up up up up up

Beyler normalde 9 da atacaktım fakat işim çıktı erkenden 10 tane bölümü atayım dedim.
Dediğim gibi lise terk olduğum için iş buldum mu gevşeklik yapamıyorum zaten babam harçlıkta vermiyor bu sebeple burayı biraz boşluyorum kusuruma bakmayın.

Yarın atabilirsem 5 tane bölüm atacağım Cumartesi-Pazar müsait olamayabilirim.

Şimdiden kusuruma bakmayın helal edin o güzel haklarınızı

içeriye giren;kaslı vücudu olduğu her halinden belli olan, hafif çekik gözlü,
beyaz tenli ve siyah saçlı uzun boylu ve omuzunda ki rütbeden yüzbaşı olduğu anlaşılan zat
ön sıraya oturdu.

Biz ise görevin heyecanı ile pek şu kim bu kim diye takılmıyoruz.

15-20 dakika sonra salonu yaklaşık 40 kişi doldurmuştu.
Öndeki Yüzbaşı ayağa kaltı ve kalın sesiyle;
-"Ben Timur! intikam Operasyonuna katılan timin komutanlığını yapacağım beyler.
Beni tanımamanız normal çünkü ilk defa bu tabura geldim.
ilk defa bölüğünüze geldim.

Daha önce sınır ötesi harekatlara katıldım, yine aynı şekilde iç güvenlik harekatlarında bulundum
kader bugün siz yiğitlerle tanışmayı nasip etti."

Herkes bu yiğit adama merakla ve heyecanla bakıyordu.

"Operasyonun temel amacı Suriyeli Kürtçü Gençlerin Liderini yakalayıp öldürmek,
Suriye devletinden izin almadığımız için tamamen gizli bir operasyon olmakla birlikte
en yakın arkadaşınız bile hatta tugayda ki arkadaşlarınız bile bilmeyecek!

Gidiş var, dönüş ise ne yazık ki net değil! Orada bizden sayıca fazla olan düşmanla karşılaşacağız.
Şuan burada duranlardan kimisi vatana feda olacak!Bu sebeple bu görev ciddi bir görev değil bu görev
ölümü kabul etme görevi!"

5 saniyelik bir sessizlikten sonra;
-"Ona göre kabul edin / Etmeyin!,gazamız mübarek olsun gerekli bilgilendirme yapılacak"

-"Kader bugün sizlere güldü gençler;bugün vatana olan görevlerden
en mukaddes görevi üstleneceksiniz.
Bugün sizler "yurdu yaşatmak için ölen kahramanlara"sorumluluğunuzu
gerçeklekleştireceksiniz!
Bugün hayallerinden alınan gençlerin, şerefli Türk askerinin kanını akıtanaların
kanını akıtacak ve onları kendi pis kanlarında boğacaksınız!

Bugün sizler vatanın dışında görev yapacak ama asıl amaç vatanı tehdit eden
şerefsizler sürüsünün çobanını ortadan kaldıracaksınız!
Bu operasyonun adı iNTiKAM OPERASYONUDUR.
Çünkü biz biliriz; Dişe diş, kana kan iNTiKAM iNTiKAM! en güzel adalet olduğunu."

Tüylerim diken diken olmuştu.

Tabur komutanımız son olarak;
-"Var mısınız?"dedi

-"Sormanız ayıp komutanım"dedi Üsteğmen Fatih.
Ardından gelen o kudretli ses;
-"Varlığımız TÜRK varlığına armağan olsun komutanım!"

Odada oturmuş televizyonda ki sondakika bandını izliyorum;
-"Aldığımız bir haberi sizlerle tekrardan paylaşıyoruz;yaklaşık 30 dakika önce
medyaya düşen ve Genel Kurmay ve Milli Savunma Bakanlığınında yaptığı açıklamada
Kilis Hudut Karakoluna yaklaşık 200 kişilik militan grup baskın yaptı.
Saldırıda ne yazık ki 13 asker şehit oldu 22 asker yaralandı.4 askerin durumu ağır.
Yine aynı şekilde karakol çevresinden geçen 6 vatandaşda ne yazık ki atılan RPG ile şehit oldu.
Aziz Türk Halkının başı sağ olsun"

Şaşırmıştım;şaka mıydı bu?
Gürayhaberi duyar duymaz;televizyona dönük olan sırtını çevirdi.
Üzülmüştük dahası ise intikam diye haykırıyordu kalbim.

