-
76.
+16Nesrin yeni evlerinden çok da memnun olmasa da yavaş yavaş duruma alışmaya başlamıştı. Minibüsle okula gidip gelmekti en zor olanı onun için, mesafe tahmin ettiğinden daha uzaktı çünkü. Günler bu şekilde geçiyor ben de yeni sınıfımda daha samimi ilişkiler kurmaya başlıyordum. Eski olaylar ve yediğim kazıkların etkisi yüzünden kimseye güvenemiyordum ama hayat da bu şekilde geçmezdi. insanlardan uzak durmak çözüm olmuyordu.Tümünü Göster
Nesrinle okuldan sonra birlikte gitmediğimiz için yeni sınıftan birkaç arkadaş ile bir bilardo salonuna takılmaya başlamıştık çıkışlarda. Daha önce bu tarz bir alışkanlığım yoktu ama ortamı sevmiştim. Samimi insanlar vardı, herkes sadece oyunun ve muhabbetin derdindeydi. Neredeyse her okul çıkışında artık bilardo salonuna mutlaka uğrardık. Sınıftan Bülent , Yiğit ve Mustafa uzun zamandır gittikleri için hemen hemen herkesi tanıyorlardı. iyi ilişkileri, yakın dostlukları vardı salondakilerle. Onların sayesinde bende çok geçmeden aralarına girmiştim. ilk defa bu kadar geniş arkadaş topluluğum olmuştu. Ara sıra Çağdaş ve Ali'nin yaptıkları aklıma gelse de ortamdan o kadar memnundum ki herhangi bir tereddüt yaşamadan arkadaşlıklar kuruyordum yeni insanlarla.
Bu arada Nesrin'in de doğum günü yaklaşıyordu. Kıza sevineceği bir şeyler yapmak istiyordum ama aklıma doğru düzgün hiçbir şey gelmiyordu. ilk kez özel bir gün yaşayacaktık ve bu kadar olumsuz olay ve onu mutsuz eden gelişmelerden sonra onu çok mutlu edecek bir şeyler yapmak istiyordum. Her gün az da olsa bir şeyler bulmak için düşünmeye başlamıştım. Gerçi daha neredeyse bir ay kadar bir süre vardı ama son ana bırakıp basit bir şey de olsun istemiyordum. Aklıma ufaktan bir şeyler gelmeye başlamıştı. Planlamasını yapmak için araştırmaya, yapıp yapamayacağıma karar vermeye çalışıyordum.
işi gücü bırakıp aklıma gelen fikir üzerinde çalışmaya başlamıştım. Bilardo salonuna gidecek vaktim pek olmuyordu o sıralar çünkü hem sınavlarla uğraşıyor hem de doğum günü için çalışmalar yapıyordum. Sınıfta ancak Bülent, Yiğit ve Mustafa ile doğum günü hakkında fikir alışverişi yapıyordum. Zararsız bir durum olduğu için bu konuda onlara açık olabiliyordum. Paranoyak olmanın da alemi yoktu, doğum günü planını gidip Nesrin'e söyleyecek değillerdi.
Artık çok az zaman kalmıştı, Nesrin doğum gününden hiç bahsetmiyordu ama sanki hatırlayacak mıyım diye de benden bir şeyler de beklemiyor değildi. Sürekli başka konulardan bahsediyordum zaten, aksi taktirde konu bir şekilde oraya gelebilir ve ağzımdan bir şeyler kaçırabilirdim. Bir şeyler hazırladığımı bile bilmesini istemiyordum tabi ki.
Doğum günü artık gelmişti. Allahtan pazar gününe denk gelmişti, zaten başından beri planlarken o şekilde planlamıştım hafta içi olsaydı başka bir şeyler düşünmem gerekecekti. O sıralar akşam dışarı çıkma gibi bir durum söz konusu olmadığı için gün içinde uzun bir süre lazım olacaktı bana. Her şey hazırdı artık ve başlıyorduk... -
77.
+13Bir önceki gün doğum günü lafı geçmeden Nesrin ile buluşmak için sözleştik. Evlerimiz yakın olmadığı için artık ortak bir yer belirlemek gerekiyordu genelde. Hem ona hem de plana uygun olan bir yer söyledim ve buluşma saatini de kararlaştırdık. Dışarı çıkacağımız için Nesrin mutlaka bir şeyler bekleyecekti doğum günü için ama başka çare yoktu, o gün dışarı çıkmak zorundaydık ve az da olsa anlaması planı etkilemezdi.
Hazırlanıp çıktım evden ve buluşacağımız yere ben baya erken gitmiştim. Planla ilgili son bir gözden geçirme yapmam gerekiyordu. Belirlediğimiz saatte Nesrin geldi, yine inanılmaz güzeldi. Onu baktığım her saniye bu kız için ne yapsam az diye düşünüyordum. Yürümeye başladık, aç olup olmadığını sordum, pek ilgilenmez bir tavırla aç olmadığını söyledi. Bir hediye yada büyük şeyler bekleyen bir kız değildi ama en azından hatırlanmak istiyordu. Tavrını umursamadan yürümeye devam ettim. Yanımıza bir çocuk geldi, sakız satıyordu. Almamız için bir tane Nesrin'e doğru uzattı. Nesrin almak pek istemese de çocuğu kırmayalım deyip sakızı aldık. Ben çiğnemem ki dedi. Olsun aç ben çiğnerim çocuk soğukta satıyor alalım ne olacak dedim. içinde fal olan sakızlardandı, sakızı açtı bana verdi. içindeki fala odaklanmış gibiydi. Şaşırmış gibiydi. Normal fallardan farklı olarak sadece o günün tarihi, bir 3 basamaklı ve bir de basamak sayısını hatırlamadığım uzunca bir sayı yazıyordu.
