-
76.
+5Zeynep sesini titreterek "Yok bir şey sizinle bir ssorunumuz yok, eğer burada kalmamıza izin verirseniz yemeğimizi palaşabiliriz" dedi lakin kızıl saçlı kızın ardındaki okçu "Bence sizi delik deşik etmeliyiz" diyerek karşılık verdi.
Zeynep başını hafifçe çevirerek "Bu size ne kazandıracak üstelik bir sizden çok daha fazzzlayız beni öldürseniz bile intikamımı alacaklardı" dedi. Doğruyu söylüyordu. Bunun kimseye bir faydası olmazdı ve zaten yüksek ihtimalle burada katledilirlerdi. Belki benim ir değerim olmazdı ama Zeynep'in annesi kızının kanını yerde koymazdı. Söze karışarak "Çantam yerde sizin olsun yeter ki bir gecelik konaklamamıza izin verin" dedim -
77.
+5Gece karanlığı iyice çökmüştü. Tavandan içeri dolan dolunayın ışığını, yaktığımız ateş bastırıyordu. Dokunmaya kıyamadığımız raflar ve kitaplar şimdi çatır çatır yanıyor, bizse bu ateşle hem ısınıyor hem de yemeğimizi pişiriyorduk.Tümünü Göster
Birazcık sulu patates ve bolca yabani kuş eti. Koca salon tozla ve kremit kalıntılarıyla doluyu sıralar sandalyeler her şey ama her şey dağılmıştı. Bütlere hazırlandığım, finallerde sabahladığım bütün atmosfer tamamen dağılmış, yerine kasvet ve dehşet gelmişti.
Kızlardan çete lider yanıma yaklaşarak çantamda bulduğu sigaradan bir tane uzattı. "Al, biraz konuşalım" dedi ve elini uzatarak "Ben Yonca" diyerek ekledi. Kız esmer tenli siyah saçlı ortalama güzellikte orta boylarda klagib bir Türk kızıydı. Elini sıkarak "Ahtapot" diye karşılık verdim.
"Neden buradasınız. Bizi senelerdir kimse rahatsız etmiyor." dye sordu Kaşları çatılmıştı. Sigaralarımızı yaktık ve birer duman çektik. Başta kararsız kalsam da sonradan bir arar gelmeyeceğini düşünerek planımzıı anlatmaya başladım.
"Konya'ya gidiyoruz" kız ilk cümlemin ardından kahkaha attı. "Nasıl yani bildiğimiz Konyaya mı? Neden?" hem alaya alıyor hem de merak ediyordu. Ona aldırış etmeden konuşmaya devam ettim "Savaş lehimize dönüyor gibi"
Kız şaşkınlıkla "Nasıl yani?" diye sordu
"Konya da bir grup insan şehri temizlemiş, temiz su ve gıda depoluyorlarmış. Sadece orasıda değil, Bakü, Roma, Kudüs'te temizlenmeye başlamış." diyerek soruna cevap verdim. Kız söylediklerimden sonra başını hfifçe kaldırarak "Peki sen bunu nereden öğrendin" diye sorularına yeniden başladı.
Yüzümü kararlı bir ifade takınarak başımı çevirdim ve "Önce sen söyle bakalım nasıl bu kadar temizsin ve nasıl bu kadar uzun süre yaşamaya devam edebildiniz?" Esmer kız afallamıştı lakin söylemek zorundaydı suratına oturttuğu ciddi bir ifadeyle dudaklarını araladı ve "Çatıya bir su deposu yaptık yağmur sularını biriktiriyoruz fazla temiz olmasa da içilir durumda. ihtiyacımız olanı alıyor geri kalanını güneşe ılımaya bırakıyoruz. Ilıyan su banyomuza ve çevreden kuşları çekiyor " dedi ve gerilerek "Etrafı tuzaklarla donatmıştık gelenler korkup kaçıyor geceleri ise raflardan yaptığımız cin kuklalarını pencerelere ve kapılara bırakıyoruz. Böylece insanlar korkuyor, cinlerse bizim bölgemiz diye ilişmiyor" dedi.
