Ey asırların zulmünü istikar eden civanmert milletin oğlu, beni dinle!
insanlık tarihinin şafağı ağarırken, onun ilk alevleri Hint denizinden Kafkaslara, Küçük Asya'nın doğu yamaçlarından Orta Asya’ya kadar uzanan yüksek dağlarda ve güneşli yaylalarda seni doğuran büyük ırkın mağrur alnına isabet etmiştir.
Senin tarihin, ardı arkası kesilmeyen kahramanlık öykülerinin tarihidir. Çünkü sen, kırk asırdan beri namuslu ve özgür bir varlık için savaşan ve bugün dahi o savaştan yılmamış olan bir milletin çocuğusun.
Kürt’ün fırtına ve kasırgalarla dolu dünkü ve bugünkü hayatının, maruz kaldığı felaketlerin ve çektiği ızdırapların sebep ve kaynaklarını aramak, tarihin cilvelerini uyanış gözleriyle tetkik etmek hepimizin borcudur.
Varlığını korumak, benliğini muhafaza etmek için, hiçbir millet bizim kadar uzun ve sürekli savaşlar yapmamıştır.
Uzun tarihimiz boyunca, hiçbir kuvvet bize mağlubiyet itirafı yaptıramamıştır. Kürt alnı, Kürt yurdunun görkemli zirveleri gibi, daima yüksek kalmiş ve hiçbir fatihin önünde eğilmemiştir. Kürt yaşdıbının gerçekliği , bugünün de şaşmaz hakikatidir. Çünkü Kürt ölüm kalım savaşını terketmemiş, mağlubiyet itirafında bulunmamış, dünya milletleri saflarindan silinmemeye karar vermiş, yaşamak isteyen ve yaşamak için ölmesini bilen bir millettir.
Ey Kürt oğlu, ey Kürt kızı, dünya bu kararından haberdar olmalıdır! Yaşamak isteyen her varlık döğüşmelidir!
Dünya üzerinde bir yeri olmak isteyen her millet çarpişmalıdır!
Tabiatin değişmez kaidesi budur. Kimyevi, nebati ve hayvani alemin amansız varlık kanunu budur; döğüşmek, savaşmak!...
Bu kaide, insan cinsi için daha amansızdır. Irk ırkın, millet milletin, insan insanın yırtıcı canavarıdır.
insanlık medeniyeti henüz bu kaideyi tebdile, muvaffak olamadı, savaş kanunu ta'dil edemedi. Bugün de, yaşamak için döğüşmek gerek, kaçınmak ölmektir.
Biz, ölmek istemeyen bir milletiz. Kürt, yaşamaya karar vermiştir ve yaşayacaktır.
Uzun tarihimiz boyunca bir çok ırklar, milletler ve devletler Kürdü öldürmeye çalışmışlar, onu hayat hakkından mahrum etmeğe azmetmişler, fakat muvaffak olamamışlardır. Doğudan, batıdan, güneyden ve kuzeyden gelen cihangir akınları, Kürt dağlarının eteklerinde kırılmış, Kürt azmi karşısında parçalanmıştır. Dünya tarihinin seyrini değiştiren Kahhar kuvvetler, bir çok milletlerin varlığına hateme çekmiş, bize muasır bir çok milletler tarihe geçmiş, fakat mücadeleden yılmamış olan Kürt, tarihe karşı kanlar akan alnını yükselterek:" ben ölmedim, ben yasayacağım!" demiştir.
Hiç bir milletin tarihi bizimki kadar kanlı olmamıştır. Hiçbir milletin yurdu bizimki kadar istila dalgalarına uğramamıştır. Hiçbir millet bizim kadar mutemadi döğüşmemiştir. En gayri musait şartlar altında bile, Kürt eli silah tutarken teslim olmamıştır. Kahhar kuvvetlerin, sayı çokluğunun savaş için meydan okumalarına, Kürt daima "EVET!" cevabını vermiştir.
işte, varlığımız bütün hikmeti, devamımızın bütün sırrı bu kelimede bulunmaktadır.
