bendeniz tıp fakültesinde okuyan 23 yaşında bir panpanızım. kiminizin kardeşi, kiminizin abisi yaşındayım. sizlere yaşadığım tecrübelerden küçük bir kesit sunmak istiyorum:

çevrenize baktığınızda, kızlarla iletişimde başarılı olarak nitelendirdiğiniz erkeğin genel özellikleri:
kendinden emin, öz güvenli, yerine göre esprili, normalde ise ciddi ve umursamaz, sosyal ilişkileri güçlü, küstah... vs. olmasıdır.

ne kadar çok özellik saydım değil mi? hatta dahası var dermişcesine üç nokta koydum. ama gözünüzde büyütmeyin o kadar arkadaşlar. burada vereceğim bilgiler sadece kızlarla değil her yaş ve cinsiyetten konuştuğunuz insanlarla olan iletişimlerinizde katkısı olacaktır. öncelikle saydığım özellikleri inceleyelim:
- kendinden emin
- öz güvenli
- yerine göre esprili
- normalde ise ciddi
- umursamaz
- sosyal ilişkileri güçlü
- küstah
.
.
.

bu şekilde gidiyor. burada yazdığım özellikler sadece majör kriterler. bu konuda başarılı olan panpalarım minör kriterleri kendilerini inceleyerek bulabilirler. evet, öncelikle bir şey gözünüze çarptı değil mi? özgüven! evet belki milyon defa duymuşsunuzdur: özgüven şöyle önemli böyle önemli, özgüvenim var gibecek amlım var vs. vs. diyenler çevrenizde bolca mevcut. bir kısmı özgüvenliyken diğer kısmı ise özgüvenli taklidi yapıyor. size sürekli birden bire özgüvenli olmanız söyleniyor. bir kısmınız başarabiliyor evet ama başaramayanların atladığı çok önemli bir nokta var.

umursamazlık! içimizde nazik, neşeli, eğlenceli, akıl ve ruh bakımından incelik ve derinliğe sahip birisi olmayı çok önemseyen birçok insan var. tıpkı peri masallarındaki gibi değil mi? iyi kalpli nazik en ufak ayrıntılarda bile karşısındakini düşünen karakterde birisi olmak. hatta çocukluğumuzda izlediğimiz çizgi filmler, öğretmenlerimizin bize anlattıkları, dini eğitim veren yerlere gidenler varsa orada anlatılanlar vs. vs. ama hayat öyle değil. sizin bu tür iyilik perisi davranışlarınız suistimal edilir, kullanılır. birçoğunuz birileri tarafından kullanılıyordur hatta. zamanla bunu fark edersiniz ama iyi kalpli yüreğiniz ve ekgib cesaretiniz buna baş kaldırmanıza izin vermez. kullanıldıkça iyi olmaya devam edersiniz iyi kalpli oldukça kullanılmaya... bu şekilde sürüp gider. sonunda bu önemsediğiniz bu değerleri korumak ve sağlamak zamanla size yük olmaya başlar. ilk başta önemsemezsiniz çünkü bu edindiğiniz güzel özellikler bu döngüyü kırmanızı engeller. bu zamanla birikir birikir birikir ve en sonunda size depresyon olarak geri döner. sabahları güne mutlu başlarken artık mutsuz başlamaya başlarsınız. en sonunda hayat bardağınızda damla damla biriken bu meseleler bir yerden sonra taşar. bazılarınız asıl sebebi bildiğiniz halde bundan taşan damlaları sorumlu tutarsınız. bazılarınız ise asıl sebep üzerine yoğunlaşmıştır ve genellikle bu kişiler çevresi tarafından anlaşılamazlar. bu sorunla boğuşanlar arasında hayatına devam etmek konusunda istek duymamaya başlayanlar da olur. intihar!

kullanılmaktan bahsettim yukarıda. sizi kullananların bir kısmı kız arkadaşlarınız. kız meselesi analtıncısını açarsanız kullanılan panpalarıma bolca rastlayabilirsiniz. panpamız kız arkadaşı için bir fedakarlık yapmıştır ve bu fedakarlığına karşılık alamamıştır. üzgündür. bardağa eklenen bir damla! buluşma yerinde uzun süre bekletilir ama bir şey demez. bir damla! toplum içinde şahsına edilen hafiften rencide edici bir söz. bir damla daha! böyle böyle kişi mutsuz olur ama bunu kırmaya kendi değerlerinin izin vermemesinden ötürü içine atar. içinde damla damla birikir. ve taşar!
peki yapılması gereken nedir? açıklıyorum canını sıkan birisi mi var? canını sıkmaya başladığı saniyede bunu ona söyleyin kesinlikle ama kesinlikle içinize atmayın. bekledikçe söyleyemedikçe size daha fazla zarar verir. örneğin: birisiyle konuştun seni birazdan arayacağım dedi. telefon başında kukumav kuşu gibi düşünüp beklemeyin. atın telefonu bir yere ararsa açarım aramazsa gibimde değil. başka bir örnek: biriyle bir sorun yaşadın ufak çaplı bir tartışma oldu ve bitti. bittikten sonra düşünüp durmayın. oldu ve bitti umurunuzda değil artık o. konu tekrar açılana kadar düşünmeniz gereken başka şeyler var. bir tane daha: geçmişte çok aşırı saçma bir söz söyledin diyelim ve aklına geldikçe moralin bozuluyor. umurunda olmasın, sonuçta geri döndürebileceğin bir şey değil. sana bunu hatırlatan olursa ee yani ne olmuş der gibi gözlerinin içine bak. bu olayı hatırlatmasının saçma olacağını düşünüp konuyu değiştirecektir bir daha da açmayacaktır.

