/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +63 -8


    Soğuk bir gece



    Bu hikaye tamamen bana aittir, hiç bir şekilde alıntı değildir. Tamamen kendi kurgum olduğu için gerçek dışı şeyler olacaktır örneğin bordo bereli alımlarında ki kurs faaliyetleri vb. şeyler.(Yaklaşık 70 bölümlük ve kesinlikle sonunu getireceğim ikinci askeri kurgu hikayem)




    Tabur binasının önünde Güray ile oturmuş sohbet ediyoruz.
    Güray'la bir senedir silah arkadaşıyız;Bordo Bereli kursu boyunca birbirimizin badisi aynı zamanda devresiyiz.

    Ben üniversiteden mezun olduktan sonra 3 yıl boyunca bir firmada çalıştım.
    Ardından TSK'nın personel ihtiyacını karşılamak için sivil kaynaktan alım yaptığını duyunca
    hayalimi gerçekleştirmek maksadıyla başvurdum ve buradayım.

    Neşeli geçen muhabbetin yanında ayrı zamanda bizi olumsuz etkileyen soğuğa
    aldırış etmemeye çalışıyoruz fakat ...

    Güray' elindeki sigaradan son bir fırt aldıktan sonra yere atıp botuyla basmasıyla
    bu eziyet son bulmuştu.
    Tabur binasının önünden ayrılıp yavaşça misafirhaneye doğru ilerliyorduk.

    iki elim cebimde sessizliği bozarak;
    -"Seninkisinden haber var mı?"dedim, cevap ise gecikmedi
    -"hanımefendi arar mı?"

    30 saniyelik bir sessizlik sonrası tekrardan;
    -"Şu kızların tripleri niye böyle usta?"dedi Güray
    -"Ne bileyim amk, hiç girme bu konulara!"

    Güray bir derin of çektikten sonra;
    -"Hayır anlamıyorum yahu kızım izin alsam yanındayım ama izin yok keyfimden mi gelmiyorum?"
    -"La havle vela.. olum niye bu konuyu açtın, senin aşk perinmiyim ben?"
    -"Vallahi devrem peri olmadığın kesin ama ... "

    Cümlenin devdıbını getiremeden karşıdan gelen ve etrafında yaklaşık 4-5 kişinin de bulunduğu
    bölük komutanımıza selam verdik.

    Karizmatik bir ses ile;
    -"iyi akşamlar beyler"
    -"sağ olun komutanım"

    Bölük komutanımızı ve etrafındakileri arkamıza aldıktan sonra uzun, karanlık ve esen rüzgarın ağaaçlarla buluşarak çıkardığı yaprak sesleri...

    Güray yine bir sigara yakmıştı, belli ki nişanlısıyla olan bu musibet canını sıkıyordu.
    içimden "takma olum"demek geldi ama söylemek istemedim.
    ···
  2. 2.
    +3 -1
    ilk askeri kurgu hikayem bu amk daha sonra ne diyor bu demeyin ===> tim 1923
    ···
  3. 3.
    +3
    Bu arada ben burada ciddi ciddi yazacağım isteyen taşak geçer yazar isteyen adam akıllı okur ben kimseyi giblemiyorum şimdiden hepinize teşekkür ediyorum bu arada uzun aradan sonra tekrardan sözlüğe geldim bakıyorum da eskisi gibi başladığı hikayeyi devam ettirmeyen yazarlar hala var onların amk.
    ···
  4. 4.
    +5 -1
    Lan binler bide askeri flamaların yapımı bana ait olacaktır yine aynı zamanda yapılacak olan askeri harekatları harita şeklinde göstereceğim.

    Şuan gelen tepkiye göre devam edeceğim bu arada sen kimsin amq diyenler için buyrun şu hikayeme bir göz atın;

    tim 1923
    ···
  5. 5.
    +11


    Son zamanlar biraz sorunlu






    Sabah 5 de kalkmak bana göre 3 yıl önce imkansızdı fakat mesleğin getirisi olan erken kalkma şartını
    artık vücudum otomatik bir şekilde yerine getiriyordu.

    Sabah sporunun ardından gelmiş olan yaşam enerjisi ve dinçlik hissi beni mutlu etmeye yetiyordu,
    şimdi ise taburumuza verilen binanın yanında ki yemekhanede kahvaltı yapmaktı.