Doğrusu zekalarına hayran kalmıştım. Hiçbir yere ayrılmadan burada yaşayabiliyorlardı. Ama aklıma takılan bir şey vardı hemen sordum "Kışın?" Kız gülümseyerek "Burada bir milyon kitap vardı." dedi anlamıştım.
Açıkçası bu nadide eserlerin ve bilgi birikiminin yok olması korkunç bir haldi ama mecbur kalmışlardı.
Kız ince sesiyle "Sıra sende nereden öğrendin" yüzümü buruşturarak "Bir muhafız cinden" kız yeniden bir kahkaha attı "Hani gezegenimizi işgal eden muhafız cinlerden" son birkaç gündür fazlasıyla alaya alınmıştım -
78.
+4Zeynep titrek kısık bir sesle gözlerimin içine bakarak "Yukarıda birşey var" diye fısıldadı onu Hamza "Yalnız olmayabilir" diyerek takip etti. Ahmet palasını sıkarak "Bakmamız lazım" dedi.
Doğrusunu söylemek gerekirse korkuyordum. Lakin bir çocuğun ve kızın dahi cesaret ettiği bir şeyi yapamamak ta gururuma dokunuyordu. Bacaklarımın titremesine ani olarak "Bakalım" dedim
Sağdan soldan eksilen basamaklara ilk adımımı atmıştım ki yukarıdan tiz bir ses duydum "Gelen var" bu bir kız sesiydi. Yukarıdakiiler insan olmalıydı. Yüzümde oluşan bir tebessümle içinmden "Paçayı yine kurtardık" diye geçirdim.
Bağırarak "Dostuz, kaçmayın" dedim.
Lakin karşılık yoktu. Zeynep, Hamzaya dönerek kısık bir sesle "Bizimkileri çağır, yukarıda insanlar var" dedi.
Çocuk kapıya doğru hızla adımlarken birde merdivenleri hızla tırmandık. -
79.
+4Beyler Son uzun Partı yazıyorum Hikayenin yarısı bitecek sizin isteğinize göre isterseniz yani başlıkta devam edeyim yazıya
-
-
1.
+1Yeni başlık olsun buraya editle ama. Yarrrak gibi aramayalım. Hikayeyi bitirmeden gitme bi de. Nickaltını şukunu veririz. Mal gibi kalıyoruz sonra.
-
-
1.
+1Hikaye bitecek lakin uzun olacak baya...
-
1.
-
2.
+1Aga uzun soluklu bir şeyler okumak istiyoruz biz. Uzun olsun sıkıntı yok. Günde 20 part atabiliyosun imkan dahilinde. Ona göre takip ederiz biz de. Ama cidden yarım bırakıp gitme bak. Nickaltıysa nickaltı şukuysa şuku.
-
-
1.
0Eyvallah panpa ben adece ilk entrye şuku istiyorum şimdi uzun bir part atıp yeni başlığın ilk partını yazıp bırakıcam belki sabaha doğru uzun birkaç part daha atarım
-
1.
-
3.
0O zaman sana teşvik primi olarak nickaltı. Şikeden içeri girmesek iyi.
-
4.
0Panpa çok güzel yazıyorsun buraya da yazabilirsin başka başlığa da ama yeni başlığı buraya editlersin arkadaşın dediği doğru
-
5.
0Panpa çok güzel yazıyorsun buraya da yazabilirsin başka başlığa da ama yeni başlığı buraya editlersin arkadaşın dediği doğru
diğerleri 3 -
1.
-
80.
+4Birkaç dakika sonra Yonca beni kabine soktu ve parmağıyla işaret ederek bak bu borular üst kattaki havuza bağlı su oradan gelir günün bu saatlerinde soğuğa yakın ılıktır" dedi ve gülümseyerek "Nasıl olsa Ankara gecesini anlattı değil mi" dedi.
Haklıydı. Bu şehir için kullanılan bir terim vardı Ankara Ayazı. Keserdi insanı beklerken sevgiliden soğuturdu. Açken yemekten soğuturdu.