umursamazlık meselesini hallettiğimize göre devam ediyorum: o an aklınıza bir şey mi söylemek geldi? biraz düşünün ve söyleyiverin. söylesem ne olur söylemesem ne olur meselesini oldukça kısa tutun ve sonuç söylemek olsun. kızlar üzerinden bir örnek vereyim. sınıfa girdiğinizde gördüğünüz, ders arasında çaprazınızda oturan yada bir arkadaş ortamında gördüğünüz bir kız... o gün çok güzel bir kazak giymiş yada kıyafeti acayip uyumlu yada saçını boyatmış yada çok orijinal bir oje sürmüş vs. kısaca ortada size değişik gelen bir şey var. illa kıyafet olmak zorunda değil konuşma tarzı vs. de olabilir neyse herhangi bir şey. sadece değişik gelmesi ve muhabbet açmaya değer bir şey olması kafi. söyleyiverin gitsin. artık umursamaz bir bireysiniz. sonuçta istemediğiniz bir tepki alsanız bile gibinizde olmayacağı için hiçbir sıkıntı yok. gülün geçin yada küstahça bir cevap verin. oradan ayrıldıktan sonra artık sizin gibinizde değil olay ama kızımız gece boyu düşünecek bunu. yediremeyecek ve kendini sizinle yeniden iletişime geçmek zorunda hissedecek. size tatlı sert veya tatlı yanaşıyorsa bu durumda çok küstah olmanın manası yok çünkü önceki durumun anlık bir şey olduğunu, şu an ama küstah olunacak bir durumun olmadığını hissettirmeniz gerekiyor. tatlı sert bir şekilde konuya girin ama olayla ilgili aşırı konuşmayın. çünkü bu önemli bir konu değil ve size göre bu tür önemsiz şeylerin üzerinde fazlaca konuşulmasına gerek yok.

espiri meselesine gelince, kendinizi küçük düşürücü şeylerden bahsetmenizin üzerine milletin gülmesiyle kendinizi komik hissedebilirsiniz. ama mesele o değil, küstahça yapılan esprilerden bahsediyorum. karşımızdaki kişi bir şeyden bahsediyor ve bahsettiği konuda normalin dışında bir şey farkettiniz. hemen bunu vurgulayın ama iğneleyici bir şekilde değil, alaycı bir gülüşle sunun bunu.

sosyal ilişkilerde güçlü olmak apayrı bir şey. öncelikle biriyle konuşurken göz teması kurun. bu çok önemli. gözlerine bakmaktan yoruldukça yüzünün diğer noktalarını inceleyin ama uzaklara bakmayın. dinliyormuş gibi kafa sallamanıza gerek yok bakmanız yeterli. konuşurken ne çok hızlı ne de çok yavaş konuşun. jest ve mimikleri mutlaka kullanın, gerekli yerlerde vurgu yapın. tane tane seçin kelimeleri. konuşurken bir de çok basit bir şey vardır: birine bir laf etmeden önce bir amacınız olur. o amacınızı gerçekleştirecek en uygun cümleleri kafanızda bulursunuz. sonra o lafın kendinize edildiğini düşünüp o lafa vereceğiniz olası tepkinizi kafanızda ölçersiniz. karşı tarafın o dönemdeki pgibolojisini de işin içine katıp ona göre cümleleri yontarsınız. ve en son o lafı o kişiye söylersiniz. size basit gibi gelebilir bu ama bu adımları ekgibsiz uygulayan çok kişi yok. yukarıda aklına bir şey geldi mi direk söyle demiştim. çok fazla düşünmeyin demiştim. orada bahsettiğim çokluk sürenin çokluğudur, düşünme içeriğinin değil. yani kısa sürede çok şey düşünüp uygulamanız gerekiyor. zaten buna da hazır cevaplık deniyor. ha bunu yapamıyor musunuz? o zaman konuşmaktan çok dinleyin ilk başlarda hazır cevap olamaya bilirsiniz ama zamanla dinleyip düşüne düşüne edineceğiniz mantıklı sözler daha seri olarak ağzınızdan çıkmaya başlayacaktır. buna emin olabilirsiniz. ses için tok bir ses tonu iyidir kendinden emin gösterir. eliniz aşağıda olsun yüzünüze yakın tutmayın, saçınızla falan oynamayın. birisi bir şey anlattı ama tatmin olmadınız yada saçma bir şey sordu. gözlerinin içine bakıp sessiz kalın. samimi olduğunuz biriyse çok hafif bin gülüşü atabilirsiniz ama çok hafif. niye gülüyorsun sorusunu sorduracak kadar değil. eğer o soruyu sorma ihtiyacı hissederse topu size atar ve sizin bir açıklama yapmanız gerekir. önemli olan karşıdakinin içinde açıklama yapma isteği uyandırmak. bu bakışı yapınca karşıdakinin içinde saçma veya ekgib bir şey yaptığı hissi ister istemez uyanacak ve sizi tatmin edecek şekilde konuşmaya devam edecektir.