    Güray ile odada tekrardan bir araya geldikten sonra kamuflajları giyip,
    5 dakika uzaklıkta olan binaya intikal etmeye başladık.

    Yolun başında zaten belliydi Güray'ın huzursuzluğu, konu ise sözlüsünün
    kendisiyle yeteri kadar ilgilenmediğiydi.

    Güray anti-tez yapmış olmasına rağmen yenge hiç oralı olmuyor hatta ne kadar anti-tez sunarsa
    Güray o kadar tepki veriyordu.

    Konuşmadan yemekhaneye girdik, tepsimizi alıp sıranın gelmesini bekledik.
    Geçtik bölük komutanımızın da aralarında bulunduğu subay-astsubay karmasının
    yan tarafında bulunan masaya geçtik.

    Tabi bizim tabur komutanımız Yarbay Yaşar'da oturmuş hem anıalrını anlatıyor hem de
    yemek yiyordu ki kendisi çok mu çok kral adamdı.
    Hele bir hikayeleri var biz acemiler ağzımız açık dinliyoruz.

    23 yıldır bu şerefli ordunun bir mensubu Yaşar Yarbay.
    Yarbaylığının ikinci senesinde ve vatan millet aşkını aşmış bir adam.
    Daima astlarına sevgi, saygı ve yol gösterir aynı zaman da üstlerine ise
    aşırı derece hürmet eder ve saygı gösterirdi.

    Ona göre bir askerin görevi sorgulamak değil yapmaktı.
    Askerlik ruhunu hakkıyla taşıyan subaylardandı.
    ···
  6. 6.
    +11


    Duyumlar Kötü 1






    Kahvaltı sonrası tabur binasında kısımlarımıza dağılıp günlük raporları hazırlayıp
    Gen.Kur. Bşk'lığına gönderecek ardından ise spor sahasında tekrar yapacaktık.

    Ardından öğle yemeği ve bu sefer atış alanında eğitim daha sonra ise
    intikal ve pusu alanında ise öğrendiklerimizi tekrardan yapacaktık.

    Güray ve ben aynı odada kaldığımız gibi aynı çalışma odasında yer alıyordu.
    Kahvaltıdan yaklaşık 2 saat sonra rapor işi bitmiş ve sıra spor sahasına intikal etmeye gelmişti.
    Güray'ın raporlarının bir kısmı daha kaldığı için ben erkenden çıktım ve yolda yürümeye başladım.

    içimde garip düşünceler vardı, ardı ardına farklı düşünceler.
    O arada askeri aracın yanımdan geçip durması beni kendime getirdi.
    inen kişi bölük komutanımız Alper Üsteğmendi.

    -"Mustafa nereye?"
    -"Spor sahasına komutanım"dedim selam verirken.
    -"Gel bende revire gidiyorum"
    -"Emredersiniz komutanım"diyip yanına doğru yürüdüm.

    Alper Üsteğmen ile muhabbetimiz çoktu, özellikle
    kendisinin ilk acemilikten uzmanlığa geçiş sürecinde
    yaşadığı çatışmaların anıları bende büyük bir etki bırakmıştır.

    Askeri aracın tekrardan ileriye gitmesiyle yalnızca ben ve Alper Üstğm.
    kaldık;uzun ve kaldırımları sarı beyaz olan yolda yürüyorduk.
    Alper Üsteğmen kalın sesiyle;
    -"Nasıl geçiyor günler?"
    -"Şükür komutanım, alıştık artık"
    -"iyi bakalım sıkıntı olursa yanıma gelebilirsin"
    -"Var olun komutanım"
    -"Nasip olursa önümüzde ki aya düğünüm var davetlisin teğmenim"
    -"Emredersiniz komutanım Allah mutluluk nasip etsin"
    -"Amin Mustafa amin,var mı sende bir şeyler?"
    -"Yok komutanım şu haldeyken olmasın?"
    -"Ne varmış lan halinde?"
    -"Komutanım Güray'ı biliyorsunuz zaten"
    daha devdıbını getirmeden gülmeye başladı bende tutamadım kendimi gülüyordum;
    -"Aaa o konu mu? lan bende yaşadım zamanla düzelir söyle moralini tak etmesin!"
    deyi verdi gülme esnasında.

