0
özet: kürtlerden nefret edebilirsin, ama bu şahsi fikrindir ve bu nefretin herkes tarafından tatbik edilmesi gereken genel geçer bir doğru olduğunu ve toplumun bütününe yayılması gerektiğini iddia etmek yanlıştır. bunun üzerinden eylem tertip etmek ise hukuken suçtur. bu durum, terörizmi ve insanları rasgele ya da sistematik olarak öldüren herhangi bir topluluğu daha az suçlu ya da masum yapmaz.
etnisite diye birşey vardır. bu reddedilemez, yadsınamaz. toplum hayatı içerisinde yaşama iştirak etmek, tüm farklılıklarla karşılaşmayı ve etkileşmeyi onaylamış olmak demektir.
etnisite herhangi bir ayrıcalık getirmez, beraberinde herhangi bir özel hak ve hürriyet doğurmaz.
etnisitenin getirdiği bazı olgu ve değerleri yaşamak etnik bir hürriyet değil, temel bir insan hakkıdır ve etnisitesine göre değişmez.
insanca yaşamak, insanca muamele görmek ve aynı şekilde insana yaraşır bir etik ve vizyona sahip olmak, etnisite ile değişkenlik gösterebilir. ama özünde, etik mevzular ile etnik mevzular, farklı ve ilintisiz şeylerdir.
etnik kalıplar, sosyal reflekslerdir. kişinin dna'sı ile ilintili değildir. kanla değil, çevre ile aktarılırlar.
her bireyin, kendisini, mensubu olduğu etnisiteye ait hissetme ve hissetmeme hakkı vardır. buna ek olarak, birey, kendisini, kan bağı ile bağlı olmadığı bir etnisiteye ait olarak da görebilir. kültürel anlamda duyulan yakınlık ve yatkınlıklar, yalnızca söz konusu bireyin şahsını bağlar.
etnik kökenli sorunlar, kalıtsal koşullanmaların değil, kemikleşmiş algı yığınlarının sınırı dahilindedirler.
aristokratı, aristokrat yapan asıl değer, soyu değil, içinde barındığı ortamıdır, tıpkı tüm diğer kanbağı ile ilintili konularda olduğu gibi.
ideal bir toplumda, etnik farklılıkları yüzünden hiçkimse yargılanamaz, ikinci sınıf insan muamelesi göremez.
ideal bir toplumda, etnik farklılıkları yüzünden hiçkimse alkışlanamaz, birinci sınıf insan muamelesi göremez.
yıkıcı amaçla yapılan her türlü farklılaştırıcı, ayrımcı faaliyet, oluşturulan her türlü hizip, etik olarak yanlıştır ve adalet nezdinde suçtur.
bireyleri ayıran yegane unsur, mensup bulunduğu topluluk deği, bizzat şahsi varlığı kapsamında sahip olduğu özellikleridir.
artık kavgamız, küçük guruba karşı büyük gurup, hizibe karşı hizip değil, bireye karşı kalabalık ölçeğine inmiştir. toplum senin (örnek olarak) ahmet olarak var olmana izin vermiyorsa, zaten etnisiteni yaşayıp yaşamana izin vermesi ya da vermemesi mühim değildir. etnisite, din ve dil gibi bir takım meseleler yüzünden ötekileştirildiklerni düşünenler, direk şahıslarına saldırı geldiğinde, "ahmet" oldukları için aşağılanıp engellendiklerinde, nasıl karşılık veriklerine iyi baksınlar. şu da bir gerçektir ki, bazı kimseler, cinsel yöenlimlerine, etnik kimliklerine, inançlarına ve cinsiyetlerine asla laf ettirmezler. ama zeka seviyelerine, dış görünüşlerine, tavırlarına -kısacası tüm bireysel niteliklerine- istediğiniz gibi hakaret edebilirsiniz. oysa birey, davranışları ve fikirleri, tekrar eden ve kalıplaşmış taklitlerden ibaret olan kalabalıklardan çok daha üstündür. bunun sebebi, tekilin, zihnini kullanması esnasındaki serbestliğidir.
kişinin, etnisite, din, dil, hayat görüşü, cinsel yönelimi, zevkleri, korkuları ve fikirleri, onu bir guruba ait yapmaz. sadece kendisi yapar. kaldı ki bunların çoğu, insanın fıtratını belirlemede yine de tamamen etken değildir. faşizm, etnik konularla sınırlı olmak zorunda değildir. faşist bir kimse, etnisitesi bir kenara, demlediği çayın bile yegâne içilebilir çay olduğu konusunda ısrarcı ve dikte edicidir. futbol taraftarlığı buna iyi örnektir. faşizm, kendisinden tüme vararak mensubu olduğu kitleyi ululayan, bu ululamanın yolunun ise, diğer bireyleri yermekten geçtiğini varsayan, narsist ve hastalıklı bir düşünce tarzından başka bir şey değildir.
toplumsal yaşayış söz konusu olduğunda hepimizin ortak problemi, büyük kitlelerin, eş zamanlı olarak aynı narsizmden muzdarip olmasıdır. bunun ötesinde, bu kimseleri iyi ya da kötü yapan hiçbir etkenin varlığı söz konusu değildir.
burada bahsi geçen maddelerin idrak çerçevesinde, bir birey, istediği herşeyi (kürt, türk, müslüman, ateist, eşcinsel, heterociksüel, sanatçı, edya mensubu, meslek gurupları, spor taraftarlığı, konuşma, yürüyüş, oturuş, kalkış) eleştirmekte özgürdür. bu eleştirinin kendisi de, yukarıda geçen tüm hürriyetler gibi, bireye ait bir haktır ve birey, başka bir bireyin ya da topluluğun onuruna, varlığına ve haklarına ket vurmadığı sürece, fikrini beyan etmekte özgürdür.
Tümünü Göster