-
1.
+7 -2Benden imkansızı istediler, sahip olduğum benliğimden vazgeçmemi ve sadece bir makine olmamı.
Duygusuz, soğuk kanlı, mantığa bağlı bir makine.
Olduğum adamı, benliğimi, yaşamımı feda ettim.
Peki ya bu makine işe yaramazsa Krios başaramazsa geriye ne kalır ki.
Benim adım Krios! -
2.
+5Bölüm 1: Başlangıçtan Önce
200 yıl önceydi 3. Dünya Savaşı sonrası atılan nükleer bombalardan sağ çıkanların oluşturduğu bir topluluk kurulmuştu. Hepimiz yer altında açlıktan fare yiyip ölmek üzereyken bulunmuştuk. Hepimize radyasyon geçirmeyen kıyafetler giydirilmiş ve aya kurulan üsse zütürülmüştük. Biz kalan son insanlardık. Geri kalanlar ise bazılarımızın atalarımız olarak adlandırdığı uzaylılardı.
Üsse zütürüldüğümüzde tek gözünü kaybetmiş yüzünün yarısı erimiş bir adamın bağırtısını duyduk.
_ Zaman alehimize işliyor. Yarım saat sonra B kapısındaki 2. Odada hepinizi görmek istiyorum. Şimdi yemeklerinizi yiyebilirsiniz, afiyet olsun.
Sadece ağız şapırtıları başka hiçbirşey duyulmuyordu. Açlığın vermiş olduğu bir iğrençlik. 2 ay öncesine kadar bu adamlsr borsacı, ünlü bir reklam yıldızı, işçi, çöpçü, işsiz, ya da öğrenciydiler. En azından savaştan önce. Benimle yer altında yaşayan bu adamların yarısının olmaması kimsenin umrunda değildi, tek istedikleri o ne olduğunu hala bilmedikleri yemeğin tadını bile almadan mideye indirmekti. Onları yargılayamazdınız. -
3.
+3Bölüm 3: Yaşama Geri Dönüş
Aydaki 3. Haftamızdı pgibolojik ve fiziki yardımlar alıyorduk, herkes konuşmaya başlamıştı bile eski hallerine dönmeye başlamıştı ama yaşadığım şeyler asla gitmeyecekti, temel ihtiyaçlar dışında konuşmuyordum, ta ki onu görene kadar.
isminin lydia olduğunu söyledi, yeni pgibiyatrist. Sanırım aşık olmuştum. Bu kötüydü bu gerçekten çok kötüydü ailemi gözlerimin önünde o ahtapot kılıklı zırhlı iğrenç yaratıklardan biri yüzünden kaybettiğimden, eski yaşantıma, ölen köpeğimin isminden, gözlerimin önünde parçalanan cesetlere kadar bi çırpıda anlatmamı sağlamıştı. Buz gibi olmuştu, kocaman yeşil gözlerinin dolduğunu anlamıştım, benimkiler de dolmuştu ama o kadar dı, ağlamak için herşeyimi verirdim ama zamanında ağladığım için göz pınarlarım artık kurumuştu, istesem de ağlayamıyordum, ağlasam rahatlayacaktım ama olmuyordu.
Lydia ile konuşmaya başlamamdan sonra bulunduğum yerde tekrar sosyalleşmeye başlamıştım, iletişim kurabiliyordum, Lydia ile yakınlaşmayı arttırmıştım oda bana aşık olmuştu artık her hareketinden belliydi, hayata tutunmaya başlamıştım ve bırakmaya hiç niyetim yoktu. -
4.
+2Crysisden calintidir ..
-
-
1.
0Tam çalıntı değil de esinlendim panpa
-
1.
-
5.
+2REZa zerrab
-
6.
+2Morty :Beta timi artık hazırsınız, 6 saat sonra nihayet evimize döneceğiz, göstermiş olduğunuz çabanız takdiri hak ediyor. Yapılacak son ayarlamalardan sonra sizleri çağıracağız.