    Revir binası gözükünce;
    -"Hadi akşam içtimada görüşürüz aslanım"
    -"Emredersiniz komutanım"
    ···
  7. 7.
    +9


    Duyumlar Kötü 2






    Öğle yemeğinin ardından arta kalan sürede yine Güray tüttürüyor bende
    orada onunla konuşuyordum.
    -"Vay amk aşk nasıl bir şeymiş!"
    -"Devrem çok takmıyor musun?"
    -"Ne biliyim amk aklım orada"
    -"Ya sıkma canını hep böyle kalacak değil ya?"
    -"Yengen söz konusu ise durum ciddiye biniyor"

    Lafa giriyordum ki uzaktan gelen erbaş selam verdi ardından;
    -"Komutanım tabur karargahında toplantı var!"
    -"Hayırdır?"
    -"Tam bilmiyorum komutanım takım ve bölük komutanları çağrıldı"

    Rütbe altında ki bordo beremi taktıktan sonra Güray ile hızlı adımlarla karargaha geçtik.
    Henüz tabur komutanı yoktu;genellikle 1 ve 2 bölük tam kadro ve yine 4 ve 5 bölük komutanları
    vardı.Biz geldikten 4-5 dk sonra tam kişiye erişildi.

    -"Dikkat"sesiyle bütün herkes ayağa kalktı.
    -"Rahat"

    Tabur komutanımız Yaşar Yarbay ciddi ve temkinli olduğu belliydi.
    -"Beyler son zamanlarda sınır karakollarından iyi haberler almıyoruz, kaçakcılık faaliyetleri
    son zamanlarda arttı şimdi size basit geliyor olabilir fakat genellikle kaçakcıların çoğu
    karakollara yakın noktalardan bilerek geçiyor"

    Nefesini aldı ve;
    -"Yani her an bir saldırı olabilir fakat saldırı YPG'den mi olur PKK'dan mı olur yoksa IŞiD'ten mi olur?"
    bilemiyoruz.

    Şuanlık karakol komutanları durumun ciddiyetinde değiller bu sebeple gerekli tedbirleri almıyorlar.
    En yakın zamanda kuvvetten emir gelebilir bunun için hazırlıklı olmalıyız.
    Bu sebeple kendinizi sıkı hazırlayın.
    ···
  8. 8.
    +4
    Beyler bazı zaman gözden kaçan dil bilgisi hataları olabiliyor bu sebeple kusuruma bakmayın amq ben lise terkim
    ···
  9. 9.
    +7


    Telsiz Konuşmaları






    -"Kartal dinlemede mi?"
    -"Kartal dinlemede bekçi!"
    -"Şuan karakolun etrafından yaklaşık 10-15 kişilik grup var, ellerinde silah yok
    müdahale emri var mı?"
    -"Olumsuz bekçi;müdahale devlet aleyhinde sonuçlana bilir"
    -"Anlaşıldı kartal"
    -"Olası bir tehdit unsuru olsa bile elinde silah olmadan müdahalenin imkanı yok"
    -"Anlaşıldı"

    -"Kağıtta yazılanlar dün Cilvegözü Piyade Hudut Karakolunun telsiz konuşması"

    Güray'ın elime vermiş olduğu kağıt;beni biraz endişelendirmişti.
    Ortada tabur komutanımızında dediği gibi bir durum vardı, saldırı olacağı kesindi
    fakat ne zaman nereye kimler kaç kişi neler ile?
    sorularına cevap vermek imkansızdı.

    Bu konuşmalar haricinde tam 3-4 farklı hudut karakollarında farklı zamanlarda
    durumların gözlendiği yine bizlere söylenmişti.

    Güray'ın aklı başına gelmişti.
    Artık yarasını deşmiyor ve sürekli bir şey ile meşgul olmaya çalışıyordu.
    Elimden geldiği kadar ben de onu oyalamaya çalışıyordum.

    Tabi günler geçerken her gün 20 km yarı koşma yarı yürüme şeklinde geçen
    araçsız intikaller ve yine araçlı intikallerin eğitimleri aynı zamanda pusu atma-yeme eğitimleri bizleri
    yoruyordu, başka bir şey düşünmemize imkan vermiyordu.

