-
51.
+10Herkes bir yere oturmuş bir elleri mataralarında bir elleri silahlarındaydı. Gördüklerim göreceklerim her bir bir gerçekleşiyordu. Yılların şokunu hala üzerimden atamamıştım. Aklım almıyordu olanları. Nasıl diyordum hep kendime nasıl? Nasıl.
Herkes yayılmış soluklanıyordu. Bende bir köşeye geçtim, sırtımı bir ağaca verim düşüncelere tekrardan daldım. Etrafta Kışın ardından gelen baharı müjdeleyen yeşil yapraklar düzensizce uzayan çimler ve durmadan öten küçük kuşlar vardı. Evet belkide insanlar olmadan bu dünya çok daha sakin ve güzeldi ama yaşamdan vazgeçmek o kadar da kolay değildi
Yaşamak istiyordum kıtlıklar olsa da açlık ve susuzluk tüm takatimi kısıtlasa da yaşamak istiyordum. Sadece yaşamak.
Gözlerimi bir an için kapadım ve yine gözlerimin önüne o gün geldi.
"Sokakta kılıç, balta ve art arda ateşlenen g3 sesleri. Yer kızıla ve siyaha bulanıyordu. Ateş sesleri çınlayan demirin içinde kaybolmaya başlamıştı. Asfalt delinmiş sokağa sızan lağam suyu tüm caddeyi iğrenç bir kokuya bulamıştı.
Etrafta çocuklarını toparlamaya çalışan anneler, kaçışan genç erkekler görüyordum. Arabalar bir biri ardına ateş alıyor, Patlama sesleriyle tüm Ankara ağlıyordu.
Çığlıklar, çınlamalar, mermilerin duvarlara saplanma sesleri ve ardı ardına çatlayan meteor sesleri kulaklarımı bir hayli yormuştu.
Burak hızla caddeye daldı arkasında da ben,"
"Koşuyorduk ara sokaklara giriyor çatışma seslerinden uzak durmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyorduk. Çok ani yakalanmıştık bu saldırıya, yolların binaların çöküntüsü askeri ve eml-i kuvvetlerin işini zorlaştırıyor, hastane ve sağlık ocakları ağzına kadar doluyordu.
Gördüğüm her sokak her bina hemen hemen aynı durumdaydı, Perişan bir halk ve çaresizce ateşlenen 7.65 ve 11mm mermiler.
Sayıların çoktu hem de çok!"
Patron kalkmamız gerekiyor demesiyle kendimi o cehennemden bir kez daha çıkarmıştım.
Herkes birer yudum daha su aldı ve kalkmak için ayaklandık.
Vızzzz! bir ok doğruca bacaklarımın arasından geçip gitti. Ardından birkaç daha ok sesi duydum ve Patronun yere serilişini. -
52.
+5Tuzağa düşmüştük, Okçular mevzi alana kadar üzerimize cin okları geliyordu. Ağaçarın arasına sinmiş herkes kendi canının derdine düşmüştü. Tam düşmanı göremiyoruz derken.
Tam karşımızdaki tepelerde 4 tane okçu kara cin gördüm. Arasına saklandığım yeşil çimlerden nişan almaya çalışıyordum ama faydası yok onlarda beni görüyor atış yapmama izin vermiyorlardı.
Derken parkın girişine de 4 tane kara cin mevzilendi ardı ardına bizi okluyorlardı.
Vızzz! Vızzzz!
iki tane kara ok beni geçip arkamda duran birinin göğsüne saplandı. Acı bir inleme ve yere serilişinin korkunç sesi kulaklarıma çalındı.
Kadınlar ağaçların arkasına gizlenmiş, karşı ateşe bir türlü geçemiyorlardı. Tek çare birinin dikkatleri üzerine çekmesi ve diğerlerinin atış için bir aralık bulmasıydı.
Vızzz! vızz! Kapıya 2 tane daha okçu mevzilenmiş, doğru hedefi ararcasına bize bakıyorlardı. -
53.