Sakızın içindeki kağıda anlam veremeden yolumuza devam ediyorduk. Benim yorumum hatalı bastıklarıydı. ileride hava soğuk olmasına rağmen tavşandan niyet çektiren bir çocuk vardı. Nesrin tavşanı görünce hem acıdı hem de sevmek istedi. Gelmişken niyet kartlarından çekmesini söyledim. Öyle şeylere inanmadığını söyleyerek tavşanı sevmeye devam etti. O kadar sevdik ama ayıp olur çekelim dedim Nesrin'e sessizce. Kabul etti, tavşanın ağzı ile aldığı kartı aldık. Bugün senin doğum günün, iyiki doğdun yazıyordu. Bir an inanılmaz şaşırdı, nasıl ya diyebildi sadece. Şaka heralde olamaz dedi. Denk gelmiştir bir daha seç madem dedim. Dünyanın en güzel kızının doğum günü kutlu olsun yazıyordu bu kez de. Hepsine aynı şeyleri yazmışlar heralde baksana dedi. Onayladım, her seferinde ne bulacaklar işte dedim ve oradan ayrıldık. -
-
1.
0Ulan duygulandım be panpa hikayenin sonu inşallah iyidir aq
-
1.
-
78.
+13 -2iyiden iyiye üşümeye başlamıştık. Az ileride kafeler vardı. Onlardan birine oturmayı teklif ettim. Nesrin de iyi olacağını baya üşüdüğünü söyledi. Şu büfeden bir gazete alayım da okuruz, spor haberleri ne oldu ne zamandır bakmadım hiç dedim. Nesrin bu kez biraz ters ters baktı. Doğum günüm ne gazetesi ne spor haberi diyecek gibiydi. Yine de sesini çıkarmadı. Büfeye uğradım gazetelerden bir tane aldım ve kafeye gittik. içecek bir şeyler söyledikten sonra ben gazeteyi açıp okumaya başladım. Nesrinin yüzü iyice düşmüştü bu sefer. Biraz zaman geçtikten sonra sonunda beklediğim yada en azından yapmasını istediğim şeyi yaptı ve ver şunu benimle ilgilen biraz diyerek gazeteyi elimden aldı.
Gazeteyi alıp içini açmasıyla yüz ifadesi bir anda değişti. Birden deli gibi gazeteyi okumaya başladı. Biraz okuyor, hemen ardından sayfaları hızlı hızlı çeviriyordu. Neler olduğunu orada anlamıştı artık. Gazetenin içinde, onunla yaşadığımız her iyi ve özel şeyi haber gibi yazıp matbaada bastırmıştım. Onu ne kadar sevdiğimi, bizim için önemli olan tarihleri anları her şeyi sanki normal gazeteymiş gibi yazıp bastırmıştım. Bir an ne yapacağını şaşırdı. O anda Nesrin için söylediğim pasta geldi, inanılmaz mutlu olmuştu. Pastasını üfledi, yavaş yavaş günü gözden geçirmeye başladı.
Aldığımız sakından çıkan yazıda onun doğum tarihi, uzun rakamlardan oluşan sayı onun yaşadığı gün sayısı ve 3 basamaklı sayı da benim yaşadığım gün sayısıydı (sevgili olduğumuz tarihten o güne kadar geçen süre yani). Niyetçide çektiğimiz niyetler tabi ki onun için yazılmıştı. Bir çok niyet kağıdı olsa da tezgahın her iki tarafında da sadece iki aynı şeyler yazıyordu ikisini de çekmişti zaten. (Üçüncüsünü çekmek isteyeceğini düşünmemiştim, zaten öyle bir şey de yapmadı).
Bunların hepsini benim de biraz açıklamamla birlikte anlamış oldu. Ufak tefek de bir hediye almıştım onu da verdikten sonra bir süre daha oturduk ve tekrar yürümeye başladık. Sürekli ne kadar mutlu olduğundan bahsedip sarılıp duruyordu. Yapmaya çalıştığım şeyin işe yaradığını, onun mutlu olduğunu görmek beni de inanılmaz sevindirmişti. Her şey hatasız gelmişti o ana kadar, küçük bir ayrıntı kalmıştı sadece... -
-
1.
0Ney bro ney
-
2.
0Güzel atmışsın dıbına kodum, güzel hayal etmişsin
-
1.
-
79.
