-
101.
0okudum amk w kullanıyor kız gibtiret bulaşma kardeşim
-
102.
0Bu ne panpa neler yazmış (okumadı)
-
103.
0okudum panpa yerınde olsam o kızın amcığını genişletene kadar giber sonra yol verırdım
-
104.
0sen de arasi gib panpa
-
105.
0okuyanın anasını sıkıyım
-
106.
0@1 beyninin kılcal damarlarını gibiyim senin
-
107.
0okumadım amk
-
108.
0okuyan varsa harbi enayi amk
-
109.
0Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişki 40 yılı aşkın bir süreye dayanır. Avrupa Ekonomik Topluluğu olarak kurulduğu yıllarda, ortaklık için başvuran Türkiye, zaman zaman duraklayan ve zorlukla ilerleyen bu ilişkiyi, müzakere aşamasına kadar sürdürmüştür.Tümünü Göster
Türkiye ve Avrupa Birliği [değiştir]
Ana madde: Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında tam üyelik müzakereleri hâlen sürmektedir
DP, 31 Temmuz 1959'da AET'ye ortak üye olmak için topluluk konseyine başvurdu. 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve Menderes, Zorlu, Polatkan'ın idamları üzerine Fransa başkan Charles De Gaulle, Türkiye'nin üyeliğinin dondurulmasını istemiştir. AT ile görüşmeler Eylül 1959-Ekim 1960'da istişari olarak başladı. Askeri darbe yüzünden görüşmeler 1960'a kadar kesildi. Türkiye, gümrük birliği hedefiyle görüşmelerde yer aldı. 1963'e kadar görüşmeler yapıldı. 12 Eylül 1963'de Ankara Anlaşması imzalandı, gümrük birliğine dayalı ve ortak üye olan Türkiye'nin tam üyeliğini amaçlayan anlaşma idi. 22 Temmuz 1970'de Katma Protokol imzalandı. Türkiye 25 Aralık 1976'da tek taraflı kararla bütün yükümlülüklerini dondurdu. 21 Eylül 1979'da iki taraf, ilişkileri 5 yıllığına dondurdu. 6 Şubat 1980'de dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen, Türkiye'nin tam üyelik için başvuruda bulunacağını açıkladı. Ancak, 12 Eylül 1980'deki askeri darbe ile ilişkiler 6 yıl daha donduruldu. Türk parlamenterlerin üyelikleri düşürüldü. Avrupa, Türkiye'den demokrasiye dönüş takvimi uygulamasını istedi. 1986'da ilişkiler tekrar başlatıldı. 1987'de uyum anlaşması yapıldı. 18 Aralık 1989'da AT Komisyonu Türkiye’nin tam üyelik başvurusu hakkındaki görüşünü açıklamış, topluluğun 1992'den önce yeni üye kabul etmeyeceğini belirtmiştir. 21 Ocak 1992'de iki taraf arasında teknik işbirliği programı imzalandı. 21 Ocak 1992'de çalışma programı Ankara'da imzalandı. 6 Mart 1995'de ortaklık konseyi kararında AB'ye Türkiye'nin gümrük birliği temelinde katılması AP'nin onay sürecine bağlandı. 2003 yılında Türkiye ile üyelik görüşmeleri başladı, ancak ucu açıklık ve hazmetme kapasitesi şartları konuldu, üyelik müzakere başlıkları 2005'de donduruldu. Papa ve Fransa, Almanya gibi kurucu üyelerin liderleri Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkânsızlığını açıkladılar.
Kıbrıs Harekâtı [değiştir]
Ana madde: Kıbrıs Harekâtı
Kıbrıs Harekâtı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III. maddesine istinaden gerçekleştirdiği askerî harekâtın adıdır.
