0
-
küçüktüm ufacıktım,
top oynadım acıktım,
yerde buldum bi erik,
kaptı bi alageyik..
geyik kaçtı ormana,
bindim bir ak doğana.
doğan, yolu şaşırdı,
kaf dağından aşırdı.
attı beni bir göle
gölden çıktım bir çöle,
çölde buldum izini,
koştum tuttum dizini.
geyik beni görünce,
düştü büyük sevince.
verdi bana bir elma,
dedi, dinlenme, durma.
dağdan yürü, kırdan git,
altın köşke çabuk yet.
seni bekler ezeli,
orda dünya güzeli.
bin yıllık çile doldu
bunu dedi kayboldu.
yedim sırlı elmayı,
gördüm gizli dünyayı
gündüz oldu, geceler;
ak sakallı cüceler,
korkunç devler hortladı,
cinler, cirit oynadı.
kegib başlar yürürdü,
saçlarını sürürdü.
bir de baktım, melekler,
başlarında çiçekler.
devlere el bağlıyor,
gizli gizli ağlıyor.
kılıcımı çıkardım,
perileri kurtardım.
kurtardığım periler,
adım adım geriler,
kanadını açardı,
selam verir, kaçardı
az uz gittim, dolaştım,
altın köşke ulaştım.
bir kapısı açıktı,
öteki kapanıktı.
kapalıyı açarak,
açığa vurdum kapak.
at önünde et vardı,
i̇t, ot yemez ağlardı;
otu ata yedirdim,
eti ite yedirdim.
açtım bir elmas oda;
dev şahı uykuda
gördüm, kestim başını,
dedim, ey dev nerede?
nerede dünya güzeli?
dedi, elinde eli.
döndüm, baktım bir kırgız
elbiseli güzel kız.
durmuş bakar yanımda,
şimşek çaktı canımda.
güldü dedi, türk beyi
tanıdın mı geyiği?
kimse beni bu devden
alamazdı ancak sen,
kaya deldin, dağ yardın,
geldin, beni kurtardın.
ah o imiş anladım,
sevincimden ağladım
dedim, turan meleği
türkün yüce dileği!
yüz milyon türk bu anda
seni bekler turanda.
haydi, çabuk varalım,
karanlığı yaralım;
sönük ocak canlansın,
yoksul ülke şanlansın
i̇ndik, iti okşadık,
at sırtına atladık.
geçtik nice dağ, kaya,
geldik demirkapıya.
kapanması, çok yıldı,
açıl! dedim, açıldı.
yol verince gizli yurt,
aldı bizi bozkur