+6Sürünüyor bir yandan menzil dışına çıkmak istiyordum, Kalkıp koşmalıydım dikkatleri üzerime çekmeliydim ama bir türlü başaramıyordum.
Sağıma soluma saplanan kara oklar beni korkutuyor yaşama isteğim diğerlerinin hayatını kurtarma isteğine galip geliyordu. Aklım karışmıştı.
Çimlerin arasına iyice sinmiş çantamı da kafama siper etmiştim. Aradan olanları izliyordum. Oklar hedef bulmaya başlamış bir adamı daha öldürmüştü.
Derken ağaçların arasından biri koşmaya başladı bir kız Zeynep. Tüm yaylar ona dönmüş arkasından ateşleniyordu. Vızzz! Vızzz!...
Bu durumu görmezdim. Çantamın arkasına sinmiş gözlerimi kapatmıştım. Ama o da ne bizimkiler ateş diye bağırmaya başladı.
Zeynep Zeynep karşıdaki beton yığınına kadar hedef almadan koşmuş bizimkilere karşılık verecek kadar zaman kazandırmıştı. Kadınlar oklarıyla cinleri püstürtüyor, Timuçin ve diğerleri ağır adımlarla cinlerin mevzisine doğru ilerliyordu.
Hemen ayağa kalkıp dört beş adım atıp yere yattım arbaletimle ağaçların tepelerindeki cinleri hedefliyor onları bir bir düşürüyordum.
Birkaç dakika içerisinde bir erkek daha saldırmak üzereyken oklanarak öldü ama kapı tarafı tamamen temizlenmiş ağaçlarda da okçu kalmamıştı. -
54.
+8Emin olmak için birkaç kişi cin cesetlerinin başına koştu Zeliha ve Zeynepte PAtronun tabi bende onlarla gittim. Ağlıyorlardı, hıçkıra hıçkıra ağlıyorlardı.
Timuçin arkadaşlarının cesetlerinin başında durgun donnuk bir bakışla oturmuş. Ne olacağını bilemiyordu. Endişeli yüzü çekik gözlerini kırıştırmış, ince kaşları kalkmıştı.
Zelihanın ve Zeynep'in gözleri Patronun göğsüne damlıyor, zavallı adam göğsüne giren oklardan ölmese bile kanına karıştırdığı zehirden ölecekti.
Ağır kasınmalarla da olsa zor bela nefes alıyor ağzından boşalan kana rağmen birşeyler anlatmaya çalışıyordu.
-Hhhııırsızzzz
Bana seslenmişti, çok şaşırmıştı biir adam son nefesinde neden bir hırsızla konuşmak ister ki. Elindeki arbeleti yere bırakarak hemen başına koştum.
-Hhhııııırsız
-Efendim Patron
-O-onlar-ı Konya---ya ulaştı-tır
-Emredersin Patron
Zeynep üvey babasının göğsüne başını yaslamış ağlıyordu. Ben bile ağlayacak gibi olmmuştum doğrusu halbuki bunca sene yalnız yaşamak beni bu duygularımı bu kadar törpülemesine rağmen -
-
1.
0Burda kaldim
-
1.
-
55.
+8O sırada Timuçin geldi ve beni yakamdan tuttuğu gibi çimlerin üzerine devirdi. Palasını tam vuracaktı ki. Patron kan dolu ağzını tekrar açtı
-Timuçin! ardından acı bir öksürük... Timuçin bir anda durdu ve Elindeki palayı bana nefretle bakarak yere fırlattı hiçbir şey söylemeden Patronun başına geçti ve
-Dayan patron sseni kurtaracağız
-Timu-çin...
-Evet Patron
-Bu hırsızı izle-yin siz-i Kon-ya ya zütür-sün.
-Emredersin patron.
Zelihada Zeynepte hala ağlıyordu. Birkaç saniye sonra derin bir nefes akciğerlerden çıkıp dünyanın atmosferine karıştı ve bir hayat daha söndü.
