1. 1.
    0
    var mı önerisi olan yada genel olarak tüm şairlerden sevdiklerinizi yazın buraya
    ···
  1. 2.
    0
    up up up
    ···
  2. 3.
    0
    @3 aferin panpa yıldıslı yüs. yüs puan sana
    ···
  3. 4.
    +1
    (bkz: bir nedeni yok yalnızca öptüm)
    ···
  4. 5.
    +1
    Ağır Bir Parfüm Reveransı

    Senden Sonraydı..

    hayvansız kalmış bir orman
    gibi ağlamaklıydı kainat;
    Senden Sonraydı..

    hangi dağda ateş yansa
    o yana ağlardı atlar,
    ve bir kartal
    bir kartala dayıyorsa başını
    aşk
    çağrıldığı her randevuya
    geç kalmış demekti!

    Senden Sonraydı..
    gökyüzüne teslim oluyordu ayışığı
    ah onun zarif parmaklarına dolanmış kuğular,
    ve kalbi delik bir melek sabahlıyordu
    yeryüzünde,
    ümit: kurugül çocuk! ümit: aksigül çocuk!
    hayat! beni ılık ılık esir al!
    diye bağırıyordum çakal karasında
    hançer nefesinde!

    çünkü
    bir insan ne sır verebilirdi ki gölgesine
    aşağı gölde kıyıya vuran genç nilüfer
    ağzında bir başka genç nilüferle
    ölmekteyse, ve akşamüstü
    bir annenin çocuğunun üstünü örtüşü gibi
    örtüyorsa sancıyı ve ölümü,
    bir insan ne sır verebilirdi ki gölgesine!
    çünkü
    uyuyacak kurt soyunur
    üstünden dağları çıkartırdı!
    dağlar, kokarcalarına alevcesine sokulurdu
    dağlar, sularına alev içercesine dokunurdu
    dağlar, dağlarına dürüsttü
    dağların namluya sürülü
    kurşunu yoktu!
    dağların mor avı çoktu dağların zor avcısı çoktu
    dağlar, dağlara bir kez daldı mı
    kendi doruklarından mahşeri vurgunlar yerdi
    dağların grevi borandı, çıyandı, yabanıl ottu

    dağlara sinsi bulutlarla inen eşkıya baruta
    kuytu, postal niyetine haysiyet giydirirdi!

    hele mermi bir kez müstehzi bir ifadeyle
    savurduysa tunç buhardan yelelerini,
    atların toynaklarına kan gibi menzil
    bakışlarına menzil gibi kan otururdu!

    atlara dağ kaldırmışlığı karanlığın
    o şen nallarda rakseden yosma şavkın gerdanı
    altına batırılmış isyanın şakırtısıyla tutuşurdu!
    tutuş benim yağız yılanımı puşi gibi sarıp da
    tutuş benim delioğlan fırtınamı
    ağzında ağıt gibi yakıp da
    dumanıyla
    isiyle,
    dermanıyla
    iniyle,
    inlenen ismine nakış gibi işlenen kahpe fermanıyla
    kapına dayanan tanrı misafiri sevdam, aşkımla
    belalanan dağım! belalı dağlım!
    dağlara adak adamış bir toprağın yangınıyım ben de!

    bakma! dağını emziremedim
    siyah sütümde zehir şıngırdar!
    kızma! dağına bir taş da ben koyamadım
    kumumda tuz var!

    ama senin kulağına eğilip
    DAĞ diye fısıldayan bu dudak
    bir gün ya elinden ya ayağından
    ya eteğimden ya da alnından
    öfkelenme, öpmeyecek,
    sadece şehit düşmüş bir hayalet nehir gibi fışkırıp
    başka
    bambaşka dağlara at sırtında dörtnala kan olup akacak!

    Küçük iskender
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6.
    0
    @5 onu dinledim panpa
    ···
  6. 7.
    0
    bir martıyı ağlattın işte
    bir çocuk garanti intihar eder artık
    kütür kütür küfrediyor gece imanıma
    bir yaprak kırılıp suya düşüyor
    su yaralanıyor su kanıyor şelale!

    ah nasıl titredim tensiz
    bir piyanist büküldü sanki
    kesişen ayrışık doğrular gibi
    çarpışıverdim yüzünle. Yüzün
    öyle düzgün suna bir elyazısı
    yüzün yüzüme aksedince
    yüzün ayna alnımda
    yüzün uzun hüzünlü bir alınyazısı!

    bitmemiş bir ömrün yalanısın
    sen: kabuslarımın tabiri
    çocukluğumun arta kalanısın!
    öldüreceğim kendimi dudaklarınla
    dudakların etle, şehvetle seferber
    sen! bana inen son kutsal kitap
    son fakir yatır
    son aciz peygamber!

    bir martıyı ağlattın işte
    bir çocuk garanti intihar eder artık
    ···
  7. 8.
    +1
    Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.