Lydianın gözlerine baktım içimdeki sıkıntıları yine alıp zütürdü benden. Ben zaten dünden hazırdım onun gülüşü için herşeyi yapabilirdim.
Lydia ile tenha bir yerde konuşmaya başladık.
Ben :sakın korkma olur mu yanında ben varım sana asla zarar gelmesine izin vermeyeceğim.
Lydia : kendimden değil sana bir zarar geleceğinden korkuyorum.
Ben : bana mı hahahahha 2 ay yerin altına kaldım nükleer felaketten ve o ahtapotlardan canlı çıktım sanırım bununla da başa çıkabilirim.
Lydia sadece sarılmıştı titriyordu ve çok sıkı sarılıyordu. -
7.
-2sen bu hikayeyi uydururken bana anan o tatlı amcuğunu şapır şupur yalıyorum xd
-
8.
+2Şukulayın beyler adam emek vermiş hikaye sarıyor
-
9.
+2Bölüm 2: Başlangıçtan öte
ismini hala bilmediğimiz o iğrenç yanıkları olan herifin ayak seslerini duymuştum, saatlerde değişiklik oldu herkes yemeğini bitirir bitirmez 2. Odada benimle buluşsun.
Hala kimseden bir çıt çıkmıyordu, hepimiz hipnotize olmuş gibiydik aslında 2 aydır bu taktan durumdaydık iletişim sıfır, sorgulama sıfırdı, hayatta kalmamızı sağlıyordu, enerji harcamıyorduk, zaten istesek de yapamazdık günden güne eriyorduk.
Odaya geçtiğimizde aslında oranın bir revir olduğunu anladım, tahliller ıvır zıvırlar, ardından nerede olduğumuzu anlattılar.
Ayda tüm milletlerin bir arada yaşadığı bir üsde bulunuyorduk kurtulan 500.000 kişi içindeydik buraya ne zaman saldıracaklarını bilmiyorduk ya da saldırmayacaklarını, tek bildiğimiz yaşamak için birbirimize tutunmamız gerektiğiydi. -
10.
+1Bölüm 6 :ParanoyaTümünü Göster
Uyandığımda kendimi evimde buldum sanki 8 aydır hiçbirşey olmamış gibiydi, herşey yerli yerindeydi. Odamdan kendimi dışarı attım alt kata indim köpeğimin beni görünceki o umursamaz tavrı annemin ve bababamın hadi yüzünü yıka sonra kahvaltıya gel demesi, koşup ikisine de sarıldım sıkı sıkı.
Annem: Bişey mi oldu oğlum iyi misin garip davranıyorsun.
Babam : hadi hadi yüzünü yıka sonra kahvaltıya gel annen scramble egg yaptı.
Banyoya gittiğimde herşeyin çok düzenli olduğunu fark ettim o diş macunu bile ortadan sıkılmamıştı, elimi yüzümü yıkadıktan sonra, kahvaltıya gittim. Gerçekten kahvaltı etmeyi özlemiştim. Ama yine de inanamıyordum, Lydia gerçekti her anı gerçekti, buna yemin edebilirdim, yaşadığım diğer şeyler de, yoksa ölmüş müydüm en son ne olmuştu hiçbişey hatırlamıyordum sadece Nebukadnezar dan Dünyaya gittiğimizi hatırlıyordum ondan sonrası yoktu.
Ahhhh! Korkunç bir baş ağrısı, yemeğimi yedikten sonra odama gittim, rüya olamazdı olmamalıydı Lydia gerçekti onu seviyordum 2 ay yerin altında 6 ayda, ayda kurulu bir üsde yaşadım, aldığım eğitim, o simülasyonlar, geçen zamanın her zerresi. Ev gerçek olamazdı aşağıya indim, annemle babamın elinde patlamış mısır kaseleriyle beraber mutfaktan çıkıyorlardı, biraz önce çok sessiz değil miydi, konuşmalarını hiç duymamıştım, mutfağa baktığımda herşey yine düzenliydi ama fazla düzenliydi, onlar benim annem ve babam değillerdi mısor patlattıkları tava ortada yoktu, mısırın kokusu bile yoktu sadece bir görüntü o kadar.
