kıyıya vuruyordu cesetlerim

-Todon, ne düşünüyorsun? Nasıl buldun kızı?
-Güzel, hatta çok güzel ve çok iyi..
-bu mudur yani? Bu mu dıbına koyayım tanım?
-Oğlum korkuyorum lan..
-Neden bırakıp gitmesinden mi Fulya gibi? Öyle biri değil oğlum Yasemin..
-Onu demek istemiyorum zaten, biliyorsun işte başımdan geçenleri, ben hiç böyle bir şeye adım atmadım daha önce ve bu adım geri çekmemin kolay olmadığı bir adım
-aynen öyle..ne var işte oğlum, karakterli hatun, güzel ve neşeli de..sen demiyor muydun bir kızın yanında canınız sıkılıyorsa cacık olmaz o işten diye?
-Evet diyordum ama ya istediğim gibi gitmezse bu iş? Bir aksilik olursa..ben mani olamazsam kendime? Yazık olmaz mı kıza? Size ? Benim yüzümden Eylül’le bile bozuşabilirsiniz bu sebeple..
-Kendine güvenmiyor musun? Ben de çok şey gördüm be adamım, Eylül’le öyle mutluyum ki, inan her gün sırıtarak uyanıyorum onu göreceğim veya arayacağım için..
-Oha dıbına koyayım..Ben böyle biri değilim oğlum
-gibeyim senin şu artist tavırlarını, sen güven bana her şey yolunda gidecek, ben Eylül’le konuşacağım bu gece.. Kız nasıl bulmuş seni onu öğrenelim bi..
-E hadi bakalım..

rezeriviod alalım şurdan sonrasınıı okuyamadım tanık olduğun veya duyduğun bir şeye ne kadar çok şaşırırsan o kadar iyisin demektir

Yasemin de hoşlanmıştı benden, gelen haberler o yöndeydi.
Mutlu olacağım yere, bir uçurumda düşüyormuş gibi hissediyordum kendimi.
Kararsızlık mideme oturan çiğ bir yemek gibiydi.
Mehmet beni ikna etmeyi başarmıştı ama ileride nelerle karşılaşacağımı kestiremiyordum ve buna hiç alışık değildim.
Herşeyi planlamaya ve her şeye yön vermeyi seviyordum ben ve tabi çekip gitmeyi..
Haftasonu dağevine gitmeye karar verdim, Mehmet de gece yanıma gelecekti..
Adam akıllı konuşacaktık bu meseleyi..
Eksisini artısını masaya yatıracaktık, o hafta gün içinde Yasemin ile görüşmelerimiz başlamıştı bile hatta bir akşam yemeğine ikimiz çıkmıştık ama hayatımda ilk defa bir kadına karşı ürkek davranıyordum.
Bu süreç içerisinde artık Hande ile hiç görüşmez olmuştuk neredeyse..
Yasemin her haliyle bir kontes gibiydi, mutlu hissediyordum kendimi onun yanında..
Henüz adını koymadığımız bir ilişkiydi bu, birbirimizi tanıma dönemi gibi bir şey..
Haftasonu Mehmet Eylül’ü eve bıraktıktan sonra yanıma – dağevine- geldi.
Rakı sofrasını hazırlamıştım o gelmeden ve direkt konuya girdik;

-Çok iyi bir kız Yasemin, hiç şüphem yok bundan..
-Her tarafında asalet var..Ne karar verdin? Yürüyecek misin? Geri mi kaçacaksın ?
-Pişman etmekten çok korkuyorum Mehmet, ilk kez iyi bir insan çıktı lan karşıma
-E ne güzel, bu şansı değerlendir işte..
-Oğlum nasıl davranılır, ne yapılır bu tip ilişkilerde inan bilmiyorum.. Oynamak da istemiyorum, ne yaşıyorsak dürüstçe yaşalım istiyorum
-Tamam o zaman içinden geldiği gibi davran oğlum, germe kendini
-Şaşıyorum lan sana, nasıl böyle bir taşın altına sokarsın elini..
-Önemlisin adamım benim için, inan mutluluğu hak ediyorsun, hem beraber takılacağız sürekli, ne güzel işte.. Hatunlar king de biliyor lan..
-Yok anasının amı,, onlar Rıfkı’ya Sıtkı diyordur dıbına koyayım, oynamam ben hatun milletiyle king
-Konu bu değil zaten amcık ağızlı, sen giriyor musun bu işe girmiyor musun?
-Tamam bilader, hadi bakalım gazamız mübarek olsun
-Hande’yi ne yaptın?
-hande kim?
-ehehehe, tamam, eyvallah, hadi şerefe adamım!
-Şerefe kardeşim..

