/i/Dertleşme

Derdini anlatmayan derman bulamaz..
  1. 26.
    +19
    Nesrin'i eve bıraktım ben de tekrar eve geçtim. Yolda biraz konuşmuştuk tabi, nasıl vakit geçirdiğini, ne düşündüğünü merak ediyordum. Yine her zamanki utangaçlığı ile kendisi ile her şeyin mükemmel olduğunu, annemin onu sevip sevmediğini merak ettiğini söyledi. Gülümseyerek, ben de konuşmadım daha sevmiş gibiydi dedim.

    Annemin ne düşündüğünü elbette merak ediyordum, iyi anlaşırlarsa Nesrin sık sık bize gelebilirdi. Çekinmeden sordum. Bayılmıştı annem Nesrin'e ne zaman isterse gelsin ne tatlı kız diye sıralıyordu memnuniyetini. iki taraftan da duyduğum olumlu yorumlar beni daha da mutlu etmişti. Akşam Nesrin'le mesajlarımız devam ediyordu. Biraz morali bozuk gibiydi. Babasının iş gereği yurt dışına gitmesi gerektiğini, ilk aşamada en az 3 ay kalacağını öğrendiğini söyledi. Nesrin'in ne derdi varsa neye üzülüyorsa kendi derdim gibi canım sıkılıyordu. Teselli etmeye çalışsam da morali hiç iyi değildi, o gün bu konudan başka nerdeyse bir şey konuşmadık.

    Dönem sonu gelip çatmıştı, Nesrin'in babası birkaç gün önce yurtdışına işi için gitmişti. Nesrin çok keyifli değildi ama alışması gerektiğini de biliyordu. Karneler dağıtıldı, teşekkür almıştım, Nesrin takdir almış ama yine de bazı notlarından memnun değildi. Okul araya girmişti, okul sayesinde nerdeyse her gün görüşüyorduk Nesrinle. Şimdi nasıl olacaktı, her gün olmasa da arada çıkarız dışarı heralde diye içimden kendimi teselli ediyordum. O gün biraz dolaştık, hafiften kar yağıyordu. Nesrin'in siyah saçlarında kar taneleri inci gibi duruyordu, ona o kadar alışmış ve o kadar seviyordum ki kıza bir şey olacak diye elimde olsa ceketimin içine koyup öyle dolaştıracaktım.

    Tatil başlamıştı artık, Nesrinle her gün buluşamıyorduk haliyle. Evde vakit geçmek bilmiyordu, oyunlardan da eskisi kadar zevk almıyordum. Günler böyle geçiyordu, Nesrin'le sürekli mesajlaşıyorduk. Yine bir mesaj gelmişti, hemen cevap vermek için açtım telefonu, Nesrin değildi, Ebru yazmıştı...
    ···
  2. 27.
    +19
    Böyle bir şey nasıl söylenirdi ki? Amacım Çağdaş'a durumu uygun bir dille anlatıp daha fazla komik duruma düşmemesiydi sadece. Çünkü herkesin ağzındaydı artık sınıfta onun Gizem'e olan ilgisi. Cesaret edip ertesi gün konuşamadım ama bir an önce de anlatmam lazımdı. Gizem'in benimle konuşma ihtimali Duygu'nun dediğine göre çok yüksekti. Duygu bu olayda benim haber kaynağım oldu. Alttan alta çok belli etmesem de durumla ilgili bilgileri ondan almaya çalışıyordum.

    Birkaç gün geçtikten sonra bir öğle arası Ali ve Çağdaş bahçede otururlarken yanlarına gittim. Selamlaştıktan sonra konuya girmeye başladım. Duygu'nun ismini vermeden böyle bi durum olduğunu benim bir şeyden haberim olmadığını söyledim. Çağdaş'ın yüzü asıldı ve: şimdi zikersin kızı öğrenmişsin dedi. Birden anlamadım, öğrenmişsin derken ne demek istemişti. Neyi öğrendim oğlum sana söylüyorum işte dedim. Biliyorum ben zaten kız bana kendi söyledi dedi. Yapacağınız işin de diye başlayıp saydırıp kalkıp gitti.

    Ebru'dan ayrıldığımı söylediğimde Çağdaş'ın tepkisizliğini şimdi anlamıştım. Benim Ebru'dan ayrılmam Gizem'in benimle konuşması anldıbına geliyordu onun için.