Artık emindim mutfaktaki bıçağı aldım çıkan sesten köpeğimin huysuzlandığını fark etmiştim annem ve babam bana bakıyorlardı, anlamış olmalılar, köpeğimin bana hırladığını duydum, küçük bir pug cinsi köpeğim asla bana havlamaz ya da hırlamazdı ayrıca heryere tüy döker ve asla böyle uyuşuk kalmazdı diğer puglardan daha enerjikti hatta hiperaktif bile sayılırdı.
Köpeğim Jerry üstüme atılmıştı koşarak geliyordu, hiçbir ses çıkarmadan kanlar içinde yatmaya başladı.
Annem çığlık atıyor babam ise bağırmaya başlamıştı bile, ellerimde kan vardı o köpek gerçek değildi diye bağırdım.
_ O köpek gerçek değildi!
Anlamsız anlamsız suratıma baktılar
_ sizde gerçek değilsiniz!
Babam birden üstüme atlayıp bıçağı elimden aldı yediğim 10. Yumruktan sonra bayıldığımı hissedebiliyordum, işin ilginci aldığım eğitimlerimdeki taktikleri uygulayamayacak kadar ağır ve kuvvetliydi, üzerime ağırlığını her verdiğinde nefes alamıyordum, her yumrukta başıma sanki çekiç ile vuruyorlardı. Dayanamadım akışına bıraktım. -
11.
+1Rezzzzzzzz
-
12.
+1Rezzerved
-
13.
+1Arkadaşlar serkan sağolsun amk entrysini yazdığım halde göndermedi yarın bölüm 6 : Paranoya ile sizlerle beraber olacağım. Bugünlük bu kadar olucak umarım beğenmişsinizdir.
-
14.
+1Uyandığımda bembeyaz bir odadaydım, kıyafetlerim, dahil herşey beyazdı, kapı açıldı, işte bu Morty hayattaydı.Tümünü Göster
_ Morty latinet olsun öldün sandım benim James nerdeyiz biz?
Morty: James yeter artık 3 hafta içimde gelişme göstermiştin ama yine eskiye dönmeye başlıyorsun, ilaçlarını yine almadın mı yoksa.
Lanet olsun Mortyi de burda tutuyor olmalılardı beynini yıkamış olmalılar 3 haftadır bana ne veriyorlarsa ona da öyle birşey veriyor olmalılar, buradan çıkmalıyım hemde hemen, en azından Lydia güvende.
Morty : Annenle baban ile olan randevunun tarihini değiştirmek zorundayım James yine aynı şeyleri yaşamanı istemiyorum, tehlikelisin.
_ Ben mi tehlikeliyim? HA BEN Mi TEHLiKELiYiM PiSLiK HERiF? SANA NE VERiYORLAR HA SÖYLE SANA NE VERiYORLAR EKiBiN GERi KALANI NERDE MORTY EKiBiN GERi KALANI NERDE SENi huur ÇOCUĞU!
Avazım çıktığı kadar bağırıyordum içeri iki tane hemşire girdi bunlar Abby ve Lydiaydi boynuma giren iğnenin yakma hissi ve gözümün kapanması. Lanet olsun yine oluyor. Her yer kapkaranlık ve sessiz.
Elimde bir deste kartı karıştırıyorum, lanet olsun salon gibi bir yerdeyim ekibimin tamamı burada, ne zaman uyandım ne ara buraya geldim, tanımadığım bir çok kişi var, bizden başkaları da mı varmış yoksa, ama pencere, lanet olsun odada pencere var ve açık, bizi burda tutmuyorlar, beni burada tutuyorlar Kimse Abby ve Lydianın ismini söylemedi yaka kartlarında da yazmıyor, annem babam da ismimi söylemedi fakat Mortye ismimi söylediğimde anca o zaman ismimi duydum. Sanırım paranoyak bir şizofren hastası değildim.
Abbynin yanına gittim, yaka kartını okuyamıyordum nedense, sürekli değişen bulanık küçük harflerden başka birşey değildi.