reserved

Handeyi ivedilikle hayatımdan çıkartmam gerekiyordu ve ben bu konuda hiçbir zaman zorlanmadım..
Genelde telefonlarını açmayıp, kötü davranarak hayatlarından çıkar giderdim ama şu anda durum biraz farklıydı.
Yasemin hayatıma girmek üzere olduğu için Hande’yi hızlıca dışarı almam gerekiyordu.
Yüzyüze görüşüp yapmalıydım bu işi, bir buluşma tertiplemek için aradım,

-Selam,
-Merhaba Todon.. – bir süredir görüşmediğimiz için sesi donuktu-
-Hande, seninle konuşmak istediğim bir konu var..
-Aslına bakarsan benim de seninle konuşmak istediğim bir konu var ve iyi oldu aradığın..
-Evet dinliyorum..
-Todon, ilişkimiz yürümüyor, bir süredir elim telefona gitti gitti geldi hep, arayamadım.. Bana yaşattığın her şey için teşekkür ederim ama hayatımda başka biri var artık..
-Vay dıbına koyim
-efendim?
-eee Hande aldığın karara saygı duyuyorum, umarım mutluluk bekliyordur hep seni..
-Herşey için teşekkürler, umarım sen de hep güzelliklerle karşılaşırsın
-inşallah, kendine iyi bak, bir problem , herhangi bir olumsuz durum olursa arayabilirsin
-Tamam, teşekkür ederim hoşça kal..
-Hoşça kal

sanırım bitiremeyeceğim amk, yaz yaz bitmiyor lan

Hiç bu kadar kolay olmamıştı bu tip işler; kafamda kurduğum diyaloğun tarafları değişmişti sanki ve böylesi daha güzel olmuştu.
Tehditlerden bir tanesi kendi özgür iradesiyle aradan çekilmişti ve ben daha rahat davranabilirdim artık.
Yasemin ile bir süre sonra ilişkimize bir isim koyup, resmi birer sevgili olmuştuk.
Her normal çift gibi sinemaya gitmeye, Çiçekli’de Urla’da kahvaltılara katılmaya, kankalar Mehmet ve Eylül ile dağevinde mangal partileri düzenlemeye başlamıştık.
Güzel gidiyordu her şey, işlerim bile düzelmişti; eski performansa dönemesem de bir hayli toplamıştım bölgeleri ve belliydi başıma bir iş geleceği…
Bunun için hazırlıklı olsam da , ne ile karşılaşacağımı hiçbir zaman bilemezdim..
3 ay olmuştu Yasemin ile ilişkiye adını koyalı ve sinemaya gitmiştik Forum Bornova’ya..
Mağazalara baka baka yürürken ve bir hayli neşeliyken, tam karşımızdan Ayten’in geldiğini gördüm, yanında eşi ve çocuğuyla..
Ayten gülerek eşi ise somurtarak bana bakıyorlardı ve selamlaşmak kaçınılmaz olmuştu..

-Todon merhaba.. –dedi Ayten gözleri parlayarak ve gülerek –
-Ayten, merhaba … aa demek hep bahsettiğin sıpa bu.. –çocuğun başını okşadım-
-Tanıştırayım eşim
-Memnun oldum; dedim – adam da isteksizce aynı şekilde cevap verdi-
-Arkadaş da sevgilin olmalı
-Evet, Yasemin.. Ayten ile tanıştırayım bir süre aynı bölgede çalıştık..
-Evet, dedi Ayten eşine dönerek, hep bahsettiğim Todon işte bu, çok faydası dokundu sağolsun