    Aynı zamanda gündeme ki askeri olayları takip etmeye çalışıyorduk.
    Özellikle Suriye'de yaşanan iç savaş ve getirdiği terörist gruplar.
    Bir yandan seviniyor bir yandan da doğal olarak korkuyordum.
    ···
  10. 10.
    +5 -1


    Yarın akşam buradayım amk bekleyin



    Geceniz kutlu olsun.Hepinize benden gelsin




    https://www.youtube.com/watch?v=zVz9GcqBUoQ
    ···
  11. 11.
    +4


    BEYLER BUGÜN AKŞAM ATMAYA DEVAM EDECEĞiM,DESTEKLERiNiZ iÇiN TEŞEKKÜRLER. AYNI ZAMANDA DÜN GECE TiMiN FLAMASINI(PATCH) HAZIRLADIM




    ···
    1. 1.
      +1
      Resimleri göremiyorum pampa?
      ···
      1. 1.
        0
        kardeşim onu 3-4 part sonra atacağım hikaye ile aynı anda gitmek istiyorum
        ···
  12. 12.
    +4


    HiKAYEDEN BiLGiLER








    Dediğim gibi kurgu olduğu için çoğu şeyi sizlere kendim yapacağım.
    Şimdi bu logo hikayemde yer alacak olan düşmanların örgütünün logosu.Bu örgüt Suriye'de ki PKK'ya bağlı unsurların bölgede aktifliğini kaybedip unutulmasından sonra tekrardan bir araya gelerek eski güçlerine kavuşmak istemesi ile kurulmuş.Arapça yazıda ise Suriye Kürdistanı yazıyor.Onlara göre Suriye'de ki bazı topraklar kendilerine ait ve eskiden devlet zorla almış.Örgütün aktif olarak üye sayısı bilinmese de Türk yetkililer 5.000-8.000 arasında militan gücü olduğunu tahmin ediyor.Yine Özgür Suriye ordusu ile düşman.Destek veren ülkeler az çok tahmin edilebiliyor.Örgütün en büyük amacı Büyük Kürdistan Devletinin kurulmasında önemli rol oynayacak olan ve kendilerine göre bu devrimi başlatacak olan hareket"Suriye de ki topraklarını geri almak ve bağımsızlık ilan etmek" Hikayenin ileri ki bölümlerinde bu örgütü daha iyi tanıyacağız.




    Her türlü yoruma açıktır.
    ···
  13. 13.
    +1
    Yavaştan belli edin kendinizi beyler
    ···
  14. 14.
    +4


    izin






    1 haftalık moral izninin verilmesi herkesten çok Güray'ı sevindirdiği kesindi.
    Memlekete gelmiş olmanın sevinciyle birlikte kendi içimde ki
    kavgayı tekrar başlatmıştım.

    Sabiha Gökçen hava-limanına vardığımızda saat akşam 19.00 civarındaydı.
    ilk önce eve geçecek, sonra da arkadaşlarımla buluşup hasret giderecektim.

    Ailem dahil tanıdıkların hepsi beni normal piyade sanıyordu ki özel kuvvetlerde
    çalışıyorum demek bizlere aykırı davranıştı.

    -"Beyefendi buyrun valiziniz"
    -"Aa teşekkür ederim iyi akşamlar"
    -"iyi akşamlar"

    Bir garip olmuştum;5-6 ay sonra ilk defa sivil ortama tekrardan uzun olmasa da
    7 gün dahil olacaktım.

    Çıkış kapısında dışarıda ki soğuk havanın yüzüme vurması;bir hasretin bitmesine
    işaretti. Annemi-babamı ve özlemem dediklerimi bile özlemiştim.

    Taksiye binerek abimize adresi belirttim.
    Taksiyi kullanan şoför benden yaşlıydı belli;ekmek parasının peşinde
    bu yaşta da çalışıyordu.
    Arabanın içinde kısık sesle radyo çalıyordu ya da CD bilmiyordum.

    Çalan şarkı Müslüm babamın "geceler"parçasıydı.
    Susmayı tercih ettim;bazen dinlemek hele ki müziği dinlemek
    çok şey anlatıyordu.

    -"Nereden geldin yeğenim?"
    Bu soru samimi bir şekilde memleketimin bir insanının sorusuydu,
    -"Ankara'dan abi"
    -"iş için mi geldin buraya?"
    -"Yok abi aile burada"
    -"Kazasız belasız teslim edelim o zaman"
    -"Eyvallah abi"
    ...

