konser başlayacaktı dj performansı vardı daha doğrusu başlamak üzereydi. bu pelinin takıldığı bi eleman vardı. sevgili misiniz daha diye sormayı gereksiz buldum, merveden duyduğum kadarıyla genelde kavgalılarmış. bana anlatırdı bazen ben de sıkılırdım içimden "eehh banane amk kızı" derdim, ama tabi içimden

hala bir kelime konuşmamıştık. heyecandan geberiyordum. keza o da öyle idi. çünkü ikimiz de titriyorduk. akşam odasına gidince yanında yatacağı arkadaşının sevgilisiyle sex yapmak için onun evindeydi çünkü

bu sefer ciksle ilgili çok detay vermek istemiyorum. artık kondomsuz tehlikeli sularda son sürat yüzüyorduk. neredeyse her gün buluşuyorduk, deliler gibi sevişip sınırsızca ciks yapıyorduk. buluşamayınca göremeyince özler olmuştum... bununla birlikte mervedeki değişmeleri seziyordum. bi şeylerin farkındaydı sanki ama farkında olsa böyle olmaz diye düşünürek kendimi rahatlatıyordum. aslında merve benim karım mıydı? neydi bizi bi arada tutan? korku mu utanç mı bilmiyorum... ama merve soğumuştu, bir şeyler sezer gibiydi...

her şey olacağına varacak diye gözümü kararttım. pelini bi akşam okuldan çıkınca aradım. merve yurduna girdiği anda pelini aradım. merve yurda girdi çabuk seni görmem lazım dedim. kalkınmadaki bi market var tansa diye çakma bi yer... orada buluştuk ara sokaktan evime geçtik oraya yürüyerek 2 dakika. seni istiyorum pelin dedim. sonunda öleceğimi dahi bilsem seni istiyorum dedim. alevle bakan gözlerine alevli gülüşü eşlik etti... yüreğimi hoplattı yine. bu sefer böyle bi öpmeye başladım ki ilkinden daha ateşli daha ihtiraslı ve daha şehvetli... belki de daha "aşk" dolu...

iki panpamın hatrına devam ediyorum, uykusuzluktan öldüm

dedim ki oğlum noluyor ne takılması aq? kız senin kız arkadaşının oda arkadaşı... galiba merve uyudu kaldı ya da benim telefonuma ulaşamayınca da kızdı telefonu kapattı dedim. pelin baktı gülümseyerek bilmem olabilir gidip bakalım mı dedi. ben de yok şimdi yürümek uzak oraya biraz müzik dinler eve giderim dedim. peki dedi, işine gelir gibi...

artık benim dayanacak gücüm de sabrım da kalmamıştı. eve zütürüp deliler gibi gibmek istiyordum bu huuryu. sevgili gibiydik ellerimi beline dolamıştım ellerimi tutuyordu önden ben de kalçalarının arasına aleti yatırmıştım, kıçını sıkıp bırakarak hareket yapıyordu...

tuttum elinden kulağına sadece "gel" dedim...

gelen hastanın kaşının açık olduğunun bilgisi polise verildi tabiki hemen. önce bana sordular soruyu ardından merveye. sadece düştüğünü söyledi ve polisler olayın üzerinde durmadılar. tomografi çekildi çeşitli tetkikler yapıldı. allahtan bir şey olmadı... bi şeyi çıkmadı. ellerim titriyor kusura bakmayın

belki de benden ayrılacaktır deyip bekliyordum. başıma gelecekleri bilmeden... pelinle artık o kadar düzgün bi ciks hayatımız vardı ki resmen ciks arkadaşı gibi olmuştuk, o mertten ayrılacağını söyleyip ayrılmamıştı ben de merveden... biraz hızlanıyorum beyler çok uzasın istemiyorum artk, elim titriyor canım sıkıldı tekrar...

azrail sandım geleni. öyle korktum ki... kapıyı açınca karşımda merveyi gördüm. elinde çantası donmuş gibi bana bakıyordu. diğer elinde evin anahtarı... içeriye baktı yerdeki çamaşırları ve yorganın altındaki çıplak pelini gördü. dünyada ölmeyi en çok istediğim andır ve hala o ana dönüp o an ölmeyi dilerim... merve kendini kaybetti. çıldırdı... bana küfürler sayarak tokatlamaya başladı odaya girdi ağlayarak. pelini tokatlamaya küfürler etmeye devam etti. adiler diye bağırıyordu. kolundan tutup çekmeye çalıştım. bana tekrar vurdu çıplak vücuduma tokatlar attı. sonra beni itip evden çıkmak için yürürken...