    Ben seni kırmak için yaratılmadım. Uzun zamandır seni planlıyorum haksızca; cezalandırılacak kadar mı yabancı, tanınmaz ve suç yüklüydüm? ! Belki; seni çok yıprattığımın, bıraktığımın elbette farkına vardım, ama herşey mi benim aleyhte varoluşumla açıklanabilir? ! Beni, başta sana olmak üzere kimliklere karşı saldırganlaştıran koşulları tek başıma ben mi oluşturdum? Seni kaybettim. Bunu biliyorum. Seni kaybettiğimi sen çekip gitmeden önce de biliyordum. Ortadaydı. Bedel ve kefalet ortadaydı.. senin hakkında bir satır yazmamaya çalışmamın nedenini hiç düşündün mü? ! Sana ait olanları içten içe koruma uğraşı mıydı sanki bu: kuşkusuz. Hala da saygıyla ağlıyorum. Büyük bir tesadüfe yenildim, büyük bir eksen kaymasıyla, sihirbazın şapkasında sıkışıp kalan tavşan gibi,

    Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.

    Elbette kızıyorsun bana; belki en çok da bu zayıflığıma kızıyorsun: Tedirginliğime, seni kaybetme endişeme, telaşıma, şaşkınlığıma, titreyişime, ürpermem, anlamlarını anlamamış kelimelerle yetinmeme, müzakerelerde bulunmama, buhranların yorduğu bir gençlik yaşamama, bilincimi sana yönlendirmeme, sürekli sürekli içmeme, kelimlerin kifayetsiz olma durumuna, vesaireye vesaireye.. inadıma öfkeleniyorsun. Seni bırakmama, seni özgürlüğüne salmama hiddetleniyorsun. Bu da aşk işte! Bu da entrika! Bu da soysuzlaşmanın, aşkın getirdiği dalaveralarla kendine kilitlenmenin başka bir çeşidi! Peki anahtar nerede sevgilim? ! peki anahtarın üzerindeki yivler kimin eseri? ! Dur, dur, bağırma,

    Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.

    Bunlar da geçecek şüphesiz. Seni unutmama kaç yüzyıl kaldı ki.. bir küsme, bir burulma biçimiyle gidişinin ardından şehrin gri cephelerine fevkalade ağır bir el bombası gibi düşen bunaltının bıraktığı korkunç acının unutulmasına kaç yüzyıl kaldı ki.. Yaralandım. Bütün noktalarımdaki nöbetçiler de yaralandı. Çığrından çıkmış bir ayaklanma gibi ağlamakta yalnızlığım. Bir gerçek aramıyorum felakete. Bir bahne göremiyorum arkadaşlarımın beni teselli etmek için söyledikleri kelimelerin hanesinde. Ama yokluğunu doldurmuyor sevda siyasetinin hançerleri. Ama bilemiyorum yağmurun ardından artık hangimiz suçlanacak.. Eğer hissediyorsan,

    Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.

    Ben sende ardı arkası kesilmeyen bir korku sevdim. Ben bir cüce çocuk sevdim sende sıska. Şiddetli ve hayret uyandıran manevralarla kendi kanına olan saplantılı aşkını sevdim. O rutubet kokan loş yüzündeki kanalizasyonları, az kelimeyle kurduğun cümlelerdeki gizli soru işaretlerini, barlardan çatlak bardak gibi atılmayı beklemeni, serserice patlamalarını, yuttuğun toplu iğneleri ve bir film hilesi hissi uyandıran utangaç hasret pozlarını sevdim. Dokunamadım sana. Parmakuçlarım neşterdi çünkü. Kırılan bir kemiğin sesiyle veda ederken,

    Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.


    Küçük iskender
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9.
    0
    napacanız olum muallak muallak şiirler. muallak misiniz?
    ···