+14Nesrin mutluluktan uçuyordu adeta. Elindeki kağıtlara ve gazeteye sürekli bakıyordu. Havanın soğukluğuna aldırış etmeden yürümeye devam ediyorduk. Birlikte geçirdiğimiz her saniye çok değerliydi, başka hiçbir şey umrumuzda değildi. Gazetede yazılanları tek tek okuyor, yazdıklarım hakkında sorular soruyordu. Her parçadan sonra neredeyse sarılıyordu, o mutlu oldukça ben daha fazla havaya giriyordum ona belli etmesem de.Tümünü Göster
Yazılanların hepsini aşağı yukarı okumuştu, sonunda bir yere takıldı. Bir yerde sana ne kadar aşık olduğumu bir bilsen diye yazmıştım. Uzunca bir yazıydı ve sonu bu şekilde bitiyordu. Ona takılmıştı, sürekli ne kadar aşıksın söyle bakalım diye sorup duruyordu. Kendimce iyi olduğunu düşündüğüm cevaplar veriyordum sorusuna karşılık ama daha fazlasını bekliyorcasına tekrar tekrar soruyordu. Hoşuna gitmişti beni konuşturmak ve ona güzel gelen şeyler duymak. Uzun bir süre bu soru ve cevabı üzerinde konuştuk. Ne desem o kadar mı aşıksın sadece diyordu. Biraz sustu gazeteden başka bölümleri okumaya devam etti, sonra tekrar aynı soruyu sordu.
O güne kadar zaten öyle bir şey yapmamıştım ama daha sonra da kimse için böyle bir şey yapmadım ya da yapmaya değer bulmadım belki de. Nesrin soruyu sordu, bu sefer bir cevap vermedim kısa bir süre ona baktım, ne kadar aşıktım gerçekten. Doğru bir cevap vermem lazımdı. Onun için ne cevap versem ne yapsam az gelecekmiş gibi hissediyordum.
Vermem gereken cevap aklıma gelmişti, telefonumla cüzdanımı çıkardım Nesrin'in çantasına koydum, yanından hafifçe uzaklaştım ve birden denize atladım. Ne olduğunu ne o anlayabildi ne de ben. Ne yaptın deli misin nasıl çıkacaksın diye heycanlı heycanlı hem soru soruyor hem de ne yapacağını bilmiyordu. Çevremizde çok kişi görünmüyordu, uzakta birkaç kişi vardı sadece. Soruna cevap verdim işte dedim. Anlamadı. Ne kadar aşıksın diye sormuyor muydun, gördüğün gibi sırılsıklam aşığım işte dedim.
Su buz gibiydi, çok fazla durmak imkansızdı. Hemen bir yolunu bulup çıktım. Nesrin ne diyeceğini bilmez bir şekilde bana sarıldı. Benim kadar olmasa da o da ıslanmıştı biraz bana sarılınca. Tekrar soracak mısın dedim. Hiç bir şey demedi. Bana baktı ve benim ona yaptığım sürprizin belki yüzlerce katını bana yaptı. Bir anda öptü beni. ilk kez olmuştu bu, ben karşılık verene kadar sonlanacak şekilde kısaydı ama öyle güzeldi ki. Ne havanın soğukluğu, ne her yerimin ıslanmış olması hiç bir şey hissetmiyordum. ikimizde utanmıştık, en çok da Nesrin. Bir süre bakamadı yüzüme. Sarılmaya devam etti. Bir kaç dakika sarıldık. Islaklık iyice etkisini göstermeye başlamıştı, belli etmek istemesem de deli gibi üşüyordum. O da anladı, hadi gidelim ne hemen ben de geleyim seninle dedi. Sonra kendisini bırakacağımın sözünü alarak bize doğru gitmek üzere minibüse kadar yürümeye başladık. Tam o sırada Nesrin'in telefonu çaldı. Arayan annesiydi. Açtı. Önce yüzü düştü, çok geçmeden birden hüngür hüngür ağlamaya başladı... -
80.
+13beyler iki gündür yazamadım, nedenini hikayenin sonunda söyleyeceğim ama iki gündür bekliyorsunuz (tabi kaç kişi kaldıysa artık haklı olarak) bir spoiler vereceğim. Başlığı değiştirmem gerekecek.
-
81.
+14Nesrin'in bir anda ayakta duracak hali kalmamıştı. Elinden telefonu aldım, annesi çoktan kapatmıştı. Ne olduğunu sordum, bir süre ağlamaktan cevap veremedim. Babam diyebildi sadece. O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne olmuştu babasına, yok öldü mü diye düşündüm. Nesrin az da olsa konuşmaya başlamıştı. Babam kaza geçirmiş benim hemen gitmem lazım dedi. Ben o an ne üstüme başıma baktım ne başka bir şeye. Hemen taksiye binip Nesrinlerin evine doğru yola koyulduk. Yolda hala ağlamaya devam ediyor nasıl teselli edeceğimi bilemiyordum. Sıkmayacak şekilde sorduğum sorulara bilmiyorum demekten başka bir şey söylemiyordu.
Eve ulaşmıştık, annesi çoktan hazırlanmış çıkmak için Nesrin'i bekliyormuş olacakki elinde bir küçük çanta ile bizi kapıda karşıladı. Nesrin annesinin gittiğini görünce o da gitmek istedi. ikisinin de gerekli belgeleri vardı, Nesrin'in anlattığına göre babasının dönmesine yakın onlar da gezmek amaçlı kısa süre gideceklerdi. Ne kadar diretse de annesi izin vermedi ve başka doğru düzgün bir şey konuşulmadan evden çıkıp gitti... -
82.