    Ara bitti sınıfa geçtik, buz gibi bir hava vardı sınıfta benim için. Çağdaş sırasına oturmuş yüzüme bile bakmıyordu. Dersler bitti çıkışta Nesrin ile her zamanki buluştuk. Ona anlatmalı mıydım bu olayı bilmiyordum. Onu ilgilendiren bir şey yoktu bana göre boşuna canı sıkılabilirdi. Böylece kapanacak gibiydi zaten olay da, daha yeni başlıyormuş nerden tahmin edebilirdim ki...
    ···
  3. 28.
    +18
    beyler kaç kişiyiz bir part daha atıyorum, kimse kalmadıysa yarın devam edelim ses verin...
    ···
    1. 1.
      +1
      Rez usta sabaha kadar rez benim gibesim geldi şimdi telefon edeni
      ···
    2. 2.
      +3
      Devam pampa fena sardı Kanal7 Hint dizilerinden güzel mQ
      ···
    3. 3.
      +2
      yaz amk aksama kadar gelmiyon zaten
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 29.
    +18
    Dönemin sonuna doğru yaklaşıyorduk. Nesrin ile okulda görüşmediğim için sınıftakilerle daha samimi olmuştuk. Erkeklerden Kadir ve Serdar, kızlardan duygu, zeynep ve şeyda ile samimiyeti ilerletmiştim. Daha önce bahsettiğim Ali ve Çağdaş zaten iyi arkadaşlarımdı ama derslerle zerre kadar ilgileri yoktu. Zamanla derslere daha fazla zaman ayırıyordum, sınavlarda iyi notlar almaya başlamıştım. Tabi bunda Nesrin'in katkısı büyüktü. Akşamları o ders çalışırken sanki ben de çalışmak zorundaymışım gibi açıyordum kitabı istemsiz olarak, zaten kendisi de çalışmam yönünde bana destek veriyordu.

    Yeni samimi olduğum arkadaşlarla hem iyi anlaşıyor hem de dersler konusunda akşamları bile konuşuyorduk. Özellikle kızlar çok yardımcı oluyordu benim defter tutma alışkanlığım olmadığı için.

    Bir gün duygu ile ders konusunda mesajlaşırken, konu Ebru'ya geldi. Kızlar böyle şeyleri merak ediyordu. Sizin nasıl bitmişti, ne yaptınız sonra gibi bir çok soru sormaya başladı. Çok ayrıntı vermeden cevaplamaya çalışıyordum kötü bir niyetinin olmadığı belliydi bunları sorarken. Konu böyle devam ederken, Ebru ile ayrıldığınıza en çok Gizem sevinmiştir dedi. Şaşırmıştım, neden böyle bir şey dediğini içimden cevabı tahmin etsem de sordum. Gizem, Çağdaşın peşinden koştuğu ama bir türlü sonuca ulaşamadığı kızdı. Çağdaş bu kıza takık hale gelmişti. Sınıftaki herkes laf çarpmalara başlamış sanki bu durum normal bi hal almıştı.

    Duygu, gizem senden hoşlanıyor, sevgilisi olmasa gidip konuşucam diyip duruyordu. Ben hatta konuştu belki seninle diye düşündüm dedi. Her şey karışmıştı şimdi. Çağdaşla olan durumu hatırlattım duyguya. Valla kız senin ayrılmanı bekliyordu resmen, şaşırdım şimdiye kadar konuşmamasına dedi.

    Benim için herhangi bir sorun yoktu ama böyle bir konuşma yaparsa eğer Gizem, Çağdaş'a nasıl açıklayacaktım. En iyisi Gizem bana gelmeden ben Çağdaş'a olayı anlatayım dedim...
    ···
    1. 1.
      0
      Ayaklarınla mı yazıyon bin
      ···
  5. 30.
    +18
    Kolye belli ki kaybolmuştu. Okulda daha fazla aramanın hem zaman kaybetmeye hem de Nesrin'in kulağına gitmesine neden olacağı için başka bir yol bulmalıydım. Evden çıktıktan sonra biraz dışarıda dolaştım, saat çok erkendi. Bu arada Ebrudan sürekli mesaj geliyor neden gelmediğimi merak ettiğini yazıp duruyordu. Kötü hissettiğimi bugün okula gelmeyeceğimi söyledim. Bildiğiniz ilgi alaka faslından sonra Ebru'dan ses kesilmişti şimdilik.

    Vakit biraz daha geçmişti, öğlen saatlerine yaklaşıyorduk artık kolye için harekete geçmenin zamanıydı. Nesrin'in evini biliyordum az çok kendisi hakkında da bilgi sahibiydim. Evine doğru yola koyuldum. Babasının işe gitmiş olacağını tahmin ederek zaten biraz da o yüzden bekledim saatin geçmesini zillerine bastım.
    Annesi kapıyı açtı buyrun dedi. Merhaba teyze ben okuldan Nesrin'in arkadaşıyım müsaitseniz biraz konuşmak istiyorum dedim. Evde Nesrin'in annesi dışında kimse yoktu daha rahat hissetmiştim. Hayırdır kötü bişey mi oldu ded kadın haliyle. Hayır ama size sormam gereken bişeyler var dedikten sonra içeri girdim.

    Annesi oturdu karşıma benden anlatmamı bekliyordu. Çay içiyormuş bana ds ikram etti. Haftasonu Nesrin'i tesadüfen okulda gördüğümü abisinin vefat ettiğini ve kolyeyi aradığını söyleyip başssğlığı dilemek istedim öncelikle dedim.