1878'de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı Devleti, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak ingiltere’ye verdi. I. Dünya Savaşı’nda da ingiltere, Kıbrıs’a el koydu. 1950'lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu. Fakat Rumlar Kıbrıs Türkleri'nin kazanılmış haklarını ellerinden alma ve Kıbrıs’ın tüm yönetimine el koyma yoluna gittiler. Böylece uluslararası anlaşmaları ve Anayasayı çiğnediler. Cumhurbaşkanı III. Makarios 1963 yılında devletin kuruluş antlaşmalarını tek taraflı olarak fessetiğini açıkladı. Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti tarih sahnesinden çekilmiş oldu. Fakat amaç Türkleri adadan uzaklaştırıp Enosis'i yani adayı Yunanistan'a ilhak etmekti. Türklere ve Türk köylerine yapılan saldırılar sonucu birçok insan hayatını kaybetti ve binlerce insan göç etmek durumunda kaldı.
15 Temmuz 1974'te Yunaistan'da da cunta'nın yaptığı darbe ile Makarios koltuğundan indirilerek iktidara el konuldu ve geçici bir süre için Nikos Sampson Cumhurbaşkanlığı’na getirildi. Amaç olan Enosis çalışmaları nedeni ile Türkiye garantörlük hakkını kullanarak 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya müdahale etti.
Türk kuvvetleri 22 Temmuz'da Girne'yi ele geçirdi. Türk paraşütçüleri Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Türk kesimine indi. Yunan birliklerinin Ada’da garantör olarak bulunan Türk birliğine saldırması ise, çarpışmaların Ada geneline yayılmasına neden oldu. 22 Temmuz akşamı Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nin ateşkes kararını kabul etti. Türk müdahalesi sonucu Yunanistan'daki cunta idaresi ve Kıbrıs Nikos Sampson Hükûmeti de yıkılmıştır. -
110.
0TBMM, 24 Nisan 1920 günü yaptığı ikinci toplantısında Mustafa Kemal'i (Atatürk), başkanlığa seçti. Mustafa Kemal, kendi öncülüğünde kurulan TBMM'nin başkanlığını Cumhurbaşkanı seçildiği gün olan 29 Ekim 1923 tarihine kadar sürdürdü.Tümünü Göster
Siyasal hayat [değiştir]
Ana maddeler: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi, Atatürk inkılapları ve Mustafa Kemal Atatürk
9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir.[21][22] Merkez kanatta yer alır
Mustafa Kemal Atatürk
Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını Cumhuriyet Halk Fırkası olarak değiştirdi. 1927 yılında Atatürk tarafından belirlenen, "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi. 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye Atatürk'ün kararıyla "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu.
Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir demokrasi olmadığı çok açıktır.
Doğu ve Orta Avrupa sağ ve sol diktatörlerin baskısı altında idi. Almanya'da Hitler italya'da Mussolini, ispanya'da Franko'nun faşist yönetimleri vardı. Fransa, Belçika ve isviçre'de kadınlar en temel insan haklarından biri olan siyasal haklardan yoksun bulunuyorlardı. Yani nüfusun yarısını oluşturan kadınların seçme ve seçilme özgürlükleri yoktu.
II. Dünya Savaşı'nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi. Basında ve mecliste çok partili siyasal sistemi savunan bir anlayış oluştu. Buna CHP genel başkanı ve başkan ismet inönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi.[23][24]
Çok partili hayata geçiş [değiştir]
Ana madde: Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi
1946 yılından itibaren Türk siyasi hayatının CHP dışında 2. bir partinin kurularak seçimlere çok partili olarak gidilmesi ile başlamıştır.
Çok partili hayat 1945 yılında Nuri Demirağ tarafından kurulan Milli Kalkınma Partisi ile başlamıştır. Fakat Milli Kalkınma Partisi istediği başarıyı elde edememiştir. 1958 yılında kendi kendini feshetmiştir. 7 Ocak 1946'da Dörtlü Takrir'e imza atanlar tarafından kurulan DP'nin parti genel başkanlığına Celâl Bayar getirildi. DP, ekonomi ve siyasette liberal düzenlemeleri savunuyordu.
1950 genel seçimleri'nde Demokrat Parti galip olarak çıkmıştır. Yürütmenin başı olan ve devletin atacağı adımlara karar veren kişi Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı süresince başkan iken DP iktidarından sonra başbakana geçmiştir. Türkiye'yi yürütme Adnan Menderes liderliğindeki DP ilk başlarda çok popülerken 1950'lerin sonlarına doğru yaşanan ekonomik sıkıntılar ve hükümetin antidemokratik uygulamaları nedeniyle sıkıntılı bir döneme girmiş ve 1960 yılında yapılan askerî darbe ile çok partili yaşam kesintiye uğramıştır.[kaynak belirtilmeli] Darbe neticesinde dönemin başkan Celâl Bayar ve dönemin Başbakanı Adnan Menderes idama mahkûm edilmiş fakat baskılar neticesinde Celâl Bayar'ın cezası müebbede çevrilirken, Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu idam edilmişlerdir.