+9Nesrinle evde öylece kalmıştık. Bir süre oturduktan sonra ne yapacağımızı düşünmeye başladım. Orada kalamazdım ama Nesrin'i de o halde yalnız bırakamazdım. Annesi ile bu konu hakkında birşey de konuşmamışlardı ama yine de sordum. Tek kalabileceğini söyledi Nesrin. O sırada ben dayanamadım Nesrin'den babasının kıyafetlerinden istedim mecburen. Üşümekten düşünemiyordum bile çünkü.
Nesrin yalnız kalmamalıydı böyle bir günde onun yanında olmalıydım ama nasıl. Annemi aradım durumu anlattım. Annem Nesrin'in annesinin telefonunu istedi. Sonradan öğrendiğime göre annem annesini aramış, yapılacak bir şey olup olmadığını sorduktan sonra Nesrin'in bizde kalmasını kızın o halde evde tek kalmaması konusunda ikna etmiş.
Annem çok geçmeden beni aradı, bize gelmemizi söyledi. Nesrin gerek olmadığını söylese de çok fazla itiraz etmesine izin vermeden bize gitmek üzere yola çıktık. Nesrinle bir kez daha birlikte yine aynı evde kalacaktık. Geçen sefer de kötü bir olay sonrası birlikte kalmıştık, o zaman mutluydum ama bu kez durum bambaşkaydı. Sadece onun ağlamamasını ve ona destek olmayı düşünüyordum. -
83.
+11Eve gelmiştik, o gün Nesrin ilk kez babamla da tanışacaktı. Durumun ciddiyeti sebebiyle babamla tanışacak olmaları beni hiç heycanlandırmıyordu, hatta farkında bile değildim belki de. Biraz oturup konuştuktan sonra hep birlikte yemeğe oturduk. Daha birkaç saat önce hayatımın en güzel gününü geçirirken şimdi neler konuşuluyordu. Doğum gününde kızın babası kaza geçirmiş, herkesin eli kolu bağlıydı. Artık akşam olmuştu, birkaç saat de geçtikten sonra Nesrin'e annesinden telefon geldi. Henüz babasının yanına gelmediğini ama uçaktan indiğini söyledi. Sabırsızlıkla bekliyorduk. Annesi de babasının iş arkadaşlarından aldığı bilgileri ancak biliyor Nesrin'e de sürekli haber veremiyordu haliyle.
Bir kaç saat daha geçtikten sonra tekrar telefon geldi. Annesi babasının yanına gelmişti. Nesrin telefonu açtı heycanla duyacağı haberleri bekliyordu. Biz de ne olduğunu Nesrin kadar olmasa da merak ediyor telefonda konuşulanları duymak için sessizce bekliyorduk. biz hiçbir şey duyamadık, Nesrin yine ağlıyordu... -
-
1.
0Seri yaz
-
1.
-
84.
+14Nesrin'in bir anda ağladığını gördüğümüzde evde ortalık buz kesmişti. Ne olduğunu da anlayamamıştık, bir an önce Nesrin'in konuşmayı sonlandırmasını bekliyorduk. Ağlaması haberi ilk aldığındaki gibi değildi bu sefer, derin derin nefes alıyordu. Ağlamaya devam etse de yüzü gülmeye başlamıştı. Tam olarak ne olduğunu öğrenemesek de içimiz rahatlamıştı.
Nesrin'in babasını kazadan hemen sonra ameliyata almışlar. Annesi gidinceye kadar ameliyat da bitmiş ancak adamı henüz uyandırmamışlardı. Annesi Nesrin'e telefon açmadan hemen önce babası uyanmış, bir süre sonra da doktorlar normal odaya alacaklarını söylemişler. Herkesin içine su serpilmişti. Artık biraz olsun rahat uyuyabilirdik. Ertesi gün Nesrin okula gelmedi zaten ne kıyafeti vardı ne de başka bir şeyi. Nesrin'in ısrarları üzerine ben okula gittim. Babasından da iyi haberleri alınca, Nesrin'in bizde kalıyor olmasına artık gerçek anlamda sevinebiliyordum. Ben okula gitmiştim, annem ve Nesrin evdelerdi. Daha başka isteyebileceğim bir şey olamazdı heralde.
Nesrin ve annesi sürekli telefonlaşıyor, bir kez de uyandıktan sonra çok kısa süreli de olsa babasının sesini duyma fırsatı bulmuştu. Her şey yolunda görünüyordu. Nesrin'in eşyalarını almıştık ve okula da gitmeye başlamıştı. Neredeyse bir hafta olmuştu annesi gideli, olay babasının sağlığı ile ilgili olmasa hiç gelmese keşke annesi diyebilecek kadar mutluydum.
Çok geçmeden bir kaç gün sonra annesi döneceğini söyledi. Hem artık babasının iyileştiği için seviniyor hem de Nesrin'in kendi evine geçeceği için üzülüyordum. Annesinin geleceği gün Nesrin kendi evlerine geçti. Babası tek başına kalacak kadar iyileşmiş miydi acaba, ya da neden adam da izin alıp veya işini bitirip dönmemişti. Sonuç olarak ameliyata girecek kadar büyük bir kaza geçirmişti. Basit bir soru gibi görünse de, cevabı herkesin hayatını derinden etkileyecekti... -
-
1.
