0
Türkçede Ünsüz Yumuşaması (P, Ç, T, K Kuralı)
Türkçe kelimelerden p, ç, t, k ile bitenler sesli harf ile başlayan ek aldıklarında son harfleri yumuşayarak b, c, d, ğ’ye dönüştüğü malumunuz. Ç ve k için tamam ama iş t’ye gelince durum biraz karışık gibi görünmekte bana (P’ye ise aşağıda değineceğim).
Şimdi Türkçe’de sonu t ile biten 3 çeşit kelime var. Tek heceli kelimeleri bu değerlendirmenin dışında tutmaktayım çünkü tek heceli kelimeler yumuşamaz, bu tür kelimelerde yumuşama istisnadır. Çok-çoğu, yok-yoğu, dip-dibi.
1. Sonu t ile biten Türkçe kökenli kelimeler ki bunlar oldukça az sayıdadır. Aklıma gelenler, yapıt, kanıt, taşıt, sarkıt, armut, yoğurt. Kural Türkçe kelimelerden sonu t ile bitenler sesli harfle başlayan ek aldıkların t d’ye dönüşür diyor. Diyor demesine amma o zaman bu t’ler neden yumuşamıyor.
“Sanatçı bu yapıtında ... ”, “Bu durumu ispatlayacak kanıtınız var mı?”, “Şu yukarıdaki sarkıtı görüyor musun?”
Bu örneklerde görüldüğü gibi bazıları yumuşamazken, taşıt, armut, yoğurt ise yumuşamaktadır.
2. Sonu t ile biten yabancı kökenli kelimeler. Saat, takat, liyakat, hakimiyet vs. Bu gruba giren kelimelere sesli harfli başlayan ek geldiğinde t yumuşamaz.
3. Sonu d ile bitmesine rağmen Türkçe yazım kurallarına uydurulduğu için sonu t ile bitiyormuş gibi bilinen kelimeler. içtihat, kayıt, serhat vs. Bu kelimeler sesli harfle başlayan ek aldıklarında t d’ye dönüşmektedir ancak, buradaki durum harfin yumuşaması değil Türkçe’ye uysun diye sertleştirdiğimiz harfin aslına dönmesidir.
Şimdi düşüncelerimi ortaya koyduktan sonra bazı sorular sormak veya eleştiriler getirmek istiyorum.
Günümüz Türkçesinde yer alan sonu t ile biten kelimelerin neredeyse % 95’i yabancı kökenlidir (büyük çoğunluğu Arapça). Bu kelimelerin ise yarısı yukarıda bahsedilen 2. gruba dahilken diğer yarısı 3. gruba dahildir. Ve bu iki gruptaki kelimeler arasında kelimenin yumuşayıp yumuşamayacağını belirleyebilmek için kelimenin orijinalinin hangi sesle (t mi, d mi?) bilmek gerekmektedir.
Bir diğer nokta ise sonu t ile biten Türkçe kelimeler oldukça az olmasına ve yukarıda 1. grupta bahsettiğim üzere bu kelimelerde de kurala uymazlık bariz olmasına rağmen “sonu t ile biten Türkçe kelimelerde sesli harfle başlayan ek alındığında son harf yumuşayarak d’ye dönüşür” kuralı ne zaman ve hangi mantıkla getirilmiştir? Arapça kelimeler üzerinden neden Türkçe’ye bir kural uydurma gereksinimi duyulmuştur?
Veya bu “yapıt”, “kanıt”, “sarkıt” kelimeleri istisna mıdır? istisna değilse kuralın “Türkçe’de bulunan yabancı kökenli kelimelerden sonu t ile bitenler sesli harfle başlayan ek aldıklarında eğer kelimenin orijinal hali d ile bitiyordu ise yumuşar, değilse yumuşamaz şeklinde olması daha mantıklı olmaz mıydı? Bu yazdığım cümle son derece saçma geldi di mi? O zaman içerisinde neredeyse hem Türkçe kökenli hem de yabancı kökenli kelimeler için % 50 oranında bir kurala uymazlık veya istisna bulunan bir kural mantıklı bir kural olmaktan çıkmaz mı?
Aklınıza gelen sonu t ile biten ve tek heceli olmayan Türkçe kökenli kelimeleri paylaşırsanız bu yumuşama kuralına ne kadar uyduklarını görebiliriz. Belki ben yanılıyorumdur, yukarıda verdiğim 3 kelime gerçekten istisnadır.
Son olarak P harfine gelirsek, ben sonu p ile biten ve tek heceli olmayan Türkçe kökenli kelime bulamadım. Eğer aklına gelirse paylaşırsanız sevinirim. Sonu p ile biten yabancı kökenli kelimelerde de aynı sorun bulunmaktadır. Bu kelimelerin orijinal hali b ile bitiyorsa yumuşamakta, p ile bitiyorsa yumuşamamaktadır.
Tümünü Göster