Yönetim biçimi [değiştir]
Türkiye'de ki yasama faaliyetlerini gören tek meclis TBMM.
Ana madde: Türkiye'de siyaset
Yönetim biçimi Cumhuriyet olan Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur. Resmî dili Türkçe'dir. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışı vardır. Kuvvetler ayrılığı esası vardır. Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükûmet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar. Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı, başkan sıfatını almıştır. Cumhurbaşkanı devletin başı ve başkomutandır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır. Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekilleri, TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmek üzere kanunları belirler. TBMM'ye 550 milletvekili seçilmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başı olan ve devletin atacağı adımlara karar veren başbakan, Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder, hükümeti ve icraatlarını yönetir. Türkiye Cumhuriyeti'nde her 4 yılda bir genel seçimle oluşan Meclis tarafından Başbakan, 4 yıl süre ile seçilir.
Daha çok bilgi için: Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Başbakan
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 9 Eylül 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan, Türkiye'nin ilk siyasi partisidir. Atatürk zamanında merkezde bir çizgi takip ederken, çok partili düzene geçişle birlikte ortanın soluna doğru kaymıştır. 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi. 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Fırkası" oldu.
Daha çok bilgi için: Türkiye Cumhuriyeti'nin Tek Partili Dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Çok Partili Dönemi
Dış politika [değiştir]
Wikinews-logo.svg
Vikihaber'de bu konuyla ilgili haber var:
Türkiye ile Suriye arasındaki vize uygulaması kaldırıldı
Osmanlı devleti, Lozan Antlaşması'nı I. Dünya Savaşı'nın galip devletleri ile eşit koşullarda imzalamış ve milletlerarası alanda, Türkiye adı altında Cumhuriyet olarak varlığını sürdürmeye devam etmiştir.
Atatürk Döneminde dış politikalar [değiştir]
Atatürk; Yurtta Barış, Dünyada Barış sözü ile uluslararası ilişkilerde Türkiye Cumhuriyeti'nin resmî politikasının ne olacağını tüm dünyaya belirtmiştir. Atatürk barışçıl ancak Türk Milleti'nin çıkarını gözeten bir dış politika izlemiş ve bunun için döneminde bölge eksenli oluşumlar sağlamaya çalışmıştır. Bunla hem ülkenin hem ekonomik ve siyasi açıdan Türkiye için önemli olan bölge ülkelerinin her alanda işbirliği yapmasını sağlayarak Batılı ülkelerin uygulamaya çalıştığı dış etkiyi kırmayı amaçlamıştır.
Türkiye ve Milletler Cemiyeti [değiştir]
Türkiye, Milletler Cemiyeti'ne davet edilerek üye olmuştur. ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Milletler Cemiyeti'nin yerini alan Birleşmiş Milletler'in ise kurucu üyesidir.
Sadabat Paktı [değiştir]
Mustafa Kemal, ölümünden bir yıl önce (8 Temmuz 1937) gerçekleştirdiği Sadabat Paktı ile Ortadoğu ve Kafkaslar'da iran'ı kendisine asıl muhatap olarak görmüş iran ile Türkiye'nin bölgesel işbirliği ve ortaklık antlaşması olarak Sadabat Paktı'nın imzalanmasını gerçekleştirmiştir. Türkiye, iran, Irak ve daha sonra SSCB'nin önerisiyle Afganistan katılmıştır.[25] Sadabat Paktı, II. Dünya Savaşı sonrasında hukûken yürürlükte kalmıştır ama Atatürk sonrasında unutulmuştur.