0Yazsana huur çocuğu
-
2.
0hızlı yaz aga sardı
-
1.
-
85.
+11O gece Nesrin ile hic konusmadik. Annesi ile vakit gecirecek babasi ile ilgili son haberleri alip uzun uzun konusacaklardi. En azindan ben bu sekilde dusunerek hic bir sey yazmadim. Nesrinden de hic ses cikmamisti.
Sabah kalktigimda Nesrinden mesaj vardi. Okula gelemeyecegini dun gece cok gec yattigini soylemisti. Uzerinde durulacak bir sey degildi, sadece gorusemeyecegimiz icin biraz uzulmustum. Gun icinde Nesrinle konusuyorduk ama morali bozuk gibiydi. Fazla ayrinti vermeden konusuyor kisa cevaplarla sanki ne sorsam gecistirmeye calisiyordu. Birkac gun boyle gecti, Nesrinin sessizligi iyice artmis sanki artik hic konusmak istemiyordu. Bu durumdan artik tedirgin olmaya baslamistim. Bana soylemedigi baska bjr sey mi vardi, babasi hala kotu muydu. Ters bir sekilde olmasa da ne olduysa anlatmasi konusunda israr ettim. Once yine gecistirmeye calissa da sonunda bu durgunlugunun gercek sebebini anlatti.
Annesi babasinin yanina gittiginde cok farkli seylee ogrenmis. Babasi orada bir kadinla berabermis ve isi iyice ciddiye bindirmis.
Tasinmalarinin sebebi ne artan masraflari ne de Nesrinin gelecegi icin para biriktirme dusuncesiymis. Babasi orada tanistigi kadina ev tutmus birlikte yasamaya baslamislar. Annesi tum bunlari ogrense de yine de babasinin durumunun tam olarak normale donmesini beklemeden geri donmemis.
Bunlari ogrendigimde ne diyecegimi bilemiyordum. Moral vermeye calismak veya canini sıkmamasını soylemek sacma olacakti. Ben dogru duzgun hicbir sey diyemedim ama simdi ne olacakti.
Nesrinin annesi bosanma karari almisti zaten babasinin da oradaki iliskisini bitirme gibi bir niyeti yokmus. Asil uzucu olan da buydu Nesrin ve annesi icin cunku anlattigina gore babasi bu isten vazgecse belki annesi her seye ragmen affedecekti.
Gunler geciyor bu konudan baska bir sey Nesrinle konusamiyorduk. Zaten bu konuda da cok az sey konusuyorduk. Her seyin ayrintisini bilmiyordum, annesi tum bunlari nasil ogrendi, neler yasandi ne Nesrin anlatiyor ne ben sorabiliyordum. -
86.
+11Durumlar iyice ciddilesiyordu. Nesrin ve annesi babasi ile olan baglari tamamen koparmaya kararliydi artik. Ilk aldiklari karar eski evlerine yeniden tasinmakti. Oncede oturduklari ev annesinindi ve oradan aldiklari kira babasi ve onun yeni hayatina gidiyordu. Cok gecmeden Nesrinler apar topar eski evlerine tasindilar, bosanma islemler de baslamisti. Iki taraf da istedigi icin ilk durusmada bosanma islemi gerceklesti.
Tum bunlar olurken Nesrinle aramiz eskisi kadar yakin degildi artik. Eski sicak samimi Nesrin gitmis yerine bir sey sormadikca konusmayan, yarim saat de olsa vakit gecirmek istemeyen bir kiz gelmisti.
Bu durum ne kadar canimi sıksa da onu anlamaya calisiyordum. Yasadiklari hic kolay seyler degildi. Birkac sene oncesine kadar 4 kisilik bir aileyken simdi iki kisi kalmislardi. Nesrin de babasina karsi tavir almis ve hic konusmuyorlardi, hayat boyu da konusmayacagini soyluyordu artik. Onun icin babasi da ölmüş gibiydi sanki ama bu sefer abisinde oldugunun aksine derin bir uzuntu yerine nefret besliyordu.
Herkesin hayati artik bir duzene girmis gibiydi. Tabi bu yeni duruma ne kadar duzen denilirse. Okul bitmeye yaklasmis donem bitiyordu. Ben ilk donem edindigim ders calisma aliskanligina zor da olsa devam etmistim ama Nesrinde durumlar ayni degildi. Neredeyse tum donem bu olaylarla ugrasmislardi. Karneler alindi. Nesrinin sinifi gecmis ama notlari hic ic acici degildi, benimkiler ise ilk donemden bile iyiydi. -
87.
+27 -1Beyler yavas yaziyor olabilirim ama ne anamiz kaldi ne bacimiz. Begenmiyosaniz okumayin aga zorla degil para mi aliyoruz anlamadim. Elestiri de olsa mantikli yorumlara ve mesajlara cevap atiyorum ama bazi yorumlar olmuyor artik. Prim diyorsunuz da baslikta foto bile yok. Millet tek entry ile 1000 uzerinde suku aliyor ben 123 suku ile gunlerdir yaziyorum elimden geldigince. Istemeyen ceksin gitsin aga simdiye kadar da okuduk diyorsaniz isteyene sonunda ozet atarim
-
-
1.