Haberden 3 dakika sonra odanın kapısı çaldı.
Kapıtı açtım ve Üstçavuş Ekrem'in selam vermesiyle karşılık verdim;
-"Komutanım tabur komutanımız 4.salon da bekliyor"
-"Tamam kardeşim"dedim ve kapıyı kapattım.

Hemen askeri kıyafetleri giymeye başladık Güray ile.
Ne için çağıryordu acaba?
Aklımdan geçen şey ise bizimde karakollara takviye olarak gitmekti.

Bölük numaramıza göre biz kalacaktık.
Aslında biz neden gitmiyoruz diye üzülüyorum;hergün aynı şeyleri yapmaktan bıkkınlık geldi.
Mesleğimi icraa etmek istiyordum, öğrendiklerimi ve öğreneceklerimi uygulamak istiyordum.

Fakat başka zamana kısmet dedil;gidecek olan bölükleri ziyaret ettik.
Hepsiyle teker teker, tanıdık,tanımadık herkes ile helalleştik.

Onlar gece 3 gibi askeri uçak ile Hatay'a oradan da çevre karakollara dağılacaktı.
Biz ise eli kolu bağlı oturup bekleyecektik.

Akşam yemeği yediğimiz vakit;içeriye giren bir astsubay tabur komutanımıza bir şey söyledi.
Yaşar Yarbay yerinden kalktı ve kurmay başkanı binbaşı Kemal komutanımız ile
hemen dışarı çıktı.

Biz ise baya bir meraklandık hatta saldırı tehlikesi olabilir düşüncesi ile
tabancalarımızın kilidini kaldırdık.
Yemeklerimizi yedik ve kalktık.

içtima yapılacak dendiği için;içtima alanına doğru yürüyorduk.
Güray'a izinden sonra ilk defa yengeyle arasını sordum;
-"Sorma kardeş,bir haller var bu kızda. Gereksiz yere triplere giriyor sorma gitsin"

Moralide bu konu bazında açık değildi bu sebeple fazla deşmedim konuyu.
-"Acaba ne oldu"diye sordum
-"Toplantı yapılacak o sebeple çağrıldı bence"
-"sanmıyorum"
-"Sence Mustafa"
-"Orasınıda bilmiyorum"

içtima alanına vardığımızda;taburun nizami düzen içinde tabur komutanını beklediğini
görüyorduk.
Bölük kısmına girip;tim komutanlarının olduğu sıraya girdik ve beklemeye başladık.
Hava yavaştan soğuyordu.

15-20 dakika sonra tabur komutanımız ve kurmay başkanımız geldi.
-"iyi akşamlar beyler"
-"Sağ ol"
-"Beyler ne yazık ki aldığım bu üzücü haberi açıklamak zorundayım.
Hatay da ki sınır karakollarımıza aynı anda taciz ateşi yapılmış, Kilis hudut karakoluna ise
saldırı yapılmış ve maalesef 3 şehidimiz var! Yine ne yazık ki Şırnak;Beyaz Tepe Üs Bölgesine saldırı yapılmış bir askerimiz şehit olmuş. Yakalanan bir şerefsiz ise Suriyeli Kürtçü Gençler örgütünün militanı olduğu belirlendi"
...
Kısa süren bir sessizlik sonrası tabur komutanımız devam etti;
-"Bu gece birinci, ikinci ve üçüncü bölük takviyeye gidiyor. Aynı zamanda tugaydan 3 bölük ve yine
Kayseri Komando'dan 1 tabur sizlere destek olarak verildi, gazanız mübarek olsun"
-Sağ ol"
-"Siz sağ olun"

