1. 1126.
    0
    Belirsiz bir huzur içindeydi ve bana sımsıkı sarılmıştı.
    Usulca öpüşmeye başladık, onu korkutacak agresif hareketlerden uzak duruyor, öpüşme şiddetini kendisinin ayarlamasına izin veriyordum.
    Gözlerim her zamanki gibi açıktı, öpüşürken ne hissettiklerini görmek istiyordum.
    Hande ise gözlerini yummuş, kafasını bir sağa bir sola çevirerek dudaklarımda ve kollarımda kaybolmuştu sanki.
    Ellerimle yanaklarını, boynunu okşuyor öpüşmede kontrolü onda bırakmaya devam ediyordum ama yavaş yavaş sabırsızlanmaya da başlamıştım.
    Sağ elim kalçasına indi ve oradan bacaklarına, ezbere ve istemdışı bir hareket oldu bu, kontrol edemedim kendimi.
    O ise beni daha da ateşli öpmeye başladı ve bir süre sonra aniden nefes nefese geri çekildi.
    Ben artık niyeti bozmuştum, emir komutada ‘sevgili aletim’ görevi devir almıştı ve bütün hünerlerimi gösterme vaktiydi.
    Elini tutup aletime yerleştirdim, dimdik ve çok sertti..
    Bir süre orada kaldı eli, çekmedi; öpüşme hızımız ve şiddetimiz iyice artmıştı, inlemeyle karışık sesler çıkarmaya başlamıştı.
    Önce boynuna, sonra göğüslerine indi dilim ve arkasından dudaklarım.
    Fena halde tahrik olmuştum ve Hande de daha içine girmeden oracıkta bayılacak gibi duruyordu.
    Elini aletimden çekti ve tekrar nefes nefese bir şekilde vücutlarımız ayrıldı.
    Ellerinden tuttum ve hemen arkamızdaki büyük koltuğa çektim onu. Oturdum ve kucağıma aldım,
    ···
  2. 1127.
    0
    Odada dediği işlemleri yaptım ve kahvaltı için telefonlaşıp otelin restoranına indik; daha sonra her çalışma günü gibi mesaimize başladık.
    Beraber çalışıyorduk, onu kocası sürekli arıyor, beni de Hande sms leriyle berhudar ediyordu.
    Beraber girdiğimiz doktorlara ‘üniversiteden arkadaş’ olduğumuzu söylüyorduk, bu sayede çok fazla dedikodumuz çıkmamıştı ama sektör böyle bir malzemeyi deşifre etmek için yanıp tutuşan bir sürü çakalla doluydu…
    Haftasonları Ayten evinin kadını olduğu için ben boşta kalıyordum; Cumartesi Pazar günlerini Hande ile sinemada, onun veya benim arkadaşlarımla Alsancak veya Bornova’daki barlarda geçiriyorduk.
    2-3 duble vodka-energy içtiğimde hangi ortamda olduğumun hiçbir önemi kalmıyordu, her türlü ortama ayak uydurabilecek eşsiz bir yeteneğe sahip olmaya başlamıştım.
    Özellikle Hande’nin kız arkadaşları bana bayılıyorlardı, bardan bir şeyler alıp yanlarına yaklaştığımda fısıl fısıl konuşup gülüşmelerinden nefret ediyor ama bunu belli etmiyordum.
    Ego denen illet sadece işimde kullandığım motivasyon amaçlı bir silahtı.
    Çocuksu şımarmalar için fazla kirliydim ve aklımın bir köşesindeki Fulya her kadında karşıma çıkıyordu ya da ben öyle olmasını istiyordum.
    Bir Cumartesi akşamı spontan bir şekilde Hande ile yazlığa gittik.
    Başbaşa kalmıştık sonunda, barlarda sergilediği o tahrik edici dans ve dokunuşların ne derece gerçek olduğunu görme vaktiydi.
    Güzel, uzun boylu bir hatundu, geçmişiyle ilgili hiçbirşey bilmiyordum, tek bildiğim şey bir amı vardı, güzeldi ve iddialı bir şekilde bana sürtünüyordu…

    (bkz: http://fizy.com/#s/18hdyq)
    ···
  3. 1128.
    -1
    Arka Nizamiye’nin yanındaki nöbet bölgelerinde daha önce bahsettiğim gibi Komandolar nöbet tutuyordu.
    Ben de sıklıkla nöbetçi subay olduğum için, bunları denetliyordum.
    Bir gece acı bir bağırış sesinden sonra seri ateş sesi geldi.
    Bölüğe doğru ateş açılmıştı, baskına uğradığımız açıktı, silah ve yeleğini kapan aşağı koşturuyordu bilinçsizce.
    Nöbetçiler benim timden değildi ve vukuat subayı olarak anılmaktan öte birilerinin ölmesini de istemiyordum.
    O nöbet yerinde 2 asker görev yapıyordu ve birinin bağırışlarından vurulduğu belliydi. Diğeri ise dimdik ayakta duruyordu.