bütün bunlarla beraber kişisel gelişiminiz için de bir şeyler yapmanız lazım. kelime ve cümle dağarcıklarınız için bol bol kitap okumanız lazım. burada kitap tavsiyesi verecek değilim çünkü o kadar çok kitap var ki okunacak hepsini okumaya ömür yetmez. ama çevrenizde bolca kitap okuyan bir tanıdığınız varsa ona danışıp kitap tavsiyeleri almanızı öneririm. bir yerden sonra kitaptan kitaba doğru geçeceksiniz zaten. bir yönlendirme yapmak gerekirse eğer çok satılan popüler kitaplar yerine klagibleri, tarihteki önemli şahısların biyografilerini ,otobiyografilerini ve diğer tarih siyaset felsefe kitaplarını vs. okuyabilirsiniz. bunların size ciddi birikimler katacağından kesinlikle emin olabilirsiniz. ayrıca ders başarınız da çok önemli. derslerinizi ihmal etmeyin. sonuçta yalnız başınıza kaldığınızda çalıştığınız derslerin getirdiği birikimler dostunuz olacak.

son olarak dış görünüşe de önem vermeniz gerekiyor arkadaşlar. günlük diş fırçalama, tırnak kesme, kulak temizliği gibi temel kişisel temizlik kurallarını zaten biliyorsunuz. diş fırçalama hakkında şu şekilde fırçalamanızı öneririm http://www.kewperiodontic...ing-instruction-logo2.jpg saçınıza da özen gösterseniz fena olmaz. 2 günde bir şampuanlayın saçlarınızı. şampuanlamadığınız günler de mutlaka ılık veya soğuk suyla durulayın. çok sıcak su saça zarar veriyor. duşun ardından saçınızı taradığınız pozisyona göre kurulayın örneğin üstleri soldan sağa yatırıyorsanız havluyu soldan sağa doğru sürün. çok sert değil ama. ardından bir tarak veya el yardımıyla kurutma makinasını kullanarak fön çekebilirsiniz. saç spreyi de kullanmanızı öneririm ama yatmadan evvel mutlaka durulayın spreyli yatmayın. sivilce siyah nokta sıkıntınız varsa günlük kullanım için cilt phına uygun sabunları veya jelleri öneriririm. eczanelerde bulabilirsiniz. sabunu yada jeli nemli cildinize uyguladıktan sonra biraz bekletip durulayın. duş alırken yapabilirsiniz mesela. saçınızı yıkadıktan sonra jeli sürüp ardından durulayabilirsiniz.
sırada kıyafet var. ilk olarak kıyafetiniz kesinlikle temiz ve ütülü olmak zorunda. bol sayıda kıyafet alarak bunun önüne geçebilirsiniz. illa pahalı olmasına gerek yok piyasada ucuz ve kaliteli birçok teksil ürünü mevcut. ben mesela sadece indirim döneminde alış veriş yaparım. bir keresinde sezonda 100 liraya satılan gömleği 10 liraya almıştım. marka da vereyim: (bkz: aeropostale) ikinci olarak keşif evet keşif. bir bilimsel çalışma yapmadan evvel hipotez sonrası literatür taraması yapılır millet ne yazmış diye. bir alanda ticaret yapmadan evvel bir araştırma yapılır nedir nasıl yapılır kimlerle yapılır kar marjı nasıl vs. önemli bir konuda önemli biriyle iletişime geçmeden evvel o kişi hakkında ufaktan araştırma yapılır nedir nasıl biri diye. bu kıyafet konusunda da keşif yapmalısınız. çevrenizi güzelce inceleyin bakın kim nasıl giyiniyor. mesela bol kollu tişörtleri veya kısa kollu gömlekleri belli yaşın üzerindeki dayıların giydiğini göreceksiniz. ondan sonra yaşınıza ve tarzınıza uygun kıyafetler seçin. aynı rengin tonlarından ziyade zıt renkli kıyafetler seçmelisiniz. tam zıt renkleri değil de onların tonlarından birbirine yakışanları seçin. sıcak ve soğuk renklerin tonlarını kombinleyebilirsiniz. son olarak kıyafetin üzerinizde güzel durması için düzenli spor yapın. haftada 3-5 gün arası idealdir.