1. 248.
    0
    Schizophrenia grubuna selam olsun *
    ···
  2. 247.
    0
    panpa şimdi tövbe edip dine uygun yaşamaya başlasak tamamen korkudan cehenneme gitmeme isteğinden olacak da samimi olmayacak gibi hissediyorum ne dersin
    ···
  3. 246.
    0
    islamı yaşamaya başlamak isteyen panpalarımın okuması için uplayacagım. ileride başka şeylerde yazabilirim.
    ···
  4. 245.
    0
    uplamak lazım
    ···
  5. 244.
    0
    reserved
    ···
  6. 243.
    0
    @244 olabilir panpa
    ···
  7. 242.
    0
    Bu sırada AKP iktidarı 2315. olimpiyatları almak için uğraşıyor, bir takım iş adamları ve siyaset adamları ise ayakkabı kutularında sakladıkları paraları sıfırlamak ile uğraşıyordu. NTV sporu açtım aziz yıldırımın şike davası için papaya kadar gittiğini anlatıyordu. VTR olarak trabzonun kıyametin kargaşasından yararlanarak hala almadıkları kupayı çalma girişimlerinin bulunduğunu yazıyordu. Gazeteler hükümetin kıyamet türkiyeyi teğet geçti açıklamalarına ilk sayfada yer vermişti. Bu karışıklıkta yüzü gülen iki şey vardı. Birincisi yarın 2315 YGS sınavına girecek olan öğrenciler ve insanların önünde ekmek kuyruğu oluşturduğu yarın iphone 100 ü tanıtacak apple. Ha bu arada zaman gazetesinin manşeti "biz size demiştik"
    ···
  8. 241.
    0
    yazmayı durdurdum belki ileride başlarım.
    ···
  9. 240.
    0
    reserved
    ···
  10. 239.
    0
    rezerved
    ···
  11. 238.
    0
    yaz sen hafız
    ···
  12. 237.
    0
    okuyan varmı ??
    ···
  13. 236.
    0
    her nefes alışımda ileride akan şelalenin kokusu burnuma geliyor. yeryüzü pamuksu bir nesneyle kaplanmış. her bastığımda, sonsuza kadar burada kalacagım aklıma geliyor mutlulugum artıyor. tüm insanlar, cinler ve melekler bana bakıyolardı hiçbir anlam veremiyordum. karşıdan akan şelaleden su içmek için egildim. suyun berraklığından dolayı yansımamı gördüm. alnımda hala kafir yazıyodu birden geri çekildim, su içmeden uzaklaştım oradan..
    -
    melekler yanıma gelip, beni mekanıma zütürmek için izin istiyorlar. ben ise etrafın büyüleyici atmosferine hayran kalmışım cevap bile vermiyorum. ardından onlara ben burada yaşamak istiyorum sonsuza kadar..
    -
    efendim siz nasıl isterseniz öyle olsun fakat size özel ayrılmış mekana gitmenizi öneririm.
    -
    size özel dedigi zaman içimde bi merak uyanıyor. beni zütürün dedim. gözümü kapatıp açınca karşımda duran büyük ihtişamlı bir saray belirdi. kuleleri gökyüzünü delip geçmişti. kapısı ise büyük bir han kapısını andırıyodu.. saray altın kaplamalı, kapı zümrütten, kuleler pırlantayı anımsatan parlak taşlardandı...
    -
    yanımdaki melek;
    begendiniz mi ?
    -
    hakediyor muyum ?
    -
    hakediyorsun...
    -
    ev benim boyutuma göre çok büyüktü nasıl burada yaşayacagım diye düşünürken boyum uzamaya başladı. kahkalar atıyodum kendimce ne istersem oluyodu. evin içerisine girdimgimde duvarda Allah yazısı dikkatimi çekmişti. o kadar süslü ve güzel yazılmıştı ki onu film seyredermişcesine izliyordum.
    -
    melekler yanıma gelip; yemeğe davet edildin. gitmek istermisin. dedi.
    -
    tamam ben kendim giderim. dedim.
    -
    yola koyuldum fakat yolu bilmiyorum yanımdan meleklerde ayrılmıyor. biraz yürüdüm fakat çok hızlı yürüdüğümü farkettim o anda yanımdaki melekler geldik dedi ve kayboluverdiler.
    -
    kafamı kaldırdığımda karşımda o mübarek yüz belirdi. yanıma gelip selam verdi.
    -
    hz isa: seni yemeğe ben davet ettim. gel seni birileriyle tanıştıracam. dedi.
    -
    mükellef bir sofra hazırlanmıştı.. orda oturan annemle babamı gördüm bana gülümsüyolardi. koştum onlara dogru içim içime sığmıyordu. sarıldım ellerinden öptüm onlarla konuştum doyasıya..
    -
    yanımdaki sofrada binlerce insan oturmuş sohbet ediyolardi. hz isa'ya onlar kim diye sordum.
    -
    hz isa; onlar senin kardeşin. savaşta kol kola savaştığın insanlar..
    -
    o büyük sofraya oturup selam verdim. herkes aynı anda selam verince saygın biri oldugumu düşündüm bir an..