    -Asker! Yere yat!
    -Yere yat!
    ···
  4. 1129.
    -1
    rezerv alalım 1den başlarız bi ara
    ···
  5. 1130.
    -1
    Duymak istediği ‘sen ilksin’ ama gerçek olmadığı gibi hiç de inandırıcı değildi.
    En uygun cevap; ‘Hep arkadaş gruplarıyla geldik, Mehmetler, Hakanlar ve birkaç kız arkadaş’
    Buna istinaden bir soru daha gelecekti ; ‘senin kız arkadaşın da var mıydı aralarında?’
    Benim cevabım da ; ‘Hakan’ın sevgilisinin bir arkadaşı vardı, bana yapmaya çalışıyorlardı ama uzun sürmedi’
    Bu cevaba karşı; ‘Yattınız mı beraber peki?’ gibi bir soru gelecek
    Ve ben de ‘Hayır, ben Hakan ve Mehmet ile uyudum’ diyip konuyu saptıracaktım..
    Muhtemelen ‘Öfff, çok kötüsün, sana inanmıyorum’ gibi bir şey saçmalayacak ve kısa süreli triplerden sonra her şey eskisi gibi devam edecekti.
    Tüm bunlar kaçınılmaz diyaloglardı.
    Bir arkadaşının doğumgününe katılacağı yalanıyla evden izin almıştı.
    Güzel bir akşam yemeği sonrası beklediğim sorular, kısa süreli bir sessizlik sonrası arka arkaya gelmeye başlamıştı, tüm soru ve cevaplar tahmin ettiğim gibi ilerlerken son cevabım olan ‘Hakan ve Mehmet ile yatıyordum’ cümlesi onu kahkahalara boğdu.
    Müşterek bir şekilde sofrayı topladık mangalı kapattık ve içeriye geçtik.
    Müzik ve şarap iyi geliyordu ikimize de…

    (bkz: http://fizy.com/#s/1aiyl0)
    ···
  6. 1131.
    -1
    iç organlarım pusuya düşmüştü sanki, ağır namlulu silahlarla taranmış gibi hissediyordum kendimi.
    Aslı’yı aradım, telefonu ‘bir saniye hayatım, aloo’ diye açtı.
    Sevgilisiyle konuşurken aramıştım herhalde.
    Görünen o ki, hiç şansım yoktu o gece.
    ’Yanlışlıkla aradım, kusura bakma’ deyip kapattım telefonu.
    Gece boyunca içtim, niye canım yanıyordu ki? Belki 3 senedir görüşmüyorduk, hayatına birilerinin girmesi kadar doğal bir şey olamazdı..
    Abisi izmit’teydi ve 15-20 günlüğüne oraya gitmişti beraber olduğumuz dönemde.
    2 günde bir mektup yollardı, ‘senin kadar iyi yazamasam da, en az senin sevgin kadar büyük içimde sana dair her ne varsa..’
    diye başlardı hep mektuba ve Ela gözlüm diye bitirirdi.
    Defalarca okurdum o satırları ve her satır kalbime işlenmiş bir nakış kadar kalıcıydı.
    Haberim yoktu geldiğinden, Yavuz aradı öğlene doğru; ‘Adamım Ahenk’te buluşabilir miyiz saat 1 gibi’ dedi..
    Oraya gittiğimde Fulya oturmuş beni bekliyordu elinde güllerle.
    Danışıklı dövüştü bu ve neredeyse ağlayacaktım.
    Çok özlemiştim, çok sayıklamıştım ve o diye çok yastığa sarılmıştım.. Belki 5 dakika boyunca öpüştük etraftakilerin bakışlarına aldırmadan ve çiçekleri uzattı bana..
    ’Çok özledim seni’ dedi.Ses tonu, bakışlarındaki masumiyet, yüzüme dokunuşu ve onun da gülerken ağlamaklı oluşu..
    Aşk dedikleri bu olsa gerekti ve ben sadece bir kere tattım o duyguyu…
    ···
  7. 1132.
    -1
    prezerved okurum bi ara
    ···
  8. 1133.
    -1
    sol frame de görmekten sıkıldığım gereksiz başlık amk
    ···
  9. 1134.
    -1
    ananın kalçalarına ritmle vuruyordu daşaklarım..
    ···
  10. 1135.
    -3
    biri beni eksilesin bi ara okurum kalbolmasın amk
    ···