-15 dakika içinde "TÜRK TABURU" personeli Şehit Tuğgeneral Bahtiyar Aydın salonunda toplansın.
(Beyler bu komutanımız terörle mücadelede şehit olan en yüksek rütbeli kişidir. Kendisine Diyarbakır Lice'de karakol denetlerken keskin nişancı tüfeği ile suikast düzenlenip şehit edilmiştir. Ruhu şad mekanı cennet. 4)

Güray ile birbirimize baktık. Güray bana sanki
-"N'oluyor amk?"der gibi baktı bende "bilmiyorum"şeklinde mesaj içeren kafamı salladım.

15 dakika sonra zaten salondaydı.
Tabur komutanımız Yarbay Yaşar ve yanında Tugay komutanı Tuğgeneral Hakan paşa geldi.
-"Dikkat"sesiyle herkes ayağa kalktı.
-"Rahat"diyen Hakan paşanın ardından herkes oturdu.

-"Beyler;Suriye'den duyumlar alıyoruz ve hiç hoş olmayan duyumlar bunlar.
Özellikle Suriyeli Kürtçü Gençler adı altında yeni bir kürt direniş gücü oluşturulmuş.
Amaçları belli zaten fakat son zamanlarda ülkemizin hudut karakollarında ki kaçakçılık faaliyetleri
arttı fakat kaçakcılık nedense karakolların hemen hemen 30-45 metre arası uzaklıkta oluyor.
Bunun sebebi ne olabilir?"

Salonda bir sessizlik oldu, Tugay komutanımız bizi denemek istiyordu.
Beni işaret ederek;
-"Teğmenim sizce?"
-"Teğmen Mustafa Öztürk komutanım! Komutanım bana kalırsa amaçları saldırı olabilir"
-"Aferin teğmenim fakat ne için?"
-"Komutanım;bana kalırsa amaçları örgütün ismini duyurmak ve güçlü olduklarını göstermek"
-"Aferin teğmenim rahat!"
-"Siz sağ olun komutanım"

Yerime oturduğumda;Güray bana baktı ve göz kırptı.

Ardından tabur komutanımız konuşmaya başladı;
-"Komutanımızın dediği gibi ve Mustafa Teğmenimizinde söylediği gibi bir saldırı bekliyoruz
bu sebeple taburumuzdan 3 bölük ve tugaydan 3 bölük belli karakollara dağıtalacak."

Saat sabahın 4'dü.
Gözlerimi açtım ve kalktım.

Yüzümü yıkamak için;tuvalete girdim buz gibi soğuk olan suyun
yüzüme ve elime temas etmesi zaten yetiyordu.

Ağzımdan çıkan dumanlar zaten havanın soğuk olduğunun en canlı kanıtıydı.
Güray iznini 2 gün daha uzatmıştı.
Yine aynı zamanda bizim izinden gelmiş olmamız;alt devrelerimizin izne çıkacağının
habercisiydi.

Spor kıyafetlerini giyip;ısınma hareketlerini odada yapmaya başladım.
Hayat gerçek anlamda süprizler ve anilikleriyle meşhur bana göre.

Odamdan çıktığımda koridorun ayrı bir ürpertisi vardı.
Koridorda bulunan nöbetçi askerin varlığı olmasa insan yok denilir.

-"Günaydın Ekrem"dedim bu delikanlı çocuğa
-"Sağ olun komutanım"dedi o çocuksu sesiyle.

Astsubay Üstçavuştu Ekrem. Bizim bölüğün elemanıydı.

Personeli;dışarı ile buluşturan kapıyı açınca havanın
ne kadar ciddi olduğunu gördüm.
"Bismillah"diyerek tempolu yürümeye başladım.

Ardından hızlı bir şekilde koşmaya başladım.
Her 5 dk da bir duruyor ve olduğum yerde şınav pozisyonu alıp
30 tane çekiyordum ve tekrar koşmaya başlıyordum.

1 saatlik programdan sonra odaya geçip, sıcak bir duş almak için
hazırlandım.
Duşumu aldıktan sonra o yaşama sevinci ve enerjisi geri geldi!