Çocuğu saymazsak toplamda 4 kişiydik o sahnede ve bu 4 kişiden ikisi (ayten ile ben) tüm gerçekleri biliyordu..
Ayten’in kocası kısmen farkındaydı her şeyin ama bunu yediremiyordu kendine, Yasemin ise hiçbirşeyin farkında değildi..
ve ortamda irinlerle , yaralarla dolu olan 2 kişi en rahat görünenlerdi aslında..
Kocası restoranda karşıma çıktığı günden bu yana iyice çökmüş görünüyordu ve o gün yaptığı çıkıştan utanır gibi bir hali vardı.
Çekinerek sıkmıştı elimi , ben ise hiçbirşey belli olmasın diye son derece profesyonel davranıyordum

-iyi oldu valla seni gördüğüm, bölgen değiştiğinden beri görüşmüyorduk Todon, ne yapacaksınız şimdi?
-Sinema vakti gelene kadar, bir yere oturacağız
-Biz de yorulduk çok, eşlik edebilir miyiz size?
-Tabi olur , dedi Yasemin
-Sen ne diyorsun sevgilim? , diye eşine sordu Ayten
-Olur, dedi adam sıkıntısı her halinden belliydi..

Forum’un IKEA’ya yakın tarafındaki Özsüt’e oturduk..
Daha zor anlar yaşamıştım hayatım boyunca, daha fazla oynamam gereken dakikalar veya saatler ama o dönemlerde yalnızdım ben, hesap vermem gereken veya değer verdiğim kimse yoktu..
Bu yüzden rahat olabiliyordum oynarken ama bu kez durum farklıydı..
Bir yanımda evlenmeyi düşündüğüm Yasemin oturuyordu, diğer tarafımda da kucağında oğluyla yatak arkadaşım, üstünde binbir fantezi gerçekleştirdiğim Ayten vardı ve kocası pürdikkat bizim tavırlarımızı inceliyordu.
Yasemin ise her şeyden habersiz Ayten’i tanımak ve oğlunu sevmekle meşguldü..

seriye bağladım resmen ve hiç takdir görmüyorum...

-e nasıl gidiyor yeni bölgede işler? Müdür oldun mu?
-yok henüz olamadım, alışamadım ayrıca yeni bölgeye
-Eee oğlum , ben olmayınca sinerji olmuyor tabi.. Nasıl bağlıyorduk doktorları be Todon
-Öyle, bu konuda becerikli sayılırdık
-Konaklamalı günlerde her akşam doktor yemeğe çıkar, orada ikna et sabahına kalk tekrar başla, zor oluyordu ama..
-artık yok konaklama , evime yakın tüm bölgelerim..
-Eskiden kalıyor muydun? Diye sordu Yasemin
-Bıraksan 5 gün kalırdı Yasemin, öyle aşıktı işine.. öncelikleri değişti herhalde?– bana keskin bir bakış attı –
-Artık önceliği benim demek ki ; dedi Yasemin o sevecen gülüşüyle
-Öyle olmalı; gördüğüm en dürüst adamlardan biridir Todon, yakışmışsınız birbirinize
-Teşekkür ederim Ayten’cim ama kızarmaya başlayacağım birazdan
-Yoo gerçekten, umarım bizim gibi mutlu olursunuz, çocuğunuzu kucağınıza alıp.. , dedi ve eşinin elini tuttu..

Tüm bu konuşmalar sırasında kocasının sesi soluğu çıkmamıştı ve bir ara çocuğu da alıp kalktı adam; tuvalete zütürecekti herhalde..

-Ben de Nike’da bir şey bakacaktım Todon, siz Ayten ile oturadurun sinemaya girmeden halledeyim şu işi, hem özlemişsinizdir birbirinizi..
-Beraber de bakabiliriz hayatım; desem de her zamanki sevecenliğiyle bunu kabul etmeyip mağazaya doğru uzaklaştı..