    Kadın duygulandı, teşekkür etti konuyu haliyle kapatmak ister gibiydi bir an önce. O evde neler yaşanmıştı zamanında tahmin bile edemiyordum. ama kolye ile olan durumu bilmediğini söyledi. Belli ki Nesrin ailesine de anlatmamıştı. Benden duyduğunuzu söylemeyin o zaman dedim ve esas amacım olan konuya girdim...
    ···
    1. 1.
      0
      Hızlı yaz panpa
      ···
  6. 31.
    +18
    Yıllar geçti, okul bitti hayatımı kuruyordum, ne o beni bir daha aradı ne ben onu ve aklımdaki soruları bir daha merak ettim. Bu hikayeyi yazarken iki gün ortadan kaybolmuştum. Ona mesaj attım, bir soru soracağımı, beş dakika görüşecek vakti olup olmadığını sordum. Dönmüştü biliyordum, başkalarından haber almıştım yine de. Buluştuk o soruyu sordum, nasıl öğrendin dedim. Aradan 9 yıl geçtikten sonra cevap verdi.

    Benim ona yaptıklarımı, onu mutlu etmek için çabaladığımı sonunda anlamış bana bir sürpriz yapmak istemiş. Hikayede bahsetmiştim, annesinin halasının bizim yazlığa yakın evleri vardı. Annesinden izin alıp oraya gelmiş. Fotoğraflardan kaldığım, yeri kasabayı iyice tanımış, geldiğinde beni görüp 3-4 gün takip etmiş. O zaman annesini aradığımı, ona bir telefon geldiğini söylediğini söyledim. Annesine haber etmiş, benim merak edeceğimi bildiği ve esas acıyı öğrenemeyeceğim zaman çekeceğimi bildiği için böyle bir yola başvurmuş.

    Güldüm sadece, hiç bir şey hissetmedim. Sen neler yaptın, bir çay daha içermisin dedi. Parmağındaki yüzüğü göstererek 'erkek arkadaşın için sorun olur' ben kalkayım Sabri bekler dedim ve oradan ayrıldım...

    HiKAYE BiTMiŞTiR !
    ···
  7. 32.
    +18
    Anlatılmadı mı dedim? Neyse önemli değil ama neden daha önce söylemedin dedi. Nasıl önemli olmazdı, biri arkamdan iş çevirip Nesrin'e Gizem olayını dahası bu olayla ilgili olmadık şeyler anlatmıştı. Olayların üst üste gelmesi sebebiyle bunu yapanın ya gizem ya da çağdaş olduğunu düşünmüştüm. Onlardan başka beni bu duruma düşürmek isteyecek kimse yoktu aklımda. Kim ne söyledi sana anlat çabuk dedim Nesrin'e. Ona bakarken içim giderdi, baktıkça mutlu olur gözlerimi ondan ayırmak istemezdim ama ilk defa bu duygular dışında baktım, çok sinirlenmiştim.

    Çağdaş'a hala böyle bir şey yapacağını konduramıyordum. Gizem mi geldi yanına ağzına sıçayım şimdi onun diyerek hareketlendim. Kolumdan tuttu o bir şey demedi saçmalama dur şurda dedi. Gizem değilse tek seçenek Çağdaş'tı. Çağdaş o zaman dedim. Cevap vermedi. Nasıl böyle bir şey yapabilmişti, bana karşı bu kadar nefret besleyecek ne yapmıştım ona.
    Belli ki gözünü karartmıştı, aşağılık biri olmuştu kendine yüz vermeyen bir kız için. Ama başka bir konu daha vardı. Nesrin'i nerden biliyordu, kimseye anlatmamıştım. Bu konuyu halletmenin tek yolu Çağdaş'ı bulmaktı. Öğle arası bitmek üzereydi. Nesrin'in bu sefer beni engellemesine izin vermedim sınıfa doğru koştum...
    ···
    1. 1.
      -1
      olayı yapan ebru kardeşim hadi aeo
      edit: cuguleyen oc olayi yapan ebru zaten amk
      ···
  8. 33.
    +17
    Düşüne düşüne eve gittim, sürekli de Nesrin'i arayıp duramazdım, evdeydi sonuçta. Akşam yazmasını bekliyordum, ne mesaj gelmişti ne aramıştı. iyice moralim bozulmaya başladı dayanamayıp ne olduğunu anlatacak mısın dedim. Kısa süre sonra cevap geldi, anlatacak bir şey yok konuşmayalım artık yazmıştı. Odanın içinde turlamaya başladım beyler, imkanım olsa sokağa çıkıp koşmak istiyordum deli gibi. ne olduğunu da söylemiyordu, çaresiz kalmıştım.

    Yanlış bişey mi yaptım söylersen belki açıklayabilirim yazdım. Halen Gizem olayından bahsetmemekte ısrarlıydım, Nesrinle birlikte olduğumuzu bilen olmadığı için ona kimse söylemiş olamazdı, nerden duyabilirdi ki. Evet yaptın ama önemli değil artık yazdı. Kız da akıllıydı belli ki bana itiraf ettirmek istiyordu yaptığım şeyi. içim içimi yiyordu, ne olduğunu öğrenmem lazımdı, dayanamayıp Gizem ile olan durum yüzünden mi böylesin dedim. Aklıma başka bir alternatif gelmiyordu ne olduğu ile ilgili. Riske girip mesajı göndermiştim.