7 gün böyle geçti durdu.
izin bitmişti;göreve dönecektik.
Bir nevi benim için iyiydi aslında en azından yaralarımı deşmiyordum.

Kardeşim hakkını helal et dedi Efe.
Dalmış olduğum dünyadan geri döndüm ve sarıldım Efe'ye.

"Helal olsun kardeşim"dedim.
Diğer tayfa ile de vedalaştık.
Anneme sarıldım ilk önce iyice çektim kokusunu;öptüm tombul ve soğuktan kırmızılaşmış yanaklarını
ardından babama sarıldım.
Sigara kokusu bile o güzel kokusunu esir alamıyordu.

Yolcu kısmına girdim ve yavaşça gözden kayboldum...
Daha doğrusu kayboldular;ben ise ilerliyordum.
...

-"Musti senin ki yüksek lisans yapıyor haberin olsun?"
...
-"Musti senin ki yüksek lisans yapıyor haberin olsun?"
...
-"Musti senin ki yüksek lisans yapıyor haberin olsun?"
Kulaklarımda yankılanıyordu bu sözler!

Tayfaya yalan söyledim;eve geçiyorum diye.
Ama yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.

Aşk herkesin en zayıf noktasıdır derlerdi ama inanmazdım, halbuki ki gerçek buydu.
Gecenin karanlık ve soğunda boğazın ücra köşelerinden bir yerine adım atmıştım.

Gecenin ilerleyen saatlerinden dolayı kimse yoktu olan kişilerde benim gibi
ya derdinin çaresizliğinden ya da derdine çarearamaktan buradaydı.

Canlandı anılar gözümde;
Kampüs girişine ilk girdiği gün;güzel gözleri, dudakları ve ay gibi muazzam yüzüyle
sorduğu soru.
Vize zamanlarında benden tatlı sesiyle notlarımı rica etmesi.
Arkadaş ortamında halimi hatırımı sorması;aklımdaydı.

ismi gibi güzeldi;Melis.
Hep uzaktan izledim onu;soru sorduğunda utancımdan verdiğim kısa cevaplar
geldi aklıma biraz tebessüm ettim.

Kalbimi en çok o yaktı her anlamda;
Onu amaçsız ve sevmeyen birisiyle el ele gördüğümde!
Onu sevdiğimi anlayınca benden uzak durduğunda,
Ona doğum gününde hediye aldığımda;aldığım hediyeyi çöpte gördüğümde.

Bir yandan gibtir et diyordum bir yandan da gönül el vermiyordu.
Hiç bir zaman da sevmeyecekti beni belkide ama en azından yanımda olsun istiyorum.

gibik bir istanbul gecesiydi işte;dertlerin çok olduğu dermanın ise az olduğu bu şehirde
gibik bir geceydi. Dert gecesiydi, ağlama gecesiydi, acı çekme gecesiydi.

Rezzzzzzzzz

BEYLER KUSURUMA BAKMAYIN BEKLETTiM PARTLAR ARASINDA BU KADAR SÜRE OLABiLiR AMA DEDiĞiM GiBi BU HiKAYEYi DiĞER HiKAYE GiBi BiTiRECEĞiM.

BAKIN LiSE TERK OLAN BiRiSiYiM BU SEBEPLE ZAR ZOR iŞ BULDUK ÇALIŞIYORUZ DAHA YENi EVE GELDiM.

YARIN KESiNLiKLE BURADAYIM TEKRARSAN KUSURUMA BAKMAYIN.

Kardeş 3 gün oldu amk

BEYLER BUGÜN YAZMASI AYIP ARKADAŞLARLA BULUŞACAĞIM BU SEBEPLE YARIN DEVAM EDECEĞiM.

YARIN 20 BÖLÜM ATARIM KUSURUMA BAKMAYIN, iLGiNiZE TEŞEKKÜRLER.

bu musti 1923 hikayesindekimi ?
bu arada rez

Rezerve

Rez pampa