-
476.
+4sarı lale demişken. bunu mert bile bilmiyordu. bizim çiçeğimizdi, artık nefret ediyorum dediğin çiçeğimizdi.
-
477.
+3ne demiştim, 2019 şubat 'ında tekrar kesişti seninle yollarımız. her öğle arası olduğun starbucksta saat tam 12:35 idi. krem rengi uzun kollu gömleğinin tüm düğmeleri kapalıydı, altında hemen diz üzerindeki düz siyah eteğin, kalın siyah çorapların ve kısa topuklu klagib botların vardı.
kumral saçlarını yine yana atmıştın, sana merhaba diye seslendiğimdeki bakışın... ah o bakışın. her şeyi bitiren, her şeyi başlatan, her şeyi duman eden. ah o bakışın.
belki şaşkınlık belki refleks belki o an tanıyamadın. merhaba dedin. -
478.
+4elinde iki adet kahve vardı, tam kahvelerini alıp arkadaşlarının yanına yönelecektin ki merhabamla irkildin.
merhabadan sonra on saniye kaldın öylece. ne yapıyorsun dedin belli belirsiz, burada ne yapıyorsun dedin ardından.
kahve içmeye gelmiştim, seni gördüm merhaba diyim dedim. -
479.
+5Kahveleri arkadaşlarına bıraktın, sonra masama geldin. Bir yandan arkadaşlarının bakışları çok rahatsız etse de seni merakına yenildin. Neden geldin buraya dedin.
Ben Ankardaydım zaten, sen geldin hoşgeldin dedim. Çiçekler için teşekkür ettin şüphe bile etmedin. Arkadaşlar şüpheleniyor diyip gittin. Ama telefon numaranı bırakmıştın masamda... -
480.
+4yıllar sonra bulduğum kayıp günlüğüm gibi hissediyorum bu başlığı. dün yazmak iyi geldi. okuyan olsa da olmasa da devam edeceğim yazmaya. kimseye anlatamadığım olayları burada yazıya dökmek iyi hissettiriyor. evet nerede kalmıştım.
-
481.
+5bıraktığın kartvizitinde uzun uzun unvanların altında cep telefonu numaranı görmek mutlu etti. peki nasıl korkmadan verdin ki numaranı? belki şirket telefonundu ve sadece ofiste kullanıyordun. sahi mert'ten de mi korkmadın? nasıl oldu da her şeyi gizleyebildin?
-
482.
+5öğle aran bittikten sonra arkadaşlarınla kalkarken kaçamak bir bakış attın. arkadaşlarına da ne yalan uydurdun artık bilmiyorum. hepsi dost görünümlü şeytanlardı ne de olsa. çok oturmadım siz kalktıktan sonra, arabama geçtim eve gittim. kartviziti de arabada bıraktım bu arada. gece olur olmadık bi saatte kafama esip aramamak için.
-
483.
+3bilmiyorum doğru muydu seni stalklamak yıllarca. bilmiyorum o gün oraya gelmem ve seninle tekrar konuşmak. ama zoruma gidiyordu her şeyi bu kadar çözdüğünü düşünmen. zoruma gidiyordu beni yokmuş gibi sayman.
insan bi hatayı yapmaya alıştığında daha sonra hataları kolay yapıyor. belki de adı kötü alışkanlık oluyor hata yerine. ama tutkunu, bakışlarını, ses tonunu özlemedim desem yalan olurdu. özledim evet biraz da ondan geldim o gün oraya. -
484.
+2kartvizitini aldım iki gün sonra arabadan tekrar. iki gün de evde bekledi. masanın üstüne bıraktım. geçen o uzun senelerde ne yaptığını düşündüm. eskisi gibi karar verirken acele etmiyorum. yanlış kararları biraz daha geç alıyorum. o yüzde 4 gün sonra aradım seni. salı günüydü hatırlarsın saat tam 12:15'te aradım. yemeğini yemişsindir ofistesindir diye. biraz açman uzun sürdü. tereddüt ettin belki. neredeyse kapatacaktım ki açtın.
-
485.
+2biraz çekinerek "alo" dedin sadece. ben de çekinerek merhaba dedim. sesim titredi biliyorum fark ettirmemeye çalışsam da. sen soğuk kanlıydın, belki de ofiste olduğundan. ertesi gün için sözleştik. eski "iki dost" gibi yemek yiyecektik.