Başımı salladım "Ama önce çantamdan kıyafetlerimi ve şampuanımı getirir misin ?" dedim. Kız bir süre sonra isteklerimi getirdi ve "Daha sonra çatıya çıkalım mı" dedi. Ona "Olur" anlamında başımı salladım.
Suyun vücuduma değmeye başlamasıyla mutluluktan gülümsemeye başladım. Ama fala harcamamalıydım ya da neyse sonuçta bugün buradan bir daha geri dönmemek üzere ayrılıyorduk nasıl olsa -
81.
+4Yanıma 2 adam vermişlerdi. Yavaş adımlarla bana yapay gölden lunaparkın içine eşlik ettiler. Birbirleriyle konuşuyorlar sigaramı içiyorlardı. Şimdi anlamıştım bu kıt koşullarda birinin bir şeylerini çaldıktan sonra o adamların ne yaşadıklarını.
Susuz ve bitkindim. Ve ense kökümde düden kalma bir ağrı ve şişlik vardı. Arkamdaysa 1metrelik palalarla bana eşlik eden iki adam vardı. Dahada kötüsü 4 buçuk yıldır kaderine terk edilmiş bir dönme dolabın tepesine çıkmamı istiyorlardı.
Elemanlardan birinin ismi Timuçin olduğunu öğrendim. 180 boylarında 70 kiloluk normal bir insan hafif çekik gözler dudaklardan sarkan ince bıyıklar ve omuzlara kadar uzanan siyah saçları vardı Timuçinin. Hızlı konuşuyor ve sanki bana her baktığında benim kaçmamı istiyor sonra da beni yakalayıp hunharca öldürmek istiyormuş gibi bakıyordu. Kalbinde garip bir nefret vardı.
6-7 dakika sonra dönme dolabın önüne gelmiştik. Hatırlıyorum. önceden kırmızı olan dönnme dolap artık tamamen pas turuncusu olmutu. Bir kaç kabin yere düşmüş. Ekseniyse kaymıştı. Sanki birkaç kiloluk basınç bütün dolabı yere yatıracak gibi duruyordu.
Timuçin palasını kılından çekti ve arkamdan omurgama bastırarak
-Hadisene hırsız seni buradan ya raporla ya da parça parça zütürürüz. -
82.
+3Gecenin karanlığında elimdeki meşaleyle rafların arasında bir kitap arıyordum. Gözlerim bir şeye odaklanmış, kafam ise çok başka yerlerdeydi. 4 sene öncesinde.
"Caddenin birine girmiştik, üzerimde sıradan giysilerim ve elimde bir arbaletle olabildiğince konuşuyordum. Kirişe oturmuş bir ok ve kabza sabitlenmiş başka oklarla deli deşik olmuş yolları adımlıyordum.
https://s-media-cache-ak0...4cd432229241a4063a744.jpg
Köşe başlarında çarpışmalar devam ediyor. G3 sesleri tüm Ankarayı inletiyordu. Tepemde uçan helikopterler, F16ler ve ardı ardına ateşlenen makineli 11mm mermiler ve roketler. Korkunç patlamalarla sarsılan kaldırımla ve kana boyanan yollar.
Hayatım boyunca filmlerde gördüğüm sahneler birbir gerçekleşiyordu.
Bir sokağa girmiştim ki karşıma bir cin çıkmıştı. Hemen arkamı dönerek kaçmayı denedim lakin düşen bir bombayla etraf ateşe bulandı. Ellerim titriyordu. Kirii kaldırarak nişan almaya çalıştım lakin il ok isabetsizdi parmaklarımın kontrolünü ele alarak bir atış daha yaptım tam kafadan yaratık olağanca ağırlıyla yere yığıldı."
http://www.adabasini.com/galeriler/2/21147.jpg
Ah işte aradığım kitap "The Lord Of The Rings" onca yanan kitaba rağmen bu efsane hala hayattaydı. Çantama koymak için koltuğumun arasına aldım. Konya'ya eli boş gitmemek gerek -
83.