_ Abby beni odama bırakır mısın acaba kendimi pek iyi hissetmiyorum da?
Abby : Peki James, bu arada son 3 ayda bayağı bir gelişme gösterdin.
_teşekkür ederim Abby
Yaka kartına baktığımda çok net bir şekilde Abby yazıyordu. Lanet olsun haklıydım burada bir tek ben vardım geri kalan herşey sahteydi.
Abby beni odama bıraktıktan sonra teşekkür edip yatağıma oturdum. Plana ihtiyacım vardı, ya da hayır plansızlığa ihtiyacım vardı lanet bir iğne daha yemeyecektim uyanmam gerekiyordu, dışarı, rüyadan çıkmanın en kolay yolu neydi, ölmek. Oyunu bozmanın zamanı gelmişti, öyle ya da böyle bir backdoor bulacaktım.
Düşün James düşün, vücuduna ne veriyorlarsa bunun sayesinde, sana hayaş göstertiyor da olabilirler çünkü acıların gerçek, öte yandan bir rüya da olabilir bir çeşit hipnoz.
Bilmenin tek bir yolu var. -
15.
+1Yatağın baş ucundaki tahta çubuklardan birini kırdım artık elimde bi tahta parçası vardı ve öyle ya da böyle istediğimi alıcaktım, aşağıya iner inmez Mortynin kafasına hızla vurmaya başladım, o huur çocuğunun Morty olmasına imkan yoktu biliyordum. Lydia telefonla birilerini arıyordu, evet tam tahmin ettiğim gibi Abby da iğneyle bana doğru geliyordu, Morty bayılmıştı, sıra Abbydeydi, hızla vurmaya başladım iğneyi rlindrn düşürmüştü ama iğneye birşey olmamıştı, Abby da bayıldıktan sonra iğneyi aldım, etrafımdakiler hep bana bakıyordu, ne olucağını karar verememiş bir robot gibi izliyorlardı, lanet olsun ne yapıcaktım, içeri 2 adam girdi bunlar polisdi, Abbyi kaldırıp iğneyi boynuna batırdım, polislere dönüp eğer silahları yere bırakıp buraya atmazsanız kıza enjekte ettiğim şey öldürebilir diye bağırdım.
Sessizlik çöktü ama silahlar bırakılmadı. Siz bilirsiniz aşşağlık herifler uyanmak için zaten ölmem gerekiyor. iğnenin içindekileri Abbye enjekte ettim, aya kalktım bir el ateş sesi, ıska tam tahmin ettiğim gibi, üstlerine yürüdüm bir kez daha 2. ıska, ölmemi istemiyorlardı buradan çıkmalıyım 3. ateş kolumda bir sıyrık. Polisin elinden silahı alıp tetiği çektim, bir kez daha ateş ettim bh sefer yanındakine, hiç bir zorlanma yoktu, rüya evet rüya burası tamamen benim hakimiyetim içindeydi ve kimse birşey yapamıyordu silahı alnıma dayadım.
_içime giremeyeceksiniz huur çocukları!
Tetiği çektim. -
16.
+1Bölüm 7 : KaçışTümünü Göster
Sıçrayarak uyandım, lanet olsun bir sıvının içerisindeyim ve garip ince ve elastik bir kıyafet vardı üstümde, ağız ve burnumda borular vardı ve sanırım ensemde de metal birşey vardı, lanet olsun neredeydim ben. Ağızımdaki şeyi çıkartırken hem yemek borumda hem de soluk boruma kadar uzandığını fark ettim, inanılmaz bir acı başka hiçbirşey değildi, sıvı birden alttaki bir giderden gitti, iğrenç yapış yapış bir jeldi aslında bu, sıra ensemdekiydi, lanet olsun ensemdeki canımı çok acıtıyordu tüm kemiklerime bsğlı gibiydi sabırım omurgama bağlıydı yanlış bir harekette felç olabilirdim ama yapabilecrğim hiçbirşey yoktu, acıya dayanmalıydım, dayanamadım avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım, arkada bir somun vardı sanırım zorla çevirmeye ardından da daha rahat çıktı, ensemden iğrenç uzun bir iğne çıktı. huur çocukları. Hemen yüzümü kontrol ettim acı yoktu vücudumda da bir acı yoktu, peki o yanıklar ne olmuştu yanaklarıma gerçekten de 3 4 ay geçirmiş miydim orada. Lanet olsun, Lydia!