Balkan Antantı [değiştir]
1934 de yapılan Üçüncü Balkan Konferansı' ı sonucu ortaya çıkan Antant ile birlikte, taraflardan biri Balkanlı olmayan bir devlet tarafından saldırıya uğrar ve bir Balkan devleti de saldırgana yardım ederse, diğer tarafların bu Balkanlı saldırgana karşı birlikte savaşa gireceklerine dair gizli bir protokol de imzalanmıştı.
Atatürk Sonrası dış politika [değiştir]
Birleşmiş Milletler, NATO ve AB [değiştir]
Türkiye 1952'den beri NATO üyesidir
Ana madde: Türkiye ve Avrupa Birliği kronolojisi
Birleşmiş Milletler, Türkiye'nin aralarında bulunduğu 51 ülkenin katılımıyla 24 Ekim 1945 tarihinde kurulmuştur. Katılan ülke sayısı zamanla artarak günümüzde bu sayı 190'ı geçmiştir. Türkiye, Birleşmiş Milletler'e ilk üye olan ülkelerden biridir ve Birleşmiş Milletler ile Kore, Somali, Bosna, Filistin ve Afganistana asker göndermiştir. Son olarak da Lübnan'a asker gönderme kararı almıştır.
Türkiye, Ekim 2008'de 192 ülkeden 151 ülkenin oyunu alarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği görevine seçilmiştir. Türkiye; 2 yıllığına bu görevinde, Avusturya ile birlikte Batı Avrupa'yı temsil etmektedir.
9 Nisan 1949'da Washington Antlaşması ile kurulan NATO bir kolektif savunma örgütü olarak bilinmektedir. Kurucu antlaşmanın özellikle 3., 4., ve 5. maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir.[26] -
111.
0Türkiye, resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti[4] (Bu ses hakkında Türkiye Cumhuriyeti (yardım·bilgi)), başkenti Ankara olan ve Eski Dünya karaları denilen Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarının birbirine en çok yaklaştığı noktada bulunan ülkedir. Ülke topraklarının bir bölümü Anadolu Yarımadası'nda, bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti) ile, iran, Irak ve Suriye'dir.Tümünü Göster
Türkiye, yedi bağımsız Türk devletinden birisidir. Kişi sayısına göre yaygın din islâm'dır. Laik bir devlet olduğu için resmi dini yoktur. [5] Ülkenin tek resmi dili Türkçe'dir. Fakat ülke nüfusunun %18'ini[6] oluşturan Kürtler ve Zazalar, Kürtçe ve Zazaca dillerini de çoğunlukla serbestçe kullanırlar.
Türkiye, Osmanlı imparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı sonunda yenilmesinden sonra, Osmanlı imparatorluğu'nun yerine kurulan ardıl devletler içinde tek bağımsız devlet olarak[7][8] devletin Türk nüfus çoğunluğuna sahip toprakları üzerinde Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki halkın büyük mücadelesi ile kurulmuştur. Arnold Joseph Toynbee gibi bazı tarihçiler ise Türkiye'nin (başlıca ardıl olmak bir yana) tek ardıl devlet sayılması gerektiğini savunurlar.[9] 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyeti ilan eden Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu iradesinin sahibidir.[kaynak belirtilmeli]
Türkiye, aralarında Birleşmiş Milletler, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü, Avrupa Konseyi, islam Konferansı Örgütü, Ekonomik Kalkınma ve işbirliği Örgütü, Avrupa Güvenlik ve işbirliği Teşkilatı, Dünya Ticaret Örgütü, Karadeniz Ekonomik işbirliği Örgütü, Ekonomik işbirliği Örgütü 'nün bulunduğu birçok uluslararası örgüte üyedir.[10]. 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır.[11] Türkiye, siyaset bilimciler ve ekonomistlere göre bir bölgesel güçtür.[12][13]
Konu başlıkları
[gizle]
1 Etimoloji
2 Tarihçe
3 Siyasal hayat
3.1 Çok partili hayata geçiş
3.2 Yönetim biçimi
4 Dış politika
4.1 Atatürk Döneminde dış politikalar
4.1.1 Türkiye ve Milletler Cemiyeti
4.1.2 Sadabat Paktı
4.1.3 Balkan Antantı
4.2 Atatürk Sonrası dış politika
