-
101.
+1Emin olmak için birkaç kişi cin cesetlerinin başına koştu Zeliha ve Zeynepte PAtronun tabi bende onlarla gittim. Ağlıyorlardı, hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı.
Timuçin arkadaşlarının cesetlerinin başında durgun donnuk bir bakışla oturmuş. Ne olacağını bilemiyordu. Endişeli yüzü çekik gözlerini kırıştırmış, ince kaşları kalkmıştı.
Zelihanın ve Zeynep'in gözleri Patronun göğsüne damlıyor, zavallı adam göğsüne giren oklardan ölmese bile kanına karıştırdığı zehirden ölecekti.
Ağır kasınmalarla da olsa zor bela nefes alıyor ağzından boşalan kana rağmen birşeyler anlatmaya çalışıyordu.
-Hhhııırsızzzz
Bana seslenmişti, çok şaşırmıştı biir adam son nefesinde neden bir hırsızla konuşmak ister ki. Elindeki arbeleti yere bırakarak hemen başına koştum.
-Hhhııııırsız
-Efendim Patron
-O-onlar-ı Konya---ya ulaştı-tır
-Emredersin Patron
Zeynep üvey babasının göğsüne başını yaslamış ağlıyordu. Ben bile ağlayacak gibi olmmuştum doğrusu halbuki bunca sene yalnız yaşamak beni bu duygularımı bu kadar törpülemesine rağmen -
102.
+1Saatler geçmiş, gözleredeki yaşlar yavaş yavaş kurumuş duygular daha da körelmişti. Herkes bir yere odaklanmış düşünüyorlardı. Buradan sonrası nasıl olacaktı bunu düşünüyorlardı. Bu adamların hepsi emir almaya o kadar alışmışlardı ki kendi iradelerini artık kaybetmişlerdi.Tümünü Göster
Nefisleri körelmiş duyguları törpülenmişti bu adamların artık emirlere itaat eder, hayatlarını kontrol edemezlerdi. Bu adamlar insandan çok daha çok artık bir melek gibiydiler.
Patronun ölmesi, içlerinden birinin ölmesi gibi değildi onun ölmesi artık çobanını kaybetmiş bir koyun sürüsü gibi olmalarını sağlamıştı. Artık emirler yok artık yol gösteren yok artık özgürlük ve düzensizlik vardı. Disiplin ve hedefler gitmiş yerine kargaşa ve başıboşluk gelmişti.
Bende içimden birşeyler kaybetmiştim. Her ne kadar bir asker olsa da Patron kafa dengi ve mantıklı bir adamdı. Timuçin acaba Patronun diyeceğini uygulayacak mıydı yoksa kendi kafasına göre mi davranacaktı. Bu çekik gözlü asker beni oldukça ürkütüyordu.
Yaslandığı meşe ağacının önünde neler ddüşünüyordu acaba, kestirmesi oldukça güç bir kuramdı bu.
Saatler akıp geçmişti. Aklım yine o güne kayıverdi, gözlerimi hafif kıstım ellerimi ve ayaklarımı tamamen saldım derin derin nefes almaya ve arkama yaslanmaya başladım.
"Mermi sesleri çığlıklar ve peş peşe yıkılan dev binalar. Dehşet doluydu. Yollara çarpan postal ve pençe sesleri. Yolların kenarlarına ve kraterlere biriken kara ve kırmızı kanlar. Yerlere düşen kılıçlar, g3ler miğferler, roketatarlar, cesetler vb.
Ülkenin hatta dünyanın dört yanı işgal altındaydı. Kışla hala son ses siren çalıyordu.
Birden tam tepemizden bir f16 geçti adından bir tane daha ve ardından bir tane daha, ardından kızılay avm ve güven parkta meydana gelen korkunç patlamalar, jetler ardından Konur sokak ve Sakarya caddesini de bombaladı.
Bomba seslerinin ardından helikopter seslerini boğdu, kışlandan birkaç Skorsky helikopteri kalmış, Kızılay'ı ve Maltepe caddesini tarıyor arada korkunç patlamalar yaşatıyorlardı. Biz ara sokaklarda koşarak canımızı kurtarmak için çabalıyorduk"
-Hırsız. diye bir sesler kendime geldim bu Timuçindi. Diğerlerine dönerek
-Ya bu hırsız olmasının yanında hem sağır hem de deli bu adama mı güveneceğiz? sonra bana tekrar dönerek.
-Lan hırsız bin.
Beni sinirlendiriyordu bu adam öfkeleniyor fakar şimdilik ses çıkarmıyordum.
-Sana diyorum lan
-Efendim
-Bak bana şerefsiz yaratık, adamlarımız öldü eğer bu tekrarlanırsa , Konya ya parça parça gidersin. Bunu kulağına küpe yap.