    Tümünü Göster
    ···
  14. 235.
    0
    Birçok kimsenin hayalinde ki cennet, bulutların içinde, bir sis perdesinin ardında, beyaz rengin hakim olduğu, aydınlık, fakat puslu bir alemdir.. fakat öyle degil bambaşka bir alemdeydim.
    -
    Bazı kişilere göre ise yalnızca yeşilliğin, kırların ve çayırların bulunduğu, kuzuların otladığı, insanların ağaçların altında oturup önlerinden akan dereleri seyrettikleri yeşilliklerdir. Bu cahilce anlayışa göre cennet, her ne kadar huzurlu, sakin, güvenli de olsa, sonsuz bir hayat düşünüldüğünde monoton ve sıkıcı bir yer olarak düşünülmektedir.
    -
    Cennet dünyaya çeşitli yönlerden benzemekle birlikte dünyanın kat kat daha üstün kusursuz ve ekgibsiz olanıdır.
    -
    Bir çok insan, dünya üzerinde ekgibsiz ve mükemmel bir yaşamın kurulabileceğini sanır. Gerekli maddi imkanlar elde edildiğinde, bu dünyadaki yaşamın insanı tam olarak tatmin edebileceğini ve mutlu kılabileceğini düşünür. En yaygın kanaate göre insan, maddi bir zenginlik, bu düşünce doğrultusunda gerçekleştirilmiş bir evlilik, diğer insanların gözünde saygınlık ve toplum içinde güçlü bir kariyer elde ettiğinde, kusursuz bir hayat kurmuş olur.
    • **
    Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur, bir bilselerdi.
    • **
    orda hasta olmak, acı, sıkıntı, uyuma, yorulma, yiyecek içecek derdi, tuvalet ihtiyacı, terlemek.. vs dertleri yok. heşey güllük gülistanlık. peki bunlar neden dünyada yoktu..
    -
    Allah dileseydi insanı tüm bu ekgibliklerden ve kusurlardan arındırarak yaratabilirdi. Ancak Allah insanı bu şekilde yaratmakla, ona kendi acizliğini ve zayıflığını göstermektedir bunu orada anladim.
    -
    insan acizliği ve zaafiyetiyle, dünya hayatının her anında defalarca yüzleşmek zorunda kalır. Öncelikle çok değer verdiği bedeni ona bu durumu sürekli olarak hatırlatır. Her sabah uyandığında şişmiş ve şekli bozulmuş bir yüzle güne başlar. Ağzında hoş olmayan bir tat ve koku, cildinde, saçlarında ve bedeninde rahatsızlık verecek bir kirlilik vardır. Eğer ayrıntılı birtemizlik yapmazsa, insan içine çıkamayacak durumdadır. Üstelik bu temizliği gün içinde sık sık tekrarlaması gerekmektedir. Çünkü üzerinden birkaç saat geçmesi, sabah yapılan temizliği yok edecektir. Birkaç gün ayrıntılı temizlik yapmaması ise insanı çok aciz ve çevresindekileri dahi rahatsız edecek bir duruma sokmaktadır.
    -
    insan bedeni, taş ya da metal gibi sağlam ve dayanıklı bir maddeden değil, son derece çürük bir malzeme olan etten yapılmıştır. Bu etten oluşan beden, incecik bir deri ile kaplıdır; her an en ufak bir kazada bu deri yırtılabilir. Et de yapısı gereği son derece dayanıksızdır; basit darbelerden etkilenir, şekli bozulur, morarır ve yaralanır. Ve yaşlılıkla birlikte de eski canlılığını yitirmeye, buruşmaya ve pürüzsüz halini kaybetmeye başlar. Ölümle birlikte çürüme gerçekleşir. Toprağa konulduktan birkaç hafta sonra, beden parçalanmaya başlar, kurtlanır, bakteriler tarafından yenir ve yok olup toprağa karışır.
    -
    tüm bunlar insana aczini göstermek ve dünyanın ekgibliğini hatırlatmak için özel olarak yaratılmış kusurlardır. Oysa insan et yerine çok daha sağlam ve temiz bir malzemeden yaratılmış olabilirdi. Acıdan, hastalıktan ve pislikten tamamen uzak olabilirdi. Tüm bunlar aslında, insanın Allah'a ne kadar muhtaç olduğunu ve acizliğini hissettirmek ve dünyanın ne denli "ekgib ve kusurlu" bir yer olduğunu göstermek için var edilmektedir..
    Tümünü Göster
    ···
  15. 234.
    0
    Panpa yanlis biliyorsun. Kiyamette ayni kavimler helak olurkenki pişman olmayısları gibi kurtuluruz düşüncesiyle olacakalar korkmayacaklar
    ···
  16. 233.
    0
    oç nie yazmayı bıraktın
    ···
  17. 232.
    0
    lan devam lan
    ···
  18. 231.
    0
    helal olsun panpa çok iyi anlatıyosun gerçekten kocaman reserved okuyan var merak etme panpa sen devam et yeter çok iyi ayarda çok iyi hızda gidiyosun
    ···
  19. 230.
    0
    up up kafirler belki imana gelir
    ···
  20. 229.
    0
    reserved
    ···