    Kısa süren sessizlik ve
    -"Sen nerelisin abi"
    -"Memleket Diyarbakır yeğenim ama işte geçim sıkıntısı, işsizlik
    bir de terör bizi 1995 yılında buraya attı, Allah'a şükür burada
    yiyoruz, yediyoruz.okutuyoruz."
    -Maşallah abi;kaç çocuk var?"
    -"Ellerinden öper;3 tane"
    -"Maşallah abi"
    ···
  15. 15.
    +5


    Ev






    Taksiden ineli 10 dakika olmuştu.
    istanbul'un akşamları bir başka zaten;hele o akşamlar ara sokaklarda
    yürüyorsan başka bir anlam katıyor bu şehir sana.

    içimde tuhaf bir duygu var;henüz kestirmiş değilim.
    Yalan söylememek gerekirse utangaç birisiyim belkide
    hayatım boyunca kendi iç sesimin söylediği doğruları bile
    inkar ettim ve etmeye devam ediyordum.

    Özlem duygusu diye geçiştiriyorum;içimden kendi kendime.
    Sokaklardan geçerken bavulumun tekerleklerinden çıkan ses
    sessizliği bozuyor tabi arada sırada balkonda oturan insanların
    samimi muhabbetlerinin ya da kahkahalarının sesleri bazen de
    çocukların sesleri bozuyor bu sessizliği.

    Yaklaşık 10 dakika daha kalmıştı evime varmaya;
    telefonum çaldı;
    -"Alo"
    -"Alo kanka geldin mi?"
    -"Geldim kardeşim"
    -"Akşam buluşabilir miyiz?"
    -"Bilmiyorum ya aslında yorgun değilim annem-babam ile otururum gelirim ya galiba"
    -"Musti olum ayıp değil amk;1 hafta buradasın de mi?"
    -"Ne ayıbı olum;gelirim merak etme"
    -"Tamam bizim tayfaya haber veririm"
    -"Tamam kaç gibi?"
    -"Akşam 22.00 da ararım seni"
    -"Tamam, hadi görüşürüz"
    -"Görüşürüz"

    Telefonu cebime koymuş ve çocukluk arkadaşım Efe ve yine arkadaş grubunu ne kadar
    özlemişim diye düşünüyordum.
    Mazi canlandı gözümde;çocukken yaptığımız özellikle ergenlik döneminde yaptığımız
    çılgın hareketler...

    Ve tam karşımda çocukluğumun geçtiği apartman vardı.
    Duvarın üstünde yanan hafif ışık;zil tuşlarını görmemi sağlıyordu.
    Hala küçükken babamla;zil yerine ismimizin yazılı olduğu kağıt duruyordu.

    içeriye girdim, asansör yoktu ki zaten 4 katlı bir bina.
    3.kattaydı ev;bavulumu kaldırdım ve merdivenlerden çıktım;zili çaldım.
    ···
  16. 16.
    +3


    Maziler






    Kapı açılır açılmaz annemin bana sarılması bir oldu;ne de olsa anneydi.
    Babamda;tebessüm ediyordu, geleceğimden haberi olan yakın komşular
    bir de bir kaç akraba ve tabi amcam ve teyzemgil gelmişti.

    içeriye geçtikten sonra direk salona geçtim;annem börekleri, kurabiyeleri dizmiş
    ve tabi çayı da koymuştu.

    Sohbet muhabbet ilerliyordu;
    -"Oğlum senin görevin neydi?" Ferit amcanın bu sorusuyla yüzümü ona çevirdim,
    -"Piyadeyim abi normal eğitim-güvenlik görevleri işte"
    -"Oğlum ben askerliğimi piyade komando olarak Kayseri'de yaptım.
    Bizim zamanımızda öyle gevşek askerler yoktu şimdi var, aahh ahh"

    Erkeklerin bulunduğu salonda ki yeni konu "eski ve yeni askerler"idi.
    Herkes bir askerlik anısı anlatıyor komikse gülünüyor;eğer içinde şehit varsa
    "Allah gani gani rahmet eylesin"diyorduk.

    -"Lan bana bak var mı gönülde biri?"

    Bu konularda yaşım ilerlemesine rağmen nedense utanıyordum;
    bu yaşıma kadarda herhangi bir kızla samimi bir muhabbet etmişliğim de yoktu.