Ey ırkımın ümidi istikbali olan Kürt gençliği! Bu naciz eseri sana ithaf ediyorum.
Yurdundan uzak, yad ellerde kalbi milli ızdıraplarla sızlayan, Kürt’ün istiklal ve hürriyet güneşinin doğumuna tesne ruhu alevlenen derbeder bir Kürt’ün, intikam gününün mahşerini senin bükülmez pazularından ümit eden Dersimli bir Kürt çocuğunun sana yalnız sana mütevecih feryadına kulak ver!
Ben sana, senin namus ve şerefini lekelememek için vatanın yalçın kayaları,müthiş uçurumları üzerinden kendilerini kurtarıcı ölümün kucağına atan binlerce gelin ve kızlarımızın feryadını inliyorum... !
Ben sana, senin hala bugün bile, namert düşmenin kapısında esaret altında yaşayan, her gün, her an damla damla ölen, milliyeti, dili ve mukaddesatı tahkir edilen köle Kürtlerin derin feryadını ağlıyorum...
Kürdistan'ın zümrüt dağlarından, güneşli yaylalarından sürülerek, Anadolu'nun çorak ovalarında açlıktan ölen, kahpe düşmanın süngüsüyle, kurşunuyla imha edilen ve günahları yalnız ve yalnız Kürt doğmus olmak olan kardeşlerimizin gözlerini ölüm kapatırken, onların ümitlerinin ufuklarında sen bir güneş gibi belirdin...
Onların sana, bir tek kelimede tekasüf eden, amansız amir ve kahhar bir vasiyeti var:
intikam!
intikam!
Kürt namusuna sürülen lekeyi temizlemek için.
intikam!
süngülenen yüzbinlerce Kürt yavrularının feryadını dindirmek için.
intikam!
Girdaplara atılan, ateşlerde yakılan gelin ve kızlarımızın Kürdistan afakında oğuldayan eninlerini teskin için.
intikam!
Darağaçlarının altında ölümü kahramanca selamlayan, "yaşasın hür ve müstakil Kürdistan!" diye haykırarak sehadet tacını giyen binlerce vatan kurbanlarının gayelerini tehakkuk ettirmek için.
intikam!
Kürdistan denilen harabezar anayurdun istilası için.
intikam!
Kürt diyarında uluyan sırtlan ve çakallar ırkının mülevves vücutlarından Kürt vatanını tathir için.
intikam!
"Medeniyet" denilen kahpenin peşine sığınarak bize uluyan köpekleri susturmak için.
intikam! intikam! intikam!
Şehitlerimizin kanlı cesetleri üzerinde kanla, gözyaşlarıyla yazılı vasiyetname işte bu bir tek kelimedir!.. Namusu olan her fert, sinesinde Kürt kalbi çırpınan her insan, damarlarında Kürt kanı akan her genç bu vasiyetnameyi unutmamalıdır.
Onu infaz edinceye kadar uyumamalı, rahat etmemeli ve çalışmalıdır!
Dünün tarihini kanlarıyla yazan Kürt neslinin, kanlarıyla çizdikleri yoldan yürümek borcumuzdur!
Biz, kanlarımızla Kürt istiklalinin kızıl şafaklarını açacağız. Ruhlarımızdaki volkanlarla, Kürt kurtuluşunun alevli güneşini yaratacağız!
Dünya tarihi bize bakıyor. Şehitlerimizin gözleri bize mütevehcihtir!
Hürriyet ilahına sunduğumuz binlerce kurbanlar, kendileri için bizden bir türbe istiyorlar, hatıraları için bir abide bekliyorlar!
Bu abide, hür ve müstakil Kürdistan!
Bu abide, milletler camiası arasında şeref mevkini ihraz edecek olan müstakbel Kürt devletidir!
Şehitlerimizin ruhunu şad edelim!
Yaşasın kahramanlar yaratan Kürt milleti, yaşasın hür ve müstakil Kürdistan!
Dr. M. Nuri DERSiMi - 1925
http://www.youtube.com/watch?v=Jal5ppOvbRg