kıyıya vuruyordu cesetlerim

ben neredeyse beş kişiye hayatımı anlattım bin.

sen yazmak istedikten sonra insanlar okusa ne olur okumasa ne olur.

yaz işte..

-Hep böyle misiniz siz? Takım ruhunuz takdire şayan..
-Buket’i beğeniyorum, hiçbirşeye hayır demez ve bıraksan saatlerce emer seni ve çok güzel
-Sen de öylesin, birbirinizi tamamlıyorsunuz
-Buket’i denemeni isterdim..
-Ben de…

Topunu kaybetmiş 6 yaşındaki çocuk gibi hissettim kendimi.
Hüzünlendim resmen, sohbetimiz sırasında extacy ci olduğunu ve rock barlara bayıldığını öğrendim.

vay amk işe konsantre olamıyorum

arada okuyorum kardeşim

bi an bu şarkı geldi aklıma rizörvıd
http://www.youtube.com/watch?v=Xx3yXUunEq8

Part 18

Eski zamanlar çok güzeldi be dostlar; sene 1994 ilk IBM ler piyasaya verilmeye başlamıştı.
Comodor 64 ve Amiga’dan sonra sanki bir teknoloji mucizesi geçmişti elime.
Daha 14 yaşındaydım ve HD nin kelime anlamı o dönemde ‘high definity’ değil ‘high density’ idi.
Topu topu 1.5 MB ‘a yakın bir belleği vardı HD disketlerin ve bazen 5-6 disketle sadece bir oyun oynayabiliyordunuz.
Taptığım oyunların başında Sensible Soccer vardı, parmaklarınla ittiğin 3 bozuk para oyunu bile göze daha hoş geliyor aslında ama 94 yılında karınca gibi adamları sol tarafta ‘W,A,S,D’ tuşlarıyla sağ tarafta da yön tuşlarıyla oynatmak bir hayli keyif vericiydi.
Bir Ramazan akşamı bizimkiler davetli oldukları iftar yemeğine gittiler ve ev bana kaldı.
Topu topu 12-13 saniyelik ferre filmlcikler içeren disketlerimi çıkardım, bir maç yapıyor bir film izliyordum.
Tam bu sırada kapının zili çaldı ve ben az kalsın disketleri zütüme sokacaktım.
Tüm suç unsurlarını sakladıktan sonra, ısrarla zile basan kişiyi görmek için balkona çıktım.
Aşağıda en ilginç arkadaşlarımdan biri olan karşı apartman komşum Tarık vardı ve beni aşağıya çağırıyordu;

Dalgın bir şekilde yemeğimi yerken, telefonuma bir mesaj geldi; ‘Buradan çok yakışıklı görünüyorsun’.
Mesaj Ayten’dendi, kafamı kaldırdım ve birkaç masa ileride gördüm onu. Masama davet ettim;

-Tam 15 dakikadır izliyorum seni, çok dalgın görünüyorsun, hayrola
-Henüz bağışıklık sağlayamadığım olaylar var, boşver
-Konuşabiliriz istersen
-Sağol teşekkür ederim ama büyük bir problem değil, iş ile ilgili…
-Hımmm anladım, bu kadar işkolik olma
-Dikkate alacağım bu söylediğini

Size de tavsiyemdir ketum olmak; özellikle iş hayatında ve gizil ilişkilerinizde…
Kimsenin eline koz vermemeye özen göstermişimdir hep, bugün aranızın iyi olduğu kişiler yarın tam karşınızda saf tutmuş olabilirler ve sizinle ilgili ellerinde bulunan her bilgiyi aleyhinize kullanmak isteyeceklerdir.
Çoktur bunun örneği ve bu yüzden yok olan çok fazla hayat vardır.
Tecrübeyle sabittir…
Zayıf noktalarınızı sadece yıllardır tanıdığınız dostlarınız bilmeli, iyiniyetinden emin olduğunuz ve gerektiğinde bu zaafiyetlerinizin başınıza açacağı işleri öngörü olarak size sunabilecek kişiler olmalı bunlar…

Handeyi ivedilikle hayatımdan çıkartmam gerekiyordu ve ben bu konuda hiçbir zaman zorlanmadım..
Genelde telefonlarını açmayıp, kötü davranarak hayatlarından çıkar giderdim ama şu anda durum biraz farklıydı.
Yasemin hayatıma girmek üzere olduğu için Hande’yi hızlıca dışarı almam gerekiyordu.
Yüzyüze görüşüp yapmalıydım bu işi, bir buluşma tertiplemek için aradım,

-Selam,
-Merhaba Todon.. – bir süredir görüşmediğimiz için sesi donuktu-
-Hande, seninle konuşmak istediğim bir konu var..
-Aslına bakarsan benim de seninle konuşmak istediğim bir konu var ve iyi oldu aradığın..
-Evet dinliyorum..
-Todon, ilişkimiz yürümüyor, bir süredir elim telefona gitti gitti geldi hep, arayamadım.. Bana yaşattığın her şey için teşekkür ederim ama hayatımda başka biri var artık..
-Vay dıbına koyim
-efendim?
-eee Hande aldığın karara saygı duyuyorum, umarım mutluluk bekliyordur hep seni..
-Herşey için teşekkürler, umarım sen de hep güzelliklerle karşılaşırsın
-inşallah, kendine iyi bak, bir problem , herhangi bir olumsuz durum olursa arayabilirsin
-Tamam, teşekkür ederim hoşça kal..
-Hoşça kal