Ayten ile baş başa kalmıştık ve ne konuşacağımızı az çok tahmin ediyordum,

-Aramama sebebin belli oldu Todon Bey
-Bilmem , belki de ilk kez doğru bir şeyin içindeyim
-Biz yanlıştık yani?
-Çocuğun olduğunu söylememiştin bana..
-Hiç şaşırmadın ama gördüğünde..
-Demek ki senden beklentim zaten yüksekmiş..
-Henüz tüm beklentilerini karşılamadım ama.. ciddi ilişkilerde ekgib olan şeyler olur hep..var mı bir eksiğin gediğin?
-Şu an için yok, olsaydı arardım zaten..
-Bundan eminim,ya benim ihtiyacım varsa?
-bak Ayten, çok şey yaşadık ve zevkliydi hepsi ama sen hayatın başka yerindesin ben başka, bırakalım orada kalsın hepsi..
-Kibar bir ret midir bu?
-Evet, öyle adlandırabilirsin..
-Peki Todon bey, ben hazır olacağım ama , bilgin olsun ve dayanamaz ararsam da affet beni, şu anda fermuarını açmamak için zor tutuyorum kendimi
-Çocuğun adı ne?
-Can..
-Ona iyi bak..
-Olur

Yasemin’in elinde poşetle bize doğru geldiğini gördük ve Ayten hemen konuyu değiştirdi..

-O doktoru bağlamış olsaydık, kimse karşımızda duramazdı
-Haklısın bak bunda
-Aaaa hala sektörel muhabbettesiniz ya , dedi Yasemin

Ayten’in eşi ve oğlu gelmeden bizim sinema vaktimiz gelmişti; müsaade isteyip ayaklandık.
Ayten Yasemin’e öyle sıcak davranıyordu ki , Yasemin çok hoşlanmıştı kendisinden..
Gelip beni de yanaklarımdan öptü sonra ,

-arayı soğutmayalım Todon, bölgede hala ihtiyaç var sana, arada gel
-Şu işleri bir yoluna koyayım gelirim zaten..

Sinemaya girmeden önce Yasemin’in Ayten’lerle ilgili yorumu içimi parçaladı;

-Ne güzel bir aile, çocuğu da büyütmüşler geziyorlar onunla beraber, yardım et Todon bu kıza, sen bölgeden ayrılınca zorlanmış herhalde, görüşmek isterim Ayten’le..

Film ile ilgili hiçbirşey hatırlamıyorum, sanki beyaz dev perdede bambaşka bir film oynuyordu ve filmin konusu Ayten ile todon’du..
Ruhum sıkılmaya başlamıştı ve felaketler her zaman silsile şeklinde ve sürü halinde gezerlerdi..
Hazırlıklı olmalıydım…

Yasemin bir iş gezisi sebebiyle 1 hafta izmir’den ayrılacaktı.
Denizli’de birkaç müvekkili vardı ve onların davalarına girmesi gerekiyordu.
O bir hafta işime verdim kendimi tamamen, akşam yemeklerine doktorları çıkarmaya başladım tekrar.
Kafa dağıtmak için birebirdi bizim meslek, sosyal ilişkileri yönetmek kolay bir iş olmasa da becerdiğinizde sizi çok rahatlatan bir şeydi..
Firmada aldığım eğitimler liderlik yönümü geliştirmeye yönelikti ve çok da faydalı oldu aslında bakılırsa..
ilaç sektöründe ana amaç verilen hedefe koşmaktır, bunu nasıl yaptığınızla masa üstünde görece ilgilenilirdi, önemli olan sonuçtu..
Bir yöneticinin asli görevi ‘çalışana yapmak istemediği bir işi yaptırmaktı’..
bunu sağlamakta ki en önemli silah da stres yaratmaktı; böylece çalışanın algısı sürekli yukarılarda oluyordu, ama hayattan bezdirircesine yapılan bu uygulama çalışanları da demotive ediyordu aynı zamanda..
Kötüydü yöneticiler, acımasız görünüyorlardı..
Benim ise liderlik anlayışım daha farklıydı; hedefleri yönetmenin ana yolu bana göre duyguları yönetmekten geçiyordu ve bunun için de çok iyi bir dinleyici olmalıydınız..
Manevi yönden tatmin ettiğiniz bir çalışanın maddi hedeflere koşmaması gibi bir şey olamazdı benim bakış açımda ve bunu dile getirdiğimde haksız buluyorlardı söylediklerimi..
Hep aynı örneği verirdim onlara; Türkan Saylan…

Bir köşe yazarı yolda yürürken Türkan saylan’la karşılaşır ve çok istemiştir o güne dek kendisiyle tanışmayı..