+1Yaz lan tribine sokarım senin. Akşamları telefonu elime aldığımda iki üç satır okuyorum yazdıklarını ne güzel. Günde iki üç part at yeter. Senin anana bacına sovenlerin anasını bacısını gibeyim orul orul huur çocuğu hepsi
-
2.
+1Yaz lan dayı 2 3 partta olsa okuyoruz günde en azindan devam et
-
3.
0Yaz kardes sen
-
4.
0Yaz kardes sen
diğerleri 2 -
1.
-
88.
+11Notlar cok iyi gelmisti, bizimkilerle aramiz gunden gune daha iyi oluyor istedigim bir cok sey yapiliyordu. Aile cephesinde her sey yolundaydi ama Nesrinle olan iliskimiz icin ayni seyleri soylemem pek mumkun degildi. Okulda gorusuyorduk yine ama hep morali bozuk ve icine kapanikti. Okul disinda nadir de olsa bulusuyorduk ama durum o zamanlar da farkli degildi. Elimden geldigince ona kendisini iyi hissettirmeye calisiyor bir dedigini iki etmiyordum.
Daha once annesi ile babasi ayri arkadaslarim olmustu, onlarin tavri ile Nesrin karsilastirinca cok farkliydi. Nesrin hayata küsmüş gibiydi sanki ne yaptiysam bir turlu onu tam anlamiyla neselendiremiyordum.
Durumunu anlamaya calisiyordum, hem bu son olay hem daha once yasadiklari agir seylerdi ama bosanma konusundan once hayati normale donmustu.
Akdeniz sahilinde ufak bir yazligimiz vardi. Denize pek yakin sayilmazdi ama tatil icin bize fazlasiyla yetiyordu. Dededen kalma bir yerdi, kucuklugumden beri oraya gitmekten inanilmaz zevk alirdim. Okul kapandiktan sonra tatile gitme konusu acildi. Babam calisiyordu ama annemle giderdik genelde zaten. Babam kisa sureli gelip kalir en son da bizi alir donerdik. Bu sene yazliga gitmek istemedigimi soyledigimde bizimkiler cok sasirdi. Her sene okul bitince oraya gitme konusunu ilk gunden acarken bu sene istemiyordum.
Nesrinle aramizda ciddi bir sorun yoktu ama ona destek olmam lazimdi. O bu sekilde moralsiz ve uzgunken tatilin hicbir anlami yoktu benim icin. Kendisine bu sekilde soylemesem de butun yaz bir yere gitmeyecegimi soylemistim. Hic bir sey moralini yerine getirmeye yetmiyordu yine de... -
-
1.
+3"... hemde konuyu çok uzatmadan sizlerle paylaşmak istiyorum." 6 gün önce.
-
1.
-
89.
+15Ben ne yapsam olmuyordu, yaz tatilinin neredeyse yarisi bitmisti ama hic bir degisme yoktu Nesrinde. Tatile girince rahatlar kafasi dagilir diye dusunmustum ama tam aksine daha bile kotuye gidiyordu. Baska bir mesele yoktu suphelenebilecegim olsa zaten cikardi bu zamana kadar. Zaten Nesrinin bu kadar sorun arasinda yanlis bir sey yalabilecegine ihtimal bile vermiyordum.
Her yolu deniyordum ufak surprizler, ilgisini cekecek konular surpriz sinema biletleri ama bir sure mutlu gibi gorunuyor sonra modu yine dusuyordu. Belli ki ben basarisiz olmustum bu sefer. O zaman baska bir yolu olmaliydi, disari cikmaktan konusmaktan zevk almiyorsa baska bir alternatif bulmaliydim.
Annesi ile bildiginiz gibi aramiz iyiydi. Olaylardan sonra cok bir araya gelmesek de konusmak icin cekinmemi gerektirecek bir durum yoktu. Nesrin surekli evde oldugu icin eve gidemezdim. Bir gun telefon ettim, hal hatir sorduktan sonra Nesrinin moral bozuklugundan, ne yaptiysam duzelmediginden bahsettim ve bir fikrimin oldugunu kendisinden de izin istedigimi soyledim.
Notlar ilk kez iyi gelince biraz hasılat yapmistin. Buyuk bir para olmasa da bana baya yetecek kadar param vardi. Nesrin hayvanlari severdi. Evden cikmiyor benimle gorusmek istemiyordu madem ben de ona evde ugrasabilecegi ona arkadaslik edecek bir kedi almak istedim.
Annesine bu fikrimden bahsedip sorun olup olmayacagini sordum. Itiraz etmesin diye de kediyi satin alacagimi soylemeyip birinden yavru alacagim seklinde anlattim. Onun da aklina yatti, bir sorun olmayacagini soyledi.
Neredeyse bir hafta boyunca guzel bir kedi alabilecegim nere varsa bildigim gezdim. En sonunda cok tatli yavru bir kedi aldim. Gri renkte ufacik bir seydi. Neredeyse tum hasılatı vermistim ama degmisti bence. Inanilmaz tatli bir hayvandi. Kafesine koyup, bir sure yetecek kadar mama ve diger malzemeleri ile birlikte Nesrinlerin evine dogru yola koyuldum... -
-
1.
0reeezzzzz
-
1.