    Utanmadan soruyorsun bir de çok yazık cidden, senin de nasıl biri olduğunu öğrendim dedi. Biraz olsun rahatlamıştım. Çok saçma gelebilir ama bu olayda benim bir suçum olmadığı için içim rahattı, sadece Nesrin'e söylememiştim olup biteni. Olay sadece bundan ibaret değilmiş ama...
    ···
  9. 34.
    +17
    Şaşırmıştım, eve geçtim ne demekti? Her gün aynı yerde buluşup birlikte gidiyorduk. Hemen aradım, uzunca çaldı ama açmadı. Birkaç kez daha aradım yine cevap alamadım. Evde mi bişey olmuştu acaba, anlatmak mı istemiyordu. Hiçbir sorunumuz yoktu, birdenbire haber bile vermeden hemen gitmişti? Bir şey mi oldu, bi sorun mu var diye mesaj attım. Konuşmak istemiyorum evdeyim zaten açamam telefonu arama dedi.

    O an öyle ne diyeceğinizi bilmeden tak gibi kalırsınız ya, aynen öyle kaldım. Konuşmak istemiyorum dediğine göre benimle ilgili bir sorun vardı. Ne yapmış olabilirdim ki? Çok geçmeden aklıma Gizem olayı geldi. Onu öğrenmiş olamazdı, Nesrin ile birlikte olduğumuzu kimse bilmiyordu. Sorunun ne olduğundan emin olmadan Nesrin'e Gizemle ilgili bir açıklama yapıp, olayı bilmiyorsa başka bir problem de yaratmak istemiyordum.
    ···
  10. 35.
    +17
    beyler okuldan sonra spora gittim bir saat anca gelebildim, beklettim kusura bakmayın.. devam edelim.

    Nesrin sarılmayı bıraktı, ben hala kendime gelememiştim. Sevgili mi olmuştuk, artık sana sarılırım ne demekti? O an idrak edemesem de aslında açıktı söyledikleri. Kalkalım mı artık geç kalmayalım dedi. Başımla onayladım. Bir anda belki de durumu kendim için kesinleştirmek için elini tuttum. Tepki vermedi, tamamdı yani her şey yolundaydı. Kısa süre yürüdükten sonra evlerine iyice yaklaştık, ben çantamı düzeltme bahanesi ile Nesrin'in elini bıraktım. Konuşuruz o zaman akşam diyerek ayrıldık.

    4 sene boyunca okuldan eve, evden okula yüzlerce, belki binlerce kez yürümüşümdür, ama hiç bir gün o gün Nesrin'i bıraktıktan sonra eve giden yolda hissettiklerim gibi hissetmedim. Aptal gibi olmuştum, yüz kilometre olsa yürüyecek gibiydim.

    Akşam olmuştu, odada vakit öldürüyordum. Bir an önce yarın olmalıydı. Bir yandan da Nesrin yazmıştır diye ara sıra telefona bakıyordum. Artık sevgilimdi, ben neden yazmıyorum diye düşünüp bi mesaj attım. Yarım saat kadar cevap gelmedi. Deli gibi kafamda kuruyorum acaba vaz mı geçti, ters bir şey mi, oldu derken; aklına geldim nihayet yazdı. Ya senin attığın tribin altında ezileyim, ne derse desin ne yaparsa yapsın güzel geliyordu. Bir iki saat kadar aralıklarla konuştuk, her şey çok güzeldi bildiğiniz birbirini tanıma evresindeydik. Annesi ve babasından da bahsediyordu, her annesinden bahsettiğinde benim aklıma acaba kolye için onunla konuştuğumu bilip bilmediği geliyordu çok geçmeden onu da öğrendim ama Nesrin'den değil...
    ···
    1. 1.
      +1
      lan yarim saatte 1 part atamiyosun bu mevzuyu 1 seneye cozemiycez
      ···
  11. 36.
    +17 -1
    Eve geçtim, televizyon izliyordum. Derslere daha düzenli çalıştığımı gördükleri için bizimkiler laf etmiyordu artık. Telefona baktım mesaj gelmişti. Nesrin yazmış diye sevinirken, gelen mesaj Gizemdendi. Çağdaş'la ne konuştunuz anlatır mısın yazıyordu. Nerden ne ara öğrenmişti. Daha bir gün geçmemişti aradan. Bilmiyormuş gibi yaparak, hangi konuda yazdım. Çağdaş bana ağır bi mesaj attı gönderebilirim istersen dedi. Merak ettim gönder dedim. Kıza bir giydirmiş, demediğini bırakmamış, özetle istediğin oldu artık o da biliyor verirsin ona gibi şeyler yazmış. Mesajı okurken ben bile utandım. Seviyorum dediği kıza bir anda nasıl böyle şeyler yazmıştı, kötü de çocuk değildi aslında, inanmakta zorlanıyordum.

    işler ciddileşiyordu, Nesrin öğrenirse artık olay çıkacağı açıktı. Yine de konunun kapanacağına inanarak o an için söylemeyi gereksiz buldum.

    Benlik bir şeyin olmadığını, aramızda da bir şey olamayacağını anlatan bir mesaj attım Gizem'e. Çağdaş yüzündese ben hallederim konuşurum dedi. O da var ama ben de istemiyorum, sana karşı bir şeyim yok dedim. Üstüne bir şey yazmadı. Sınıftan bir günde 2 kişi ile küsmüştüm, bu beni rahatsız ediyordu ama en azından konu kapandı diye düşünüyordum.

