kız arkadaşımın evinde cinlere yakalandık

yorgunluk dibine vurmuş biçimde. beni adeta gibiyordu. okulun orta dönemleri, otobüse geçtim. yağmur arkamdan geldi ve yanıma oturdu. kızın koni gibi kafası vardı herşey sığıyordu ama taşırmıyordu. çok ilginç bir kızdı.2 yıldır çözemediğim tek kız diyebilirim. açık ve net. annesi büyücümüymüş, cin kitapları mı okuyomuş. ünv de söylenti vardı bir zamanlar. sonra unutuldu gitti.biz başladık derslerden konuşmaya finaller vs.daha sonra ineceğimiz durağa geldik. düğmeye basıp indik. okula doğru yürümeye başladık.

benim dersim vardı.onun dersi öğleden sonraydı.ama beraber okula gidip geliriz.onun için yağmur kantinde oturuyordu.ben sınıfa girdim.yine halsizim, bitkin.herkes makara gırgır ben mal mal bakınıyorum.sırama geçtikten sonra profesör geldi.ders başladı ama aklım yağmurdaydı.hatta yağmurun anasında diyebilirim.bu cin meseleleri aklıma öyle bir takılmıştı ki.soyutsal bir kavramdan çıkagelmişti.dersi dinlemedim hep yağmurun annesinin ne işle uğraştığını düşündüm.sonra dersten çıkma kararı aldım.sessiz bir biçimde açtım kapıyı çıktım kantine.yağmurun elinde 1- (kitap) ı görünce adeta vurulmuşa döndüm.beynim yerinden çıkacaktı.

1- Kitap : http://www.hermeskitap.co...talog/images/pamuk657.jpg

yine mi korkunç

kızın annesinden dolayı problemleri olduğunu sezdim. açıkçası normal bir kızdı.her kız gibi sempatik , tatlı , hanım hanımcık , gerektiğinde yaramazlık yapabilecek bir vaziyette. çikolatalı kurabiye gibiydi o günlerde. yani fiziksel olarak tanımlayacak olursak 1,70 boylarında kumral tenli orta kalıplı. hikayeye dönecek olursak, bu kızın cinlerle ne işi var? sorusu aklıma saplanmış bir ok gibiydi. artık diğer konulara kafa yoramıyordum. sürekli yağmur ve annesini düşünüyordum. babası vefat ettiği için babasını düşünmeye eremiyordu kabaklaşan beynim. iyikide ermiyor. aynı mahallede olduğumuz için, komuşların ağzında babası acı çekerek gafletten öldü gibi söylentilerde vardı. açık bir dedikodu kaynağıydı yağmur.ama aldırış etmez, gibinde bile değil onun.

@4 panpa kimse giblemiyor. neler neler geldi başıma hepsini anlatıcam ölümden döndüm kaç kere.

gayet mutluyuz. cinsel ilişki olayına yaklaşma dahi aramızda geçmemişti. arada öpüşür, koklaşır , bedenlerimizi sarardık. çünkü kıza karşı art niyeti geçin kötü birşey bile geçmemişti aklımdan. arkadaşsal bir ilişkiydi ama sevgili gibiydik okuldakilerin gözünden bakarsak. ince giyinmeyi seven bir kız olduğu için sürekli benim deri montumu üzerinde görebileceğiniz bir kızdı yağmur. tatlı, konuşmayı seven, her konuda dertleşme kaynağı diyebilirim.

reserved

reserved

ben ise; uzaktan bakınca çapkın görünen ama kızları rahatsız etmeyi sevmeyen bir tiptim o aralar. çünkü sürekli kızın bakıpta hoşlanmama kaygısını taşıyordum. neyse anlatım bu kadar yeterli.

ben yağmurun kitabını görünce deliye döndüm.o neydi yağmur ?? birşeyler mi dönüyor etrafında ??? öğrenmek istiyorum??? gibisinden sorular sormaya başladım. yağmur susss sessiz ol sonra anlatacağım gibisinden geçiştirmeye başladı. kitabı bir hışımla çantasına koydu. derse girmeyeceğim avm ye gidelim yiyecek birşeyler alalım sonra size gideriz. bende memnundum bu olaydan. yağmurda benim cinsel yaklaşımım olmadığından ona karşı, bu tip konularda tedirgin değildi.ara sıra bize gelir arkadaş gibi takılırdık.

devam devam

direk en yakın avm ye gittik. ufak çaplı birşeyler aldık (cips , 3-5 bira) kendisininde vazgeçilmezi olan çikolataları doldurdu sepete. maddi durumdan benim durumum çok iyiydi.ama yağmurun evini ziyaret etmediğimden hiç bir fikrim yoktu. okulda normal giyinen, normal bir kız gibiydi ama evde nasıldı ? aynı mahallede olmamıza rağmen evine gitme ısrarına başvurmadan. size gid.. bile dedittirmiyordu. ilginç olan dört kelimesi "benim bir sırrım var". dı. bunu 3-4 kere evine gitme ısrarlarından sonra tekrarlamıştı eskiden. sonra sebebini sorsamda nafile gün geçtikçe unuttum ve sormayı bıraktım. artık bizim eve alışmıştık. ailemden yardım aldığım için masraflarım olmasına rağmen iyi geçimliydim.avm de kasaya geldik 25 lira küsur tuttu. çikolataları doldurdu tabi yağmur. ödemeyi yaptım ve en yakın durağa gittik poşetlerle beklemeye başladık.

