/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +4
    Bir saat kadar sonra Emir ve Hamza ilk defa dışarı çıkma cesareti göstermişlerdi. Ahmet koluna sarılan bez parçasıyla yere yatmış, bekliyor Timuçin ise zemine sert adımlarla vururken elini çenesine zütürmüş, düşünüyordu. işte bu manzara beni kendimi sorgulamaya zütürdü. Ben Ahtapot düşündüğüm kadar zeki değilmişim.

    Halbuki her şeyi planladığımı düşünüyordum. Fakat durum şimdi içinden çıkılamayan bir hal almıştı. Kendimi yeniden yere bırakarak geniş kubbeyi izlemeye başladım. Her zaman merak etmiştim mabetlerin ihtişdıbını...

    Ezelden beri o müthiş medeniyetler en geniş kubbeli mabetleri yapmak için birbirleriyle yarışmışlardı. Süleyman Mabeti zamanının en irisiydi. Lakin onu Ayasofya geride bırakmıştı. Hatta rivayet oydu ki Doğu Roma Kayzeri Ayasofya'nın bitişinden sonra "Seni geçtim Süleyman" diye bağırmıştı. Çok değil şehrin bir sonraki imparatorları onuda geride bırakacaktı.

    Hep böyleydi aslında halklar açlıktan ölürken Mabetler birbiri ardına sıralanıyor, büyüyorlardı. Ve hatta el değiştiriyorlardı. Ayasofya Kilise iken Cami olmuştu
    ···
  2. 77.
    0
    Reserve
    ···
  3. 78.
    +5 -2
    Düşüncelerimden Emir'in sert sesinden çıkan çocuksu cümlelerle sıyrıldım "Dışarısı temi görünüyor, dilerseniz hareket edelim" Bu adamın dev görüntüsünün altında ne yatıyordu acaba. Ne yaşamıştı. Sorularım çoktu lakin vakit yoktu. Başımdan bez parçasını çektiğimde kanamamın durduğunu fark ettim. Çantamı sırtladım ve silahlarımı kontrol ettim bende ekgib yoktu lakin matarasını, erzağını otobüste bırakan birkaç kişi vardı.

    Onlar bizi epeyce meşgul edecekti... Toparlanarak tekrardan yola koyulduk. Etraf yine çok sessizdi umarım bu defa işler istediğimi gibi gider... En arkadan yol alan Zeynep'in yanına sokularak

    -Allah rahet eylesin. dedim fakat yüzünden düşün binparçaya bölünmüştü. Haifiçe başını sallayarak
    -Sağol. dedi sesi duyulamayacak kadar kısık çıkmıştı.

    Onun o hali kalbime bir mızrak gibi girmişti. Onu ve ailesini düşündüğümden değil. Kendi ailemi merak ettiğimden. Onlar farklı bir şehirde yaşıyordu. Olayların başlangıcından iki gün önce konuşmuştum annemle hayallerimden bahsediyor dua istiyordum...

    Fakat o ilk zamanlar kadar düşünmüyordum onları. Hatırım yavaş yavaş silmişti ailemi. Erkek kardeşim kız kardeşim hepsi birer birer yok olmuşlardı hafızamdan. Yumruğumu sıkarak "Bu nasıl bir lanet" diye geçirdim içimden.

    Nasıl bir lanet ki bize en sevdiklerimizi bile unutturmayı başarıyordu. Nasıl bir kıyımdı ki kendimizden nefret etmemize neden oluyordu. Başımı kaldırarak sessizce birkaç küfür savurdum ve gözlerimi kapadım.

    Anlıyordum insanın canının ne kadar tatlı olduğunu. Hayvanlar gibiydik sadece ruhunu daha geç teslim etmek isteyen hayvanlar. içgüdülerimizle hareket ediyorduk yaşamak yaşamak yaşamak...
    ···
  4. 79.
    +2 -2
    ilk entrye şuku lütfen yarın devamı gelecek
    ···
    1. 1.
      0
      kaç dk ya gelir pampa uzun sürerse uyuyacam
      ···
      1. 1.
        0
        Uyu panpa yarın bitirmeye çalışıcam sizi fazla beklettim. Zaten çügülüyorlar
        ···
    2. 2.
      0
      peki ya kıyamete 3 kala 2 kala 1 kala onlar nolcak :(
      ···
      1. 1.
        0
        Aklımdaki oydu lakin çok uzun sürecek ve neredeyse bir roman boyutunu alacak. Yoksa hikayenin gideri var zate
        ···
  5. 80.
    0
    Kardeşim seri yazar mısın
    ···
  6. 81.
    0
    Seri yaz aq
    ···
  7. 82.
    +4
    https://img-s1.onedio.com...12f7ea6409c656ac1be7e.jpg

    Biraz önce Taurus AVM yi geçmiştik. Önceden binalardan ve gürültüden fark edemediğim Odtü oranları şimdi tüm çıplaklığıyla karşıdaydı. Bu nefretin vegaıbın ortasında bile bir muzice yaşanıyordu. O müthiş ağaçlar tüm kudretiyle yolları, kaldırımları yararak hapsoldukları tellerin arasından fışkırarak taşıyorlardı.