-
90.
+9Eve varmistim. Zile basip yukari ciktim annesi kalidaydi. Sessizce kediyi getirdigimi soyledim. Zaten elimde koca kafesi ile duruyordu. Gulumseyerek anladim dedi ve beni iceri aldi. Nesrin iceride televizyon izliyordu. Beni gorunce bir anda baya sasirdi. Sen cikmayinca ben senin yanina gelmek istedim diyerek oturdum. Cok kisa muhabbet ettikten bir sey unuttum diyerek kapinin yanina biraktigim kedi kafesini alip iceri goturdum.
Nesrin elimdekine bakti ne oldugunu anlamaya calisircasina. Hemen kapagi actim sana getirdim bunu diyerek. Kedi birden firladi cok korkmus olacakki ilk buldugu yere sakladin. Yakalayip Nesrinin kucagina koydum.
Sevinmis miydi sevinmemis miydi anlayamadim. Itiraz etmeden kediyi seviyordu ama ne dogru duzgun bir tepki vermis ne bir tesskkur etmisti. Yuzum dustu haliyle annesi ile goz goze geldik.
Annesi de ne hissettigimi anlamis olacak ki bak ne dusunceli cocuk Nesrin sevdin mi kediyi gibi seyler soyluyordu Nesrinin bir tepki vermesini istercesine.
Nesrin sonunda cok tesekkur ederim nerden aklina geldi ne gerek vardi gibi seyler soylemeye baslamisti ama bir kere moralim bozulmustu artik ne dese cok da etkilemiyordu beni. Zaten o eski sicak icten tavriyla da soylemiyordu ya da soyleyemiyordu... -
91.
+7Bilgisayardaki sorundan dolayi telefondan yaziyorum beyler yazim hatalari benim de dikkatimi cekti daha fazla dikkat etmeye calisicam
-
92.
+12Biraz daha oturduktan sonra kalkmak icin izin istedim. Yemege kalmami soyleseler de eve gitmem gerekiyor diyerek ciktim. Eskiden olsa gercekten eve de gitmem gerekse bir bahane bulup ya da annemleri arayip kalmak icin can atardim ama Nesrinin tepkisine daha dogrusu tepkisizligine bu kez gercekten alinmistim.
Eve gitmem cok uzun surmedi, Nesrinler tekrar tasinmis ve mesafe yine eskiden oldugu gibi cok kisaydi. Cok gecmeden yemege oturduk. Babam kuzenimin bizim burada universite kazandigini kayit icin dayimla onumuzdeki hafta geleceklerini soyledi. Az da olsa moralim duzelmisti, o kuzenimi severdim. Okanla aramizda 4 yas vardi ama bayramlarda veya baska zamanlarda denk geldikce iyi anlasirdik.
Nesrinden ses seda yoktu, artik iyice moralim bozuluyor ve belki de ilk defa ona karsi sinirli hissediyordum. Yapabilecegim elimden gelen her seyi yapmistim. Ne olabilirdi baska, babasi bir hayat tercih etmisti onu geri getirebilecek degildim ya da bunda benim bir sucum yoktu. Onu ne kadar anlamaya calissam da bana karsi olan tavri sinirimi bozmaya baslamisti. Yine de onu her seyden cok seviyordum, bazen bu durumun sonunda benden ayrilabileceginin ihtimali aklima geliyor , birden beynimden bu dusunceyi silmek icin baska seylerle ugrasiyordum.
Tam yatmaya hazirlanirken Nesrinden mesaj geldi. Yazmadin gittikten sonra bir sey merak ettim diyordu. Kendimce o kadar caba sarfetmesem, umursamaz ve normal bir cevap verebilirdim belki ama her seyi yapmama ragmen, onun belki de pgibolojisini duzeltebilecegini dusundugum bir kedi alip getirdigim gun sonunda boyle kuru ve bos bir mesaj atmasi zoruma gitmisti, hic bir sey yazmadan telefonu kenara koydum ve uyudum... -
93.
+6Sabah uyandigimda Nesrin 10dan fazla mesaj atmisti. Bir kismi kedi icin tesekkur icerikli bir kismi da neden cevap vermedigimi soran mesajlardi. Ona karsi kirgin ve biraz da ofkeliydim ama o kadar seviyordum ki küsmek aklimin ucuna gelmiyordu. Uzatmamak icin erken yattigimi soyledim. Uzatmak istemiyordum ama artik üstüne de düșmeme karari almistim. Neredeyse o bir sey yazmadan yazmiyor aramadan aramiyordum. Nesrin bu duruma benim kadar sabırlı yaklasmadi, cok gecmeden neden boyle yaptigimi bir sey olup olmadigini ciddi ciddi sorgulayan bir konusma yapti.
Basta gecistirecek sekilde bir sey olmadigini soylesem de belki aramizdaki bu durumun cozulecegini ve eskisi gibi olacagimizi dusunerek icimden gecenleri anlattim. Onu boyle gordugume uzuldugumu elimden geleni yaptigimi ama ise yaramadigini soyledim. Artik kendimi suclu hissettigimi yada benimle konusmak istemedigini dusundugumu soyledim.