-Hadi sen de odana git, hazırlanmaya başla, geç kalacağız
-Az önce severek öldürdün beni, biraz geç kalalım boşver
-Patron sensin, bu arada odana gittiğinde yatağını bozmayı unutma..
-Nasıl yani?
-Dün odanda yatmış gibi incin bırak, dikkat çekmeyelim
-Zeki, çalışkan ama ahlaksız
-Hahahaha, gel duşa girelim

Tekrar onun yazdıklarını okumaya başladım viskimi içerek, kendi yazdıklarıma birkez olsun bakmadım; parmaklarımdan çıktı ve gitti..
Çevremdeki her eşya, her canlı, her nesne; dünyaya ait her şeyden soyutlanmıştım sanki..
Ben, viski şişesi ve bilgisayardan oluşuyordu koca kainat..
sigara üstüne sigara yakıyordum, beynim zonkluyor ve gözlerimin önünden Fulya ile beraber olduğumuz günler geçiyordu..
unutmuştum her şeyi, yaşadığımı bile..
Bir ay sonra evlenecekti demek ve o gördüğüm adamla..
O an orada olmasını o kadar çok istiyordum ki, sadece gözlerine bakayım ve sarılayım, gözyaşlarım saçlarına karışsın ve kafasını kaldırıp öpsün beni, öpsün öldürene kadar..
içimdeki ormandı Fulya ve ben gecenin ta kendisi…
Yazısına kilitlenmiş ekrana bakarken, inboxa yeni bir mail düştü..
Subject ‘ölümsüz’

todonum birşey sorayım. harbiden bu cümlelerle mi günlük hayatını idame ediyorsun? dialogların(ız) bunlar mı amk? hani yazılı olarak iyi de, rutin de böyle konuşanın alay konusu olmak dışında çok bir şansı olmaz, o açıdan sormaktayım panpa.
severek okuyoruz yazılanları kardeşim devam. o ayrı.

@864 evet olgunlukla karşıladı ve şunu da dedi aslında 'böyle bir ilişki yaşamış olduğunu bilseydim ne kadar hoşlansam da beraber olmazdım seninle'

@263 panpa belkide mehmet fare zehirini içtiğinde fareler gibi gibişirdi sonuçta un diye çimento yemiş adamlarsınız belki etki etmezdi herife

Kahvelerimizi de içtikten sonra hesabı istedim.
480 TL şirket kartından iki ayrı slip olarak çekildi ve biz topu topu bir gece konaklayacağımız Hanedan Otele doğru hareket ettik.
iki oda ayırtmıştım Çarşamba gününden, Aslı ile Ceren, doktorla da ben aynı odada kalacaktık.
Hasan kişi bazlı oda paylaşımından memnun kalmamıştı, ama biliyordu ki Pandora sürtüğünün kutusundan en son ‘umut’ çıkmıştı.
Gece 23:30 gibi eşofmanlarımızı üstümüze çekip sahile indik.Tenha bir ortam bulup , nasıl olduysa Dr.Hasan’ın yanında getirdiği 4 şişe Sarafin şarabını açtık ve içmeye başladık.
Ceren içtikçe anılarını, dertlerini anlatmaya başladı.Onu en çok etkileyen erkek arkadaşını, geçenlerde Beri Bar’da tanıştığı adamı, beklentilerini ve bir dolu içi boş şeyi..
Bir şarkı mırıldanmaya başladı, hayal meyal hatırladığım ve çok sevdiğim bir şarkı..

http://fizy.com/#s/1ajggj

Soluğun yerine, beni al içine, verme geriye , tut biraz öyle…

@688 ve @694 evet özge aynı özge

@891 amk bi part doldurmuşun nerdeyse, pek teşekkür ederim, gururumu okşadın..en çok hangi betimlemelere güldün, hangilerinde duygulandın hatta hangilerinde gibin kalktı, merak ediyorum aslında bunları..
ayıreten linkini verdiğin şarkıyı dinledim çok fena oldum , sözleri tanıdık gelio.. the video u have requested falan , damar parça valla..*
özelden istediğin soruyu sorabilirsin, risk unsuru görmüyosam cvp veririm..
thanks again

panpa takipteyim. altılı ve king muhabbetleri ile müzikler eskiye zütürdü beni gece gece hüzünlendim lan

todon reizsimsin idolümsün daimi rezervecinim kendi, hayatımda cevaplar buldum sayende Allah basımızıdan ekgib etmesin seni abim muah

@883 simdiden burada bi reserve yapalm o zaman. hikayeyi de bitirdigin için saol panpa

panpa diyecek bir şey bulamıyorum. suan ki durumunu özet geçebilir misin ?