    -"Ferit amca başımızı eğitimden mi kaldırıyoruz?"diyerek konuyu kapatmaya
    çalıştım ki başarılı olmuştum.

    Saat 21.30'u gösterdiğinde misafirlerin çoğu gitmişti.
    Erken kalma sebepleri anlayacağınız üzere "gidelimde hasret gidersinler" mantığıydı.

    Salonda amcam olmasına rağmen;
    -"Baba ben bizimkilerle buluşmaya gidiyorum müsaadenizle var mı bir isteğiniz dışarıdan?"
    -"Efe gille mi?"
    -"Evet"
    "Selam söyle anana sor lazım mı bir şey diye?"
    -"Tamam hadi görüşürüz baba, amca tekrardan sağ olasın geldiğin için"
    -"ne demek yeğenim?"

    Amcam ile sarıldıktan sonra annem gil yengemle mutfakta konuşuyorlardı.
    Onların yanına gidip gideceğimi haber verdim.

    Ardından tekrar istanbul sokakların daydım
    ···
  17. 17.
    +3
    -Hoş geldin kardeşim"
    Ardından gelen samimi bir sarılma.

    Efe;çocukluk arkadaşım aynı zamanda üniversite de ev arkadaşımdı.
    Bizim tayfa da buradaydı.
    Gökhan,Alp, Berkay ve onların diğer arkadaşları.

    Yaklaşık 8 kişi vardık;herkes ile tokalaşma bittikten sonra bizim mekan olarak adlandırılan
    yere doğru gidiyorduk.

    Tabi sayemizde sessiz sokaklar;muhabbetimiz ile bozuluyordu.
    Yol boyunca işten güçten silah arkadaşlarından konuştuk.
    Tabi bunun yanında diğer arkadaşların hayatıyla ilgilide konuştuk.

    Berkay 26 yaşındaydı;Mühendislik mezunuydu ve çalışıyordu, yine
    Alp ingilizce öğretmenliği mezunuydu, Gökhan devlet kurumunda memurdu.
    Efe ise yine mühendislik mezunuydu.

    Ve işte mekandaydık;Sabri Ustanın Yeri.
    Küçüklüğümüzde okuldan kaçarsak ya da okuldaki öğle arasında buradan yerdik.
    Pahalı bir yer değildi;memur ya da askeri ücretle geçinenlerin rahatlıkta
    girdiği yerdi. Zaten pek fazla gelen gidende yoktu.

    Aba sahibi ile samimi olmamız ve bir mazimizin olması burayı
    "bizim mekan"yapmıştı.

    Geçtik dışarıda bir masaya oturduk.
    iki dakika sonra genç bir garson geldi;
    -"Hoş geldiniz abi"
    -Hoş bulduk kardeşim"
    -"Ne arzu edersiniz abi?"
    -"Ne var kardeşim"dedi Efe
    -"Abi ızgaraların hepsi var, yine ev yemekleri var"
    -"Beyler?"

    Kendi aramızda ne alacağımızı kararlaştırdık.

    -"Kardeşim bize ortaya karışık yap hepsinden olsun, içecek olarak kola gönder"
    -"Başka bir arzunuz var mı abi?"
    -"Yok kardeşim sağ olasın"

    Başlayan muhabbet ile birlikte;mekan canlanmıştı.
    Garson bardakları getirdi zaman;
    -"Sabri abi yok mu?"diye sordum
    -"Yok abi o 1 saat önce gitti"
    -"Eyvallah"
    ···
  18. 18.
    +3
    Yemek gelmiş ve hem yiyip hem de muhabbet ediyorduk.
    Sözün kısası "kaliteli zaman"geçiriyorduk.

    Yemek bittiğinde;garson masayı toplamaya geldiğinde;
    -"Çay alır mısınız abi?"
    -"Sıcaksa alırız kardeşim"dedi Alp
    -"Ayıpsın abi"dedi samimiyetle garson.

    -"Musti senin ki yüksek lisans yapıyor haberin olsun?"
    işte o an garip hissettim kendimi;sanki içimdeki sıkıntının ne olduğunu bulmuştum.
    -"Benim ki kim dıbına koyum?"
    -"Lan yeme beni Musti"
    -"Lan bi gibtir git, yeme bizi"diyerek konuya dahil oldu Berkay

    -"Olum tamam amk ne diye hatırlatıyorsunuz,hem niye konuyu açtın amk"
    -"Haber verelim amk yengeyi başka birileri kapacak sen böyle oturursan"
    -"Ne yapayım amk"
    -"Lan Musti harbi soruyor musun?"