    Ertesi gün Nesrin'i de alıp okula gittim. Birlikte görünmemek için okula yaklaşınca birbirimizi tanımıyor gibi davranıyorduk. Artık yorulmuştum ama bir yandan da Nesrin'e bunun konusunu açmak istemiyordum. Derse girdik, ertesi gün sınavım vardı. Ben ders dinlemek yerine sınava çalışıyordum. Zaten olayın stresi de beni bunaltmıştı, sınıfta iki kişi ile göz göze bile gelmemeye çalışıyordum. Dersler bitti çıkışta her zamanki gibi Nesrin'le buluştuğumuz yere gidip onu beklemeye başladım. Baya beklemiştim ama her gün aynı yerde buluşuyorduk acele etmenin anlamı da yoktu. Bir süre daha gelmeyince nerdesin diye mesaj attım. Eve geçtim ben dedi...
    ···
    1. 1.
      0
      Hemen devamini at pnpa super yaziosun hellalll sann
      ···
  12. 37.
    +17 -1
    Günler böyle geçiyordu, artık hiç bir sorunum yok gibiydi. Nesrin'in teşvikleri ile yavaş yavaş ders de çalışmaya başlamıştım. Bizimkiler de benim yeni halimden memnunlardı. Bir gün derste kapı çaldı içeri nöbetçi öğrenci girdi. Hocaya benim adımı söyleyerek müdür yardımcısının çağırdığını söyledi. Hoca da durumu anlamasa da tamam dedi ve çıktım nöbetçi öğrenci ile birlikte, neden çağırdığını sordum bilmediğini söyledi. Gidinceye kadar aklıma bin tane şey geldi. Disiplinlik bir şey yapmamıştım, para pul mevzusu da yoktu. O güne kadarki tek olayım Ebru ile ilgiliydi okulda, aklımdan geçiyordu bir şey mi söylediği falan ama kafamda oturtamıyordum.

    Kapıyı yavaşça çalıp küçük bir aralık yaparak açtım, gel bakalım dedi. Tamamen içeri girdiğimde hemen masanın diğer ucunda oturan kadını farkettim. Nesrin'in annesiydi.
    On saniye içinde aklımdan geçmeyen kalmadı, korkmuştum. Kesin ters bir şey vardı ki kadın okula kadar gelip beni çağırtmıştı.

    Bizim müdür yardımcısı kadındı. Belli ki Nesrin'in annesi ile birbirlerini tanıyorlardı. Nalan hoca Nesrin'in annesini göstererek seninle konuşacakları varmış dedi. Nalan hoca benim biraz işlerim var konuşmanız bitince sen dersine dönersin diyerek odadan ayrıldı.

    Kadın ne diyecekti acaba, kızı için konuşmaya gelmişti belli ki, istemeyecekti konuşmamızı da bu kadar olay yapmaya ne gerek vardı, lisedeydik daha. Annesi de tedirgin olduğumu anlayınca hemen konuya girdi. Oğlum ben seni teşekkür etmek için çağırdım ama bana aramızda kalsın dediğin şeyi de Nesrin'e söylemek zorunda kaldım dedi.

    Beyler Nesrin kolyenin sahte olduğunu farkedince olayı annesine anlatmış. Dalga mı geçiyor benimle, abimin her şeyini nasıl biliyor diye evde baya olay yapmış. Kız bana bu kadar sinirlenince annesi de işin aslını anlatmak zorunda kalmış. '' Nesrin'i uzun zaman sonra ilk kez mutlu görüyorum, ne denediysek kendini toparlayamadı. Ara sıra bana senden de bahsediyor, elinde de sürekli telefon; eskiden eline almazdı, belli ki arkadaşlık ediyorsunuzdedi.

    Benim konuşmama fırsat vermeden devam etti,
    üzmeyin birbirinizi, benim tek Nesrin'im kaldı zaten, o da abisinden sonra kendini kaybetmişti; benim bir itirazım yok gelin dersinize çalışın babası da bir şey demez, tekrar teşekkürler çocuğum diyerek konuşmasını bitirdi.

    Nasıl rahatlamıştım anlatamam, ne düşünüyordum neyle karşılaştım. Nesrin'in annesi ile ayrıldıktan sonra sınıfa gittim.

    Nesrin ile okulda görüşmüyorduk. Çıkışta bir yerde buluşup birlikte gidiyorduk. Beraber olduğumuzu kimse bilmiyordu. Ben de kimseye söylememiştim, çünkü okulda bir şeyin duyulması hiç de zor olmuyordu. Benim için bir sorun yoktu ama Nesrin istemiyordu bilinmesini, ona hak veriyordum çünkü öğrenildiğinde Ebru haklı çıkmış olacaktı. Ama kimsenin bilmemesi başıma belki de daha beter şeyler getirdi...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa burayi okurken ağladım ya neden bilmiyorum
      ···
      1. 1.
        0
        panpa yanımda annem olmasaydı benimde gözler dolucaktı amk yakıcam ya dayanamıyorum
        ···
      2. 2.
        0
        Ben sporla ugrastigim icin icmiyorum spor dediysemde 10 yil muay thai filan degil 2 yildir uzun kosu yapiyorum yoksa coktan baslamistim sigaraya
        ···
  13. 38.
    +16
    beyler dün bende geç yattım, dinleyen kaç kişiyiz bugünlük bitirelim mi?
    ···
    1. 1.
      0
      Bitirme aga devam et
      ···
      1. 1.
        -1
        Yine mi sen aw
        ···
    2. 2.
      0
      Bitirme devam panpa
      ···
    3. 3.
      0
      Devam be
      ···
    4. 4.
      0
      Yardıııır
      ···
    5. 5.
      -1
      Sigara ağzımda bekliyorum
      ···
    6. 6.
      0
      #Rez ulan
      ···
    7. 7.
      0
      Devam panpa
      ···
    8. diğerleri 5
  14. 39.
    +16
    beyler geldim, pcden yazıcam daha seri olacak umarım.