4.2.1 Birleşmiş Milletler, NATO ve AB
4.2.2 Türkiye ve Avrupa Birliği
4.2.3 Kıbrıs Harekâtı
5 Ordu
6 Türk Milleti
7 Demografi
7.1 Türkiye'nin En Kalabalık 20 ili
7.2 Nüfusun Yaşa Oranları
7.3 inanç
7.4 Dil
8 idari yapılanma
8.1 Türkiye'nin En Geniş 5 ili
9 Coğrafya
9.1 Yüzölçümü
9.2 Coğrafi bölgeler
9.3 Yükseltiler
9.4 Düzlükler
9.5 Akarsular - göller
9.6 Türkiye'nin en büyük gölleri
9.7 Deprem kuşağı
10 iklim
11 Türkiye Faunası
12 Türkiye Florası
13 Ekonomi
14 Eğitim
15 Kültür
15.1 Felsefe
15.2 Edebiyat
15.3 Folklor
15.4 Mutfak
15.5 Basın - yayın
15.6 Sinema
15.7 Müzik
15.8 Spor
15.8.1 Halter
15.8.2 Güreş
15.8.3 Futbol
15.8.4 Basketbol
16 Tatil ve bayramlar
16.1 Resmî tatiller
16.2 Dinî bayramlar
17 Ulaşım ve taşımacılık
18 Kaynakça
19 Kaynaklar
20 Dış bağlantılar
Etimoloji [değiştir]
Tarihçi ilber Ortaylı bir makalesinde Cenevizli ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12. yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir.[14] Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, Haçlı Seferi vak'ayinamesinde geçmektedir.[kaynak belirtilmeli] Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere zütürür ve Turchia tabirine ilk defa 6. yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9. ve 10. yüzyıllarda idil/Volga Nehri'nden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha için kullanılmıştır. Bu kullanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiye’si, Arpad Hanedanı'nın kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12. yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir. Tarihte 13-14. yüzyıllarda Mısır Memlûkleri de Türkiye adını kullanmışlardı: "ed-devlet üt Türkiya" (1250-1387). Türkçedeki kelime anlamı ise Türk ve iye (ait) kelimelerinin birleşmesi ile oluşan Türkiye kelimesidir.
Osmanlı Devleti'nde, 19. yüzyıla kadar Türkiye adı kullanılmadı; Devlet-i Âliyye, Devlet-i Osmaniye, Memalik-i Şahane, Diyar-ı Rum adları kullanıldı. Fakat dış dünyanın zaman zaman Osmanlı imparatorluğu adını kullanmak yerine Türkiye adını kullandığı bilinmektedir. O dönemde yabancı dillerle çizilmiş haritalara bakıldığında bu durum açıkça ortadadır. Daha sonra, Jön Türkler arasında Osmaniye yerine Türkistan, Türkeli, Türkili gibi adlar önerildiyse de, Orta Asya'da Türkistan adlı bir devlet olduğundan bu benimsenmedi. Anayasada (1921) "Türkiye"[15] adı yazıldı ve 1923'de devletin resmi adı Türkiye olarak kabul edildi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 29 Ekim 1923'ten 1 Kasım 1928'e kadarki isminin yazılışı Osmanlı Türkçesi ile جمهورية تركيا şeklindedir. 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Yeni Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"un kabul edilmesi ile yazılış bugünkü halini almıştır.
Tarihçe [değiştir]
Ana maddeler: Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihi ve Türkiye tarihi
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ve silah arkadaşları tarafından, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması ile, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmış ve savaşı kazanan devletlerce paylaşılmış Osmanlı imparatorluğu'nun Anadolu ve Trakya'da kalan toprakları üzerine kurulmuştur. istiklal Harbi, Misak-ı Milli sınırları[16] içinde ülke bütünlüğünü korumak, milli egemenliğe dayalı, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak için Büyük Millet Meclisi tarfından yönetilen, çok cepheli bir savaştır.
Kurtuluş Savaşı'nda düşmana karşı koyan, ülkenin direniş örgütlenmeleri ve güçleri olan milli güçler, Osmanlı ordusu ile Kurtuluş Savaşı milis ve gönüllülerinden oluşan Kuvayı Milliye'dir.