Daha sonradan öğrendim ki Patron dedikleri 2019 de terörle mücadele için kurulan aşırı imtiyazlı bir askeri birimin komutanıymış bu yüzden ona patron diyorlarmış grupta Hamza ve Zeliha hariç herkes o birimin bir üyesiymiş. Zeynep bile terörle mücadele timinin bir parçasıymış.Çokta şaşırmamıştım doğrusu bu kadar organize bir grubu ancak askeriynin çıkaracağı çok barizdi.
Her neyse beyler hıçkırıklar içinde cesetlerimizi gömdük onlardan ayrılmak o kadar da kolay olmadı tabi benim için değil ben hala artan erzak ve suyu düşünüyordum her neyse beyler parkın bir köşesine isteksizce mezarlar kazıldı. Yıkanmadan cnaze namazı kılınmadan ölülerimizi ağır ağır gömdük. -
-
1.
0Ayraç burdayik
-
1.
-
56.
+9Saatler geçmiş, gözleredeki yaşlar yavaş yavaş kurumuş duygular daha da körelmişti. Herkes bir yere odaklanmış düşünüyorlardı. Buradan sonrası nasıl olacaktı bunu düşünüyorlardı. Bu adamların hepsi emir almaya o kadar alışmışlardı ki kendi iradelerini artık kaybetmişlerdi.Tümünü Göster
Nefisleri körelmiş duyguları törpülenmişti bu adamların artık emirlere itaat eder, hayatlarını kontrol edemezlerdi. Bu adamlar insandan çok daha çok artık bir melek gibiydiler.
Patronun ölmesi, içlerinden birinin ölmesi gibi değildi onun ölmesi artık çobanını kaybetmiş bir koyun sürüsü gibi olmalarını sağlamıştı. Artık emirler yok artık yol gösteren yok artık özgürlük ve düzensizlik vardı. Disiplin ve hedefler gitmiş yerine kargaşa ve başıboşluk gelmişti.
Bende içimden birşeyler kaybetmiştim. Her ne kadar bir asker olsa da Patron kafa dengi ve mantıklı bir adamdı. Timuçin acaba Patronun diyeceğini uygulayacak mıydı yoksa kendi kafasına göre mi davranacaktı. Bu çekik gözlü asker beni oldukça ürkütüyordu.
Yaslandığı meşe ağacının önünde neler ddüşünüyordu acaba, kestirmesi oldukça güç bir kuramdı bu.
Saatler akıp geçmişti. Aklım yine o güne kayıverdi, gözlerimi hafif kıstım ellerimi ve ayaklarımı tamamen saldım derin derin nefes almaya ve arkama yaslanmaya başladım.
"Mermi sesleri çığlıklar ve peş peşe yıkılan dev binalar. Dehşet doluydu. Yollara çarpan postal ve pençe sesleri. Yolların kenarlarına ve kraterlere biriken kara ve kırmızı kanlar. Yerlere düşen kılıçlar, g3ler miğferler, roketatarlar, cesetler vb.
Ülkenin hatta dünyanın dört yanı işgal altındaydı. Kışla hala son ses siren çalıyordu.
Birden tam tepemizden bir f16 geçti adından bir tane daha ve ardından bir tane daha, ardından kızılay avm ve güven parkta meydana gelen korkunç patlamalar, jetler ardından Konur sokak ve Sakarya caddesini de bombaladı.
Bomba seslerinin ardından helikopter seslerini boğdu, kışlandan birkaç Skorsky helikopteri kalmış, Kızılay'ı ve Maltepe caddesini tarıyor arada korkunç patlamalar yaşatıyorlardı. Biz ara sokaklarda koşarak canımızı kurtarmak için çabalıyorduk"
-Hırsız. diye bir sesler kendime geldim bu Timuçindi. Diğerlerine dönerek
-Ya bu hırsız olmasının yanında hem sağır hem de deli bu adama mı güveneceğiz? sonra bana tekrar dönerek.
-Lan hırsız bin.