    Akşam Ebru ile konuştuk. Yarın da okula gelemeyeceğimi, iyice hasta olacak gibi hissettiğimi söyledim. Çok kurcalamadı, zaten üstüne düşeceği bir durum da yoktu, en azından şu an için.

    Ertesi gün okula gider gibi evden çıktım. Asker malzemeleri satan çarşılar olur her şehirde hemen hemen. Oraya doğru yola koyuldum. Birkaç dükkan dolaştım ama hiçbiri doğru düzgün ilgilenmedi. Daha doğrusu sıradan bir şey yapıp elime tutuşturacak gibi geldiler. Sonunda bir yer bulmuştum. Dükkan sahibi adam çok babacan ve samimiydi. Neden böyle bir şey istediğimi sordu. Ben de kolyenin orjinali gibi olmasını istediğim için olayı anlattım. Önemli bir şey olduğunu bilmeliydi ki yapacağı kolye orjinalinden ayırt edilemesin. Elinde olan asker künyelerini gösterdi ama bunları genelde eşe dosta hatıra olsun diye yaptırıyorlar gerçeği daha farklı, onun malzemesini almam ve yapmam 2 gün sürer dedi. Adamla 2 gün sonra görüşmek üzere ayrıldım oradan.

    Her şey yolunda gidiyor gibiydi ama Nesrin kolyeyi kaybedeli epey olmuştu, ben 2 gündür okula bile gitmiyordum. Kolyeyi nerede, nasıl bulmuştum. inandırıcı bir şeyler düşünmem lazımdı. işim bittikten sonra saati de ayarlayarak eve geçtim. Ebru sürekli yazmıştı gün içinde. Doğru düzgün cevap veremedim. Vermek de istemiyordum açıkcası, tamamen kolyeye odaklanmış onu sonuçlandırmaktı tek derdim.

    Ertesi gün okula gittim, Ebru ile görüşmeler devam ediyordu. Nesrin de öğle arasında bir ara yanımıza geldi. Olayın olduğu gün ile ilgili hiç konuşmadık. Sanki o gün hiç görmemiştik birbirimizi. Ama bir yandan da sormak istiyordum. Kolyeyi bir şekilde bulmuşsa bu sefer yaptırdığım kolyeyi verirken mal durumuna düşmek de vardı. Tüm bu sorular aklımı kurcalarken ertesi gün yine okula gitmedim. Kolyeyi teslim almam lazımdı. Dükkana girdim, adam çıkardı, hazır dedi. Bir de kendi askerlik künyesini getirmiş. Beyler öyle bir yapmış ki aradaki farkı genelkurmay başkanı anlayamaz heralde. Bin teşekkür ede ede çıktım dükkandan. içime sinmişti sahte kolye, şimdi bunu nasıl ve ne diyerek verecektim...
    ···
  15. 40.
    +17 -1
    beyler uzun zaman geçmesine rağmen konuşmaları nasıl hatırlıyorsun diyebilirsiniz, o kadar fazla okudum ki olayı çözmek için ve bir o kadar da yakınlarıma anlattım tabi. Birebir olmasa da konuşmaları olduğu gibi yazmaya çalışıyorum.
    ···
  16. 41.
    +16
    Nesrin yeni evlerinden çok da memnun olmasa da yavaş yavaş duruma alışmaya başlamıştı. Minibüsle okula gidip gelmekti en zor olanı onun için, mesafe tahmin ettiğinden daha uzaktı çünkü. Günler bu şekilde geçiyor ben de yeni sınıfımda daha samimi ilişkiler kurmaya başlıyordum. Eski olaylar ve yediğim kazıkların etkisi yüzünden kimseye güvenemiyordum ama hayat da bu şekilde geçmezdi. insanlardan uzak durmak çözüm olmuyordu.

    Nesrinle okuldan sonra birlikte gitmediğimiz için yeni sınıftan birkaç arkadaş ile bir bilardo salonuna takılmaya başlamıştık çıkışlarda. Daha önce bu tarz bir alışkanlığım yoktu ama ortamı sevmiştim. Samimi insanlar vardı, herkes sadece oyunun ve muhabbetin derdindeydi. Neredeyse her okul çıkışında artık bilardo salonuna mutlaka uğrardık. Sınıftan Bülent , Yiğit ve Mustafa uzun zamandır gittikleri için hemen hemen herkesi tanıyorlardı. iyi ilişkileri, yakın dostlukları vardı salondakilerle. Onların sayesinde bende çok geçmeden aralarına girmiştim. ilk defa bu kadar geniş arkadaş topluluğum olmuştu. Ara sıra Çağdaş ve Ali'nin yaptıkları aklıma gelse de ortamdan o kadar memnundum ki herhangi bir tereddüt yaşamadan arkadaşlıklar kuruyordum yeni insanlarla.