-Tamam
-Hah akıllı ol hırsız
Kalktım ayağa ve Akdeniz caddesinin delik deşik ve üzerinde koca bir tankın olduğu lacivert yolunu gösterdim.
-Buradan devam edeceğiz.
Herkes ayağa kalktı artık 14 kişi kalmıştık. 6 kadın 8 erkek. Hedef Milli kütüphaneydi ve yaklaşık yarım saatlik mesafedeydi. Gecenin karanlığı da dahil.
Zeliha hala için için ağlasa da Zeynep yılların askeri olması onun bu durumu kolay atlatmasını sağğlamış olmalıydı. Yüzünde kararlı ve nefret dolu bir bakış vardı. Hamza üzülmekten çok korkmuştu, galiba Patronu sevmekten çok bir koruyucu gibi görüyordu. Artık onun büyülü korkuma iç güdüsü yoktu artık benim pasif yaşam mücadelem ve Timuçin'in panik öfkesi vardı.
Bu özellikler bizi ne kadar hayatta tutardı bilmem ama artık daha fazla yiyeceğimiz ve suyumuz vardı. -
103.
+1Yerimizden kalkmıştık ki Emir tanka girmek istediğini belki bir şeyler bulabileceklerini söyledi. Tabi aralarından bir gönüllü çıkmayınca gruba en son katılan hırsızı tankın paslı ve eğilmiş gövdesine sokmak istediler.
Bu görevi hiç istemiyordum ama sırtıma değen bir pala benim fikrimi değiştirmeme neden oldu.
Tankın kapağını Timuçin ve Emir kaldırdı ve yeşil basamaklara basarak tankın cehennem gibi yanan gövdesine dalıverdim.
içeride 2 tane üniformalı iskelet bana bakıyor ve kemikli yüzleriyle baka gülüyorlardı. ilk gördüğümde korksam da sonradan onların birer ölü olduklarını bana bir halt edemeyeceklerini aklıma kazıdım. Etrafta işe yarar şeyler arıyordum.
Tankın gövdesine yayılmış ve artık sararmaya başlamış kağıtlara bakıyor yazılanları hızlıca okuyordum ama ne var ki kayde değer bir bilgi yiyecek bir lokma bir şey yoktu artık kokmuş mataralarındaki su da kan rengine dönmüştü.
Tam çıkıyordum ki önünde yere serilmiş, subayın kemikleşmiş parmaklarında ki bir colt m1991 gördüm. Hemen elime aldım ve şarjörü açtım içinde 4 fişek kalmıştı namluyu kontrol ettim namluda da bir mermi vardı hemen tabancayı kamuflaj gömleğim ve koyu siyah dar pantalonum arasına belime taktım ama bunu onlara söylemeyecektim.
dışarı çıktım bir halt bulamadığımı kayde değer bir bilginin ve ne yiyeceklerinin nede içeceklerinin var olduğunu söyledim. -
104.
+1Korku ve panik dolu bir kalple bu dev turuncu dinozorun üzerine çıkmıştım. Yere bakamıyordum kısa ve dikkatli adımlarla kendimi gibik bir kabinin içine bırakıvermiştim. Kabin sallanıyor ben titriyordum. Çengeller, zincirler her şey kopmak üzereydi. Korka korka ayağa kalktım. Güneye doğru baktım. Bahçelievler Tandoğan Emek Aşti Gazi Mahallesi o taraf tamamen gözümün önündeydi. Evler üst katlarından törpülenmiş(Meteorların düşme şiddetiyle) Metal ve beton blocklar sarı kumlara ve yeşil çimlere bırakmış kendini.
Cin ayak sesleri titretiyordu oraları. Ama Konya yolu orada insanlar vardı. Bir grup insan Konya ya doğru hareket ediyordu. Demekki benden başka bilenlerdi vardı Mevlana islam Kuvvetlerini.
Savaş, Lehimize mi dönüyordu acaba ya da medeni bir yaşama tekrar geçecek miydik? Konya umudumuz muydu? Sonumuz mu? -
105.
0Sonra kesin okuyacağım
-
106.
0Rezzzzx
-
107.
0Rezerve
-
108.
0Reserved
-
109.
0Rez. Bu sefer kısa kesersen dıbına koymakla kalmıcam ... (noktaları sen doldur V3)
-
110.
0Seri amk öldün mü
-
111.
0Rezerve
-
112.
0Yazsana lan
-
113.
0Rezervasyon
-
114.
0Rezervasyon
-
115.
0Yalansa ananı giberim
-
116.
0Nerdesin oc
-
117.
0Rezerved
-
118.
0Yazsana orosbu cocugu 3 gundur seni bekliyom
-
119.
0Hay amk
-
120.
0Rez okurum bi ara len mq
başlık yok! burası bom boş!