evin yakınlarından geçen bir dolmuş bize doğru geliyordu. durdurdum ve poşetleri yüklendim, bindik. baya dolu olduğundan tek kişilik yer vardı yağmuru otutturdum poşetler ayaklarının dibindeydi. ücreti kaptana uzattım. otobüs ilerledikçe beyin damarlarım birbirine geçiyordu? kimdi bu kız ? sürekli evime gelen kızın bu işlerle ne ilgisi vardı. babası neden ölmüştü ? öyle bir dalmışım ki.yağmrun murat yaklaşıyoruzz diyişiyle afalladım ve müsait biyerde lafını hafif bir ses tonuyla kaptana söyledim. dolmuş durdu ve indik. poşetler sağ elimde. yağmur sol koluma girmiş bir vaziyette apartmana doğru yol alıyorduk.

apartmanın kapısını açtım. asansöre bindik ve 4. kat düğmesine bastım. kapıya gelince poşetleri yere koydum. anahtarı cebimden çıkarıp kapıyı açıcaktım taaki. anahtarı düşürdüğümü anlayana kadar. gözlerim yerinden fırladı. anahtarı bulamıyordum, direk sağa sola bakınmaya başladım. yağmurda aval aval bana bakıyordu.aa.. anahtar.. yağmur. gibisinden kekeledim. yağmurda bizim ev şuan boş.eve çağıramama nedenimden biri annemin evde olmasıydı. diğer neden ise diğer varlıkların evde gündüzleri bazı saatlerde dolaşmasıydı dedi. bacaklarımı büzerek kapıya dayandım ve eşiğe oturdum. elimi başıma koyarak. yağmurr ? herşeyi anlat bana çıldırtıcak mısın ulan beni diye sesimi yükselttim. yağmur benim sinirli halime alışık değildi. beni hiç böyle görmemişti.bu yüzden gözleri doldu. bana sarılarak lütfen bize gidelim herşeyi anlatacağım, söz veriyorum murat dedi.yan daireden atıf amca kapıya çıktı. gençler bi sorun mu var gibisinden bir laf attı ortaya. bende yok amca endişelenme dedim, içeri girdi. ayağa kalktım, göz yaşlarını sildim yağmurun.

gibleyen yok mu yav bi kişide dinliyorum yazsın. çok aydınlatıcı olaylar geçti başımdan.

dinliyoz amk hadi ya

nasıl bir sözlük amk rahat 300 kişi var bu olaylara karışan

hayır doğruysa zaten bişey diyemem de yalansada çok iyi hayalgücünüz var amk

yağmur asansörden inerken klagib türk kızlarının bu olayı yaşamamasına rağmen onlar gibi bir soru sordu : beni ne olarak görüyorsun murat.? ben bu soruyu hayatımın anlamısın gibi şaşalı bir biçimde yanıtladım.bi anda kaşlarını çattı, dalga geçme. annemin durumunu bildiğin halde, mahalledeki dedikoduları duyduğun halde. benim hakkında düşüncelerin neler ? dedi.o an içine saç girmiş lavobo gibi tıkandım. dilim tutuldu birşey söyleyemedim. söyleyemiyecektim.2 sene koynumda tuttuğum kızın hakkında ne düşünebilirdim ki ? söylenti söylentidir işte. yağmurların kapısına girdik. sanırım apartman görevlisi olacaktı. kaşları çatık asık suratlı bir adam karşıladı. hoşgeldiniz gençleeer gibisinden somurtarak bir laf fırlattı ortaya. yağmur bu lafa karşılık vermedi. belkide ofsayttaydı yağmur. sonra merdivenleri teker teker çıkıyorduk.bu olayda aklıma kenetlenmişti ki bir apartman görevlisi neden bu kadar kötümser demesekte iyimser olmayan bir biçimde davranır müşterisine. akıl sır erdiremiyordum. yağmur anahtarı almak için çantasına soktu elini, anahtarı çıkardı.

@16 dinlediğin için sağol panpa
@18 burda bu hikayenin doğruluğunun kanıtlamam imkansız. yemin sadece görülecek olana edilir. yani ister inan ister inanma panpa o sana kalmış.ama bu anlattıklarımın hepsinin başımdan geçtiğine inanabilirsin. hiç bir büyütme vs yok. tamı tdıbına hepsi geçti.

beyler birde çaylaklık yemekten korkuyorum entry sınırı var mı yarın mı devam etsem biri aydınlatsın beni yoksa anlatmaya devam edicem heyecan şimdi başlıyo.