Buradan çıkmalıydım, onu bulmalıydım cama tekme atarsam kırabilir miydim iğrenç bir yorgunluk vardı, elimi kolumu kaldıramıyordum bile, soluklandım kapıyı ittirdiğimde hemen açılmaya başladı, o şeyleri çıkartırken büyük ihtimalle otomatik olarak açılmıştı.
Sürünerek ordan çıktım, soğuk çok soğuktu yürüyemiyordum lanet olsun yürümek çok zordu, çok zayıflamıştım, saçım kaşım kirpiklerim herşeyim dökülmüş ne yapmışlardı bana.
Gölgeler geliyordu, homurdanma sesleri metal alaşım seslerine karışıyordu, duvara doğru iyice yaklaştım ahtapotlar, 2 tanesi fark etmeden gitti sürünerek hızlıca çıktım. Halim kalmamıştı, bir tiz ses duydum arkamı döndüğümde ahtapotlardan birini ve bana doğru mavi bir ışığın geldiğini gördüm. Giysi iyice bedenimi sarmaya mı başlamıştı yoksa o elektrik benim kasılmalarımı mı arttırmıştı.
Ayağa kalktım, ve var gücümle koşmaya başladım. Tanrım demin yürüyemiyordum bile şu an ise koşabiliyordum. Up uzun bir merdivenden yukarı doğru çıktım her taraf çizik içindeydi sanırım ahtapotların zırhları bu hale getiriyordu. Sığınak lanet olsun nükleer sığınaktaymışım, başlangıçtan beri aynı yerdeymişim, lanet olsun, hızla denize doğru koşmaya başladım, gemi lanet olsun gemi yoktu ve arkamdan ahtapotlar geliyordu denizden çıktığım gibi koşmaya başladım normalden daha hızlı koşuyordum, kalbim çok hızlı çarpıyordu, ölmek istemiyordum, Lydia neredeydi lanet olsun protokolü uygulayıp gitmiş olmalılar nasıl kurtulacaktım yalnız ben kalmıştım. Hızlı olmalıydım.
izimi kaybettirmiş olmalıyım bir kütüphaneye girmiştim, artık rahatlamalıyım. Burada bir bilgisayar olmalı üsse mesaj gönderebilirim.
Bir telefon buldum, umarım şarjı vardır şebekenin çektiğini hiç sanmıyorum. Anten görevini görecek birşey lazımdı çekmeceleri ve etrafı karıştırdım, işte bu kulaklık anten görevini görecekti bende mesaj göderebilecektim.
Telefonu açınca şarjının %5 olduğunu gördüm radyo kanallarını teker teker geziyordum, fajat nasıl telsiz gibi kullanacaktım ki lanet olsun plan suya düşmüştü, şans eseri cızırdamaları duymuştum ses gidip geliyordu ama bir insan sesiydi. Herkimsen seni görebilmemiz için dışarı çık. Mesaj gönderememiştim ama radyo frekanslarından dinlendiklerini anlamışlardı, dışarı çıktım telefonla ses birden kesildi lanet olsun telefonun şarjı bitmişti, asla buradan kurtulamayacaktım.
1 hafta sonra hiçbirşey yemeden ve içmeden aynı yerde kütüphanede ölümü bekliyordum, acıkmıştım, ayaklarım yine tutmuyordu sürünerek ve kendi kendimr konuşarak zaman geçiriyordum, sonra birden gürültü duydum.
Koşup cama baktığımda Nebukadnezarı görmüştüm, aşağa doğru sürünerek indim, beni gördüklerinde ekip beni kaldırıp gemiye aldı ve ağızımdan tek bir gelime döküldü o iyi mi? -
17.