    Daha sadece 4 yıllık bir ara yaşanmasına rağmen şehirden onlarda paylrını istercesine saldırmışlardı toprağa. Belki insanlık tükenecekti ve yine belki de bu amansız işgal son bulacaktı. Fakat bilmemiz gereken bir şey vardı ki doğa her zaman kazanan olarak dimdik duracaktı. Bize karşı, varlığımıza karşı...

    Düşünmek, düşünerek yürümek işte zamanı kıran ve neyin ne olduğunu bitiren olay... Ben de işte öylece yürümüştüm. Yanımda adımlayanlara karşı... Herkesin yaptığının aksine ben artık temkinli olmaktan bıkmıştım... Arbaletimi indirerek gelecek her türlü tehlikeye karşı göğsümü diktim ve yürümeye devam ettim...

    Bir süre sonra Hamza'nın beni sersmesıyla kendime geldim

    -Yeter dinlenmemiz gerekiyor
    -A- aaaaa neredeyiz...

    Hava kararmıştı. Bilincin acaba ne kadardır kapalıydı. Düşünceler beni ne kadar hapsetmişti kendine

    -OOOOOoooo sen gitmişsin be abi. Otur şöyle" Derin bir dipsizliğin ortasında çimlere uzandım. Etraf ağaçlık ve karanlıktı sanırım epeyce yüzümüştük. Çocuğun yüzüne bakarak
    -Neredeyiz. dedim. Lakin hamza da bana aynışiddetle
    -Asıl sen söyle neredeyiz. unuttun mu harita sensin.
    ···
  8. 83.
    +4
    Etrafıma bakındım lakin çok karanlıktı başımı iki yana sallayarak
    -Gündüz baksam daha iyi olacak dedim. Çok uykum vardı bu kadar yürüyüş ve yorgun beni bitirmişti. Çocuğun cevabını bile beklemeden çantamı başımın arasına koyarak uykuya daldım.

    Sabah olduğunda her şey daha berraktı. Masmavi bir göl ve etrafı göz alabildiğince kaplayan eşil burası Eymir olmalıydı. Buraya daha önce de gelmiiştim zaten eğer hatırlamasaydım aklıma gelir miydi bilmiyordum dünkü çarpma beni fazla sarsmıştı. Yaram hala kapanmamış ara ara ağrısı nüksediyordu.

    Doğrularak ayağa kalktım hiç kimse nöbet tutmamıştı. Halbuki Timuçin böyle bir şeye asla izin vermezdi tabi kendisi tutmuyorsa. Etrafa tekrar bakındığımda gödüm ki çekik gözlü oğlan gele yakın oturmuş, sigara tüttürüyordu. Dün geceden kalan açlıkla midem kazınmıştı fakat bir matara kapıp yanına oturdum

    -Bir sigara verir misin?
    -Al... Zaten benim sigaramı bana veriyordu. Ama yüzündeki nefert ve isteksizlik herhalinden belli oluyordu.
    -Neden benden nefret ediyorsun?
    -Her şeyi kendinle alakalı sanma Ahtapot... Bu seninle ilgili değil. dedi
    Kafam karışmıştı. Yüzüme yayılan bir şaşkınlıkla başımı ona çevirdim ve
    -Peki neyle alakalı
    Çekik gözlü adam sigarassından derin bir nefes alara arkasını döndü ve gözleriyle kısaca bir işaret çaktı... GÖSTERDiĞi YERDE KIZIL SAÇLI BiR KIZ YATIYORDU Zeynep o vakit anlamıştım ki bizim asker ruhlu delikanlı aşık olmuştu.
    -Bunun benile ne alakası var ki dedim
    -Sen geldiğinden beri bana soğuk davranıyor.
    -Offf!! Bu işin içinde değilim dedim halbuki kalbim içten içe Zeynep demiyor değildi. Birde üstelik böyle bir haber aldıktan sonra beynim yeni hormonlar salgılamaya başladı "Aşk"

