1. 51.
    +1
    şahin k güzel bi söz söylemiş pekte severim.
    Ben karıyla uğraşmam peşinde koşmam. gider sorarım bu gece bana verecekmisin diye. verme niyeti varsa direk verir. vermeyeceksede uğraşamam zaten.
    sende git iste amk verirse gibersin vermezse eline devam kanka
    ···
  2. 52.
    0
    montla sıç
    ···
  3. 53.
    0
    ömer seyfettin yalnız efe adlı eseri

    KiTABIN ÖZETi:
    Kumdere isimli bir köyde yaşlı bir ihtiyar ile Kezban isimli kızı yalnız yaşamaktadır.Bu ihtiyar biraz mal ve mülk sahibi idi. Yörük Hoca isimli bu ihtiyar köyün fakirlerine ,dullarına ve öksüzlerine yardım ederdi. Fakat bu ihtiyar düzenin bozulmasından dolayı büyük bir huzursuzluk içinde idi. Bunun için de ağzından‘Ah bir genç olsam!’ sözleri hiç düşmüyordu. Köylüler tarafından da sevilen Yörük Hoca, evinde düzenlediği toplantılarda bu konuları onlara da anlatırdı.
    Kumdere Köyü’nün yakınlarında ovanın en zengin köyü olan Küçükalan isimli bir köy bulunmaktaydı. Eseoğlu isimli faizci Küçükalanlıların hepsine faize bağlamıştı. Bu yüzden de borcunu veremeyen Küçükalanlıları mahkum etmişti. Yörük Hoca Eseoğlu’nun ne kadar kötü bir adam olduğunu bildiği için zavallılara haber göndermişti. Fakat sözünü dinletemedi. işte sonunda Eseoğlu bütün arazilerini zaptetmişti. Eseoğlu aynı planı Kumdere’ye uygulayamadığı için biraz hırslıydı.Bu yüzden bütün memurları ve devlet görevlilerini kışkırtıyordu.Her yeni gelen kaymakama burasının eşkıya yatağı olduğunu söylüyordu. Halbuki Kumdere halkı ,kendi geçimlerini kendileri sağlardı.Ova işleri ve avcılıkla uğraşan halkın hiçkimseye zararı yoktu.
    Bir gün kasabadayken Yörük Hoca ile Eseoğlu karşılaşır. Yörük Hoca o sıralar harmanı yeni sattığından biraz para sahibi idi. Eseoğlu Biraz borç para ister. Yörük Hoca’da istediği parayı verir.Üç sene geçmesine rağmen Eseoğlu hala borcunu vermemiştir. Fakat Yörük Hoca Eseoğlu’ndan borcunu almaya karalıdır.Bir gün Yörük Hoca borcunu almak için Eseoğlu’nun yanına gider. Olmusuz bir tepkiyle karşılaşan Yörük Hoca borcunu alamamıştı. Bütün bu ısrarları sonucunda Eseoğlu’nun kahyasının kardeşi tarafından öldürülür. Kızı Kezban’a bu haber tez ulaşır.Bu haber karşısında Kezban adeta yıkılmıştı. Olduğu yere çökerek ağlamaya başladı. Sonradan Kezban babasının ölüsüne gitmeye karar vermişti. Hiç durmadı ,dinlenmedi.Bir an evvel babasına kavuşmak istiyordu. Sonunda çiftliğe ulaşmıştı. Hala babasının kim tarafından , niçin vurulduğunu düşünüyordu.Bir taraftan da bunu Eseoğlu’nun başkasının yaptıramayacağını düşünüyordu. Çünkü Eseoğlu başta babasını olmak üzere bütün köylünün düşmanıydı. Kezban kahyanın yanına varmıştı. Kahya önce Kezban’ı baştan aşağı süzdü. Sonra Kezban’a babasının büyük bir bela olduğunu ve başlarını derde sokmamak için öldürdüklerini büyük bir keyifle anlatıyordu. Kezban donmuş kalmıştı. Sonra Kezban’ı babasının ölüsünün yanına zütürdüler. Kezban uşağa da babasını kimin öldürdüğünü sordu. Fakat yanıt alamamıştı. Ertesi gün Yörük Hoca’nın ölüsü bütün köylüler tarafından köye zütürülüyordu. Hoca’nın yakın arkadaşları’Senin öcünü kim alacak?’ diye bağırıyorlardı. Kezban vuranı bulmaya karalıydı. Bunun için heryere başvurmuştu. Fakat hiçbir sonuç alınamadı. Eseoğlu’nun çobanlarına da hep babasının nasıl vurulduğunu sorardı. Sonunda aptal ve saf bir kişiliğe sahip bir çobandan babasını kimin vurduğunu öğrenmişti.Şimdi sırada babasını öldürenlerden öcünü almaya gelmişti. Kezban öcünü bir bir almıştı. Babasının kanı yerde kalmamıştı. Bundan sonraki tek hedefi ise köylüyü soyan ,masum insanlara zulüm eden haksızlara karşı mücadele etmekti.
    Onun bu cesareti halk tarafından da beğenilmişti. Kezban artık Yalnız Efe ismiyle anılmaya başlamıştı. Kendisini sadece kadınlar ve genç kızlar görebiliyordu. Yalnız Efe’nin kız olduğunu bilmeyenler ise duyunca çok şaşırıyorlardı.