    Bu arada Nesrin'in de doğum günü yaklaşıyordu. Kıza sevineceği bir şeyler yapmak istiyordum ama aklıma doğru düzgün hiçbir şey gelmiyordu. ilk kez özel bir gün yaşayacaktık ve bu kadar olumsuz olay ve onu mutsuz eden gelişmelerden sonra onu çok mutlu edecek bir şeyler yapmak istiyordum. Her gün az da olsa bir şeyler bulmak için düşünmeye başlamıştım. Gerçi daha neredeyse bir ay kadar bir süre vardı ama son ana bırakıp basit bir şey de olsun istemiyordum. Aklıma ufaktan bir şeyler gelmeye başlamıştı. Planlamasını yapmak için araştırmaya, yapıp yapamayacağıma karar vermeye çalışıyordum.

    işi gücü bırakıp aklıma gelen fikir üzerinde çalışmaya başlamıştım. Bilardo salonuna gidecek vaktim pek olmuyordu o sıralar çünkü hem sınavlarla uğraşıyor hem de doğum günü için çalışmalar yapıyordum. Sınıfta ancak Bülent, Yiğit ve Mustafa ile doğum günü hakkında fikir alışverişi yapıyordum. Zararsız bir durum olduğu için bu konuda onlara açık olabiliyordum. Paranoyak olmanın da alemi yoktu, doğum günü planını gidip Nesrin'e söyleyecek değillerdi.

    Artık çok az zaman kalmıştı, Nesrin doğum gününden hiç bahsetmiyordu ama sanki hatırlayacak mıyım diye de benden bir şeyler de beklemiyor değildi. Sürekli başka konulardan bahsediyordum zaten, aksi taktirde konu bir şekilde oraya gelebilir ve ağzımdan bir şeyler kaçırabilirdim. Bir şeyler hazırladığımı bile bilmesini istemiyordum tabi ki.

    Doğum günü artık gelmişti. Allahtan pazar gününe denk gelmişti, zaten başından beri planlarken o şekilde planlamıştım hafta içi olsaydı başka bir şeyler düşünmem gerekecekti. O sıralar akşam dışarı çıkma gibi bir durum söz konusu olmadığı için gün içinde uzun bir süre lazım olacaktı bana. Her şey hazırdı artık ve başlıyorduk...
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    +16
    Okulun ilk günü bitmiş, eve gelmiştim. Artık kafam daha rahattı. Sınıf değişikliği pek çok şeyin çözümü olacak gibiydi. Akşam telefonda Nesrin ile durum değerlendirmesi yapıyorduk. Yeni sınıfımdan bahsediyordum, her şeyi soruyordu o da mutlu olmuştu yeni durumdan.

    Eski sınıfım ile bağlantıyı koparmıştım artık, zaten kimse de merak edip sormamıştı o ana kadar neden gelmediğimi. Ya da ben öyle düşünüyordum. Nesrin'le telefonu kapattıktan sonra Duygu'dan gelen mesajı gördüm, neden gelmediğimi soruyordu. Saklayacak bir şey yoktu sınıfı değiştirdiğimi söyledim. Önce şaşırdı ama onun için de tahmin etmesi zor değildi, Çağdaş ile olan olay yüzünden mi dedi. Duygu sadece sınıfta olan olayı biliyor ve onu kasdediyordu. Evet, artık o sınıfta olmamam gerekiyordu zaten dedim. Sonra Duygu konuştu ben dinledim, o anlattı ben sadece şaşırdım.

    En iyisini yapmışsın hiç tadı kalmadı zaten sınıfın diye başladı. Bilmiyorsan benden duymuş olma da senin bu Ebru ile Çağdaş sevgili olmuş kız her tenefüs bizim sınıfta, Ali ile Canan da beraber takılıyorlar çete gibi geziyorlar sürekli dedi. Muhteşem dörtlü artık kendilerini de aşmış karaktersizlikte sınır tanımıyorlardı. Bir süre duraksadıktan sonra, bilmiyordum ama ilgilenmiyorum zaten merak etme dedim Duygu'ya.

    Akşam akşam sinirim yine bozulmuştu. Ne Ebru umrumdaydı ne de Çağdaş. Sadece bu kadar rahat ve yüzsüzce her istediklerini yapmaları canımı sıkıyordu. Saat geç olmuştu, Nesrin'e bu saatte öğrendiklerimi anlatmayı tercih etmedim, yarın sabah anlatırdım.

