ulan şehir bile çok gelir, sizin deyiminizle köy diyelim.
ben 6 bin nüfuslu karadeniz bölgesinde bulunan bir ilçede yaşıyorum. bir çoğunuzun mahallesi kadar nüfusu. napalım oğlum bizde burada doğmuşuz, bizimde baba toprağı burası işte kader. ama şu günlerde iyi ki burada doğmuşum diyorum.

herşeyi organik yiyorum beyler, domates, biber, patlıcan, yoğurt, peynir..tereyağ aklınıza gelebilecek bir çok şey..

işyerime 15 dk'da gidebiliyorum yürüyerek. arabamla 2 dk falan sürüyor. o yüzden istanbuldakiler gibi sabahın 6'sında uyanmama gerek yok mesela. 8.30 mesai başlar ben 8.15 uyanır, 10'dk da giyinir 5 dk'da işime giderim mesela.

24 yıldır bu şehirde ne bir tecavüz, ne adam öldürme, ne gasp görmedim. sadece 1 kez hırsızlık duydum.

24 yıldır gene terörizm adına hiç birsey görmedim. şu günlerde hepinizin gibayetci olduğu "heryeri suriyeli, kürt bastı" deyiminizi yaşamak nasip olmadı. şehrimde suriyeli yok. kürt ise 1 elin parmağını geçmez onlarda baskı altında yaşıyor.

şehrimde inanmazsınız askerlik şubesi yok. jandarma var. onlarda 12 asker sadece. emniyet müdürlüğünde 10 tane polis var inanmazsınız. halk zaten burada kendi asayişini kendi sağlıyor.

buraya baslık açıyorsunuz ya hani "eski aşklar" konulu. hala global dünyayla tanışmamış bu şehrin insanları bu tadı hala alıyor beyler. bizim burada göz önünde sevgilinle buluşamazsın. hep gizli saklı olur. çünkü lafını eder teyzeler. (aaa xxxx bak su erkekle dolasıyor gibi) bu bağnazlıktır belki ama boşverin tadı bi ayrı olur hep. ayaküstü 15 dk görüşsen bile onun tadı ayrıdır hep.

ee malum karadeniz, tahtadan evler, bol bol yeşillik. ama yavaş yavaş beton evler yükselmeye başladı.

komşu komşunun külüne muhtaçtır lafı hala geçer bizim burada. komşuluk bağı hala sağlamdır bizim şehrimizde. birbirimize gider, birbirimizi hala yemeğe çağırırız.

1875 lira maaşım var. inanın harcayacak yer bulamıyorum. belkide büyük şehirde alacağım 5 bin lira maaşa eş değer. kiram yok, sigaram yok, alkolüm yok. bi arabaya benzin alıyorum. dolmuş param yok vs vs.

canım cok sıkılınca arabama atlayıp baska sehirlere giderim değişiklik olsun diye.

tek kötü yanı sosyal yaşantı yok. ama oda çok umrumda değil. napıveriyim dıbına koyayım binlerce insanın arasında gezmek tozmak bana göre değil. alırım 2-3 arkadaşımı atarım arabaya mangalımı gider yeşillik alanda mangalımı yaparım. benim sosyal yaşantım bu.

istanbula çok gidip geliyorum mesela bazende iş dolayısıyla. çıldırıyorum ağa ÇILDIRIYORUM! o trafik, o kalabalık, o ses kirliliği ulan nasıl yaşıyorsunuz harbi helal olsun.

bakın sabah 8'den beri ayaktayım hala sokağımızdan 1 araç geçmiş değil. kuş sesinden başka bir sey duymadım hala.

daha çok yazarım ama bunlar önemli olanları. belki sizin deyiminizle

KÖYLÜYÜM

ama ben sizin halinize gülüyorum sadece. dışardan bakınca hayatı ne kadar telaş içinde yaşadığınız çok belli oluyor. kimse dokunmasın ağa benim şehrimin insanına. hala dış dünyayla tanışmamış bu insanların arasında yaşamaktan ben mutluyum. hepsi ilk doğdukları gibi saf ve temiz.

ÖZET: BÜYÜK ŞEHRiN TEK SAVUNULACAK YÖNÜ VARDIR ODA GEZMESi, TOZMASI.. TABiii ONADA PARAN VARSA! BAŞKA BiRŞEYi SAVUNULAMAZ!

http://i.hizliresim.com/0yl5a8.jpg