-
486.
+3çarşamba günüydü. şubat'ta malum ankara iyi soğuk olur. çukurambarda'ki o mekana ben senden önce gitmiştim. tam cam kenarında oturup bekliyordum seni. itiraf ediyorum evet bayağı heyecanlandım. derken geldin. araban biraz turuncuya çalan kırmızı bir bmw 1.16. tam senlik bir araba, özellikle rengiyle.
-
487.
+3beyaz peluş montun üzerine döktüğün kumral saçlarını yine tek tarafa atmıştın. çok güzeldin her zamanki gibi. iyi akşamlar dedin oturdun. yıllardır gerçekten aynı parfümü mü kullanıyordun yoksa bana özel miydi bilmiyorum, koku hafızası gerçekten çok güçlü imiş. ciğerlerime dolunca parfüm elim ayağım döküldü, ağzım kurudu.
-
488.
+2gerginliğin her halinden belliydi. ellerini nereye koyacağını bilemiyordun. göz ucuyla etrafı süzdün, tanıdık birisi var mıdır diye.
-
489.
+3"neden bana ulaştın" dedin
"eski bir dosta merhaba demek istedim" dedim.
gülümsedin sonra ağzının kenarıyla. hadi oradan der gibi. ben de dedim sana ama "sen de numaranı verdin bana demek ki görüşmek istedin" merak ettiğin için verdiğini söyledin. basit bir yalandı, inanmadığımı da biliyordun zaten. -
490.
+3laf lafı açtı daha sonra. başından geçenleri anlattın. mert dönmüştü sana evlenmek için. o ikna etmiş seni evliliğe. ama pişmanmışsın evlendiğin için onunla. iki yabancıya dönüşmüşsünüz dediğine göre. seni aldattığından şüphe ettiğini söyledin.
sonra onu sordun, yüzündeki büyük suçluluk ifadesi ile. "merve ne yapıyor, hiç haberin var mı" dedin. -
491.
+3ben de bahsettim, iyi olduğunu görüşmediğimi ama gördüğümü söyledim. hiçbir şey bilmiyordum ki hakkında aslında merve'nin. hala da bilmiyorum. katil bazen öldürdüğü kurbanı için üzülürmüş ya sen de öyle üzülüyordun bence ne dersin?
-
492.
+2çocuğun yokmuş, istememişsin sahibi olmayı.
daha sonra konu bize gelir gibi oldu, gözlerin doldu. benim de öyle. burnun sızladı, boğazın düğümlendi. "gitmem gerekiyor, saat ilerledi" dedin. sonra sessizce süzüldün. sakince çıktın ve gittin. -
493.
+3sonra eve döndüm. uzun zaman sonra ilk defa iki kadehten fazla içtim. çünkü uyuyamayacağımı biliyordum. isteyerek sarhoş oluncaya kadar içtim. sabaha karşı sızmışım. rüyalarımı çok hatırlamıyorum sarhoş uyuduğumda. ama belli belirsiz eskiye dair kötü karmaşık şeyler görmüştüm. sabah uyandığımda telefonumda belki bir mesaj görme ümidiyle telefona sarıldım.
bomboş bir ekrana baktım, gereksiz gelen birkaç bildirim dışında hiçbir şey yoktu. bu arada whatsapp profil fotoğrafın gerçekten çok güzeldi. -
494.
+3o an ne oldu biliyor musun? dejavu oldum. tam 10 sene öncesinde, trabzon'daki öğrenci evimde elime telefonu alıp bırakmalarım geldi. bi anda öyle kızdım ki kendime. 10 sene sonra dönüp dolaşıp kendimi aynı noktaya taşıdığım için çok sinirlendim.
kendime acıdım. -
495.
+3evet ben istemiştim aramızdaki ilişkiyi bitirmeyi. ama ne yapabilirdim? çok zor zamanlar yaşadım. senin daha sonra her şeye sünger çekip beni aramaman doğru muydu peki?
ihanet dolu bu hikayeden bu kadar kolay mı sıyrılacaktın? işte yine buradaydım ben. işte yine karşındaydım. sen de yine benim yanımda olmak istedin, o akşam yemek yemeye geldin.