+2Ona "Spekülasyona gerek yok oylamaya geçelim" dedim. Çekik gözlü oğlan kendinden emin bir şekilde "Oylayalım" dedi
Gür bir sesle "Kabul edenler" 14 kişinin 10u ellerini kaldırmıştı. Bu hem benim hem de yoncanın yüzünü güldürmüş, Timuçini ise şaşırtmıştı ayağa kalkarak "Ne yani bir hırsıa güvenip hiç tanımadığımız bu kızları içimize mi alacaksınız" dedi.
El kaldıranlardan biri olan Zeynep "işimize yarayabilirler, üstelik şuan bir banyo için her şeyimi verirdim" dedi.
Aynen öyleydi. Saçlarım yağdan parıldıyor, başım sürekli kaşınıyordu.
Timuçin, eynep'in söylediklerini dinledikten sonra masadan sertçe kalkarak uzaklaştı Arkasından Yonca gülerek "Fazla uzaklaşma, seni tavandan toplamak istemiyorum" dedi.
Çekik gözlü çocuk ise çoktan kayıplara karışmıştı, kütüphanenin koridorlarında.
Yanan ateş sıcak bir mekan ve tavandan sızan ay ışığı birde yavaş yavaş istediğimi elde etmenin duygusu işte buna bir sigara yakılır -
84.
+2Ulan 0rospu başladın bitirsene 1 gündür yoksun işin varsa hiç basla. başlama merakta bırakma amina gömdügüm
-
85.
+2Rez alın ilk entryi şukulayın devam edeceğim
-
86.
+132 de kaldım.
He bu arada ahtapot Necmi şey ayrı yazılır amk -
87.
+1Eleştiri ve önerilerinizi mesaj atın beyler. Şimdiden teşekkürler
-
88.
+1Arkamdaki kız bir süre sessiz durduktan sonra "Tamam ama size nasıl güvene biliriz" dedi. Hemen dudaklarımı aralayarak "Bizden sadece 1 kişi de silah olsun diğer tüm silahları toplayabilirsiniz" dedim. Bu fikrim Zeynep'in ve Ahmet'in pek hoşuna gitmemişti ki lakin mecburduk.
Kız enseme bastırdığı oku indirerek "Peki toplayın silahları ve oturdun bunları" dedi. O da çok iyi biliyordu ki bizimle kolay kolay başa çıkamazdı. Ama benim aklımda bu küçk kızlardan çok Timuçin vardı. O bu gençleri öldürmek isteyebilir veya silahını vermek istemeyebilrdi.
Ben onu düşünürken grubun geri kalanları da yavaş yavaş merdivenleri çıkmaya başladılar.
Bu küçük çetesi olduğunu düşündüğüm kız bağırarak "Orada kalın yoksa arkadaşlarınızın beynini toplarsınız" dedi.
Tamda düşündüğüm gibi Timuçin "Onları ırakın ve kaçın yoksa sizi lime lime" ederim diyere karşılık verdi.
Onun sözlerinden sonra kız bana dönerek "Söyle onlara silahlarını bıraksınlar" fakat ben başımı sağa sola sallayarak "Beni dinlemezler" dedim. Kız sinirle yayının kasasıyla anlıma bir darbe indirdi ve Zeynep'e yönelerek "Söyle onlara" dedi.
Kızıl saçlı kız hiç memnun olmayarak "silahlarınızı indirin ve tek sıra halinde yavaş yavaş çıkın" dedi. Timuçin'in homurtusu buradan dahi duyuluyordu öfkeyle "Tamam" diye bağırdı. -
89.
+1beyler hikayenin orijinalini bilen yazabilir mi
edit: beyler hikayenin orijinalini buldum orda da şuan bıraktığı yerde bırakmış muhtemelen yine burada kalcak boşuna beklememize gerek yok çugulayıp dagilalim -
-
1.
0Belki devam ettirir sonuçta ikisi de kurgu değil mi
-
1.
-
90.
+1Rezervasyon
-
91.
0Taatusuxxuxxydy
-
92.
0Rezerve
-
93.
0Çok iyi la
-
94.
0Rezzers
-
95.
0rezervasyon
başlık yok! burası bom boş!