    3.KiTABIN ANA FiKRi:
    Haksızlığa uğradığımızda hakkımızı sonuna kadar savunmalıyız ve bizi mağdur duruma düşürenlerle sonuna kadar mücadele etmeliyiz.
    4.KiTAPTAKi OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDiRiLMESi:
    Köylülerin Eseoğlu’ndan borç almaları olayların büyümesine neden olmuştur. Eseoğlu bu şekilde köylüleri zor duruma düşürmüştür. Kezban’ın vermiş olduğu mücadele ve göstermiş olduğu çaba onu sonuca zütürmüştür. Yörük hoca iri yapılı bir fiziğe sahiptir. Köylüye ve mağdur durumda bulunanlara gösterdiği yardımlarla canayakın ve yardımsever birisi olarak tanınırdı. Kızı Kezban da ,babası gibi iri yapılı bir fiziğe sahiptir. Bunun yanında da çok güzel bir kızdir. Mücadeleci kişiliğiyle istediği herşeye ulaşmıştır. Eseoğlu;imansız, dinsiz, merhametsiz bir faizciydi.

    5.KiTAP HAKKINDA ŞAHSi GÖRÜŞLER:
    Yalnız Efe Romanı öğretici bir roman olması yanında, verdiği mesajlarla da zaman zaman düşündürücüde olmuştur. Daima mücadeleci bir kişiliğe sahip olmamız önerilmektedir.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    0
    @10 hakli beyler
    ···
  5. 55.
    0
    ömer seyfettin yüksek ökçeler adlı eseri

    KiTABIN ÖZETi

    A-)YÜKSEK ÖKÇELER:Hatice Hanım,pek genç dul kalmış zengin bir hanımdır.13 yaşındayken 60 yaşında yaşlı ve hastalıklı bir erkekle evlenmiştir. Hatice Hanım başlıca merakı temizlikle namusluluktu. Göztepe’deki köşkünü hizmetçi Eleni ile evletlığı Gülter’le beraber temizler, aşçısı Mehmet’i her gün traş ettirir. Bolulu oğlanı tepeden tırnağa beyazlar giydirirdi. Evdeki çalışanları çok namusluydular. Kileri kitlemez, paraları meydanda dururdu. Evdeki çalışanlarına kimseyle konuşmamalarını öğütlerdi. Birgün Hatice Hanım’ın birden başı döndü ve bayıldı. Doktor hastalığının sebebini Hatice Hanım’ın yüksek ökçeli ayakkabılarına bağladıve ona ökçesiz ayakkabı önerdi.O günden sonra evdekilere söz dinletemez oldu. Kiler de artık boşalmaya başlamıştı.Bir gün mutfağın kapısını gelen sesler üzerine açtı ve aşçıyla çalışanları fingirdeşirken gördü bu olay sonucunda hepsini evinden kovar. Ardından eve çok çalışan aldı,ama sonunda yine ökçeli ayakkabıları giyer oldu, hastaydı ama kafası rahattı.