+1_O mu? Şey sanırım Lydiadan bahsediyorsun evet gerçekten iyi, ben jack yeni beta ekibindenim artık dinlenme zamanın geldi James eve geri dönüyorsun.Tümünü Göster
Bunu daha önce de duymuştum dünyaya giderken. Artık hangisi evimdi bilemiyordum.
Elimdeki bir damardan serum bağını görebiliyordum, uğultulu yüksek sesler lanet olsun boynuma batırılan iğneyi fark etmiştim tekrar sakinleştim ve rahatlamaya başladım.
Uyandığımda üsde bir hastane odasındaydım, o uyandı diye bağırdı biri, içeri David girmişti, başkan David, kıçımın başkanı beni kurtarmak için neredeydi.
David: James seni gördüğüme sevindim dostum beta ekibinden 3 kişi kurtulmuştu bir buçuk sene boyunca nasıl dayandın anlatmanı umuyorum, vücudun çökmek üzereyken eski haline 6 ayda anca döndü 2 yıllık bir kaybın var asker ama döndüğüne memnunum, eğer kabul edersen seni alfa ekibine almak istiyorum dostum, fakat şimdi dinlenmelisin.
_Lydia nerde o iyi mi?
David: evet o iyi yalnız, neyse işte o iyi James kendini iyi hissedince seni buradan çıkartıcaz fakat şu an yorgunsun dinlenmelisin.
Lydiayı görmeliydim David kem küm edip duruyordu birşeyleri saklıyordu lanet herif.
Davidi tutup kendime çektim.
_bana bak başkan bozuntusu 2 sene boyunca o çukurda yaşadım, beni biyolojik bir cihaza bağladılar omurgama iğrenç uzun bir iğne ile hükmettiler, boğazıma iki ayrı şey soktular nefes ve gıdaları oradan alıyordum kaçtım 1 hafta boyunca aç ve susuz yaşadım, eğer beni şu an bırakmazsan beta 2 ekibini iki parçaya ayırır seni de ahtapotların ortasına atarım, Lydiayı görücem lanet herif çekil başımdan.
David şaşırmış olmalıydı o korkak adam gitmiş yerine güçlü bir asker gelmişti, doğru Lydianın odasına doğru koşmaya başladım.
Kapıyı çaldım. Kapıyı açtığında içeride bir erkek vardı, Lydia bana donuk gözlerle bakıyordu. Sen ölmüştün diyebildi sadece sen ölmüştün dedi. içeri girip adamı yumruklamaya başladım, hzılı bir tekmeyle beni savurmuştu, üstüme çıkmıştı ve hızşı hızlı yumrukluyordu, Lydia sadece çığlık atmakla yetiniyor adam ise karımdan uzak dur diye bağırıyordu, evlenmiş miydi, hayır bu olamazdı.
Gülmeye başladım şnsanlar kapının önünde dueup izliyorlardı Davidi gördüm, Thomas diye bağırmaya başladı, iyice kahkaha atmaya başladım, önce burnuna sonra da çenesine vurdum dengesi şaşmıştı, burnuna hızlı hızlı vurmaya başladım yüzünü değiştirmek istiyordum en son beni ayağa kaldırıyorlarxı kollarımdan tutmuşlardı Thomas ın kafasına var gücümle tekme attım, inleme sesi geldikten sonra Lydiaya baktığımda sadece ağlıyordu, Davidin yabından geçerken yüzüne baktım.
_Alfa timini kur ahtapot avına çıkmak istiyorum!
David rahatlamış gibiydi sanırım benim için planları vardı.
David: Sana yeni bir künye bastırmamız gerekiyor James.
_ Bu ismi bir daha duymak istiyorum .
David: Künyene ne yazmamı istersin.
_ Krios
David : kütüphanede mitoloji kitaplarını fazla karıştırmışsın evlat ama tamam istediğin gibi olsun. -
18.
+1Devam panpa
-
19.
+1Rez sardı
-
20.
+1Rezervasyon.