    Fakat bunu hayatımızı kurtaran bir adama yapamazım. Bende sigaramdan derin bir nefes çekerek gerildim
    -Bu benimle ilgili bir konu değil. Beni ilgilendiren konu öncelikle ben olmak üzere buradaki herkesin rahatça Konya'ya ulaşması. dedim

    Sözyledikerlm Timuçinin pek hoşuna gitmemişti.
    -Senin söylediklerinin aksine daha yola çıkamadan 5 kişiyi kaybettim. iyi adamlardı omuz omuza çarpışmıştık. Üsteli Zeynep'in annesi de öldü. dedi
    -Bunlar benim suçum değil. Ben her şeyi planlamıştım aksilikler durmadı. Çekik gözlü adam yüzünü buruşturarak sert bir bakış attı ve
    -Gibtir lan. diye haykırdı...
    ···
    1. 1.
      0
      Pampa kendini sansürleme bea
      ···
  9. 84.
    +1
    rezervasyon
    ···
  10. 85.
    0
    Yaz panpa rez
    ···
  11. 86.
    0
    Rezerved
    ···
  12. 87.
    0
    16dan devam et
    ···
  13. 88.
    +1
    Canim kardesim güzel kardesim yazar misin artik amina goyim
    ···
  14. 89.
    0
    15 ten devam
    ···
  15. 90.
    0
    Rezervasyon
    ···
  16. 91.
    0
    Devam panpa
    ···
  17. 92.
    -10
    Çok uzatmak istemiyorum... Şehrim ele geçiyor yakında beni de bularak öldürürler.
    Ben Yunus...

    Size aktardığım hikayeyi Kısaca özet geçmek istiyorum. işgalde Konya'daydım... Ben ve halkım 4 yıl boyunca uğraşarak, çarpışarak şehrin kontrolünü elimize almıştık. Şehri surlarla çevirdik ve kendimizi güvene aldık.

    https://encrypted-tbn0.gs...X4JAVW7E1HweWmfp6-lN3aGMi

    Kısa sürede yeni medeniyet kurmuştuk. iyi gıda,, temiz su her şeyimiz vardı lakin tek eksiğimiz şehri savunacak asker... Armageddon savaşı yaklaşıyordu. Bu işgal şüphesiz kıyametin kendisiydi lakin Deccali gören olmamıştı.

    Taki iki yaz önce surların önünde duran 1 genci fark edene kadar. Kollarının arasında bir kız ve sırtında çantası vardı. Her yeri kız gözlerimizin önünde can çekişe çekişe öldü. Gencin söylediklerine göre kızın adı Zeynepmiş, kendisinin adı da Ahtapot.

    Sağ gözü kör olmuştu yüzünün her yerinde çizikler ve yaralar vardı. Hafif topallıyordu... Sıradan biri sanmıştık. Bu hikayeyi şehrin surlarının arasından giren cinlerin beni bulmadan önce anlatmak zorundayım... Armageddon kaybedildi dostlarım. Hikayeyi size Ahtapot'un çantasındaki defterden aktardım.

    içimizde beslediğimi bir genç yavaş yavaş beynimizi yıkadı kendini peygamber ilan etti... Ah ne kadar safmışız ona Mehdi dedik. Gerçekleri göremeden. Meğer bizi dünya hayatı için Yecü ile Mecüc'e satmış... Onlar gerçekten surları aşıp geldiler... Halkımı sokaklarda, evlerde kesip biçiyorlar...

    Peki... Sizce Mehdi nerede?

    SON
    ···
    1. 1.
      0
      pampa iyi hoşta ben bi gib anlamadım Ahtapotu bunlar aldıktan sonra Ahtapot bunları satmış mı anlamadım
      ···
      1. 1.
        +1
        Evet ama panpa. Deccal Ahtapot
        ···
    2. 2.
      0
      Deccal olduğunu nasıl anlıyo cinler biyat mı ediyo bide mehdi kim
      ···
    3. 3.
      0
      yalnız efsane hikaye malzemesi vardı gibtin attın neden bitiriyon aq
      ···
    4. 4.
      0
      Yapacağın sona sokam pmp
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 93.
    0
    Bu nasıl son dıbına kodumun bitirme amk
    ···
  19. 94.
    0
    Senin ananın dıbına ulti atayım orosbu cocu bu nasıl son
    ···
  20. 95.
    0
    Umarım devamı vardır panpa
    ···