-Merhaba Türkan hanım, ben Yeni Asır gazetesinde köşe yazarıyım, yaptığınız işlere, her şeyinize hayranım ama bugüne dek tanışma fırsatım olmadı hiç sizinle
-Merhaba çok memnun oldum, istediğiniz zaman projelremizde yer alabilirsiniz, bir mailiniz veya mektubunuz yeter, hepsini cevaplamaya çalışıyorum

Gibi bir diyalog eçer aralarında ve tokalaşıp ayrılırlar.. Adama 1 hafta sonra bir kutu gelir Türkan Saylan’dan ve içinde bir zarf..

- X bey, o gün karşılaştığımızda avuçlarınızdaki sertlik ve lekeler dikkatimi çekti, Dermatit olduğunuzu düşünüyorum.. Kutuda gönderdiğim ilaçları günde iki kez kullanırsanız iyileşeceğinizi tahmin ediyorum.. sevgiler…

işte liderlik budur bence, ayrıntıdadır hisler..
Bizim gördüğümüz tarafta, yani yüzünde, kıyafetinde, söylemlerinde korku vardır insanların.
Korku, beklenti,çıkar, geçmişin izleri..
bunların hepsini kamufle ederek sunar insanoğlu ama derinlerde hep ‘ilgilenilme, hislerine dokunulma ihtiyacı’ duyar..
Liderlik ve yöneticilik bir ebeveyn – evlat ilişkisi gibidir ve öyle kalacaktır hep…
Bir çalışanı geliştirmenin yegane yolu ona delegasyon vermektir, aynı annelerimizin bize bakkala ekmek almaya göndermesi gibi..
ve güvenmektir ona..

Bir hafta Yasemin yoktu ve ben gidip iki tek atmayı özlemiştim tek başıma..
Her zamanki bara gitmek geldi içimden ama en son Özge ile orada karşılaşmıştık ve tekrar bunu yaşamak istemedim.
Küçükpark’a gittim, cafelerin olduğu sokakta yürümeye başladım.
Sağlı sollu cafelerde gayet mutlu görünüyorlardı üniversite öğrencileri, entersandır ki onları böyle gördükçe ben de mutlu oluyordum..
O günler geliyordu aklıma ve sonra Fulya..
Arkamda bir koşma sesi hissettim ve sonra omzumda bir el..

-Hey, nereye? – Özgeydi bu –
-Birşeyler içmeye
-eşlik edebilir miyim sana?
-Hayır desem ne değişir ki?
-Hiçbirşey..
-Gidelim o zaman..

Bir bara oturup iki bira söyledik; heyecanlı görünüyordu..
Ben ise felaketler silsilesine hazırlıklı..

gibsen okumam

kıyıya dan sonrasını okumadım

-Ne yaptın? Dikildin mi karşısına? Sözünü tuttun mu?
-Sen tuttun mu?
-Ne söz verdim ki ben?
-Sarışın değilsin.. Kaç ay geçti üstünden..
-Evet hala saçlarım siyah, ama konumuz bu değil, neden yapmadın bunu?
-Bir küçük kız var, üç dört yaşlarında, geceleri çıkıyor karşıma, o yapmamı istemedi
-Bak sen ufak huurya
-Ağzını topla, kimbilir neyi temsil ediyor o..
-Canından çok sevdiğin güzel anneni belki de..
-Belki de..
-Bak Özge; ben artık mutlu biriyim, gayet anlamlı bir birlikteliğim var.. Kızın adı Yasemin ve çok güzel bakıyor, tüm defterleri kapattım artık.. Herşeyimin sahibi..
-Geçmişinin de mi?
-O defterleri kapattım artık..
-Ya biri açarsa?
-Bunu yapmayacaksın
-Neden?
-Çünkü, hiçbirşeyi bilmiyordun ve her şeyi ben anlattım sana.. Senden çekiniyor olsam anlatmazdım ve sen bunları ispiyonlayacak olsan, bu ilişkiyi kendin öğrenip yapardın bunu..bu şekilde sihri kaçar bu işin..
-mantıklı söylediklerin, o kızın da canını yakacaksın
-bu sefer yanılıyorsun işte..
-Öyle hissediyorum, o zaman Yasemin’e içelim
-Bak bu olur..