Beni sinirlendiriyordu bu adam öfkeleniyor fakar şimdilik ses çıkarmıyordum.
-Sana diyorum lan
-Efendim
-Bak bana şerefsiz yaratık, adamlarımız öldü eğer bu tekrarlanırsa , Konya ya parça parça gidersin. Bunu kulağına küpe yap.
-Tamam
-Hah akıllı ol hırsız
Kalktım ayağa ve Akdeniz caddesinin delik deşik ve üzerinde koca bir tankın olduğu lacivert yolunu gösterdim.
-Buradan devam edeceğiz.
Herkes ayağa kalktı artık 14 kişi kalmıştık. 6 kadın 8 erkek. Hedef Milli kütüphaneydi ve yaklaşık yarım saatlik mesafedeydi. Gecenin karanlığı da dahil.
Zeliha hala için için ağlasa da Zeynep yılların askeri olması onun bu durumu kolay atlatmasını sağğlamış olmalıydı. Yüzünde kararlı ve nefret dolu bir bakış vardı. Hamza üzülmekten çok korkmuştu, galiba Patronu sevmekten çok bir koruyucu gibi görüyordu. Artık onun büyülü korkuma iç güdüsü yoktu artık benim pasif yaşam mücadelem ve Timuçin'in panik öfkesi vardı.
Bu özellikler bizi ne kadar hayatta tutardı bilmem ama artık daha fazla yiyeceğimiz ve suyumuz vardı. -
57.
+6Yerimizden kalkmıştık ki Emir tanka girmek istediğini belki bir şeyler bulabileceklerini söyledi. Tabi aralarından bir gönüllü çıkmayınca gruba en son katılan hırsızı tankın paslı ve eğilmiş gövdesine sokmak istediler.
Bu görevi hiç istemiyordum ama sırtıma değen bir pala benim fikrimi değiştirmeme neden oldu.
Tankın kapağını Timuçin ve Emir kaldırdı ve yeşil basamaklara basarak tankın cehennem gibi yanan gövdesine dalıverdim.
içeride 2 tane üniformalı iskelet bana bakıyor ve kemikli yüzleriyle baka gülüyorlardı. ilk gördüğümde korksam da sonradan onların birer ölü olduklarını bana bir halt edemeyeceklerini aklıma kazıdım. Etrafta işe yarar şeyler arıyordum.
Tankın gövdesine yayılmış ve artık sararmaya başlamış kağıtlara bakıyor yazılanları hızlıca okuyordum ama ne var ki kayde değer bir bilgi yiyecek bir lokma bir şey yoktu artık kokmuş mataralarındaki su da kan rengine dönmüştü.
Tam çıkıyordum ki önünde yere serilmiş, subayın kemikleşmiş parmaklarında ki bir colt m1991 gördüm. Hemen elime aldım ve şarjörü açtım içinde 4 fişek kalmıştı namluyu kontrol ettim namluda da bir mermi vardı hemen tabancayı kamuflaj gömleğim ve koyu siyah dar pantalonum arasına belime taktım ama bunu onlara söylemeyecektim.
dışarı çıktım bir halt bulamadığımı kayde değer bir bilginin ve ne yiyeceklerinin nede içeceklerinin var olduğunu söyledim. -
58.
0Resim atakule o yüzdenmi ankarayı seçtin amk
-
59.
0Rez alayım
-
60.
0Panpa allahını seversen yaz be
-
61.
0Amk çocukları az uplayın lan
-
62.
0Rezervasyon
-
63.
0Rezereksionus
-
64.
0Rezerve
-
65.
0zütünden mi uydurdun Ananın amından mı uydurdun
-
66.
0atakule mi lan o ahahaha
-
67.
0Rezerve belki sıkılırsam okurum
-
68.
0Sıkıldımda okurum rez
-
69.
+132 de kaldım.
He bu arada ahtapot Necmi şey ayrı yazılır amk -
70.
+12ilk postu ŞUKULAYIN AKŞAM DEVAM
başlık yok! burası bom boş!