    Kısa bir sessizlik oldu;tabi o ara Efe sigarasını çıkarmış ve yakmıştı.
    Ardından ortamda sigara içenlerde paketlerini çıkartmışlar ve muhabbeti dinliyor ve
    yardım etmeye çalışıyorlardı.

    -"Usta hikaye ne yanlış anlamazsan bilmiyorum da hikayeyi?"
    Söyleyen kişi Alp'in kuzeniydi;
    -"Ne ayıbı kardeşim olay şu üniversitede bir kızı sevdim"
    -"Eeee" dedi Efe
    -"Eee si bu kardeşim"
    -Lan olum herkes sever sen bir şey yapmadın sıkıntı o!"
    -Kardeşim niye ya? dedi Alp'in kuzeni

    Normalde sigara içmem ama arada bir ortamda ya da sıkıntılı sohbetlerde
    yakardım bir kaç dal.
    Sigaramı yakıp içime çektikten sonra;
    -"Kardeşim o iş yaştı ya"
    -"Niye ki?"
    -"Kız güzeldi, kültürlüydü, biz tam tersiydik kardeşim"

    Araya Efe girdi;
    -"Lan olum herkes sever;kedi sever, köpek sever.Sen bir çaba mı sarf ettin?"
    -Cevabını bildiğim bir şey için niye uğraşayım ki? hem kızı da zor durumda bırakırdım.
    -Kardeşim bırak bu ayakları
    -Aga konuyu gibtir et geçti gitti dedim.

    -Tamam Musti;konuyu bırakalım sen de içinde ki o acı duyguyu yaşa,ne olduğunu bildiğin
    dermanın ne olduğunu bildiğin yaraya derman arama.

    Bu muhabbet benim "bitmeyen ama söndürülen aşkımı"canlandırmıştı.
    Yaklaşık 1 saatten sonra dağılmıştık.
    ···
  19. 19.
    +2 -1


    HiKAYEDEN BiLGiLER -2- "TÜRK TUGAYI"








    Bu grup,Suriye de Türkiye Devletinin desteği ile kurulmuş Anti-Kürdistan amacıyla Suriye de görev alan Türk ve Suriye Türkmenlerinden oluşur.Örgüt Suriye de;Türk Silahlı Kuvvetlerine yardımcı olur aynı zaman da bu grubun üyeleri Türkiye'de askeri eğitim almış kişilerdir.iki amaçları vardır;
    -Anti-Kurdistan
    -Türkmen Bölgelerini korumak
    Örgütte ki üyeler ikiye ayrılır; Silahlı Milisler ve Derin Milisler.
    Derin Milisler;örgüte istihbarat sağlar ve örgütün %1 lik kısmı bu grubun içindedir.Bir efsaneye göre bu kişiler Suriyeli Kürt Gençler gibi bir çok terör örgütünün içine sızmış kişilerdir.
    Geri kalan kısım ise Silahlı Milislerdir.

    Hikayede çok daha iyi tanıyacağız.




    Bugünlük bu kadar beyler yarın aynı saatte hazır olun;okuyanların gözlerine sağlık.
    ···
    1. 1.
      +1 -3
      k*rdistan ı bi daha büyük yazarsan ananı giberim
      ···
      1. 1.
        0
        Kardeşim yaşının küçük olduğu belli (:

        Bir gibik kelimenin ilk harfinin büyük-ya da küçük yazılmasına bir anlam vermen senin ne kadar saf olduğunu gösterir.

        Askere gittin mi bilmem ama askeri raporlarda bile bu kelimenin ilk harfi büyük yazılır.

        Sen neyin kafasını yaşıyorsun?
        ···
  20. 20.
    +2


    HiKAYEDEN BiLGiLER -3- "TÜRK TABURU"








    Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı olan bu tabur;Kür Şad Timinin bağlı bulunduğu taburdur.Tabur komutanı Yaşar Yarbay nam-ı diğer Deli Yaşar'dır.Taburun özelliği ise tamamen subay-astsubaylardan oluşmasıdır.Özellikle terörle mücadelede kurulduğu yıldan itibaren 4 şehit ve 12 gazi çıkarmıştır.




    ···