    B-)BAHARIN TESiRi:Ahmet bir bahar sabahı büyük bir dinçlikle uyanır, yürüyüşe başlar. istanbul kenarlarındaki evinden şehre doğru yürür. Vapurla Taksim’e geçer, burda kahvaltı yaptıktan sonra eski arkadaşlarından Sermet’le görüşür. Sermet Ahmet’I eve çay içmeye çağırır. ikisi beraber evin yolunu tutarlar. Ahmet Bey burda Sermet’in teyzesi Mediha’yla tanıiır ve ona aşık olur.Eve geldiğinde günler boyu onu düşler, uyuyamaz olmuştur. Bunu açıklamak ister Mediha’ya.Bu olaydan arkadaşı Mehmet Bey de haberdar olur.O da Ahmet Bey’e bunun bir bahar esintisi olduğunu söyler. Onun bir kasabaya gitmesini, orada bu olayı unutacağını söler ve dediği gibi de olur.Eve geldiğinde Mediha’nın hayalini bile hatırlamaz olur.Ve bu tatlı bahar esintisini unutur.

    C-)ÇiRKiNLiĞiNi ESRARI:Nihat 50 yaşlarında bir beydir.Bir gün herzamanki akşam yürüyüşlrinden birine çıkar ve aniden bastıran yağmura yakalanır. Civardaki arkadaşı olduğu bir eve saklanır. Evin küçük hanımı uyumakta arkadaşı da evde bulunmamaktadır. Hizmetçi eve girmesini ve dinlenmesini söyler. Küçük hanım uyanır ve Nihat beyle sohbete başlar, derken 20 yaşlarındaki kız Nihat Bey’e aşık olduğunu dile getirir. Nihat’ın bu olay hoşuna gider ama kızı yaşındaki biriyle bu tür şeyler konuşmayı kendine yakıştıramaz ama kız ikna olmaz. Nihat mademki yaşlı kişilere merakın var sana birini tasvir edeyim der ve kasabadaki yaşlı,en çirkin adamı anlatır veveden ayrılır. Birkaç ay sonra Sükude’nin bu çirkin kişiyle evlendiği haberini duyar.Bu olayın gençliğin tecrübesizliğine ve çirkinliğin esrarına bağlar.

    D-)NEZLE:Masume Hanım 40 yaşlrında dul bir hanımdır. Evinden kasabanın eğlence yerine gidiyorlardı.Bu eğlence her yıldüzenlenmekteydi. Yolda kaç yıldır dul olduğunu ve bir türlü istediği gibi genç kuvvetli bir erkek bulamamıştı. Aniden faytoncusu Himmet gözüne çarptı ve hoşuna gitti.Ona direk beğendiğini söylemeyi gururuna yediremedi.Ona bir takım olaylar ve laflarla belli etmeye çalıştı. Fakat Himmet olayı kavrayacak kadar zeki ve cin fikirli olmadığından anlayamadı. Bunun üzerine Masume Hanım;Himmet’e Allah belanı versin diyerek bu aşkı unutmaya karar verdi.

    E-)BiR VASiYETNAME:Kahramanımız 40 yaşlarında zengin, çapkın,yakışıklı bir adamdır.Bir gece bu zevkli, neşeli hayattan sıkılır ve intihara kara verir. Ardından yağenine bir vasiyetname yazar ona elli binlira bıraktığını,bu parayı nasıl harcayacağını anlatır. Gece bitmiş sabah olmuş fakat intihar edememiştir.Çünkü gece arkadaşlarından Julide gelmiş ve onu tekrar bu hayatın içine sokmayı başarmıştır. Bununm üzerine yeğenine bir not yazar:Yeğenim ben Monoca’ya gidiyorum, elveda sevgili yeğenim, elvada!…

    3.KiTABIN ANA FiKRi
    Yanımazdaki çalışanlara bazı yaptırımlar yaptırarak onlara güzel davranışlar kazandıramayız.