    Sabah olmuş okula gitmek için yola çıkmıştım, Nesrin'i de her zamanki gibi evinin önünden aldım. her zamanki genel konuşmalardan sonra dün öğrendiklerimi anlatmaya başladım. Hem heyecanla hem de kızarak tek tek Nesrin'e anlatıyordum. Dinliyordu sadece, ara sıra başı ile ya onay veriyordu ya da tamamen tepkisizdi. Bitti mi dedi. Sabah sersemliği ile sesiz sanıyordum, sinirli bir şekilde bitti mi diye sorması çok alakasız gelmişti, sonra o konuştu bu sefer ben hiç sesimi çıkaramadan dinledim...
    ···
    1. 1.
      +1
      Rezerved
      ···
    2. 2.
      0
      Rezzzzgogogo
      ···
  18. 43.
    +16
    Bizim elemanlardan ayrıldıktan sonra eve geçtim. Mesaj trafiğim kesilmişti. Bir boşluk vardı sanki. Çok zaman olmamasına rağmen alışmış olmalıydım. Nesrin ile konuşmak istiyordum ama cesaretim yoktu. Birlikte görünmesek iyi olur demişti, onun üzerine ne diyebilirdim ki. Biraz oyun oynadıktan sonra yatmaya hazırlanırken mesaj geldi. Nesrin yazmıştı.

    Bugün söylediğimi yanlış anlamadıysan yarın okula birlikte gidelim yazmış. Hem birlikte görünmek istemiyordu hem böyle bir teklifle gelmişti. Ne yapmaya çalıştığını anlamasam da, sorgulamadan tamam sabah sizin evin önüne gelirim hatta biraz erken çık istersen acele etmeyelim dedim. Amacım daha fazla vakit geçirmekti, o da üstünde durmadı zaten normalde yarım saat öncesine sözleştik. Bir anda mutsuzluktan ölüyordum, birden dünyanın en mutlu insanıydım sanki. ertesi gün oldu Nesrinin evinin önüne gelmiştim...
    ···
  19. 44.
    +16
    beyler okulda olduğum için çok yazamıyorum telefondan da anca bu kadar oluyor. Aksam, partlar daha seri gelecek. Devam edelim...

    Nesrin'i o gün çok üzgün gördüğümü ve buna bir çare bulmak istediğimi söyledim. Annesi, Nesrin'in bir türlü abisinin kaybının etkisinden kurtulamadığını, onun için çok üzüldüklerini, abisini geri getiremeyeceklerini anlatmaya çalıştıklarını söyledi. Yapacak bir şey yok gibi konuşuyordu. Nesrin'in anne ve babası yaşça benim ve çevremdeki yaşıtlarımın ailelerine göre daha büyüklerdi. Abisi ile Nesrin arasında yaklaşık 10 yaş olduğunu düşünürsek bu normaldi.
    Gidenin geri gelmediğini belki de kolyenin kaybolmasının iyi olduğunu ve en azından belki de her an Nesrin'in abisini hatırlamayacağını söyledi. Bu şekilde unutulacağına inanıyor gibiydi.

    Nesrinin çok üzüldüğünü ve bir planım olduğunu söyledim. Annesi şüphelenmiş gibiydi. Daha önce hiç görmediği ve duymadığı biriydim. Nesrin benden bahsetmiş olamazdı. Neden bu kadar ısrar ettiğimi imalı bir biçimde sordu. Bir an çekindim, ısrar değil ama mutlu olur diye düşündüm ben de çok üzüldüm demekle yetindim. Ben çaktırmak istemesem de kızına karşı hislerim olduğunu anlamıştı sanki. Ne yapmak istiyorsun dedi. Abisinin bilgilerini istedim. Bilirsiniz beyler asker künyesi üzerinde yazan bilgiler. Onun için yenisini yaptıracağımı ama bunun aramızda kalmasını rica ettim, yoksa bir anlamı olmazdı. Annesi istediğim bilgileri verdi. Samimi bir şekilde vedalaştık ve evden ayrıldım.

    Saat ilerlemişti, kolyeyi yaptıracağım yere gidersem eve geç kalabilirdim. Bu arada Ebrudan bikaç mesaj daha gelmişti. Dinlenmek için uyuduğumu biraz daha iyi olduğumu söyleyerek geçiştirdim. Okul çıkış vaktini bekledikten sonra eve döndüm yarın da gitmeyecektim okula kolyenin yenisini bir an önce yaptırmam lazımdı...
    ···
    1. 1.
      0
      rezzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
      ···
  20. 45.
    +15
    Düşün taşın bulamadım bir hikaye kolyeyi nasıl bulduğuma dair. O an doğaçlama yardıracaktım artık, ya elimde patlayacaktı olay ya da sorunsuz halledecektim. Cuma günüydü, Nesrinlerin beden eğitimi dersi olduğu için bahçede yakalayabilirdim. Ama Ebru da aynı sınıftaydı, ona yakalanmadan nasıl çözecektim. Bunlar beden eğitimi dersindeyken, tuvalete gidicem deyip izin istedim hocadan çıktım bahçeye. Nesrinler ile bizim hocalarımızın çoğu ortaktı. Ziya hoca Nesrin'i çağırıyor diyerek hocalarından izin aldık, kızı aldım bizim sınıfa doğru çıkıyoruz. Nesrin, ne oldu neden çağırdı ki beni hoca deyip duruyordu. Bizim sınıfın katına çıkmıştık. Hoca çağırmadı ben öyle söyledim, o gün bulamamıştık hani deyip çıkardım kolyeyi...
    ···