Bu sekilde konusmam durumu duzeltecegi yada Nesrinin tavrini degistirecegi yerine tam ters bir etki yaratti sanki. Boyle dusundugum icin beni sucladi, durumlari bildigimi nasil olmasi gerektigini cok da sakin olmayan bir sekilde anlatmaya basladi. Oyle bir konusuyordu ki sanki ben sadece kendimi dusunuyordum bana bencilmisim gibi davraniyordu.
Kendimi elbette dusunuyordum, onunla kotu olmak beni de mutsuz ediyordu ama bundan bir cikarim yoktu. En az kendimi dusundugum kadar onu da dusunmesem onun mutlu olmasini istedigimi bilmesem suclu bile hissedebilirdim, oyle konusuyordu cunku.
Tartisma cok buyumeden konusmamiz bitti ama hic bir sey duzelmemis belki de artik durum daha acik konusuldugu icin kotuye gitmisti... -
-
1.
0Dinliyoruk
-
1.
-
94.
+7 -1Dayim ve kuzenim kayit islemleri icin gelmislerdi. Biraz olsun kafam dagilmisti cunku Nesrinle dogru duzgun konusmuyorduk. Gun icinde birkac kez mesaj veya kisa telefon gorusmeleri haricinde evlerimiz yakin olmasina ragmen bulusmaya ikna edemiyordum, zaten bir suredir artik sormayi da birakmistim.
Eskisi kadar mutlu degildim artik, her gunum sanki su gibi akıp giderken simdilerde zaman gecmek bilmiyordu. Biliyordum, Nesrin biraz düzelse eskisi gibi olmasina gerek yoktu hemen sadece biraz iyiye gittigini anlasam dunyanin en mutlu insani ben olacaktim. Ama olmuyordu.
Dayimlar kayit islemlerini halletmis dönmeye hazirlanirken, hem benim notlarin iyi olmasi hem de okanin universiteyi kazanmasi tatil konusunu tekrar gundeme getirdi. Annem okan ve beni alip tatile gitme fikrini dayima da soyledi.
Ben yaz basindaki kadar bu fikre soguk degildim artik, burada durmak bosunaydi. Evlerimiz ne kadar yakin olsa da sanki binlerce kilometre mesafe vardi aramizda Nesrinle. Sadece gun icinde birkac defa mesajlasmak icin burada kalmamin bir anlami yoktu.
Dayim cok gecmeden döndü. Biz de birkac gun icinde yola cikmak icin hazirlaniyorduk. Plandan Nesrine de bahsettim, daha once bir cok kez yazlik hakkinda, orayi ne kadar cok sevdigimle ilgili konusmustuk zaten. Yine ayni sekilde cok da ilgilenmeden benim icin sevinmis gibi yapmisti.
Icim yine de rahat degildi, sanki gidince daha da uzaklasacak gibi hissediyordum. Bir yandan da hala acaba onun morali bozukken tatile gitmem dogru mu diye dusunuyordum. Belki gitmeden onu ne kadar sevdigimi ve dusundugumu hatirlatacak bir seyler yapabilirdim... -
95.
+7Ben fotograf cekmeyi de cekinmeyi de cok severdim. En cok da yazliga gittigimiz zamanlar. Kucuklugumden beri onlarca belki yuzlerce fotografim vardi oralarda cekinilen. Simdiki gibi telefonun bir kosesinde duranlardan degildi hem de, hepsi manuel makina ile cekilmis baski fotograflardi.
Kis gunleri, yazı ve orada gecirdigim zamanlari ozledigimde albumleri cikarir halinin ortasina gecip sanki ilk defa goruyormuscasina saatlerce tek tek bakardim her birine.
Benim mutlu oldugum bir seyden Nesrin de mutlu olmaliydi bana gore. Birlikte cekilmis fotografimiz yoktu belki ama bendekileri ona verebilirdim. En sevdigim fotograflarimi derledim topladim kucuk de bir kutu bulup icine koydum. Onlar benim icin cok degerliydi, kis gunlerinin vazgecilmezleriydi ama Nesrinden onemli degillerdi. Bizim kediden artan parayla da basit de olsa ise yarar bir makine alip onu da kutunun icine ekledim. icine de "birlikte tatile gidemesek de aklim da kalbim de sende, sana da bu fotograflari emanet ediyorum. Bundan sonra hicbir tatilimiz ayri olmasin bu makineyle de anilarimiz olsun" yazan bir not yazip koydum.
icim biraz olsun rahatlamisti, fotograflarin sihirine inaniyordum. Ne zaman baksam onlara beni büyülüyorlardı cunku. ise yaramamasi, Nesrinin etkilenmemesi bir durum soz konusu olamazdi.
Ertesi sabah yola cikacaktik, kutuyu Nesrine bir an once vermeliydim. Nesrine haber vermeden evlerine gittim. Kapiyi caldim annesi acti. Nesrin banyoda gec iceri oglum dedi. Cok kalamayacagimi bu kutuyu vermek icin geldigimi soyledim. Gercekten cok vaktim yoktu, evde yapmam gereken islerim de vardi ama Nesrini de görmek icin son firsatti bu, yarin gidiyordum artik.
O an sanki beni görmese hazirladigim seyin daha etkili ve anlamli olacagini dusundum. Kutuyu annesine birakip ben Nesrinle haberlesirim siz verin diyerek ciktim...