Kuvayı Milliye, ülkenin dört bir yanının Yunan, ingiliz, Fransız, italyan birliklerince ele geçirildiği, Mondros Mütarekesi ile ülkeye ağır koşulların dayatıldığı, Osmanlı ordusunun silahlarının alınıp dağıtıldığı, her şeyin bitti sanıldığı günlerde, milletin tepkisi olarak doğan bir halk direnişidir.
12 Haziran 1919'da Havza'dan Amasya'ya gelen Mustafa Kemal Paşa buradan yayımladığı bildiri ile ülkenin içine düştüğü durumu açıklıkla saptıyor, çözümün bütün güçlerin birleşmesinden geçtiğini vurguluyordu. Mustafa Kemal Amasya'da Anadolu ve Rumeli'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Dernekleri'ni birleştirme, kongreler yaparak tüm milletin kesin kararına dayalı yeni bir yönetim kurma amacıyla Amasya Tamimi'ni hazırlamıştır.[17]
Bu tamim milli egemenliğe dayalı yeni Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır. Milletin teşkilatlandırma ve mücadele yöntemleri belirginleşmiştir. Milli Egemenlik ve milli bağımsızlık fikri ilk kez ortaya atılmıştır.
8 Temmuz'da istanbul'a görevinden ve askerlikten ayrıldığını bildirerek, Osmanlı Hükûmeti ile tüm ilişkilerini sona erdiren Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi'nin başkanlığına seçildi. 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal'in başkanlığında toplanan Erzurum Kongresi'nde[18] alınan karar ile;
“ Millî sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez ”
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk üyeleri
Millî direnişi oluşturmada ikinci büyük adım olan ve 4-11 Eylül 1919 tarihinde yapılan Sivas Kongresi'nde[19] Mustafa Kemal Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin başkanı olarak seçilerek Milli Kurtuluş Savaşı'nın yetkili lideri haline gelmiştir.
27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Ankara'yı Anadolu'daki direniş hareketinin merkezi olarak seçmiştir.
istanbul'un işgalinden üç gün sonra, Atatürk ünlü 19 Mart 1920 tarihli bildiriyi yayımlayarak, olağanüstü yetkiler taşıyan bir meclisin Ankara'da toplanacağını bildirerek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temellerinin Ankara'da atılmasını sağladı.
Atatürk 21 Nisan'da yayımladığı ikinci bir bildiri ile, Meclis'in 23 Nisan günü toplanacağını ve açılış töreninin nasıl yapılacağını duyurdu.[20] -
112.
0kendini acındıran kızdan hayır gelmez panpa emin ol yazdıklarından anlaşıldığı gibi seni en başında sevmiş aa sonradan sevgisi bitmiş sadece onu sevmen onun hoşuna gidiomuş
-
113.
0gibsen okumam yok lan okumam valla okumam yaw zorlama okumam diyom bak gibecem haa okumam diyom lan
-
114.
0
-
115.
0panpa samimiyetine inanıp okumaya başladım ama 5. cümlede giberim lan dedim bıraktım.
özet geç güzel kardeşim -
116.
0soruekiolanmiayrıyazılıranasıgibişmiş.
-
117.
0Bunu okuyan olursa giberim
-
118.
0okudum panpa ve harbiden kız iyi yazmış. ayrıca sana hayatta başarılar panpa.
- 119.
-
120.
0seni aldatıyor
-
bakircanda kişiliksizlik hastalığı var
-
cccrammsteinccc ve jordi el nino adlı yazarlar
-
niye yaşıyoruz harbi
-
bu evrende ölürsek diğer evrenlerde de
-
40 yasında abınız olarak sozlugu bırakıyorum
-
benim bi akrabam var kıçında don yok
-
keske turkiye gelseydin
-
dindar degilim yanlis anlasilmasib
-
başladıysa geç yazmalar
-
keşke manifest grubundan bir kızla sevgili
-
1 ekimden itibaren yazarların zamlı maaşı
-
güzel yazmış herif
-
ultra zengin olsam münzevi olurdum
-
aceyip iti hangi ilde okuyacan
-
incici cuck aile ziyareti
-
23 yasinda genc bi ukreynali kiz
-
beyler bir kızın sevdiğini nasıl anlarım
- / 1