk izmire aldırdım artık sabaha kadar gibtiriyorum. Melis de bana katılıyo kız kıza gibtiriyoruz.

"a-aaa ne kadar ayıp. insan böyle bişey için halasını giber mi ahaha''

güldüm amk.

o kadar kibar yazıyorsun ki edebi bir eseri okuyor gibi hissettim kendimi.

çocuk yaşındaki kuzeniyle kırıştıran bi huur çocuğunun hikayesini dinliyoruz evet

adım behçet, 41 yaşındayım. karım sema, deyim yerindeyse, sülün gibi bir kadındır. biz türkiye’de evlendirildiğimizde, ben 18, sema ise 16 yaşında idi. ailelerimizin isteği ve baskısı ile evlendik ve ben semayı almanyaya getirdim. sema sade bir evkadını idi. birbirimize çabuk alışmıştık. evliliğimizin ilk senesinde bir kızımız (derya) oldu. deryadan sonra uzun süre çocuk yapmadık, daha sonra, biri kız biri erkek olmak üzere, ikizimiz oldu. sema yorgun olmadığında her gece gibişirdik. ama sema bunu bir karılık vazifesi gibi görür, sanki gibişmekten bir zevk almazdı. yani gibişmelerimiz genelde gece karanlıkta ve ön sevişmesiz olurdu. ben biraz başka şeyler istesem, “ya sapıkmısın? gibeceksen gib! benim uykum var!” der, bana kızardı.

evet beyler devam ediyorum.

• **

eniştem ve yengemler gelmişti. "evde yokuz" diye bağırdım gittiler amk xd neyse melisayı uyandırmıştım onu alıp yatağa zütürdüm. dıbını açtım ve "yeter lan çıkarıyorum piersingi" dedim ve çıkardım. sonrasında dolaptan krem şanti alarak ayaklarına sürdüm. büyük iştahla yaladıktan sonra dıbına sıra geldi. önce hafif hafif dıbına yaklaştım ve çok ufak dil darbesiyle dıbını dilledim. o ise bunu görünce yorganı yatağı deşmeye başladı. bense çok sinirlendim "yavaş ulan yavaş, bu yorganlar benim ananemin çeyizinden". tamam ya off dedi ve devam ettim. 2 parmağımla dıbını aralayıp tam içine dilini atacakken içinden zigot çıktı. "bu ne len" dedim yeterince sinirli bi ifadeyle. "ben bakire değildim dedi". "o gece bu yüzden mi ağlayıp gittin" dedim. "evett" dedi. neyse mutfaktan cif bulaşık sabunu alıp dıbını iyice sabunlayıp sonrada suyla duruladım. daha sonra çıkan zigotu kimsesiz çocuklar derneğine bağışladım. yine bir flashback yapıp zigot kısmına geliyorum. zigotu peçeteylen sarıp bi kenara attım. dıbını temizledikten sonra "yeter lan" diyip dıbını deliler gibi yalamaya başladım. görseniz kız zevkten çıldırıyor. ben yalamaya devam ederken yüzümü şakır şakır attırdı. daha sonra zütünü döndü 1 postada öyle gitti. tam o sırada eniştemler yine geldi. sanırım evde yokuz numarası pek işe yaramamıştı. "yeni taşındık kimseyi tanımıyoruz" dedik ve kapıyı açmadık. ve böyle sürdü gitti.

..son..

• **

olm çok yavaşsın 1 günde bir yazı mı yazılırmış lan? sıkıntıdan ben yazdım amk.

bundan sonra haftada bir kere buluşup, böyle gibişme kararı aldık. bu arada da karım bana gibmem için tanıdığı birkaç karı getirdi. bunlardan birisi de kardeşim kemalin karısı hülya idi. hülya da, “kardeşin iyi gibemiyor, ben de ara sıra başkasına veriyorum!” diyordu. sizin anlayacağınız, bir karı yaraksız kaldı mı, çaresini bulur gibtirir kendini!

sağlıcakla kalın!

nasıl beyler beğendinizmi

tramvayın hikayesi de sardı lan hikaye içinde hikaye oldu amk durun bi çay alıp geliyom ben

az sonra derya ile klaus gibişlerini bitirmişler, “biz dışarı çıkıyoruz!” dediler ve gittiler. onlar çıkınca karım gelip kucağıma oturdu, ben de eteklerini yukarı sıyırıp bacaklarını okşamaya başladım. karım çağırınca mannfred de yanımıza geldi, karımın bacaklarını ayırıp dıbını yalamaya başladı. sonra kalkıp yatak odasına geçtik, orada mannfred ile birlikte sabaha kadar karımı gibtik. karım da, biz de haşat olduk.

bu ne dıbına koyim edebiyat öğretmenliği falan mı okuyon sen dalyarak 1 paragrafın yarısı betimleme tüü dıbına koyim ben senin üşenmez bin

devam et panpa

dur bi cigara yakalım önce _̅_̅(̅(̅_̅̅_̅̅_̅̅_̅̅_̅̅(ด้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็้้้้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็้้้้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็้้้้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็

heh şimdi devam et.

yalan ama insan okuyor işte. genede düşüncesi bile güzel devam panpa

elim gibimde bekliyorum kızlarıyla olan kısımları daha çok anlat panpa bide caps yok mu caps

anlatma gibtir git

hadi huur çocuğu bi kalkıyo bi iniyo

karım beni ceza evindeyken 3 defa ziyarete geldi. ben gelmelerini istemiyordum, ama geldiğinde kılık ve kıyafetinin değişmediğini gördüm. yani karım tesettürde değildi, ama hep kapalı giyinir, etek boyu devamlı dizlerinden aşağıda olur. onu öyle görünce de, (yapmamıştır, yapmamıştır!) diye kendimi teselli ediyordum. dediğim gibi, cezamın büyük bölümünü çektikten sonra beni uçak ile almanya’ya sürdüler. hava alanından eve telefon açtığımda kimse çıkmadı. ben bir firmanın 3 ortağından biri olduğum için orasını aradım, telefona ortağım bekir çıktı. ona, havaalanında olduğumu, evde kimsenin olmadığını söyleyerek, “beni birisi buradan alsın!” dedim. o da, “yenge burada, kemal ile hesapları düzenliyorlar, hemen birisini gönderir aldırırım!” dedi. (kemal kardeşim olur).

şu melisanın facesini at baam

kız züttepeli çıktı

yalanınıza sokayım özellikle tramvay