    4.KiTAPTAKi OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDiRiLMESi:
    Hatice Hanım :60 yaşlarında genç yaşta dul kalmış zengin ve temizlik hastası bir bayan
    Eleni:Evin hizmetçisi
    Gülter:Hatice Hanım’ın evlatlığı
    Mehmet:Evin aşçısı
    Tümünü Göster
    ···
  6. 56.
    0
    insan degildim artik, hamza abi de insan degildi
    ···
  7. 57.
    0
    http://www.capsver.tr.cr/image/21158
    ···
  8. 58.
    +1
    arka sırada osbir çek.
    ···
  9. 59.
    0
    giberim gibtir git kursa mursa aq işgal etme burayı
    ···
  10. 60.
    0
    @1 http://www.capsver.tr.cr/image/21159
    ···
  11. 61.
    0
    kızla konuş kızın g.tunden ayrılma
    ···
  12. 62.
    0
    kokulu silgi hediye et...
    ···
  13. 63.
    0
    @1 aman panpa aynı durum bende vardı.bi gib olmadı şimdi aramız gayet bozuk bakışmaya devam et iyi bir çocuk olursan kız verebilir
    ···
  14. 64.
    0
    ömer seyfettinin kaşağı adlı eseri...

    KiTABIN ÖZETi: Annesi, istanbul'a gittiği için kendisinden bir yaş küçük olan kardeşi Hasan'la artık Dadaruh'un yanından hiç ayrılmaz. Bu, babasının seyisi, yaşlı bir adamdır. En sevdikleri şey atlardır. Dadaruh'la birlikte onları suya zütürmek, çıplak sırtlarına binmek, onlar için çok zevklidir. Torbalara arpa koymak, yemliklere ot doldurmak, gübreleri kaldırmak eğlenceli bir oyundan daha çok hoşlarına gider. Dadaruh eline kaşağıyı alıp işe başladı mı, tıkı... tık... tıkı... tık... tıpkı bir saat gibi... yerinde duramaz, bunu gören küçük çocuk ben de yapacağım! diye tutturur.
    O vakit Dadaruh, onu Tosun'un sırtına koyar, eline kaşağıyı verir,
    - Hadi yap! Der.
    Bu demir gereci hayvanın üstüne sürter, ama o uyumlu tıkırtıyı çıkaramazdı.
    Her sabah ahıra gelir gelmez,
    - Dadaruh, tımarı ben yapacağım, der.Ama adam izin vermez ancak boyu at kadar olunca yapabileceğini söyler. Boyu atın karnına bile varmıyordu. Oysa en keyifli, en eğlenceli şey buydu. Sanki kaşağının düzenli tıkırtısı Tosun'un hoşuna gidiyor, kulaklarını kısıyor, kuyruğunu kocaman bir püskül gibi sallıyordu. Tam tımar biteceğine yakın huysuzlanır, o zaman Dadaruh, "Höyt.." diye sağrısına bir tokat indirir, sonra öteki atları tımara başlardı.Bir gün yalnız başına kalır. Hasan'la Dadaruh dere kenarına inmişlerdi. içimde bir tımar etmek hırsı uyanır. Kaşağıyı arar, bulamaz. Annesinin bir hafta önce istanbul'dan gönderdiği armağanlar içinden çıkan fakfon kaşağı, pırıl pırıl parlıyordu. Hemen alıp, Tosun'un yanına koşar, karnına sürtmek ister fakat rahat durmaz.
    - Sanırım acıtıyor? Diye düşünür.
    Gümüş gibi parlayan bu güzel kaşağının dişlerine bakar. Çok keskin, çok sivridir. Biraz köreltmek için duvarın taşlarına sürtmeye başlar. Dişleri bozulunca yeniden dener. Gene atların hiçbiri durmaz ve kızar. Öfkesini sanki kaşağıdan çıkarmak ister. On adım ilerdeki çeşmeye koşar. Kaşağıyı yalağın taşına koyup yerden kaldırabildiği en ağır bir taş bularak üstüne hızlı hızlı indirmeye başlar. istanbul'dan gelen, üstelik Dadaruh'un kullanmaya kıyamadığı bu güzel kaşağıyı ezip, parçalar. Sonra yalağın içine atar. Babası çeşmeye bakarken, yalağın içinde kırılmış kaşağıyı görür; Dadaruh'a yanına çağırınca çok korkar. Dadaruh şaşırır, kırılmış kaşağı ortaya çıkınca, babası bunu kimin yaptığını sorar. Dadaruh,
    - Bilmiyorum, der.
    Babasının gözleri ona döner, daha bir şey sormadan, çocuk kaşağıyı kardeşi Hasan’ın kırdığını söyler. “Dadaruh uyurken odaya girdi. Sandıktan aldı. Sonra yalağın taşında ezdi” der.
    Babası Hasan’I çağırır.
    -Bu kaşağıyı niye kırdın? diye sorar.
    Hasan, Dadaruh'un elinde duran alete şaşkın şaşkın baktıp, sarı saçlı başını sarsarak,
    - Ben kırmadım, der.
    - Doğru söyle, darılmayacağım. Yalan çok kötüdür, der babası. Hasan inkârda direnir. Baba öfkelenir. Üzerine yürür "Utanmaz yalancı" diye yüzüne bir tokat indirir.
    - zütür bunu eve; sakın bunu bir daha buraya sokma. Hep Pervin'le otursun! diye haykırır.
    Artık ahırda hep yalnız oynar. Hasan eve hapsedilir. Annesi geldikten sonra da bağışlanmaz. Annesi onun iftira atabileceğine hiç ihtimal vermez.
    Ertesi yıl anne, yazın gene istanbul'a gider. Hasan'a ahır hâlâ yasaktır. Bir gün birdenbire hastalandı. Doktor "Kuşpalazı" der. Babası yatağın başucundan hiç ayrılmaz. Hizmetçi kardeşinin öleceğini söyler ve çocuk ağlamaya başlar. Gece uyuyamaz, uykuya dalar dalmaz Hasan'ın hayali gözünün önüne gelir "iftiracı! iftiracı!" diye karşısında ağlar. Pervin'i uyandırır. Hasan'ın yanına gitmek istediğini ve babasına bir şey söylemek istediğini söyler. Yarın söylersin, der. Sabaha kadar gene gözlerini kapayamaz. Hava henüz ağarırken Pervin'i uyandırır.Ama zavallı suçsuz kardeşi, o gece ölmüştür.