tişörtünü çıkarıp attım. bu sefer mor bi südyeni karşıladı beni. kenarları dantel süslemeli. göğüslere hakarettir kapanmak dedim hiç beklemeden söküp attım, kavuşmak istedim onlara hemen. çıkarır çıkarmaz yine yumuldum arasında kayboldum. göğüs büyüklüğü avuçlarımdan taşacak kadardı. uçlarında dilimle gezerken nefesini kafamda hissediyordum. yatağa uzandırdım onu kondom almaya giderken kolumu tuttu. gel dedi. "gel". başıma bu kondomsuz ilişki yüzünden iş gelmişti daha doğrusu geliyordu şüphe olarak kalmıştı allahtan ama korkusu yetmişti ben de tövbe etmiştim ama o an tövbeleri de yaktık, kavurduk...

ama o kadar dar ve sıkı bir zütü vardı ki beni anında boşaltacak gibiydi. avuçlayarak yana ayırdım kafası oradaydı artık. yavaş yavaş giriyordum. elimle saçını kavradım kafasını kaldırarak kendime çektim kulağını emerek aylardır seni becermeyi bekliyordum dedim. ben de bunu bekliyordum merve olmasa çoktan sana gelirdim dedi. hadi it şunu artık içime dedi. "hadi it"

pelinden bahsedeyim...

kendisi güzel, alımlı, hoş bir kız. tavırları ses tonu, bakışları, boyu ve fiziğiyle çoğu erkeğin ağzını sulandıran cinsten... dalgalı koyu kumral saçları ve insanın yüreğine ok gibi saplanan bakışları...

sahneye yakın bir yerlere geldik. kalabalık da artmaya başlamıştı. ben tekrar arasam mı demek istemedim. bu kevaşeyle beraber takılırız belki diyordum içten içe. sonra kötü hissettim bu düşüncemden dolayı kendimi. kafamda düşünceler bir bir yer değiştiriyordu

bu dayanılacak gibi değildi sadece üç gün sonra okula gitmemeye devam ettim. dondurup sınava girip kazanabilirsem başka bi üniversiteye gitmeyi düşündüm. pelin durmadan geçecek "artık hep beraber olacağız" diyor... okuldan vazgeçtim, o dönemi bıraktım. tüm derslerden kaldığım için üstten ders alamadım, onlarla karşılaşmamak için...

ben de dedim ki telefonumu unutmuşum evden çıkarken merve (temsili isim) ile buluşacaktık konser için, şimdi ulaşamıyorum ona arar mısın dedim. tabiki dedi aradı ve telefonunun kapalı olduğunu söyledi. odada en son uzanırken gördüm 2 saat oldu ben çıkalı dedi... ben de allah allah dedim. sonra tekrar ararız diye o an sustum.

bir gün benimle telefonda konuşurken merve odaya girmiş, farketmemiş, "aşkım" diye konuştuğunu duymuş. mert sana ulaşamadığı için beni arıyor pelin acil araman gerekiyor onu aşağıdan senin için yukarı çıktım ama galiba ulaştın ona demiş. yüzü kızarıp eli ayağına dolaşmış... peline demiş ki sms hakkım bitti verir misin mesaj atacağım (bana atacakmış). öyle olunca hemen verememiş, son aranan numarayı silmeye çalışırken heyecanlanmış silmiş verirken merve demişki neyse kalsın gerek yok... arkasına dönmüş ve çıkmış...

evi değiştirmeye karar verdim. kendime ve bütçeme uygun bi 1+1 ev buldum ve o lanetli yerden taşındım. laneti eve atmak en kolayıydı asıl lanet pelin ve bendeydi... ve o baştaki şarkıda. o gün konsere gitmemiş olsam ya da eve dönüp telefonumu almış olsam bütün bunlar yaşanmamış olabilirdi. belki şu an ben evli ve mutlu olabilirdim... belki bir çocuğum olurdu...

ikimiz, iki adi, iki günahkar, iki şerefsiz eserimize bakıyorduk. ellerim tutmadı, bacaklarımı hissetmiyordum. hayatımın en kötü anını yaşadım. pelin benden güçlü davrandı bana bi tokat patlattı ve yüzüme su attı bardakla. kendime öyle geldim. bir şeyi yok kaşı açılmış hemen ambulans çağır ben gidiyorum dedi. 5 dakika içinde yok olmuştu. ben napacaktım? ben nasıl açıklayacaktım ambulansla gelenlere? ya hastanede baygın kaşı açılmış bi kızı görünce polise ne bilgi verecektim?

pelinle sevgili olmuştuk. ama benim pgibolojim ciddi manada bozulmuştu. aynı kabusu görmeye başladım. her gün yerde kanlar içinde yatan merve beni boğuyordu. bunu memlekete gidince rüya görüyorum diyip annemle paylaştım, muska bile yazdırdık, trabzona dönünce pgibolojik yardım aldım bi süre. bu beni çok etkilemişti. ama pelinle sevgililik olayını kaldıramıyordum bunu anladım. bi gün bana geldiğinde bir daha asla görüşmeyelim dedim. takvimlere baktığımda tam bir yılı boşa yaşadığımı farkettim, okulu bi yıl uzatmak da cabası...