+5
-9
yine her zamanki gibi arkadaşlarla birlikte ormanda barbekü partisi yapacaktık. tavukları, sucukları, biberleri, patlıcanları, domatesleri envai çeşit zerzavatı yüklenip dağlara çıktık. güzel bir alan belirledikten sonra barbekümüzü kurduk, önce sucukları ve biberleri dizmeye başladık. biz 3 arkadaştık. ben yiyecekleri çeviriyordum, diğer arkadaşlar da tavla çıkarmışlardı...
uzaklardan 16 kişilik bir grup geldi yanımıza. "selamualeyküm hewal" dediler. biz şaşkınız tabii neyce konuşuyorlar anlamadık. "selam gençler" dedik. kırmızı polarlı yanındaki siyah şapkalıya dönüp "la mugo bunlar ne deyiiğ? selam nedir" deyip gülüştüler. içlerinden grubun lideri, en çok siyah tenli olan eleman gelip "hewal wolla sobah 5 te çıkmışik ırgat gibi çalışiyik, öşexleri de baqladik öteye çoq açıq. sucuk yiyek lo" dedi.
biz itiraz etsek de olmaz falan çeksek de "bu daglar bizimdir lo. biji kürdistane amq türkleri" dediler. atıldım:"hayır arkadaşım" dedim "burası türkiye cumhuriyeti topraklarıdır burada bir türk vatandaşı olarak piknik yapma özgürlüğümüz vardır".
"bah hele kotil töcenin votandoşlarına baq"deyip bizi ağaçlara eşek yularlarıyla bağlayıp dövmeye başladılar. gözümüzün önünde hayvan gibi saldırdılar sucuklarımıza, tavuklarımıza, biberlerimize... bir kürt azmanı domatesi avcunda kırıp ekmeğin arasına koyup şapur şupur yiyordu.
lider olan kürt şöyle dedi "türklerin zütünü açın" hepsi donlarımızı indirip beyaz zütlerimizi açtılar. arada sırada o kara elleri şaplaklar parmaklar atmaktan da çekinmiyordu. lider kürt maşaya sıkıştırdığı sucukları tek tek zütümüze kömür ateşi gibi bastı. hayatımda böyle bir acıya tanıklık etmemiştim. züt deliğimize doldurdular acı ve çemenli sucukları. fena yakıyordu doğrusu.
allahtan gibmediler bizi. bıraktılar kendi halimize, giderken de "bir daha sizi kürdistan federe devleti topraqlarında görmeyeyim" dediler. biz ormanlık alanda çimlerin üstünde baygın, zütü sucuk dolu vaziyette yatarken...