    KiTABIN ANA FiKRi: Yalan söylemek kötü bir alışkanlıktır.

    KiTAPTAKi OLAYLARIN VE ŞAHISLARI DEĞERLENDiRiLMESi:
    Büyük çocuk: Hasan’ın abisidir. babasından çok korkar. Atları çok sever.
    Hasan :Küçük kardeştir.O da babasından çok korkar ve atları çok sever. Geçirdiği hastalık ölümüne sebep olur.
    Dadaruh: Evin seyisidir. Bütün zamanını atlarla geçirmekyen çok zevk alır.iki çocuğu da çok sever.
    Pervin: Evin hizmetçisidir. Çok yumuşak kalplidir ve herşeyi açıkça söyler.Bir o kadar da sulugözdür.
    Baba: Çocuklarının üzerinde büyük bir otorite sahibidir. Çocukları onu çok sever ama ondan çok korkarlar.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    0
    @22 @26 ikinize de şuku pijjler. geleneksel aşık sanatının nadide örneklerinden biri oldu.
    beyler ilk defa bi liseliye sempati duydum. çocuk efendi. inkar etmiyor haddini biliyor. sahip çıkalım. cevher var bunda.
    @1 efsane işler yapmana gerek yok hacı. kız için karakterinden ödün verme, kıza köpek olma anlayacağın. sağlam dur, kısa vadede kaybetsen de neysen o ol. bi de meseleyi fazla uzatma biraz samimiyetten sonra açıl hatuna yoksa gibi tutarsın. samimiyeti "sana arkadaş gözüyle bakıyorum" aşamasına getirmesine izin verme. ince ve tehlikeli bi çizgidir. sana ilk defa kanka diye hitap ettiği gün ümit besenden nikah masası şarkısını dinlemende sakınca kalmaz. o derecede önemli bi ayrıntı bu. biz de liseli olduk ordan biliyoruz. bu yolda galip sayılır mağlup olan. hadi başarılar.

    beyler adam güzin abla
    ···
  16. 66.
    0
    @55 bu velet dediklerini yapsın zütümü gibtiririm. çocuk mavi ekran vermiştir bunları okuduktan sonra
    ···
  17. 67.
    0
    @1 okul takımında değilsen 31 e devam et
    ···
  18. 68.
    0
    git karşısına seni etkilemek istiyorum napıyım diye sor.

    edit: dur lan bunu kıza sorma karıştırdım
    ···
  19. 69.
    0
    @1 aç yannanını kızın dıbına değdir kız hoşlanıyosa 1 hafta sonra kızı gibtin demektir ;)
    ···
  20. 70.
    0
    @22 üfffffff =) verdim şukunu
    ···